11 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

İdeolojik değil mi?

“Danıştay’ın verdiği kararları ideolojik olarak nitelendirmek, hukuka saygılı devlet yönetimi anlayışıyla bağdaşmaz” diyerek Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç başta olmak üzere bazı adreslere mesaj gönderen Danıştay Başkanı Birden'in sözleri, “Başörtüsü ile ilgili verilen kararlar ideolojik değil mi?” sorusunu gündeme getirdi.

Birden: İdelojik nitelendirme hukuka uymaz

DanIştay Başkanı Mustafa Birden, “”Danıştay’ın verdiği kararları ideolojik olarak nitelendirmenin hukuka saygılı devlet yönetimi anlayışıyla bağdaşmazcağını” söyledi.

Danıştayın kuruluşunun 142. yıl dönümü, Danıştay ve İdari Yargı Günü töreni Danıştay Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ali Em, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.

Törende konuşan Birden, Danıştay’a verdiği kimi kararlar sebebiyle en yetkili ağızlar tarafından sarf edilen, eleştiri sınırlarını ziyadesiyle aşan, suçlayıcı ve saygınlığını zedeleyici söz ve beyanların kendilerini üzdüğünü dile getirdi. Bu özensiz üslubu kullananların sayısı ve dozunun giderek arttığını belirten Birden, devlet adına yetki kullananların, halkın hukuka güvenini ve saygısını artıracak, bu bağlamda hukukun üstünlüğünü savunacak söylemlerde bulunması gerektiğini kaydetti. Birden, şöyle devam etti:

‘’Anayasal konumun ve yüklenilen sorumluluğun yargı kararlarının tümüne saygı gösterilmesini gerektirdiği unutulmamalıdır. Kararları ideolojik olarak nitelendirmek, yargıya müdahale edilmemesi gerektiğini kimi durumlarda hatırlamak, hukuka saygılı devlet yönetimi anlayışıyla bağdaşmaz. Yargının kendisini bu kadar savunma durumuna düşürülmesinin demokratik rejimlerde yeri olamaz. Yargı yetkisini kullanan bizler hukuk icat etmiyoruz. Önümüze gelen uyuşmazlıkları da bizler çıkarmıyoruz. Var olan mevzuata göre Anayasa ve yasaların bize yüklediği görev ve sorumluluk çerçevesinde vicdani kanaatimiz doğrultusunda karar alıyoruz.’’

11.05.2010


 

CHP DE YOLUNU SEÇMEK ZORUNDA

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, genel başkanlık görevinden istifa ettiğini açıkladı. Baykal, “Bu komplonun hedefi sadece ben değilim, aynı zamanda CHP'dir. CHP de bu kirli tezgâhlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi, yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak, hem de CHP'ye bu komplo ile hesaplaşma fırsatı verecektir” dedi.

GÜLEN'DEN GELEN DESTEK MESAJI

Baykal şöyle konuştu: “Anamuhalefet liderine yönelik bu kadar kaba kanunsuzluk ve ahlâksızlık, iktidarın bilgisi ve onayı olmadan gerçekleştirilemez, piyasaya sürülemez. Komployu ayıplar gibi yapanlar aslında bizzat ayıbı işleyenlerdir. Bu çerçevede başka bir sorumlu arayışına çıkacaklara yardımcı olmak üzere, ABD'den, Pensillvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine inandığımı da belirtmek isterim.”

BAYKAL İSTİFA ETTİ

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Bu bir kaset olayı değildir, komplodur’’ diyerek partisinin genel başkanlığından istifa etti.

Baykal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, ‘’günlerdir beklenen değerlendirmesini ve kararını açıklayacağını’’ belirtti. Baykal, şunları söyledi: ‘’Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur. Komplo, hukuk dışı, ahlâk dışı bir tertip demektir. Bir komplo yaparken bazen haneye tecavüz edersiniz. Duvarlara, eşyalara gizli kameralar yerleştirirsiniz. Gizli çekimlerle insanların en korunaksız görüntülerini alırsınız, kesersiniz, biçersiniz, aktarırsınız, montaj yaparsınız çarpıtırsınız. Böyle yaparken de dünyanın her yerinde bütün dinlerin, bütün rejimlerin, bütün ahlâk anlayışlarının güvencesi altında olan insanoğlunun mahremiyetine tecavüz edersiniz. Ağır haya ve utanç bunu yapanlar için anlamını kaybeder. İnsanların şerefleri onların umurlarında değildir. Önümüzdeki komployu gerçekleştirenler, bunu sapık oldukları için ya da ticari kazanç sağlamak için veya şantaj yapmak için düzenlememişler, siyaset yapmak için düzenlemişlerdir. Ahlâklarına, vicdanlarına uygun bir siyaset. Yıllardır bekletilen kaset yoktur, bir komplo imal edilmiştir. Taze 2 haftalık bir komplo vardır. Bu komplonun hedefi bir kişi değil, onun çok ötesinde, CHP’nin neredeyse tek başına yürüttüğü Cumhuriyete, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne sahip çıkan, sivil darbe ve sivil dikta rejimlerine karşı vermekte olduğu mücadelesidir. Bu kadar kaba bir komplo tezgâhının iktidarın bilgisi olmadan son 2 haftada piyasaya sunulması söz konusu olamaz. Olay sonrası sözde iyi niyetli yapay tavırlar, perde arkasındaki tezgâShın suçluluğunu örtmeye yetmez.

İKTİDARI SUÇLADI

Bu kadar kaba bir komplo tezgahının iktidarın bilgisi olmadan son 2 haftada piyasaya sunulması söz konusu olamaz. Olay sonrası sözde iyi niyetli yapay tavırlar, perde arkasındaki tezgahın suçluluğunu örtmeye yetmez. Anamuhalefet liderine bu kadar kaba ahlaksızlık, bugünün ortamında iktidarın bilgisi olmadan gerçekleştirilemez.

GÖZYAŞLARINI TUTAMADILAR

Baykal’ın basın toplantısını düzenlediği salonda, Genel Sekreter Önder Sav, Genel Başkan Yardımcıları Yılmaz Ateş, Onur Öymen, Cevdet Selvi, Grup Başkanvekili Mustafa Özyürek, milletvekili Canan Arıtman, bazı MYK üyeleri ile partililer de hazır bulundu. Baykal’ın istifa kararını açıklaması üzerine bazı partililerin yüksek sesle ‘’Hayır, yapma’’ dedikleri duyuldu. Bazı partililerin de açıklama sırasında gözyaşlarını tutamadıkları görüldü.

HAKKINIZI HELÂL EDİN

Deniz Baykal, şöyle devam etti: “Bu olayda ve bugüne kadar bütün iyi kötü günlerimde bana destek olanlar, sahip çıkan her siyasî düşünceden vatandaşlarıma, çalışma arkadaşlarıma, üzerimde emeği olan, hakkı olan tanıdığım, tanımadığım bütün insanlara, refahları ve mutlulukları için yaşam boyu uğrunda mücadele ettiğim bütün vatandaşlarıma, bize kızan, bizi seven, oy veren vermeyen, üzerimde hakkı olan olmayan herkese yaşamımın her anını anlamlı kıldıkları için teşekkür ediyorum. Ben sizlere hakkımı helâl ediyorum, siz de hakkınızı bana helâl ediniz.”

PENSİLVANYA’DAN GELEN DESTEK MESAJI

ABD’den Pensilvanya’dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine de inandığımı söylemek isterim. Bu kara kampanyaya teslim olmayacağım. Bu hukukuz ve ahlâksız komplo nedeniyle kimsenin beni sorgulamasına izin vermeyeceğim. Bunun bir bedeli varsa ve bu bedel CHP Genel Başkanlığından ayrılmaksa o bedeli de ödemeye hazırım. Benim istifa etmem hiçbir şekilde komploya teslim olmak ya da kaçmak anlamına gelmez, tam tersine bir meydan okumadır. Bugün CHP Genel Başkanlığından istifa ediyorum. Bu komplonun hedefi sadece ben değilim, CHP’dir.

KURULTAYA KATILMAYACAK

CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, Deniz Baykal’ın , 22-23 Mayıs’ta yapılacak CHP Kurultayı’na katılmayacağını söylediğini bildirdi.

DENİZ BAYKAL KİMDİR ?

20 Temmuz 1938 yılında Antalya’da doğdu. 1959 yılında Hukuk Fakültesini bitirdi. 1963’te doktorasını tamamlayıp, iki yıl ABD’de Colombia ile Berkeley Üniversitelerinde çalıştı. 1973’te CHP’den Antalya milletvekili seçildi. Ecevit hükümetleri döneminde Maliye ve Enerji Bakanlığı görevlerini üstlendi. 12 Eylül 1980’den sonra bir süre gözetim altında tutuldu ve 5 yıl siyasetten yasaklandı. 1983’te yasaklı olmasına rağmen faaliyetlerini sürdürdüğü gerekçesiyle bir grup önde gelen CHP ve AP’liyle birlikte Zincirbozan’da ikinci defa gözetim altına alındı. Eylül 1987’de Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP’den Antalya milletvekili seçildi. Önce Grup Başkanvekilliği, ardından Genel Sekreterlik yaptı. 1990’da genel sekreterlikten istifa etti. CHP’nin yeniden açılması üzerine CHP’ye geçti. 9 Eylül 1992’de genel başkan seçildi. 18 Şubat 1995’de SHP ve CHP bütünleşme kurultayında aday olmayıp genel başkanlıktan ayrıldı. 9 Eylül 1995’de birleşmeden sonra yeniden genel başkan seçildi. 30 Ekim 1995’de kurulan DYP-CHP koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcılığı ve ve Dışişleri Bakanlığı’nı yürüttü. 53.Hükümet kurulunca Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı’ndan ayrıldı. 23-24 Mayıs 1998’de olağan kurultayda bir defa daha genel başkan seçildi, ancak 18 Nisan’da partisinin barajı aşamaması üzerine görevinden ayrıldı. Yerine Altan Öymen seçildi. 1 Ekim 2000 tarihinde yapılan 11. Olağanüstü Kongre’de Baykal yeniden genel başkan seçildi. Anamuhalefet partisi lideri 3 Kasım ve 27 Temmuz seçimlerinde Antalya milletvekili olarak TBMM’ye girdi.

11.05.2010


 

Beraat ettik

Gazetemiz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Döküler, “İrtica İle Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin Emekli Tuğg. Adnan Tanrıverdi’nin “Genelkurmay kalkan olmasın” başlığıyla yayınladığımız röportajında soruşturmanın gizliliğinin ihlâl edildiği gerekçesiyle Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan dâvâda beraat etti.

Gazetemİz Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Döküler, “İrtica İle Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin “Genelkurmay kalkan olmasın” başlıklı röportajı ile ilgili soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği gerekçesiyle Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dâvâdan beraat etti. Gazetemizin 18 Haziran 2009 tarihli nüshasında yayınlanan Cihan Haber Ajansı kaynaklı “Genelkurmay kalkan olmasın” başlıklı haber sebebiyle Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dâvâya dün devam edildi. Duruşmada, Yazı İşleri Müdürümüz Mustafa Döküler ve avukatı Kadir Akbaş hazır bulundu. Döküler ve Akbaş’ın savunmalarının ardından, Savcı Özkan Koç da beraat talebinde bulundu. Dâvâyı karara bağlayan mahkeme heyeti, Döküler’in “hakkında gizliliğin ihlali suçundan yargılanarak, cezalandırılması talebiyle kamu dâvâsı açılmış ise de sanığa atılı suçun kasıt ve unsurları oluşmadığından CMK’nın 223/2-a,c maddesi uyarınca” beraatına karar verdi.

11.05.2010


 

Kül bulutu bizi etkilemeyecek

Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, İzlanda’daki Eyyafyallayöküll Yanardağının yeniden faaliyete geçmesiyle ilgili olarak, Türkiye’deki uçuşların durumdan etkilenmesinin beklenmediğini bildirdi.

Kül bulutu bizi etkilemeyecek

Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, İzlanda’daki Eyyafyallayöküll Yanardağı’nın yeniden faaliyete geçmesiyle ilgili olarak, Türkiye’deki uçuşların durumdan etkilemesinin beklenmediğini bildirdi. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, konuyla ilgili bugün bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildiği belirtildi. Kül bulutunun yer seviyesinde etkisi olmayacağı ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: ‘’Belirtilen saatler arasında yukarı seviyelerde kül konsantrasyonu az olacağından, ülkemizdeki uçuşları etkilemesi beklenmemektedir. Volkanik patlamaların etkisi, model ve uydu görüntüleri ile takip edilerek atmosferik sirkülasyon ve önümüzdeki periyotlarda üst seviye rüzgarlarının yön ve şiddetindeki değişiklikler dikkate alınarak yeni değerlendirmeler yapılacaktır.’’

11.05.2010


 

Değerlendirme kanundan sonra

Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ali Em, ‘’(Anayasa değişikliğine ilişkin) kanun henüz çıkmadı.

Kanun çıktıktan sonra bir değerlendirme yapacağız. 60-120 gün değerlendirmesini kanun çıktıktan sonra yapacağız’’ dedi. YSK Başkanı Em, Danıştay’ın 142. kuruluş yıl dönümü töreninin ardından basın mensuplarının sorusunu cevapladı. Bir gazetecinin ‘’Anayasa değişikliği referanduma doğru gidiyor. Bir değerlendirmeniz olacak mı?’’ şeklindeki sorusuna Em, ‘’Kanun henüz çıkmadı. Kanun çıktıktan sonra bir değerlendirme yapacağız. 60-120 gün değerlendirmesini kanun çıktıktan sonra yapacağız’’ cevabını verdi.

11.05.2010


 

Şehit cenazeleri şova dönüşmesin

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu eski üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, cenazelere saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, “Cenazeler şov haline dönüştürülmemeli. Cenaze törenleri protesto gösterilerinin yeri değildir” şeklinde konuştu.

CENAZELER ŞOVA DÖNÜŞMESİN

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu eski üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, cenazelere saygı gösterilmesi gerektiğini belirterek, “Cenazeler şov haline dönüştürülmemeli” dedi. Cenaze törenlerinde yaşanan protestolar, cenazelerde nasıl davranılması gerektiği konusunu da gündeme getirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu eski üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem, yaptığı açıklamada İslam dinine göre cenazelere saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yeprem, “Saygı sınırını aşan her davranış, İslâm açısından olumlu karşılanmıyor. Hatta Hz. Peygamber Efendimiz, bir Yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkmış ve onu selâmlamıştır. Cenaze bir gösteri şöleni değil, toplum görevidir “ diye konuştu. Cenaze töreninin bir ibadet olduğunu söyleyen Yeprem, “Bu ibadet olumlu ya da olumsuz bir şov haline dönüşmemelidir. Cenaze törenleri bu tür gösterilerin yeri değildir” dedi. Öte yandan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2008 yılında hazırlanan Cenaze Hizmetleri Rehberi’nde alkış, slogan, ıslık gibi gösterilerin hem cenazeye, hem yapılan ibadete, hem de son görevin yapıldığı mekâna karşı olumsuzluk içerdiğinin altı çiziliyor. Söz konusu gösterilerin, sessizlik atmosferini bozduğu vurgulanıyor.

11.05.2010


 

AB, Türkiye için tek seçenek

Alman Yeşiller Partisi Federal Meclis üyesi Memet Kılıç, AB’nin Türkiye için, eş değerde başka seçeneği bulunmayan bir perspektif olduğunu söyledi.

Kılıç, ‘’Forum für Interkulturellen Dialog’’ (FİD) adlı dernekte düzenlenen ‘’Türkiye’nin AB üyeliği, bitmeyen bir hikaye’’ konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin AB projesi üzerinde önemle durması gerektiğini belirtti. Memet Kılıç, ‘’AB, Türkiye için alternatifi olmayan bir perspektif. Buna bazen duygusal yaklaşıyoruz. Alternatifi yoktur demiyorum, eş değer alternatifi yoktur diyorum. Onun için Türkiye bu proje üzerinde durmalı’’ dedi.Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin Avrupa için de faydalı olacağını, dünyada sürekli kültürler savaşının tartışıldığını ifade eden Kılıç, ‘’Eğer nüfusunun büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülke bu değerleri kabullenerek AB içinde yer alırsa bu birçok ülke için örnek olacaktır’’ diye konuştu.AB’ye önemli bir barış projesi olarak baktığını kaydeden Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:‘’Türkiye’nin AB’ye girişinin birliğe ciddi bir zararı olacağını düşünsem buna karşı olurdum ve girmesin diye köy köy gezerdim. Türkiye’nin de zararı olacak olsa Türkiye’nin de girmesini istemem ve Türkiye’ye ‘üye olmayın’ derim. Bana göre her iki tarafın da yararı olacaktır.’’Türkiye’ye yönelik bir çifte standardın olup olmadığı yönündeki bir soruya karşılık da Kılıç, Türkiye’den bakıldığında AB’nin homojen bir topluluk olarak görüldüğünü, Avrupa’dan bakıldığında da Türkiye’nin homojen görüldüğünü, bu bakış açısının doğru olmadığını ve kutuplaşmaya yol açtığını ifade etti.

11.05.2010


 

Reşat Petek, ‘pimi çekilmiş bomba’dan yargılanıyor

Emeklİ Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek hakkında, Zaman gazetesinde 25 Kasım 2009’da yayınlanan “Adalete atılan el bombası” başlıklı yazısı sebebiyle Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dâvâ başladı.

Elazığ’da bir teğmenin, pimi çekilmiş el bombasını bir askerin eline vermesi ve patlayan bomba ile 4 askerin şehit olduğu olayda teğmene verilen cezayla ilgili “Adalete atılan el bombası” başlıklı yazı kaleme alan Petek hakkında açılan dâvânın ilk duruşması dün yapıldı. Yazısında hukukî bir değerlendirme yaptığını ifade eden Reşat Petek, savunmasında, herhangi bir suç işleme maksadının olmadığını, olayı hukukî açıdan eleştirdiğini belirtti. Sözlü savunmasını yapan Petek’in yazılı savunmasını hazırlayabilmesi için duruşma 16 Eylül 2010 tarihine ertelendi.

11.05.2010


 

Ergenekon sanıkları Dink sanıklarıyla görüşmüş

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin görülen davada, ‘’Ergenekon’’ davası sanıklarından bazılarının, Hrant Dink cinayeti davası sanıklarıyla telefonla görüştükleri tespit edildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğünden mahkemeye gelen yazıda, dâvânın sanıklarının ‘’Ergenekon’’ dâvâsı sanıklarından 6’sıyla telefon irtibatlarınınbulunduğu bildirildi. Bu kişilerin Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Mustafa Levent Göktaş, Muzaffer Tekin ve Erbay Çolakoğlu olduğu belirtildi.

11.05.2010


 

Bulanık dâvâsı Ankara’da

Adalet Bakanlığı, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının Muş’un Bulanık ilçesinde 15 Aralıktaki olaylı gösteriyle ilgili dâvânın güvenlik sebebiyle Ankara’ya alınması talebini uygun buldu.

Muş’un Bulanık ilçesinde 15 Aralıktaki olaylı gösteriyle ilgili dâvânın başka Ankara’ya alınması yönündeki Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin Adalet Bakanlığınca uygun bulunduğu kaydedildi. Alınan bilgiye göre, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı, Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dâvânın güvenlik gerekçesiyle başka bir ile alınması için 28 Nisanda Adalet Bakanlığına başvuruda bulundu. Başvuru üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi, dâvânın Ankara’ya alınmasını uygun görüş bildirdi. Bu gelişmenin ardından Samsun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararı vererek dosyayı Ankara’ya göndermesi bekleniyor.Kapatılan DTP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk’e 12 Nisanda, davanın görüldüğü Samsun’daki adliye önünde yumruklu saldırıda bulunulmuştu.

11.05.2010


 

Suruç’ta feci kaza: 5 ölü

ŞANLIURFA’NIN Suruç ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 5 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, Ahmet K. (33) yönetimindeki 63 LR 170 plakalı kamyon ile Nurettin Çiçek (52) yönetimindeki 63 VA 275 otomobil, sabaha karşı, Şanlıurfa-Gaziantep yolunun 40. kilometresinde çarpıştı. Kazada, otomobil sürücüsü Nurettin Çiçek ile Ömer Toprak (52), Hatice Toprak (42), İbrahim Halil Hayırlı (18) ile Arife Aysun Çiçek olay yerinde hayatını kaybetti. Kamyon sürücüsü ise hafif yaralandı. Kazada otomobilde sıkışan cesetler, itfaiye ve sivil savunma ekiplerinin çalışmaları sonucu çıkarıldı. Cesetler otopsi yapılmak üzere Suruç Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

11.05.2010


 

Türk Deniz Görev Grubu törenle uğurlandı

Denız Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Türk Deniz Görev Grubu (TDGG), tarihi ilk aktivasyonu için, Aksaz Deniz Üs Komutanlığı’nda düzenlenen törenle Adriyatik ve Akdeniz’de icra edecekleri göreve yolcu edildi.

Cumhuriyet tarihinde ilk defa teşkil eden ve kuruluşunda TCG Kemalreis, TCG Gaziantep, TCG Turgutreis ve TCG Giresun firkateynleri ile gemilerin herhangi bir sahil tesisine bağımlı olmaksızın denizde lojistik ihtiyacını karşılayacak olan lojistik destek gemisi TCG Akar’ın yer aldığı Türk Deniz Görev Grubu’nun Akdeniz ve Adriyatik Denizi’nde icra edeceği ilk görev öncesinde Muğla’nın Marmaris ilçesindeki Aksaz Deniz Üssü’nde tören düzenlendi. Törende gemiler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit’i selâmlayarak limandan ayrıldı.

11.05.2010


 

Engelliler ‘mehter ile ritm’’ tutacak

Bursa’da, Zihinsel ve Ruhsal Engelliler Derneğinin (ZEDEM) İŞKUR desteğiyle hayata geçirdiği proje kapsamında, zihinsel ve ruhsal engellilerden, mehter takımı oluşturulacak.

Engelliler, birkaç günlük eğitimle büyük bir aşama gösterdiler. ZEDEM Başkanı Nejat Gürlük, yaptığı açıklamada, zihinsel ve ruhsal engellileri sosyalleştirmek, kapandıkları evlerden kurtarmak ve öz güvenlerini sağlamak amacıyla çeşitli projeler geliştirdiklerini söyledi. İŞKUR desteğiyle hayata geçirdikleri, ‘’Bulaşık yıkama ve temizlik eğitimi’’ projesiyle zihinsel ve ruhsal engelli gençlerin istihdam edilmesini sağladıklarını belirten Gürlük, son olarak yine İŞKUR işbirliğiyle mehter takımı kurma projesini uygulamaya koyduklarını anlattı. Gürlük, başta üyeleri olmak üzere, haberdar olan ailelerin projeye yoğun ilgi gösterdiğini vurgulayarak, ‘’Mehter takımını, başlangıçta 20 zihinsel engelli kardeşimizden oluşturduk. Bugün eğitimlerinin henüz üçüncü günü ama inanılmaz bir performans sergiliyorlar. Çok talep var. Gelen taleplerden de ekstra bir grup yapmayı düşünüyoruz’’ diye konuştu. Altı ay sürecek eğitimler için yaklaşık bir ay program hazırlamaya çalıştıklarını dile getiren Gürlük, şöyle devam etti: ‘’Akademik anlamda 70 sayfalık program çıkardık, modüler sisteme soktuk. Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Eğitim Genel Müdürlüğünden onay aldık. Zihinsel engelliler mehter takımı, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde de var ama eğitim müfredatlı olarak Türkiye’de ilk kere böyle bir şey yapılıyor. Altı ay sonra çok daha güzel olacak. Çocuklar çok istekli ve mutlu. Aileleri de çok mutlu. Güzel bir aktivite. Herkesten çok olumlu tepkiler alıyoruz.’’

ENGELLİNİN HAYATA KATILIMI İNSAN HAKKI

İzmİr İl Sosyal Hizmetler Müdürü Zekeriya Ertaş, Engelliler Haftası’nın başlaması dolayısıyla yaptığı konuşmada, engelli vatandaşların sosyal hayata eşit ve tam katılımlarının sağlanmasının, insan haklarının gereği olduğunu söyledi. Ertaş, Engelliler Haftası dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, engellilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla, her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında Engelliler Haftası’nın kutlandığını söyledi. Ertaş, ‘’Engelli yurttaşların sosyal hayata tam, eşit olarak katılması, insan haklarının bir gereğidir. 1 Temmuz 2005 tarihinde çıkarılan 5368 sayılı Engeliler Kanunu ve bu kanunla yapılan değişikliklerden en önemlisi, merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin 7 yıl içinde tüm fiziki engelleri kaldırma zorunluluğudur. Bu çerçevede, kamu kurumları engellilerin ulaşımına uygun hale getirilecektir’’ dedi.

11.05.2010


 

Ormanlar, 24 saatizleniyor

Orman yangınlarıyla mücadelede ilk kez Türkiye’de kullanılan sistemle riskli bölgeler 24 saat kamerayla izleniyor.

Sistemi kullanmak için bir çok yabancı ülke Türkiye’ye başvuruyor. Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, yaptığı açıklamada, havaların ısınmasıyla orman yangını riskinin artmaya başladığını belirtti. Yazın gelmesiyle Türkiye’de ormanların yüzde 60’ının yer aldığı Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerindeki 12 milyon hektar orman alanının yangına karşı riskli bölgeler arasında yer aldığını ifade eden Kahveci, söz konusu bölgelerde her yıl 2 bin civarında orman yangını çıktığını söyledi. Orman yangınları ile mücadele çalışmaları kapsamında okuldaki öğrenciden dağdaki çobana kadar herkesi bilinçlendirmeyi amaçladıklarını anlatan Kahveci, yangınlara hızlı ve etkin müdahale etmeyi amaçladıklarını bunun için en yeni teknolojileri kullandıklarını dile getirdi. Orman yangınlarına en kısa sürede müdahale edebilmek için ‘’Yangın Yönetim Sistemini’’ geliştirdiklerini kaydeden Kahveci, şunları söyledi: ‘’Bu sistemle bütün araçlarımızı her an çıkacak yangına müdahale edecek şekilde kritik bölgelerde konuşlandırdık. Olası yangından erken haberdar olunması için riskli bölgelerde dumana hassas kameralar kurduk ve bununla ilgili yazılımlar geliştirdik. Türkiye’de 60’ın üzerindeki bölgeyi kameralarla gözetliyoruz. Nerede duman çıkarsa bu kameralar bize bunu 15-20 saniye içinde bildiriyor ve tüm sisteme alarm veriyor. Bu sistem dünyada sadece bizde var. Bu sistemi kullanmak için birçok ülke bize başvuruyor.” Türkiye’deki tüm orman alanlarını yanıcı özelliklerine, vasıflarına, su kaynaklarına mesafesine, yerleşim yerlerine uzaklıklarına ve bazı özelliklerine göre sınıflandırdıklarını belirten Kahveci, yangınla mücadele için binden fazla gölet ve havuz oluşturduklarını söyledi.

11.05.2010


 

Üniversite öğrencileri köylerde ders veriyor

Uludağ Üniversitesi öğrencileri örnek bir projeye imza attı. Türkiye’nin çeşitli illerinden eğitim için Bursa’ya gelen gençler, gönüllü olarak köy çocuklarını sınavlara hazırlıyor.

Uludağ Üniversitesi Matematik Topluluğu (UMAT) üyesi Diyarbakır, Gaziantep, Batman, Bursa, Balıkesir, Tekirdağ, Edirne, Kars, Hakkârili gençler, köy çocuklarının eğitimi için örnek bir projeyi hayata geçirdi. Fedakâr üniversiteliler, “UMAT ile Gülümseyen Gelecek” adını verdikleri projeyle Bursa’nın Keles ilçesine bağlı dağ köylerindeki ilköğretim okulu öğrencilerine ücretsiz matematik ve geometri dersi anlatıyor. Hafta sonlarında Keles ilçe merkeziyle Epçeler, Pınarcık, Dağdibi, Sorgun ve Baraklı köylerine giden gençler, öğrencilerin ufkunu da açtı. Sevecen tavırlarıyla köylülerin gönlünde taht kuran gençler, şehirlerarası dostluğun da artmasına vesile oluyor.

11.05.2010


 

Ağa takılan “caretta caretta’’yı balıkçılar kurtardı

BalIkesİr’İn Edremit ilçesine bağlı Altınoluk beldesi açıklarında ağa takılarak yaralanan ‘’caretta caretta’’, balıkçılar tarafından kurtarıldı.

Alınan bilgiye göre, ‘’Altınoluklu-1’’ adlı teknesiyle avlanan Altınoluk Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Halil Ataç, ağına caretta caretta takıldığını fark etti. Ataç, ağzına iri bir iğnenin saplanması sonucu yaralanan yaklaşık 1 metre boyundaki kaplumbağayı teknesine alarak, Altınoluk’a götürdü. Altınoluk Belediyesinden sağlanan bir kamyonetle Edremit ilçesinde veteriner Hüseyin Erkut Türe’nin muayenehanesine götürülen kaplumbağanın ağzındaki iğne, yaklaşık 1.5 saat süren operasyonun ardından çıkarıldı. Bir hafta süreyle kontrol altında tutulacak yaralı caretta caretta, Altınoluk Su Ürünleri Kooperatifine ait deniz akvaryumunda koruma altınaalındı.

11.05.2010


 

Mahkûmlara badminton ile rehabilite

Metrİs R (Rehabilitasyon) Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki hükümlüler badminton ile rehabilite edilecekler.

Badminton Federasyonu Başkanı Murat Özmekik, yaptığı açıklamada, ruh sağlığı bozuk erkek ve kadın hükümlülerin rehabilitasyonun sağlanması amacıyla kurulan Metris R (Rehabilitasyon) Tipi Kapalı Cezaevi yönetiminin, kendilerine, mahkûmların rehabilitasyonu konusunda badmintondan faydalanma isteklerini bildirdikleri kaydetti. Cezaevlerine bu konuda daha önceden de malzeme desteği sağladıklarını anlatan Özmekik, bunun yanı sıra antrenörlük kursları da açtıklarını ifade etti. Şu anda badminton antrenörlüğü belgesine sahip 400 ceza infaz memurunun olduğunu belirten Özmekik, şunları kaydetti: ‘’Biz bir taşla iki kuş vuruyoruz. Bir yandan hükümlülerin rehabilitasyonlarına, sosyal hayata adaptasyonlarına yardımcı olurken, öte yandan cezaevinde görev yapan ceza infaz memurlarına ek gelir imkânı sağlıyoruz. Badminton antrenörlüğü belgesine sahip 400 ceza infaz memuru var. Bunlar verdikleri dersler karşılığında ek ders ücreti alıyorlar.”

11.05.2010


 

3 ilâç için geri çekme kararı

SağlIk Bakanlığı 3 ilâcın bazı serileri için geri çekme kararı aldı.

Alınan bilgiye göre, Sağlık Bakanlığı İlâç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü, kemik erimesi (osteoporoz) tedavisinde kullanılan ‘’Vegabon Plus D Tablet’’ adlı ilâcın 3106904, 3106903 ve 3106902 seri numaralılarına, vücuttaki çinko eksikliğinin tedavisinde kullanılan ‘’Zinco 220 mg Tablet’’ adlı ilâcın 09060038 ve 09030023 serilerine, nezle ve grip tedavisinde burun içi mukozanın nemlendirilmesi için kullanılan ‘’Sefiyol Burun Spreyi 30 ml’’ adlı ilâcın da 001 seri numaralısına 2. sınıf B seviyesinde geri çekme işlemi uygulandığını duyurdu. İllerin sağlık müdürlüklerine, Türk Eczacılar Birliği’ne, ilgili üretici firmalara ve ilgili sağlık kuruluşlarına gönderilen resmi yazıda, hastanelerin, eczanelerin ve ecza depolarının ellerinde bulunan söz konusu ilâçların seri numaraları tutanları en kısa süre içerisinde firmalara iade etmeleri istendi.

11.05.2010


 

Sebze-meyve şenliği

Bİrçok ürünün yetiştiği Türkiye’de, ürünlerin olgunlaşmasıyla yörelerde şenlik ve festivaller de başlıyor. Geçmişi yıllar öncesine dayanan şenlik ve festivallerle hem bölgenin hem de yetiştirilen ürünün tanıtımı amaçlanıyor.

Türkiye’de bu yıl en fazla kiraz şenliği yapılması planlanırken, kirazı üzüm ve karpuz takip ediyor. Ülke genelinde bu yıl 15 kiraz, 7’şer üzüm ve karpuz, 4 çilek, 3’er ceviz, kavun ve fıstık şenliği ya da festivali yapılacak. Kiraz ile ilgili 4 farklı şenlik ve festival ile Konya ilk sırada yer alacak. Konya’yı, 2’şer kiraz festivali ile Tokat ve Kütahya izliyor. Meyve ve sebze ile ilgili en fazla etkinlik ise Denizli’de yapılması planlanıyor. İlde kiraz, fasulye, leblebi (2), biber, kavun, karpuz, şeftali ve ayçiçeği için şenlik ve festivaller düzenlenecek. Denizli’yi, erik, çam fıstığı, domates, pamuk ve incir şenlikleriyle Aydın takip ediyor.

2010 YILINDA YAPILACAK ŞENLİK VE

FESTİVALLER

Ülke genelinde bazı illerde 2010 yılında yapılacak şenlik ve festivallerden bazıları ise şöyle: ‘’Zonguldak: çilek, Yozgat: Turşu, Uşak: Çilek, mercimek, fasulye, Tunceli: Dut, Tokat: Kiraz (2), domates, Tekirdağ: Ayçiçeği, üzüm, Sivas: Dut, Sakarya: Fındık, Osmaniye: Turp, kiraz, fıstık, Ordu: Fındık, Niğde: Kiraz, üzüm, Mersin: Muz, erik, kayısı, limon, Mardin: Kiraz, Manisa: Zeytin, kavun, karpuz, üzüm, Malatya: Kiraz, ceviz, armut, elma, Kütahya: Kiraz (2), vişne, leblebi, Koyna: Kiraz (4), çilek, üzüm, karpuz, Kırşehir: Ceviz, Kırıkkale: Kavun, karpuz, Kahramanmaraş: Ceviz, İzmir: Kiraz, Isparta: Dut, Iğdır: Kayısı, Gaziantep: Fıstık, nar, Erzincan: Üzüm, Elazığ: Çilek, Diyarbakır: Karpuz, Denizli: Kiraz, fasulye, leblebi (2), biber, kavun, karpuz, şeftali, ayçiçeği, Çanakkale: Kiraz, kayısı, Bursa: Zeytin, Bolu: Elma, Bilecik: Karpuz, Balıkesir: Karpuz, zeytin, Aydın: Erik, çam fıstığı, domates, pamuk, incir, Artvin: Pancar, Antalya: Üzüm, nar, Afyonkarahisar: Kiraz, vişne, Adana: Karpuz.’’

11.05.2010


 

Hafız öğrenciler tac giydi

Kocaeli’nin Gebze ilçesine bağlı Darıca beldesinde hafızlık eğitimini tamamlayan 17 kız öğrenci törenle tac giydi.

Öğrenciler, ailelerine kendilerine hafız olma fırsatını verdikleri için minnettar olduklarını söyledi. Darıca’da eğitim veren Bahar Kız Kur’ân Kursu’nda 17 öğrencinin hafızlığını tamamlaması sebebiyle Gebze Osman Hamdi Bey Sahnesi’nde hafızlık merasimi düzenlendi. Genç kızlara hafızlık tacı, babaları tarafından takıldı. Törende konuşan Darıca Müftüsü Remzi Pehlivan, hafızlığı herkesin yapamayacağını belirterek, bir Müslüman’ın en kötü ihtimalle Kur’ân'ı okumayı bilmesi gerektiğini kaydetti. Kur’ân Kursu Müdiresi Nurdan Mendeş ise yatılı eğitim veren Bahar Kız Kur’an Kursu’nun 2009 yılındaki hafızlık yarışmasında birinci çıkardığını hatırlattı. Törene katılan ailelerin çocuklarının hafızlığı tamamlaması karşısında duygusal anlar yaşadığı gözlendi.

11.05.2010


 

Grönland Buzulları’ndaki erime yazın katlanıyor

Sanayİ ürünleri, petrol, kömür gibi fosil yakıtlarının tüketiminden kaynaklanan karbondioksitle dünya ikliminin giderek ısınması, en çarpıcı biçimde Grönland’da da kendini gösteriyor.

İskoç bilim adamlarının Norveç’in başkenti Oslo’da açıklanan çalışmasına göre, Grönland’da buzulların denize doğru kayarak erimesi, yaz aylarında yüzde 220 oranında artıyor.

Edinburgh Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ian Bartholomew’un Nature Geoscience bilim dergisinde yayınlanan bulgusuna göre, Güney Kutbu Antarktika’dan sonra dünyanın en büyük buzul ve buzlasına (katı sahanlığı deniz buz örtüsü) sahip Grönland’da buzullar yazın çok daha hızlı biçimde eriyor. 35 km kıta içinde ve 1095 metre rakımlı yerlere kadar buzullar, Grönland’da yazın denize 300 metre kadar kayabiliyor. BM’nin son derece kritik Danimarka-Kopenhag İklim Zirvesi’nin 8-17 Aralık 2009’da tam başarısızlıkla bitmesi ve dünyanın baş döndürücü hızla nüfus artışına sahne olması, sanayi ürünlerinin, yakıtların karbondioksit salımının atmosferde sera etsisi yaratarak giderek dünyayı yavaş yavaş ölüme yaklaştırması, bazı bilim adamlarınca esefle karşılanıyor.

11.05.2010


 

BUZUN VARLIĞI İKLİM İÇİN ÖNEMLİ

Grönland, tümden eriyecek olsa dünya denizleri ve okyanusları 7 metre yükselecek. “Buz”un varlığı, dünya ikliminin bozulmaması için çok önemli.

Güneş, rüzgâr, hidroelektrik enerjisi, dünyanın kurtulması için çok önemli sayılıyor. Aralık 2009’da “beyaz bayrak” çekerek sanayi karşısında yenilgiyi kabul eden Kopenhag’da, Hans Christian Andersen’in (1805-1775) sonsuz fedakâr “Küçük Denizkızı” ölüm kalım savaşı veren tabiatı simgeliyor. 1913’te Kopenhag’ın Langelinye Limanı’nda kaya üzerine oturtulan Küçük Denizkızı heykeli, sessizce doğanın bozuluşunu izliyor. Grönland, Danimarka’nın eski özerk bölgesi.

11.05.2010


 

Kapadokya, Rusya’da tanıtılacak

Rusya Devlet Televizyonu Kapadokya’da belgesel çekti. Rusya K adlı televizyon kanalı, Eylül ayında yayınlanacak ‘’Sferes’’ adlı tanıtım programı için Kapadokya bölgesinin tarihi ve turistik merkezlerini görüntüledi.

Kameraman Dmitry Tukalov’la Kapadokya’daki tarihî ve turistik mekânları gezen yönetmen Tatiana Pleshcheva, bölgenin büyüleyici atmosferi karşısında şaşırdığını belirterek, iki gün boyunca bölgenin insanları etkileyen alanlarını görüntülemeye devam edeceklerini bildirdi. Çekim ekibi Nevşehir Belediyesini de ziyaret ederek, Belediye Başkanı Hasan Ünver’den Nevşehir ve Kapadokya bölgesiyle ilgili bilgi aldı. Ünver, ‘’Belgeselin yayınlanmasıyla Rusya Federasyonu’ndan da insanların bölgeye gelerek bu zengin kültür, doğa ve tarih hazinelerini görmesinden mutluluk duyacağız’’ dedi.

11.05.2010


 

Mekke treninde geri sayım

Bİrİncİ aşaması tamamlanan Mekke tren projesinin ikinci aşamasına önümüzdeki aylar içerisinde başlanacağı bildirildi.

İlk denemesinin bu yaz yapılacağı trenin, bir sonraki yılın Hac döneminde tamamlanması bekleniyor. Suudi Arabistan’da yayınlanan Al-Riyadh Gazetesinin haberine göre, 6,5 milyar Suudi Riyal (yaklaşık 1,7 milyar dolar) maliyeti olan Mekke tren projesinin ilk aşamasının tamamlandığı, ikinci aşamanın da önümüzdeki aylarda başlayacağı kaydedildi. 18 kilometreden oluşan çift yönlü demiryolunun birinci aşama olarak sayılan alt yapı çalışmaları tamamlandı. Projenin ikinci aşamasında ise Arafat, Müzdelife ve Mina’da toplam 9 istasyon kurulacak. İstasyonların sonuncusu şeytan taşlama köprüsünün dördüncü katında yer alacak. İstasyonların tamamlanmasının ardından trenin denenmesi için raylar yerleştirilecek. Tren istasyonlara ve yayalara yakın olmasının yanı sıra tren yolunun çadırları etkilemeyecek. Tren ayrıca hacıları taşıyan arabaların sayısında büyük bir oranda düşüreceği tahmin edilirken bu sayının 53 bin aracı bulabileceği belirtiliyor. Mina, Müzdelife ve Arafat arasındaki mesafeyi 7 dakikada tamamlayacak olan trenin hızı 50-70 km ve taşıyacağı hacı sayısının da saatte 70 bin olacağı ifade ediliyor. Her iki dakikada bir başlayacak seferlerin her birinde 3 bin hacı taşınacak.

11.05.2010


 

Denizli’de jojoba üretimi

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Biyoloji Bölümü, yağı, ağır sanayi, ilâç ve kozmetik sanayisinde kullanılan, 25 metreyi bulan kökleriyle de erozyon ve çölleşmeyle mücadeleye katkı sağlayan jojoba bitkisinin üretimi ve tohum ıslah çalışması için üretim merkezi kurdu.

2009 yılında ‘’PAÜ Kurumsal Altyapı Projesi’’ olarak başlanan çalışmalarda, jeotermal sularıyla ünlü Sarayköy ilçesinde hazine arazisi kiralandı. ‘’PAÜ Jojoba Adaptasyon Merkezi’’ adı verilen üretim merkezinde, jojoba tohumları bir ay önce toprağa ekildi. Çalışmalarla ilgili bilgi veren, Proje Yürütücüsü ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Yeşim Kara, Amerika kıtası bitkisi olan jojoba için kurulan üretim merkezinde, 3 hafta sonra ürün almayı hedeflediklerini dile getirdi. Toprak seçiciliği olmayan bitkinin her türlü toprakta yetişebildiğini belirten Kara, bu nedenle tarımsal üretimde bir alternatif ürün olabileceğini söyledi.

11.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım