29 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

2 köylü ‘yanlış ateş’ kurbanı

Hatay’ın Hassa ilçesinde güvenlik güçlerinin, kekik toplayan köylüleri “terörist zannederek” ateş açması sonucu 2 köylü öldü, 1 köylü yaralandı. Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Dedemli köyü Şekerim Deresi mevkiinde terör örgütü üyelerine karşı konuşlanan güvenlik güçlerinin kekik toplayan köylüleri terörist sanarak ateş açtığını söyledi.

Hatay’da terörist diye köylüler öldürüldü

HATAY'IN Hassa ilçesinde güvenlik güçlerinin, kekik toplayan köylüleri terörist zannederek ateş açması sonucu 2 köylü öldü, 1 köylü yaralandı. Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, yaptığı açıklamada, Hassa ilçesinin Dedemli köyü Şekerim Deresi mevkisinde terör örgütü üyelerine karşı konuşlanan güvenlik güçlerinin kekik toplayan köylüleri, terörist sanarak ateş açtığını söyledi. Lekesiz, köylülerden Ali Dalmış ile Mustafa Fil’in olay yerinde öldüğünü, yaralanan Mehmet Sak’ın Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi altına alındığını belirterek, ‘’Olaylardan dolayı çok üzgünüz ve müteessiriz’’ dedi. Yaralı köylüyü hastanede ziyaret edeceklerini belirten Lekesiz, daha sonra da İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Vedat Çolak ve Emniyet Müdürü Ragıp Kılıç ile Hassa’ya gideceklerini belirtti.

29.06.2010


 

UYUŞTURUCU MU KAÇIRIYORLAR?

Prof. Dr. İdris Bal: “Ordu içinde birileri, PKK saldırılarında işi savsaklıyor. Bunlar uyuşturucu mu kaçırıyor, yoksa terörü başka emelleri için mi kullanıyor? Devletin içindeki ve PKK'daki savaşçılar saldırıları arttırıp PKK'nın çözülmesini engellediler. Asker, emniyet ve yargının içindeki illegal yapılanma bitirilmeli.”

AKP ERGENEKON TUZAĞINA DÜŞTÜ

HAKPAR'ın kurucularından İbrahim Güçlü: “Türkiye'de devletçi iktidarı sürdürmek için, devleti dizayn eden bir ortak yönetim var ve bu merkez Öcalan'ı da yönetiyor. PKK'nın yeni eylemlerini, Ergenekon'un yeniden üstünlük sağlaması olarak da nitelemek yanlış olmaz. AKP Ergenekon'un tuzağına düştü.”

KİRLİ İTTİFAK

TARAF gazetesine konuşan Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. İdris Bal, ordu içinde birilerinin, PKK saldırılarında işi savsakladığını iddia ederek “Bunlar uyuşturucu mu kaçırıyor, yoksa terörü başka emelleri için mi kullanıyor?” diye sordu.

Taraf gazetesine konuşan Polis Akademisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdris Bal, PKK baskınlarının yol açacağı muhtemel gelişmeleri de değerlendirdi. PKK saldırılarının en önemli sebeplerinden birinin, Türkiye’nin demokratik açılıma başlaması oluduğunu söyeyen Prof. Dr. Bal, “PKK’da kafalar karıştı ve demokratik açılıma sıcak bakanlar ortaya çıktı. Ama devletin içindeki ve PKK’daki ‘savaşçılar’, saldırıları arttırıp PKK’nın çözülmesini önlediler” dedi. Saldırılar durmazsa Türkiye’nin istikrarsızlaşacağını, hak, hukuk ve özgürlükler alanında geriye doğru gidişin başlayacağını kaydeden Prof. Dr. Bal, “Ergenekon dâvâsı kapatılır. Anayasa paketi, yargı reformu gibi demokratikleşme adımları durur” diye konuştu.

Prof. Dr. Bal, askerin, emniyetin, yargının içindeki illegal yapılanma bitirilmezse, PKK’daki uzantılarıyla birlikte, bunların, referandumu demokratikleşmeyi sabote edeceklerini söyledi. Prof. Dr. İdris Bal, “Bu illegal yapılanmanın adamları demokratikleşme ve hukuk yolundaki adımları, anayasa değişikliklerini, referandumu sabote edecekler. Dış politikada Türkiye’yi geriletecekler, AB’den uzaklaştıracaklar ve Türkiye’ye ‘olağanüstü hal’i getirmeye çalışacaklar. Bunların PKK içindeki bağlantıları da...”

PKK’nın da OHAL isteyeceğini belirten Prof. Dr. Bal, OHAL, bölge halkını PKK’nın kucağına iter. Şu anda PKK’ya hâkim olan ve saldırıları başlatan “sertlik yanlıları” demokratikleşmenin bitmesini istiyorlar” değerlendirmesinde bulundu

Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Bal, “Ordu içinde birileri, PKK saldırılarında işi savsaklıyor. Uyuşturucu mu kaçırıyor bunlar? Bölgede terörün varlığını, başka emelleri için mi kullanıyorlar, bilmiyoruz” dedi.

AKP, Ergenekon tuzağına düştü

HAK-PAR’in kurucularından İbrahim Güçlü, PKK’nın son eylemlerinin, aynı zamanda Ergenekon’un yeniden üstünlük sağlaması olarak nitelendirilebileceğini söyledi. Güçlü, Türkiye’de devletçi iktidarı sürdürmek için, devleti dizayn eden bir ortak yönetimin olduğunu ve bu merkezin Öcalan’ı da yönettiğini iddia etti. Güçlü, AKP’nin büyük plan ve oyunlarını açığa çıkardığı Ergenekon’un tuzağına düştüğünü iddia etti. Güçlü, AKP’nin dış politikada İran ve Suriye ile yakınlaşması, ABD, İsrail ve Batı dünyasını dışlamasının iktidar mücadelesinde inisiyatifin Ergenokona geçmesini sağladığını savundu. Güçlü, Türkiye’de devletçi iktidarı sürdürmek için, devleti dizayn eden bir ortak yönetimin olduğunu ve bu merkezin Öcalan’ı da yönettiğini savundu. PKK’nın son eylemlerinin, sivil iktidarı ve toplumu, yeniden asker ve sivil bürokrasiye muhtaç hale getirdiğine işaret eden Güçlü, şöyle konuştu:

“PKK’nın yeni eylemlerini, aynı zamanda Ergenekon’un yeniden üstünlük sağlaması olarak nitelendirmek yanlış olmaz. Zaten PKK eylemlerinden önce, devlet iktidarını ayakta tutan belirleyici güçlerden biri olan ve halkı temsilden uzak olan yargı mekanizmasının harekete geçerek Balyoz Davası tutuklularını serbest bırakması, asker subayları ve generalleri sorguya çeken ve tutuklayan hâkimleri tazminat davasına çarptırması, Ergenekon’un yeniden egemenlik kurmasının ayak seslerinin ifadesiydi.”

Güçlü, PKK’nın yeni eylemleriyle sadece AKP sivil iktidarın vurulmadığını, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin PKK yandaşlığı ve destekçiliği enstrümanıyla baskı altına alınmaya çalışıldığını da iddia etti. Güçlü, Kürtlerin bu gerçekleri görerek, siyaset oluşturmalarını ve Irak Bölgesel Yönetimi’nin bu tehlikeli gelişmelere karşı duyarlı olması gerektiğini vurguladı.

29.06.2010


 

OHAL mi? Bir daha asla

Hak-İş’in terör raporunda OHAL tartışmaları ile ilgili dikkat çekici ifadeler yer aldı. Raporda, “OHAL karanlık bir dönemdir, bir daha asla... Faili meçhuller OHAL döneminde artmıştır. Göç artmış, Türkiye’nin demografik yapısı bozulmuştur. Özgürlükler kısıtlanmıştır. OHAL ekonomik gelişmeyi engeller” denildi.

OHAL mi? Bir daha asla!

HAK-İŞ'İN Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunduğu terör raporunda, OHAL tartışmaları ile ilgili “OHAL karanlık bir dönemdir, bir daha asla…” denildi.

Hak-İş tarafından Gül’e sunulan “Güneydoğu ve Terör Sorununa İlişkin Değerlendirme, Görüş ve Öneriler Raporu”nda çarpıcı görüşlere yer verildi. Raporda, son dönemdeki bir takım terör olaylarının çözümü noktasındaki tartışmalar da temel hak ve özgürlükler alanında Türkiye’nin elde ettiği önemli bir takım kazanımların, terörle mücadele ve güvenlik gerekçeleriyle yok edilmesi gibi bir noktaya gelinmesi istendiği ve bu çıkışı kabul etmenin mümkün olmadığı belirtildi. Sorunun “Türkiye sorunu” olarak tarif edildiği raporda, “Bize göre sorun, Türkiye sorunudur, ancak Türkiye ile sınırlı kalmayan, Orta Doğu’nun jeopolitik konumu ve bu topraklarda çıkarı olan ülke veya grupların çıkar çatışmalarından ayrı düşünülmemesi gereken bir sorun yumağı ile karşı karşıyayız. Bu noktada terör ve geri kalmışlık sorunun nedeni değil, olsa olsa sonucudur” denildi. Sorunun çözümünde anahtar konumu olan “ulus devlet anlayışı”nın yeni ve farklı bir anlayışla ele alınması gerektiği vurgulanan raporda, “Bir ulusu, ulus yapan dil, din birliği ortak tarih ve üzerinde yaşanılan ortak coğrafya gibi faktörlerin gereksinimlerine göre devlet politikalarını zenginleştirmek ve atılımlarını hızlandırmak gerekir” ifadesine yer verildi.

ÇÖZÜM, DEMOKRASİ VE SİYASETTEDİR

SON dönemdeki bir takım terör olaylarının çözümü noktasındaki tartışmalar da temel hak ve özgürlükler alanında Türkiye’nin elde ettiği önemli bir takım kazanımların, terörle mücadele ve güvenlik gerekçeleriyle yok edilmesi gibi bir noktaya gelindiği, bu çıkışı kabul etmenin mümkün olmadığı ifade edilen raporda, “Türkiye Demokratik açılımları ısrarlı ve kararlı bir biçimde sürdürmelidir” tespitine yer verildi.

Hak-İş raporunda sorunun çözüm önerileri de şöyle sıralandı: “Bölgede iş ve asgari gelir desteği ile temel ihtiyaçlarının karşılanması. Yöredeki bürokratik yapının da emredici ve halkı potansiyel suçlu olarak gören zihniyet içerisine girmemesi. AB ülkelerinin benimsemiş olduğu sigorta dallarından biri olan aile yardımı sigortası uygulanmalı. Türkiye’nin batısı ile doğusu arasında empati ihtiyacı vardır. Acılar, söylemler, çözümler, simgelere, sembollere, sloganlara, kışkırtmalara indirgenmemeli. Sorunu tanımlamada ve ifade etmede kullanılan dil daha insani, daha ahlaki, daha yalın, daha sahici ve daha sivil bir dil olmalıdır. Şiddet merkezli anlayışların tekelini kırabilecek tek araç siyasettir. Tek başına askeri müdahale bırakın bu sorunu dindirmeyi, tersine azdırma, şiddeti derinleştirme ihtimali taşımaktadır. Güvenlik ve özgürlük arasındaki dengenin çok iyi kurulması gerekir. Duygu siyaseti yerine, akıl siyasetine ihtiyaç var. OHAL karanlık bir dönemdir, bir daha asla… Faili meçhuller OHAL döneminde artmıştır. Göç Artmış, Türkiye’nin Demografik Yapısı Bozulmuştur. Özgürlükler kısıtlanmıştır. OHAL ekonomik gelişmeyi engeller.” KAZANIMLARIN YOK EDİLMESİ KABUL EDİLMEZ Hak-İş raporunda, son dönemdeki bir takım terör olaylarının çözümü noktasındaki tartışmalar da temel hak ve özgürlükler alanında Türkiye'nin elde ettiği önemli bir takım kazanımların, terörle mücadele ve güvenlik gerekçeleriyle yok edilmesi gibi bir noktaya gelindiği, bu çıkışı kabul etmenin mümkün olmadığı ifade edildi.

29.06.2010


 

Silâhlar sussun fırsat kaçmasın

Diyarbakır’da 99 STK: ‘’Son bir yılda Kürt sorununun çözümü için tarihî fırsatlar yakalanmasına rağmen Ergenekoncu ve milliyetçi çevrelerin kışkırtması ile somut adımlar atılamadı ve süreç heba edildi. Her türlü operasyonlar durmalı, PKK eylemsizlik kararı almalı. Silâhların sustuğu, siyasetin önünün açıldığı ortamın sağlanması için görev almaya hazırız.”

Silâhlar sussun

Dıyarbakir’da 99 sivil toplum kuruluşu, yaşanan son olaylara ilişkin ortak basın açıklaması yaptı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) önünde toplanan sivil toplum kuruluşu temsilcileri adına hazırlanan ortak basın açıklamasını okuyan DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, yaşanan gelişmeleri değerlendirmek üzere 3-4 gündür bir araya gelerek toplantılar düzenlediklerini söyledi. Bu süre içerisinde bazı sivil toplum kuruluşlarının yaptığı açıklamaların tamamen onların düşüncesi olduğunu belirten Ensarioğlu, basında yer alan sivil toplum kuruluşlarının tehdit edildiğine dair haberlerin kesinlikle gerçek dışı olduğunu belirtti. Ensarioğlu, ‘’Kürt sorununun, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne Türkiye’nin temel sorunu olduğunu’’ ifade ederek, demokrasi dışı yöntemlerin çözüm aracı olarak kullanılmasının, büyük acıların yanında ekonomik, siyasal ve sosyal krizlere de sebep olduğunu ifade etti. Sağduyulu, vicdan sahibi ve akıl tutulması olmayan herkesin tarihsel ve toplumsal bu sorunun yasakçı, baskıcı, inkarcı ve operasyonel politikalarla çözülemeyeceğini, artık yüksek sesle ifade ettiğini bildiren Ensarioğlu, şöyle konuştu:

‘’Son bir yılda Kürt sorununun çözümü için tarihi fırsatlar yakalanmasına rağmen Ergenekoncu ve milliyetçi çevrelerin kışkırtması ile somut adımlar atılamamış ve bu süreç heba edilmiştir. Türkiye, toplumuna güven verici demokratik yasalar zaman geçirilmeden yaşama geçirilmemesi, Kürt sorununun tüm boyutlarıyla özgür ortamda tartışılması için düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılmaması, seçme ve seçilme sisteminde düzenlemelerin yapılmaması, hazırlanan Anayasa taslağının Kürt sorununun çözümünü kolaylaştırmaması, Habur ve Mahmur’dan gelenlerin, çocukların, siyasetçilerin, seçilmişlerin, emekçilerin ve insan hakları savunucularının tutuklanması şiddet ortamına ve silâhların konuşmasına davetiye çıkarmıştır. Tüm bu gelişmeler toplumda barışın geleceğine dair güven ortamını zedelemiştir. Her türlü operasyonlar durmalı, PKK eylemsizlik kararı almalıdır. Kürt sorununun çözüme kavuşması ve ülke insanlarımızın birlikte ve barış ortamında yaşamasını sağlamak için, çözümde etkin rol alacak bütün dinamikler sürece müdahil edilmelidir. Hükümeti, ana muhalefeti, TBMM’yi ve devletin tüm kurumlarını Kürt meselesinin demokratik çözümünün anayasal zeminini hazırlama sürecini başlatmak için eksiksiz bir irade koymaya, Kürt meselesinin çözümünde tüm tarafları ve dinamikleri yok sayan yaklaşımlardan vazgeçmeye davet ediyoruz. Bizler aşağıda imzası bulunan sivil toplum örgütleri olarak atılacak olan bu adımların Türkiye’de barışa giden yolu açacağını, kardeşlik duygularını güçlendireceğini, güzel ve aydınlık yarınların yakınlaşacağını düşünüyor, herkesi gerekli duyarlılığa davet ediyoruz. Silâhların sustuğu, siyasetin önünün açıldığı ortamın sağlanması için görev almaya hazır olduğumuzu kamuoyuna duyururuz.’’

29.06.2010


 

Bir şehit daha dualarla

İstanbul Halkalı'da askerî personeli taşıyan servis aracına düzenlenen bombalı saldırıda ağır yaralandıktan sonra tedavi gördüğü hastanede şehit olan jandarma uzman çavuş Mehmet Boşnak’ın cenazesi memleketi Bafra’daki Müftülük Site Camiinde öğleyin binlerce kişinin katılımıyla kılınan namazın ardından dualar ve gözyaşlarıyla toprağa verildi

Şehit uzman çavuş dualarla defnedildi

İSTANBUL’UN Halkalı semtinde askeri personel taşıyan servis otobüsüne yönelik bombalı saldırıda ağır yaralandıktan sonra tedavi gördüğü hastanede şehit olan jandarma uzman çavuş Mehmet Boşnak’ın (37) cenazesi Samsun’un Bafra ilçesinde toprağa verildi.Cenazesi önceki gün Samsun’a getirildikten sonra toprağa verilmek üzere Bafra ilçesine götürülen şehit Mehmet Boşnak için tören düzenlendi. Şehidin gece Bafra Nafiz Kurt Devlet Hastanesine konulan cenazesi buradan alındıktan sonra ailesinin yaşadığı Gaziosmanpaşa Mahallesi’ndeki evinin önüne getirildi. Cenaze burada bir süre bekletilirken şehidin eşi Emel, annesi Hatun, babası Selim ile diğer yakınlarını cenazeye katılanlar teskin etmeye çalıştı. Şehit yakınları tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Şehit uzman çavuşun oğlu Berkay (12) ile kızı Begüm (10) de babalarını son yolculuğuna uğurladı. Bu sırada fenalaşan bazı şehit yakınlarına sağlık görevlileri müdahale etti. Burada alınan cenaze Site Cami’ne götürüldü. Cenazenin camiye taşınması sırasında katılanlar terör örgütü aleyhine slogan attı. Camiye girişte ise bazı vatandaşlar tepkilerini alkış tutarak gösterdi. Kılınan öğle namazının ardından cenaze top arabasına konularak ilçe girişindeki şehitliğe götürüldü. Şehit Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Boşnak’ın cenazesi burada toprağa verildi.

29.06.2010


 

Pakdemirli: Çoban açıklaması gerçekçi değil

ESKİ Başbakan yardımcısı ve bakanlardan Ekrem Pakdemirli, geçen hafta Hakkâri Gediktepe’deki karakol baskınından sonra yapılan açıklamalara, kargaların bile güleceğini söyledi.

Aceleyle yapılan açıklamaların inandırıcılıktan uzak olduğunu belirten Pakdemirli, şunları kaydetti: “İki açıklama vardı ki kargalar bile güldü. Birincisi, karakoldakiler gelenleri çoban zannederek önlem almamış. Çobanlar, ne zamandan beri davarsız ve topluca geziyor? Çobanlar, sürünün büyüklüğüne göre 1, 2 veya 3 kişi olur. Davar yoksa, gelen kişilerin çoban olma ihtimali var mı? İkincisi, gelenleri kaçakçı zannettiklerinden ateş açmamışlar. Kaçakçılar artık 20’şer, 30’ar kişi dolaşıyor, mallar için araba, katır, at gibi hayvanları kullanmayıp yüklerini kendileri mi sırtlıyor? Kaçakçılar, yükünü hayvanlarla bir yerden bir yere götürür ve azami iki kişidirler. Daha sonra yapılan bir açıklamada ise gelenlerin 250 değil, 45-50 kişi olduğu söylendi. Bunlardan 23’ü karakolu bastı denildi. Diğer yarısı ne yapıyordu saldırı sırasında?” Terörle mücadelede özel eğitimli timlerin kullanılması gerektiğini vurgulayan Ekrem Pakdemirli, düzenli orduların gerillaya karşı mücadele edemeyeceğini söyledi. Pakdemirli, şunları söyledi: “Bizdeki ordu dünyanın, ikinci en büyük ordusu. Gel gör ki 4-5 bin baldırı çıplakla başedemiyor. Muazzam kaynaklar harcıyoruz. Bu paranın yarısını, ‘Bize bir PKK’lı getirip teslim edenlere bölüştüreceğiz.’ desek, PKK kendi içinde ortadan çatlar gider. Sınır güvenliğini orduya, dağdaki operasyonları Özel Harekât Timlerine bırakın, bir yıl sonra PKK Güneydoğu Anadolu’dan silinir.”

29.06.2010


 

İlk duruşmada redd-i hakim istendi

“İRTİCA ile Mücadele Eylem Planı’’ iddialarıyla ilgili davada redd-i hakim talebinde bulunuldu.

Duruşma ertelendi. ‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ iddialarıyla ilgili olarak haklarında dava açılan Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek’in de aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılanmasına başlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Dursun Çiçek, avukat Serdar Öztürk, Ufuk Akkaya ve Mehmet Deniz Yıldırım ile tutuksuz sanık İlhami Ümit Handan hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan ile tutuksuz sanık Özel Yılmaz duruşmaya katılmadı. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasının ‘’resen’’ bu dosya ile birleştirildiğini, bu mahkemenin de 25 Haziran tarihli kararında birleştirme kararına oy çokluğuyla ‘’muvafakat’’ verdiğini hatırlatarak, çıkan uyuşmazlık sebebiyle dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderildiğini kaydetti. Tutuklu sanık Dursun Çiçek’in avukatı Celal Ülgen de müvekkilinin asker olması sebebiyle ‘’görevsizlik’’ kararı verilmesini talep ederek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin de coğrafi konumu nedeniyle de ‘’yetkisiz’’ olduğunu savundu. Verdiği kısa aranın ardından avukatların taleplerinin reddine karar veren mahkeme heyeti, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasının bu davayla birleştirilmesine yönelik karardan geri dönülmesine ilişkin talebi de oy çokluğuyla reddetti. Mahkeme, yetki yüzünden yapılan itirazların ise oy birliğiyle reddine karar verdi. Tutuklu sanık Serdar Öztürk’ün avukatı Hasan Gürbüz, mahkeme heyeti üyeleri Sedat Sami Haşıloğu, Hüsnü Çalmuk ve Hasan Hüseyin Özese hakkında ‘’redd-i hakim’’ talebinde bulundu. redd-i hakim talebinin mahkemenin diğer heyetince değerlendirilmesine karar verilerek duruşma ertelendi.

29.06.2010


 

İsrail vahşeti gözler önüne serildi

MAZLUMDER, İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısında hayatını kaybedenler hakkında hazırlanan Adli Tıp Kurumu raporunu kamuoyuna açıkladı.

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’nden (MAZLUMDER) yapılan açıklamada, Adli Tıp Kurumu Fiziki İhtisas Dairesinin raporuna yer verildi. Raporda, cesetlerin üzerlerinden çıkan kıyafetlerin çok kanlı ve başkaca maddeler sebebiyle çok kirli olduğu, bu yüzden atış mesafeleri konusunda net bir bilginin ortaya konulamadığı bildirildi. Cenazelerin birçoğunda etanol ve metanol (alkol) tespit edildiği belirtilen raporda, bunların muhtemel olarak cenazelerin kokmalarını engellemek amacıyla kullanıldığının anlaşıldığı belirtildi. Cenazeler yıkandığından üzerlerinde barut artığının tespit edilemediğine yer verilen raporda, kişilerin vücutlarının değişik bölgelerine birçok ekimoz, sıyrık ve yaralanma izlerinin tespit edildiği ifade edildi. Raporda, ‘’Atılan mermilerin otomatik veya yarı otomatik silahlardan atılmış olduğu tespit edilmiştir. Kişilerin vücutlarında barut izi bulunamadığından atış mesafesinin tespit edilemediği bildirilmiştir. Raporların neticelerine göre şehitlerin birçoğuna yukarıdan aşağı doğru ateş edilmiştir’’ denildi.

29.06.2010


 

Şahin: Liderlerin buluşması çok iyi olur

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, siyasi partilerin genel başkanlarının bir araya gelme çağrısının, sadece Erdoğan ve Kılıçdaroğlu ile ibaret olmadığını, diğer genel başkanlara yönelik de olduğunu belirterek, ‘’Gerçekleşirse çok iyi olur’’ dedi.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Şahin, ‘’Sizin bir çağrınız olmuştu. Bu çerçevede sayın Kılıçdaroğlu’nun sayın Başbakanla görüşme için olumlu yanıt vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusu üzerine, Türkiye’nin en önemli sorununun başında terörle mücadele geldiğini ifade etti. Şahin, şöyle konuştu: ‘’Bu konuda benim çağırımın özeti ‘siyasi partilerimizin değerli genel başkanları bir araya gelerek terör konusunda müşterek bir tutum sergilerler, bu konuyu kendi aralarında tartışırlar ve terörle mücadelede yararlanılabilecek birtakım görüşler ortaya konabilirse, bundan kişisel olarak memnuniyet duyacağımı hatta halkımızın da bundan büyük memnuniyet duyacağını’ ifade etmiştim. Benim bu çağrım sadece iki sayın genel başkanın görüşmesi talebinden ibaret değildi. Tüm siyasi parti genel başkanlarımıza yönelik bir çağrıydı ama kamuoyunda sayın Erdoğan ile sayın Kılıçdaroğlu’nun görüşmesi talebi gibi değerlendirildi. Tabii o da vardı bunun içerisinde ama benim bu konudaki çağrım daha geniş bir açıdandı. Gerçekleşirse çok iyi olur.’’

29.06.2010


 

Rumlar nazlanıyor

Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanı İspanya’nın, Türkiye AB katılım müzakerelerindeki “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” başlığının açılmasına ilişkin gerekli prosedürlerin yarına kadar tamamlanması amacıyla çalışmaları yoğunlaştırırken Rumlar son dakikaya kadar söz konusu başlığa onay vermek için nazlanıyor.

Ancak çok büyük bir değişiklik olmaması durumunda yarın “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” başlığının yarında açılması planlanıyor. 30 Haziran’da Başmüzakereci Egemen Bağış ile ABGS Büyükelçi Volkan Bozkır’ın Brüksel’e gelmesi bekleniyor. ABHaber’e konuşan AB Dönem Başkanlığı yetkilileri yarın “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” başlığında müzakerelerin açılması çerçevesinde Kıbrıs’ın hafta başında onayının alınması sonrası ancak resmi açıklamanın yapılacağını belirttiler. Bununla birlikte “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” başlığı bile Rumlar tarafından siyasî sorun haline getirilmeye çalışılması dikkat çekiyor. Rumların söz konusu başlığa onay vermenin karşılığında ne alabilirim hesabı yaptığı, ayrıca AB belgelerine yeni ifadeler ekletmek için nabız yokladığı öğrenildi.

29.06.2010


 

Bardakoğlu: Kadro sıkıntısının sebebi göç

Dıyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, kadro sıkıntısının asıl sebebinin, Türkiye’de göç ve şehirleşme hareketine uygun kadro düzenlemesinin bulunmayışı olduğunu söyledi.

Bardakoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye genelindeki 12-13 bin olan camide din görevlisi açığını, sözleşmeli veya fahri imamlarla ya da lokal tedbirlerle kapamaya çalıştıklarını söyledi. Başkanlığın diğer kurumlara geçişlere ciddî sınırlamalar getirdiğini, dolayısıyla kadro yetersizliğinin muvafakat verilmesinden kaynaklanmadığını vurgulayan Bardakoğlu, kadro sıkıntısının asıl sebebinin, Türkiye’de göç ve şehirleşme hareketine uygun kadro düzenlemesinin bulunmayışı olduğunu savundu. Bardakoğlu, nüfus hareketliliğinin en ücra noktalarda görev yapan bir kurum olan Diyanet’i etkilediğini belirterek, ‘’Bu durumu aşmanın en makul çözümlerden birisi nüfusu hayli azalmış köy ve mezralarda bir kısmı mevsimlik ve o yere çakılı sözleşmeli kadrosuna geçmek, nüfus yoğunluğu olan yerlerde ve şehirlerde ise daimi kadroyla din hizmet sunmaktır’’ dedi. Bardakoğlu, Diyanet İşleri başkanlığı Teşkilat Yasa Tasarısı’nın TBMM’de yasalaşmasıyla 5 bin kadrolu din görevlisi atama izni alacaklarını, Maliye Bakanlığından da 4 bini imam-hatip, bini müezzin olmak üzere 5 bin sözleşmeli personel kadrosu istediklerini söyledi.

29.06.2010


 

Başbakan Erdoğan 7 Temmuz’u bekliyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in gemi saldırısında sonra Türkiye’den özür dilenmesinin yanısıra Filistin’e ambargonun artık kaldırılması gerektiğini kaydederek, “Bunların takipçisi olacağımızı açıkça söylemek isterim. Temenni ederim ki 7 Temmuzda ABD’ye İsrail Başbakanının yapacağı ziyaret, olumlu neticelerin alınmasına vesile olur” dedi.

Erdoğan, G-20 zirvesi için geldiği Kanada’nın Toronto kentinde basın toplantısı düzenledi ve çeşitli konulardaki soruları cevapladı. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

‘’Öncelikle Sayın Obama ile Türkiye-ABD ilişkilerini model ortaklık çerçevesi içerisinde görüşme imkânımız olduğu gibi, gerek İran’ın nükleer programı, gerek ırak gerek Orta Doğu bunun yanı sıra tabii uluslararası sularda cereyan eden malum olay sebebiyle bir görüş alışverişinde bulunduk. Son dönemde en önemli sıkıntımız olan PKK terörüyle ilgili konuyu yine kendileriyle görüşme imkânım oldu. Samimi bir ortam içinde kendileri samimi kanaatlerini bana aktarırken ben de yine aynı şekilde samimi kanaatimi çok açık net kendilerine ifade ettim. Biz bölgede bir barışın tesisi için Filistin’e ambargonun artık kaldırılmasının gereğini istiyoruz. Artık bu daha fazla uzatılamaz. Aksi takdirde geleceğe yönelik süreci bu işin olumlu etkilemesi de mümkün değil.”

Başbakan Erdoğan, srail’in gemi saldırısında sonra Türkiye’den özür dilenmesinin yanısıra Filistin’e ambargonun artık kaldırılması gerektiğini kaydederek, “Eğer olumlu bir süreç isteniyorsa bu adımların atılması lazım. Çünkü eğer Filistin’de 2 devletli bir yapı istiyorsak bu adımın atılması olmazsa olmaz bir şart konumuna gelmiş Çünkü orada insanlar yaşıyor. Bu konuda BM’nin elimizde raporları vardır. Bu raporlar, her konuda en sıkıntılı dönemini yaşadığını ifade ediyor. Bunların takipçisi olacağımızı açıkça söylemek isterim. Temenni ederim ki 7 Temmuzda ABD’ye İsrail Başbakanının yapacağı ziyaret, olumlu neticelerin alınmasına vesile olur” diye konuştu.

29.06.2010


 

Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusu

Ergenekon-Erzıncan davasının müştekisi Ahmet Demir, avukatı aracılığıyla Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Müşteki Ahmet Demir’in avukatı Adnan Şeker, Yargıtay Başkanlığın’a suç duyurusunda bulundu. Şeker, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 18.06.2010 tarihinde yaptığı ve ilk derece mahkemesi olarak gördüğü, kamuoyunda Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner davası olarak bilinen dava ile ilgili Yargıtay Başkanı, Yargıtay Genel Sekreteri ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi üyeleri ile internete ses kaydı düşen Yargıtay üyeleri ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı.

29.06.2010


 

Gurbetçi aile kaza yaptı: 5 ölü, 2 yaralı

Afyonkarahısar’da gurbetçilerin bulunduğu otomobilin şarampole yuvarlanması sonucu 5 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Ömer Baydak idaresindeki ZY 30-737 yabancı plakalı otomobil, Afyonkarahisar-Konya kara yolunun 51. kilometresinde şarampole yuvarlandı. Sudenaz Baydak (1), Serdar Tolga Baydak (11), Hatun Bayhan (46), Ömer Baydak (38) ve Yaren Bayhan (11) öldü, Semih Baydak (14) ve Serhan Baydak (8) yaralandı. Yaralılar, Akşehir Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Baydak ailesinin Danimarka’dan tatil için memleketleri Sivas’a gittikleri öğrenildi.

29.06.2010


 

Vali Aydoğdu: Yaptığım tarihsel tespitti

Kirklarelı Valisi Cengiz Aydoğdu, “Yaptığım açıklamalar tarihsel bir tespitti. Bugünkü konumla kesinlikle ilgisi olmayan, kesinlikle bugünkü CHP'nin kastedilmediği bir şeydi” dedi.

Vali Aydoğdu, yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da tepki gösterdiği açıklamasının tarihsel bir tespit olduğunu belirterek, partilerin siyasî hayatın ve devletlerin ayrılmaz parçası olduğunu söyledi. Aydoğdu, “Yaptığım açıklamalar tarihsel bir tespitti. Bugünkü değil hatta 1950 dönemiyle ilgili bile değildi. Bugünkü konumla kesinlikle ilgisi olmayan, kesinlikle bugünkü CHP'nin kastedilmediği bir şeydi. Bunu bütün Kırklarelililerin bilmesi lazım” diye konuştu. İçişleri Bakanlığı, Vali Aydoğdu’nun Abant Platformu’nda, CHP ile ilgili yaptığı konuşmaların basında yer alması üzerine inceleme başlatmıştı.

29.06.2010


 

KKTC’de yerel seçimin galibi UBP

KKTC’dekı yerel seçimlerde 28 belediye başkanlığının 12’sini iktidardaki Ulusal Birlik Partisi (UBP) 8’ini ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), 5’ini Demokrat Parti (DP), 3’ünü de bağımsız adaylar kazandı.

Belediye başkanlarının değişmediği 5 ilçe merkezinde UBP Lefkoşa, İskele ve Güzelyurt, CTP ise Gazimağusa ve Girne belediye başkanlığını korudu.

29.06.2010


 

Yalova Temsilciliğimiz yeni hizmet binasında

YENİ ASYA Yalova Temsilciliği hizmet binası geçtiğimiz Pazar günü düzenlenen sade bir törenle hizmete açıldı. Açılış kurdelasını gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal ve AKP İl Başkanı Temel Coşkun birlikte kestiler. Yalova Temsilciliği ve hizmet merkezi, Şehit Osman Altınkuyu Caddesi üzerinde bulunuyor. Biri bodrum olmak üzere 4 kattan oluşan hizmet merkezinin en üst katında 130 metrekarelik bir toplantı odası yer alıyor. Hizmet merkezinde, öğrencilere destek olunacak şekilde seminer ve konferanslar da düzenlenecek.

GAZETEMİZİN Yalova Temsilciliği önceki gün düzenlenen törenle hizmete açıldı. Törene Yalova Belediye Başkanı Yakup B. Koçal, AKP İl Başkanı Temel Coşkun, Demokrat Parti İl Başkanı Muhammet Sarıoğlu, Yalova Kadıköy Belde Belediye Başkanı Bahattin Aksoy, belediye meclis üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.

Yapılan duanın ardından kesilen kurbanla başlayan tören, kurdelâ kesimi ile devam etti. Açılış kurdelâsını Mehmet Kutlular, Yakup Koçal ve Temel Coşkun birlikte kestiler.

Mehmet Kutlular’ın anlattığı kısa fıkranın ardından tebessümler eşliğinde kesilen kurdelanın ardından bina gezilerek çok amaçlı 130 metrekarelik toplantı salonuna geçildi. Yalova’nın tanınmış imam-hatiplerinden İhsan Hoca’nın okuduğu Kur’ân-ı Kerim okunmasıyla başlayan program, Kutlular’ın konuşmasıyla devam etti.

İçinde bulunduğumuz zamanda bu tarz mekânlarda sohbetler düzenlemenin daha kolay olduğunu kendilerinin bu sebepten ötürü çok sıkıntılar çekip hapis yattıklarını ifade eden Kutlular şunları söyledi: “Eskiden böyle bir araya geldiğimizde zile eğer çok basılırsa anlardık ki polis geldi, baskın var. Üzerimizde çakı bile olmadığı halde bizleri apar topar alırlar, ifademiz alınmak üzere karakola götürürlerdi. Bir seferinde tutuklandıktan sonra iki arkadaşımıza hapis cezası vermişlerdi. Şimdi dönüp baktığımızda bu olaylar şaka gibi geliyor insana, ama bunları bizzat yaşayarak geldik. Maddî açıdan da zorluklar yaşadığımız halde bugün geldiğimiz durumda çok katlı, çok geniş mekânlarla hizmetlerimiz artarak devam ediyor. Cenâb-ı Allah her yere böyle mekânlar yapmayı bizlere nasip etsin.”

Toplantı salonunda kısa bir konuşma yapan Yalova Belediye Başkanı Yakup Koçal, böyle manevî mekânların toplumun temel dinamiği olduğunu, seçilmişler olarak bu kurumlara ellerinden geldiği kadar destek olacaklarını ifade ederek hayırlı olsun temennilerinde bulundu. Programda daha sonra tasavvuf musikisi eşliğinde ikram faslına geçildi. İkramın sonrasında birlikte kılınan öğle namazının ardından gazetemiz yazarlarından İslâm Yaşar, “Madem Bismillah her hayrın başıdır. Biz de burada ilk ders olarak bunu okuyalım” diyerek Risâle-i Nur’dan “Birinci Söz”ü okudu.

Çevre il ve ilçelerden de geniş bir katılımın gözlendiği açılışta esen uhuvvet rüzgârı herkes tarafından hissedildi. Samimi görüntülere sahne olan açılış sonrası görüşlerini aldığımız gazetemiz Yalova Temsilcisi Hasan Hüseyin Ürekli, “Bugün, beklediğimizden daha kısa süre içerisinde faaliyete soktuğumuz binamızın açılışını gerçekleştirdik. Gerçekten burada oluşan atmosferi burada yaşamayanların anlaması çok zor. Çok samimi bir ortamda gerçekleşen bu törenimize katılan bütün gönül dostlarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Bugünden de aldığımız güçle inşallah daha güzel günler bizleri bekliyor” dedi. YAVUZ TOPALCI [email protected]

29.06.2010


 

Sağanak yağmurda dere taştı mahalleyi su bastı

ANKARA’NIN Çubuk ilçesinde etkili olan sağanak, sel ve su baskınlarına yol açtı. Şiddetli yağış sonrası Yavuz Selim Mahallesi’nde taşan dere, maddi hasara neden oldu.

Alınan bilgiye göre, Çubuk’ta akşam saatlerinde etkili olan sağanak, hayatı olumsuz etkiledi. Şiddetli yağış sel ve taşkına neden olurken, Yavuz Selim Mahallesi’ndeki derenin taşması sonucu 10’dan fazla ev ve bahçe su altında kaldı, yollarda çöküntüler meydana geldi. Sel sularıyla dolan bahçe ve bodrum katları, Çubuk Belediyesi Fen İşleri ile ASKİ ekiplerinin çalışmaları sonucu tahliye edilmeye başladı. Ekipler baskınlara 2 vidanjör, 1 spiral, 10 motopomp ve 6 kepçe ile müdahale etti, bazı yerlerde de kanallar kazıldı. Tahliye çalışmalarını yerinde inceleyen Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, ilçede etkili olan yağışlara ekiplerin hızlı bir şekilde müdahale ettiğini söyledi. Olay yerinde vatandaşların sorunlarını da dinleyen Özden, yağışlarda can kaybı yaşanmamasının sevindirici olduğunu ifade etti.

29.06.2010


 

Şenlik alanında mahsur kaldılar

NİĞDE merkeze bağlı Nar köyünde yapılan ‘’Nar Şenlikleri’’ sırasında başlayan sağanak nedeniyle yaklaşık 300 kişi araçlarıyla şenlik alanında mahsur kaldı.

Alınan bilgiye göre, her yıl geleneksel olarak Nar köyündeki Narlıgöl bölgesinde düzenlenen şenliklere yaklaşık 300 kişi katıldı. Şenlikler devam ederken başlayan sağanak sonucunda toprak olan bölgedeki yol, çamura dönüştü. Şenlik alanına geldikleri gibi geri dönmek isteyen vatandaşlar, araçları çamura saplanınca yol ulaşıma kapandı. Niğde İl Özel İdaresine ait iş makinelerinin çağrıldığı bölgede yol açma çalışmaları devam ediyor. Olayda herhangi bir can ve mal kaybının yaşanmadığı öğrenildi.

29.06.2010


 

Maganda kurşunu düğünü kana buladı

MALATYA’NIN Darende ilçesi Ilıca beldesindeki düğünde bir kişinin ölümüne yol açan rastgele ateş açılması olayıyla ilgili biri damat üç kişi tutuklandı.

Alınan bilgiye göre, düğünde yaşanan ve bir kişinin ölümüne yol açan olayla ilgili görgü tanıklarının ifadesine başvuran Jandarma ekipleri, damat Hamza Cengiz (26) ile aynı silahı kullandığı iddia edilen Soner Bahçalı (26) ve başka bir silahla ateş ettiği öne sürülen Ahmet Yurt’u (28) gözaltına aldı.İfadeleri alınan zanlıların düğünde eğlenmek amacıyla ateş ettiklerini, ölen Yusuf Uluağaç’ın kimin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybettiğini bilmediklerini söyledikleri öğrenildi. Hamza Cengiz ve Soner Bahçalı’nın aynı silahla değişik aralıklarla yüksek bir yerden ateş ettikleri, Ahmet Yurt’un ise halay çekilirken ateş ettiği ve olay öncesinde tutukluluk yapan silahının yere düşerek o esnada patladığını belirttiği kaydedildi.Sorgulamalarının ardından Darende Adliyesine sevk edilen zanlılar, nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandılar. Bu arada, Yusuf Uluağaç’a isabet eden ve ölümüne yol açan merminin hangi silahtan çıktığının belirlenmesi için el konulan 2 silahın balistik inceleme için Jandarma Alay Komutanlığına gönderdiği öğrenildi. Öte yandan, Malatya Adli Tıp Kurumunda otopsisi tamamlanan Uluağaç’ın cenazesi ise getirildiği beldede düzenlenen törenin ardından toprağa verildi.

29.06.2010


 

SBS’ye kademeli iptal

MİLLî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, Seviye Belirleme Sınavının (SBS) 6 ve 7. sınıflarda kademeli olarak kaldırıldığını, sınavın sadece 8. sınıfta gerçekleştirileceğini bildirdi.

Çubukçu, Milli Eğitim Bakanlığı Tevfik İleri Toplantı Salonu’nda ‘’Ortaöğretim Geçiş Sistemi ve Seviye Belirleme Sınavı’’na ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yapılan çalışmalar ve hazırlanan raporlar doğrultusunda SBS’nin genel olarak olumlu yönleri olmakla beraber olumsuz etkilerinin bulunduğunun da tespit edildiğini kaydeden Çubukçu, şunları söyledi: ‘’Seviye Belirleme Sınavını 6 ve 7. sınıflarda kademeli olarak kaldırıyoruz. Sarmal bir yapı içeren müfredat doğrultusunda SBS sadece 8. sınıfta gerçekleştirilecek, bundan sonra ve 8. sınıf konularından sorumlu olacaklar. 2010-2011 eğitim-öğretim yılında 6. sınıfa başlayan öğrencilerimiz sınava girmeyecekler. Bu öğrenciler 2011-2012 yılında da 7. sınıf öğrencisi olarak sınava girmeyecekler. Fakat bu yıl Seviye Belirleme Sınavı’nda 6. sınıfta olup eski sisteme uygun olarak sınava giren öğrencilerimiz 7 ve 8. sınıflarda da sınava girecekler. Bu yıl 7. sınıfta olup SBS’ye katılan öğrencilerimiz eski sisteme uygun olarak 8. sınıfta da sınava girip bu şekilde ortaöğretim kurumlarına yerleşecekler.’’

GENEL LİSELER, TARİH OLACAK

Çubukçu, orta öğretimde gerçekleştirilecek yeniden yapılanma ile gelecek yıllar içerisinde genel liselerin tamamının Anadolu Liselerine ve Meslek Liselerine dönüştürüleceğini, okullar arası niteliksel farklılıkların bu şekilde ortadan kaldırılacağını, okul çeşitliliğinin de en aza indirileceğini bildirdi.

29.06.2010


 

Devletle vatandaş yemekte buluştu

DİYARBAKIR'IN Çermik ilçesinde 7 yıldan beri örnek bir faaliyet yürütülüyor.

Kaymakam ve mülkî amirler, köyde düzenlenen yemekte vatandaşlarla bir araya geliyor. Her yıl Haziran ayında köyden bir ya da birkaç kişinin ortaklaşa tertiplediği yemeğe, komşu köylerden ve ilçe merkezinden de katılımlar oluyor. Kaynaşmanın sağlandığı bu yemeklerin 7.’si Bahçe köyünde düzenlendi. Muhtar Hayri Savcı ile Hasan Usal’ın birlikte tertip ettiği yemeğe, Çermik Kaymakamı Nesim Babahanoğlu ile ilçedeki bütün daire amirlerinin de geldiği yemeğe, yaklaşık 300 kişi katıldı.

29.06.2010


 

Maganda kurşunu düğünü kana buladı

MALATYA'NIN Darende ilçesi Ilıca beldesindeki düğünde bir kişinin ölümüne yol açan rastgele ateş açılması olayıyla ilgili biri damat üç kişi tutuklandı.

Görgü tanıklarının ifadesine başvuran Jandarma ekipleri, damat Ham-za Cengiz (26) ile aynı silahı kullandığı iddia edilen Soner Bahçalı (26) ve başka bir silahla ateş ettiği öne sürülen Ahmet Yurt’u (28) gözaltına aldı. İfadeleri alınan zanlıların düğünde eğlenmek amacıyla ateş ettiklerini, ölen Yusuf Uluağaç’ın kimin silahından çıkan kurşunla öldüğünü bilmediklerini söyledikleri öğrenildi.

29.06.2010


 

Uyuşturucuya karşı ortak mücadele

RADYO ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) ve Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) madde bağımlılığına karşı ortak mücadele başlatıyor.

RTÜK’ten yapılan yazılı açıklamada, Üst Kurul ve TUBİM tarafından hazırlanan ‘’Madde ve Madde Kullanımı ile Mücadelede Görsel-İşitsel Medyanın Rolü’’ konulu rehber kitapçığın, uyuşturucu kullanımının özendirilmesinin engellenmesi amacıyla medya kuruluşlarının uymaları gereken ilkeleri içerdiği belirtildi. Açıklamada, TVYD tarafından da desteklenen çalışmanın, bağımlılığa başlama yaşının 25’in altında olduğu ve kullanıcıların çoğunluğunun 15-34 yaş arasında bulunduğu Türkiye’de uyuşturucuya karşı bir meydan okuma anlamını taşıdığı kaydedildi. Çalışmayla uyuşturucuya karşı medya aracılığıyla büyük bir darbe indirilmesinin hedeflendiği bildirildi.

29.06.2010


 

İtfaiye’den yaz uyarısı

ANKARA Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Ceyhun Tonguç Karakuş, Ankaralıları hava sıcaklığının artması yüzünden muhtemel yangın ve suda boğulma olaylarına karşı dikkatli olmaya çağırdı.

Vatandaşların açık alanlara akın etmesi ile özellikle mesire alanlarında yangın riskinin artacağına dikkat çeken Karakuş, Başkentlilerden piknik yaptıkları alanlara, özellikle ormanlara sahip çıkmalarını istedi. Orman ve ağaçlık alanlarındaki yangınların tedbirsizlik ve ihmalden kaynaklandığı kaydeden Karakuş, piknik için ormanlık ve yeşil alanları tercih eden vatandaşlar dikkatli olmaya çağırdı.

29.06.2010


 

Gökyüzüne komşu topraklar:ARTVİN

ÇOK çeşitli tabiî değerleri içinde barındıran Artvin, turizm potansiyeliyle dikkati çekiyor. Yörede, kampçılık, doğa yürüyüşleri, kayak merkezi, jeep safari, rafting ve kano gibi su sporları turizm faaliyetleri arasında yer alıyor.

Artvin’e karayoluyla Türkiye’nin her yerinden ulaşılabilir. Özellikle Samsun’dan itibaren sahil yoluyla gidildiğinde Karadeniz’i solunuza, dağları da sağ yanınıza alarak eşsiz güzellikte bir seyahat yapabilirsiniz. Deniz yolu ile doğrudan ulaşım mümkün olmamakla beraber, yaz aylarında İstanbul’dan Trabzon Limanı’na kadar arabalı vapurla gelinebilir. Seyahatinize buradan karayoluyla devam edebilirsiniz. Şehre en yakın havaalanları ise Erzurum ve Trabzon’da bulunuyor. Artvin-Trabzon arası karayolu ile 234, Artvin-Erzurum ise 226 kilometre. Doğu Karadeniz dağları üzerinde, Çoruh Vadisi’nin yamacına kurulu, arazinin genellikle dağlık olduğu bir kent Artvin. Tarihi ancak Orta Çağa kadar takip edilebilen şehirde, bugün yaklaşık 25 bin kişi yaşıyor. Üzerine kurulduğu coğrafyanın özellikleri sebebiyle bir şehir meydanına sahip olmayan Artvin’de, Valilik binasının bulunduğu küçük alan, şehrin merkezi sayılıyor. İdari binaların ve genel alışveriş mekânları da bu alan çevresinde yoğunlaşıyor.

TABİAT YÜRÜYÜŞÜNDE 4 MEVSİM BİR ARADA

Dağ ve tabiat yürüyüşü denilen ‘’trekking’’ için de her yıl binlerce insan Artvin’i ziyaret ediyor. Özellikle Barhal Vadisi ve Yaylalar köyünden Kaçkarlar’a doğru olan bölümde doğa yürüyüşü yaz mevsiminde yoğun olarak yapılıyor. Yusufeli ilçesinde 17 trekking rotası tespit edilmiş, bu güzergâhı tercih eden tabiat severler, dört mevsimi bir arada yaşama fırsatı buluyor. Bu özelliğin Türkiye’nin hiçbir bölgesinde olmadığı ifade ediliyor. Kaçkar Dağı’nda zirve yapmak isteyen macera tutkunları için ise en uygun zaman Temmuz ve Ağustos ayları.

FLORA VE FAUNA ZENGİNLİĞİ

Artvin, Türkiye’nin flora ve fauna açısından en zengin bölgelerinden biri olma özelliğine sahip. Vadilerde ve dağların eteğinde yüzlerce farklı kelebek, kuş ve yırtıcı hayvan yaşıyor ve binbir çeşit çiçek yetişiyor. Yurt içinden ve yurt dışından gelen birlerce turist tertemiz orman havasını teneffüs etmek ve çevreyi keşfetmek için turlar yapıyor.

Yok olma tehdidi altında kırmızı akbaba kolonileri nehir kenarlarındaki kayalıklarda yaşamlarını sürdürüyor. Bölgeye has diğer kuş türleri arasında keklik, yaban horozu, ağaçkakan ve yaban ördeği sayılabilir. Asya göç yollarının üzerinde bulunan Yusufeli ilçesi, ilkbahar ve sonbahar aylarında kuşlara ev sahipliği yapıyor.

ARTVİN’DE KÖPRÜLER

Tabiatın yol vermezliği, yöre halkının alternatif üretmesini engellememiş Artvin’de ve ilçelerinde. Güzergâh boyunca köyleri ana yola bağlayan birçok asma köprü görmeniz mümkün. Bu köprüler çok sağlam olmamakla birlikte yıllardır kullanılıyor. Asma köprülerin yanı sıra yıllara meydan okuyan birçok tarihi köprüye de ev sahipliği yapıyor Artvin. Bunlardan biri de Berta Köprüsü. Artvin-Şavşat karayolunun 21. kilometresi Berta suyu üzerinde kurulu bulunan köprü, 64 kilometre uzunluğunda ve bütün yüzeyleri düzgün taşlarla kaplanmış. 19. yüzyılın ikinci yarısında yaptırıldığı tahmin edilen köprünün, yapımı devam eden Deriner Baraj rezervuarı içinde bulunduğu ve baraj suları altında kalacağıbelirtiliyor.

TÜRKİYE’DEKİ TEK BİYOSFER REZERV ALANI

UNESCO tarafından Türkiye’deki tek biyosfer rezerv alanı olarak belirlenen Camili (Macahel) bölgesi, bitki örtüsü, el değmemiş ekosisteme sahip ormanlarıyla bilim çevrelerinin olduğu kadar doğaseverlerin de ilgisini çekiyor. Biyosfer rezervi, uluslararası öneme sahip ve UNESCO’nun ‘’İnsan ve Biyosfer’’ programı içinde yer alan, karasal veya kıyı ekosistemlerine sahip yerler olarak tanımlanıyor. Bu alanlar, biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik uygulamaların denendiği, seçildiği, sunulduğu ve geliştirildiği alanlar olarak kabul ediliyor. İşte Artvin’in Borçka ilçesine bağlı Camili köyü de Türkiye’deki ilk ve tek biyosfer rezerv alanı. Gürcistan sınırına yakın köyün eski adı ‘’Macahel’’.

Oldukça engebeli bir araziye sahip köyde, kış aylarında 6 ay karayolu ulaşımı sağlanamıyor. Kış aylarında acil hastalar, yapılan bir anlaşmayla Gürcistan’ın Batum şehrinde tedavi ettiriliyor.

KRATER GÖLLER

Anadolu’nun gizli saklı köşelerinde pek çok göl var, bir çoğunun adı da Karagöl. Aynı ismi taşıyan bu tabiî güzelliklerin üçü de Artvin sınırları içerisinde yer alıyor. Şehirde, Şavşat ilçesindeki Karagöl-Sahara Millî Parkı içinde bulunan Şavşat-Karagöl ve Borçka-Karagöl, turistik özellikleri ön plana çıkan yerler arasında. Ayrıca Murgul ilçesinde, ‘’Damar Karagöl’’ü görmek mümkün. Borçka ve Muratlı’daki barajları gezdikten sonra Borçka’daki Karagöl’ü kesinlikle görmelisiniz. Bölgeye kadar gidip bu eşiz krater gölünü ve çevresini görmeden ayrılmayın. Gölün çevresi, Doğu Karadeniz’in simgesi dev ladin ağaçları, köknar ve çamlardan oluşan yoğun ormanlarla kaplı.

KAFKASÖR YAYLASI VE BOĞA GÜREŞLERİ

İl merkezinin, güneybatısında, merkeze 10 kilometre uzaklıktaki Kafkasör yaylası, Kültür ve Turizm Bakanlığınca turizm merkezi olarak ilan edilmiş. Burada belediye tarafından hazırlanmış, bungalov tarzı konaklama yerleri mevcut. Yol boyunca, birbirinden farklı orman çiçeklerinin kokusu eşlik edecek seyahatinize. Yaylanın en büyük özelliği ise her yıl Temmuz ayının ilk haftası boyunca geleneksel olarak düzenlenen ‘’Kafkasör Kültür ve Sanat Festivali’’. Festival süresince boğa güreşleri ve karakucak güreşleri yapılıyor. Bu etkinlik yöre halkı tarafından büyük ilgi görüyor. Eğer sizde Temmuz ayında Artvin’de olursanız, bu festivali kaçırmayın. Şenlik boyunca, Artvin yöresi halk oyunlarını da görme şansı bulacaksanız.

KAYAK MERKEZİ VAR

Kış turizminin gözde mekânlarından olmaya aday Atabarı Kayak Merkezi, şehir merkezine 17 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Kar yapısı ve rüzgâr almayan pistleri ile kayak severlerin ilgi gösterdiği merkezde snowtrack ve kar motorları bulunuyor. Kayak merkezindeki ana pistin uzunluğu 800 metre genişliği ise 80 metre. Bir adet liftin olduğu merkezde, kafeterya, sporcu soyunma odaları ve otopark mevcut. Kayak merkezine gelenler, Kafkasör mevkisinde konaklama yapabilir.

AÇIK HAVA MÜZESİ KANYON

Artvin’in kıyıdan uzak dağlık iç kesiminde yer alan Ardanuç ilçesindeki ‘’Cehennem Deresi’’ Kanyonu, açık hava müzesi izlenimi uyandıran ilginç manzaralarla karşılıyor konuklarını.

Kanyon, Artvin-Ardanuç karayolunun 30. kilometresinde yer alıyor ve tabiî yapısıyla görülmeye değer bir yer olarak öne çıkıyor. Ancak kanyon, tanıtımı yapılmadığından fazla bilinmiyor.

İlçede, Bulanık köyündeki Yeni Rabat Kilisesi, Adakale köyündeki Gevhernik Kalesi, Ferhatlı köyündeki Ferhatlı Kalesi ile ilçenin eski merkezi Adakale Mahallesi’ndeki İskender Paşa ve Salih Bey Camii de ziyaret edilebilir. Artvin’e 65 kilometre uzaklıktaki Şavşat sınırları içinde, Şavşat, Cevizli köyündeki Tbeti kiliseleri ile Zor Mustafa Bey Türbesi görülebilir. Tbeti Kilisesi, Cevizli köyünde bulunuyor. Yazılı kaynaklara göre yapı, 899-914 yılları arasında bölgeye hakim olan Bagratlı Prenslerinden Aşot Koukhi döneminde yaptırılmış.

NE YENİR, NE SATIN ALINIR?

Artvin yöresinde süt ve süt ürünleri peynir ve kaymak kuymağı, sebzelerden ve kır otlarından yapılan dağ pancarı, kuş yemeği, gımı, yaban semizotu, ebegümeci, bunların dışında taze asma yaprağı ve lahana sarması tatmaya değer lezzetler arasında. Bunların dışında taze fasulyenin kurutulmuşundan yapılan ‘’puçuko’’ denilen özel bir sebze yemeği yöreye has tatlardan. Hamur işlerine gelince, laz böreği, katmer, erişte, hınkal, çergebaz ve bişi en yaygın yemekler. Yusufeli ilçesinde de cağ kebabını tatmadan dönmeyin.

Yörede, hediyelik eşya olarak çok fazla seçenek bulunmuyor. Turistik ürün, yok denecek kadar az. Çarşıda küçük bir dükkânda ahşap boğalar ve çeşitli ürünler yapan bir usta var. Sepetler, hayvan figürleri, kaşıklar gibi hediyelik eşyaları sevdiklerinize Artvin hatırası olarak alabilirsiniz.

YAPMADAN DÖNMEYİN

Camili Havzası, Borçka Karagöl, Şavşat Karagöl’ü gezmeden, Yusufeli İşhan ve Barhal Kiliselerini görmeden, Hinkal, Laz Böreği, döner, şiş ve puçuko yemeden, Ehram, bal, zeytin ve ceviz almadan, denk geldiğinizde festivaller (Artvin Kafkasör, Şavşat Sahara, Ardanuç Çurisbil’e katılmadan dönmeyin.

29.06.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.