Kültür-Sanat |
Hat sanatı da klâsikten moderne yönelmeli |
HATTAT Süleyman Berk, her sanat dalının temelini klâsiğe oturtması gerektiğini ifade ederek, ‘’Önce klâsik olan kavranılmalı sonra yeniliğe, moderne yönelinmeli. Bardak dolduktan sonra taşan kısımlarından bir takım yenilikler yapılmalı. Biz bunu destekliyoruz’’ dedi. Hat sanatının, Arap yazısının güzel hali olduğunu ‘’Hüsn’’ kelimesinin güzel olan, ‘’Hat’’ kelimesinin ise çizgi anlamına geldiğini ve ‘’Hüsn-ü Hat’’tın ise güzel yazıyı temsil ettiğini anlatan Berk, hüsn-ü hattın kâğıt, kalem ve mürekkepten oluşan 3 ana malzeme ile ortaya çıktığını söyledi. Berk, bu sanatta, kâğıt, mürekkep ve kalemin uyum içerisinde olması gerektiğini vurgulayarak, ‘’Yani birbirine yabancı olmamalıdır. Kalemin, kâğıdın ve mürekkebin iyisi olmalıdır. Siz çok iyi yazı yazarsınız, kâğıt güzel değildir, mürekkep güzeldir, bunların uyumu olmadığı için yazınız güzel olmaz. Buna gönderme yapan eski hat ustaları ‘Kem alet ile kemalat olmaz’ demişlerdir. Bu söz hüsn-ü hattın ne istediğini bize anlatır’’ diye konuştu. Süleyman Berk, hüsn-ü hattın, ‘’Muhakkak’’, ‘’Reyhani’’, ‘’Sülüs’’, ‘’Nesih’’, ‘’Tevki’’, ‘’Rikaa’’ gibi 6 ana şekilden oluştuğunu, bunun dışında ‘’Divani’’, ‘’Celi divani’’, ‘’Ta’lik’’, ‘’Celi talik’’ ve ‘’Tuğra’’nın da farklı formlar oluşturduğunu belirtti. Hat yazıları kullanılarak yapılan yazı-resimler olduğunu hatırlatan Berk, sanat endişesi içinde yazılmayan bu yazı-resimlerin bir değerinin olmadığını, fakat kuvvetli ve kudretli hattatların elinden çıkan yazı-resimlerin çok önemli ve değerli olduğunu dile getirdi. Doktora çalışmasını 18. ve 19. yüzyılların önemli hattatlarından Mustafa Rakım’ın üzerine yapan Berk, Rakım’ın, dönemin hat sanatının Pablo Picasso’su olduğunu ve hat sanatına çok büyük katkıları olduğunu söyledi. Hat sanatındaki yenilik arayışlarının Kanuni Sultan Süleyman döneminde başladığını, Cumhuriyet döneminde Emin Barın, Ali Toy’la devam ettiğini anlatan Berk, her sanat dalının temelini klâsiğe oturtması gerektiğini kaydetti. Berk, ‘’Önce klâsik olan kavranılmalı sonra yeniliğe, moderne yönelinmeli. Bardak dolduktan sonra bu taşan kısımlarından bir takım yenilikler yapılmalı. Biz bunu destekliyoruz. Her şeyde yenilik şart. Her sanat için sabır gerekir. Hat sanatı için de sabır gereklidir, sabır olmazsa sanat icra edilmez’’ dedi. |
22.09.2010 |
OKULLARA ‘MÜZE’ GELİYOR |
RAHMİ M. Koç Müzesi koleksiyonundan seçilmiş 50 objenin bulunduğu gezici müze Müzebüs’ün bu yıl eğitim-öğretim yılı boyunca da 24 ilde 220 okulu ziyaret etmesi planlanıyor. Müze gezmek için büyük şehirlerde yaşamak hatta müzeye gitmek gerekmiyor. Rahmi M. Koç Müzesi’nin 2003 yılından bu yana sürdürdüğü gezici müze geleneği bu yıl da devam ediyor. Bugün Mersin’de başlayacak “Müzebüs”ün Anadolu turu, 2010-2011 eğitim öğretim yılı boyunca sürecek. Turun 17 Haziran 2011’de Edirne’de sonlanması planlanıyor. Bugüne dek 1033 okul ve 155 bin öğrenciye ulaşan gezici müze, bu yıl da 24 ilde 220 okul ve 20-25 bin öğrenciye ulaşmayı hedefliyor. Eğitim-öğretim yılı boyunca yaz kış, köy kasaba demeden ilerleyen Müzebüs’te ulaşım, iletişim, kuvvet-hareket ve çevre bilinciyle ilgili teknolojik gelişimi gösteren 50 obje sergileniyor. Bu objeler arasında buhar makinesi, kronometre, radyometre, telgraf, gramofon, Güneş saati, Güneş pilli araba vb. bulunuyor. Müzebüs’ün ziyaret rotasında yer alan okullar Millî Eğitim Müdürlükleri ile irtibata geçilerek belirleniyor.
İstanbul / Said Temur |
22.09.2010 |
Konya’da kubbeler mistik müzikle çınlayacak |
KONYA, Uluslararası Mistik Müzik Festivali’ne bugünden itibaren ev sahipliği yapıyor. Dünyaca tanınan İslâm Türk mütefekkir, mutasavvıf ve şairi Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin doğum yıldönümü münasebetiyle düzenlenen Uluslararası Mistik Müzik Festivali, bu sene 7. defa sanatseverleri Konya’da buluşturacak. On gün sürecek festival boyunca doğudan batıya değişik ülkelerden mistik müzik grupları Konya’dan dünyaya seslerini duyurmaya çalışacak. Dünya İnançları Fotoğraf Yarışması’nda dereceye giren ve gösterilmeye değer bulunan fotoğrafların yer alacağı bir de serginin açılacağı festivalde; İran, Endonezya, Tayvan, Tuva, Pakistan, Yunanistan, Mali ve Hindistan’dan gelen ekipler ülkelerinin mistik müzik parçalarıyla konserler verecek. Konya Büyükşehir Belediyesi Mevlânâ Kültür Merkezi’nde yapılacak festival faaliyetleri, Antakya Medeniyetler Korosu’nun vereceği konserle tamamlanacak. |
22.09.2010 |
İBB Şehir Tiyatroları Ekim ayı biletleri satışta |
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, 1 Ekim 2010 tarihinde Surname 2010 adlı oyunla perdelerini açıyor. 2010-2011 Sezonu’na yeni oyunlarla başlayacak olan İBB Şehir Tiyatroları, Ekim ayında 5’i yeni, 19 oyunla seyircisinin karşısına çıkacak. Surname 2010, Alemdar, Dört Kişilik Bahçe adlı yeni oyunların yanı sıra; Lüküs Hayat, Bakhalar, Yüzleşme, Romeo ve Juliet, Dünyanın Ortasında Bir Yer, İstanbul Hatırası, Merhaba Hoşçakal, Gizli Oturum, Tarla Kuşuydu Juliet, Bozuk Düzen, Bekleme Salonu, Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye adlı oyunlar Ekim ayında seyirciyle buluşacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Ekim 2010 içinde oynanacak oyunların bilet satışına başlandı. Biletler; yarın itibariyle İBB Şehir Tiyatroları gişelerinden satın alınabilecek. Ekim ayı oyun biletlerini internet üzerinden satın almak isteyenler için web adresi şöyle: www.ibst.gov.tr |
22.09.2010 |
130 yıllık tarihî Ormana Evleri koruma altına alındı |
ANTALYA’NIN İbradı ilçesi Ormana beldesinde eko ve tabiat sporları turizmi için 130 yıllık 50 cumbalı evi koruma altına alındı. Ormana Belediye Başkanı Mehmet Ayhan Keskin, koruma altına aldıkları restorasyon ve onarımı devam devam eden tarihî evleri 2011 yılı ilkbaharından itibaren turizme açacaklarını söyledi. Başkan Keskin, Torosların eteğinde eko ve tabiat sporları turizmi yaygınlaştırmak için belde sakinleriyle birlikte Karabük Safranbolu ile Ankara Beypazarı evlerinde geniş çaplı araştırma yaptıklarını kaydetti. Beldelerinde toplam 120 tarihî Ormana evi bulunduğunu aktaran Keskin, Avrupa ülkelerinden gelen eko, Nordic Walking (İskandinav yürüyüşü), tabiat yürüyüşü (trekking), gastronomi (yemek kültürü) ve dağ bisikleti sporcularını tarihî konaklarda ağırlayacaklarını belirtti. |
22.09.2010 |
Sipsi virtüözünden türkü albümü |
ANTALYA’NIN Manavgat ilçesi Çolaklı beldesinde yaşayan sipsi virtözü Teke yöresi türkülerini bir albümde toplayarak ölümsüzleştirmek istediğini söyledi. Sipsinin halk çalgılarının üfleme ile (nefesli) çalınan en küçük boylu müzik aleti olduğunu belirten Karahacılı Aşireti Yörük Beyi ve sipsi ustası Mehmet Coşkun, 45 yıldır düğünler ve Yörük göçlerinde yöre türkülerini sipsiyle seslendirdiğini anlattı. Otellerin Türk gecelerinde turistlere sipsi resitali de yaptığını belirten Mehmet Coşkun, Burdur’un Dirmil (Altınyayla) yöresine ait müzik aleti sipsiyi turistlerin çok sevdiğini ifade etti. Sipsinin sesini en fazla İskoçyalı turistlerin sevdiğini belirten Coşkun, İskoçların sipsi sesini yöresel müzik aletleri gaydaya benzettikleri için özel ilgi gösterdiklerini kaydetti. |
22.09.2010 |
Bu sazlar ‘garanti belgeli’ |
PENDİK Güzelyalı Mahallesi’nde 15 yıldır saz ustalığı yapan Sivaslı Sakin Kelle, “Türkiye’nin Garanti Belgesi veren tek ustasıyım” iddiasında bulunarak yaptığı sazların kalitesine duyduğu güveni ortaya koyuyor. Asıl mesleği marangozluk olan 35 yaşındaki Sakin Kelle, kardeşi Veli Kelle ile beraber evlerinin altında kurduğu saz atölyesinde; curadan meydan sazına kadar 20 çeşit saz üretimi yaparak hayatını kazanmaya çalışıyor. Ayda ortalama 20 saz üretimi gerçekleştiren Sakin Kelle, piyasada 20-30 liraya satılan sazların kendi işlerini olumsuz yönde etkilediğini ve emeğinin karşılığını alamadığını belirterek; “20 liraya bırakın saz satmayı, sapını bile yapmanız mümkün değil” diyor. Saz severlere uyarıda bulunan Kelle, düşük fiyatlı sazları, fabrikada test aşaması tamamlanmadan çıkan bir otomobile benzeterek; “Sizi yarı yolda bırakabilir” benzetmesinde bulunuyor. El emeği göz nuru sazlarına 1 yıl garanti veren Sakin Kelle bunun Türkiye’de bir ilk olduğunu iddia ediyor. |
22.09.2010 |