06 Ağustos 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Aile-Sağlık

Bitkisel kökenli ilâç tehlikesi

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Nurten Saydan, son yıllarda vitaminler, bebek mamaları ve tedavi amaçlı birçok ürünün Tarım Bakanlığından ruhsat aldığını belirterek, ‘’Bunlar her yerde kontrolsüz, denetimsiz, eczacısız vatandaşa satılmaktadır.

Bu yüzden, bitkisel ilâçlar Tarım Bakanlığından değil, Sağlık Bakanlığından ruhsat almalı ve internet üzerinden satışları yasaklanmalıdır’’ dedi.

Bitkisel ve zararsız oldukları iddia edilen ürünlerin, gerek medya gerekse internet yoluyla tanıtımlarının yapıldığına işaret eden Saydan, sendikalarının, kurulduğu günden bu yana bitkisel ilâçların Tarım Bakanlığından değil, Sağlık Bakanlığından ruhsat alması gerektiğini ve internet üzerinden satışların yasaklanması gerektiğini vurguladığını ifade etti. ‘’İster bitkisel ister kimyasal olsun ilâç, ilâçtır’’ diyen Saydan, ilâcın yetkisi ve denetiminden sorumlu tek bakanlığın Türkiye’de Sağlık Bakanlığı olduğuna dikkat çekti. Saydan, şunları kaydetti:

‘’TEİS olarak kuruluşumuzdan beri, ilâcın sadece eczanelerden ve eczacılar tarafından verilmesi gereken bir ürün olduğunu vurguladık. Bitkisel olması, onun zehir olduğunu unutturmasın dedik. Son yıllarda vitaminler, bebek mamaları ve bunların yanı sıra tedavi amaçlı birçok ürüne bitkisel kökenli olması gerekçesinin arkasına sığınılarak Tarım Bakanlığından onay alınmakta ve bunlar her yerde kontrolsüz, denetimsiz, eczacısız vatandaşa satılmaktadır. Bu yüzden bitkisel ilâçların Tarım Bakanlığından değil, Sağlık Bakanlığından ruhsat alması gerektiğini ve internet üzerinden satışların yasaklanması gerektiğini söyledik. Ancak sesimize kulak tıkayanlar göz göre göre yaşanan bu ölümlere halen seyirci kalmaktadırlar. Üstelik daha önce de gördüğümüz gibi maalesef yine can kaybı yaşanmadıkça bu ilâçlar toplatılmamaktadır.

Bugün bazı basın yayın organlarında yer alan bir habere göre, Sağlık Bakanlığı Bitkisel İlâçlar Yönetmeliği hazırlamaktadır. Sendikamız kurulalı 4 yıl oldu ve biz 4 yıldır medyada zayıflama ilâçları yüzünden gerçekleşen ölümleri izlemekteyiz. Bu kadar zaman geçmesine rağmen Bakanlık daha yeni yönetmelik hazırladıklarını duyuruyor. Soruyoruz: Sağlık Bakanlığı bu yönetmeliği hayata geçirmek için, daha kaç yıl ya da daha kaç ölüm bekleyecek?’’

İnternet üzerinden yapılan satışlarla ilgili olarak da değerlendirmede bulunan Saydan, ‘’Asıl tehdit budur. Bu tehdide ‘dur’ demek için Sağlık Bakanlığınca halen çıkarılması için çalışılan yönetmeliğin bir an evvel çıkarılması gerekmekte ve bu yönetmelikle ilâç ve ilâç benzeri tedavi fonksiyonu olan bütün ürünlerin internet üzerinden satışının ivedilikle yasaklanması ve yaptırımı ağır cezalar getirilmesi hükümleri getirilmelidir’’ dedi.

06.08.2010


Herkesin sorunu; sivilce ve akne

Genellikle büyük, küçük hepimizin başına gelen bazen de bir türlü kurtulamadığımız sorun. Kimi akne diyor, kimi sivilce...

İkisinin farkını pek de bilen yok gibi. İşte sivilce ve akneye dair sorulara Dermatoloji Uzmanı Dr. İhsaniye Dönmez Çiçek’e cevap verdi. İşte cevaplar:

-Sivilce nedir? Akne nedir?

Sivilce, genelde ergenlik döneminde başlayan, yağ bezi kanallarında tıkanmaya bağlı olarak gelişen, başta yüz olmak üzere sırt ve göğüs gibi diğer yağlı bölgelerde de oluşabilen bir cilt hastalığıdır. Aslında sivilce ve akne kelimeleri aynı anlama gelmektedir. Sivilce, hastalığın halk arasındaki tabiridir. Akne ise hastalığın tıbbî ismi olan akne vulgaristen gelmektedir.

-En çok kimler sivilce sorunu yaşıyor?

En çok ergenlik dönemi dediğimiz kızlarda 14–17 yaş, erkeklerde ise 16–19 yaş arası dönemde görülür. 25 yaşlarına dek devam edebilir. Hatta bazı geç başlangıçlı sivilcelerde 25 yaşından sonra da hastalık görülebilmektedir. Ancak bu olguların % 8’i kadardır. Bunun dışında nadir görülen bazı durumlarda da sivilceye rastlanmaktadır.

-Abur cuburlar sivilce yapar mı?

Abur cuburların sivilce yaptığına dair kesin bir bilimsel delil yoktur. Ancak bazı hastalarda cips, çikolata, fındık, fıstık gibi kuruyemişler ve yağlı süt alınmasına bağlı olarak lezyonlarda alevlenme gözlenmiştir.

-Sivilce, kuru cilt mi sever, yağlı cilt mi?

Sivilce bir yağ bezi ünitesi hastalığı olduğu için yağlı ciltlerde, yağlanma olan bölgelerde görülür.

-Tedavisi nasıl olmalıdır?

Öncelikle hastalığın tabiî bir gidişi vardır. Kullanılan ilâçlar kesin bir iyileşme sağlamayabilir ve hastalık tekrar edebilir. Hastanın dikkat etmesi gereken bazı durumlar vardır. Meselâ; yiyecekler konusunda kendi üzerinde gözlem yapmalı ve yukarıda saydığımız yiyecekleri yediğinde alevlenme görüyorsa bunları tüketmemelidir.

Cilt temizliği, ciltteki yağın uzaklaştırılmasını sağladığı için faydalıdır. Bunun için dermatolojik temizleme kalıpları olarak adlandırılan sindetler veya kimyasal olarak aynı muhtevadaki sıvı temizleme jelleri kullanılabilir.Ancak pahalı olmaları dezavantajlarıdır. Tek başına kükürt içeren sabunlar da tahriş edici olabilmektedir. Son zamanlarda içerisinde kükürtle birlikte zeytinyağı bulunan sabunlar geliştirilmiştir. Zeytinyağı, antiseptik özelliğinden dolayı bakteri ve mantar oluşumunu engelleyebileceği gibi kükürtün irritasyon etkisini de hafifletir. Ancak cilt temizliği abartılmamalı cilt çok yağlı olsa bile günde iki kereyi geçmemelidir. Makyaj malzemeleri çok gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır. Cildine bakım amaçlı kullanacağı ürünleri mutlaka doktoruna danışmalıdır. Daha önce de dediğimiz gibi bazı kozmetik ürünler akneye yol açabilmektedir.

06.08.2010


Hamilelikte kilo almak, bebeği kilolu yapabiliyor

İngılız tıp dergisi The Lancet’in internet sayfasında yayımlanan ve ABD’de yapılmış araştırmaya göre, hamilelikte fazla kilo olan annelerin bebekleri de kilolu doğuyor.

ABD’nin Boston şehrindeki çocuk hastanesinde görevli Dr. David Ludwig ve New York şehrindeki Columbia Üniversitesinde görevli Janet Currie tarafından yürütülen araştırma, hamile annenin aldığı her kilo karnındaki bebeğin kilosunu 7,35 gram arttırdığını gösteriyor. 1 Ocak 1989 ile 31 Aralık 2003 tarihleri arasında meydana gelen doğumları araştıran iki doktor, bir kadında bir çok hamileliği tahlil etmiş ve böylece genetik faktörlerin etkilerini dışlamış. Araştırmaya göre, hamilelikte 24 kilodan fazla kilo alan annelerin bebekleri, anneleri hamilelikte 8 ile 10 kilo almış bebeklerden 150 gram daha ağır geliyorlar. Araştırma ayrıca, hamilelikte alınan kiloların çocuğun obeziteye bağlı hastalıklara yakalanma riskini de artırdığını kaydediyor.

06.08.2010


Ramazan’da, yemekten önce sıvı alınmalı

Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Gülen Alpaydın, Ramazan ayında yemekten önce sıvı almaya özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Alpaydın, Ramazan ayında, öğün sayısı ve gün boyu aç kalınarak düzenli beslenme biçiminin farklılaşması sonucu metabolizma hızında yavaşlamalar ve buna bağlı aşırı kilo alımının ortaya çıkma ihtimali bulunduğuna da dikkat çekti. Ramazan ayında iftar ve sahur arasına ‘ara öğün’ katılarak öğün sayısının 3 olarak tutulmaya çalışılmasını öneren Alpaydın, şöyle devam etti: “Özelikle bu dönemde yapılan beslenme hataları olarak, sahura kalkamadan, gece yemek yiyerek yatmak, hızlı ve aşırı yemek yemek, sahurda posasız ve ağır besinlerin tüketimi, az su içilmesi ve fiziksel aktivite azlığı gösterilebilir. Sahura kalkmadan, gece yemek yiyerek yatmak durumunda uzun süre aç kalınarak vücut ‘kıtlık’ durumuna sokulmaktadır. Kıtlığa giren vücutta yağ, su ve kas kaybı ve bazal metabolizma hızında yavaşlama olmakta, ayrıca alınan her besin de vücutta yağ olarak depolanmaktadır. Ayrıca meyve ve sebze tüketiminin arttırılması, ekmek olarak kepek veya çavdar ekmeğinin kullanılması ve özellikle su tüketiminin arttırılması gerekir” diye konuştu.

06.08.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.