12 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

İlk teravihte camiler doldu, taştı

Ramazan ayının ilk teravihinde yurdun her yerinde camiler doldu. Eyüp Sultan Camii de cemaatle doldu taştı. Ramazan ayının ilk teravihini İstanbul’un tarihî camilerinde kılmak isteyen Müslümanlar, Sultanahmet, Eyüp Sultan, Süleymaniye, Fatih ve Beyazıt camilerine akın etti. Eyüp Sultan Camii, yatsı ezanının okunmasına yaklaşık 1 saat kala doldu. Kadınların bir kısmı ile erkeklerin çoğunluğu cami içerisinde yer bulamayınca, namazlarını caminin avlusunda eda etmek zorunda kaldı. Sultanahmet Camii’ndeki namaz ise ‘’Enderun usulü’’ ile kılındı. Vatandaşlar, teravih namazı sırasında Sultanahmet Camii’nin içini ve avlusunu doldururken, namazı çok sayıda yabancı turistin de izlediği görüldü. Teravih namazının her dört rekâtının Türk musikîsinin beş ayrı makamında kılınmasını ve bu makamlarda bestelenmiş ilâhilerle süslenmesini içeren ve adına ‘’Enderun usulü’’ denilen gelenek, 80 yıl sonra ilk kez Sultanahmet Camii’nde uygulandı. Enderun usûlü ile teravih namazı Ramazan ayının her günü başka bir camide uygulanacak. İlk teravih için en çok tercih edilen camilerden biri de Edirne’deki tarihî Selimiye Camii oldu. Şehir merkezinde oturan insanların yanı sıra civar illerden ve yurt dışından gelenler de Selimiye Camii’ni doldurdu. İnsanlar, Ramazan’ın ilk gününde bol bol dua etti.

RAMAZAN

DAVULCULARI İLK MESAİLERİNİ YAPTI

Ramazan ayının başlamasıyla birlikte sahurun simgesi davulcular ilk mesailerini yaptı. Ramazanın vazgeçilmezleri arasında yer alan davulcular, vatandaşları sahura kaldırabilmek için gecenin karanlığında yollara düştü. İmsak öncesinde mahalleleri adım adım dolaşan davulcular, vatandaşları uyandırmaya çalıştı. Bu arada, pideciler, restoran ve lokantalar da Ramazan mesaisine başladı. Sahura kadar açık olduklarını astıkları pankart, afiş ve yazılarla ilân eden işletmecilerin ilk gün olması dolayısıyla boş oldukları gözlendi. Bazı vatandaşların ise lokantalarda sahur için Ramazan pidesi yaptırdıkları görüldü.

YERİN ALTINDA VE ÇADIRLARDA İLK SAHUR

Zonguldak’In Kilimli Mahallesi’nde faaliyet gösteren Zirve Madencilik Şirketi’nde çalışan işçiler, yerin binlerce metre altında ilk sahurunu yaparken, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden, fındık bahçelerinde çalışmak üzere Karadeniz bölgesine gelen mevsimlik işçiler de, odun ateşinde ve piknik tüplerinde pişirdikleri yemekle sahurlarını yaptılar.

12.08.2010


 

İskenderun saldırısında İsrail sansürü

USAK Koordinatörü Sedat Laçiner, bir TV programında İskenderun saldırısı ile ilgili dehşet verici iddialarda bulundu. Laçiner, “Heronların görüntüleri yazılım nedeniyle İsrail’e gidiyor. İsrail de o görüntüyü görüyor. İsterse durdurabilir. Bugüne kadar durdurdu mu? Bugüne kadar bir kez durdurdu. Heron görüntülerini bir kez biz göremedik. Ne zaman? İskenderun’da deniz üssüne saldırı yapıldığı gün biz göremedik. İsrail durdurdu” dedi.

UluslararasI Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Genel Koordinatörü Doç. Dr. Sedat Laçiner, terör örgütü PKK’nın, İskenderun Deniz Üssü’ne saldırırken, İsrail’in, Heronların görüntülerini Türkiye’ye vermediğini savundu. Mayıs ayının sonunda Hatay’ın İskenderun ilçesinde Deniz İkmal Destek Komutanlığı’na teröristlerce yapılan saldırı sonucu 7 askerimiz şehit olmuştu. Tam da Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerince düzenlenen kanlı baskına denk gelen bu hain saldırı sonrası, Türkiye kamuoyunda İsrail-PKK ilişkisi tartışılmaya başlanmıştı.

Bu tartışmaya uluslar arası basından da çeşitli katkılar olmuştu. Meselâ İsrail istihbaratına yakınlığıyla bilinen DEBKA file sitesi saldırı üzerine verdiği haberinde, İskenderun’un, ‘son iki ayda sessizce İsrail karşıtı bir askeri merkez haline getirildiğini öne sürmüş, ‘Türkiye’nin, Suriye ve Lübnan’daki hedefleri, potansiyel İsrail saldırılarına karşı savunmak için Mayıs ortasında limana hava savunma füzeleri naklettiği’ni de iddia etmişti. Amerikan basınından World Net Daily’nin verdiği haberde, Hatay’daki Deniz Üssüne düzenlenen ve PKK tarafından üstlenilen saldırı, PKK tarafından kiralanan İsrailli özel askerler tarafından gerçekleştirildiği yazılmıştı. İşte bu tartışmaları tekrar Türkiye’nin gündemine taşıyacak nitelikte yeni bir açıklama yapıldı. USAK Genel Koordinatörü ve Uluslararası İlişkiler ve Ortadoğu uzmanı Doç. Dr. Sedat Laçiner, TRT Haber’de yayınlanan ‘Açı’ programında, PKK’nın iskenderun saldırısıyla ilgili çok tartışılacak bir iddiayı gündeme taşıdı. YAŞ kararları ile Lübnan-İsrail gerginliğinin ele alındığı önceki akşamki programda Laçiner, İsrail-PKK ilişkisine dair daha önce hiç açıklanmamış bir bilgi paylaştı. Programda, kamuoyunda da tartışılan “İnsansız hava uçakları Heronlar’ın topladığı bilgi İsrali’e ulaşıyor mu?” sorusu gündeme geldi. Bunun üzerine söz alan Doç. Dr. Laçiner şunları söyledi: “Heronlar’ın görüntüleri yazılım nedeniyle İsrail’e gidiyor. İsrail de o görüntüyü görüyor. İsterse durdurabilir… Bugüne kadar durdur du mu? bugüne kadar bir kez durdurdu… Heron görüntülerini bir kez biz göremedik. Ne zaman? İskenderun’da Deniz Üssü’ne saldırı yapıldığı gün, biz göremedik; İsrail durdurdu.” Doç. Dr. Laçiner’in bu açıklamasından sonra, konuyla ilgili yetkililerden bir açıklama bekleniyor. Akıllarda kalan soru ise şu: İsrail’in Türkiye’ye sattığı Heronlar üzerinde nasıl bir kontrolü var? TRT Haber’de her salı saat 20.10’da yayınlanan, gazeteci Faruk Bilgin’in sunduğu ‘Açı’ya, Prof. Dr. Beril Dedeoğlu, Prof. Dr. Vedat Bilgin ile Doç. Dr. Sedat Laçiner yorumcu olarak katılıyor. Vahşetin izleri görüntülendi İsraİl’İn, Gazze’ye yardım götüren filoya düzenlediği baskından sonra el koyduğu ve daha sonra İskenderun limanına çekilen 3 Türk gemisinde, incelemelerin tamamlanmasının ardından Mavi Marmara’daki baskının izleri kamera görüntülerine yansıdı. Çalışmalar kapsamında Mavi Marmara’da toplanan tüm deliller ve delil olabilecek malzemeler geminin orta kat kıç güvertesinde tek tek torbalara konuldu, her torbaya içindekilerin geminin hangi bölümünden alındığı yazıldı. İnceleme heyetinin çalışmalarının ardından gemiden alınan ilk görüntülerde, Mavi Marmara’daki baskının izleri kameralara daha net yansıdı. Geminin kaptan köşkünde kesilerek açıldığı belirtilen çelik kasa dikkati çekti. İsrail askerlerince indirme yapıldığı belirtilen geminin en üst güvertesinde bazı kapıların kilit bölümünde kurşun delikleri ve izleri görüldü. Kaptan köşkünün ise camlarının kurşunlandığı, birçok gösterge panelinin kırıldığı, radar cihazı ile gösterge ekranının tahrip edildiği dikkati çekti. Çeşitli bölümlerindeki kurşun izlerinin numaralanarak kayıt altına alındığı gözlenen Mavi Marmara’da, yardım gönüllülerine ait olduğu sanılan elbiselerin de yer yer geminin çeşitli bölümlerine yığıldığı ve atıldığı görüldü. Can yeleklerinin bazılarında kan izleri olduğu belirtilen kuru lekeler de kameralara yansırken, benzer lekelere geminin bazı zemin bölümlerinde de rastlandı. DELİL VE RAPORLAR İSTANBUL’A GÖNDERİLECEK İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan başkanlığındaki inceleme heyetinde görev alan birimler, gemiden topladığı ve kayıt altına aldığı deliller ile bunlara ilişkin raporlar, görüntü, fotoğraf ve ilgili dokümanları, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığına sunacak. Başsavcılık, heyetteki birimlerin delillere ilişkin rapor ve ilgili dokümanlarını soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderecek. Raporların 15-20 gün içinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesi bekleniyor. Mavi Marmara’yı çeşitli bölümlere ayırarak delil araştırması yapan ekiplerce, geminin çeşitli bölümlerinden alınan delil ve delil olabilecek malzemeler, orta kat kıç güvertede toplandı. Burada her biri tek tek kameralar ve fotoğraf makinesiyle kayıt altına alındı. İlk günkü incelemelerde basın mensupları gemiye alınmazken, İHH’nın ve baskın sırasında gemide bulanan mağdurların avukatları ile o sırada gemide bulunan bazı gazeteciler mağdur-tanık olarak gemiye alındı.

12.08.2010


 

Saldırgan radardan belirlendi

Konya’da bir polis memurunu radar uygulaması sırasında silâhla vurarak öldüren kişinin kimliği belirlendi. Edinilen bilgiye göre, polis memuru Ömer Durmaz’ın (36) ölümüyle ilgili çalışma başlatan polis, Durmaz’ın şehit edildiği araçtaki radar kayıtlarını inceledi. Kırmızı renkli plakasız motosikletle radara yaklaşan kişinin saldırıyı gerçekleştiren Hakan D. (21) olduğunu tespit eden polis, zanlının şehit ettiği polis memurunun silahını da alıp kaçtığını belirledi. Üniversite mezunu ve işsiz olduğu öğrenilen Hakan D’nin motosikletini yeni aldığı bildirildi. Zanlının yakalanmasına çalışıldığı belirtildi. Konya’da radar uygulaması sırasında düzenlenen silahlı saldırı sonucu polis memuru Ömer Durmaz (36) şehit olmuştu. Şehit olan polis memuru Ömer Durmaz (36) için Konya Emniyet Müdürlüğünde tören düzenlendi. Saygı duruşu ve dua okunmasının ardından sona eren törende, şehidin polis memuru eşi Seda ve oğlu Fatih ile yakınları gözyaşlarına hakim olamadı. Törende fenalık geçiren şehit polisin yengesine, ilk müdahaleyi sağlık görevlileri yaptı. Cenazenin alandan götürülüşü sırasında, törene babasının şapkasıyla katılan oğlu Fatih ve eşi Seda’nın, şehidi polis selâmıyla uğurlaması duygusal anlar yaşanmasına sebep oldu. Şehit polis Ömer Durmaz’ın cenazesi, toprağa verilmek üzere memleketi Karaman Merkeze bağlı Sudurağı beldesine gönderildi.

12.08.2010


 

Kore: Türk şehitler sayesinde geliştik

Güney Kore Askerî Ateşesi Albay Hakyang Park, Türk askerinin Kore Savaşına katılmasının çok önemli olduğunu belirterek, sergilenen o kahramanlıkların sonunda ülkesinin bağımsız bir şekilde gelişerek bugünlere geldiğini söyledi.

Türk şehitleri sayesinde geliştik Güney Kore Askerî Ateşesi Albay Hakyang Park, Türk askerinin Kore Savaşı’na katılmasının çok önemli olduğunu belirterek, sergilenen o kahramanlıkların sonunda ülkesinin bağımsız bir şekilde gelişerek bugünlere geldiğini söyledi. Park, özellikle Kunuri’deki bir çatışma sırasında BM ordusunun düşman birlikler tarafından çembere alındığını, bu çemberi delen Türk tugayının BM ordusunun geri çekilmesini sağladığını, bu ve benzeri bir çok kahramanlığın Kore halkının kalbinde her zaman yer aldığını dile getirdi. Hakyang Park, yaptığı açıklamada, Türk askerinin kahramanlığına işaret ederek şunları anlattı: “Kore Savaşında, Kunuri’de Türk askeri olmasa idi BM askeri geri çekilemezdi. Türk askeri olduğundan BM emniyetli bir şekilde geri çekilmiştir. Türk askeri çok kahraman. Çin askeri BM ordusunu çember içine aldı. Türk tugayı kahramanca savaşarak çemberi deldi, BM ordusu geri çekildi.”

12.08.2010


 

Aynı hassasiyet Hantepe’ye niye gösterilmedi?

BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, bu yılki Yüksek Askeri Şura’ya ilişkin, ‘’YAŞ’ta gereksiz bir tartışma, gereksiz bir mekik dokuma yaşandı” dedi.

Topçu, Irak’ın çeşitli illerinden gelen 20 Türkmen ve Şebek Bektaşiyi Genel Merkezde kabul etti. Topçu, kabulün ardından YAŞ kararlarına ilişkin soruya şu cevabı verdi: ‘’Işık Koşaner Paşa’ya ve diğer komutanlara hayırlı olsun diyorum. YAŞ’ta gereksiz bir tartışma, gereksiz bir mekik dokuma yaşandı. YAŞ’a gösterilen hassasiyet, Hantepe’ye, Hatay Dörtyol’a, İnegöl’e, Sarıyayla’ya neden gösterilmedi? Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının gerekli olan hassasiyeti göstermesini bekliyoruz.’’

12.08.2010


 

Afrika’nın bile gerisindeyiz

Afrıkali bir general, Johannesburg’da katıldığı bir resepsiyonda duyduğu şu cümlelerle şaşkınlık geçirir: “Türkiye’de askerler hükümete hesap sorar, devletin gizli anayasasını onlar belirler, genelkurmay başkanı başbakana karşı sadece ‘sorumlu’dur. Protokolde savunma bakanının çok önünde olan genelkurmay başkanı, NATO savunma bakanları toplantılarına hiç katılmaz…” Afrikalı general, kısa bir sessizliğin ardından espriyi patlatır: “Ben de Türkiye’de asker olmak istiyorum!”

Çağdaş demokrasi yolunda önemli bir dönemeçten geçen Türkiye’de askerin rolü ve Genelkurmay Başkanlığı’nın Millî Savunma Bakanlığı’na ‘bağlı’ olmaması sık sık eleştiriliyor. Bazı Afrika ülkeleri bu alanda uygulama noktasında bile Türkiye’den daha demokratik bir konuma ulaştı. Birçok Afrika ülkesinde ise yasal olarak genelkurmay başkanları savunma bakanlığına bağlı durumda. Savunma uzmanları, Türkiye’deki mevcut durumu çağdaş demokratik normlar bakımından “kabul edilemez” buluyor.

Kara Kıt'a Afrika’da askerin rolü ve genelkurmay başkanlarının konumu genel olarak şöyle: 2010 Dünya Kupası’nda Afrika’nın gururu olan Gana’da savunma bakanlığı oldukça aktif çalışıyor. Kara, hava ve deniz kuvvetlerinden oluşan Gana ordusu, direkt savunma bakanına karşı sorumlu. Haritada birçok insanın yerini gösteremeyeceği Zambiya’da ordu, savunma bakanlığının onayı olmadan hareket edemiyor. Zambiya’ya komşu Angola’da da durum farklı değil. 110 bin askeri idare eden Angola genelkurmay başkanı, doğrudan savunma bakanına bağlı. Uzun yıllar iç savaş görmüş, darbeler ülkesi Fildişi Sahilleri’nde de ordu ilk önce savunma bakanlığına hesap veriyor.

Türkiye’nin bir dönem askerlerini eğittiği Gambiya’nın güvenlik güçlerini oluşturan piyade taburu, millî muhafızları ve deniz kuvvetleri savunma bakanlığının emrinde faaliyet gösteriyor. Darbe yaşamış Gine’nin ordusunu oluşturan kara, hava, deniz, jandarma ve cumhuriyet muhafızları, savunma bakanının emriyle hareket ediyor. Yakın zamana kadar beyaz azınlığın ırkçı rejimi altında inleyen Güney Afrika, ırkçı yönetimin bittiği 1994’ten hemen sonra dünyaya örnek gösterilecek bir demokrasiye geçmeyi başardı. Kışlasından çıkmayan ordu yeni dönemde yeniden yapılandırıldı. Ülkenin dış güvenliğinden sorumlu olan ordunun siyasete karışması söz konusu bile değil. Cumhurbaşkanı, kuvvet komutanlarından birini genelkurmay başkanı olarak atıyor. Genelkurmay başkanı, savunma bakanına bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Ülkede askerlerin siyasete karışması bir yana, üniformalıları günlük hayatta görmek bile pek mümkün değil. İç çatışmalar ve darbelerle meşhur Afrika’nın büyük ülkesi Nijerya’da savunma bakanı ordunun bütün kurumlarından sorumlu. Uganda’da savunma bakanlığı, ulusal güvenlik ve savunma politikalarını oluşturarak bunların uygulanmasını sağlıyor. Uganda ordusu savunma bakanlığına bağlı. Sivillerde kayıtlı silâhlar da savunma bakanlığının sorumluluğu altında. Batı Afrika’nın ticaretle ünlenen ülkesi Senegal’de kara, hava, deniz ve jandarma birimlerinden oluşan silâhlı kuvvetler, ülkenin bağımsızlığından beri politikaya bulaşmadı. Senegal ordusu, sivillerin emrinde…

TÜRKİYE’DEKİ ASIL PROBLEM…

Türkiye’de protokolün 4. sırasında olan genelkurmay başkanları, birçok Batı ülkesinde ise ilk 20’ye bile giremiyor… Türkiye’deki mevcut durumu eleştiren İngiliz Kings College Üniversitesi Savunma ve Güvenlik uzmanı William Park, bunun demokrasiye büyük zarar verdiğini vurguluyor. William Park, hali hazırda Türkiye’de orduyu genelkurmay başkanlarının kontrol ettiğini hatırlatıyor. Ancak bu kontrolün Millî Savunma Bakanlığı uhdesinde olması gerektiğine işaret eden William Park, “Aslında genelkurmay başkanının savunma bakanına değil de başbakana karşı sorumlu olması Türkiye’de demokrasiye zarar veriyor olsa da, problemin ana kaynağı bu değil. Asıl problem, kendisine özerklik tanıyan, maddî kaynak sıkıntısı çekmeyen ve güçlü bir bürokrasiye sahip ordunun savunma bakanlığı yerine genelkurmay başkanı tarafından kontrol edilmesidir” diyor. Türkiye’deki mevcut siyasi ve askeri kültürün, iç politikada ağırlıklı rol oynaması için ordunun eline koz verdiğini ifade eden Park, “Bu, Avrupa demokrasisi ile kesinlikle uyumsuz bir durum” tespitini yapıyor.

12.08.2010


 

Bağış: Her kesiminden AB uzmanına ihtiyaç var

JJEAN Monnet Burs Programı 2010-2011 Akademik Yılı Bursları ile ilgili yazılı bir açıklama Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin AB sürecinde kamu kurum ve kuruluşlarından özel sektöre, sivil toplum örgütlerinden üniversitelere, diğer bir ifadeyle toplumun her kesimine önemli görevler düştüğünü belirtti. Bu sebeple toplumun her kesiminde AB ile ilgili konuları takip eden ve bu konularda uzmanlaşan kişilere ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Bağış, AB müktesebatı konusunda yetişmiş insan gücünün, Türkiye’nin müzakere sürecindeki en önemli kazanımlarından biri olduğunu ifade etti.

12.08.2010


 

Işık: İstifa kendi kararım

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atilla Işık, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüşerek emeklilik kararı aldığı iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu belirtti.

Orgeneral Işık, bir gazetede yer alan ‘’Yüksek Askerî Şûrâ çalışmaları sırasında 9. Cumhurbaşkanı Demirel ile görüşerek emeklilik kararı verdiği’’ iddiaları üzerine yazılı açıklama yaptı. Haberin tamamen gerçek dışı olduğunu ifade eden Orgeneral Işık, ‘’Daha önce yaptığım açıklamada da belirttiğim gibi bu kararı kendi istek ve arzumla aldığımı kamuoyuna saygıyla duyuruyorum’’ dedi.

12.08.2010


 

Eylemci öğretmen disipline

MıllÎ Eğitim Bakanlığı (MEB), bazı sözleşmeli öğretmenler tarafından Bakanlık önünde yapılacağı duyurulan ‘’eş durumundan tayin eylemi’’ ile ilgili olarak açıklama yaptı.

MEB, yer değiştirme işlemlerini gerekçe göstererek eylem yapan sözleşmeli öğretmenler hakkında disiplin başta olmak üzere her türlü hukuki işlemin yapılacağını duyurdu. Bakanlığın bu süreçte, eğitim öğretimin sağlıklı bir şekilde devam etmesi amacıyla hukukî haklarını kullanacak olup, izinsiz eylemlerde yer alacak kişilerle ilgili disiplin işlemleri başta olmak üzere her türlü işlemi yapacağı bildirildi.

12.08.2010


 

Albaya da tahliye

Balyoz planı dâvâsı kapsamında hakkındaki yakalama kararı uyarınca Afyonkarahisar’da yakalanarak cezaevine konulan emekli Kurmay Albay Ahmet Şentürk tahliye edildi.

“Balyoz”da tutuklu kalmadı ‘’Balyoz Planı’’ dâvâsı kapsamında hakkındaki yakalama kararı uyarınca Afyonkarahisar’da yakalanarak cezaevine konulan emekli kurmay albay Ahmet Şentürk tahliye edildi. Alınan bilgiye göre, Ahmet Şentürk’ün avukatı Zeki Arslan’ın tutukluluğuna yaptığı itirazı değerlendiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, itirazı kabul ederek, Şentürk’ün tahliyesine karar verdi. Karar uyarınca Şentürk’ün, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevinden çıktığı öğrenildi.

12.08.2010


 

Siyasî partilerde “Ramazan mesaisi”

Ramazan ayının başlaması ile referanduma yönelik siyasî kampanyalar, miting alanlarından iftar sofralarına yönelecek.

MHP’de referandum için ‘’Ülken İçin Bir Oy’un var’’ sloganı çerçevesinde yürütülen kampanyada, MHP’li üst düzey parti yöneticileri Genel Başkan Bahçeli’nin görevlendirmesi ile kendilerine verilen bölgelerdeki propaganda faaliyetlerinde bulunacak. Saadet Partisi tarafından hazırlanan program çerçevesinde, Genel Başkan Numan Kurtulmuş ve parti yöneticilerinin de katılımı ile Türkiye’nin birçok büyük ilinde gündüzleri miting, akşamları da sivil toplum örgüt yöneticileri ve vatandaşlarla iftar programları düzenlenecek. Referandumda ‘’Hayır’’ oyu kullanacağını açıklayan Demokrat Parti de, Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk ve parti yöneticileri, Ramazan ayı boyunca Türkiye’nin çeşitli illerinde iki günde bir iftar programları düzenleyecek. Buna göre Cindoruk ve ekibi, Ramazan ayı boyunca Trabzon, Samsun, Erzurum, Bursa, İzmir, Manisa, Mersin, Adana, Gaziantep, Elazığ, Antalya, Ankara ve İstanbul’da iki günde bir düzenlenecek programlara katılacak ayrıca söz konusu illerdeki sivil toplum kuruluşlarını ziyaret edecek.

12.08.2010


 

Kaynaşma fırsatı

Almanya’nın KRV eyaleti Çalışma, Uyum ve Sosyal İşler Bakanı Guntram Schneider Ramazan ayının başlaması vesilesiyle bir mesaj yayınladı. Schneider, mesajında, İslâmın Alman toplumunun bir parçası olduğunu, Ramazan ayının Müslümanlar ile Müslüman olmayanlar arasında saygı ve sevginin daha da pekişmesi için bir fırsat olduğunu ifade etti.

İSLÂM, ALMAN TOPLUMUNUN BİR PARÇASI

Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaleti Çalışma, Uyum ve Sosyal İşler Bakanı Guntram Schneider ve Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Prof. Dr. Ali Dere, Ramazan ayının başlayacak olması vesilesiyle bir mesaj yayımladı. Schneider, İslam’ın Alman toplumunun bir parçası olduğunu, KRV eyaletinde yaşayan 1,3 milyon Müslüman’ın yarısının Alman vatandaşı olduğuna işaret etti. Ramazan ayının Müslüman ile Müslüman olmayanlar arasında saygı ve sevginin daha da pekişmesi için bir fırsat olduğunu ifade eden Schneider, Almanya’daki camilerin Müslüman olmayanlara da iftar vermesinin uyum için önemli ve sevindirici olduğunu belirtti. Ramazan ayının, dinler arası diyaloğa ve farklı dinlerin birbirleriyle tanışmasına imkan sağladığını dile getiren Schneider, bu fırsatı bütün vatandaşların değerlendirmesi gerektiğini kaydetti.

12.08.2010


 

Atalay: Provokatörlere izin vermeyeceğiz

İçişlerı Bakanı Beşir Atalay, ‘’Hiçbir siyasî parti liderinin mitinginde provokatörlere izin vermeyeceğiz’’ dedi. Atalay, yürürlüğe girdikten sonra Türkiye’de çok şeyi değiştirecek olan halk oylamasının güven içinde geçeceğini ifade etti.

Van’dan Emniyet Genel Müdürlüğüne ait helikopterle Ağrı’ya gelen İçişleri Bakanı Atalay, Valilik salonunda düzenlenen Referandum Güvenliği toplantısına katıldı. Atalay, toplantı öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, güvenlik toplantısının bir benzerini önceki gün Van’da düzenlediklerini belirterek, referandumun güven ve huzur içinde geçmesi için çaba gösterdiklerini söyledi. Öncelikle seçim ve referandum güvenliği için çalıştıklarını vurgulayan Bakan Atalay, şunları kaydetti: ‘’Şu an referandumla ilgili olarak kampanya yürüyor. Bir aylık bir süre kaldı. Tabi bir yandan da Ramazan ayına girmiş olduk. Şu an görüyorsunuz, bu kampanya demokrasi şöleni havasında geçiyor. İnsanlar bir araya geliyor. İşte demokrasi budur. Bizim işimiz de bu sürecin olaysız güvenli geçmesi. Bakanlık olarak, izinleri kaldırdık. Hepimiz bu kampanya sürecini ve halk oylamasının huzurlu şekilde geçmesi için tedbirler alıyoruz. Milletimizin bu hakkına sahip çıkması ve bu vatandaşlık hakkının yerine getirilmesi için, bu süreçte önüne bir engel çıkmaması için çalışıyoruz. Hiç kimse bir diğerinin kampanyasına, tanıtım çalışmasına engel olmamalı. Hiçbir siyasi parti liderinin mitinginde provokatörlere izin vermeyeceğiz. Herkes istediği çalışmayı yapsın. Kimse bir diğerini engelleme, sabote etme yolunda en küçük bir tutum sergilemesin. Demokrasinin gerektirdiği şekilde çalışma yapsınlar. O konuda kesinlikle en ufak bir tavizimiz olmayacaktır.’’ Ağrı / aa

Cari açık 3.3 milyar dolar

nTürkiye’nin cari işlemler açığı, Ocak-Haziran döneminde, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 180 artış gösterdi ve 20 milyar 743 milyon dolar oldu. Geçen yılın ilk yarısında cari açık, 7 milyar 383 milyon dolar düzeyindeydi. Merkez Bankası, Türkiye’nin Haziran ayı ve Ocak-Haziran dönemine ilişkin Ödemeler Dengesi bilânçosunu açıkladı. Buna göre, Haziran ayında cari açık, 3 milyar 337 milyon dolar oldu. 2009 yılı Haziran ayına cari açık, 2 milyar 202 milyon dolar olarak hesaplanmıştı. Yüzde 51,5’i bulan bu artışta, dış ticaret açığının bir önceki yılın Haziran ayına göre yüzde 49,2 oranında artarak, 4 milyar 336 milyon dolara ulaşması etkili oldu

12.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.