21 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

BU ANAYASA ADAM OLMAZ

1982 ANAYASASINA SAHİP ÇIKAN KİMSE YOK Referandumda evet çıksa da en fazla 2 ay sonra Türkiye’nin yeniden anayasa değişikliği tartışmalarına gireceğini belirten Toptan, “Başka yerlerde yeni sorunlar çıkmaya başlayacak.

SİVİL TOPLUM KOLLARI SIVADI Malatya’da 150 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu ‘’Sivil Anayasaya Destek Platformu’’ (SASDEP), sivil bir Anayasa yapılması için 12 Eylüldeki referandumdan sonra da çalışmalarını sürdürme kararı aldı. AKP Malatya Milletvekili Mehmet Şahin’in çağrısı üzerine bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, ‘’darbe anayasasından tamamen kurtulmak için’’ çalışmalara ara vermeden devam etmeyi kararlaştırdı. İlk toplantısını gerçekleştiren sivil tolum kuruluşlarının temsilcileri, milletin üzerinden bürokratik, askerî ve yargı vesayetinin kaldırılması, özgürlüklerin genişletilmesi, demokratik standartların yükseltilmesi ve millî iradeyi mecrasından çıkartan yapılanmaların ortadan kaldırılması için yeni ve sivil anayasa beklentilerinin sürekli gündemde tutulmasını hedeflediklerini ifade ettiler. Platform adına açıklama yapan Malatya Milletvekili Şahin, demokrasi tarihinde Malatya’nın özel bir yeri olduğunu belirterek, darbecilerin artık Malatya’yı siyasî provokasyonların laboratuvarı olarak kullanamayacağını söyledi. Şahin, 1978’deki Hamido katliâmının, Zirve Yayınevi katliâmının ve Hrant Dink cinayetlerinin acısını Malatya’nın yaşamak istemediğini vurguladı. Platformun referandumdan sonra da bir araya gelmeye devam edeceğini vurgulayan Şahin, geniş kapsamlı sivil Anayasa taslağı hazırlıklarını sürdüreceğini dile getirdi. Bu sebeple de ülkenin yeni bir anayasa yapması, yeni bir anayasa hazırlayacak bir Meclis kurması ve sivil bir anayasa yapması lâzım. Bugüne kadarki anayasaları ya askerler, ya başkaları yaptı. Halkın kendisi olarak halkın anayasasını bir türlü yapamadık” diye konuştu. 1982 Anayasasına milletin yüzde 92 oranında evet oyu verdiğini hatırlatan Toptan, günümüzde bu anayasanın sahibinin olmadığını savundu. Toptan, “Bu anayasa Türkiye’ye kesinlikle yakışmıyor. İnşaallah önümüzdeki genel seçimlerden sonra tüm siyasî partilerimiz yepyeni bir anayasa konusunda görüş birliğine varırlar. Bu önemli. Çünkü anayasalar geniş uzlaşma metinleridir. 1982 Anayasası Türkiye’nin potansiyeline çok dar gelmektedir” dedi. BU ANAYASA ADAM OLMAZ TBMM eski Başkanı ve AKP Zonguldak Milletvekili Köksal Toptan, Türkiye’nin yeni bir anayasa yapmasının şart olduğuna dikkat çekerek, “Mevcut anayasa değişe değişe adam olmuyor bir türlü” dedi. Köksal Toptan, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Ereğli’de Kdz. Ereğli Gazeteciler Derneği’ne ziyaret etti. 12 Eylül’de gerçekleştirilecek referandumla ilgili açıklamalarda bulunan Köksal Toptan, Türkiye’nin her şeyden önce yepyeni bir anayasa yapmasının şart olduğunu söyledi. Referandumda “evet” çıkması halinde en fazla 2 ay sonra Türkiye’nin yeniden anayasa değişikliği tartışmalarına gireceğini ifade eden Toptan, “Başka yerlerde yeni sorunlar çıkmaya başlayacak. Bu sebeple de ülkenin yeni bir anayasa yapması, yeni bir anayasa hazırlayacak bir meclis kurması ve bu meclise de belli bir süre vermek suretiyle yeni çağdaş ve sivil bir anayasa yapmasını sağlaması lâzım. Bugüne kadarki anayasaları ya askerler yaptı, ya belli kişiler yaptı. Ama biz halkın kendisi olarak halkın anayasasını bir türlü yapamadık” diye konuştu. Toptan, 1982 Anayasası’na milletin yüzde 82 oranında “evet” oyu verdiğini, buna rağmen günümüzde bu anayasanın sahibinin olmadığını savundu. Toptan, “Ben modern bir anayasa konusunda bu noktaya gelmiş olmayı da önemsiyorum. Ancak 1982 Anayasası Türkiye’ye kesinlikle yakışmıyor. İnşallah önümüzdeki genel seçimlerden sonra tüm siyasî partilerimiz yepyeni bir anayasa konusunda görüş birliğine varırlar. Bu önemli. Çünkü anayasalar geniş uzlaşma metinleridir. 1982 Anayasası Türkiye’nin gücüne ve potansiyeline çok dar gelmektedir.” açıklamasında bulundu.

21.08.2010


 

Yeni anayasaya ihtiyaç var

Haluk Koç, ‘’Türkiye’nin gerçekten sivil, demokrat, özgürlükçü, AB normlarına uygun bir sivil anayasaya ihtiyacı var’’ dedi.

Öte yandan, STK’lar da yeni ve sivil bir anayasa hazırlanması için girişim başlattılar. YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç, ‘’Türkiye’nin gerçekten sivil, demokrat, özgürlükçü, AB normlarına uygun bir sivil anayasaya ihtiyacı var’’ dedi. Haluk Koç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ve Genel Sekreter Yardımcısı Tekin Bingöl, Kars’ta, Grand Ani Otel’de, bazı sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi. Koç, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, yapay bir gündemle Ramazan ayında hem insanlarını meşgul eden, hem de kaynaklarını harcayan bir siyasî sürece bilinçli olarak sokulduğunu öne sürdü. Darbe dönemlerinde hiç bedel ödemeden gölgede oturanların mağduriyet edebiyatı yaptığını savunan Koç, şunları kaydetti: ‘’Bugün 12 Eylül’e karşı sivil anayasa söylemleri var. Türkiye’nin gerçekten sivil, demokrat, özgürlükçü, AB normlarına uygun bir sivil anayasaya ihtiyacı var. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama bu tek bir siyasî partinin perakende olarak kendi mutfağında hazırladığı ve arasına da bir iktidar değişikliği olduğunda, kendi ihtiyaçlarını giderecek özel maddeler sıkıştırmasıyla toplumun önüne getirilip, demagoji yapılacak bir anayasa olmamalıdır. Tek bir partinin mutfağında hazırlanmamalı. Bir uzlaşma olmalı.’’ Koç, yeni anayasanın, bütün siyasî partilerin her boyutta katıldığı, bütün demokratik kitle örgütlerinin, Türkiye’de üreten herkesimin örgütünün katıldığı bir süreçte yapılması gerektiğini ifade etti.

21.08.2010


 

Heronlarla ilgili açıklamayı Genelkurmay yapacak

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüşmesinden önce yaptığı açıklamada, heronlarla dair bir soruya, “Bununla ilgili bir açıklama Genelkurmay Başkanlığınca yapılacak.

Hiçbir şeyin üstünü kapatma diye bir şey söz konusu değil” diye cevap verdi. Gül: Hiçbir şeyin üzeri kapatılamaz CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, kamuoyuna “Heron skandalı” olarak yansıyan olayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklama yapacağını söyledi. Gül, “Kamuoyunda kafa karıştırıcı şeyler olabiliyor, hiçbir şeyin üzerini kapatma söz konusu olamaz.” dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Cuma namazını Bebek Camii’nde kıldı. Cami çıkışı vatandaşlarla bir süre sohbet eden Gül, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Orgeneral İlker Başbuğ’un veda ziyaretinde Heron olayının konuşulup konuşulmayacağının sorulması üzerine Gül, “Bununla ilgili bir açıklama Genelkurmay tarafından yapılacak. Kamuoyunda kafa karıştırıcı birçok şeyler olabiliyor. Onunla ilgili açıklamalar yapılacak. Genelkurmay da bizler de böyle bir konu olunca sorarız. Bununla ilgili Silahlı Kuvvetler içinde soruşturmalar yapılıyor, hiçbir şeyin üzerini kapatma diye bir şey söz konusu değil. Bununla ilgili açıklamalar yapılacak, bunlar çok teknik konular o bakımdan açıklamaları bekleyin” diye konuştu.

21.08.2010


 

Keşke eşim yaşasaydı da aç kalmaya devam etseydik

DİyarbakIr’In Silvan ilçesinde yoksulluk yüzünden girdiği bunalım sonucu intihar eden 4 çocuk babası Hacı Örüç’ün ailesine yardımda bulunmak amacıyla kaymakamlığın yanı sıra yurtiçi ve yurt dışından çok sayıda destek geliyor.

Örüç’ün eşinin “Keşke eşim yaşasaydı da aç kalmaya devam etseydik” demesi yürek burktu.

İlçenin kenar mahallelerinden olan Bağlar Mahallesi’nde 6 gün önce akşam eve dönüşünde eşi Hediye Örüç’ün ‘’Yemek yapacak bir şey yoktu, bu nedenle yemek yok’’ sözleri üzerine bunalıma girerek kendini tavana asan ve kaldırıldığı hastanede vefat eden Hacı Örüç’ün evinde taziye sürüyor. Hacı Örüç’ü tanıyan ve tanımayan ancak yaşadığı yoksulluk sebebiyle hayatına son vermesinin üzüntüsünü yüreğinde hisseden Silvanlı erkekler, mahalledeki boş bir binada oluşturulan taziye evini, kadınlar ise eşi Hediye Örüç’ü evinde ziyaret ederek, acısını paylaşıyor. Biri mutfak ve banyo olarak kullanılan 2 odalı evinde taziyeleri kabul eden Hacı Örüç’ün eşi Hediye Örüç, eşini kaybetmenin üzüntüsünü, gözyaşı dökerek ve çocuklarına sarılarak unutmaya çalışıyor.

Yaşadığı büyük matem sebebiyle duygularını ifade etmekte güçlük yaşayan ve Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşan anne Hediye Örüç, olayın ardından hayırseverlerin evine gönderdiği gıda paketlerini gösterirken duygulandı. Hediye Örüç, ‘’Sağ olsun herkes destek olmak istiyor. Keşke eşim yaşasaydı da aç kalmaya devam etseydik. Bu saatten sonra gelen yardımların kıymeti yok’’ dedi.

Hacı Örüç’ün annesi Amine Örüç ise kendilerininde yoksul olması dolayısıyla çocuğuna yardım edemediklerini belirterek, ‘’Evlâdım canına kıymasaydı da yoksul olarak yaşamımızı sürdürseydik’’ diye konuştu.

“YOKSULDU, AMA

ONURLUYDU KİMSEYE AVUÇ AÇMAZDI’’

Bağlar Mahallesi Muhtarı Adil Sevilir ise Hacı Örüç’ün çok yoksul olmasına karşın çok onurlu bir kişi olduğunu ve kimseye avuç açmadığını anlatarak, şunları söyledi: ‘’Aç ve susuz yaşadılar ancak sıkıntılarını kimseye söylemezlerdi. Hiç kimseye avuç açmadılar. Sadece yaşadıkları sefaleti bilenler imkânları ölçüsünde yemek yardımında bulunurdu.’’

21.08.2010


 

Terör örgütü sözde ateşkes uyguluyor

TBMM Başkanı Şahin, bölücü terör örgütünün yaptıklarının artık tabanda bir yansıması olmadığını gördüğü için sözde ateşkes uyguladığını söyledi.

TBMM Başkanı Şahin, Kepez Belediyesinin personeli için belediye binası önündeki alanda verdiği iftar yemeğine katılarak bir konuşma yaptı. Ramazan’ın insanların kendilerine ‘’ben neyim, nereden geldim ve nereye gideceğim?’’ sorularını daha çok sormalarına yol açtığını anlatan TBMM Başkanı, insanların Ramazan’da başkalarının zararına olacak bir takım fiiller ve eylemlerden uzak durmaya gayret ettiklerini vurguladı. Şahin, şöyle devam etti: ‘’Ayrıca barış ve uzlaşma ortamı ortaya çıkıyor. Hatta bakınız bölücü terör örgütü bile yaptıklarının artık tabanda bir yansıması olmadığını gördüğü ve tabandaki desteğini kaybettiğini gördüğü için, tabanına şirin görünmek için belki bir takım bölgelerdeki halklara şirin görünebilmek için Ramazan dolayısıyla sözde ateşkes uyguluyor. Bu sadece kaybetmekte olduğunu gördüğü tabanını yeniden kazanmak gayri samimi bir davranıştır. Ben böyle değerlendiriyorum ama böyle de olsa şu mübarek Ramazan’ın onlar üzerinde bile olumlu etkileri. Tabi Rabbımızdan niyaz ediyoruz ki onlara da Cenabı Hak basiret versin, akıl, fikir, basiret versin. Gittiklerin yolun yanlış olduğunu idrak ettirsin ve bu işlerden vazgeçirsin.’’

21.08.2010


 

Devlet terörle pazarlık yapmaz

Enerjİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ‘’Devlet terörle pazarlık yapmaz

. Şu anda hükümetiz ve hükümetimiz PKK ile, terörle hiçbir zaman pazarlık masasına oturmaz’’ dedi. Bakan Yıldız, AKP Kayseri İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün Kayseri’de katılacağı mitingle ilgili bilgi verdi. Bakan Yıldız, toplantıda bir gazetecinin sorusu üzerine, hükümetin terör örgütü PKK ile görüşme yapmadığını, bu konudaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘’Devlet terörle pazarlık yapmaz. Şu anda hükümetiz ve hükümetimiz PKK ile, terörle hiçbir zaman pazarlık masasına oturmaz. Böyle birşey söz konusu değil. Ama terörün bitmesi için ne gerekiyorsa biz onu yapacağız.’’

21.08.2010


 

“Şehit yakınları ve gazilere sahip çıkın” genelgesi

İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, 81 ilin valiliklerine gönderdiği genelgede, şehit yakınları ve gazilerin her türlü sorunuyla bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da en hassas şekilde ilgilenileceğini ve onlara layık oldukları kıymetin verileceğini bildirdi.

İçişleri Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Atalay, şehit yakınları ve gazilerle ilgili genelgesinde, Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü, milletin huzur ve güvenliği uğruna gösterdikleri üstün cesaret, feragat ve kahramanlıkları ile herkese örnek olan şehitlerin geride bıraktıkları emanetleri olan anne ve babaları, eş ve çocukları ile bu kutsal görev sırasında yaralanıp gazi olan vatandaşlara sahip çıkmanın, onların sorumluluklarına duyarlılıkla yaklaşmanın, yaşam şartlarını iyileştirmenin, ihtiyaçlarını karşılamanın millet ve devlet olarak aslî görevleri olduğunu belirtti. Atalay, ‘’Bakanlığımızın bütün birimleri ile birlikte vali ve kaymakamlarımız tarafından, şehit yakınları ve gazilerimizin her türlü sorunuyla bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da en hassas şekilde ilgilenilecek ve onlara layık oldukları kıymet verilecektir’’ dedi.

21.08.2010


 

İftar yolunda kaza: 3 ölü, 2 yaralı

Karabük’te, meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Yasin Acar (18) yönetimindeki 78 BJ 076 plakalı otomobil, Kireçkuyusu mevkisinde, polis memuru olduğu öğrenilen Naci Yeşil’in (41) kullandığı 33 YE 051 plakalı otomobille çarpıştı.

Kazada sürücü Yasin Acar, Polis Memuru Yeşil’in eşi Aynur Yeşil (34) ile Şerife Seyli (37) vefat etti. Araçta sıkışan Naci Yeşil ile Yasemin Taşyapan, Karabük Belediyesi itfaiye ekiplerinin yardımıyla otomobilden çıkarılarak Karabük Devlet Hastanesine kaldırıldı. Naci Yeşil’in yakınlarıyla Safranbolu ilçesinde bir iftara gittiği sırada kazanın meydana geldiği öğrenildi.

21.08.2010


 

Bodrum'da tekne battı

Muğla’nIn Datça ilçesi ile Karaada arasında bir tur teknesinin battığı bildirildi.

Alınan bilgiye göre, mavi tura çıkan bir tekne henüz belirlenemeyen sebeple battı. Yardım çağrısı üzerine bölgeye giden Sahil Güvenlik ekibinin, yolcu ve mürettebatları kurtardığı belirtildi. Sahil Güvenliğe ait bir bota alınan yolcu ve mürettebatların Bodrum’a getirildi.

21.08.2010


 

YÖK ve ÖSYM başkanları hakkında suç duyurusu

Türkiye Gençlik Birliği (TGB), ‘’KPSS’de kopya çekildiği ve soruların çalındığı’’ iddialarıyla ilgili YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ve ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan hakkında, ‘’görevlerini kötüye kullandıkları ve ihmal ettikleri’’ iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Ankara Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapan TGB Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, ‘’KPSS’de kopya çekildiği ve soruların önceden sızdırıldığı’’ iddialarının son günlerde gündemi yoğun bir biçimde meşgul ettiğini belirterek, ‘’İddiaların vahim, yetkililerin verdiği cevapların ise tatmin edici olmaktan uzak olduğunu’’ söyledi. Açıklamanın ardından Kaya ve beraberindeki TGB üyeleri, hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sundu. Bu arada Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, KPSS-2010 sınavlarıyla ilgili iddialara ilişkin Cumhurbaşkanlığı makamına yazılı ve sözlü olarak başvuruda bulunacaklarını açıkladı.

21.08.2010


 

Memurun oy hakkı için YSK’ya başvuru

Memur-Sen, Yüksek Seçim Kurulundan (YSK), seçmen kayıtlarının kesinleşmesinden sonra ilk defa veya yer değiştirme suretiyle ataması yapılan kamu görevlilerinin referandumda oy kullanabilmeleri için yeni bir karar alınmasını talep etti.

Alınan bilgiye göre, Konfederasyon, seçmen kayıtlarının kesinleşmesinin ardından farklı yerlere atamaları yapılan kamu görevlilerinin durumuyla ilgili olarak YSK’ya başvurdu. Başvuruda, seçmen kayıtlarıyla ilgili askı sürelerinin geçmesinden ve seçmen kayıtlarının kesinleşmesinden sonra tayinleri yapılan 10 binlerce kamu görevlisi ve ailesinin referandumda oy kullanma haklarını yerine getirmede mağdur duruma düşeceklerine yer verildi. Başvuruda, ‘’Tayinleri gerçekleştirilen bu kamu görevlileri, eş ve çocuklarının 12 Eylül 2010 tarihindeki referandumda anayasal hakları tehlikeye düşmüştür. Bu itibarla, seçmen kayıtları kesinleşmesinden sonra ilk defa veya yer değiştirme suretiyle ataması yapılan kamu görevlilerinin 12 Eylül 2010 tarihindeki referandumda oy kullanabilmeleri için kurulunuzca buna imkân sağlayacak yeni bir kararın alınması hususunda gerekenin yapılmasını arz ve talep ederiz’’ denildi.

21.08.2010


 

Saadet Partisi’nde istifa

Saadet Partisi Kayseri İl Başkanı Mustafa Akkaş, görevinden istifa etti.

Akkaş, yaptığı yazılı açıklamada, 11 Temmuz’da gerçekleştirilen Olağanüstü Büyük Kongre ve sonrasında yaşananların camialarına büyük zarar verdiğini belirtti. Bu olumsuz sürecin gün geçtikçe daha da büyüme eğilimi gösterdiğini kaydeden Akkaş, istifası ile ilgili şu ifadelere yer verdi: ‘’Kongre günü sadece bir liste anlaşmazlığı olarak ortaya çıkan problem krizin iyi idare edilemeyişi sebebiyle her geçen gün safların ayrıştığı bir bölünme aşamasına doğru hızla sürüklenmektedir. Gökdelenin tepesinden kristal vazo aşağıya doğru hızla düşmektedir ve krizin doğduğu günden bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da herhangi bir tedbir alınmazsa vazo paramparça olacaktır.’’ Tarihin 10 yıl sonra yeniden tekerrür ettiğini ve bugün de benzer yanlışların içine düşüldüğünü belirten Akkaş, şunları belirtti: ‘’Üzülerek belirtmek gerekir ki Ankara’ya hakim olan anlayış ‘nasıl bir arada oluruz’ sorusuna cevap arayıp bu doğrultuda çözüm arayışına giren bir anlayış değildir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen her şeyin bitmiş olduğu kanaatinde olmadığım gibi ümidimi de tamamen yitirmiş değilim. Her ne kadar savaş gittikçe şiddetlenmekte ise de barış için hâlâ imkânların olduğu düşüncesindeyim. Bu sebeple almış olduğum istifa kararının bir kaçış, bir terk ediş olarak değil savaşa taraf olmayan ve savaşın bitmesini isteyen birinin haykırışı olarak değerlendirilmesini istiyorum. Böyle bir istifa ile dikkatleri ‘ne oluyoruz, nereye gidiyoruz?’ sorusuna odaklamak için bu yolu seçiyorum.’’

21.08.2010


 

Ergin: Korsan liste çıkardılar

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Adli Yargı 2010 Yaz Kararnamesi’yle ilgili olarak, ‘’Kararname çalışmaları yapılıyor, görüşmeler bitiyor.

En son gün imza atılıp kararname bağlanıp yayımlanacağı esnada, son anda kurul üyelerinin cebinden, çantasından çıkarttığı talepler geliyor” dedi.

Ergin, TRT Haber Kanalında yayımlanan ‘’Medya Müfettişi’’ isimli programda gündeme ilişkin soruları cevapladı. ‘’Yaz Kararnamesi’’nin geri çekilmesine yönelik bir soru üzerine Bakan Ergin, kararname çalışmalarındaki sürece ilişkin bilgi verdi, son taslağın tamamen HSYK’nın belirlediği ilkeler çerçevesinde hazırlandığını söyledi. Bakan Ergin, şöyle konuştu:

‘’Ancak sorun nerede dediğiniz zaman... Kararname çalışmaları yapılıyor, görüşmeler bitiyor. En son gün imza atılıp kararname bağlanıp yayımlanacağı esnada, son anda kurul üyelerinin cebinden, çantasından çıkarttığı talepler geliyor. Şimdi ‘Bu son derece doğal. Kurul üyelerinin her zaman böyle talepte bulunma hakkı var’ deniyor. Evet kurul üyeleri, kararname taslağına ilâve taleplerde bulunabilirler, ama bunun mutat olan yolu, hazırlık esnasında bunların bildirilmesidir. Bence bunun sebebi şu. Gündeme getirilen talepler, mutat talepler, normal talepler değil. Kendi aldıkları ilke kararlarına aykırı talepler.’’

2009 yaz kararnamesinde de benzer olayların yaşandığına dikkati çeken Ergin, burada görüşmelerin bitmesinin ardından imzaya 10 dakika kala liste çıkartıldığını ve ‘’Biz şu hakimlerin, şu savcıların görevlerinden alınıp, başka yerlere verilmesini yerlerine de şunların getirilmesini istiyoruz’’ şeklinde taleplerin geldiğini anlattı. ‘’Bizim bunları incelememiz lâzım’’ diyen Ergin, şöyle konuştu:

‘’Bu yöntem, doğru bir yöntem değil. Devam etmekte olan davaların, soruşturmaların etkinlenmesine dönük olduğunu düşünüyoruz. Çünkü eğer ihtiyaç için veriliyor ise orada şu an çalışan hakim ve savcıları niye alıyorsunuz? Madem (ihtiyaç var), diyorsunuz ama yaklaşık 12-13 tanesini geri çekiyorsunuz hakim ve savcıların yerine 20 küsur tane yeni hakim, savcı veriyorsunuz. Burada 250 yetkili mahkemeleriyle savcılıklarının mevcut yapısını dağıtarak yeni bir kompozisyon oluşturmak, yeni bir dizayn yapmak ihtiyacı ortaya çıkmış gözüküyor. Burada alınmış olan ilke kararlarına aykırı olarak bir yer değişikliği talebi var ve bu talepler özel yetkili mahkemelerin kompozisyonunu, yapısını komplo değiştirmeye yönelik talepler. Biz bunları doğru bulmadığımızı ifade ettik.’’

21.08.2010


 

Dersim emri Mustafa Kemal’den

HAK ve Eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu, Dersim isyanı sırasında Mustafa Kemal’in hayatta olduğunu ve isyanın bastırılması emrini de onun verdiğini söyledi.

Pamukoğlu, “Dersim birkaç kere ayaklanma teşebbüsünde bulundu. Atatürk sağdı, her şeyi yaptıran Atatürk’tü” dedi.

12 Eylül’de yapılacak olan Anayasa referandumu için ‘hayır’ kampanyası başlatan HEPAR Genel Başkanı Pamukoğlu önceki gün Edirne’de basın mensupları ile bir araya geldi. Akşam’ın haberine göre; basın toplantısında, sürekli gündeme getirilen Dersim isyanına değinen Osman Pamukoğlu, Dersim isyanının Atatürk’ün emri ile bastırıldığını söyledi. Mustafa Kemal’in Dersim isyanını bastırmak için harekat yönettiğini anlatan Pamukoğlu şunları söyledi: “Hünerleri olmadığı için ölülerle ve Cumhuriyetin kuruluş dönemindeki insanlar ile de uğraşıyorlar. ‘Atatürk’ diyemiyorlar, meydanı boş buldukları zaman onu da diyecekler. Hiç uzatmanın gereği yok. Dersim birkaç kere ayaklanma teşebbüsünde bulundu. Atatürk sağdı, her şeyi yaptıran Atatürk’tü. O kadar Atatürk’tür ki Trabzon’da Atatürk’ün kaldığı bir ev var. O evde Atatürk bu Dersim isyanında Karadeniz bölgesindeydi, bizzat haritaya kırmızı ve mavi, kendisi işaretlemiştir. Bizim kuvvetlerimiz ve isyancıların kuvvetleri diye. Kendi el yazısı ve farklı askeri şekiller çizmiş, oklar çizmiş ve harekâtın nasıl yapılacağını ve ortadan kaldırılacağını bizzat kendisi eli ile yazmış ve şekillendirmiştir. Harita Trabzon’dadır. Hatta doğuda görevliyken, isyanlarda bulunan çok yaşlı bir Kürt vatandaş ile sohbet ettim. O isyanları bana anlattı. Söylediği söz, ‘Mustafa Kemal Paşa başımıza taş yağdırdı’. İsyanları devletler nasıl bastırdıysa, Atatürk’te öyle bastırdı. Bundan sonra olacaksa yine aynı şekilde bastırılacaktır.”

21.08.2010


 

Şimşek: İkinci dip riski çok düşük

MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek, küresel krizde ikinci bir dip noktası yaşama riskinin son derece düşük olduğunu belirterek, ‘’Gelişmiş ülkelerin çok yavaş büyüdüğü bir dönemdeyiz, ama gelişmekte olan ülkelerin temelleri çok sağlam olduğu için global büyüme sağlıklı olmaya devam edecek’’ dedi.

Bakan Şimşek, Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD) tarafından düzenlenen toplantıda, dünya ekonomisine bakıldığı zaman Avrupa ve Amerika’da ekonominin ciddi şekilde yavaşladığının görüldüğünü söyledi. Şimşek, şöyle devam etti:

‘’Bizim kendi değerlendirmelerimize göre ciddi bir yavaşlama olması ihtimali yüksek ve şu anda o yavaşlama sürecindeyiz. Ama ikinci bir dip yaşama riski son derece düşüktür. Gelişmiş ülkelerin çok yavaş büyüdüğü bir dönemdeyiz, ama gelişmekte olan ülkelerin temelleri Türkiye gibi, Brezilya gibi, Çin gibi, Hindistan gibi ülkelerin temelleri çok sağlam olduğu için global büyüme sağlıklı olmaya devam edecek. Dünyanın ağırlık merkezi doğuya kayıyor. Global ekonomi makul bir tempoda yoluna devam eder gibi düşünüyoruz.’’ Devletin bilançosunun çok iyi durumda olduğunu, notu iki kademe artan tek ülke olduğumuzu vurgulayan Şimşek, “Bu yıl Türkiye OECD ülkeleri arasında büyüme rekoru kıracak, Avrupa’da istihdam yaratmada, iş aş üretmede rekor kıracak” dedi.

21.08.2010


 

Eroğlu: Hedefimiz kalıcı bir anlaşma

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “nasıl olursa olsun bir anlaşma olsun” arayışında olmadıklarını, Kıbrıs Türk halkının onuruyla huzur ve güven içinde yaşayabileceği bir anlaşma için çalıştıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Muharip Gaziler Derneği heyetini kabulünde yaptığı açıklamada, halkın kendisini göreve seçerken birçok sorumluluk yüklediğini ifade ederek, aradıkları anlaşmanın Kıbrıs Türk halkının onaylayacağı, yaşayabilir ve kalıcı bir anlaşma olduğunu kaydetti. Şu anda müzakerelerde mülkiyet konusunun görüşüldüğünü belirten Eroğlu, “Nasıl olursa olsun bir anlaşma olsun” arayışında olmadıklarını ifade etti.

21.08.2010


 

Termik santraller özelleştiriliyor

ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkan Vekili Ahmet Aksu, elektrik üretim özelleştirmelerine Eylül başında Hamitabat Elektrik Üretim A.Ş’den başlanacağını bildirdi.

Aksu, elektrik üretim özelleştirmelerinde, öncelikli 4 termik üretim tesisinin portföy gruplarından ayrı olarak özelleştirilmesi kararı doğrultusunda çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi. Ahmet Aksu, elektrik üretim özelleştirmelerinin bir kısmında varlık satışı, bir kısmında hisse satışı ve bir kısmında da işletme hakkı devri yönteminin izleneceğini bildirdi. Bu arada, elektrik üretim özelleştirmelerinde, öncelikli 4 termik üretim tesisinin portföy gruplarından ayrı olarak özelleştirileceği açıklanmıştı. Bu tesisler ise Hamitabat (1.120 MW), Soma A-B (1.034 MW), Çan (320 MW) ve Seyitömer (600 MW) olarak belirlenmişti.

GALATAPORT’TA SON

AŞAMAYA GELİNDİ

AHMET Aksu, Galataport’ta hemen hemen son aşamaya geldiklerini belirterek, tüm tarafların görüşlerini alarak bir model oluşturduklarını ve model ile ilgili ÖYK’nın görüşünü alacaklarını söyledi. ÖYK’nın onay vermesi halinde Galataport’ta bu yıl içinde ihale ilanına çıkacaklarını ifade eden Aksu, ‘’Bunda kararlıyız’’ dedi. İşletme hakkı devri yöntemiyle gerçekleştirilecek özelleştirmeyle, mevcut otoyolların özelleştirmesini planladıklarını anlatan Aksu, Çeşme-İzmir arasını özelleştirme dışında tutmayı düşündüklerini kaydetti.

21.08.2010


 

12 Eylül’ü “Utanç Müzesi’’ ile protesto edecekler

DEVRİMCİ 78’liler Federasyonu, 12 Eylül’ün yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilecek faaliyetler kapsamında ‘’Utanç Müzesi’’ açacak.

Federasyonun bu yıl yapacağı faaliyetler için Mülkiyeliler Birliğinde düzenlenen basın toplantısına, bazı sendika ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri de katıldı. Ankara 78’liler Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, burada yaptığı açıklamada, federasyonun araştırmalarını, çalışmalarını, ortaya çıkardığı bilgi ve belgeleri, dün yaşanılan ama yarını aydınlatacak arşivleri kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Tarihin Güncellenmesi, Akademi 78, Kültür ve Sanat Komiteleri’nce yürütülen çalışmaları 3-15 Eylül arasında Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde halkın görüşüne sunulacağını bildiren Esentürk, ‘’Başta darbecilerini yargılayamamış bir ülke olan ülkemizde bu utancı daha fazla taşımamak için, darbecilerin yargı önüne çıkmasını sağlamak için, 12 Eylül faşizmini teşhir eden 12 Eylül utanç müzesi açıyoruz’’ dedi.

21.08.2010


 

Doğan, savcılardan da tazminat istedi

BALYOZ dâvâsı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, soruşturmada görev alan savcılar Bilal Bayraktar, Ali Haydar ve Mehmet Berk hakkında 20’şer bin TL’lik tazminat dâvâsı açtı.

Doğan daha öncede yakalama kararı veren hakimlerden tazminat talebinde bulunmuştu. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dilekçede, Balyoz iddianamesini hazırlayan savcılardan Ali Haydar ile soruşturma sırasında görevden alınan savcılar Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk’ten manevi tazminat talep edildi. Dilekçede Doğan hakkında 21 Şubat 2010’da verilen yakalama kararının hukuka aykırı olduğu savunuldu. Tazminat talep edilen savcıların makul şüpheden değil, hukuk kurallarının aksine değerlendirme yaptıkları iddia edildi. Doğan’ın avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafından sunulan dilekçede, savcılar Bilal Bayraktar ve Mehmet Berk’in savunmaya dair ileri sürülen konuların tamamını görmezden geldikleri iddia edildi. Doğan’ın, 3 savcının yaptığı işlemlerden kaynaklanan manevi bir zarara uğradığı belirtilerek savcılardan 20’şer bin TL’lik tazminat talebinde bulunuldu. Balyoz dâvâsı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan geçtiğimiz günlerde de Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na, kendisi hakkında yakalama kararı veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri Davut Bedir, Ali Efendi Peksak ve Murat Üründü hakkında 20’şer bin TL’lik tazminat dâvâsı açmıştı.

21.08.2010


 

Genelkurmay ve MİT: Suikast bilgisi yok

GENELKURMAY Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve MİT’ten, ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsına bakan mahkemeye gönderilen yazılarda, müştekiler Ali Balkız ve Kazım Genç ile mağdurlar Minas Durmaz Güler ve Mesrob Mutafyan’a yönelik olduğu iddia edilen suikast planlarıyla ilgili herhangi bir istihbari bilgi bulunmadığı bildirildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen davada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, mahkemeye ulaşan evrakı okudu. Davanın müştekileri Ali Balkız ve Kazım Genç ile mağdurlar Minas Durmaz Güler ve Mesrob Mutafyan’a yönelik olduğu iddia edilen suikast planlarıyla ilgili istihbari bilgi olup olmadığı sorulan ve varsa bu konuya ilişkin bütün bilgi ve belgelerin gizlilik esasları dikkate alınarak gönderilmesi istenen Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve MİT’ten gelen yazılarda, suikast planlarıyla ilgili herhangi bir istihbari bilgi bulunmadığı bildirildi. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıda ise konuyla ilgili gerekli çalışmanın yapılmaya başlandığı ve süre talep edildiği belirtildi. Susurluk Raporu ile ilgili elindeki belgeler istenen eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz da, mahkemeye gönderdiği cevapta, söz konusu raporla ilgili daha önce mahkemeye gönderdiği belge dışında, elinde başka bir belge bulunmadığını kaydetti. Susurluk Raporu istenen Başbakanlık Teftiş Kurulu ise mahkemeye gönderdiği cevapta, raporun Başbakanlık kayıtlarında ya da Başbakanlık Teftiş Kurulu arşivinde yer almadığı, ancak istenirse raporun fotokopisinin gönderilebileceği belirtildi.

21.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.