Aile-Sağlık |
Şifalı bitkilerin hasadı bilinçli yapılmıyor AKDENİZ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Turgut, tıbbî aromatik bitkilerin dünyada 25 milyar dolarlık bir pazarı bulunduğunu, ancak iyi bir altyapısı olan Anadolu’nun hak ettiğini alamadığını kaydetti. Dünyada 500 tür şifalı bitkinin ticaretinin yapıldığını, Türkiye’de ise sadece 50 bitkinin değerlendirildiğini belirten Turgut, ‘’şifalı’’ diye adlandırılan bitki türlerinin yeterince korunamadığını, doğru hasat edilemediğini savundu. Şifalı bitkilerin tabiattan rastgele toplanmasının bu bitkilerin gelecekte yok olmasına sebep olacağını ifade eden Turgut, Türkiye’ye yılda 60-100 milyon dolarlık ihracat hacmi oluşturan kekik, adaçayı ve defnenin bilinçsizce hasat edildiğini vurguladı. Antalya ve Isparta’nın tıbbî aromatik bitkiler bakımından zengin olduğunu, yayla kekiği gibi endemik türlerin de bu yörede yetiştiğini anlatan Turgut, ‘’Bu bölgede yayla kekiği biterse, bu tür yok olacak. Dünyada bu kekikten başka yok’’ dedi. Kenan Turgut, Türkiye’de bitki çeşitliliği bakımından Antalya’nın ön sıralarda yer aldığını, Türkiye genelindeki 10 bin tür bitkinin 2 binden fazlasının Antalya’da bulunduğunu bildirdi. Bu türler arasında çok kıymetli bitkilerin de yer aldığına değinen Turgut, özellikle uçucu yağ içeren bitkilerin bölgede geniş şekilde yer aldığını dile getirdi. Turgut, kekikte dünya ticaretinin yüzde 80’inin Türkiye’den yapıldığını, dünya defne ihtiyacının tamamının da Türkiye’den karşılandığını bildirdi. Türkiye’de son yıllarda katma değeri yüksek ürünler üretme amacında olunmasına karşın, tabiattan rastgele ve yoğun şekilde toplanan bitkilerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Turgut, tıbbî aromatik bitkilerin bazılarının tarlalarda ziraatinin yapılabileceğini söyledi.
KÖYLÜYE TOPLAM 50 MİLYON DOLAR GELİR Antalya’da tıbbî aromatik ürünler üzerine çalışan WBT Tarım Ürünleri Genel Müdürü Ergin Civan da Toros Dağları’nın tıbbî aromatik bitkiler bakımından zengin olduğunu, ancak bunun hasadı ve hasat sonrası işlenmesinde sıkıntı yaşandığını söyledi. Tıbbî aromatik bitkilerin yetişmesi için bölgedeki iklim ve floranın çok uygun olduğunu, ancak bu ürünlerin ticarî değere çevrilmesi için çalışma yapılması gerektiğini belirten Civan, ‘’Bu ürünlerin tarlada ziraatinin yapılması önemli. Yeterli miktarda doğada yetişmediği için ürünün ihracatı yapılmıyor’’ diye konuştu. Türkiye’ye yılda 60-100 milyon dolarlık ihracat hacmi oluşturan kekik, adaçayı ve defnenin bilinçsizce hasat edildiğini kaydeden Civan, ‘’Bu ürünler yurt içinde yılda 1000-1500 ton civarında kullanılıyor. Tıbbî aromatik bitki, alternatif tıpta yoğun olarak kullanılıyor. Eğer bilinçli hasat sağlanırsa, bu ürünlerin ekonomik değeri artacak’’ dedi. Tıbbî aromatik bitkileri toplayan bölge köylülerinin yılda 50 milyon dolar civarında gelir elde ettiğini belirten Civan, bu rakamın 100 milyon dolara çıkarılabileceğini kaydetti. Antalya / aa |
19.07.2010 |
ATB, KÖYLÜLERİ EĞİTİYOR ANTALYA Ticaret Borsası (ATB), tıbbî ve aromatik bitkilerin hasat sırasındaki kaybını önlemek için 301 bin lira bütçe ayırarak, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) sponsorluğunda ‘’Kekik, Defne ve Adaçayında Hasat ve Hasat Sonrası İşlemlerdeki Verimlilik Kaybını Önleme Projesi’’ başlattı. Proje çerçevesinde Alanya, Gazipaşa ve Manavgat’taki köylüleri, tıbbî aromatik bitkilerin hasadı ve hasat sonrası yapılacak işlemleriyle ilgili bilgilendirirken ATB Başkanı Ali Çandır, projenin söz konusu bitkilerin tabiî floraya zarar getirmeyecek şekilde toplanması ve hasat sonrası kalan ürünlerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasını amaçladığını bildirdi. |
19.07.2010 |
Çocuklar masadan kalkın,tabiatla buluşmaya koşun Eskİşehİr’de yürütülen ‘’Orman Biziz, Biz Ormanız’’ projesiyle, teknolojinin gelişmesiyle birlikte yeni oyun alanları, televizyon ve bilgisayar haline gelen çocuklara, tabiatla iç içe olma fırsatı sunuluyor. Projeyi hazırlayan Anadolu Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Başar, son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle birlikte hızla değişen hayat tarzı ve temponun, çocukları olumsuz etkilediğini söyledi. Çocukların dışarda oynayabileceği alanların sınırlı olduğunu, eve kapanarak zamanlarını televizyon ve bilgisayar başında geçirmeye başladıklarını ifade eden Başar, bu durumun çocuklarda antisosyal davranış biçimlerine sebep olduğunu belirtti. Hareketsizlik sonucu çocuklarda aşırı kilo ve kolesterolün yanı sıra dikkat eksikliği, hırçınlık, tatminsizlik ve depresyonun daha çok görülmeye başlandığını vurgulayan Başar, bu sorunların çözümünün ‘’tabiatta olduğuna’’ inandıklarını ifade etti.
ÇOCUKLAR BİLİNÇLENDİRİLMELİ Bunun yanında tabiatın korunması için çocukların bilinçlendirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Başar, şöyle konuştu: ‘’Çocuklara, erken yaşta doğa tanıtılmaz, doğa sevgisi aşılanmazsa gelecekte doğamızı kim koruyacak? Kim nesli tükenmekte olan hayvan ve bitkiler için endişelenecek? Kim küresel ısınmayla, çevre ve doğa kirliliğiyle ilgilenecek? Çocukların doğaya olduğu kadar, doğanın da çocuklara ihtiyacı var.’’ Buradan hareketle ‘’Orman Biziz, Biz Ormanız’’ adlı tabiat okulu projesini hazırladıklarını anlatan Başar, TÜBİTAK’tan destek alan projelerinin amacının, tabiatta hayat yeteneklerini gün geçtikçe yitiren çocuklara orman sevgisi aşılamak, tabiatta farkında olmadıkları birçok olayı örnekler ve canlandırmalar yoluyla aktarmak, tabiatı kirletmemeleri veya bozmamaları gerektiğini öğretmek olduğunu bildirdi. |
19.07.2010 |
Kiraz yemenin tam zamanı Yurt dışından gelen taleplerle üretimi giderek artan kirazın, çok sayıda hastalığa ‘’şifa kaynağı’’ olduğu belirtilerek, mevsimi olması sebebiyle bol bol tüketilmesi istendi. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Doç. Dr. Yeşim Okay, hasadı devam eden kirazın, bu yıl bol ve ucuz olduğunu söyledi. Kirazdaki üretimin yurt dışından gelen talepler sebebiyle her yıl biraz daha arttığını ifade eden Okay, bu yıl toplam üretimde yüzde 30 gibi bir artış beklediklerini kaydetti. Kirazın çok sayıda hastalığa iyi geldiğinin bilimsel olarak ispatlandığını anlatan Okay, mevsimi olması sebebiyle bol bol tüketilmesini tavsiye etti. Kirazda antosiyaninin ağrı kesici özelliği olduğunu ifade eden Okay, ‘’Bu özelliğinin yanı sıra antosiyaninler vücuttaki toksik maddeleri temizleyen antioksidan özelliğe de sahiptir’’ dedi. |
19.07.2010 |
Bakteriler protein zengini Besİn zehirlenmesine yol açan bakterilerin üremek için et, süt, tavuk, yumurta gibi proteince zengin besinleri tercih ettikleri bildirildi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hande Aydemir, toplum sağlığını yakından ilgilendiren besin zehirlenmelerinin bir mikroorganizma veya buna ait toksinle bulaşan gıdanın yenmesinin ardından ortaya çıktığını söyledi. Aydemir, kuluçka dönemleri besin zehirlenmelerine sebep olan mikroorganizmaların türüne göre 1 ile 72 saat arasında değişkenlik gösterdiğini, ilk ortaya çıkan yakınmaların ise ishal, bulantı, kusma, karın ağrısı, karında kramp gibi etkenler olduğunu anlattı. |
19.07.2010 |