Güncel |
Mayın tuzağı: 14 yaralı |
Elazığ’dan Tunceli’ye askerleri getiren sivil bir minibüsün geçişi sırasında, teröristlerce daha önceden yola döşenen mayın, uzaktan kumandayla patlatıldı. Saldırıda 1’i çocuk ve 13’ü asker olmak üzere 14 kişi yaralandı. Öte yandan, Osmaniye’nin Kanlıgeçit mevkiindeki Kırıklı Jandarma Komutanlığı lojmanına yapılan roketatarlı saldırıda ağır yaralanan subay eşi Pınar Akdağ vefat etti. Mayın tuzağı: 14 yaralı
Tuncelı-Elaziğ kara yolunun 30. kilometresi Dörttepe köyü yakınlarında sivil askerleri taşıyan bir araca mayınlı saldırı düzenlendi. Saldırıda 13 asker ve 1 çocuk yaralandı. Alınan bilgiye göre, Tunceli-Elazığ kara yolunun 30. kilometresi, Dörttepe köyü yakınlarındaki Kızılcık rampası mevkinde, Elazığ’dan Tunceli’ye askerleri getiren sivil bir minibüsün geçişi sırasında, teröristlerce daha önceden yola döşenen mayın, uzaktan kumandayla patlatıldı. Patlamada, 13 asker ile minibüste bulunan ve araç sürücüsünün oğlu olduğu öğrenilen çocuk yaralandı. Yaralılar, Tunceli Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Bu arada, patlamanın ardından Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığından kalkan ‘’Kobra’’ tipi helikopterler, teröristlerin kaçış bölgelerini tutarken, bölgeye çok sayıda jandarma özel harekat timi ve özel eğitimli komandoların gönderildiği, teröristlerin yakalanması için geniş çaplı arama tarama faaliyetlerinin başlatıldığı belirtildi. |
12.06.2010 |
DAVUTOĞLU: POLİTİKAMIZ BATININ ÇIKARLARINA UYGUN |
İngiliz The Economist dergisi, Türk dış politikasına ayırdığı bir makalede “Türkiye'nin dünyadaki yeri"ni mercek altına aldı. Yazıda "çok yönlü olan Türk dış politikasında, AB üyeliğinin hâlâ birinci öncelik taşıdığına” dikkat çekildi. Makalede Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun izledikleri politikanın Batının amaçlarına uygun olduğu konusunda ısrarcı olduğu belirtilerek "Bu, Irak'ta açıkça doğru. ABD ve Türkiye, Amerikan birlikleri çekilmeye başladığında, Irak'ın istikrarını korumasını istiyor" denildi. AB: TÜRKİYE'Yİ İHMAL ETTİK, MÜZAKERELER HIZLANMALI
AB dönem başkanlığını gelecek ay başında İspanya'dan devralmaya hazırlanan Belçika, AB'nin Türkiye ile ilişkileri yeniden hızlandırması gerektiğini bildirdi. Türkiye'nin katılım sürecinin canlı tutulmasına büyük önem verdiğini vurgulayan Belçika'nın AB daimî temsilcisi Jean de Ruyt, "Siyasî engeller olsa da Türkiye ile müzakereleri durduramayız. Devam etmemiz gerekiyor ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağız" ifadesini kullandı. Ruyt yeni fasılların açılması gerektiğini de söyledi.
ÖNCELİK HÂLÂ AB
İNGİLİZ Economist dergisi, ‘eksen kayması’ tartışmalarına ilişkin, “Türk dış politikası, belki daha da iddialı bir hal alıyor olabilir, ama AB üyeliği hâlâ öncelik taşıyor” diye yazdı. Derginin bu haftaki sayısında, Türk dış politikasıyla ilgili bir makale yayımlanarak, “Türkiye’nin dünyadaki yerini tekrar düşündüğü” yorumu yapıldı. Makalede, İsrail’in 2008 yılı sonundaki Gazze saldırısı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumunda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e yönelik “Siz öldürmeyi bilirsiniz” sözlerinin “Türkiye-İsrail ilişkilerinde dönüm noktaları” olduğu kaydedildi. Economist, 9 Türk vatandaşının öldüğü, İsrail komandolarının Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısını, “Türklerin gözünde Erdoğan’ın sözlerinin doğru olduğunu ispatladığını” kaydetti. Türkiye’nin bu olayın ardından İsrail’in özür dilemesi ve BM öncülüğünde bir soruşturma istediğini belirtilen makalede, “İsrail kabul edene kadar, Türkler diplomatik bağları koparabilir” denildi. “Bazı Batılı ülkeler, Türk dış politikasının son yıllarda açıkça doğuya doğru yönelmesini AKP’nin İslami köklerine bağlıyor” ifadesi kullanılan makalede, bu hafta BM Güvenlik Konseyinde İran’a yaptırımlar konusundaki oylamanın bu görüşü güçlendirdiği yorumu yapıldı. Bazılarının “Batının Türkiye’ye kaybettiği” yönünde endişeleri bulunduğunu yazan dergi, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in “bu konuda AB’yi suçladığını” hatırlattı. “Mavi Marmara olayı da Türkiye’deki bu yön değişikliğini daha da ispatlar kabul ediliyor” denilen makalede, Türkiye’nin, son 90 yıldır eski Osmanlı İmparatorluğunun Arap topraklarına ilgisiz kaldığı ve Batı’ya yoğunlaştığı kaydedildi. 1952’de NATO’ya giren Türkiye’nin İsrail ile güçlü bağlar kurmasını AB’ye katılım isteğine bağlayan dergi,”Türk dış politikası, belki daha da iddialı bir hal alıyor olabilir, ama AB üyeliği hâlâ öncelik taşıyor” diye yazdı. Makalede Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun izledikleri politikanın Batının amaçlarına uygun olduğu konusunda ısrarcı olduğu belirtilerek “Bu, Irak’ta açıkça doğru. ABD ve Türkiye, Amerikan birlikleri çekilmeye başladığında, Irak’ın istikrarını korumasını istiyor” denildi. “Peki, bundan sonra ne olabilir” sorusunu yönelten dergi, “İsrail ile ilişkilerini kesmesinin Türkiye’ye pahalıya mal olabileceği” yorumunu yaparak, “Türkiye’nin İsrail-Filistin sorununu tek başına çözecek durumda olmadığını” yazdı.
AB: TÜRKİYE’Yİ İHMAL ETTİK, MÜZAKERELER HIZLANMALI
AB dönem başkanlığını gelecek ay başında İspanya’dan devralmaya hazırlanan Belçika, AB’nin son yıllarda dünyadaki konumunu ilerleten Türkiye ile ilişkileri yeniden tanımlaması gerektiğini bildirdi. Düşünce kuruluşu Avrupa Politika Merkezinde dönem başkanlığı önceliklerini anlatan Belçika’nın AB daimi temsilcisi Jean de Ruyt, “Türkiye ile başlattığımız katılım müzakerelerini devam ettirmek zorundayız. Müzakereleri ilerletmek için, yeni fasıllarda müzakereleri başlatmak için elimizden gelen çabayı gösterme konusunda kararlıyız” diye konuştu. Türkiye’nin katılım müzakerelerinde çok hızlı ilerleme sağlayamayacaklarının farkında olduklarını belirten Jean de Ruyt, “Çünkü Türkiye de bunun için gereken yasal düzenlemeleri TBMM’den hızlı geçirmiyor” dedi. Belçika’nın Türkiye’nin katılım sürecinin canlı tutulmasına büyük önem verdiğini vurgulayan de Ruyt, “Siyasî engeller olsa da Türkiye ile müzakereleri durduramayız. Devam etmemiz gerekiyor ve bunun için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadesini kullandı. Belçika’nın AB Daimî Temsilcisi de Ruyt, “Türkiye dünyadaki konumunu ilerletti. O halde AB dünyanın geri kalanıyla ilişkilerini yeniden dengelerken Türkiye de bu sürecin parçası olacak. Bunun için dış politikayı ilgilendiren birçok neden var” diye konuştu. |
12.06.2010 |
İsrail tıbbî yardım vermedi, yaralılar öldü |
Mavi Marmara gemisinde yer alan, Güney Kore asıllı film yapımcısı ve insan hakları savunucusu Iara Lee, “İsrailli askerler Mavi Marmara gemisindeki saldırıdan sonra bize tıbbî malzeme ve yardım verseydi, ölen 9 kişi bugün hayatta olabilirdi” dedi. Lee, BM Gazeteciler Derneği’nin bir toplantısında, İsrail saldırısından önce ve sonra yaşananları gösteren yaklaşık bir saatlik kendi çektiği filmi ilk kez kamuoyuna izlettirdi. Yaralılar ölüme terk edildi
Güney Kore asıllı film yapımcısı ve insan hakları savunucusu Iara Lee, “İsrailli askerler Mavi Marmara gemisindeki saldırıdan sonra bize tıbbî malzeme ve yardım verseydi, ölen 9 kişi bugün hayatta olabilirdi” dedi. Mavi Marmara gemisinde yer alan Iara Lee, BM Gazeteciler Derneği’nin (UNCA) düzenlediği bir toplantıda, İsrail saldırısından önce ve sonra yaşananları gösteren yaklaşık bir saatlik kendi çektiği filmi ilk kez kamuoyuna izlettirdi. Toplantıya, Yahudi asıllı Amerikalı siyaset bilimcisi Norman Finkelstein da izleyici olarak katıldı. Iara Lee, filmin gösteriminden önce gemide olanlarla ilgili bir açıklama da yaptı. Kore asıllı, Brezilya ve ABD çifte vatandaşı Lee, Gazze’ye birkaç ay önce gidip gördüğü yıkımdan ve insanların, ablukanın sona ermesi için yaptığı çağrıdan etkilenerek Gazze’ye yardım götüren gemilere yolcu olarak katılmaya karar verdiğini söyledi. Lee şöyle konuştu: “Gazze’ye Özgürlük Filosu insanî yardım götüren bir konvoydu. Bizi yolumuzdan alıkoymak için uğraşacaklarını biliyorduk, ama saldırıya uğramayı hiç beklemedik. Ben ve ekibim gemiye bindiğimiz andan itibaren olayları filme çektik. Tüm ekipmanımıza İsrail güçleri tarafından el de konsa, bu filmi iç çamaşırımda saklamayı başardım. Film, eldeki tek yüksek çözünülürlüklü video film. Bu montajlanmamış filmi izlediğinizde gemide neler olduğunu anlayacaksınız.”
DEHŞET DOLU KARELER Gösterimi yaklaşık bir saat süren video filmini BM’de gazeteciler büyük dikkatle izlediler. Türkçe konuşmaların yanı sıra Arapça, İngilizce ve başka dillerde konuşmaların da duyulduğu filmde, Türk ve yabancı gazetecilerin gemidekilerle yaptıkları mülâkatlar ve adım adım yaklaşan İsrail saldırısından dehşet dolu kareler yer aldı. Video filminde, sabah ezanının ardından gemideki yolcuların bir kısmı namaz kılarken başlayan İsrail saldırısının, önce İsrailli birliklerin hücumbotlarla Mavi Marmara’nın yanına gelip ses ve gaz bombaları atmalarıyla başladığı görülüyor. Daha sonra geminin üzerine gelen helikopterden İsrail komandolarının indiği görülüyor ve hemen arkasından silâh sesleri başlıyor. Video filminde helikopter İsrail komandolarını indirirken, üzerlerinde şişme yelek olan bazı yolcuların ellerine sapan ve sopa aldıkları da görülüyor. Yaralıların arasında İsrailli bir komandonun da gösterildiği video filmde yapılan anonslarla geminin İsrailli askerler tarafından ele geçirildiği belirtiliyor. Filmde Türk yolcuların yanı sıra pekçok ülkeden insanlar görülüyor.
ÖLDÜRÜLMEMESİ GEREKEN KİŞİLER LİSTESİ
Vİdeo filmde yeralan ilginç noktalardan biri de, İsrailli askerlerin ellerinden düştüğü söylenen, üzerinde resim ve altlarında isimlerin yeraldığı bir listenin, Amerikalı yolculardan bir tanesi tarafından gösterilmesi oldu. Sorular üzerine Iara Lee, kendisinin de gördüğü listede yeralan isimlerin, Avrupalı parlamenterler ve başpiskopos gibi yüksek düzeyli kişilere ait olduğunu, kendi fikrine göre bu listenin “öldürülmemesi gereken kişilerin listesi” olduğunu söyledi. Lee, yaralı İsrail askerlerine yardım elini uzattıklarını, gemideki doktorların onlara müdahele ettiğini belirterek “Oysa İsrailliler bizim yaralılarımız için gerekli tıbbî malzemeyi vermedi, verseler ve bize yardım etselerdi, bugün ölen 9 kişi sağ kalabilirdi” dedi. Bir soru üzerine Lee, gemideki bazı kişilerin daha sonra ortadan kaybolduklarını, bu kişilerin casus olabileceklerini düşündüklerini de söyledi.
İSRAİL MAĞDURU TÜRK VATANDAŞLARI AİHM'E GİDİYOR
İHH İnsanî Yardım Vakfı İzmir Şubesi, İsrail askerlerinin Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırmasını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) götürüyor. Kanlı baskın sonucu 9 Türk’ün ölmesi ve kendisiyle birlikte birçok arkadaşının yaralanmasına tepki gösteren Musa Çoğaş, hukukî süreci sonuna kadar takip edeceklerini söyledi. |
12.06.2010 |
Tuhaf karar: Asker fişleme yapabilir |
Zaman’ın haberine göre, İzmir’de görev yaptığı okullarda öğrenci ve öğretmenleri fişleyen millî güvenlik dersi okutmanı Albay Zeki Gülgün hakkındaki şikâyeti inceleyen İzmir Cumhuriyet Savcısı İlhami Başkurt, ilginç bir karara imza attı: “Söz konusu raporlar doğru olsa bile güvenlikten sorumlu Ege Ordu komutanına verildiği için suç sayılmaz.” Asker fişleme yapabilirmiş!
İzmİr’de görev yaptığı okullarda öğrenci ve öğretmenleri fişleyen millî güvenlik dersi okutmanı Albay Zeki Gülgün hakkındaki şikâyeti inceleyen savcı, ilginç bir karara imza attı. Zaman’ın haberine göre, Ahenk Hukuk Derneği’nin ‘fişleme’ ile ilgili suç duyurusunu karara bağlayan İzmir Cumhuriyet Savcısı İlhami Başkurt, Gülgün’ün kimlik bilgilerine yer vermeden gönderdiği cevabî yazıda, “Söz konusu raporlar doğru olsa bile güvenlikten sorumlu Ege Ordu komutanına verildiği için suç sayılmaz” değerlendirmesinde bulundu. Savcının kararı üzerine harekete geçen Ahenk Hukuk Derneği, Başkan Hayati Selamet imzasıyla bir üst mahkeme konumundaki İzmir Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi. Soruşturmanın hiçbir inceleme yapılmadan sonuçlandırıldığı savunulan dilekçede, savcı tarafından dile getirilen, ‘Kişisel verileri Ege Ordu komutanı toplatabilir’ açıklamasının da gerçeği yansıtmadığının altı çizildi. Dilekçede, “Hiçbir kimse hukuka aykırı olarak kişisel veri toplayamaz, kaydedemez, başkasına veremez. Aksine hareket suçtur” denildi. |
12.06.2010 |
‘Suça itilen çocuklar’ Mecliste |
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, suça itilen çocuklarla ilgili hazırlanan yasa teklifinin TBMM Başkanlığına gönderildiğini bildirdi. TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplayan Bozdağ, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konuda talimatı olduğunu hatırlattı. ‘’Bu konuda bir çalışmamız vardı. Şu an itibarıyla çalışma sonuçlandı ve Meclis Başkanlığına teklif gönderildi’’ diyen Bozdağ, TBMM’nin gönderilen teklif ile ilgili olarak bundan sonra ki süreçte yasal prosedür neyse onu işleteceğini söyledi. Teklifin Adalet Komisyonunda görüşüleceğini anlatan Bozdağ, ‘’Teklifin genel kurul aşaması, TBMM tatile girmeden tamamlanması düşünülüyor’’ dedi. Bozdağ, ‘’Suça itilen çocuklarla’’ ilgili cezaları arttırıcı sebeplerin ortadan kaldırıldığını belirtti. |
12.06.2010 |
Oylama 3 Ağustos’ta başlıyor |
RefErandum için gümrük kapılarında oy verme işlemleri, 3 Ağustos 2010 Salı günü başlayacak ve 12 Eylül 2010 Pazar günü halk oylamasının bitiş saatine kadar devam edecek. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un halkoyuna sunulması kapsamında, yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı seçmenlerin gümrük kapılarında oy kullanmalarına ilişkin ilke ve esasları belirledi. Bu ilke ve esaslar, Resmî Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. Buna göre, gümrük kapılarında oy verme işlemi, 3 Ağustos 2010 Salı günü, YSK’nın o çevre için tesbit edeceği saatte başlayacak ve 12 Eylül 2010 Pazar günü, yine YSK’nın o çevre için belirleyeceği halk oylamasının bitiş saatine kadar devam edecek. Gümrük kapılarında, Türkiye Cumhuriyeti pasaportuna sahip yurt dışı seçmen kütüğüne kayıtlı vatandaşlar, ‘’sadece pasaportlarıyla’’ ve ‘’sadece gümrükten giriş-çıkış yaparken’’ oy kullanabilecek. |
12.06.2010 |
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu: Barış projesi şarta bağlı |
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Filistin’de yürütülen ‘’Barış İçin Sanayi Projesi’’nin barışa katkı sağlayacak bir proje olduğunu, ancak Türkiye, Filistin ve İsrail’in desteği gerektiğini, bu konudaki desteği sürmediği takdirde projenin gerçekleşme şansı olmadığını vurguladı. ‘Barış Projesi’ üçlü desteğe bağlı
TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Filistin’de yürütülen ‘’Barış İçin Sanayi Projesi’’nin barışa katkı sağlayacak bir proje olduğunu, ancak Türkiye, Filistin ve İsrail’in desteği gerektiğini, bu konudaki desteği sürmediği takdirde projenin gerçekleşme şansı olmadığını vurguladı.Hisarcıklıoğlu, Avrupa Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen ile düzenlediği basın toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. İsrail’in Gazze’ye yardım götüren gemilere saldırısı sonrasında, Filistin’de yürütülen ‘’Barış İçin Sanayi Projesi’’nin geleceğine ilişkin soru üzerine Hisarcıklıoğlu, geldikleri aşamada, Batı Şeria’da Cenin bölgesindeki bir yerin sanayi bölgesi kurulması için TOBB’a tahsis edildiğini belirterek, son gelişmeler sonrasında Türkiye’nin alacağı kararın önemli olduğunu söyledi. Projenin barışa katkı sağlayacak bir proje olduğunu, ancak her üç ülkenin de bu konudaki desteği sürmediği takdirde projenin gerçekleşme şansı olmadığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, projenin devamı için Türkiye’nin, Filistin’in, projenin sağlıklı çalışabilmesi için İsrail’in desteğinin sürmesi gerektiğini kaydetti. Projenin Filistin’de bugüne kadar yapılmış en somut proje olduğunu, bu projenin Filistinlilere ‘’balık tutmayı öğreteceğini’’ anlatan Hisarcıklıoğlu, ‘’Devamı noktasında karar verilirse devam etmeye hazırız’’ dedi. |
12.06.2010 |
Birleştirme, CD’ler incelendikten sonra |
YARGITAY, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner’in davalarının birleştirilmesine CD’leri inceledikten sonra karar verecek. Cihaner’in ‘’görevi kötüye kullanmak, evrakta sahtecilik ve imar kirliliğine neden olmak’’ suçlamalarıyla yargılandığı davaya, Yargıtay 11. Ceza Dairesinde devam edildi. Yargıtay 11. Ceza Dairesi, daha önceki duruşmalarda Cihaner’in Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla yargılandığı davanın dosyasının istenmesine rağmen gönderilmediği gerekçesiyle, söz konusu davanın daha önce gönderilen CD kayıtlarının incelenmesine karar verdi. Daire, ayrıca İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen ve aralarında Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’in de bulunduğu sanıkların yargılandığı ‘’İrticayla Mücadele Eylem Planı’’ dosyasının da incelenmesine, her iki dosyadaki incelemenin ardından Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasıyla Yargıtay’daki dava dosyasının birleştirilmesi talebinin değerlendirileceğini açıkladı. |
12.06.2010 |
Şahin: Eksen kayması söz konusu olamaz |
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Türkiye’nin dış politikada şu an izlediği yolun doğru olduğunu belirterek, “Türkiye’nin kayması falan söz konusu olamaz, yerli yerinde duruyor” dedi. Şahin, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer ile görüşmesinde, ‘’Türkiye’nin BM’deki İran kararını ve ‘eksen kayması’ tartışmalarını nasıl değerlendirdiğinin’’ sorulması üzerine, şunları söyledi: ‘’Türkiye, 780 bin kilometre kare alanda bulanan bir ülkedir. Türkiye’nin kayması falan söz konusu olamaz, yerli yerinde duruyor. Türkiye artık gündemi belirlenen bir ülke değildir, gündem belirleyen bir ülkedir. Bunu herkesin görmesi lâzım. Türkiye artık vagon değil, lokomotif bir ülkedir. Bunu kabul etmekte zorlananlar yakın bir zamanda bunu kabul edeceklerdir. O bakımdan bu tür iddiaları ben gerçekçi bulmuyorum, samimi de bulmuyorum. Bunlara da takılıp kalmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Türkiye, doğru bildiği yolda dünya ve bölge barışına katkı sağlamak için çalışmalarını devam ettirecektir.” |
12.06.2010 |
ABD ile ilişkiler etkilenmez |
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, BM Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırıma ilişkin oylamada Türkiye’nin “hayır” oyu kullanmasına ilişkin, “Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hiç bir şekilde olumsuz etkilenmeyecektir” dedi. Devlet Bakanı Arınç, şunları kaydetti: ‘’Türkiye’nin önceki tavrının çok doğru, çok yerinde, çok faydalı olduğunu düşünenlerin, Türkiye’nin kırmızı oy vermesi karşısında şaşırmaması gerekir. Bu ilkeli duruşun bir neticesidir ve sanıyorum bundan dolayı da Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler hiç bir şekilde olumsuz etkilenmeyecektir.’’ |
12.06.2010 |
Osmaniye’de roketatarlı saldırı: 1 ölü |
OSMANİYE Kanlıgeçit Jandarma Komutanlığı’na yapılan ve komutanlık binası yanındaki askeri lojmana isabet eden saldırıda, bir asker eşi hayatını kaybetti. Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah, yaptığı açıklamada, Osmaniye-Gaziantep D-400 kara yolundaki Kanlıgeçit Jandarma Komutanlığı’na yönelik saldırının PKK terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirildiğinin belirlendiğini söyledi. Cerrah, saldırıda, komutanlık binasının yanındaki lojmanın balkonunda bulunan ve bir üsteğmenin eşi olan Pınar Akdağ’ın yaralandığını kaydetti. Cerrah, Osmaniye’deki müdahalenin ardından Adana’daki Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesine kaldırılan Pınar Akdağ'ın tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığını bildirdi. Saldırının uzak mesafedeki ormanlık alandan yapıldığını ifade eden Vali Cerrah, bölgede operasyonların sürdüğünü belirtti. Cerrah, ‘’Üzücü bir olay. İskenderun’daki askeri birliğe yapılan saldırıdan sonra askeri operasyonlar sürüyordu. Bu sırada böyle bir olayın yaşanması üzücüdür’’ diye konuştu. Bu arada, olayın gerçekleştiği yere yakın noktada bulunan Kanlıgeçit Köyü sakinleri ise olayı anlatırken, ‘’İki ayrı patlama sesi duyduk. İlki çok güçlü bir patlamaydı. Daha sonra 15 dakika süren bir çatışma sesi duyduk’’ dedi. |
12.06.2010 |
800 bin kişi hac için başvurdu |
DİYANET İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, hac vazifesini yerine getirmek üzere 800 bin kişinin başvuru yaptığını, bunlardan ancak 74 bininin kutsal topraklara gidebileceğini, önceliği de 4 yıldır bekleyenlere tanıdıklarını söyledi. Bardakoğlu, Yozgat’ta Vali Necati Şentürk’ü ziyaret etti. Bardakoğlu burada yaptığı açıklamada, bu yıl hac için 74 bin kontenjan bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: ‘’800 bin kardeşimiz ilk defa hacca gitmek için sıraya yazılmış bekliyor, 74 bin kontenjanımız var. Nereden bakarsanız bakın, hangi usulü uygularsanız uygulayın, bunlardan sadece 74 bin gidip, 730 bini bekleyecek. Biz tabi önceki yıllarda yazılanlara ilave kura hakkı verdik. 4 yıldır bekleyenlere 16 kura hakkı tanıdık. Öncelikli onlardan başladık göndermeye, birkaç yıl içerisinde 4 yıldır bekleyenler elenecek, daha sonra 3 yıldır bekleyenler elenecek ama buna rağmen biz ek kontenjan almak için gerekli gayreti gösteriyoruz.’’ |
12.06.2010 |
Prens: Çevre, İslâmî prensiplerle korunur |
İngİltere veliaht prensi çevrecilere seslendiği konuşmasında “Dünyayı kurtarmak için İslâm’ın izinden gidin” dedi. Prens Charles Oxford Centre İslâmî Çalışmalar Bölümü’ndeki ‘İslâm ve Çevre’ konuşmasında, “Çevreyi korumak için İslâm’ın mânevî prensiplerini takip etmeliyiz” diye konuştu. Bir saat süren konuşmasında Prens Charles, insanoğlunun dünyayı yok etmesinin bütün kutsal kitaplara, özellikle de İslâm dinine aykırı olduğunu söyledi. İnsan ve tabiat arasındaki bölünmenin sadece sanayileşmeyle ortaya çıkmadığını, insanın tabiata karşı tutumuyla da alâkalı olduğunu belirten Prens, bunun da kutsal geleneklere ters düştüğünü belirtti. Tahta geçince İngiltere Kilisesi’nin de başına geçecek olan Prens Charles, Kur’ân-ı Kerim’e ilişkin kendi yaptığı çalışmayla ilgili de derin bir konuşma yaptı ve Kur’ân’ın insan ve tabiat arasında ayrım olmadığını anlattığını söyledi.
İSLÂMI MI SEÇTİ?
KonuşmasInda dini, diğer gözde konusu çevreyle birleştiren Prens Charles, “Bu gezegeni çok iyi bir sebepten ötürü diğer canlılarla paylaşıyoruz. O sebep de şu: Etrafımızı saran bu karışık hayat ağında tek başımıza var olamayız. İslâm her zaman bunu öğretti” dedi. Konuşma, basında sık sık yer alan Prens’in İslâmiyet’i seçtiği haberlerini yine gündeme getirdi. |
12.06.2010 |
Felâketin boyutları katlanıyor |
Amerikalı yetkililer, Meksika Körfezi’nin tabanından her gün denize karışan ham petrol miktarının 40 bin varil civarında ve tahmin edilenin iki katı olduğunu bildirdi. Uzmanlar, denize her gün akan ham petrol miktarının asgarî 20 bin ve azamî 40 bin varilin üzerinde olduğunu belirtti. Önceki tahmin, 12 bin ila 19 bin varil idi. Patlamayla batan platformu işleten İngiliz BP şirketinin son çare olarak deniz tabanındaki sızıntı noktalarına yerleştirdiği huni sistemiyle günde 15 bin varil petrol toplanıyor ve bu miktarın 28 bin varile çıkarılması hedefleniyor. |
12.06.2010 |
Flamingolar yağmurla döndü |
Tuz Gölü Havzası’nda bulunan ve 2 yıl önce tamamen kuruyan Düden Gölü’nde tabiî hayat, yağışlarla birlikte eski günlerine dönüyor. Konya’nın Kulu İlçesi Belediye Başkanı Ahmet Yıldız, Düden Gölü’nün flamingolarıyla bilindiğini söyledi. Düden Gölü’nün Mayıs ayındaki yağışlardan nasibini aldığını anlatan Yıldız, ‘’Göle küsmüş göçmen kuşlarının, yağışlarla birlikte yuvaya tekrar dönmeye başlamasının sevincini yaşıyoruz’’ dedi. |
12.06.2010 |
Dünya savunmada! |
İSVİÇRE merkezli Sipri Enstitüsünün araştırmasına göre, geçen yıl savunma harcamalarını bir önceki yıla göre yüzde 54 oranında arttıran ABD, bütçesinde bu alana 661 milyar dolar ayırdı, ancak geçen yıl savunmaya 47 milyar dolar ek harcama yaptı. ABD Başkanı Barack Obama, bu yıl başında Kongre’den 2011 malî yılı için savunma harcamalarında 708 milyar dolarlık ‘’rekor düzeyde’’ bütçe talep etmişti. Fransız ekonomi gazetesi Tribune’deki habere göre, listenin ikinci sırasında ABD’den altı kat daha az savunma harcaması yapan Çin yer alıyor. Çin’i geçen yıl 63,9 milyar dolar savunma harcaması yapan Fransa takip ediyor. Listenin dördüncü sırasında her zaman bu alanda Fransa’nın rakibi olan İngiltere bulunuyor. Listede kendisine ancak beşinci sırada yer bulabilen Rusya’nın eski Sovyet Rusya olmadığı açık. Japonya, geçen yıl yaptığı 51,8 milyar dolarlık savunma yatırımıyla listenin altıncı sırasında yer alırken, onu 45,6 milyar dolarla Almanya takip ediyor. Türkiye’nin komşusu Yunanistan’ın ise geçen yıl askerî bütçesi gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 2,73 (6 milyar 582 milyon avro) düzeyinde bulunuyordu. Yunanistan’ın bu yıl askerî bütçesi ise GSYH’nin yüzde 2,48’i (5 milyar 73 milyon avro) olarak belirlendi. Finansal krizin pençesindeki ülkenin askerî bütçesi, GSYH’ye oranı bakımından AB’nin en büyük askerî bütçesi. |
12.06.2010 |
Osmanlı hoşgörüsünün belgeleri Balkanlarda |
Balkanlar Medeniyet Merkezince (BALMED), Bosna-Hersek’in Tuzla şehrinde Osmanlı’nın farklı millet ve inançlara gösterdiği hoşgörünün belgelerinden oluşan serginin açılışı yapıldı. İslâm Konferansı Teşkilâtı bünyesindeki İslâm Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Direktörü Dr. Halit Eren’in genel başkanlığını yaptığı BALMED tarafından Tuzla Behrambey İmam Hatip Lisesi salonunda açılan sergide, Başbakanlık Arşivleri Genel Müdürlüğünden derlenen, Türkçe, İngilizce ve Boşnakça çevirilerinin de yer aldığı 40 belge ve ferman yer alıyor. Sergi, bir hafta boyunca ziyaretçilere açık kalacak. |
12.06.2010 |