Güncel |
KUVVETLER ARASINDA EGEMENLİK MÜCADELESİ |
Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiş olsa da bunlar arasında az ya da çok egemenlik mücadelesinin sürdüğünü ifade eden Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, "Bugün bütün çağdaş demokratik sisteme kavuşmuş, özgürlükçü, anayasal demokrasiyi benimsemiş ülkelerde yargının en üstün güç olduğu kabul edilmiştir" dedi, ancak söz konusu ülkelerdeki yargının ideolojiden uzak ve objektif bir anlayışla çalıştığından bahsetmedi. O İLKELERLE ADALET VE DEMOKRASİ OLUR MU?
Bu anlayışı, "Adalet devletin temelidir" ifadesinin en iyi şekilde ifade ettiğini, kendilerinin de Türk yargıçları olarak bunu devam ettirdiklerini savunan Gerçeker, bu yolu Atatürk ilkelerinin açtığını iddia etti ve “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir” diyerek, Türk yargısının “ilkeler eksenli ideolojik yaklaşım”ını bir kez daha açığa vurdu. Gerçeker, demokrasinin de bu ilkeleri koruyup kollamakla güçlendirilebileceğini öne sürdü.
Bu anlayışla adalet olur mu?
Yargitay Başkanı Hasan Gerçeker, “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir” diyerek, Türk yargısının ilkeler eksenli ideolojik yaklaşımını bir kez daha açığa vurdu. Gerçeker, Türkiye Barolar Birliği’nde düzenlenen, Özgürlük ve Demokrasi İçin Avrupalı Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (MEDEL) Yönetim Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, yargıçlar olarak yargı bağımsızlığını her zaman koruyup kollama görevleri bulunduğunu söyledi. Çağdaş, anayasal ve özgürlükçü demokrasinin en baş şartının, yargı bağımsızlığı olduğuna işaret eden Gerçeker, bunun için artık uluslararası alanda da büyük çaba göstermek gerektiğini belirtti. Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsenmiş olsa da bunlar arasında az ya da çok egemenlik mücadelesinin sürdüğünü ifade eden Gerçeker, “Bugün bütün çağdaş demokratik sisteme kavuşmuş, özgürlükçü, anayasal demokrasiyi benimsemiş ülkelerde yargının en üstün güç olduğu kabul edilmiştir” diye konuştu. Bu anlayışı, “Adalet devletin temelidir” ifadesinin en iyi şekilde ifade ettiğini, kendilerinin de Türk yargıçları ve hukukçuları olarak bunu devam ettirdiklerini kaydeden Gerçeker, bu yolu açan Atatürk ilkeleri ile O’nun gösterdiği doğrultuda kurulan Cumhuriyet’in temel ilkelerinin demokrasi ile özdeşleşmiş durumda olduğunu savundu. Demokrasinin, ülkeye Cumhuriyet ile geldiğini ve güçlendiğini, bu sebeple ikisinin ayrılmasına imkân bulunmadığını belirten Gerçeker, “Varlığımızı borçlu olduğumuz temel ilkeleri koruyup kollamak en büyük görevimizdir. Böylece demokrasiyi güçlendirip geliştirebiliriz” iddiasında bulundu.
YARGI REFORMUNA ELEŞTİRİ
Konuşmasında, yargı reformuna yönelik çalışmalara da değinen Gerçeker, şunları söyledi: “Türkiye bugün bir yargı reformu sürecinden geçmektedir, ancak reform bilindiği gibi ‘iyileştirme’ anlamında kullanılmaktadır. Ama MEDEL Başkanı Sayın Monetti’nin görüşmemizde de söylediği gibi, bizim düşüncemize göre bir reform değil, antireform söz konusudur. Bu maalesef dünya ve Avrupa kamuoyuna farklı şekilde yansıtılmaktadır. Biz Türk yargıçları, hukukçuları, hakim, savcı ve avukatları olarak, yasama ve yürütmenin etkisinden tamamen arınmış, çağdaş demokratik ülkelerde olduğu gibi tam bağımsız bir yargı sistemi oluşturulmasını istiyoruz. Ama yapılmak istenen değişiklikler ne yazık ki yargıyı tamamen yürütmenin etkisine sokacak nitelikte değişikliklerdir. Bu konuda da değerli konuklarımızın gerek Avrupa, gerekse dünya kamuoyunu doğru bilgilendirme konusunda yardımcı olacaklarına gönülden inanıyoruz.” |
04.07.2010 |