Kültür-Sanat

Bediüzzaman, Batı felsefesini Kur’ân ilmiyle çürüttü

RİSÂLE-İ Nur üzerine akademik çalışmaları olan Dr. Suat Alkan, Bediüzzaman’ın Batının bütün düşünce yapılarına ve onların temelsizliklerine vakıf olduğunu ve Kur’ân ilmiyle hepsini çürüttüğünü söyledi.

Dr. Alkan, Mardin Artuklu Üniversitesi’nde, “Bediüzzaman’da Modern Sanat Düşüncesi” konulu konferans verdi. Vali Mehmet Kılıçlar Salonu’nda düzenlenen konferansa Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Rektörü Yardımcısı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. İbrahim Özcoşar, Memur-Sen İl Başkanı Mustafa Aydın, Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriyel Akyüz, AKP İl Başkanı Lokman Sinanoğlu, üniversitedeki öğretim görevlileri ve vatandaşlar katıldı. Alkan, Risâle-i Nur üzerine Türkiye’de ve yurtdışında yaptığı akademik araştırmalar hakkında bilgiler verdi. Bediüzzaman Said Nursî’nin san'ata verdiği önemi örneklerle anlatan Dr. Alkan, Risâle’deki edebiyat ve san'at kavram ve kuramlarından da örneklerle verdi. Dr. Alkan, konuşmasında modern bilimin ortaya çıkması ile beraber kâinatın çok ince hesaplarla algılandığı bir dönemde klâsisizmden modernizme geçişin sınırında Allah konusunun ortaya çıktığına dikkat çekti. Batı felsefesinin, Marks, Frued, Darwin gibilerin düşüncelerinin, liberalizm, kapitalizm değerlerinin artık iflâs ettiğine dair birçok örnekler sunan Dr. Alkan, “Kur’ân’ın mesajının zamanımıza izdüşümü Risâle-i Nur olduğu, düşünce sistematiği olarak Kur’ân’ın metodu Risâle-i Nur’da tecelli etmiştir. Bediüzzaman Batının bütün düşünce yapılarına ve onların temelsizliklerine vakıf olarak Kur’ân ilmiyle hepsini çürütmüştür. Modernleşmenin adresi olarak görülen Batı felsefesinin hikmet yönünü, faydalı metotları, terminolojisine de vakıf olarak Kur’ân'ın mesajını bir arada değerlendirme konusu hiçbir âlime nasip olmamıştır” dedi. Küreselleşen dünyada batı ve doğu kavramlarının artık ehemmiyetini kaybettiğini anlatan Dr. Suad Alkan konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bediüzaman Said Nursî’nin kitabında, eğer bir kelâmın bir sözün, tabiattan çıkmış bir sözün üslûbuna nazar edersin, inceden inceye o üslûba bakarsan, içinde işleyen san'atkârı o üslûbun içinde göreceksin şeklinde ifade etmiştir. Demek ki psikologlarda olduğu gibi insan konuştuğu zaman onun kim olduğunu anlamak mümkündür. Daha ileri boyutlarda bir insanın yüzüne baktığınız zaman iç dünyasını okumak tecrübeli ve kâmil insanlarca mümkündür. Modern düşüncenin en önemli özelliği teknik ve endüstri medeniyetini doğuran mekanik bir dünya görüşünün algılanmış olmasıdır. Eğer bir kimse teknik ve endüstri medeniyetini, doğurduğu mekanik düşünceyi kendisinde kavramalaştıramadığı zaman modern düşünce noktasına ulaşamamış demektir. Çünkü modern düşünce, modern bilimin, modern san'atın doğuşu ile beraber, hem bilimin hem san'atın insanlara iletmek istediği yeni görüştür. Artık klâsik eski düşünceden ayrılan bu yeni düşünce insanın bir disiplin içine girmesi demektir.”

M. NEZİR GÜNEŞ

14.06.2010