Güncel |
HİÇBİR ÇOCUK, ÖZGÜRLÜĞÜNDEN ALIKONULAMAZ |
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'yi terörle mücadele kapsamında tutuklanan ve yaşları 12'ye kadar düşen çocukların "kusurlu dâvâlarını" sona erdirmeye çağırdı. Örgütün yayınladığı raporda çocukların tutuklanmaları, hapsedilmeleri ve yargılanmaları konusundaki ihlâllere dikkat çekilerek, "Hiçbir çocuk hukuksuzca ve keyfî olarak özgürlüğünden mahrum bırakılamaz” denildi. HER AŞAMADA CİDDî HAK İHLÂLLERİ VAR
Raporda çocukların, dövülüp tekmelenerek gözaltına alındıkları, bir kez suçlandıktan sonra mahkemeye kadar aylarca gözaltında kaldıkları, bu süre içinde yetişkinlerle aynı ortamda tutuldukları, yargılamaların çoğu zaman yetersiz delil veya çocuklara baskı uygulanarak alınmış ifadelerle yapıldığı ve bazı dâvâların yıllarca hapis cezasıyla son bulduğu belirtiliyor.
Çocukları teröre itmeyin
ULUSLARARASI Af Örgütü, Türkiye’yi terörle mücadele kapsamında tutuklanan ve yaşları 12’ye kadar düşen çocukların “kusurlu davalarını” sona erdirmeye çağırdı. Örgüt tarafından dün “Türkiye: Bütün çocuklar hak sahipleridirler: Terörle mücadele yasası altında çocukların haksız yere yargılanmalarını durdurun” başlığıyla yayınlanan raporda çocukların tutuklanmaları, hapsedilmeleri ve yargılanmaları konusundaki ihlâllere de dikkat çekildi. Raporla ilgili açıklamanın başında “Hiçbir çocuk hukuksuzca veya keyfi olarak özgürlüğünden mahrum bırakılamaz. Çocukların tutuklanması, alıkoyulması ve hapsedilmesi yasalara uygun bir şekilde olmalıdır ve sadece en kısa uygun zaman dilimi için son çare olarak başvurulmalıdır” şeklindeki, Çocuk Hakları Konvansiyonu’nun 37(a) numaralı maddesine dikkat çekiliyor. Açıklamada Türkiye’de yaşları 12’ye kadar düşen binlerce çocuğun, terörle mücadele yasası altında yargılandığı belirtiliyor. Bu çocukların da Türk hükümeti tarafından teröre destek olarak görülen gösterilere katıldıkları vurgulanıyor. Raporda ise çocuklardan birinci elden alınan ifadelere göre çocukların, gözaltına alınırken veya tutukluluk halinde kötü muameleye maruz kaldıkları savunuluyor. Aşırı güç kullanımı ve diğer kötü muamelelere rağmen ise hiçbir polisin yargı karşısına çıkmadığı ve birçok vakada da yasal yargılamalarda gözaltı prosedürlerinin uygulanmadığı öne sürülüyor. Raporda ifadelerini yer verilen örgütün Türkiye uzmanı Andrew Gardner, gösterilere katılan çocukların çocuk polisi yerine terörle mücadele polisleri tarafından gözaltına alındığını dile getiriyor. Gardner, çocukların ayrıca avukatları olmadığı halde sorgulandığını ve buradaki ifadelerinin daha sonra yargılanırken çocuklar aleyhine delil olarak kullanıldığını savunuyor. Raporda ayrıca Diyarbakır’da tutuklanmış bir çocuğun şu ifadelerine yer veriliyor: “Bir polis beni kolumdan yakaladı ve copla dövdü. Kaçmaya çalıştım ama başka bir polis daha beni yakaladı ve o da dövdü. Bundan sonra 4 ya da 5 görevli daha beni coplarla dövdü, yumrukladı ve tekmeledi.” Raporda çocukların, bir kez suçlandıktan sonra mahkemeye kadar aylarca gözaltında kaldıkları, bu süre içerisinde de yetişkinlerle aynı ortamda tutuldukları savunuluyor. Yargıların ise çoğu zaman yetersiz delil veya çocuklara baskı uygulayarak alınmış açıklamalarla yapıldığı öne sürülen raporda çocukların yine yetişkinlerle aynı mahkemelerde yargılandıkları ve bazı davaların, yıllarca hapis cezasıyla son bulduğu ileri sürülüyor. Uluslararası Af Örgütü, çocukların yargılandığı terörle mücadele yasasının ise “belirsiz, ifade tarzı açısından sınırsız, savcı ve yargıçların uygulamaları açısından ise haksız olduğunu” savunuyor. Andrew Garder, rapordaki ifadesinde “Türk otoriteleri, uluslararası ve yerel kanunlara göre tutuklanmaları, gözaltına alınmaları ve yargılanmaları sırasında çocukların haklarını korumakla yükümlüdürler. Ancak bu haklar, sistematik olarak ihlal edilmektedir. Tutuklamalar ve yargılamalar devam ediyor.” diye konuşuyor. Türkiye’nin terörle mücadele yasasını uluslararası standartlarla aynı çizgide olacak şekilde değiştirmesi gerektiğini savunan Gardner, ayrıca çocukların haklarının ihlal edilmemesini sağlamak için bir dizi tedbir alınması gerektiğine değiniyor.
Taş atmaya giden süreci yok etmeliyiz
DİYARBAKIR Valisi Mustafa Toprak, kentin ‘’taş atan çocuk imajının ortadan kaldırılması’’ gerektiğini belirterek, ‘’Taş attırmayacağız. Çocuğu oraya götüren süreci yok etmemiz lâzım’’ dedi. Anadolu Ajansı Diyarbakır Bölge Müdürü Eyyüp Kaçar’ın ziyaretinde konuşan Vali Toprak, şunları söyledi: ‘’Taş atan çocuk imajını kaldırmalıyız. Taş attırmayacağız. Attıktan sonra sorun büyüyor. Çocuğu oraya götüren süreci yok etmemiz lâzım. Çocukların olması gereken yer okuldur. Çocuklar sosyal aktivitelerin içinde olmalı, güzellikleri görmeli. Taş atan olmamalı. Bu nesli kurtarabileceksek çocuklardan başlamalıyız. Her şeyin başı sevgi. Çocuklarımıza sevgiyi verdiğimizde başarılı oluruz. Onlara iyi bakmalıyız. Aile ortamında sevgisiz kalan çocuk dışarıda bunu gösteremez. Aile sıcaklığını yeşertmeliyiz. Mendil satan, cam silen çocukları toplamak sorunun çözümüne katkı sağlamıyor. Her şeyin başı ailedir. Ailenin sahip çıkmadığı çocuğun kontrol edilmesi çok zor. Onun için ailenin bilinçlenmesi lâzım. İnsanların ayakta kalmasını sağlamalıyız. Her ailede 1 çalışanın olması lâzım. Ekonomi çok önemli.’’ |
18.06.2010 |