Oruç bitti diyerek mideye yüklenmeyin

Malatya İl Sağlık Müdürü Dr. Bayram Zengin, Ramazan ayının bitimiyle birlikte yemeklere aşırı bir yüklenmenin söz konusu olabildiğini ifade etti.

Bayram boyunca bol sıvı içerikli yiyecekler tüketilmesi gerektiğini belirten Zengin, “Bayramda alınan bütün tedbirlere karşın vatandaşlarımız sağlına gereken özeni göstermesi önemlidir. ‘Oruç bitti’ deyip mideye yüklenmenin hazımsızlık ve kabızlık gibi problemlere neden olacağı unutulmamalıdır. Bayramda artan tatlı tüketimi, bayramda birdenbire aşırı yemek yemek, şeker, çikolata, ağır hamur işleri ve diğer tatlıları aşırı tüketmek, sindirim sisteminde ve diğer organlarda çeşitli rahatsızlıklara yol açacaktır. Vatandaşların bu sebeble bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat etmeleri gerekmektedir. Ramazan boyunca önerilen sahur yemekleri ramazan sonrası gece yemek seklinde sürdürülmemeli, gece öğününde meyve, yoğurt gibi besinlerin tüketimi tercih edilmelidir. Ramazan Bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Eğer tatlı tüketmek çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Bayram süresince ve bayramdan sonra da sıvı alımı arttırılmalı, günde yaklaşık 1,5- 2 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir” diye konuştu.

Ramazan bayramının ilk gününden itibaren sağlık sorunu yaşanmaması için sağlık kuruluşlarındaki tedbirlerin arttırıldığını ifade eden İl Sağlık Müdürü Zengin, “Bu kapsamda 112 Acil Sağlık hizmetlerimizde, Ağız ve Diş Sağlı hizmetlerinde ve Devlet Hastanelerimizde ilave nöbetçi personel görevlendirmesi yapılarak halkımızın huzurlu bir bayram geçirmesinde herhangi bir problemle karşılaşılmaması temin edilmiştir” şeklinde konuştu.

Beslenme düzeni

değişikliğine dikkat

Sağlık Bakanlığı, Ramazanda günlük öğün sayısının azalması ve beslenme şeklindeki değişiklikler sebebiyle bayramda daha fazla yemek yeme eğilimine girilebileceği uyarısında bulunarak, aşırı şeker ve tatlı tüketilmesinden kaçınılması, öğünlerin atlanmamasına özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi. Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, Ramazan ayı boyunca oruç tutan kişilerin günlük öğün sayısını azaltmaları ve beslenme düzeninde yaptıkları değişiklikler sebebiyle bayramda daha fazla yemek yeme eğilimine girebilecekleri uyarısında bulundu. Bayramda ikram edilen şekerlemeler ve hamur tatlılarının aşırı tüketilmesinin de bazı sağlık problemlerine yol açabileceğine dikkati çeken Çom, ‘’Şekerler, saf karbonhidrattır ve yoğun enerji kaynağıdır. Bu besinlerin, fazla miktarda tüketilmesi aşırı enerji alınmasına, vücut ağırlığının artmasına ve besleyici değeri yüksek olan besinlerin payının azalmasına sebep olur. Ayrıca şekerlerin fazla tüketimi kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltir ve yine hızla düşürür. Bu da vücutta insülin dengesini bozar, pankreas ve karaciğer gibi organlarımızı yorar. Bunun dışında, aşırı şeker tüketimi sindirim problemlerine yol açabilir ve kronik hastalığı olanların şikâyetlerini arttırabilir’’ dedi.

10.09.2010

Bayramda sağlık hizmeti aksamasın

Sağlik Bakanlığı, 4 günlük Ramazan Bayramı tatili ve devamındaki hafta sonu tatili süresince bütün yataklı sağlık tesislerinde (kamu ve özel sektöre ait) acil servislere başvuracak vakalara zamanında gerekli tıbbi ve cerrahi müdahalenin yapılabilmesi, kaliteli ve özenli tıbbî bakım ve tedavi hizmetlerinin sunulabilmesi amacıyla 81 il valiliğine uyarıda bulundu.

Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve 81 il valiliğine gönderilen genelgede, bayramda hastanelerde personelin izinli olması sebebiyle iş yükünün aratabileceğini, alınacak tedbirlerle aksaklık yaşanmaması istenildi. Bakanlık genelgesinde, “Ramazan Bayramı tatili ve devamındaki hafta sonu tatili süresince acil servislerin bu iş yükünü kaldırabilecek şekilde düzenlenmesi ve takviye edilmesi gerekiyor. Servislere başvuracak vakalara zamanında gerekli tıbbî ve cerrahi müdahalenin yapılabilmesi, kaliteli ve özenli tıbbi bakım ve tedavi hizmetlerinin sunulabilmesi amacıyla, ‘Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ’ hükümlerinde belirtilen esaslar dahilinde acil servis hizmetlerinin yürütülmesi gerekmektedir. Acil servis üniteleri ve diğer kliniklerde insangücü, tıbbî donanım, lüzumlu sarf malzemesi, ilâç, serum ve ambulans hizmetleri yönünden 24 saat kesintisiz hizmet sürekliliği esasına göre hiçbir olumsuzluk ve aksaklığa meydan vermeden ihtiyacı karşılayacak şekilde gerekli önlemler alınacak” denildi.

10.09.2010

Burkulan ayağa masaj yapmayın

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Gür, burkulan ayak bileğine masaj sıcak uygulama ve ilgili eklemi çekiştirme tarzı uygulamaların yanlış olduğunu söyledi.

Ayak bileği burkulmalarının çok sık rastlanan bir sorun olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gür, “Sıklıkla içe doğru olur ve ayak bileği dış ligamanları (anterior talofibular ligamanlar) değişik düzeyde hasar görür. Burkulmanın ciddiyeti ligamanların ne kadar hasar gördüğü ile ilişkilidir. Ağrı, şiş, renk değişikliği (kanama) en önemli bulgulardır. Tedavide ilk yapılacak şey üstüne basmamaktır. Ayak bileğini kontrol etmek için uzman olamayan kişilerin yapacağı zorlamalar olayın şiddetini büyütebilir. Soğuk uygulamak ve ayağı kalp seviyesinden yukarı kaldırmak şiş ve kanamayı azaltacaktır” dedi.

10.09.2010

Batı Nil Virüsü’nde ciddî salgın riski yok

Sağlik Bakanı Recep Akdağ, ‘’(Batı Nil Ateşi virüsü) Ortada ciddî bir salgın falan düşünmüyoruz.

Çünkü hastalık mevsim itibariyle sıcak mevsimde daha çok görülüyor. Artık sonbahara doğru yaklaştık, ancak bizde görülen vaka sayısı da bu yıl az’’ dedi. Akdağ, ‘’Türkiye’de de Batı Nil virüsü görüldü. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusu üzerine, bilimsel kurulun Batı Nil Ateşi virüsünün yol açtığı hastalıkla ilgili bir açıklama yaptığını söyledi. Akdağ, şunları kaydetti: ‘’Zannediyorum 13 Ağustosta Manisa’da, işini iyi bilen ve dikkatli bir enfeksiyon hastalıkları uzmanı, gördüğü bazı vakaların Batı Nil virüsü hastalığına benzediğini, Hıfzıssıhhaya rapor etti. Derhal bir bilimsel heyet oluşturduk. Bu bilimsel heyet sıkı bir çalışma yaptı ve bu virüsle ilgili olarak Hıfzıssıhha metotlarını süratle geliştirdi. Bu metotları teyit etti, bu işte tecrübeli olan diğer ülkelerdeki laboratuvarlarla görüştü. Sonuçta 7 vakada hastalık tespit edilmiş oldu, bunların da 3’ü hayatı kaybetmiş.’’ Sağlık Bakanı Akdağ, Batı Nil Ateşi virüsünün yol açtığı hastalığın geçmiş yıllarda da görüldüğünün söylenebileceğini ifade ederek, ‘’Çünkü İzmir’de bir öğretim üyemizin yaptığı çalışma, geriye yönelik olarak virüsle ilgili bazı bulgulara, daha doğrusu antikorlara insanlarda rastlandığını gösteriyor’’ dedi. Bütün meselenin iyi organize olmak ve bu tür durumlarda hastalığı ortaya çıkararak takibini yapmak olduğunu vurgulayan Akdağ, ‘’Ortada ciddî bir salgın falan düşünmüyoruz. Çünkü hastalık mevsim itibarıyla sıcak mevsimde daha çok görülüyor. Artık sonbahara geldik ve havalar serinliyor’’ diye konuştu.

10.09.2010

Aile hekimliği başvurusu sürüyor

Kasim ayında aile hekimliği uygulamasına geçecek olan İstanbul’da, aile hekimliğine başvurusu süresi 20 Eylüle kadar devam edecek.

İstanbul Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, kamu hekimleri için yapılan ilk yerleştirme sonucu boş kalan 877 aile hekimliği pozisyonu için kamu görevlisi olmayan uzman tabiplerin, 27 Ağustosta başlayan yerleştirme müracaat tarihi 20 Eylüle kadar uzatıldı. Bu arada, kamuda çalışan 2 bin 742 doktorun, aile hekimi olarak yerleştirildiği bildirildi.

10.09.2010