Güncel |
PKK’DAN AYRILANLAR, TERÖR ÖRGÜTÜNÜ KINADI |
Bir dönem terör örgütü içinde faaliyet gösteren, daha sonra örgütün silâhlı mücadelesine karşı çıkarak ayrılan örgüt eski yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 'Özgür Bireyler Topluluğu,' terör örgütü PKK'yı kınadı. Topluluğun yaptığı ortak açıklamada, terör örgütü PKK'nın “bir avuç çıkar grubuna hizmet ettiği” vurgulandı. KANLA BESLENMEYEN HERKES ‘SAVAŞA HAYIR’ DEMELİ
Açıklamada “Karşılıklı ve anlaşmalı tırmandırılan şiddet, Kemalist-ırkçı rejimin devamı için çaba sarf eden ve barıştan yana olanlara zarar veren bir avuç çıkar grubuna hizmet etmektedir. Bu gerçeklik, ‘insanım’ diyen ve kandan beslenmeyen herkese 'savaşa hayır' deme ve bunun için çaba sarf etme sorumluluğu yüklüyor” denildi.
Terör Kemalist rejime yarıyor
YURT dışında yaşayan ve örgütten ayrılan eski yöneticilerinin de aralarında bulunduğu ‘Özgür Bireyler Topluluğu’ terör örgütü PKK’yı kınadı. Grub adına yapılan açıklamada, “Karşılıklı ve anlaşmalı tırmandırılan şiddet, Kemalist/ırkçı rejimin devamı için çaba sarf eden ve hem Kürtlere hem Türk halkının yoksul kesimine ve barıştan yana olan insanlara zarar veren bir avuç çıkar grubuna hizmet etmektedir” denildi. Terör örgütü PKK’yı, Diyarbakır ve İstanbul’daki sivil toplum kuruluşlarından sonra yurt dışında yaşayan ve örgütten ayrılan eski yöneticileri de kınadı. Bir dönem terör örgütü içinde faaliyet gösteren, daha sonra örgütün silâhlı mücadelesine karşı çıkarak ayrılan örgüt eski yöneticilerinin de aralarında bulunduğu Özgür Bireyler Topluluğu’nun yaptığı ortak açıklamada, terör örgütü PKK’nın “Bir avuç çıkar grubuna hizmet ettiği” vurgulandı. Açıklamada, birçok eksikliğe rağmen adına Kürt açılımı ya da demokratik açılımın Kürt halkının sessiz çoğunluğunda iyimser bir hava oluşturduğu hatırlatıldı. Terör örgütü PKK dışında kalan Kürt politik çevrelerinin, atılan adımların yetersizliğini dile getirmekle birlikte, sürecin devam etmesi gerektiğini ve sorunun şiddet içermeyen yöntemlerle çözülmesinin önemini vurguladığı belirtilen açıklamada, “Açılım tartışmalarıyla birlikte tedirgin olan iki kesim oldu. Biri, başta TSK olmak üzere, bütün Kemalist kurumlarıyla statükocular, diğeri de PKK. Son günlerde artan şiddet olayları, ne Kürt halkının özgürlük taleplerine ne de Türk halkının ve Türkiye’de yaşayan diğer halkların refahına, mutluluğuna, güvenli geleceğine hizmet ediyor. Karşılıklı ve anlaşmalı tırmandırılan şiddet, Kemalist/ırkçı rejimin devamı için çaba sarf eden ve hem Kürtlere hem Türk halkının yoksul kesimine ve barıştan yana olan insanlara zarar veren bir avuç çıkar grubuna hizmet etmektedir. Bu gerçeklik, insanım diyen ve kandan beslenmeyen herkese ‘savaşa hayır’ deme ve bunun için çaba sarf etme sorumluluğu yüklüyor” denildi.
ŞİDDETİN PANZEHİRİ DEMOKRASİ
MEYDANA getirilen şiddet ortamının panzehirinin demokrasi olduğu, açılımın cesaretle ve daha somut, gerçekçi adımlarla devam etmesi gerektiği ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: “Hükümetin, devleti ne kadar temsil/kontrol ettiği tartışmalı olsa da elindeki olanakları demokrasiden yana gereği gibi kullanmadığı açıktır. Şiddet olayları veya PKK eylemleri demokratik açılımı durdurma gerekçesi yapılamaz ve Kürt halkının doğal hakları hiçbir örgütle, kesimle pazarlık konusu yapılarak ertelenemez. Dün de iradesi dışında toprakları bölüştürülen Kürt halkının hesabına ‘sınır kaydırması’, ‘OHAL’ gibi uygulamalar, asla çözüm olamaz! Hükümet cesur, gerçekçi ve PKK ile bağlantılandırmadan insanî adımlar attığında Kürtlerin sessiz çoğunluğunca destek bulacağı tartışmasız bir gerçektir. Kürt halkının sessiz çoğunluğuyla birlikte, hem de ‘Hareket Öcalan’ı satmaz’ diyen Ahmet Türk gibi, tüm BDP’li müritlerin ajitasyonlarına rağmen, PKK tabanının da ciddî bir kesimi yaratılan bu kaos ortamından rahatsızdır.” |
27.06.2010 |