Kültür-Sanat

Kapadokya’nın yükselen değeri: AKSARAY

KAPADOKYA'NIN batıya açılan kapısı olarak nitelendirilen Aksaray’ın Güzelyurt ilçesindeki Ihlara ve Manastır Vadisi ile Aksaray Müzesi’nin ziyaretçi sayısının arttığı bildirildi.

Aksaray Müzesi Müdür Vekili Fahri Ayçin, Kapadokya bölgesinde yer alan Aksaray’ın turizme açık ören yerlerinde ziyaretçi sayısının artmaya devam ettiğini söyledi. Aksaray’ın çok önemli turizm potansiyeline sahip olduğunu belirten Ayçin, ‘’Dünyaca ünlü Ihlara Vadisi, Anadolu’nun en büyük hanı Sultanhanı, Kapadokya’nın ilk köy yerleşmesi Aşıklı Höyük, mumyalarıyla ünlü Aksaray Müzesi, peri bacaları, katedrali ve yer altı şehirleriyle Aksaray, Kapadokya’nın önemli bir parçasıdır’’ dedi. Ihlara Vadisi’nin tabiat, tarih ve san’at olgusunu bir arada bulunduran dünyanın ender alanlarından biri olduğunu kaydeden Ayçin, Ihlara Vadisi’nin Aksaray’da en fazla ziyaret edilen ören yerlerinden biri olduğunu ifade etti.

Ayçin, 14 kilometre uzunluğunda, yer yer 100-120 metre derinliğe ulaşan Ihlara Vadisi’ni 2009 yılında 223 bin 450 turistin ziyaret ettiğini belirtti. Güzelyurt Belediye Başkanı Kudret Özeş de, dünyaca ünlü Ihlara Vadisi’ne benzerliğiyle ünlenen Manastır Vadisi’nin de turistlerin akınına uğradığını söyledi. Özeş, Manastır Vadisi’nin önümüzdeki yıllarda Kapadokya’da adından en çok söz ettiren ören yerlerinden biri olacağını sözlerine ekledi.

07.06.2010

Semaya evrensel ilgi

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak 1990 yılında kurulan Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu, 120 günü yurt dışında olmak üzere yılda 300 gün konser ve sema gösterisi gerçekleştiriyor, Amerika’dan Avustralya’ya kadar 4 kıtada Mevleviliğin ve Türk kültürünün elçiliğini yapıyor.

Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu Müdürü ve ses sanatçısı Ömer Faruk Belviranlı, konser ve sema programı sebebiyle geldiği Adana’da, 1990 yılında kurulan topluluğun, o günden bu yana Türk kültürü, anane ve örfünü, tasavvuf musikisi ve semayı yurt içinde ve dışında aslına uygun şekilde tanıttığını kaydetti. Bu kapsamda, yılın 300 gününü konser ve gösterilerle geçirdiklerini ifade eden Belviranlı, ‘’Kalan 65 günde de Konya’da çalışıyoruz. Ayda en az iki kez yurt dışında konser ve gösteri gerçekleştiriyoruz. Yani yaklaşık 120 gün de yurt dışındayız. Yurt dışından, yurt içine göre daha çok talep almaktayız. Müslüman ülkelerden çok, Hristiyan ülkelerden talep alıyoruz. Arap ülkelerinden gelen talep, oranlama yaparsak yüzde 5 civarında’’ dedi.

MEVLÂNÂ’YA BÜYÜK İLGİ VAR

BELVİRANLI yurt dışında semaya ve tasavvuf müziğine ilginin çok daha fazla olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ‘’Hz. Mevlânâ, Mevlevilik, hoşgörü, sevgi ve ‘gel’ çağrısına büyük ilgi ve alâka var. Bugüne kadar gitmediğimiz Batı ülkesi kalmadı. Avustralya’dan ABD’ye, Japonya’dan Güney Kore’ye kadar batı ve doğudaki ülkeleri dolaştık, hatta bazılarına birkaç kez gittik. Mevlânâ’yı ve Mevlevîliği çok yoğun araştırmışlar. ABD’de en çok satanlar listesinde Hz. Mevlânâ’nın eserlerinden seçkilerin bulunduğu kitaplar var. Programlarımızda tamamen dolu salonlara hitap ediyoruz. Seyirci tamamen üst düzey bilgi birikimine sahip, Türk müziğinden ziyade, Türk kültürünün en önemli unsurlarından olan Mevleviliği ve onun hoşgörüsünü çok iyi biliyorlar. 2009 yılı Mart ayında ABD’nin 9 eyaletinde yaptığımız programların ardından, o yılki Şeb-i Arus programlarına 41 kişilik ABD’li seyirci topluluğu geldi. Bu da Mevlânâ’nın ve ülkemizin kültürünü tanıttığımızın göstergesi. Aslında Mevlânâ’yı biz tanıtmıyoruz, o bizi ve kültürümüzü tanıtıyor.’’

Yurt dışında gerçekleştirdikleri programların ardından, 1-1,5 saatlik soru maratonunun başladığını belirten Belviranlı, ‘’Programdan sonra yoğun ilgiyle karşılaşıyoruz. Seyircilerin sorularını gücümüz ve bilgimiz yettiğince cevaplamaya çalışıyoruz. Bizden fotoğraf, imza, CD ve kitap istekleri oluyor, bunları da mümkün olduğunca karşılıyoruz. Son olarak Avustralya ve ABD’den birer kişi gelip, bizden sema eğitimi almak istedi. Biz eğitim müessesesi olmadığımız için ilgili yerlere yönlendirdik’’ dedi.

07.06.2010

7 İklim 5 Şehir

KÜLTÜREL birikimi, tarihî ve tabiî güzellikleri ile Ortadoğu’nun en renkli şehirleri arasında gösterilen Gaziantep, Bağdat, Şam, Amman ve Beyrut’un kültürel ve turistik faaliyetlerin karşılıklı olarak geliştirilmesi hedefleniyor.

Gaziantep Valiliği koordinasyonunda hazırlanan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylanan ‘’Kültür ve Turizmde Marka Kent Gaziantep Eylem Planı 2010-2014’’ kapsamında, ‘’Yedi İklim Beş Şehir’’ projesi gerçekleştirilecek. Ortak bir kültür mirasının sahibi Gaziantep, Bağdat, Şam, Amman ve Beyrut arasında çalışmalar yapılarak, bir kültür ve turizm havzası oluşturulması amaçlanıyor. Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürü Salih Efiloğlu, Gaziantep’in ticaret ve sanayide bir marka olduğunu, son yıllarda turizm sektöründe büyük ivme kazandığını ifade ederek, komşu ülkelerle olan dostane ilişkilerin Gaziantep’i batının doğu, doğunun batı kapısı konumuna getirdiğini söyledi.

Komşu ülkelerle ticarî birlikteliği turistik ve kültürel birlikteliğe de dönüştürecek büyük potansiyel bulunduğunu vurgulayan Efiloğlu, şöyle dedi: ‘’Artık dünyada hiç kimse tek başına bir şey yapamıyor. Markalaşmak önemli. Bu yakın ve uzak komşularla birlikte olacak. Vizelerin kalkması, dünyadaki yeni gelişmeler, Ortadoğu ile Türkiye’nin politik ve stratejik olarak birlikte hareket etmesi bizim işimizi kolaylaştırdı. Gaziantep, Bağdat, Şam, Amman ve Beyrut tam bir kültür vadisi. Buralar zaten en eski yerleşim medeniyetleri. Bölge zengin turizm çeşitliliğine rağmen yeterince tanıtılamıyor. Bölge çapında ortak değerlere yönelik farkındalık oluşması için kültürel ve turistik çalışmaların desteklenerek geliştirilmesi, sektörel bazda çeşitliliğin arttırılmasına ihtiyaç duyuluyor.’’

07.06.2010

‘İklim Değişikliği: Sonuçlar’ sergisi

İKLİM değişikliğinin dünyadaki yıkıcı etkilerini dokuz belgesel fotoğrafçısının objektifinden yansıtan ‘’İklim Değişikliği: Sonuçlar’’ sergisi açıldı.

Galatasaray Meydanı’nda, Galata Fotoğraf Akademisi organizasyonuyla, Dünya Çevre Günü faaliyeti olarak gerçekleştirilen sergide, 100 fotoğraf yer alıyor. İzlenime sunulan fotoğraflarda açlık, hastalık, çatışma, zorunlu göç, geçim sıkıntısı ve insan hakları ihlâlleri anlatılıyor. İklim değişikliğinin sebeplerini, insanî sonuçlarını ve çevre sorunlarının acilen ele alınması gerektiğini de vurgulayan sergi, ilk olarak 2009’da Kopenhag’da BM İklim Zirvesi sırasında san'atseverlerle buluştu. Hem iç hem de dış mekânlarda gösterilmek üzere çıktığı dünya turunda İstanbul’a da gelen sergi, Nikon Avrupa, Uluslar arası Greenpeace, Beyoğlu Belediyesi ve Hollanda Başkonsolosluğu tarafından da destekleniyor. Açılışına, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Hollanda’nın İstanbul Başkonsolosu Onno Kervers ve Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Uygar Özesmi ile çok sayıda san'atseverin katıldığı sergi, 20 Hazirana kadar ziyaret edilebilecek.

07.06.2010