Aile-Sağlık |
Sıcaklar artıyor, dikkatli olmak gerek SICAKLARIN aşırı yükselmesi sonucu geçtiğimiz yıllarda Avrupa ülkelerinde ve ABD’de binlerce insanın hayatını kaybettiğini hatırlatan Memorial Ataşehir Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Prof. Dr. Birsel Kavaklı, “Aşırı sıcakların sağlığımızı olumsuz etkilememesi için bir dizi bireysel önlem alınması gerekiyor” dedi ve bu önlemleri şöyle sıraladı: “Yaz aylarında sıkça karşılaşılan güneş çarpması, sıcaklığın yükselmesi ile önemli bir tehlike olarak karşımıza çıkar. Yüksek ateş, terleyememe, komaya kadar giden sinir sistemi bozuklukları, halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, bulantı, nabız hızlanması ilk belirtiler olabilirken, algılama ve koordinasyon yeteneğinin bozulması, görme netliğinde bozulma, göz çukurlarının belirginleşmesi, bilincin kaybolması ileri belirtilerdir. Bu durumlarda derhal bir sağlık merkezine başvurulmalıdır.
YAZ AYLARINDA BOL SIVI ALINMASINA DİKKAT EDİLMELİ
Hava sıcaklığının yüksek olduğu günlerde aşırı egzersizden kaçınılmalıdır. Açıkta çalışmak zorunda olanlar mümkün olduğunca güneş altında korunmasız kalmamaya, sık sık bol sıvı ve mineral almaya dikkat etmelidirler.
ÖĞLE SAATLERİNDE DIŞARI ÇIKMAYIN
GÜNEŞ ışınlarının uzun vadede deri kanserlerine neden olabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle özellikle güneş ışınlarının dik olarak geldiği saatlerde korunulmalı, bunun için gerekirse koruyucu kremler kullanılmalıdır. Özellikle çocuklar, yaşlılar, hamileler, kalp, şeker ve tansiyon hastaları zorunlu olmadıkça sıcaklığın en belirgin olduğu 11.00_15.00 saatleri arasında dışarıya çıkmamalıdır. nBol su ve sulu gıdaların tüketilmesi gerekmektedir. Sindirimi kolay hafif besinler tercih edilmeli, günde en az 2-2.5 lt su tüketilmeli, gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Çok sıcak havalarda ve aşırı egzersiz durumlarında bu miktar artırılabilir. Susamamış olsanız bile su içilmelidir, susamak vücudun su ihtiyacını belirten güvenilir bir işaret değildir. nKalp hastalığı veya hipertansiyonu olanlar dışında gıdalarla tuz alımı arttırılmalıdır. Tuz kısıtlaması yapmak zorunda olanlar ise sıvı ve tuz kaybı konusunda dikkatli olmalıdırlar. nHava sıcaklığının yüksek olduğu günlerde aşırı egzersizden kaçınılmalıdır. Açıkta çalışmak zorunda olanlar mümkün olduğunca güneş altında korunmasız kalmamaya, sık sık bol sıvı ve mineral almaya dikkat etmelidirler. nKıyafet seçimi doğru yapılmalı, hafif, teri emen, ince, pamuklu, bol giysiler giyilmelidir. Geniş kenarlı şapkalar güneş ışınlarından korunmada yararlı olabilir. Ayaklarda mantar oluşumunu engellemek için pamuklu çoraplar giyilmeli, ayaklar her gün yıkandıktan sonra iyice kurulanmalıdır. nSıcak havalarda serinlemek için duş almak iyi bir seçenek olacaktır. Böylelikle kişi hem ferahlamış hem de sıcak havanın olumsuz etkilerini üzerinden atmış olur. Duş alma süresi için 5 dakika yeterlidir.” |
05.06.2010 |
Şişmanlık, hastalığa davetiye çıkartıyor BAYINDIR Hastanesi Kavaklıdere Sağlıklı Zayıflama Merkezi’nden Dahiliye Uzmanı Dr. Mücahit Altuntaş, şişmanlığın en az 15 çeşit hastalığı kolaylaştırdığını bildirdi. Şişmanlığın damar hastalıkları, solunum problemleri ile meme, kalın bağırsak rektum kanseri gibi kanser türlerini artırdığını ifade eden Dr.Altuntaş, “Şişmanlık en az 15 çeşit hastalığı kolaylaştırıyor. Şişmanlıkta asıl sorun sağlıksız bol kalorili şekerleme ve yağlı ürünlerin tüketim kültürüyle birlikte kolay ulaşılabilir hale gelmesinden kaynaklanmaktadır” dedi. Şişmanlığın psikolojik sorunlardan diyabet, kısırlıktan kalp rahatsızlıklarına kadar birçok hastalığa sebep olduğunu aktaran Altuntaş, “Şişmanlık birçok hastalığa neden olduğu gibi kendisi de bir hastalıktır. Özellikle son yıllarda çocuklarda yanlış beslenmeden kaynaklanan şişmanlığa rastlanmaktadır. Bilinçli bir şekilde şişmanlıktan kurtulmanın çareleri aranmalıdır” dedi.
Vücudun yağ dengesinde oluşan bozulmaların neden olduğu şişmanlığın yaşam kalitesini bozduğunu, bunun yanı sıra birlikte görülen hastalıklar nedeniyle erken yaşta ölümlerin söz konusu olduğunu vurgulayan Altuntaş, “Fiziksel ve estetik görünüm bozukluğu dolayısıyla başarısızlık, ortama uyamama gibi sorunları da beraberinde getirmekte, hatta psikolojik rahatsızlıklara bile neden olabilmektedir” diye konuştu. Altuntaş, tip 2 diyabet, hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp yetmezliği, felçler, üreme ile ilgili hastalıklar, kanserler, safra kesesi hastalıkları, solunum sistemi hastalıkları, eklem problemleri, ürik asit yüksekliği, reflü hastalığı ve idrar kaçırmanın şişmanlıkla birlikte olabilecek hastalıklar olduğuna değindi. Tip 2 diyabetiklerin yüzde 80`inin şişman olmasının tesadüf olmadığına işaret eden Altuntaş, yine ideal kilonun yüzde 20`sinin üzerine çıkıldığında hipertansiyon gelişme riskinin de 8 kat arttığına dikkat çekti. |
05.06.2010 |
Bizi hayvanî gıdalar zehirliyor DENİZLİ Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Mehmet Ali Uzakgider, gıda zehirlenmelerinin yüzde 90’ının hayvani gıdalardan kaynaklandığını söyledi. Uzakgider, hava sıcaklığının artmasıyla birlikte gıda zehirlenmelerinin insan sağlığı açısından büyük risk oluşturduğunu bildirdi. Yaz aylarının gelmesiyle düğün dernek gibi toplu etkinliklerin yapıldığı yerlerde gıda zehirlenmelerinin daha fazla yaşandığını ifade eden Uzakgider, şunları kaydetti: ‘’Zehirlenme vakaları bireysel tüketimlere bağlı olabileceği gibi asıl büyük tehlike yaz tatiliyle birlikte sayıları artan düğün, dernek gibi şölenlerde toplu tüketime bağlı oluşabilecek toplu gıda zehirlenmeleridir. Gıdaların üretiminden itibaren soframıza gelinceye kadarki sürecin iyi kontrol edilmesi ve denetim altında tutulması gerekmektedir. Özellikle çabuk bulaşan ve bozulma riski taşıyan hayvansal gıdalarda hijyen kurallarına ve soğuk zincire mutlaka uyulmalıdır.’’ |
05.06.2010 |
Domuz gribi hâlâ tehdit DÜNYA Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Margaret Chan, virüsün en aktif olduğu döneminin geride bırakılmasına rağmen domuz gribinin, hâlâ bir salgın olduğunu söyledi. Margaret Chan, Cenevre’de uluslararası grip uzmanlarının iki gün süren toplantısının sonunda yaptığı açıklamada, domuz gribi salgınının sona erdiğini ilan etme kararının, Temmuz ayı ortasında yeniden görüşüleceğini belirterek, domuz gribinin, hala bir salgın olduğunu bildirdi. Toplantıda uzmanların, Chan’e küresel salgın alarmı seviyesiyle ilgili tavsiyede bulundukları belirtildi. Domuz gribi salgını alarm seviyesi şu anda en yüksek olan 6. seviyede bulunuyor. Alarm seviyesinin, virüsün etkinliği azalmaya devam ederse düşürülmesi olası görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, domuz gribi hastalığına neden olan H1N1 virüsü, 2009 Nisan ayında salgının patlak vermesinden bu yana dünya genelinde 18 bin 114 kişinin ölümüne neden oldu. |
05.06.2010 |
Şekerli içeceklere yaklaşmayın! ABD’de yapılan bir araştırma, meşrubat ve şekerli içecek tüketimi ile yüksek tansiyon arasındaki şaşırtıcı bağlantıyı ortaya koydu. Sonuçları tıp dergisi Circulation’da yayınlanan ve Louisiana eyalet üniversitesine bağlı New Orleans Sağlık Bilimleri Merkezi tarafından yapılan araştırmada, günde sadece bir bardak daha az şekerli içecek tüketerek bile insanların tansiyonlarını düşürebilecekleri belirlendi. Araştırmanın başında yer alan halk sağlığı Doçenti Liwei Chen, şekersiz içecek tüketimi veya kafein alımı ile tansiyon rahatsızlığı arasında bir bağlantı bulamadıklarını belirterek, insanların sıkça şüphelendiği kafeinin değil, aslında şekerin yüksek tansiyona yol açabilen bir besin kaynağı olabileceğini kaydetti. Araştırmada, 810 yetişkinin beslenme rejimleri ve tansiyonları 18 ay süreyle gözlendi. Araştırmada, tansiyonları risk faktörü oluşturmaya başlayan deneklerde, günlük şekerli içecek tüketimi bir bardak azaltıldığında büyük tansiyonun 1,8 mm Hg, küçük tansiyonun da 1,1 mm Hg düştüğü görüldü. Dr Liwei Chen, araştırma sonucuyla ilgili olarak, “Beslenmenizde şeker miktarını azaltarak, aldığınız kaloriyi de azaltabilir ve kilo verebilirsiniz. Ama kilosu değişmeyenlerde şekerli meşrubat tüketimini azaltmanın tansiyonu da düşürdüğünü gördük” diye konuştu. ABD’de obezitenin en büyük suçlularından birisi olarak kabul edilen meşrubat ve şekerli içeceklerden yetişkinler günde ortalama 0,8 litre tüketiyorlar. |
05.06.2010 |
Alerjinin faydası var! AMERİKAN Alerji, Astım ve İmmünoloji Kolejinin bilimsel dergisi “Alerji, Astım ve İmmünoloji Annals”da yayımlanan araştırmada, Kanadalı bilim adamları, hiperaktif bir bağışıklık sisteminin, organizmanın olası zararlı hücrelere karşı kendini koruma ve bu hücreleri yok etme kapasitesini artırabileceğini, bu sayede de kanser veya tümör oluşması riskini azalttığını ortaya koydu. Mariam El-Zein ve ekibinin yürüttüğü 7 yıl süren araştırmada, 3300 tümörlü erkek hasta ile 500 sağlıklı yetişkinden oluşan bir kontrol grubu gözlem altında tutuldu. El-Zein, araştırmalarının sonunda astımlı erkeklerin mide kanseri, egzaması olanların ise akciğer kanserine yakalanma risklerinin diğerlerine göre çok daha düşük olduğunu tespit ettiklerini belirterek, “Alerjik koşulların neden kanser riskini azalttığını tam olarak açıklayamıyoruz, ancak bu araştırma umut verici” diye konuştu. Alerji uzmanı Jonathan Bernstein de gelecekte, bu ilişkinin ve bağışıklık sisteminin kanser riskini azaltmaktaki rolünün araştırılmaya devam edeceğini umduklarını söyledi. Araştırma İtalyan La Stampa gazetesinde yayımlandı. |
05.06.2010 |
Sigarasız bir dünya için yürüdüler NEVŞEHİR'DE öğrenciler sigarasız bir dünya için yürüdü. Dünya Sigarasız Haftası nedeniyle düzenlenen yürüyüşe katılanlar pankartlar ve sloganlarla sigara içenleri bırakmaya davet etti. Nevşehir Cumhuriyet İlköğretim Okulu ve Sağlık İl Müdürlüğü’nce bu yıl sekizincisi düzenlenen yürüyüş için Borsa Kavşağı’nda toplanan 500 civarındaki öğrenci, öğretmen, sağlık çalışanları ve vatandaşlardan oluşan grup, Atatürk Bulvarı boyunca yürüdü. Yürüyüş boyunca sigara aleyhine sloganlar atan, taşıdıkları pankartlarla sigaranın olumsuz etkilerini anlatan öğrencilerin hakim olduğu kalabalık yolda sigara içenleri de uyardı. Ellerinde ‘sigarayı dışla, hayata yeniden başla’, ‘sevginin boşluğunu sigara ile doldurmayın’, ‘haydi el ele sigarasız günlere’ pankartları taşıdı ve ‘sigarasız bir dünya için el ele’ sloganları attı. Yürüyüşün son durağı olan Nevşehir Valiliği önünde düzenlenen törende konuşan Sağlık İl Müdürlüğü Ruh Sağlığı ve Sosyal Hastalıklar Şube Müdür Vekili Dr. Sercan Coşğun, sigaranın zararlarının anlatılamayacak kadar zor olduğunu söyledi. Sigara kullanımının halk sağlığı açısından ciddi sonuçları olan küresel bir sorun olduğuna dikkatleri çeken Coşğun, sigara tüketiminin ve sigara dumanına maruz kalmanın; ölümlere neden olduğunu söyledi. Coşğun, günümüzde başlıca tetikleyicisi sigara kullanımı olan kanserden ölen kişi sayısının yılda 7 milyon, yeni vaka sayısının ise 11 milyon olduğunu, 25 milyon insanın ise kanserle yaşamakta olduğu bilgisini verdi. |
05.06.2010 |