Güncel |
Okullara ‘değerler eğitimi’ genelgesi |
MİLLî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, 2010-2011 eğitim-öğretim yılının ilk haftasında tüm resmi ve özel eğitim kurumlarının bütün sınıf ve şubelerinde, ‘’Değerlerimizle ilgili olarak öğrencilerin yeterliliklerini artırmak ve bunların davranışlarına yansımasını sağlamak amacıyla etkinlikler yapılması’’ talimatı verdi. Bakan Çubukçu, ‘’İlk Ders’’ konulu yayımladığı genelgede, bireyi, aileyi, yaşanılan toplumu ve dünyayı tehdit eden risk ve sorunların çözümünde toplumsal hayatın temel yapısını oluşturan milli, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerden olan yardımlaşma, dayanışma, hoşgörü, misafirperverlik, vatanseverlik, doğruluk, iyilik, temizlik, çalışkanlık, dürüstlük, sevgi, saygı, adil olma, paylaşımcı olma gibi kazanımların en önemli referans kaynağı olduğunu belirtti. Ahlaki, insani, sosyal, manevi değerlerin tüm bireylere kazandırılmasında en önemli etkenin eğitim olduğunu ifade eden Çubukçu, ‘’Bu kazanımların öğrencilerimize aktarılması da değerler eğitimini oluşturmaktadır’’ dedi. 2003 yılından itibaren geliştirilen öğretim programlarına kültürel birikimlerin yansıtıldığını belirten Çubukçu, uygulamaya konulan programların temel ögeleri arasında değerlerin de yer aldığını kaydetti. Bakan Çubukçu, ‘’Dolayısıyla öğrencilerimizin bir taraftan yüksek düzeydeki kazanımlarımız olan değerlerimizi yaşamalarını sağlayarak toplumsal dayanışma ve bütünleşmeye katkı sağlamak, diğer taraftan da bu kazanımlarımızın gelecek nesillere aktarılmasındaki önemli görevi yerine getirerek artan ve değişen risk ve tehditlerden bireysel ve toplumsal korunmayı sağlamak amaçlanmaktadır’’ dedi. Değerler eğitiminin toplumun tümünü ilgilendirdiğinden çok boyutlu ele alınması gerektiğine işaret eden Nimet Çubukçu, bu açından eğitim sistemini oluşturan tüm unsurların bu konuda duyarlılık ve bilinç kazanmasına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Çubukçu, öğretmenlerin öğrencilere değerlerin kazandırılmasında öncü rol üstlendiklerine dikkati çekti.
MİLLİ Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, 20 Eylül Pazartesi günü ders zilinin çalarak, 2010-2011 eğitim-öğretim yılının başlayacağını söyledi. İlköğretimde bu eğitim-öğretim yılında 1 milyon 226 bin öğrencinin eğitim hayatlarına ilk adımı attığını hatırlatan Er, bu yıl 7 bin 901 yeni dersliğin hizmete gireceğini, 6 bin 141 adet dersliğin yapımının da sürdüğünü bildirerek, yeni dersliklerin sınıf mevcutlarının azalmasını sağlayacağını vurguladı. İlköğretimde bu yıl en önemli değişikliklerden birinin haftalık ders çizelgesinde yapıldığını ifade eden Er, daha önce ilköğretim 1. sınıftan 8. sınıfa kadar haftada 30 saat ders olduğunu hatırlatarak, yapılan değişiklikle bunun ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda 25 saate, 4. ve 5. sınıflarda ise 26 saate düşürüldüğünü kaydetti. |
18.09.2010 |
Gazzeli Ali bebek, tedavi için İstanbul’da |
KALP anomalisi olan Gazzeli Ali bebek, tedavi edilmek üzere Türkiye’ye getirildi. Ali Faisizuhri Şabani adlı bebek, Mısır’ın El Ariş Havaalanı’ndan kalkan Sağlık Bakanlığına bağlı, Cenk Eğrigöl kaptanlığındaki ambulans uçakla İstanbul’a nakledildi. Ambulans uçak, Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptı. Ali bebeğe, annesi Nada ve babası Halil Şabani ile bir sağlık ekibi refakat etti. Uçaktan alınan Ali bebek, Sağlık Bakanlığına ait ambulansla tedavisinin sürdürüleceği Dr. Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edildi. |
18.09.2010 |
“Evren’’ adından kurtulmak istiyorlar |
İSMİNİ 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren’den alan Ankara’nın Evren ilçesinde yaşayanlar, ilçe isminin değiştirilmesini istiyor. Evrenlilerin yüzde 90’ının ‘’Evren’’ isminin ‘’Çıkınağıl’’ olarak değiştirilmesini talep ettiğini belirten Belediye Başkanı Nedim Keskin, ‘’Resmî başvuru yapıldığı takdirde biz bunu ilk Belediye Meclisi toplantısında değerlendiririz’’ dedi. 12 Eylülde yapılan referandumda Anayasa değişiklik paketine ‘’evet’’ denilmesinden sonra 7. Cumhurbaşkanı Kenen Evren’e yönelik tepkiler, Evren ilçesinde farklı bir boyut kazandı. Halk oylamasında yüzde 62 oranında ‘’evet’’ diyen Evrenliler, yıllardır bitmeyen isim tartışmasına yeniden başladı. Evren kahvehanelerinde şimdi hararetli bir şekilde ilçenin isminin değiştirilmesi tartışılıyor. MHP’li Belediye Başkanı Nedim Keskin, ilçe isminin değiştirilmesini isteyenlerin oranının yaklaşık yüzde 90 olduğunu, talebin yerine getirilmesi için resmî başvuru gerektiğini söyledi. Keskin, ‘’Yeterli imza olursa gözardı edemeyiz. Resmî başvuru yapıldığı takdirde biz bunu ilk Belediye Meclisi toplantısında değerlendiririz’’ dedi. Keskin’in sözleri üzerine hemen dilekçe yazmaya koyulan çiftçi Ahmet Özçelik, Kenan Evren’in cumhurbaşkanı olduğu dönemde sadece daha iyi hizmet alabilmek için ilçelerine Evren ismini koyduklarını söyledi.
“ÜSTÜMÜZDE YÜK GİBİ DURUYOR’’
ÖZÇELİK, Evren isminden memnun olmadıklarını belirterek, ‘’Eskisi gibi ilçenin adının ‘’Çıkınağıl’’ olmasını isteriz. Üstümüzde yük gibi duruyor Evren ismi’’ dedi. Çıkınağıl isminin halka sorulmadan değiştirildiğini hatırlatan CHP İlçe Başkanı Hilmi Demirci de, Evren adı dünya anlamında verilseydi sorun olmazdı. Zaten Çıkınağıl’ın söylenmesi zor, ama ilçenin ismi Kenan Evren’den geldiği için değişmesini, eski ismimizi geri istiyoruz’’ diye konuştu. Yaşadıkları yerin isminden dolayı kendilerine yağcı denildiğini ifade eden AKP İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Arif Yalçın da, resmî işlem yaptırdıkları yerlerde yıllarca küçümsendiklerini ileri sürdü. Kahvehanedeki tartışmaya katılan Şakir Demirci ise ‘’Evren ismi ilçenin lakabı oldu. Aslen biz Çıkınağıllıyız. O zamanki belediye başkanı darbeden sonra hemen gitti yağcılık yaptı. Evren ismi lakaptır, aslen isim değildir’’ diye konuştu. |
18.09.2010 |
Kılık kıyafet yasayla düzenlenmez |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de başörtüsü sorunu olduğunu ve buna ilgisiz kalamayacaklarını belirterek, “Yasalarla kılık kıyafeti düzenleyemezsiniz. Bakın şapka kanunu var, şapka takan var mı? Bir dönem fes giymek mecburiydi. Sonra fesi çıkarmak sorun oldu. O nedenle bunları toplum aşar. Biz de aşacağız. Ama biz olaya siyasî açıdan bakmıyoruz, hak ve özgürlükler açısından bakıyoruz” şeklinde konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’de başörtüsü sorunu olduğunu ve buna ilgisiz kalamayacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, Brüksel’deki bir lokalde Belçikalı Türkler ile biraraya geldi. Türk toplumunun sorunlarını dinleyen ve çözüm önerilerini anlatan Kılıçdaroğlu, “başörtüsünü çözeceği” yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: “Türkiye’de bir sorun var mı? Evet, bir başörtüsü sorunu var. Bu soruna karşı biz ilgisiz kalabilir miyiz? Hayır. Sen siyasetçisin, varsa bir sorun çözeceksin. Onun için diyoruz ki ‘Biz bu sorunu çözeceğiz.’ Bizim AK Parti ile aramızdaki fark şu: AK Parti olayı siyasallaştırdı ve siyasallaştırdığı için de çözemiyor. Oysa biz siyasallaştırmıyoruz, farklı bir anlamda bakıyoruz. Yani o insanımız ister inancı nedeniyle ister sosyal nedenlerle ister geleneksel nedenlerle ister aileden gördüğü şekliyle giyinebilir. Kimse kılık kıyafeti dolayısıyla sorgulanmıyor da zaten. Sorgulanmamalı da. Ayrıca kılık kıyafetler yasa konusu da olmaz. Yasalarla kılık kıyafeti düzenleyemezsiniz. Bakın şapka kanunu var, şapka takan var mı? Bir dönem fes giymek mecburiydi. Sonra fesi çıkarmak sorun oldu. O nedenle bunları toplum aşar. Biz de aşacağız. Ama biz olaya siyasî açıdan bakmıyoruz, hak ve özgürlükler açısından bakıyoruz.” Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan dedi ki ‘Çözersen gel çözelim.’ Bizim açımızdan sorun yok. Biz bir siyasetçiye önyargıyla yaklaşmıyoruz. İlla kavga edelim diye düşünmüyoruz. Hep uzlaşma ve barışla toplumun sorununu çözmek için yaklaşıyoruz. ‘Toplumun bir derdi varsa siyasetçiler olarak oturalım, akılla mantıkla onu çözelim’ diyoruz. Ama birileri sorunu çözelim derken ek sorunlar yaratıyorsa o da doğru değil. Gelinen olayda ek sorunlar çıkıyor, ama biz bu sorunu çözmeye talibiz” diye konuştu. |
18.09.2010 |
Akdamar’da ayin günü |
VAN Gölü’nde bulunan Akdamar Adası’ndaki Ermeni Kilisesi’nde, yarın 95 yıl aradan sonra ilk kez ayin yapılacak. Ermeni Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından 915-921 yılları arasında Keşiş Manuel’e inşa ettirilen haç planlı Akdamar Kilisesi’nde, Van Valiliğinin teklifi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın onayıyla yılda bir kez ayin yapılması kararlaştırıldı. Karar çerçevesinde 95 yıl aradan sonra ilk ayin yarın gerçekleştirilecek. Adada yaklaşık 2 aydan bu yana devam eden çalışmalar kapsamında, ayine katılacak misafirleri kıyıdan adaya taşıyacak tekneler bakım ve onarımdan geçirildi. Ayine katılacaklar ve basın mensupları, Gevaş İskelesi’nden hareket edecek teknelerle 20 dakika süren bir yolculuğun ardından Akdamar Adası’na ulaşacak. Yaklaşık 5 bin kişinin katılımı öngörülen ayin için valilik tarafından görevlendirilen ve adada boya, bakım, temizlik gibi çalışmaları yürüten personel, misafirlerin dinleneceği yeni yerler de oluşturdu. Konuklar için Van’daki otel ve misafirhanelerin dolması üzerine 3 bin 500 kişi evini Ermeni konuklar için hazırladı. İstanbul Ermeni Patrikhanesi tarafından kısa süre önce gönderilen ve yetkililerce adaya bırakılan 110 kilo ağırlığındaki, 2 metre yüksekliğindeki haçın ayin günü nereye konulacağı Ermeni din adamları tarafından belirlenecek. |
18.09.2010 |
Cenazede polise saldırı |
HAKKÂRİ'NİN Geçitli Köyü yakınlarında bir minibüsün geçişi sırasında yola döşenen patlayıcının infilak etmesi sonucu hayatını kaybeden 9 kişiden 1’inin cenazesinin, Hakkari’de toprağa verilmesi sırasında, bir grup polise taşla saldırdı. Alınan bilgiye göre, Aydın Erol yönetimindeki 65 EN 341 plakalı minibüsün merkeze 28 kilometre uzaklıktaki Geçitli köyü ile Durankaya beldesi arasından geçişi sırasında yola döşenen patlayıcının infilak etmesi sonucu hayatını kaybeden 9 kişinin cenazesi, yakınları tarafından Hakkari Devlet Hastanesi morgundan alındı. Gazi Mahallesi’nde toprağa verilecek Eşref Gür’ün cenazesi, hastane önünde bekleyen kalabalık grup tarafından omuzlarda taşındı. Cenazenin Gazi Mahallesi’ne taşınması sırasında, gruptan bazı kişiler, çevre güvenliğini sağlayan polise taşla saldırdı. Yoğun taş saldırısı üzerine polis basınçlı su ve biber gazı ile grubu dağıttı. Eşref Gür’ün cenazesi, Gazi Mahallesi mezarlığında toprağa verildi. |
18.09.2010 |
Kurtulmuş: Yeni anayasa ertelenemez |
SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ‘’Hükümet, ‘daha vaktimiz var, biz yeni Anayasayı 2011 seçimlerinden sonraya bırakıyoruz’ diyemez. Türkiye, yeni anayasayı yapmak için bugünden itibaren kollarını sıvamak mecburiyetindedir’’ dedi. Kurtulmuş, partisinin genel merkezinde Avusturya’nın Ankara Büyükelçisi Heidemaria Gürer’i kabul etti. Büyükelçi Gürer’in sorularını cevaplayan Kurtulmuş, bir soru üzerine, geçtiğimiz Pazar günü yapılan halk oylamasında parti olarak ‘’evet’’ oyu verdiklerini söyledi. Numan Kurtulmuş, ‘’Sonuçlar da gayet güzel. Daha da iyi olabilirdi. Eğer kutuplaşma, kamplaşma olmasaydı ‘evet’ oyları çok daha yukarılarda çıkabilirdi’’ dedi. Türk milletinin, halk oylamasında reformdan ve demokrasiden yana olduğunu gösterdiğini vurgulayan Kurtulmuş, ‘’Hükümet, ‘daha vaktimiz var, biz yeni anayasayı 2011 seçimlerinden sonraya bırakıyoruz’ diyemez. Türkiye, yeni anayasayı yapmak için bugünden itibaren kollarını sıvamak mecburiyetindedir. Milletin gösterdiği irade çok nettir’’ diye konuştu. |
18.09.2010 |
STK’lar: Provokasyon açığa çıkarılsın |
MUŞ İli Demokrasi Platformu adı altında bir araya gelen 56 sivil toplum kuruluşunun (STK) temsilcileri, Hakkari’de yolcu minibüsüne saldırının provokasyon olduğunu ifade ederek, bunun ortaya çıkarılmasını istedi. Muş Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) binası önünde bir araya gelen grup adına basın açıklamasını okuyan KESK Muş Şubeler Platformu dönem sözcüsü Derya Yulcu, sivil toplum kuruluşları olarak yaşananlara sessiz kalamayacaklarını söyledi. Temmuz ayında ülke genelindeki sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin çağrıları üzerine, ‘’eylemsizlik kararı’’ alındığını öne süren Yulcu, ‘’Yine bu süreçte Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesiyle ilgili referandum kampanyası sonuçlanmış ve hükümet önemli ölçüde değişimden ve çözümden yana olanların desteğini almıştır. Genelde asker ve sivil ilişkisi netleşmiş, halkın ciddi bir demokrasi talebi öne çıkmıştır’’ dedi. Bugün hükümetin iki ay öncesine göre çözüm noktasında çok daha güçlü bir yere taşındığını ifade eden Yulcu, ‘’Bölgedeki boykot oranının etkisi ve genelde ‘evet’ oylarının oluşturduğu sinerjinin hükümete ve yetkili kurumlara çözüm yolunda önemli bir yol haritası oluşturduğunu’’ söyledi. Yulcu, ‘’Demokratik, barışçıl bir çözümün yolunun açıldığı bu dönemde AK Parti hükümetinin daha cesur davranması, inisiyatif alması, irade göstermesi gerekmektedir’’ dedi. Hakkari’deki bir yolcu minibüsüne mayınlı saldırıya da değinen Yulcu, ‘’Yine önemli gelişmelerin yaşanacağı bir sürecin arifesinde Hakkari’de yaşanan ve masum insanlarımızın katline neden olan provokasyonun bir an önce açığa çıkarılmasını, bunun gibi nefret uyandıran olayların sorumlularından hesap sorulmasını ve bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ediyoruz’’ diye konuştu.
AB’den “sorumluluk” çağrısı
AVRUPA Birliği (AB) Komisyonu, Ayasofya’da ayin yapmak isteyen Amerikalı grubu, üstü kapalı şekilde “sorumlu davranmaya” davet etti. Genişlemeden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Stefan Füle’nin sözcüsü Angela Filote, Ayasofya’da ayin talebi konusunda açıkça hüküm beyan edemeyeceklerini belirtse de “Genel olarak Türkiye’de ibadet özgürlüğüne uyulduğunu düşünüyoruz. 15 Ağustosta Sümela Manastırı’nda düzenlenen ayin ve Akdamar Kilisesi’nde pazar günü yapılacak ayin bunun yeni delilleridir” dedi. Filote, “Türkiye’de dini özgürlüklerin uygulanmasını ilerletmek için birçok meselenin daha çözülmesine ihtiyaç var, ama bu çözümler diyalog ruhu içinde aranmalı. Bu kapsamda bu tür konular ilgili topluluklarla Türk hükümeti arasında tartışılmalı. AB Komisyonu sorumluluk ruhu içinde gerçekleştirilmesi gereken bu diyaloğu destekliyor” diye konuştu.
100 KİŞİ KİPİ SINIR KAPISINDA AYİN YAPTI Bu arada, Uluslararası Ayasofya Kilise Camiası Organizasyonu’nca yapılması planlanan ve daha sonra vazgeçilen ayin ile ilgili yaklaşık 100 kişilik bir grup, İpsala Sınır Kapısı’nın karşısındaki Yunanistan Kipi Sınır Kapısında ayin yaptı. Görgü tanıkları, ayinin yaklaşık bir saat sürdüğünü ifade etti. Grup, daha sonra Atina’ya geri döndü. |
18.09.2010 |
Kıbrıs’ta 7. sınır kapısı 14 Ekim’de açılacak |
KUZEY Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Kıbrıs Rum kesimi arasında geçişleri sağlayan 7. sınır kapısı olacak Yeşilırmak Kapısı, 14 Ekim’de açılacak. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas’ın yapacağı açılışa, AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle de katılacak. Yeşilırmak Kapısı’nın açılmasıyla KKTC toprağı olan, ancak KKTC’yle kara bağlantısı bulunmayan Erenköy’e karayoluyla kontrollü geçiş imkanı da sağlanacak. Yeşilırmak Kapısı’yla ilgili altyapı çalışmaları, KKTC’nin 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Hristofyas tarafından 29 Mart’ta bölgede düzenlenen törenle başlatılmıştı. Kapının açılmasıyla ilgili tartışmalar uzun süre gündemi meşgul etmiş, zaman zaman Talat-Hristofyas arasında sürdürülen müzakerelerin önüne geçmişti. Kapının açılması çalışmaları kapsamında bölgede yaklaşık 7 kilometrelik yol yapımına başlanmıştı. Talat ve Hristofyas, Yeşilırmak kapısının açılması ve Erenköy’e geçiş konusunda 26 Haziran 2009’da anlaşmaya varmıştı. |
18.09.2010 |
Bediüzzaman TIR’ı Edirne’den yola çıktı |
Gazetemizin, Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 50. yılı dolayısıyla hayata geçirdiği “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tır”ı dün Edirne’den start aldı. Cuma namazı sonrası Selimiye Camii önünden yola çıkan tır’ın startı, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular tarafından verildi. Edirne programında Yeni Asya Medya Grup yöneticileri de hazır bulundu. 7 KİŞİLİK EKİP TAKİP EDECEK TIR gezisinde ilk bölgenin koordinatörleri Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı ve Reklâm Koordinatörü Mesut Çoban olacak. TIR, eşliğindeki eskort araç ile 7 kişilik bir ekip yola koyuldu. TIR, 30 merkezde geceleyecek. Bu merkezlerin 18’inde geniş kapsamlı program gerçekleştirilecek. Gezi sırasında uğranılan tarihî mekânlar ile Risâle-i Nur hizmeti açısından anlam ve önem taşıyan yerlerin video çekimi ve fotoğraf kaydı da yapılacak. Edirne, Osmanlı Devletinin Avrupa ve Balkanlara açılan kapısı olması dolayısıyla askeri, ticari ve kültürel açıdan önemli bir merkez durumundaydı. Edirne bu özelliğini günümüz Türkiyesi için de korumakta. GAZETEMİZİN, Bediüzzaman Said Nursî’nin vefatının 50. yılı dolayısıyla hayata geçirdiği “Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet Tır”ı dün Edirne’den start aldı. Cuma namazı sonrası Selimiye Camii önünden yola çıkan tır’ın startı, gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular tarafından verildi. Edirne programında Yeni Asya Medya Grup yöneticileri de hazır bulundu. Tır, “Bediüzzaman Türkiye yollarında” sloganıyla yola çıktı. Tırın hareketinden önce sırasıyla Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı ve gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular birer konuşma yaparak “Hizmet Tırı”nın amacını anlattı.
İKİ ABİDE YAN YANA Yazarımız İslâm Yaşar ise yaptığı konuşmada hizmet tırının mânâ yönüne dikkat çekti. İslâm Yaşar şunları söyledi: “2 muhteşem abidenin kaynaşması biri Sinan’ın Selimiyesi hâlâ aşılamamış ve aşılamamayacak bir eser. Bir mabet. İçine birilerinin girmesi halinde mânâ buluyor. 2. abide Risâle-i Nur medeniyetidir. Kur’ân’ı anlamaya yarayan bir abide. Selimiye de, Risâle-i Nur da ebedidir. Selimiye, karşı çıkmalarına topa tutmalarına rağmen dimdik ayakta. Risâle-i Nur Külliyatını da iftira topuna tuttular tıpkı Selimiye topları gibi, bu hucümlar teker teker döküldü. İki medeniyet de hâlâ ayakta ve yaşamaya devam ediyor.” Bediüzzaman’ı ve fikirlerini geniş kesimlere tanıtmak için yola çıkacaktır, bir ay süreyle belirlenen güzergâhlara uğrayarak Türkiye’yi boydan boya dolaşacak. 17 Ekim’de İstanbul’da tamamlaması planlanan gezi sırasında, ziyaretçilere Bediüzzaman Kimdir?, Aydınlar Konuşuyor, Bediüzzaman’ın Eğitim Modeli ve 5. Ulusal Risale-i Nur Kongresi Sonuç Deklarasyonlarını içeren broşürler dağıtılacak. Gezinin bir belgeselle taçlandırılması planlanıyor. Bediüzzaman Said Nursî’nin ve Risâle-i Nur Külliyatı’nın tanıtılmasını amaçlayan bu gezide, on binlerce broşür dağıtılacak. Dün, (17 Eylül 2010) Edirne’de Selimiye Camii önünde Cuma namazı sonrası başlayıp 30 günlük süre içerisinde Türkiye’yi boydan boya dolaşarak 17 Ekim’de İstanbul’da bitmesi planlanan gezi, gün gün “www.yeniasya.com.tr”, “www.bediuzzamanhizmettir.org” ve “www.sentezhaber.com” aracılığıyla kamuoyuna duyurulacak.
MUSTAFA GÖKMEN EDİRNE |
18.09.2010 |
Demokrasiyi Menderes’e borçluyuz |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ‘’Demokraside bugün geldiğimiz düzeyi ve daha ilerisini talep etme bilincini, rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşlarının hayatları pahasına verdikleri mücadeleye borçlu olduğumuza inanıyorum” dedi. UTANÇTAN KURTULAMADILAR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da merhum Adnan Menderes ve arkadaşlarının anıt mezarını ziyareti sırasında “Onları idama gönderenler bu cinayetin vebalinden ve bu utançtan kurtulamamıştır” dedi. MİLLET TEMYİZ ETTİ DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ise ‘’Yassıada zulümlerin yoğun biçimde yaşandığı karanlık bir dönemdir. Vicdan terazisini tartmadan verilen kararlar bugün halk tarafından temyiz edildi” şeklinde konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilişlerinin yıl dönümü dolayısıyla anıt mezarlarını ziyaret etti. Anıtmezar’daki törende, Başbakan Erdoğan ve Menderes ailesi mozoleye çelenk koydu. Kur’ân-ı Kerim’in okunduğu törende, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin de hazır bulundu. Erdoğan, buradaki törende yaptığı konuşmada, ’Yeter söz milletindir’’ haykırışının, Demokrat Parti ile horlanan, dışlanan, küçümsenen milyonları da iktidara taşıdığını belirterek, sessiz kalabalıkların, sahipsiz kitlelerin, Menderes hareketi ile milli egemenliği hissettiğini ve söz sahibi olduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan, "Türk milleti, onlarca yıldır bu aziz insanları hürmetle, şükranla hayır duaları ile anmaktadır. Onları idama gönderenler ise hiçbir dönemde bu cinayetin vebalinden, bu utançtan kurtulamamışlardır. Türk milleti kendi iradesiyle göreve getirdiği bu masum insanların katledilmesini her zaman lanetle anmıştır. Tesellimiz ise yarım asırdır dinmeyen bu acının boşa gitmemiş olmasıdır." TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ‘’demokraside bugün gelinen düzeyi ve daha ilerisini talep etme bilincini, Adnan Menderes ve arkadaşlarının hayatları pahasına verdikleri mücadeleye borçlu olduğuna inandığını’’ kaydetti. Şahin, eski Başbakan Adnan Menderes’in 49. ölüm yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayınladı.TBMM Başkanı Şahin’in mesajı şöyle: ‘’Büyük devlet adamı, eski başbakan, merhum Adnan Menderes’i, ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyorum. Merhum Menderes, ülkemizde demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşmesi adına unutulmaz hizmetlerde bulunmuştur. Merhum Adnan Menderes, çoğulcu demokratik rejimimizin yerleşmesi ve ülkemizin kalkınma sürecindeki değerli katkılarıyla milletimizin kalbinde her zaman takdir ve saygıyla yaşayacaktır. Demokraside bugün geldiğimiz düzeyi ve daha ilerisini talep etme bilincini, rahmetli Adnan Menderes ve arkadaşlarının hayatları pahasına verdikleri mücadeleye borçlu olduğumuza inanıyorum. Bu vesile ile merhum Menderes’i ölüm yıldönümünde bir kez daha rahmet ve saygıyla anıyorum. Milletimizin ve Menderes ailesinin çektiği acıları yürekten paylaşıyor, merhuma Allah’tan rahmet diliyorum.’’ YASSIADA’YI MİLLET TEMYİZ ETTİ Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Yassıada zulümlerin yoğun biçimde yaşandığı karanlık bir dönem oluduğunu belirterek, ‘’Vicdan terazisini tartmadan verilen kararlar bugün halk tarafından temyiz edildi” dedi. Eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan adına düzenlenen anma töreni öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Cindoruk, Polatkan için anma töreni düzenlenmesinin sevindirici olduğunu belirterek, Polatkan’ın idam edildiği günün acı bir gün olduğunu söyledi. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın haksız bir şekilde hayata veda ettiğini ifade eden Cindoruk, şöyle konuştu: ‘’Vicdan terazisini tartmadan verilen kararlar bugün halk tarafından temyiz edildi. O günkü kararların vahşiliği herkes tarafından kabul görüyor. Dünyada çok zulüm ve işkence vardır, ancak en ağırı yargıç, mahkeme ve savcı tarafından yapılan zulümdür. Yassıada zulümlerin yoğun biçimde yaşandığı karanlık bir dönemdir. Bazı mahkemelerin kararları sadece yargı tarihinde kalmaz, halkların, devletlerin, ülkelerin geleceklerini de tayin eder. Yassıada mahkemesinin kararları Türk siyasetinin yönünü değiştirdi.’’ Cindoruk ve beraberindekiler daha sonra İbis Otel’de düzenlenen Hasan Polatkan’ı anma törenine katıldı. Törene Polatkan’ın eşi Mutahhara Polatkan, kızı Nilgün Polatkan Atlı, torunu Hasan Polatkan Atlı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen de katıldı. |
18.09.2010 |
AB ile vize sorunu ironik bir durum |
Belçİka Büyükelçisi Pol J.M.M. De Witte, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki vize sorununun ironik bir durum olduğunu belirterek, “Bizim vatandaşlarımız rahatlıkla Türkiye’ye gelip tatil yapıp gezerken, Türk vatandaşlarının Avrupa’ya giderken sıkıntı yaşaması ironik bir durum” dedi. Belçika Büyükelçisi De Witte ve Belçika Antalya Fahri Konsolosu Ece Tonbul Kilit, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak’ı ziyaret etti. Budak, ziyarette Türk işadamlarının AB ülkelerine girerken yaşadığı vize sorununu gündeme getirdi. AB dönem başkanı Belçika’dan vize konusunda destek isteyen Budak, “Antalya’dan bazı firmalarımızın yöneticileri iş amaçlı yurt dışına çıkmak isterken, maalesef vize alamadıkları için zor durumda kaldılar. AB ile ilişkilerimizin artması için mutlaka bu vize probleminin çözülmesi lazım. 1980-90’lı yıllarda AB üyeliği konusunda Türk halkında büyük bir heyecan vardı. Ancak şimdi o heyecan sönmeye başladı. Bunda AB üyesi ülkelerin tavrının da rolü büyük” diye konuştu. ATSO Başkanı Budak’ın vize konusundaki sözlerine hak verdiğini ifade eden Belçika Büyükelçisi Witte ise Avrupa’da en fazla Türk’ün Belçika’da yaşadığına işaret ederek, şunları kaydetti: “Vize konusu çok ironik bir konu. Dönem başkanı olarak bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Vize konusunda zaman zaman suistimaller olması, bütün Türk vatandaşlarının cezalandırılması anlamına gelmemeli. Hedefimiz önce vize kolaylığı sağlanması, sonra da kaldırılması.” |
18.09.2010 |
Okul boykotuna yaptırım uyarısı |
MİLLÎ Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, okulların boykot edilmesi için çocuklarını göndermeyecek olanları uyararak, yaptırımların uygulanacağını hatırlattı. Bakan Çubukçu, yeni akademik yılı açılış töreni dolayısıyla geldiği Fatih Üniversitesinde, gazetecilerin sorularını cevapladı. Okulların boykot edileceği yönündeki açıklamalara ilişkin bir soru üzerine Çubukçu, bu konuda yazılı bir açıklama yaptığını hatırlatarak, şöyle konuştu: ‘’Bu süreçte çocuklarımızın anayasal bir hakkı olan eğitim öğrenim hakkının engellenmesinin ve çocukların siyasi meselelerde kullanılmasının öncelikle bir çocuk istismarı olduğunu, ülkemiz çocuk hakları sözleşmesine taraf olduğu gibi, Çocuk Koruma Kanunu’nun da yürürlükte olduğunu hatırlattım. Açıkçası biz bu konuda, başından bu yana, yani hem siyasi eylemlerde hem diğer konularda çocukların korunması gerektiğini düşünüyoruz. Her şeyden önce çocukların korunması, ailelerinin görevi ama aileler bu görevi yerine getirmiyorsa ve tam tersine çocuklarını şiddet ve istismara konu olabilecek konularda kullandıkları gibi, onların eğitim öğrenim hakkı gibi temel haklarını zedeleyecek uygulamalar içinde oluyorlarsa, bunun gereğini yaparız, diye açıklama yaptım. Çocuklarımızın okuldan alıkonulmasına ilişkin hem Millî Eğitim Kanunu’nda para cezası söz konusu hem de Çocuk Koruma Kanunu’nda yaptırım olarak ceza öngörülüyor. Aslında bu, bir siyasi talep olarak dile getiriliyor ve çocuklar üzerinden dile getiriliyor. Her zaman her zeminde dile getirilebilir, demokratik bir ülkede yasıyoruz ama bunun malzemesi olarak çocuklar kullanılmamalı. Çünkü bu çocuklar sadece anne ve babalarına ait değiller. Anne ve babalarının siyasi görüşlerine de ait değiller. Dolayısıyla her şeyden önce çocuklar hepimizin. Ben bu ülkede yaşayan her çocuğun hepimizin olduğunu düşünüyorum ve çocuklarımızın bu konularda istismar edilmesinin önüne geçmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız, yaptırımları da uygulayacağız.’’ |
18.09.2010 |
‘Demokrat Parti ile AKP’nin kökeni farklı’ |
Sosyolog ve Siyaset Bilimcisi Prof. Dr. Şerif Mardin, Demokrat Parti’nin sosyal kökeni ile AKP’nin sosyal kökeninin başka yerlerden geldiğini söyledi. NTV’de “Yazı İşleri Özel” programına katılan Prof. Dr. Şerif Mardin, referandum sonrası kıyıların muhafazakâr olarak adlandırılmasıyla ilgili olarak “Ege sahilleri diyelim ki kültür açısından niçin ilerici oldukları anlaşılmasın fakat siyasî açında niçin ilerici olduklarını belki Demokrat Parti’nin köklerinden aramak lâzım bunu. Bir kere siyasal bakımdan Demokrat Parti’nin ortaya çıkması bakımından ilerici bir adım attığı muhakkak o illerin” dedi. İktidar partisinin bugün en büyük referanslarından birisinin Demokrat Parti ve Millî Görüş hareketinden ziyade Menderes olduğunun hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Mardin, şunları söyledi: “Yanlış bir referans. Sosyal kökeni itibariyle Demokrat Parti’nin sosyal kökeni ile AK Parti’nin sosyal kökeni başka yerlerden geliyor. Siz biliyorsunuz detaylarını. Oranın ideolojisini kendisine mal etmek istiyor. O stereotipin kendi stereotipi olduğunu anlatmak istiyor. Gene burada stereotipilerle karşılaşıyoruz. Bir parti, parti özelliğini ortaya çıkaracağına stereotipi özelliğini çıkarıyor. Yaptığı iş bakımından AK Parti’ye aferin denebilecek şeyler var, fakat stereotipi olarak bu işi kendine mal etmek şekliden anlamayı ben anlamıyorum. Sosyal yapı diye bir şey var benim de doğru bulduğum. Menderes’in sosyal yapısı AK Parti’nin kurucusunun sosyal yapısı mıdır?” |
18.09.2010 |
8 ilde KPSS operasyonu: 36 kişi gözaltına alındı |
KPSS’de kopya iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında 8 ilde aralarında öğretim görevlileri ve üniversite çalışanlarının da bulunduğu 36 kişi gözaltına alındı. Ankara Cumhuriyet Savcılığının talimatı doğrultusunda, Ankara, Bursa, Konya, Karaman, Bolu, Elazığ, Sakarya ve Adana’da Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü eşzamanlı operasyon yaptı. Operasyon kapsamında, 13’ü Ankara’da olmak üzere toplam 36 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Gözaltına alınanlar arasında, öğretim görevlileri, üniversite çalışanları ve öğrencilerin bulunduğu ifade edildi. Bu kişilere ait olduğu bildirilen çok sayıda bilgisayar ve dokümana da el konulduğu bildirildi. Emniyet yetkilileri, soruşturmanın ‘’suç işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak’’ iddiasıyla yapıldığını ifade etti.
İNCELEME ÖSYM MATBAASINA SIÇRADI
Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli polis memurları, dün sabah saatlerinde ÖSYM’nin binasına geldi. Polis memurlarının Cumhuriyet Savcısı Şadan Sakınan’dan aldıkları talimatla incelemeye dün de devam ettikleri öğrenildi. Ekiplerden bazıları ise Bilkent’teki soruların basıldığı matbaada arama yaptı. |
18.09.2010 |
Birdal'a saldıran kişi tutuklandı |
Bursa’da, 10 Eylülde düzenlenen mitingde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal’a saldıran Bilgehan Şimşek tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Şevket Yılmaz Devlet Hastanesinde tedavisinin tamamlanması ve sorgulamasının ardından adliyeye sevk edilen Şimşek, mahkemece tutuklandı. |
18.09.2010 |
Adıyaman 4,8 ile sarsıldı |
AdIyaman’da 4,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, başta Malatya olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden alınan bilgiye göre, saat 13.17’de merkez üssü Adıyaman’ın Gerger ilçesi olan, orta büyüklükte deprem kaydedildi. Deprem, başta Malatya olmak üzere çevre illerde de hissedildi. Bu arada Gerger Kaymakamı Alp Eren Yılmaz, yaptığı açıklamada, depremin can ya da mal kaybına yol açtığına ilişkin kendilerine bilgi ulaşmadığını söyledi. Yılmaz, sarsıntının ardından köyleri telefonla arayarak bilgi almaya çalıştıklarını bildirdi. |
18.09.2010 |
Ders yılı Pazartesi açılıyor |
MİLLİ Eğitim Bakanlığı İlköğretim Genel Müdürü İbrahim Er, 20 Eylül Pazartesi günü ders zilinin çalarak, 2010-2011 eğitim-öğretim yılının başlayacağını söyledi. İlköğretimde bu eğitim-öğretim yılında 1 milyon 226 bin öğrencinin eğitim hayatlarına ilk adımı attığını hatırlatan Er, bu yıl 7 bin 901 yeni dersliğin hizmete gireceğini, 6 bin 141 adet dersliğin yapımının da sürdüğünü bildirerek, yeni dersliklerin sınıf mevcutlarının azalmasını sağlayacağını vurguladı. İlköğretimde bu yıl en önemli değişikliklerden birinin haftalık ders çizelgesinde yapıldığını ifade eden Er, daha önce ilköğretim 1. sınıftan 8. sınıfa kadar haftada 30 saat ders olduğunu hatırlatarak, yapılan değişiklikle bunun ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda 25 saate, 4. ve 5. sınıflarda ise 26 saate düşürüldüğünü kaydetti. |
18.09.2010 |
SGK anlaşmalı boşananların peşinde |
SGK Ankara İl Müdürlüğü, ölen anne ve babalarından yetim maaşı alabilmek için anlaşmalı boşanan 230 çiftin aylıklarını iptal etti. İl Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, ölen anne ve babalarından yetim aylığı alabilmek için anlaşmalı olarak boşanan, ancak aynı evde yaşayan çiftlere ‘’suçüstü’’ yapıldı. Yetim aylığı alan kişilerin evraklarını inceleyen ve ALO 170’e gelen ihbarları değerlendiren Ankara İl Müdürlüğü sosyal güvenlik kontrol memurları, haksız kazancın önüne geçmek için ‘’kapı kapı dolaşarak’’ incelemelerde bulundu. Bu yılın ilk 6 ayında 643 çiftin evine giderek çiftlerin durumlarını yerinde inceleyen sosyal güvenlik kontrol memurları, çiftlerden 230’unun ölen anne ve babalarından yetim aylığı alabilmek için anlaşmalı boşandıklarını, ancak aynı evde yaşamaya devam ettiklerini tespit etti. Kontrol memurları, hakları olmayan parayı alarak devleti zarara uğratan çiftlerin maaşlarını iptal etti. |
18.09.2010 |
TEKEL işçisinin tazminatı bitti |
TEKEL işçilerine ödenen ‘’iş kaybı tazminatının’’ süresi bu ay itibariyle sona erdi. Tekgıda-İş Sendikası, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, 4/C statüsünde istihdama ilişkin kararın gecikmesi halinde yaklaşık 8 bin 600 işçi ve ailesinin maddi ve manevi olarak büyük bir dar boğaza gireceklerini belirtti. TEKEL işçilerinin Ankara’da 78 gün süren ve Danıştay kararının ardından işçilerin ‘’iş kaybı tazminatına’’ hak kazanmasıyla ara verilen eylemde, 8 aylık tazminat süresinin dolmasıyla yeni bir aşamaya gelindi. İşçilere kıdem ve ücretlerine göre, 8 ay boyunca ortalama bin 100 lira tazminat ödenirken, iş kaybı tazminatı ödeme süresi eylül ayı itibariyle sona erdi. İşçilerin içinde bulunduğu duruma dikkat çekmek için Anayasa Mahkemesine başvuran Tekgıda-İş, tazminat süresinin dolması nedeniyle mahkemeye yeni bir başvuru yaptı. |
18.09.2010 |