Güncel |
Pakistan için bağış yarışı |
SEL afetiyle yerle bir olan Pakistan’a yardım için hayırsever iş adamları seferber oldu. Yardım kuruluşlarına önemli miktarda malzeme bağışı geldi. İHH İnsanî Yardım Vakfı’na isminin açıklanmasını istemeyen firmalar tarafından gıda, giysi ve ilâç bağışı yapıldı. Bir ayakkabı firması 3 tır terlik ve çizme, bir gıda firması 15 ton süt tozu, bir tekstil firması 25 bin metre kumaş, diğer bir tekstil firması 3 tır tekstil malzemesi bağışladı. 15 ton gıda, 200 koli ilâç, çatı malzemesi ve 50 prefabrik ev bağışı yapıldı. İHH, 35 tonluk yardım malzemesini kargo uçağıyla, diğer kısmını önümüzdeki hafta yola çıkması beklenen “Merhamet Treniyle” göndermeyi planlıyor. İHH’ya yardımlarını Pakistan’a ulaştırması için 20 vagon ayrıldı. Yardımlar için ikinci ekibini Pakistan’a gönderen İHH, bölgeye ayrıca 2 doktor ve 3 sağlık teknisyeni gönderiyor. Bu arada İHH İnsanî Yardım Vakfı, evlerinden olan binlerce insana giysi yardımı yapmak için İslamabad’da bir tekstil atölyesi açtı. Atölye 24 saat çalışarak elbise üretiyor. Başşehir İslamad’da pişirilen yemekler günlük 5 bin kişiye dağıtılıyor. Selzede ailelere gıda dağıtımları devam ediyor. İHH Başkanvekili Yavuz Dede, “Hızlı bir şekilde yaraları sarmak için hayırsever halkımızın aynî ve nakdî bağışlarını bekliyoruz” dedi. Pakistan’a yardımda bulunmak istiyenler www.ihh.org.tr adresinden daha geniş bilgi edinebilir. |
22.08.2010 |
Kültürel mirasa sahip çıkmalı |
ALMANYA Federal Parlamento Milletvekili ve Kültür İşleri Komisyonu Başkanı Prof. Monika Grütters, Alman Başkonsolosluğu’nda kültür konularıyla ilgili bir basın sohbeti gerçekleştirdi. İki ülke arasındaki eğitim ve kültür ilişkilerinin geliştirilmesi gerektiğini belirten Prof. Grütters, Alman Lisesi, İstanbul Lisesi, Türk-Alman Üniversitesi ve benzeri kurumlarla Türkiye’deki Almanca eğitiminin arttırılmasını istediklerini belirtti. Grütters, “Holokost konusu da eğitim kitaplarında olmalı” diye konuştu. Kültürel mirasın korunmasının, ülkeler adına çok önemli olduğunun altını çizen Grütters, Türkiye’deki özellikle Hasankeyf bölgesi, Sulukule, AKM ve Haliç Metro Köprüsü inşaatlarının dünyanın da gündeminde olduğunu belirtti. Haliç’teki köprü inşaatının bir benzerinin Almanya’da Dresden’de yaşandığını belirten Grütters, Dresden halkının köprüyü istediğini belirtti. Haliç’teki köprü için de İstanbul halkının düşüncelerinin önemli olacağını belirten Grütters, “Ancak UNESCO’nun kültürel mirasın korunması ile ilgili statünün kaybedilmemesi göz ardı edilmemeli” ifadelerini kullandı.
DİNÎ AZINLIKLARA ÖZGÜRLÜK ŞART
BİR ülkede dinî azınlıkların da önemli bir husus olduğunu kaydeden Prof. Grütters, ülkesinin Musevîlere karşı işlediği suçlardan dolayı şimdi dinî özgürlüklere azamî dikkat gösterdiğini belirtti. Türkiye’deki Sümela ve Akdamar Kiliselerindeki gelişmeleri olumlu olarak yorumlayan Grütters, yine de Türkiye’deki dinî azınlıklar için yapılanların yetersiz olduğunu dile getirdi. Almanya’daki İslâm toplumu hakkında görüş bildiren Grütters, özellikle cami inşaatlarında, hassasiyetlerin göz önüne alınarak istişareler yapıldığını ve ortak karar alındığını belirtti. Ülkedeki bütün okullarda İslâm dini ile ilgili Almanca eğitimlerin verildiğini belirten Grütters, bu konuya gereken önemi verdiklerini kaydetti. Grütters, Ramazan ayı boyunca da iftar yemeklerine katılmaya çalıştıklarının altını çizdi. Alman vekil, ülkedeki diğer dinlerle de diyalog halinde olmaya özen gösterdiklerini ve dinler arası diyaloğu önemsediklerini belirtti.
İstanbul / CÜNEYT ÜSTÜN |
22.08.2010 |
Yapılan yardımlar gururları incitmesin |
Pakistan’ın sel felâketi sebebiyle yardıma ihtiyaç duyduğunu, ancak gururlarının incitilmemesi gerektiğini belirten Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Pakistan halkının da Türk halkı gibi gururlu olduğunu, yapılan yardımlar konusunda gururlarının incitilmemesine özen gösterilmesini istedi. Önemli olan zihinleri açmak DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB üyelik süreciyle ilgili olarak, “Önemli olan müzakere başlıklarını açmak değil, zihinleri açmaktır, Türkiye’nin evrensel standartlarda bir demokrasi olabilmesidir” dedi. New York’ta Türkevi’nde basın toplantısı yapan Bağış, BM Genel Kurulu’nda düzenlenen Pakistan’a yardım toplantısıyla ilgili bilgi verdi ve gazetecilerin sorularını cevapladı. Bağış, Türkiye’nin AB üyelik süreciyle ilgili soru üzerine, 12 Eylül’de Anayasa değişikliklerinin oylanmasının bile Türkiye’nin AB sürecinde ilerlediğinin bir göstergesi olduğunu söyledi. Bağış, “Önemli olan başlıkları açmak değil, önemli olan zihinleri açmaktır, Türkiye’nin kısır döngüden çıkıp evrensel standartlarda bir demokrasi olabilmesidir. Rahmetli Menderes’in 1959’da yaptığı başvurudan tam 45 yıl sonra, 17 Aralık 2004’te, Sayın Başbakanımızın Brüksel’de masaya vurmasıyla müzakerelere başlamak için tarih alabilmiş bir ülkeyiz” dedi. 2005’in sonundan itibaren başlayan müzakerelerde bugüne kadar 33 faslın 13’ünün açıldığını ifade eden Bağış, önümüzdeki dönemde “rekabet, kamu alanları, enerji, eğitim ve kültür fasıllarını” açmak için yoğun çaba içerisinde olduklarını söyledi. Bağış, şöyle konuştu: “Türkiye’nin AB süreci ilerleyecektir ama ben bu süreci, açılan fasıl sayısına endekslemeye ilk göreve geldiğim günden beri karşı çıktım. Çünkü eğer AB’nin fasılları açıp açmadığına odaklanırsak sırtımızdaki davulun tokmağını Brüksel’deki birtakım bürokratların eline vermiş oluruz. O da Türkiye’ye yakışmaz, bizim Türkiyemizin hassasiyetlerine uymaz. Biz açılan fasıl sayısına değil, Türkiye’nin geldiği demokrasi seviyesine, insan hakları seviyesine, tükettiği gıdanın, yiyecek içeceğin hijyen seviyesine bakıyoruz. Biz bu süreci Avrupalılar için değil, kendi vatandaşımızın yaşam standartlarını yükseltmek için yürütüyoruz, yürütmeye de devam edeceğiz.” YARDIMLAR GURURU İNCİTMESİN BAĞIŞ, BM toplantısındaki konuşmada sel felaketi sebebiyle yapılacak yardımların Pakistan’ın egemenliğine ve Pakistan halkının gururuna saygı göstermesi gerektiğini vurguladığının hatırlatılması üzerine, Bağış, şunları söyledi: “Pakistan halkı bizim halkımız gibi gururludur, kendisine yapılan yardımlar konusunda gururlarının incitilmemesi konusunu özellikle vurgulamak istedik. İslam dünyasında komplo teorilerine karşı bir hassasiyet de vardır, bunları körüklemek isteyen gruplar da olacaktır. Pakistan Dışişleri Bakanı da BM’deki konuşmasında birtakım radikallerin bu durumu istismar edebilme ihtimalinden bahsetti, özellikle Batı dünyasının yaptığı yardımların hassasiyetle, insanların gururunu kırmadan, aksine gururlarını okşayıcı bir şekilde onların ulusal gururunu dikkat alarak yapılması gerektiğini kaydetti.” |
22.08.2010 |
“E-HACİZ DURDURULMALI” |
TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, E-haciz uygulamasının esnafı iş yapamaz hale getirdiğini belirterek ‘’E-haciz durdurulmalı, esas çözüm esnafın borçlarının sıfır faiz ile uzun vadeli yeniden yapılandırılmasıdır’’ dedi. Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, borcu olan esnafın çek yazdığını, çekin karşılığını bankaya yatırıp, ‘’rahatladım’’ derken bankanın ‘’çekin karşılığı yok, yatırdığınız parayı maliye haciz etti’’ demesiyle bütün dünyasının allak bullak olduğunu ifade ederek, devletin, alacaklarına uyguladığı gecikme zammının banka kredi faizlerinden 3,5 kat fazla olduğuna işaret etti. Vergi ve prim borcunu ödemek için bankadan kredi çekmek bile karlıyken, kimse ‘’Bu borçlar neden ödenmiyor?’’ diye sormadığını belirten Palandöken, maliyenin hacizden önce bu durumu araştırarak çözüm üretmesi gerektiğinin altını çizdi. E-haciz uygulamasının kayıt dışılığı artıracağını savunan Palandöken, artık kimsenin bankalarla iş yapmak istemediğine, çek sisteminin işlemez bir hal aldığına değinerek, ‘’Çekinin karşılığı olan para haczedildiği için karşılıksız çekten sorun yaşayan esnaf artık çek kesemiyor. 8 bin liranın üzerindeki ödemelerin bankadan yapılması zorunlu olduğu için bankadan ödenemeyen borç ve alacaklar için fatura da düzenlenmiyor. Böylelikle kayıt dışılıkta da ciddi bir artış görünüyor’’ dedi. |
22.08.2010 |
Hükümet, yetkisini kullanmalı |
SAKARYA Adalet Girişimi Platformu Heron skandalında Hükumeti Genelkurmay’dan açıklama lütfetmesini beklemek yerine yetkisini kullanıp gereğini yapmaya çağırdı.P latform üyesi bir gurup Adapazarı Kültür Merkezi (AKM) önünde eylem yaptı. Grup adına basın açıklamasını okuyan Kandican Mendi, Hükümetin Heron skandalına el koyması gerektiğini kaydetti. Mendi, “Hükümet, yetkisini kullanıp gereğini yapmak yerine Genelkurmay’dan açıklama lütfetmesini bekliyor. Merak ediyoruz, Başbakanlık Teftiş Kurulu, böyle vahim iddiaları araştırmayacaksa ne işe yarayacak? Yoksa sorumlulardan hesap sormak yerine bir kez daha madalyalar, nişanlar mı verilecek?” diye konuştu. Hiçbir hukuki dayanağı olmadığı mahkeme kararıyla sabitken başörtüsü yasağının nasıl devam ettiği soran Mendi “Birleşmiş Milletler dahi ayrımcılığa son verilmesini isterken, Hükumet ‘Türkiye’de başörtüsü yasağı yoktur’ resmi tezini nasıl savunabilir?” ifadelerini kullandı. |
22.08.2010 |
Kılıçdaroğlu: “Heron iddiaları” ciddî |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘’Heronlarla ilgili ciddî bir iddia var. Biz de hükümetten yanıt bekliyoruz. Bizi Genelkurmay değil hükümet bağlar” dedi. Referandum çalışmaları kapsamında Isparta’ya gelen Kılıçdaroğlu, sivil toplum örgütleriyle yapacağı toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını cevapladı. Kılıçdaroğlu, Hakkâri Çukurca’da 6 askerin şehit edilmesine ilişkin, Heronların karargaha ilettiği görüntülerin 30 ayrı merkezden canlı yayında izlenmesine rağmen müdahale edilmediği iddialarına ilişkin soru üzerine, hükümetten cevap beklediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ‘’Bu konuda hükümetten açıklama bekliyoruz. Bizi Genelkurmay değil hükümet bağlar. Ben de herkes gibi açıklama bekliyorum. Genelkurmay hükümete bağlıdır. Biz siyasî kişiyiz. Biz asker değiliz. Şikâyet eden iktidar kanadı, bunun cevabını vermek zorundadır. Hani darbelere karşıydı hükümet? AKP her türlü baskıya nereden gelirse gelsin karşı olduğunu söylüyor. Heronlarla ilgili ciddi bir iddia var. Biz de hükümetten yanıt bekliyoruz. Ancak hükümet Genelkurmay’dan yanıt beklediğini söylüyor. Madem sen iktidarsın adam gibi iktidarlığını yap. Hesapsa hesabını sor.’’ |
22.08.2010 |
Bombalar imha edildi |
ERZİNCAN'IN Kemah ve Hakkâri’nin Şemdinli ileçelerinde bulunan patlayıcı madde düzenekleri imha edildi. Erzincan Valiliğinden yapılan açıklamada, Erzincan İl Jandarma Komutanlığı tarafından yürütülen arazi arama tarama faaliyetleri kapsamında Erzincan’ın Kemah ilçesi Beşikli Köyü kırsalında araziye döşenmiş el yapımı patlayıcı bulundu. Açıklamada, PKK/Kongra-Gel terör örgütü tarafından döşendiği değerlendirilen patlayıcı madde düzeneğinin daha sonra uzman personel tarafından imha edilerek etkisiz hale getirildiği, olayla ilgili olarak adli tahkikata başlandığı kaydedildi. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Güleç köyü yakınlarında arazi arama-tarama faaliyeti yapan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce yol kenarına el yapımı patlayıcı yerleştirildiğini fark etti. Yolu trafiğe kapatan ekipler, çevrede yoğun güvenlik önlemi alarak, durumu bomba uzmanlarına bildirdi. Olay yerine gelen bomba uzmanlarının patlayıcıyı etkisiz hale getirmesinin ardından yol ulaşıma açıldı. |
22.08.2010 |
G. Kurmay’dan Heron açıklaması |
Genelkurmay Başkanlığı, ‘Heron’ olayıyla ilgili olarak internet sitesinde bir açıklama yaptı. Medyaya yansıyan görüntülerin çatışmanın başlamasından sonraki sürece ait olduğu ve gerekli tedbirlerin alınmaya çalışıldığı belirtilen açıklamada, adlî soruşturmanın, ilgili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hemen başlatıldığı ifade edildi. Olayın Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığınca incelemesine başlandığı da kaydedildi. Genelkurmay’dan ‘heron’ açıklaması Genelkurmay Başkanlığı, Hakkari’nin Çukurca ilçesi Han Tepe üs bölgesine yapılan saldırıyla ilgili açıklamada, ‘’Olayın cereyan şeklinden de görüleceği gibi, medyaya yansıyan görüntüler, çatışmanın başlamasından sonraki sürece aittir ve çatışma süresince de ilgili komutanlıklar alınması gereken tedbirleri almış veya almaya çalışmışlardır’’ denildi. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Hakkari’nin Çukurca ilçesi Han Tepe’deki üs bölgesine ve yakın emniyet kuvvetine 19-20 Temmuz 2010 gecesi yapılan terörist saldırısı ile ilgili, medyada çeşitli haber, yorum ve görüntüler yer aldığı belirtildi. Ölümle neticelenen her iç güvenlik olayında olduğu gibi bu olayla ilgili olarak da adli soruşturmanın, ilgili Cumhuriyet Savcılığı tarafından hemen başlatıldığına dikkat çekilen açıklamada, ayrıca, olayın idari yönden de incelenmesi maksadıyla; Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığınca, teşkil edilen idari soruşturma heyetinin de olayın incelemesine başladığı kaydedildi. Açıklamada, 30 Temmuz 2010 günü de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı’nın Askerî Savcılıktan olayın soruşturulmasını istediği belirtildi.
“İDARÎ VE ADLÎ İŞLEMLER ZAMANINDA BAŞLATILDI”
“OLAYIN ne şekilde cereyan ettiği tam olarak belirlenmeden kamuoyuna eksik ve yanlış bilgi vermemek ve yürütülmekte olan adlî soruşturmalara müdahil olmamak amacıyla, en azından idarî soruşturmanın neticesinin alınması ve değerlendirilmesi beklenmiştir’’ denilen açıklamada, idari soruşturmanın ise ilgili karargâhlara, 9 Ağustos günü ulaştığı kaydedildi. ‘’İdarî soruşturmanın değerlendirilmesi ile olayla ilgili diğer mevcut bilgi ve belgelere dayalı olarak yürütülmekte olan adlî soruşturmalara da zarar vermemek kaydıyla, olayla ilgili açıklanabilecek hususlar aşağıdadır’’ denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ‘’Han Tepe üs bölgesi ve yakın emniyet kuvveti mevzilerine yoğun terörist ateşi, 20 Temmuz gecesi saat 01.45’te altı değişik noktadan aynı anda başlamıştır. Olayı öğrenen ve o sırada Diyarbakır’da bulunan dönemin 2’nci Ordu Komutanı da saat 02.00’den itibaren olayın takip, sevk ve idaresine müdahil olmuştur. Olay anında insansız hava aracı, 40 kilometre kadar uzakta başka bir bölge üzerinde olduğundan derhal Han Tepe bölgesine yönlendirilmiş, saat 02.15’te Han Tepe üzerinde olmuş ve görüntü aktarmaya başlamıştır. Buradan açıkça anlaşılacağı üzere saldırı öncesi yaklaşan teröristlerin görüntülerinin aktarılmış olması söz konusu değildir. Basına yansıyan insansız hava aracı görüntülerinden, en erken olanının zamanı ise 02.31’dir ve olayın başlangıcının yaklaşık 46 dakika sonrasına aittir.’’
“GEREKLİ TEDBİRLER ALINDI VEYA ALINMAYA ÇALIŞILDI” OLAYIN başlaması üzerine Hakkari’de konuşlu bulanan taarruz helikopterlerine emir verildiği, helikopterlerin, zorunlu hazırlıklarını müteakip havalandığı, ancak Çığlı Suyu (ZAP) vadisindeki yoğun sis ve toz bulutu sebebiyle güneye, Çukurca bölgesine geçemedikleri, yarım saat süren denemeyi müteakip, Hakkari’ye dönmek zorunda kaldıkları anlatılan açıklamada, aynı helikopterlerin, hava şartlarının iyileşmesi üzerine, saat 04.30’da Han Tepe üzerinde olduğu ve bölgeden uzaklaşmaya çalışan teröristleri ateş altına aldıkları belirtildi. Uzaklaşmaya çalışan teröristlerin, aynı zamanda topçu ve havanlarla da ateş altına alındıkları bildirilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Hava aydınlandıktan sonra, teröristlerin çevredeki hakim arazilerde mevzilendirdikleri Doçka silahları, bölgedeki helikopter faaliyetlerini tahdit etmiş, helikopterlerin inememesi nedeniyle, tahliyeler karayoluyla yapılmıştır. Doçka mevzilerinin yerlerinin tespit edilmesi üzerine, bölgeye iki sorti hava harekatı icra edilerek bu mevziler tahrip edilmiştir. İnsansız hava aracı görüntülerinin hangi makamlar tarafından izleneceği 2’nci Ordu Komutanlığınca ve sadece ilgili birlikler dikkate alınarak belirlenmektedir. Otuz ayrı merkezden bu görüntülerin izlendiği iddiası maksatlı ve gerçek dışıdır. Olayın cereyan şeklinden de görüleceği gibi, medyaya yansıyan görüntüler, çatışmanın başlamasından sonraki sürece aittir ve çatışma süresince de ilgili komutanlıklar alınması gereken tedbirleri almış veya almaya çalışmışlardır. Diğer olaylarda da olduğu gibi, bu olayda da gerekli görülen idari ve adli işlemler zamanında başlatılmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri, soruşturma safhalarının gizlilik sürecine azami şekilde özen ve dikkat göstermekte olup çok zorunlu durumlar dışında, soruşturma süreçlerinde açıklama yapmaktan kaçınmaktadır. Bu hassasiyete başka anlamlar yüklemek yersizdir ve yanlıştır.’’ |
22.08.2010 |
Kimsenin iradesine ipotek koyamayız |
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, referandumla ilgili olarak, “Kimsenin özgür iradesine ipotek koyacak halimiz yok. Evet de çıkarsa ülkemizin hakkında hayırlısı olsun, hayır da çıkarsa hayırlısı olsun. Ama biz doğru olanın bu olduğuna inanıyoruz” dedi. Kimsenin iradesine ipotek koyamayız Türkıye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, referandumla ilgili olarak, ‘’Kimsenin özgür iradesine ipotek koyacak halimiz yok. Evet de çıkarsa ülkemizin hakkında hayırlısı olsun, hayır da çıkarsa hayırlısı olsun. Ama biz doğru olanın bu olduğuna inanıyoruz’’ dedi. Büyükekşi, basınla sohbet toplantısında, iş dünyasını ilgilendiren maddeleri tek tek incelediklerini, gerek özelleştirmede gerek başka meselede bu taslağın iş dünyasının önünü açtığını, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde ilerleme kaydetmesinde de önemli katkılar sağlayacağını anlattı. Büyükekşi, ‘’Biz bu içerikleri kısıtlı ama doğru istikamette atılmış adımlar olarak olumlu buluyoruz. Bu anayasa kabul edilirse ekonominin önünün açılacağını düşünüyoruz. Biz partiler üstü ve siyasetler üstü bir kurumuz ve bu tutumumuzu hiçbir zaman bozmayacağız. Ancak anayasalar üstü bir kurum değiliz ve anayasa gibi bir meselenin kutuplaştırılmasına ve bizi bitaraf kılmasına izin veremeyiz’’ dedi. TİM’de her siyasi görüşten üyeler bulunduğunu, üyeleri bu şekilde bilgilendirdiklerini belirten Büyükekşi, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’İhracatçılar dünyayı tanıyan, yurt dışındaki gelişmeleri izleyen, en az bir yabancı dil konuşan, sadece eli değil gövdesi taşın altında olan, Türkiye’deki ekonomik ve siyasi gelişmeleri çok iyi analiz edebilen sağduyulu iş adamlarıdır. Kendi değerlendirmelerini ve seçimlerini kendileri yapacaklardır. Biz yapılan değişiklikleri ülkeyi daha ileriye götüreceği için olumlu buluyoruz. Gelişen ve gerçek bir dünya devi olma yolunda koşan Türkiye’ye bu anayasa, bu demokrasi yetmez. Türkiye bu halk oylamasının hemen sonrasında daha gelişmiş bir anayasa için kolları tekrar sıvamalıdır. Onun için de gereken çalışmayı yapmalıdır.’’ Konuşmasının ardından soruları da cevaplayan Büyükekşi, ‘’Kimsenin özgür iradesine ipotek koyacak halimiz yok. ‘Evet’ de çıkarsa ülkemizin hakkında hayırlısı olsun, ‘hayır’ da çıkarsa ülkemizin hakkına hayırlısı olsun. Ama biz doğru olanın bu olduğuna inanıyoruz. Bu anayasa değişikliğini destekliyoruz. Kişisel olarak sorarsanız evet diyoruz. Bu benim şahsi görüşüm değil, 24 sektörü temsilen sektör konseyimizde konuştuk, orada aldığımız bir karar. Sadece bir üye görüş açıklamadı’’ dedi. Büyükekşi, yapılacak çalışma olumlu sonuçlanırsa, bundan sonra yapılacak anayasa değişikliğinin daha hızlandırılmasının da yolunun açılacağını, aksi durumda bundan sonraki hükümetlerin önünde bir engel, moral bozukluğu olarak ortaya çıkabileceğini söyledi. |
22.08.2010 |
Herkes üslûbuna dikkat etsin |
Siyasette yaşanan üslûp tartışmasını değerlendiren SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “Herkesin üslûbuna dikkat etmesi lâzım. Bu siyaset üslûbu soğuk savaş üslûbu” dedi. Milletin kendisinin anasayasa yapabilecek kabiliyette olduğunu da ifade eden Kurtulmuş, her kesimden insanın temsil edildiği bir Anayasa Meclisi teklif ettiklerini söyledi. Numan Kurtulmuş: Anayasa meclisi istiyoruz Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, milletin kendisinin anayasa yapabilecek kabiliyette olduğunu ifade ederek, “Her kesimden insanın temsil edildiği bir Anayasa meclisi teklif ediyoruz” dedi. Kurtulmuş, partisince İlci Otel’de sivil toplum kuruluşlarına yönelik düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Burada bir konuşma yapan Kurtulmuş, partisinin referanduma yönelik, ‘’şimdilik evet’’ parolasıyla çalışma yürüttüğünü ifade etti. Bu ülkenin sahibinin Türkiye’de yaşayan millet olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, ‘’73 milyon, bu ülkenin sahibidir ve kendi anayasasını yapmak zorundadır. Bu millet, kendi anayasasını yapacak kudrettedir. Biz Saadet Partisi olarak eksikliklerine rağmen bu Anayasa’ya ‘evet’ diyoruz. Ancak, yeni bir anayasanın millet tarafından topyekûn yapılmasını da öngörüyoruz. Bu da Anayasa meclisi ile mümkündür. Anayasa meclisi vasıtasıyla yapılacak yeni bir anayasa Türkiye’nin kaçınılmazıdır. Önümüzdeki dönemde bu yapılacaktır’’ diye konuştu. Referandum dolayısıyla yapılan mitinglerdeki üslûbu da eleştiren Kurtulmuş, ‘’Herkesin üslûbuna dikkat etmesi lazım. Bu siyaset üslûbu soğuk savaş üslubu. Biri ‘Recep Bey’, diğeri ‘Memur Kemal’ diyor. Böyle siyaset Türkiye’ye bir şey kazandırmaz. Herkesin üslubuna dikkat etmesi lazım’’ dedi. |
22.08.2010 |
Bu anayasa bize dar geliyor |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Bu anayasa bize dar geliyor. Bu anayasa Türkiye demokrasisini baskı altında tutuyor” dedi. Babacan, 12 Eylül’de yapılacak olan referandum, AKP’nin değil Türkiye’nin meselesi olduğunu söyledi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “ Bu anayasa bize dar geliyor. Bu anayasa Türkiye demokrasisini baskı altında tutuyor” dedi. Partisinin Muğla İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Devlet Bakanı Babacan, burada yaptığı konuşmada, “12 Eylül’de yapılacak olan referandum, AKP’nin değil Türkiye’nin meselesi olduğunu söyledi. Anayasa değişikliği olduğu zaman 74 milyonun yararlanacağını ifade ederek şunları kaydetti: “Referandumda herkesin parti gözetmeksizin pakete ‘evet’ demesi gerekli. Referandumla Türkiye’nin birinci sınıf bir demokrasiye kavuşacak. Birinci sınıf hukuk devleti haline gelecek. Bu bir Türkiye meselesi. Anayasa oylaması tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesi ilgilendiren bir konu. Bir parti meselesi değil. Siyasî partilerin birbirleriyle rekabet halinde oldukları bir konu değil. 1980 dönemindeki bir darbede yapılmış bir anayasamız var. Bu anayasa şu anda bize dar geliyor. Ekonomik kalkınmamızın önünde engel olmaya başladı. Temel hak ve özgürlükler alanında bizleri kısıtlıyor. Türkiye’nin demokrasisini baskı altında tutuyor. Bu sorunları aşmakta bize son derece yardımcı olacak bir anayasa paketi bu. Halkımızın pakete ‘evet’ veya ‘hayır’ diyecek, AK Parti’ye değil.” |
22.08.2010 |
Akdağ’dan Danıştay’a: Lütfen savunmamıza destek verin |
SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, ‘’Danıştaya bir kere daha sesleniyorum; lütfen Sağlık Bakanlığının savunmasına bir cevap verin’’ dedi. Akdağ, Aydın programı kapsamında Vali Hüseyin Avni Coş’u ziyaret etti. Valilik Şeref Defterini imzalayan Akdağ, burada yaptığı konuşmada, Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sağlık sisteminde bir zihniyet değişikliğini sağladığını, doktorların büyük ölçüde muayenehanelerini kapattığını söyledi. Doktorların muayenehane açamamasına ilişkin kanunun bazı maddelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, Anayasa Mahkemesinin bu kararı verirken, ‘’tuzu kuru, piyasada çok para kazanan az sayıdaki öğretim üyesinin etkisi altında kaldığını’’ ileri süren Akdağ, şöyle konuştu: ‘’Ortaya yeni bir durum çıktı. Bu yeni durum tartışılırken, tabip örgütü bizim bir basın açıklamamızı bahane ederek Danıştaya gitti. Danıştay bir gün içerisinde jet bir karar verdi. ‘Sağlık Bakanlığından savunma gelinceye kadar yürütmeyi durdurdum’ dedi. Yani muayenehaneler açık olabilir. Tabii, ne yaparsınız Sağlık Bakanı olarak, hukukçularınıza derli toplu güzel bir savunma hazırlatır ve onu Danıştaya gönderirsiniz, gönderdik... Aradan üç hafta geçti, tık yok. 24 saat içinde tabip örgütünün talebine jet yanıt veren Danıştayın ilgili dairesi, üç hafta geçmiş olmasına karşın bir cevap vermedi. Evet, adli tatil oldu ama daire var. Danıştaya bir kere daha sesleniyorum; lütfen Sağlık Bakanlığının savunmasına bir cevap verin. Nasıl ki tabip örgütünün talebine jet yanıt verdiyseniz, tarafsızlığınızı gösteriniz ve vatandaşın lehine olan bu durum için Sağlık Bakanlığına cevap veriniz.’' |
22.08.2010 |
Mahkeme “kapatma” dosyasını istedi |
İkıncı ‘’Ergenekon’’ dâvâsında mahkeme, AKP hakkındaki kapatma dâvâsı dosyasının Anayasa Mahkemesinden istenmesine karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, verdiği ara kararda, AKP hakkındaki kapatma davası dosyasının ve eklerinin Anayasa Mahkemesinden istenmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıkların tahliye taleplerini, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün’ün muhalefetine karşı oy çokluğuyla reddetti. Tutuklu sanıklardan Mustafa Dönmez’in talepleri doğrultusunda Zir Vadisi’nde yapılan kazı çalışmaları sırasında çekilen görüntülerdeki konuşmaların çözümünün yaptırılması için TÜBİTAK’tan bilirkişi tayin edilmesine ve gerekli incelemenin yaptırılmasına karar verildi. Aynı talep doğrultusunda kazı bölgesindeki arama çalışmalarına ilişkin ulusal yayın kuruluşları tarafından naklen yayın yapıldığının belirlendiği belirtilen kararda, bu görüntülerin tespit edilerek kurumlarından istenmesine karar verildi. Davada, Hulusi Sayın’ın Diyarbakır Asayiş Kolordu Komutanı olduğu dönemde Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı bünyesinde, Arif Doğan yönetimindeki, Cem Ersever, Abdülkerim Kırcı, Ali Yıldız, Hüseyin Kara ve Aytekin Özel adlı subayların da içinde bulunduğu grubun görev yaptığı tüm yerlerin ve tarihlerinin, Genelkurmay Başkanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığından istenmesi kararlaştırıldı. Duruşma 2 Eylül Perşembe gününe ertelendi. |
22.08.2010 |
Şahin: Metni iyi inceleyin, kararınızı öyle verin |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, “210 saat TBMM kürsüsünde, anayasa değişikliğiyle ilgili o oturumları yönetmiş kardeşiniz olarak sizlere ve sizlerin şahsında aziz vatandaşlarımıza söyleyeceğim şey şudur. Üzerinde bu kadar gayret edilmiş, gece gündüz çalışılmış bir metin. Lütfen bu metni iyi inceleyin” dedi. TBMM Başkanı Şahin, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) Antalya Ramada Otel’de düzenlediği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, çağlar hızla değişirken, bilim ve teknolojide bu kadar gelişme ve değişim yaşanırken değişmeyen ve değişmemesi gereken tek şeyin insanlığın ortak değerleri olan, doğruluk, dürüstlük, hamiyetperverlik olduğunu ifade etti. Vatandaşların özgür iradeleriyle sandık başına gittiklerinde ne için oy kullandıklarını iyi incelemeli ve ona göre oy kullanmalarını isteyen TBMM Başkanı Şahin, şöyle devam etti: “Bu Anayasa değişikliği ne getiriyor Türkiye için, ülke insanı için, ülkenin geleceği için neler getiriyor, bunları inceleyin. Eğer bunlar ülke için yararlı şeylerse, faydalı şeylerse ona göre kullanırsınız. Eğer bunlar ülke için yararlı değilse, ülkemizi ve insanımızı geri getirecek bir takım düzenlemelerse o zaman farklı bir tercihte bulunursunuz. 12 Eylüldeki referandumla ilgili 210 saat TBMM kürsüsünde, anayasa değişikliğiyle ilgili o oturumları yönetmiş kardeşiniz olarak sizlere ve sizlerin şahsında aziz vatandaşlarımıza söyleyeceğim şey şudur. Üzerinde bu kadar gayret edilmiş, gece gündüz çalışılmış bir metindir. Lütfen bu metni iyi inceleyin. Ne getiriyor, ne götürüyor, bunu iyi değerlendirin ve oyunuzu ona göre kullanın. Sadece bunu söyleyebilirim. Evet de olabilir, hayır da olabilir. Takdir milletimizindir, halkımızındır. O ne derse hepimizin başının üzerindedir.” |
22.08.2010 |
Vesayetçi anayasa ile AB’ye asla giremeyiz |
AKP Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen, Türkiye’nin vesayetçi anayasa ile Avrupa Birliği’nin (AB) kapısından asla giremeyeceğini söyledi. Tüzmen, 1961 ve 1982 anayasalarının Türkiye’yi çağdaş medeniyetler seviyesine asla ulaştıramayacağını kaydetti. Tüzmen, “Türkiye dışında Avrupa’da anayasamızı görenler bize 2. ve 3. sınıf Ortadoğu ülkesi gözüyle bakmakta ve bu da bizim onurumuza dokunmaktadır. Ayrıca bu vesayetçi anayasa ile AB’nin kapısından asla giremeyiz. Her askeri darbe Türkiye’yi 15 yıl geriye götürmüştür” diye konuştu. Referandum oylamasında anayasanın değişmesi halinde iki türlü kazanç olacağını savunan Tüzmen, “Birincisi dışarıya karşı imajımız düzelecek, ikincisi ise Türkiye’de istikrar sağlanacaktır. Yargı vesayeti ile askeri müdahale meselesi de artık ortadan kalkacaktır” dedi. |
22.08.2010 |
Sözleşmeliye eş tayini Danıştay’da |
TÜRK Sağlık-Sen farklı kurumlarda görev yapan sözleşmeli memurlara eş durumu tayin hakkı verilmesi için Danıştay’a dava açtı. Türk Sağlık-Sen tarafından açılan davada sözleşmeli personelin çalışma esaslarını belirleyen bakanlar kurul kararında yer alan “Sözleşmeli personelin kurumlar arası yer değişikliği yapılamaz” hükmünün iptali istendi. Dava dilekçesinde Sağlık Bakanlığı’nda görevli sözleşmeli memurların kısıtlı da olsa eş durumu tayini hakkından faydalandırıldıklarına dikkat çekildi. Üniversite hastanelerinde çalışan sözleşmeli personelin her üniversite ayrı bir kurum sayıldığından eş durumu tayin hakkından faydalanamamasının ise ciddi bir mağduriyete yol açtığı ifade edildi. Dilekçede söz konusu düzenlemenin anayasaya kanun önünde eşitlik başlığını taşıyan 10. maddesine aykırı olduğu belirtildi. |
22.08.2010 |
Sav: Ben de Baykalcıyım |
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, ‘’Ben de Baykalcıyım. Beni niye yadırgıyorsunuz? Ben Deniz Baykal’ın en yakın arkadaşıyım. 53 yıllık dostluğum var benim’’ dedi. Menemen ilçesindeki bir tesiste karşılama törenine, bir genel sekreter için dikkat çekici şekilde büyük ilgi olduğunu söyleyerek, nedenini sorması üzerine Sav, konjonktürel bir anlamının bulunmadığını savunarak, ilginin karşılıklı sevgi saygıdan kaynaklandığını söyledi. Sav, ‘’Siyasetçiler birbirine sevgi ve saygıdan öte bir şey veremez. Hele hele ben ancak ancak sevgi verebilirim’’ dedi. Bir gazetecinin, ‘’Parti içinde ‘Baykalcılar ve Savcılar’ gibi gruplar varmış gibi gözüktüğünü’’ söylemesi üzerine Sav, ‘’Ben de Baykalcıyım. Beni niye yadırgıyorsunuz? Ben Deniz Baykal’ın en yakın arkadaşıyım. 53 yıllık dostluğum var benim. Böyle yapay ilişkileri, tasnifleri parti içinde yapmamak lâzım. Hoş da değil’’ dedi. |
22.08.2010 |
Otobüs devrildi: 18 yaralı |
Kahramanmaraş’ta bir otobüsün devrilmesi sonucu 18 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Kahramanmaraş-Gaziantep karayolunun 14. kilometresinde Cesur Dursun (39) yönetimindeki 71 DC 435 plakalı otobüs, lastiğinin patlaması sonucu devrildi. Kazada yaralanan Ebrar Yıldırım, Türkan Yelok, Tamer Özçelik, Nesibe Baydaş, Atike Yıldırım, Şerife Firuze, Nurten Köşker, Saliha Polat, Jale Polat, Ayşe Polat, Medine Polat, Hatice Türker, Mahiyet Kocaoğlan, Kezban Ulusoy, Elife Çetin, Mine Solmaz, Rukiye Çelik ve Sulhiye Korkmaz, ambulans ve özel araçlarla Kahramanmaraş Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunmadığı, kazayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi. |
22.08.2010 |
KEY ödemeleri yarın başlıyor |
Konut Edindirme Yardımı (KEY) hesaplarının tasfiyesi kapsamında, 1,3 milyon kişiye ödeme yapılmasına ilişkin liste, Resmî Gazete’nin bugünkü mükerrer sayısında yayımlanacak. Listenin yayımlanmasından sonra, ödemeler 23 Ağustos’ta başlayacak. Ziraat Bankası’nı KEY ödemelerine ilişkin ödeme takvimini açıkladı. Buna göre, TC kimlik numarasındaki son 2 rakama göre, hak sahipleri 3 Eylül gününe kadar Ziraat Bankası şubelerinden KEY paralarını alabilecek. Listede ismi bulunanlar, tahsis edilen ödeme günün beklemeden, Ziraat Bankası ATM’lerinden parasını çekebilecek. 3 Eylül’den sonra, kimlik numarasındaki son 2 rakama bakılmadan, şubelere başvuran hak sahiplerine ödeme yapılabilecek. |
22.08.2010 |
Şemdinli’de çatışma: 1 şehit |
HAKKÂRİ’NİN Şemdinli İlçesinde teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, Jandarma Uzman Onbaşı Emrah Yalım’ın (26) şehit olduğu bildirildi. Hakkâri’nin Şemdinli İlçesinde dün saat 11.00’de güvenlik güçleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada, Konur Köyü Jandarma Karakolunda görev yapan Jandarma Uzman Onbaşı Emrah Yalım(26) şehit oldu. Şehidin Adana’nın Kozan ilçesindeki ailesine acı haberi, sağlık görevlilerinin gözetiminde İlçe Garnizon Komutanı Personel Kıdemli Binbaşı Bülent Siper verdi. Çocuklarının şehit olduğu haberi ile fenalık geçiren anne Gülten ve baba Mehmet Yalım Kozan Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Çobanpınarı Köyü nüfusuna kayıtlı, 4’ü erkek, 3’ü kız 7 kardeşten biri olan ve geçen yıl göreve başladığı belirtilen Emrah Yalım’ın cenazesinin bugün memleketine getirileceği ve Adana’da düzenlenecek törenin ardından köyünde toprağa verileceği bildirildi. |
22.08.2010 |