Kültür-Sanat |
Ebussuud tefsiri Türkçe’ye çevrildi |
KANUNİ Sultan Süleyman’ın Şeyhülislâm’ı olan ve ‘’İkinci Ebu Hanife’’ namıyla anılan âlim, hukukçu ve tefsirci Ebussuud Efendi’nin yazdığı, döneminin en önemli eseri olarak kabul edilen ‘’Ebussuud Tefsiri’’, beş asır sonra Türkçe’ye çevrildi. Tefsirin Türkçe’ye çevrilmesiyle ilgili Boğaziçi Yayınları Editörü Gazi Altun, asıl adı ‘’İrşad-ı Akl-ı Selim ila Mezayayi Kitab-il Kerim’’ olan ve Türkiye’de ‘’Ebussuud Tefsiri’’olarak yayımlanan eserin kültür dünyası için önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Altun, eserin çevirisinin 2003’te başladığını ve 2008’de tamamlandığını, eserin 6 bin sayfa ve çift renk baskılı olarak 12 ciltlik takım halinde basıldığını belirterek, ‘’Eser için şöyle bir tabir kullanılmaktadır; Nasıl ki Süleymaniye o devrin, hatta bütün devirlerdeki İslam mimarisinin şaheseridir, bu eser de tefsirlerin şaheseri, tabiri caizse Süleymaniye’sidir.’ Zira nasıl Süleymaniye’yi Kanuni Sultan Süleyman Mimarbaşı Sinan’a yaptırmışsa, bu eseri de Kanuni Sultan Süleyman, Şeyhülislâm’ı Ebussuud Efendi’ye yazdırmıştır’’ diye konuştu. İslâm dünyasının en muhteşem camisinin İstanbul’a kısmet olması gibi, İslâm dünyasının en önemli tefsirinin de İstanbul’a nasip olduğunu dile getiren Altun, Ebussuud Efendi’nin tefsiri kısmen (1.cildi) yazıp oğluyla birlikte Sultan Süleyman’a gönderdiğini, Sultan Süleyman’ın da onu kapıda hürmetle karşıladığını, Kanuni’nin eseri hazırlayan Şeyhülislâm’ın maaşına iki yüz akçe zam yaptığını, eseri tamamlayınca da yüz akçe daha ilâve ettiğini anlattı. Altun, bu eserle gurur duyan Kanuni’nin iki nüsha yazdırarak, Mekke ve Medine’ye (Haremeyn) gönderilmesini emrettiğini, Arapça yazılan eserin Arap dünyasında da büyük bir itibar kazandığını belirterek, eserin hâlâ İslâm âleminde basıldığını ve üniversitelerde ders olarak okutulduğunu söyledi. Ebussuud Efendi’nin âyetlerin iniş sebeplerini, muhtelif yorumlarını ve başka âyetlerle olan münasebetlerini mükemmel şekilde verdiğini anlatan Altun, yerine göre konuyla ilgili hadisleri ve şiirleri de ihmal etmediğini bunun da esere hem derinlik, hem de edebilik kazandırdığını dile getirdi. |
22.08.2010 |