Yurt Haber |
Maden, işçileri 20 gündür vermedi |
Türkİye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü ocağında meydana gelen grizu patlamasında madende kalan 2 işçiye ulaşılmaları çalışmaları sürdürülüyor. Alınan bilgiye göre, 17 Mayıstaki patlamada vefat eden 28 işçinin cesetlerinin ocaktan çıkarılarak toprağa verilmesinin ardından madende kalan Engin Düzcük ve Dursun Kartal’a ulaşmak için çalışmalar sürdürülüyor. İşçilerden Düzcük’ün eşi Hayriye Düzcük, Çaycuma ilçesine bağlı Saltukova Beldesi Sarıkum Mahallesi’nde gazetecilere yaptığı açıklamada, yaklaşık 20 gündür eşinin cenazesinin bulunmasını beklediklerini söyledi. Kendilerini henüz kimsenin arayıp sormadığını, artık dayanacak güçlerinin kalmadığını anlatan Düzcük, şöyle konuştu: ‘’Eşimin kemiklerini bulsak, dirisini bulmuşuz gibi sevineceğiz. İnşallah eşimin cenazesi bulunur. En azından bir mezarı olur. İnsan dayanamıyor, çocuklarım babalarını soruyor, ama anlatmaya dilim varmıyor. Cenazelerin bulunamaması çok acı, bu ölümden de betermiş. Olayın olduğun gün eşim iş elbiselerini evde unutmuş, geri gelmişti. Çocuklarım Sıla ve Beyza’yı öptü, ‘kendine iyi bak’ dedi. Rüya gibiydi, insan kabullenemiyor. İki kere ölünür mü? Ölünüyormuş. Allah’ın takdiri, her gün telefon gelecek, bulunacak ümidiyle yatağımdan kalkıyorum. Ocaktan çıkartılan 28 maden işçisi huzur içinde yatıyor, bizimkiler de yatsın istiyorum. Bize ‘arıyoruz’ diyorlar, tek derdim var bulunsun, onu mezarına yerleştireyim.’’
“SİGORTA İÇİN ÇALIŞIYORDU”
Eşİnİn, yaklaşık 2,5-3 yıl önce bir firmada aşçı olarak işe başladığını belirten Düzcük, şöyle devam etti: ‘’Firma, Gelik beldesindeki iş yerini kapatınca eşim bana ‘Beni ya işten atacaklar ya da madene gönderecekler’ diyordu. Daha sonra onu işe çağırdılar, geçen yıl Ekim ayında maden işçisi olarak çalışmaya başladı. Bana her zaman ‘Ben para için çalışmıyorum, sigorta için çalışıyorum, hastaneye gittiğimizde sigortamız bulunsun çocuklarımız maskara olmasın başka bir şey istemiyorum’ diyordu. Şirket iki ayda bir para veriyordu, ancak ona bile razı oluyordu. Maden ocağının başka bir dünya olduğunu ve orada herkesin çalıştığını söylüyordu.’’ “ALLAH KİMSEYİ BÖYLE İMTİHAN ETMESİN” Hayrİye Düzcük, eşi sanılarak Erdem Alkin’in cenazesini defnettiklerini, alınan DNA testi sonucunda eşinin ocakta aranılan iki madenciden birisi olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, ‘’İnsan bu durumu açıklayamıyor. İş yerinden arkadaşları cenazelerin çıkartıldığı gün ‘Engin’in de cenazesi çıktı’ dediğinde içimde şüphe kalmamıştı. Ancak, maden ocağındaki iki cenaze çıkmayınca ‘acaba olabilir mi?’ diye kendi kendime soruyordum. Allah kimseyi böyle imtihan etmesin’’ diye konuştu. “KARTAL’IN AİLESİ GÖRÜŞMEYİ KABUL ETMEDİ” DURSUN Kartal'ın eniştesi Hasan Çağdaş ise, yengeleri Gülizar, oğlu Turgut (20) ve kızı Tülay’ın gazetecilerin görüşme isteğini kabul etmediğini belirterek, üniversite öğrenimi gören yeğenlerinin babalarının ölümünden sonra psikolojilerinin olumsuz etkilendiğinden sınavlara giremediklerini ve mağdur durumda olduklarını kaydetti. Kartal’ın kayınpederi İbrahim Kartal’ın da 1976’da TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen göçüğün altında kaldığı ve cesedinin iki gün sonra çıkarıldığı öğrenildi. |
07.06.2010 |
Polise ‘zorunlu kan tahlili ve diş taraması’ |
Göreve başladığı günden bu yana, ‘’dinamik, verimli, disiplinli’’ polislik anlayışını yerleştirmek için genelgeler yayınlayan Ankara Emniyet Müdürü Orhan Özdemir, teşkilâtında yeni bir uygulama başlatıyor. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan personel bundan böyle her ay kilo ölçümü, altı ayda bir ise kan tahlili ve diş taramasından geçecek. Emniyet Müdürü Orhan Özdemir’in talimatı doğrultusunda yayınlanan genelgede, sağlığın insan hayatında önemli bir olgu olduğu, bireyin iş kalitesini, performansını ve çevre ile olan ilişkisini doğrudan etkilediği belirtildi. Personelin her birinin teşkilât, anne, baba, eş ve çocuk gibi yakınları bakımından ‘’eşsiz değerde ve önemde’’ olduğu vurgulanılan genelgede, obezitenin günümüzde bir hastalık olduğu, insan sağlığını tehdit ettiği, hastalıkların oluşmasında büyük etken olduğunun altı çizildi. Kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına yolaçan obezitenin, bireylerin hayat kalitesi ve hayat süresini olumsuz etkilediği vurgulandı. Emniyet personelinin vücut sağlığının korunması, iş verimliliğinin arttırılması, görev başı yetisi, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırılmasının kendisi, ailesi ve hizmet açısından önemli olduğuna işaret edilen genelgede, hayat kalitesi ile performansın daha üst seviyeye çıkarılmasına çalışıldığı kaydedildi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi ve İl Sağlık Müdürlüğü’nün işbirliğiyle yürütülen ‘’Sağlıklı Yaşam Projesi İşbirliği Protokolü’’nün imza aşamasına geldiği belirtilen genelde, bu kapsamda Emniyet Müdürlüğü Sağlıklı Yaşam Üst Kurulu oluşturularak söz konusu projenin bu kurul tarafından yürütüleceği ifade edildi. Proje kapsamında emniyete bağlı birimler aktiviteler planlayacak, bölgelerindeki spor tesisleri ile işbirliği yapacak. ‘’Yaşam Boyu Sağlık’’ felsefesinden hareket edilerek bütün personelin bina uyumlu hale getirilmesi sağlanacak. Genelge doğrultusunda, görevli personel her ay rutin kilo ölçümü ile altı aylık periyotla kan tahlili, ağız-diş sağlığı taramasından geçirilecek. Emniyet teşkilâtında görev yapan personel arasında yer alan eğitimli veya lisanslı sporcu konumunda çalışanlar tesbit edilip, bölge kuruluşlarından destek alınarak işbirliğine gidilecek. Spor aktivitesi sonrasında kişisel temizlik ve hijyen şartlarının programlanması, yaş, sağlık ve diğer faktörlerin bir eğitmen ve sağlık personeli ile koordineli yürütülerek her hangi bir sorun yaşanmamasına özen gösterilecek. |
07.06.2010 |
Bu köye 9 aydır su akmıyor |
Çanakkale’nİn Yenice ilçesine bağlı Bayatlar Köyünde TEDAŞ’a borçların ödenmemesi sebebiyle yaklaşık 9 aydır su akmıyor. Alınan bilgiye göre, ilçeye 30 kilometre uzaklıktaki köyde, yerel seçimlerin ardından göreve gelen Muhtar İ. K. ile ikinci aza M. D, kişisel borçlarından dolayı yargılandıkları dâvâda tutuklandı. Bunun üzerine ihtiyar heyeti istifa etti. Köylünün sorunlarını anlatabileceği hiçbir yetkili kalmadı. İmam Ahmet Altunkaya, kendi imkânlarıyla sorunlara çözüm bulma arayışına girdi. Köylülerden Veli Pala, yaptığı açıklamada, muhtarın cezaevine girmesinin ardından su sorununu çözmek için Yenice’deki TEDAŞ Müessese Müdürlüğüne başvurduklarını söyledi. Yetkililerin kendilerine 12 bin TL borç bulunduğunu söylediğini, bundan dolayı suların kesildiğini öğrendiklerini belirten Pala, girişimlerinden sonuç alamadıklarını ifade etti. İmam Ahmet Altunkaya da 14 aydır köyde görev yaptığını, 9 aydır suların kesik olduğunu bildirdi. |
07.06.2010 |
Gökçeada Havaalanı açılıyor |
‘’Yasak bölge’’de olduğu için uçuşların yapılamadığı Gökçeada Havaalanı, 19 Haziranda sadece ‘’insani uçuşlar’’ için açılacak. Edinilen bilgiye göre, Gökçeada Havaalanına, prefabrik bir terminal binası, apron ve giriş-çıkış noktalarının yapımını tamamlayan DHMİ Genel Müdürlüğü, havaalanını 19 Haziranda açmayı planlıyor. Gökçeada Havaalanında çalışacak DHMİ personelinin görevlendirilmesi konusunda da sona gelindi. Yetkililer, ‘’yasak bölge’’de olan Gökçeada’da yer alan havaalanının sadece insanî uçuşlar için kullanılacağını kaydetti. Bu arada, inşaat işleri tamamlanan Balıkesir Körfez Havaalanı 19 Haziranda sivil uçuşlara tekrar açılacak. 1997 yılında hizmete açılan Balıkesir Körfez Havaalanı, Demiryolları, Limanlar ve Havameydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan pist uzatma ve bin metre karelik küçük terminal binası inşaatı dolayısıyla geçen yıl uçuşlara kapatılmıştı. Ayrıca, 11 Haziranda Kars Havalimanına yapılacak yeni terminal binasının ve 12 Haziranda da Iğdır Havaalanının temeli atılacak. |
07.06.2010 |
Cenaze yıkama aracını yayla evi yaptı |
Sİvas’In Hafik ilçesinde belediyeden ihale yoluyla satın aldığı eski cenaze yıkama aracında bazı değişiklikler yapan bir çiftçi, aracı yayla evi olarak kullanıyor. Alınan bilgiye göre, Hafik’te çiftçilikle uğraşan, evli, 4 çocuk babası Hüseyin Öztürk (42), yaklaşık 3 ay önce Hafik Belediyesi tarafından ihale ile satışa çıkarılan eski cenaze yıkama aracını bin 500 liraya satın aldı. Aracın içerisinde çeşitli değişiklikler yapan Öztürk, ranza, mutfak rafı, lavabo, soba, televizyon gibi ev gereçlerini kurduğu aracını ilçe yakınlarındaki Çukurlar mevkiinde araziye park ederek, yayla evi olarak kullanmaya başladı. Öztürk, televizyon ve diğer elektrikli ev aletlerinin ihtiyaç duyduğu elektriği de traktörünün aküsüne bağladığı cihaz sayesinde temin etti. Büyükbaş hayvanlarını da aracın olduğu bölgeye götüren Öztürk, su ihtiyacını ise 3 tonluk tank ile ilçeden getirdiği suyla karşılıyor. Hayvanlarının kaldığı yeri çitle çeviren Öztürk, burayı lamba ile aydınlatarak hayvanlarını kurt ve diğer vahşi hayvanların saldırısına karşı korumaya çalışıyor. Hüseyin Öztürk, belediyeden cenaze aracının ihaleye çıktığını belirterek, ‘’Yayla evi yapmak için aldım, çalışır vaziyette getirdim, içini dizayn ettim. Televizyonunu, yataklarını, sobasını kurdum. Şu anda yayla evi olarak kullanıyoruz, her şey mevcut. Traktörün aküsüne bağladığım bir cihaz elektriği 220 volta çeviriyor, bu sayede televizyon izleyebiliyoruz. Lambayı sabaha kadar açık bırakıyorum, bazen kurtlar ve ayılar geliyor, hayvanları bununla koruyorum’’ diye konuştu. |
07.06.2010 |