Güncel |
Enerji yasaları sil baştan |
Enerjı sektöründe ihtiyaçlar doğrultusunda 9 yasa birden değiştirilecek. Elektrik, doğalgaz, petrol ve LPG piyasası yasalarının yanı sıra, madencilik, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve enerji bakanlığı teşkilât kanunları yeniden yazılıyor. Enerji piyasasını belirleyen temel yasalarda önemli değişiklikler kapıda. Sektörle ilgili 9 yasa değişecek. Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılacak değişiklikle ön lisans uygulaması başlatılacak. Mevcut sistemde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan lisans alan şirketler, gerekli yatırımı yapıp, üretim faaliyetlerine geçmeyebiliyorlardı. Yeni yasayla, yatırım fiilen başlayana kadar şirketler sadece ön lisans sahibi olabilecek. Doğalgaz Piyasası Yasası da değişiyor. Yeni düzenlemede özel sektörün beklediği bir müjde de var: İthalatta tam serbestlik hedefleniyor. Yetkililerden alınan bilgiye göre, BOTAŞ’ın ithalat anlaşması olan Rusya, İran, Azerbaycan, Cezayir, Nijerya’dan özel sektör de gaz getirebilecek. Halen doğalgaz arzında BOTAŞ piyasanın yaklaşık yüzde 90’ına sahip, ithalat serbestisi ile bu oranın aşağı çekilmesi mümkün olacak. Petrol Piyasası Kanunu’nda yapılacak değişiklikle akaryakıt bayilerinin EPDK değil, valiliklerden lisans almasının önü açılacak. Böylece meselâ Diyarbakır’daki bir bayi, lisans için Ankara’nın yolunu tutmayacak. çevreci yöntemlerle üretim hedefleyen yenilebilir enerji yasası üzerindeki çalışmalar da sürüyor. Yasa taslağında rüzgâr, güneş ve su kaynaklarıyla üretimin teşviki öngörülüyor. Her bir yöntem için farklı rakamlarda alım garantileri gündemde. Bakanlık teşkilat yasası da yine mercek altında. Etüd idaresi, enerji verimliliği kurumuna dönüştürülecek. Devlet Su İşleri’nin yeniden Enerji Bakanlığı’na bağlı olması da tartışılıyor. Maden kanunu halen TBMM’de ilgili komisyonda ele alınıyor. Enerji Bakanlığı, diğer 8 tasarının da Haziran ayında ilgili komisyonda görüşülmeye başlanmasını hedefliyor, genel kurul aşaması ise yeni yasama dönemine kalabilir. |
26.05.2010 |
TRAFİK KAZALARI DA ÇOĞALDI |
Güne Antalya'da bir tur otobüsünün Aksu Çayına düşmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında 16 kişinin öldüğü ve 25 kişinin yaralandığı haberiyle başlayan Türkiye'de, gün boyunca birçok yerde yaşanan yeni trafik kazalarında onlarca kişi yaralanırken, daha tatil sezonu açılmadan kazaların niye bu kadar arttığı sorusuna cevap aranıyor. İKAZLAR DİKKATE ALINMADI
Maden kazalarıyla ilgili olarak Maden Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Torun, 5 ayda meydana gelen üç grizu patlamasında 66 işçinin vefat ettiğini hatırlatarak, “Bu durum, yeterli önlem alınmadığını gösteriyor. Biz 'Patlamalar, göçükler, boğulmalar, ölümler olabilir, denetimler arttırılmalı, önlemler alınmalı' dedik, ama olmadı” dedi.
Antalya’da feci kaza: 15 ölü 26 yaralı
Antalya’nin Aksu ilçesinde sürücüsünün uyuduğu tahmin edilen tur otobüsünün dereye uçması sonucu meydana gelen kazada, 16 kişi öldü, 25 kişi de de yaralandı. İçerisinde turistlerle bir rehberin bulunduğu Hikmet Yılmaz yönetimindeki tur otobüsü, 36 yetişkin, 4 çocuk, 1 bebek olmak üzere 41 yolcusuyla Alanya’dan Pamukkale’ye gidiyordu. 41 DP 006 plakalı tur otobüsü, dün sabah saat 05.00 sıralarında Aksu Köprüsünde yoldan çıkarak, yaklaşık 15 metreden içinde çok az su bulunan dereye uçtu. Kazanın şoförün uyumasından kaynaklandığı belirtildi. Köprü üzerindeki bariyerleri devirerek dereye uçan otobüs hurda yığınına döndü. Olayın duyulmasının ardından çok sayıda ambulans ve kurtarma ekibi olay yerine sevk edildi. Kazada, araç sürücüsü Hikmet Yılmaz, Rusça kokartlı rehber Mustafa Günel ile 14 Rus turist öldü. Olay yerinde bulunan Antalya Vali Yardımcısı Mehmet Seyman, “Talihsiz bir kaza. Çok üzüldük. Şu anda dikkatsizlik gibi görünüyor. Otobüs köprü korkuluk demirine vurmuş, yaklaşık 50 metre korkuluk demirini kopardıktan sonra dereye uçmuş” diye konuştu. Öte yandan, otobüsten yaralı çıkarılan turistler, çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı. Kazayla ilgili bilgi almak üzere Antalya’ya giden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, hastanelerde yaralıları da ziyaret etti. Kazayla ilgili açıklama yapan Antalya Rehberler Odası (ARO), "Benzer olayların çok sık tekrarlanması, gerekli tedbirlerin ve uyarıların dikkate alınmadığının göstergesidir.” açıklamasını yaptı.
Otobüs tırla çarpıştı: 26 yaralı
Gazİantep’te meydana gelen trafik kazasında, 26 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) otoyolu Gaziantep Narlı Kavşağı 40. kilometrede, Abdulbaki Yeşilyurt (52) yönetimindeki 34 LSS 30 plakalı yolcu otobüsü, Ecevit Ulucay yönetimindeki 73 SV 256 plakalı çimento yüklü tırla çarpıştı. Kazada, otobüste bulunan ve aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 26 yolcu çeşitli yerlerinden yaralandı. Kahramanmaraş ve Gaziantep’ten kaza yerine gelen çok sayıda 112 Acil Servis ekipleri, yaralıları Gaziantep ve Kahramanmaraş’taki çeşitli hastanelere kaldırdı. Kaza yapan otobüsün yolcularının, Mersin’den Siirt’e gitmek üzere yola çıktıkları öğrenildi. Yetkililer, kazayla ilgili soruşturmanın sürdürüyor. |
26.05.2010 |
Hakkâri’de 1 terörist teslim oldu |
HakkÂrı’de bir teröristin önceki gün teslim olduğu bildirildi. Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruda, “Bölücü terör örgütünden kaçan bir terörist, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesinde güvenlik güçlerine teslim oldu” denildi. Teröristle birlikte; bir kaleşnikof piyade tüfeği, beş kaleşnikof piyade tüfeği şarjörü, 149 kaleşnikof piyade tüfeği mermisi, iki el bombası, bir el dürbünü ele geçirildiği bildirildi. |
26.05.2010 |
Diyarbakır’da albaya balyoz sorgusu |
‘Balyoz Planı’’ iddiaları soruşturması kapsamında Diyarbakır’da görev yapan Kurmay Albay M.T’nin talimatla ifadesi alındı. İfade, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Alınan bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen yazıda, ‘’Balyoz Planı’’ iddiaları soruşturması kapsamında Kurmay Albay M.T’nin talimatla ifadesinin alınması istendi. Özel yetkili Cumhuriyet Savcısı, tarafından dinlenen Kurmay Albay M.T’nin ifadesi soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Aynı soruşturma kapsamında 12 Mayıs 2010 günü Diyarbakır, Mardin ve Şırnak’ta görevli 3 muvazzaf albayın ifadesi talimatla alınmıştı. |
26.05.2010 |
5 ayda 66 işçi göçük kurbanı |
Bursa, Balıkesir ve Zonguldak’ta yaklaşık 5 ayda yaşanan 3 maden ocağı kazasında 66 kişi vefat etti. Yerin metrelerce altında güç şartlar altında çalışarak evine ekmek parası götürmek isteyen binlerce maden işçisinden 66’sı, Aralık-Mayıs döneminde evine dönemedi. Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde, 10 Aralık 2009’da maden ocağında meydana gelen göçükte 19 işçinin ölmesinin acısı tazeliğini korurken, Balıkesir’in Dursunbey ilçesinden yürekleri burkan benzer bir kaza meydana geldi. Dursunbey’de, 23 Şubat’taki grizu patlaması sonucu 17 işçi vefat etti. Bu iki elim kazanın ardından, kısa süre önce Zonguldak’ta grizu patlaması dolayısıyla, 28 işçi öldü. 2 işçiye ise hâlâ ulaşılamadı. Bu kazayla birlikte Bursa, Balıkesir ve Zonguldak’ta 5 ayda 66 işçi, kömür ocağında can verdi. Konuyla ilgili açıklama yapan TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun, “Yılda ortalama 50-100 kişinin yaşamını yitirdiği maden ocağı kazalarında, 5 ayda 66 işçinin hayatını kaybetmesi, yeterli önlemlerin alınmadığını gösteriyor” diye konuştu. |
26.05.2010 |
UNICEF: Çocukları PKK’dan kurtarmalıyız |
Berlıngske Tidende gazetesi PKK kamplarında eğitilen çocukların fotoğraflarını yayınladı. Danimarka hükümeti, bir gazetenin Roj TV’yle PKK bağlantısının hasıraltı edildiğini ortaya koyan haberinin ardından zor durumda kaldı. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF de, PKK kamplarında silah eğitimi alan çocukları örgütten almak için harekete geçti. Danimarka Parlamentosu Hukuk Komisyonu Başkanı Peter Skaarup, hükümetin halka hesap vermesini istedi. Danimarkalı parlamenter, “Polis ve savcı uzun süredir PKK-Roj TV bağlantısıyla ilgili yeterli delil olmadığını öne sürüyordu. Oysa yeterli delil olduğu görülüyor” dedi. UNICEF’in Danimarka temsilcisi de, çocukların militan olarak kullanılmasının çocuk konvansiyonuna aykırı olduğunu bildirdi ve örgütün elinden alınmaları için girişim başlattı. Roj TV davasına bakan savcıysa, haberi yalanladı ve delilleri değerlendirdiklerini savundu. Berlingske Tidende gazetesi haberinde PKK kamplarında çocuklara ve Roj TV çalışanlarına da silah eğitimi verildiğini ve polisin PKK ile Roj TV bağlantısını gösteren belgeleri bir yıldır elinde saklı tuttuğunu yazmıştı. |
26.05.2010 |
Bardakoğlu: Çocukları erken yaşta Kur’ân öğretimine teşvik etmeli |
Dıyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, bütün velilere çocuklarını erken yaşta Kur’ân öğretimine teşvik etmeleri tavsiyesinde bulundu. Bardakoğlu, Trabzon İl Müftülüğü’nü ziyaretinden basın mensuplarının sorusu üzerine yaptığı açıklamada, yaz dönemi için Kur’ân kurslarının tam kapasite hizmete hazır olduğunu söyledi. Bütün velilere çocuklarını erken yaşta Kur’ân öğretimine teşvik etmelerini isteyen Bardakoğlu, “Bu anne-babanın en önemli görevlerinden biridir. Bütün camilerimiz ve Kur’ân kurslarımız da bu göreve hazır” diye konuştu. İl Müftüsü Veysel Çakı ve diğer yetkililerle bir süre görüşen Bardakoğlu, daha sonra Rize’ye gitti. |
26.05.2010 |
Cizre'de 46 köye çocuk parkı |
Şirnak’in Cizre ilçesinde ‘’Haydi Çocuklar Oyuna’’ projesi kapsamında 46 köye oyun parkı yapıldı. Köylere Hizmet Götürme Birliği Müdürü Faruk Özervarlı, Cizre Kaymakamlığı ve Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin, Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında bir süre önce ‘’Haydi Çocuklar Oyuna’’ projesini geliştirdiğini, proje kapsamında 46 köyde çocuk oyun parkının kurulduğunu söyledi. Cizre’ye bağlı tüm köy ve mezralarda çocuklarının modern ve sağlıklı ortamlarda oyun oynayabilecekleri alanlar oluşturduklarını ifade eden Özervarlı, 46 park için 255 bin lira harcandığını açıkladı. Köylerdeki alt yapı sorunlarının giderilmesi için büyük çaba gösterdiklerini bildiren Özervarlı, bu yıl içerisinde köylere yönelik sosyal, kültürel ve sportif projeleri uygulamaya geçireceklerini kaydetti. Oyun parklarında doyasıya eğlenen çocuklar, oyun parkının kurulmasından memnun olduklarını belirterek, yetkililere teşekkür etti. |
26.05.2010 |
Medvedev’den taziye mesajı |
Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, Antalya’daki trafik kazasında 16 Rus vatandaşının ölümü dolayısıyla taziye mesajı yayımladı. Rusya Devlet Başkanı Medvedev yaptığı yazılı açıklamada, kazada vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı diledi. Bu arada Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, kazada ölenlerin cenazeleriyle yaralıların ülkeye getirilmesi için Antalya’ya tam teşekküllü bir uçak gönderildiğini duyurdu. |
26.05.2010 |
Kılıçdaroğlu madencilerden oy istedi |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ilk gezisini düzenlediği Zonguldak'ta madencilere seslenerek, ''CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz, siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP'ye destek verin, Türkiye'ye destek verin'' dedi. Kılıçdaroğlu, madencilerden oy istedi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak ziyaretinde madencilere seslenerek, ‘’CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz, siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP’ye destek verin, Türkiye’ye destek verin’’ dedi. Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ta Genel Maden İşçileri Sendikası’nı ziyaret etti. Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu’ya, grizu patlaması sonucu 30 işçinin ölümü sebebiyle duyduğu üzüntüyü aktardı. Kılıçdaroğlu, sendikanın kararlı bir tavır sergilemesini ve taşeronlaştırmaya karşı durması gerektiğini vurguladı. CHP’nin her zaman üreten, katma değer yaratanlardan yana olduğunu, maden ocaklarında gerekli tedbirlerin alınarak ölümlere engel olunması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu konuda politikalar üretilmesinin zorunluluğuna işaret etti. Kemal Kılıçdaroğlu, CHP olarak yerin yüzlerce metre altında kazanan, üreten emekçinin yanında olduklarını belirterek, ‘’Aramızda zaman zaman görüş farklılıkları olabilir ama CHP olarak her zaman üretene, katma değer yaratana destek vereceğiz. Biz de sizden tek bir şey istiyoruz, siz de koşulsuz olarak yanınızda olan CHP’ye destek verin, Türkiye’ye destek verin. Türkiye’yi içinden bulunduğu dar boğazdan el ele vererek çıkaracağız’’ dedi. |
26.05.2010 |
İsrail’e rağmen devam |
İHH Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Filistin’e insanî yardım götürecek gemilerle ilgili, ‘’İsrail, ‘Askerî müdahale yapacağız’ diyor, ancak gemideki insanlar gitmekte kararlı. Onlar bize ‘dur’ diyecekler, ama biz durmayacağız” dedi. Yıldırım: İsrail’e rağmen yolumuza devam edeceğiz
İNSAN Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, Filistin’e insani yardım götürecek gemilerle ilgili, ‘’İsrail, ‘askeri müdahale yapacağız’ diyor, ancak gemideki insanlar gitmekte kararlı. Onlar bize ‘dur’ diyecekler, ama biz durmayacağız, yolumuza devam edeceğiz’’ dedi. Yıldırım, Gazze’ye gidecek olan 9 gemide doktorların, siyasetçilerin, aydınların ve gazetecilerin yer aldığını belirtti. Türkiye’den yola çıkan gemilerin hazır olduğunu söyleyen Yıldırım, Avrupa’dan gelen gemilerin ulaşmasını beklediklerini kaydetti. Gemilerin 27 Mayıs Perşembe günü Antalya’dan hareket edeceğini aktaran Yıldırım: ‘’İsrail, ‘askeri müdahale yapacağız’ diyor, ancak gemideki insanlar gitmekte kararlı. Onlar bize ‘dur’ diyecekler, ama biz durmayacağız, yolumuza devam edeceğiz. Bugün açıkladığımız güzergahta İsrail tatbikat yapma kararı aldı. Uluslararası hukuku çiğniyorlar. Şu ana kadar gördüğümüz kadarıyla İsrail krizi yönetemiyor’’ diye konuştu.
İSRAİL GEMİLERİ ENGELLEME PLANI YAPIYOR
İSRAİL ise gemileri engelleme planları yapıyor. İsrail ordusu, diğer güvenlikle ilgili kuruluşlarla birlikte, Gazze yakınlarındaki Aşdod Limanı’na çekilecek gemiler ve yolcuları için hazırlarken, Aşdod’da bir tutuklama tesisi kuruldu, gemilerin durdurulması operasyonuna da “Gök Rüzgarları” adı verildi. İsrail Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaparak gemilerin “halka yardımla bir ilgisinin bulunmadığını” öne sürdü. Bakanlık sözcüsü Yigal Palmor, “Gazze’ye zorla girmeye çalışan gemiler oradaki halka yardım etmeyecekler” dedi. |
26.05.2010 |
Filistin sorununu çözme zamanı geldi |
DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Filistin’de yıllardır devam eden sorunun çözülmesinin zamanının geldiğini belirterek, “Artık Filistin sorununu çözme zamangı gelmiştir Artık yeter! bölgemizin istikrar refah ve barışa ihtiyacı var” dedi. Türkiye’nin ev sahipliğinde Birleşmiş Milletler (BM) tarafından düzenlenen, “İşgalin Sona Erdirilmesi ve Filistin Devleti’nin Kurulması” temasının ele alındığı “BM İsrail-Filistin Barış Sürecine Destek Uluslararası Toplantısı”nın açılışında konuşan Davutoğlu, “2 tane önemli insan hakkı vardır. Bunlardan biri güvenlik, diğeri de özgürlüktür. Filistin’de bu iki hak da risk altındadır” diye konuştu. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, konuşmasında şunları ifade etti: “Filistin ve İsrail arasında yeni bir barış oluşması gerekiyor. İki devletli çözüme ulaşılması gerekiyor. Bunun için de Filistin’deki devlet kurumlarını güçlendirmeliyiz. Filistin’de milli bir uzlaşma için onların da birleşmesi, ulusal bir uzlaşı içinde hareket etmesinin zamanı geldi. Çok yakında barışa kavuşulduğu zaman bölgede Filistin Devleti’nin de güçlü kurulmalara sahip olması gerekiyor. Filistin Devleti’nin, yarı devlet, yarı topluluk durumunda kalmaması gerekiyor. Bu statüko devam edemez. Bir Filistin devleti olmalıdır. Bu devletin güçlü bir ekonomisi, bölgesel bütünlüğü ve toprak bütünlüğü sürekli olmalıdır. Eğer bunlar gerçekleşmezse, maalesef bölgedeki çalkantı devam edecektir. Biz daimi bir çözüm istiyoruz.” İsrail ve Filistin arasında 3-4 yılda bir barış süreci başladığını ve daha sonra sona erdiğini hatırlatan Davutoğlu, bu sefer barışın sağlanması gerektiğini ifade ederek, “Artık Filistin sorunun çözümünün zamanı gelmiştir. Artık yeter! Bölgemizin refaha ve barışa ihtiyacı var. Refah ve barış içinde yaşayan bir Filistin’e ve diğer halkların yaşadığını yaşayan bir Filistin halkına ihtiyacımız var” ifadesini kullandı. |
26.05.2010 |
Kaçmaz ‘tazminat tüccarlığı’ yapıyor |
SİNCAN 1. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Osman Kaçmaz, kendisi olduğunu iddia ettiği bir karikatür sebebiyle gazetemizin karikatüristi Halil İbrahim Özdabak’a tazminat istemiyle açtığı dâvânın duruşması yapıldı. Karikatüristimiz Özdabak’a “tank üstünde mahkeme kürsüsü” çizdiği için açılan ve düşen ceza davasından sonra, şimdi de 20 bin TL manevi tazminat istemiyle açılan davanın duruşması Sincan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Mahkemede karikatüristimizi Av. Turgut İnal ve Av. Kadir Akbaş temsil etti. Görülen davada hakim duruşmanın 16 Temmuz tarihine bırakılmasına karar verdi. Duruşmada Özdabak’ı savunan Av. Turgut İnal, çizilen karikatürün iddia edildiği gibi doğrudan Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi başkanı Osman Kaçmaz’ı hedef almadığını, karikatürde görülen kişinin Osman Kaçmaz ile fiziksel bir benzerliğinin bulunmadığını, burada kastedilenin militarist hukuk anlayışı olduğunu ve bunun da basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Osman Kaçmaz’ın vekili Av. Baykal Doğan’ın, Vakit gazetesinin bu karikatürü alıntılayarak, çizilen şahsın Osman Kaçmaz olduğunu ispat eder şekilde bir yayın yaptığını iddia etmesi üzerine, Av. İnal, “Başka bir gazetenin müvekkilimin karikatürünü kullanıp yorumlaması müvekkilimizi bağlamamaktadır” şeklinde savunma getirdi.
DÂVÂ NEDEN SİNCAN’DA?
Mahkeme çıkışında sorularımızı cevaplayan Av. Kadir Akbaş da, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın özellikle davayı Sincan’da açmasının etik olmadığını dile getirdi. Akbaş mahkemeye de sunduğu dilekçesinde şu ifadeleri kullandığını belirtti: “Davacı davasını herhangi bir yerde ikame edebilecek iken, özellikle Adalet Komisyonu Başkanı ve Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı sıfatıyla görev yapmakta olduğu Sincan Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ikame etmesini yadırgadığımızı ve etik bulmadığımızı arz etmek istiyoruz”.
ÖZDABAK: BEN MİLİTARİST HUKUKU ELEŞTİRDİM
Av. Akbaş ve Av. İnal ayrıca Halil İbrahim Özdabak’ın mahkemeye yazılı olarak gönderdiği savunmasını da mahkemeye sundu. Savunmada çizerimiz Özdabak’ın şu ifadeleri yer aldı: “21 Mayıs 2009 Tarihinde Yeni Asya gazetesinde yayınlanan bu karikatürü militarist hukuk anlayışını hicvetmek için çizdim. Anayasal bir suç olan darbelerin, yargıyı kullanarak hukukun ve yargı bağımsızlığının saygınlığını nasıl zedelediğini anlatmak istedim. Postmodern Darbe olarak nitelendirilen 28 Şubat Sürecinin başlangıcı haline gelen Sincan’da tankları yürütme eylemini de simge olarak kullandım. Çizdiğim bu karikatürü dâvâ konusu yapan Sayın Hakim Osman Kaçmaz’la tank üzerindeki hukukçu kimliğiyle oturan kişinin bir benzerliği yoktur. Ayrıca dâvâcının görevi gereği verdiği kararların hiçbiri ima yollu dahi olsa bu karikatür karesinde yer almamıştır. Ancak dâvâ iddianamesinde maksadımı aşan yorumlara yer verilmiştir. Tankın istikameti Sincan Bulvarı olduğu halde, Ergen yazan ve başka istikameti gösteren, karikatüre kavşak tabelası görüntüsü vermekten başka bir maksadı olmayan bir tabelayı ‘Ergenekon Bulvarı’ olarak okuyup ve bunun üzerine yapılan yorumlar da benim maksadımı ifade etmemektedir.”
BU TAZMİNAT TÜCCARLIĞIDIR
GAZETEMİZE konuşan Av. Turgut İnal da, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın adeta yağmur gibi tazminat dâvâları açtığını ve bu işi “tazminat tüccarlığına” çevirdiğini belirterek, “Bir yargı mensubunun ‘basın özgürlüğüne karşı savaş açmışcasına’ bu şekilde tazminat dâvâları ile uğraşmasını hukuksal açıdan etik ve doğru bulmuyorum” dedi. |
26.05.2010 |
Manşetle gelen manşetle gider |
Başbakan Erdoğan, CHP Kurultayı ve Kılıçdaroğlu'nun Genel Başkan seçilmesi ile ilgili olarak, "Yaşanan her olayda cilâların döküldüğünü göreceksiniz. Manşetle gelen manşetle gider. Sabah rüzgârıyla gelen akşam rüzgârıyla gider. Yelkenleri manşetlerle şişenler açık denize çıkınca alabora olurlar'' diye konuştu. Erdoğan: Manşetle gelen, manşetle gider
KEMAL Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin genel başkanı seçilmesini değerlendiren Başbakan Erdoğan, “manşetle gelenin manşetle gideceğini” söyledi. Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP kurultayında zihniyetin değişmediğinin ortaya çıktığını söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: “CHP’de olanın; bu statükoculuğun, popülizme kaymasından başka bir şey olmadığını tekrar gördük. Statükoculuk sadece üslup değiştirmiştir, oyuncu değiştirmiştir. Bu statükoyu istediğiniz kadar cilalayın, parlatın, özü değişmedikten sonra değişen hiç bir şey olmayacaktır. Tenekeyi istediğiniz kadar altın sarısına boyayın, altın olmayacaktır. Teneke tenekedir. Bu CHP zihniyeti kolay kolay değişmez. Eğer değişirse, zaten o zaman da geriye CHP kalmaz. Biz istiyoruz ki muhalefet partileri de zihniyet, üslup ve anlayış değiştirsin. Gücünü demokrasiden, milletten alan, ülkeye ve millete ufuk çizebilen, alternatif getirebilen yapıcı eleştiriler üretebilen bir muhalefet; hiç kuşkusuz demokrasiyi de güçlendirir, ülkenin de milletin de hayrınadır. Ne var ki anamuhalefet partisinin değişim sloganı ile girdiği kurultay, statükoyu daha da güçlendiren, ülkenin temel meselelerini teğet geçen, çetelere daha güçlü bir şekilde sahip çıkan bir neticeyle sona erdi.’’ Kongrede sarf edilen bol keseden vaatlere de vakit ayıramayacağını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Yaşanan her olayda, cilalarının döküldüğüne şahit olacaksınız. Kurulan her cümlede, ortaya konulan her ifadede makyajın döküldüğünü göreceksiniz. Manşetle gelen, manşetle gider. Sabah rüzgarıyla gelen, akşam rüzgarıyla gider. Eğer bu sözüme inanmıyorlarsa, çok uzağa gitmesinler. Bir önceki genel başkanlarının, nasıl manşetlerle al aşağı edildiğini görsünler ve ondan ibret alsınlar.” |
26.05.2010 |
DP Gençlik Kollarından gazetemize ziyaret |
DEMOKRAT Parti İstanbul İl Gençlik Kolları Başkanı Çağıl Erten ve Başkan Yardımcısı İbrahim Hakkı Güntay, gazetemizi ziyaret etti. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ve Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz ile görüşen DP Gençlik Kolları temsilcileri, gündemdeki konuları ele alarak siyasî gelişmeler üzerinde görüş alışverişinde bulundu. Başkan Çağıl Erten, merhum başbakan Adnan Menderes ile ilgili yazdığı ‘Menderes, Unutulmayan Lider’ adlı kitabını Kutlular ve Güleçyüz’e takdim etti. |
26.05.2010 |
Moskova’da mehter rüzgârı |
Kremlİn Müzesi’nde ‘Osmanlı Sultanları Hazineleri Sergisi’nin açılışı için Moskova’ya gelen mehter takımı Gorki Park’ta Kalinka, Ceddin Dede ve Hücum Marşı ile izleyenleri coşturdu. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın Topkapı Sarayı Müzesi ve Kremlin Sarayı Müzesi iş birliği ile gerçekleşen sergide Osmanlı Sultanları’na ait eserler ilk kez Kremlin’de san’atseverlerle buluşuyor. Kremlin Müzesi’ndeki sergi 25 Mayıs-15 Ağustos 2010 tarihleri arasında açık kalacak. Sergi açılışına Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt (ATASE) Başkanlığı’na bağlı Askerî Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Mehteran Bölüğü de destek veriyor. Gorki parkta halkla buluşan mehter takımı, sergi açılışı öncesi Kremlin Katedral Meydanı’nda da bir gösteri sunacak. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, sergi çerçevesinde düzenlediği basın toplantısında üç imparatorluğa başşehirlik yapmış ve üç semavî dinin önemli eserlerini barındıran İstanbul’un Moskova ile paralel tarihî ve kültürel zenginliklere sahip olduğunu söyledi. Dünya siyasî tarihinde Topkapı ve Kremlin’in önemli siyasî kararların alındığı merkezler olarak hatırlandığını kaydeden Yazıcı, “Kremlin sarayından 100 kadar eser 12 Mart’tan bu yana Topkapı Sarayı’nda sergileniyor. Aynı program çerçevesinde Topkapı’dan da 106 eser Kremlin Sarayı’na getirildi. Karşılıklı olarak ilk kez böyle bir program gerçekleştiriyoruz” dedi.
MEHTERİ İZLEYENLER MEMNUN
Rusya’da üniversitede öğretim gören Hikmet Eser Kan Moskova’nın merkezinde Mehter Marşı dinlemenin muhteşem bir şey olduğunu, bunun ötesinde faaliyetler beklediğini söyledi. Gorki Park’ta gösteriyi ilgi ile izleyen gençler Pavel Rodiçev ve Olga İlagina da şu şekilde konuştu: “Koro çok harika. Özgün bir görünümleri var. Görsel açıdan da mükemmel. Burada dağıtılan bilgilendirme broşürlerini okuduk. Öğrendiğim kadarıyla bu eski Osmanlı İmparatorluğunun askerî bandosuydu. Çok ilginç. Demek ki o yıllarda Türkler bandonun verdiği hissiyatla savaşıyordu. Gördüğümde şaşırdım. Hemen yaklaştık, ve hoşumuza gitti. İlginç bir kültür.” |
26.05.2010 |
İnsan teri de gül kokacak! |
Japon bilimadamları, Isparta’da gül tableti üzerinde çalışmalar yapıyor. Gülbirlik Genel Müdürü Bolat Tamer, projede tablet içerisinde gül yağı konularak insanların gül yağını yutmasının amaçlandığını belirterek, “Böylece mideden vücuda ve kana karışarak insanların gül gibi kokması hedefleniyor. Yani insanlar terlediğinde dahi teri gül gibi kokacak” dedi. Türkiye’nin ‘gül bahçesi’ Isparta, projeye ev sahipliği yapacak. Japon bilim adamları, gülden yapacakları tabletle insanların gül kokmasını sağlayacak. |
26.05.2010 |
Gezegenini yiyen yıldız tesbit edildi |
Yörüngedekİ Hubble uzay teleskobu, Samanyolu’nda bir gezegenin, çevresinde döndüğü güneş benzeri yıldızı tarafından “yutulmakta” olduğunu tesbit etti. Yıldızların yörüngelerinde dönen gezegenleri yutabildiklerini bilen astronomlar, ilk kez bu olayı böylesine açık “gördüler”. Yıldızı tarafından “yenen” gezegen çok uzak olduğu için, Hubble bu olayı fotoğraflayamadı. Bilim adamları, teleskobun verilerinin analizi ışığında bunun bir görüntüsünü oluşturdu. İngiliz bilim adamlarının keşfi, The Astrophysical Journal Letters dergisinde yayınlandı. Gezegenin tamamen yutulmasının, 10 milyon yıl alacağı kaydedildi. |
26.05.2010 |
Kur'ân-ı Kerimi güzel okumak için yarıştılar |
KIrşehİr Merkez ve ilçelerinde görev yapan Din Görevlileri arasında “Hafızlık, Kur’ân-ı Kerim’i ve Ezanı Güzel Okuma Final Yarışması” yapıldı. Cacabey Camii’ndeki yarışma İl Müftüsü Mustafa Balık’ın başkanlığında bir kurul nezaretinde gerçekleştirildi. Çekişmeli geçen hafızlık yarışmasında Kırşehir Merkez Mescidi Kuba Camii İmam-Hatibi Hasan Karataş birinci oldu. Kaman Fakılı Köyü Camii İmam Hatibi Yakup Bulutlu ikinci, Mucur Çatalarkaç Köyü Camii İmam Hatibi Zulfikar Uzel ise üçüncü oldu. Hafızlık dalında birinci olan görevli Hasan Karataş, Kırşehir’i 6 Haziran’da yapılacak olan bölge yarışmasında temsil edecek. Kur’ân-ı Kerim’i Güzel Okuma yarışmasına ise Kırşehir Merkez Nazmi Gökbulut Camii İmam Hatibi Selim Yıldırım, Kaman Merkez Çarşı Camii İmam Hatibi M. Atıf Şahinbaş ve Çiçekdağı Köseli Kasabası Mevlânâ Camii İmam Hatibi Veysel Öğüt katıldı. Yapılan yarışmada Kaman Merkez Çarşı Camii İmam Hatibi M. Atıf Şahinbaş birinci, Kırşehir Merkez Nazmi Gökbulut Camii İmam Hatibi Selim Yıldırım ikinci ve Çiçekdağı Köseli Kasabası Mevlânâ Camii İmam Hatibi Veysel Öğüt üçüncü oldu. Kur’ân-ı Kerim’i Güzel okuma bölge yarışması ise ilimizde 13 Haziran’da yapılacak.
BÖLGE YARIŞMASI 4 HAZİRAN'DA
EzanI Güzel Okuma yarışmasına ise Merkez Çarşı Camii Müezzin-Kayyımı Nurullah Soylu, Mucur Merkez Gökceviran Camii İmam Hatibi Mahmut Saratlı ve Çiçekdağı Köseli Kasabası Mevlana Camii İmam Hatibi Veysel Öğüt katıldı. Yarışmada Nurullah Soylu birinci olurken, Mucur Merkez Gökceviran Camii İmam Hatibi Mahmut Sarat ikinci, Çiçekdağı Köseli Kasabası Mevlânâ Camii İmam Hatibi Veysel Öğüt üçüncü oldu. Ezanı Güzel okuma bölge yarışması Yozgat’ta 4 Haziranda. Bu yarışmaya ili temsilen Nurullah Soylu katılacak. |
26.05.2010 |
Askerî eğitim uçağı düştü |
İSTANBUL'UN Sancaktepe ilçesinde sokak ortasına askeri eğitim uçağı düştü. Ölenin olmadığı kazada 3 kişi hafif yaralı kurtuldu. Samandıra Abdurrahman Gazi Mahallesi Bedir Caddesi Sırat Sokak üzerine düşen Cessna 182 tipi askeri eğitim uçağının düşüşünü gören mahalle sakinlerinden Ramazan Şenol, bahçede eşi ile oturduğu sırada küçük bir uçağın üzerlerinde alçaldığını, boş bir alan aradığını gördüğünü ifade ederek, ‘’Kapıya çıktığımda uçak düşmüştü. Uçaktan dumanlar yükseliyordu. Bir komşumuzun uçağın personeline yardım ettiğini gördüm. Bence pilot, uçağı evlerin üzerine düşürmemek için çok uğraştı’’ diye konuştu. Görgü tanıklarından Ahmet Aslan da uçağın pilotunun evlerin üzerine düşmemek için çok çaba harcadığını ifade etti. |
26.05.2010 |
Hayatımızda, Kur’ân’a yeterince yer vermiyoruz |
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Muhittin Akgül, toplumda yaşanan aile içi şiddet ve diğer şiddet olaylarının temelinde Kur’ân’a hayatta yeteri kadar yer verilmemesinin yattığını belirtti. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2010 yılının Kur’ân-ı Kerim yılı ilân edilmesi dolayısıyla Mersin Müftülüğü ve Memurlar Vakfı tarafından Muğdat Camiinde Kur’ân-ı Kerim ziyafeti düzenlendi. Programa katılan vatandaşlar camiyi doldururken açılış konuşmasına yapan İl Müftüsü Niyazi Ersoy, Kur’ân-ı Kerim’in, okunurken ibadet edilen bir kitap olduğunu söyledi. Programa ilginin sevindirici olduğunu ifade eden Ersoy, sadece bir yıl değil ömür boyu Kur’ân'ı hayattan çıkarmamanın önemine dikkat çekti. “Kur’ân-ı Kerim’in Hayatımızda Yeri” konulu bir konferans veren Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Muhittin Akgül ise aile içi şiddet ve bütün şiddet olaylarının temelinde Kur’ân sevgisinin yokluğunun yattığını kaydetti. Kur’ân okuyan insanın Allah ile konuştuğunu ifade eden Akgül, Allah’la konuşmanın ise insanın dünyada erişebileceği en güzel makam olduğunu söyledi. Mezarlıkta okunmak için indirilmeyen Kur’ân'ın bir hayat kitabı olduğuna işaret eden Akgül şöyle devam etti: "Kur’ân insanları en doğru yola götüren bir kitaptır. İnsanı hayat tarzının en güzeline götürür. En kıymetli hane Kur’ân okunan hanedir. Kur’ân okunan evde gam, tasa yoktur. Kur’ân okunan evde insanlar sıkılmaz. Kur’ân okunmayan ev şeytanların üssü haline gelir.” İçinde en mükemmel eşyalar bulunduğu halde ailelerde geçimsizliklerin ayrılıkların baş gösterdiğine dikkat çeken Akgül, “Bunlar Kur’ân’a hayatımızda yeteri kadar yer vermemizden kaynaklanıyor. Şeytan sürekli vesvese veriyor. İnsanın hayatında Kur’ân yoksa bu vesveseler insana hayatı dar ediyor. İnsanlar dünyadan lezzet almaz hale geliyor” ifadesini kullandı. Kur’ân-ı Kerim okuma Türkiye birincisi ve dünya dördüncüsü olan Hatay Tevfik Sabuncu Camii İmamı Mehmet Bilir ile Hacı Bayram Camii İmamı Ahmet Karalı, vatandaşlara Kur’ân ziyafeti sunarken program Yenişehir Müftüsü Bingöl’ün yaptırdığı dua ile son buldu. |
26.05.2010 |