Güncel

Vize gittikçe zorlaşıyor

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, vizenin aslanın ağzında olduğunu belirterek, bazı ülkelerin, Türk vatandaşlarına vize vermemek için işi yokuşa sürdüklerini bildirdi. ATO’nun vize araştırmasına göre elçilikler, vize başvurusunda bulunanlardan 40’a yakın belge istiyor.

Vize aslanın ağzında

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Türkiye’nin vize kolaylığı beklerken, vize işlemlerinin gittikçe zorlaştığına söyledi. ATO’nun “Vize Araştırması”na göre, elçilikler vize başvurusunda bulunanlardan 40’a yakın belge istiyor. Bu belgeler arasında en ilginç olanlardan birisi, öğrencilerden istenen “not ortalaması belgesi”. ABD Büyükelçiliği ve konsoloslukları, vize başvurusunda bulunan öğrencilerden not ortalamalarını istiyor. Üstelik not ortalamalarını gösteren “transcript” adlı belgenin okuldan kapalı zarf içinde teslim alınmış olması gerekiyor. ATO Başkanı Aygün, Türkiye’nin vize kolaylığı beklerken, vize işlemlerinin gittikçe zorlaştığına dikkat çekerek, Amerika ve İngiltere gibi bazı ülkelerin büyükelçiliklerinin vize başvurusunda bulunan kişinin parmak izini aldığını ve vize başvurusu sırasında 40’a yakın belge istediğini belirtti. Aygün, “Vize artık aslanın ağzında Bazı ülkeler Türk vatandaşlarına vize vermemek için işi yokuşa sürüyorlar” dedi.

09.05.2010

HER ŞEHİT HABERİ AĞLATIYOR

21 Ekim 2007'de Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca mevkiinde PKK'lı teröristlerin saldırısında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Mustafa Uysal'ın 82 yaşındaki annesi Nefise Uysal, oğlunun şehit düştüğü Dağlıca'dan her gelen acı haberle yüreğinin dağlandığını, Dağlıca isminin kendisine acı ve hasreti hatırlattığını söyledi.

ŞEHİT OLMADAN 25 GÜN ÖNCE

Antalya'nın Manavgat ilçesi Çardak köyünde yaşayan ve televizyonda haberleri izlerken Dağlıca'da yine askerlerin şehit olduğu haberini duyduğunda gözyaşlarını tutamadığını belirten Nefise Uysal, oğlu Mustafa'nın şehit düşmeden 25 gün önce elini öpüp boynuna sarılmasını hiçbir zaman unutamadığını anlattı.

ANA YÜREĞİNİN DAĞLANDIĞI YER

Nefise Uysal, "Dağlıca ismi benim yüreğimin dağlandığı yer. Dağlıca'dan ne zaman şehit haberi duysam kabristana, oğlumun mezarı başına gider, ağlar ve dua okurum. Oğlumun şehit olduğu yerin ismi bana ve çocuklarıma hasret ve gözyaşını hatırlatıyor." diye konuştu.

Dağlıca, yürek dağlıyor

2007’de Hakkari’nin Yüksekova ilçesi Dağlıca mevkiinde PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olan Piyade Uzman Çavuş Mustafa Uysal’ın 82 yaşındaki annesi Nefise Uysal Dağlıca’dan her gelen acı haberle yüreğinin dağlandığını söyledi.

Antalya’nın Manavgat ilçesi Çardak köyünde yaşayan Dağlıca şehidi Piyade Uzman Çavuş Mustafa Uysal’ın annesi Nefise Uysal, Dağlıca isminin acı ve hasreti hatırlattığını ifade etti. Televizyonda haberleri izlerken Hakkari’nin Yüksekova ilçesi Dağlıca’da asker şehit olduğu haberini duyduğunda göz yaşlarını tutamadığını belirten Nefise Uysal, oğlunun şehit düşmeden 25 gün önce elini öpmesi ve boynuna sarılmasını hiçbir zaman unutamadığını söyledi. Nefise Uysal, “Dağlıca ismi benim yüreğimin dağlandığı yer. Dağlıca’dan ne zaman şehit haberi duysam oğlumun mezarı başına gider, ağlar ve dua okurum. Oğlumun şehit olduğu yerin ismi bana ve çocuklarıma hasret ve gözyaşını hatırlatıyor” diye konuştu. Dağlıca şehidi annesi Uysal, oğlunun acısını Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanı Mehmet Ali Şahin’in “Nefise annem nasılsın” telefon sesinin dindirdiğini belirtti. Oğluna çok hasret duyduğunda oğlu adına yapılan ilköğretim okulunu ziyaret ettiğini belirten Uysal, Meclis Başkanı Şahin’e oğlu adına bir okul yaptırdığı için her namaz sonrası dua ettiğini kaydetti.

Dağlıca şehidinin ağabeyi Hasan Uysal da Dağlıca’da ne zaman bir askerin şehit düştüğü haberini duysa evinin odasına çekilip ağladığını belirtti. Hasan Uysal, Dağlıca ismini her duyduğunda kardeşi Mustafa’yı hatırlattığı için yüreğini dağladığını ifade etti. Dağlıca şehidi Piyade Uzman Çavuş Mustafa Uysal, 21 Ekim 2007’de Hakkari’nin Yüksekova ilçesi Dağlıca mevkiinde PKK’lı teröristlerin saldırısında şehit olmuştu.

09.05.2010

Kozan, şehidine gözyaşı döküyor

Hakkarİ’nİn Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Metin Can’ın (23) memleketi Adana’nın Kozan ilçesindeki evine ateş düştü.

Olayı duyan anne Seçil Can, oğlunun ölüm haberi ile yıkıldı. Baygınlık geçiren anneye sağlık görevlileri müdahale etti. Arıcılık yapan baba Güngör Metin’in Kahramanmaraş’ta olduğu ve telefonla haberin bildirildiği öğrenildi.

Uzman Çavuş Can’ın (23) şehit olduğu haberinin ilçeye ulaşmasının ardından önce şehidin Türkeli Mahallesi Ağlıbogaz Caddesindeki evinin bulunduğu Türkmenistan sokak girişine ve evine bayraklar asıldı. İlçe esnafı ise sabahın erken saatlerinden itibaren dükkanlarına bayrak astı. Kozan Belediyesi, şehir merkezindeki bir binaya dev bir bayrak asarken, anneler günü dolayısıyla düzenlemeyi planladığı etkinlikleri iptal ettiğini açıkladı. Şehir içi dolmuş şoförleri de minibüslerine bayrak ve siyah kurdele taktı. Şehidin Kozan’daki cenazesinin ikindi namazından sonra Hoşkadem Camisi’ndeki törenin ardından Kozan’daki şehit mezarlığında toprağa verildi.

09.05.2010

Şırnak’ta mayına basan er şehit oldu

ŞIRNAK’IN Uludere ilçesine bağlı Ortaköy'de mayına basan bir asker şehit oldu. Edinilen bilgiye göre, Piyade Er Emin Şener, Ortaköy'de devriye sırasında teröristlerin yerleştirdiği mayının patlaması sonucu yaralandı.

Yaralı Şener, kaldırıldığı Şırnak Askerî Hastanesinde şehit oldu. Şehidin cenazesinin memleketi olan Van'a gönderildiği bildirildi.

09.05.2010

Cihan Haber Ajansı 18 yaşında

Cİhan Haber Ajansı (Cihan) 18. yaş gününü geniş katılımlı bir resepsiyonla kutladı. Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç’ın da konuk olarak katıldığı geceye, çok sayıda gazete ve ajansın üst düzey yöneticileri, medya camiasının seçkin kalemleri ve gazeteciler katıldı.

Cihan’ın Bahçelievler Ahmet Taner Kışlalı Caddesi’ndeki yeni binasının açılışı da Devlet Bakanı Arınç tarafından gerçekleştirildi. Açılışta konuşan Arınç, Türkiye’nin her geçen gün özgürleştiğini ve demoktarikleştiğini belirterek, “Halen skolastik düşüncelerle kendi dönemlerini, şeflik dönemlerini hatırlayıp ‘ah’ çekenler, gözlerini açıp bu dönemlerini görsünler. O dönemler bir daha gelmemek üzere geçti artık. Bugünler, pek çok güzel günleri yaşadığımız günler oldu. Bu işler sancısız olmuyor. Sonunda çok güzel çok hayırlı işler olacak” dedi. “Artık yeni bir Türkiye var ve bu yeni Türkiye yeni çağdaş ve güçlü bir Türkiye olacak” diyen Arınç, 28 maddelik anayasa değişikliğinin başarıyla Meclis’te sonuçlandığına dikkat çekerek, anayasanın 2010’un Temmuz ortalarında referandumla sonuçlanacağının altını da çizdi.

09.05.2010

Bulanık dâvâsı Ankara’ya alındı

Muş’un Bulanık ilçesinde 15 Aralık 2009’da meydana gelen olayın dâvâsı, avukatların başvurusu üzerine Ankara’ya alındı.

Şubat’ın ilk haftasında iddianamesi kabul edilen dâvânın ilk duruşması valiliğin güvenlik sorunu yaşanabileceği uyarısı ile Samsun’a kaydırılmıştı. 12 Nisan 2010’da Samsun’da görülen ilk duruşmanın ardından DTP eski Eşbaşkanı Ahmet Türk’e yapılan saldırı ve avukatların uzun süre adliyede bekletilmeleri iddiasıyla bu sefer de avukatlar güvenliği gerekçe göstererek dâvânın yer değiştirmesini istedi. Bu konuda Adalet Bakanlığı’na yapılan talep olumlu sonuçlandı. Bakanlık, dâvânın Ankara’da devam etmesini kararlaştırdı.

09.05.2010

Baykal’a suikast iddiası

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, 15 Nisan 2010 tarihinde İstanbul Emniyeti Organize Suçlarla Mücadele Şubesine e-posta yoluyla gelen ihbarda Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün ‘Baykal’ı iki dizinden vurun’ yazdığını söyledi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, ihbarı doğruladı.

Baykal’a suikast ihbarı CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Başkan Deniz Baykal’a suikast düzenleneceği yönünde ihbar yapıldığını açıkladı. Sav, CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyeleriyle düzenlediği basın toplantısında, bir ihbardan yola çıkarak ‘’hangi konularda ne tür saldırılarla yüzyüze olduklarını’’ paylaşmak istediklerini söyledi. Sav, şöyle konuştu: ‘’Hiçbir katkıda bulunmadan İstanbul Emniyet Müdürlüğüne yapılmış olan bir ihbarı aynen size aktaracağım. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Müdürlüğüne yapılmış bir ihbar: ‘Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı vur emri verdi’ Sarıgül, Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Osman Şevket Aslan aracılığıyla aralarında daha önce husumet bulunan ya da öyle olduğu sanılan organize suç örgütü lideri Mithat Yılmaz’a, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı her iki dizinden vurması için talimat verdi. Belirsiz kaynaklı 300 bin dolar nakit para belediye kasasından alınarak Osman Şevket Aslan tarafından Şişli Kasap Sokak Eser İş Merkezi A Blok No: 16/7 adresinde bulunan 2A Gıda Pazarlama Limited şirketi, Mithat Yılmaz’ın paravan şirketi olduğu ifade ediliyor. Şirketinden bizzat Mithat Yılmaz’a avans olarak verilmiştir. İşin bitiminde 450 bin dolar daha ödenmek üzere 750 bin dolara anlaşma hazırlanmıştır. Osman Şevket Aslan ile Mithat Yılmaz, yüzyüze olmadığı durumlarda kriptolu telefonlar ile bağlantı kurmaktalar. Mithat Yılmaz’ın iki adamında daha bu kriptolu telefonlardan bulunmaktadır.’’ Sav, suikastın planların ertelenmesi sebebiyle gerçekleşmediğini dile getirdi. GİZLİ KAMERA GÖRÜNTÜLERİNE GİRMEDİ CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ait olduğu öne sürülerek internet sitelerine konulan görüntülerle ilgili de Sav, “Bu olayı dikkate izlediğimiz günlerde başka bir olay gerçekleşti. Bu ayrı bir kulvarda, yargı ile CHP arasında işliyor, işletiliyor. CHP bu tür davranışlara, saldırılara ilk kez muhatap olmuyor” dedi. Sav, mahkeme görüntülerle ilgili gizlilik kararı verdiği için konuya girmeyeceğini ancak konuya değişik boyutlarıyla girmeleri gerektiğinde açıklama yapılacağını kaydetti. ÇAPKIN: GÖZALTI YOK İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi'ndeki yerleşkesinden ayrılırken basın mensuplarının, Baykal'a yönelik suikast iddiasına ilişkin sorularına, ''Gözaltına alınan kimse yok. Bir ihbar geldi. Savcılığın talimatıyla çalışmalarımız sürüyor'' cevabını verdi..

09.05.2010

AB sürecinin neresindeyiz?

DP Genel Başkan Yardımcısı Sinan Ülgen, hükümetin ilk yıllarında AB yolunda bazı reformlar yaptığını ifade ederek, ancak özellikle 2005’ten sonra bu reformlara son verildiğini kaydetti. Avrupa’nın 2030 yılına kadar nasıl şekillenmesi gerektiğine ilişkin bir rapor hazırlayan 12 kişilik Avrupalı “Akil Adamlar” grubu ise, AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini vurguladı.

Reformlara ara verildi

DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkan Yardımcısı Sinan Ülgen, ‘’Türkiye’de demokratikleşme için siyasî reformların şart olduğunu’’ belirtti. DP Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre, çeşitli temaslar için ABD’ye giden Sinan Ülgen, Washington Enstitüsü’nde konuşma yaptı.

AKP’nin dış politika vizyonunda, Batı ittifakı içinde yer alan bir Türkiye’nin olmadığını savunan Ülgen, hükümetin ilk yıllarında AB yolunda bazı reformlar yaptığını belirtti. Ancak özellikle 2005’ten sonra bu reformlara son verildiğini ifade eden Ülgen, şunları kaydetti:

‘’AB sürecinin bu şekilde sekteye uğraması, Türkiye’nin demokratikleşmesi bakımından da olumsuzluk yaratmıştır. Bugün artık Türkiye’de çoğulculuğa ve siyasî hoşgörüye inanmayan, eleştiriye tahammül edemeyen, otokratik bir dönem başlamıştır. AK Parti bütün denetim mekanizmalarını teker teker yok ederek veya kendine bağlı hale getirerek, bütün siyasî gücü kendinde toplamak istemektedir.’’

AKP’nin dış politikasının da benzer amaca hizmet ettiğini söyleyen Ülgen, ‘’Türkiye’nin bu zorlukları aşabilmesi için DP’nin gündeminde yer alan siyasî reformların yapılması gereklidir. Yüzde 10’luk baraj, seçim ittifaklarının yasaklanması, seçim harcamalarının denetlenmemesi, siyasette eşit rekabet ortamının yaratılmasını engellemektedir. Türkiye’de demokratikleşme için siyasi reformlar şarttır’’ dedi.

09.05.2010

Cindoruk: AB’nin sınavı, Türkiye’nin tam üyeliği

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Avrupa Birliği (AB) açısından verilecek tarihî sınavın, Türkiye’nin tam üyeliği olduğunu söyledi.

DP Genel Başkanı Cindoruk, “Avrupa Günü” dolayısıyla yayınladığı mesajında “AB açısından bundan sonra verilecek tarihî sınav, katılım yönünde kararlılığını 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması’yla göstermiş olan Türkiye’nin tam üyeliğidir” dedi. Cindoruk, Avrupa Günü’nün Türkiye-AB ilişkisinin gelecek açısından taşıdığı önemin anlamını hatırlamak ve ilişkilerde güvenli bir zeminini oluşturacak yarınlarına, biraz da bu perspektiften bakmak için, iyi bir fırsat teşkil edeceğini belirtti.

09.05.2010

Piknik alanında 6 adet tüfek bombası bulundu

Eskişehir’in Çifteler ilçesinde 6 adet patlamamış tüfek bombası bulundu.

Çifteler ilçesinde otel, restoranlar ile piknik alanın bulunduğu Sakarbaşı bölgesindeki vatandaşlar, otların arasında patlayıcı maddeye benzer cisim olduğunu görünce durumu güvenlik güçlerine bildirdi. Kısa sürede olay yerine giden Jandarma ve polis, piknik alanını güvenlik şeridiyle çevirirken, bölgeye giriş ve çıkışları yasakladı. Piknik yapan vatandaşlarda bölgeden uzaklaştırıldı. Olay yeri Jandarma bölgesi olduğu için Jandarma ve polis ortaklaşa çalıştı. Ardından bölgeye Eskişehir’den olay yeri inceleme, bomba imha uzmanı ve Terörle Mücadele Şubesi Ekipleri gönderildi. Uzman ekipler, piknik alanındaki otların içerisinde dedektörle yaptığı aramalarda, 6 adet patlamamış tüfek bombası buldu. Muhafaza altına alınan tüfek bombaları, incelemesi yapılmak üzere Kriminal Şube’ye gönderildi.Mühimmatın bulunduğu alan Türkiye’de ilk demokrasi mitinginin yapıldığı yer olarak biliniyor. Taşınmasının bile tehlikeli olduğu kaydedilen tüfek bombasının yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri ile Özel Hareket Polisinde bulunduğu, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde terörle mücadele de daha çok kullanıldığı kaydedildi.

09.05.2010

Müzakereler devam etmeli

Avrupa’nIn 2030 yılına kadar nasıl şekillenmesi gerektiğine ilişkin rapor hazırlayan 12 kişilik Avrupalı “Akil Adamlar” grubu, “üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini” belirtti.

Başkanlığını eski İspanya Başbakanı sosyalist Felipe Gonzalez’in yaptığı “Akil Adamlar” grubunun, Avrupa Günü olan 9 Mayısta açıklanacak 34 sayfalık raporunun özeti, İspanyol El Pais gazetesinde bugün yayımlandı. Raporun Türkiye ile ilgili olan bölümünde, üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiği vurgulandı. Raporda AB’nin genişlemesiyle ilgili olarak, AB’ye aday olan her ülkenin yaptıklarına ve adaylık kriterlerini yerine getirmesine göre tek tek ele alınması gerektiği görüşü belirtildi. Yaklaşık 2,5 yıllık bir çalışma yürüten Akil Adamlar, AB’nin dünyada sahip olduğu gücü yitirmemesi ve sosyal modelden uzaklaşmaması için “radikal reformlar yapmak zorunda olduğunu” ifade etti. Raporda, “Küresel ekonomik kriz, bankalarını kurtarmaya çalışan devletler, nüfusun yaşlanması, iklim değişikliğine meydan okuma, enerjiye bağımlılığın artması, üretimin doğuya doğru kayması, terörizm tehdidi ve organize suçlar, ekonomimizin rekabet gücünü ve sosyal modelimizin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor” denildi. Raporda, “Avrupa’nın Türkiye’ye verdiği vaatleri yerine getirmek zorunda olduğu” vurgulandı.

09.05.2010

AB, taahhütlerine sadık kalmalı

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, ‘’Avrupa Birliği’nin (AB) taahhütlerine sadık kalarak, yapıcı tutumunu sürdürmesini ve ülkemizin katılımı konusunda kararlılık göstermesini bekliyoruz’’ dedi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamaya göre Gül, ‘’Avrupa Günü’’ sebebiyle yayımladığı mesajda, mesajında ‘’AB’ye üyelik hedefimiz, Cumhuriyetimizin kurucu ruhunun ve felsefesinin en tabiî tezahürüdür” dedi. Daha demokratik, müreffeh ve güçlü bir Türkiye inşa edilmesinin, tüm vatandaşların hayat standartlarının yükseltilmesinin her şeyden önce milli menfaatlerin gereği olduğunu vurgulayan Gül, mesajında şu görüşlere yer verdi: “AB’nin de taahhütlerine sadık kalarak, yapıcı tutumunu sürdürmesini ve ülkemizin katılımı konusunda kararlılık göstermesini bekliyoruz. Türkiye’nin bu hedefe ulaşmak için önümüzdeki dönemde de her türlü gayreti sergileyeceğinden ve bu istikamette azimle yol almaya devam edeceğinden şüphe duyulmamalıdır.”

09.05.2010

GÜL, ESAD İLE BİR ARAYA GELDİ

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, bakanların da katılımıyla İstanbul’da bir ara geldi.

Çırağan Sarayında ilk olarak Hayrünnisa Gül ve Esma Esad’ın katılımıyla bir araya gelen Gül ve Esad, daha sonra Devlet Bakanları ve Başbakan Yardımcıları Hayati Yazıcı ve Bülent Arınç ile iki ülkenin Dışışleri Bakanları Ahmet Davutoğlu ve Velid El Muallim’in de katıldığı görüşmeye geçti. Görüşmenin ardından “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı ile Suriye Cumhuriyeti Enformasyon Bakanlığı arasında basın ve yayın alanında işbirliği anlaşması” Arınç ve El Muallim tarafından, “hükümetler arası Nusaybin ve Kamışlı kara hudut kapılarının ortak kullanımına dair anlaşma” da Yazıcı ile El Muallim tarafından imzalandı.

09.05.2010

Şahin: Referandum süresi tartışması gereksiz

TBMM başkanı Mehmet Ali Şahin, referandum süresi ile ilgili tartışmalar konusunda ‘’Bu tartışmayı gereksiz görüyorum’’ dedi.

Mehmet Ali Şahin, TBMM Mustafa Necati Kültür Evi’ndeki Anneler Günü sergisine gelişinde gazetecilerin soruların cevapladı. TBMM Genel Kurulunda görüşülen Anayasa Değişikliği oturumlarında yaşanan tartışmaların hatırlatılarak, bir kırgınlığı olup olmadığı sorulan Şahin, ‘’Kimseye bir kırgınlığım yok’’ dedi. Tansiyonu yüksek devam eden TBMM çalışmaları sırasında zaman zaman kontrol dışı sözler sarf edilebildiğini ifade eden Şahin, şunları söyledi: ‘’Olmasa çok daha iyi olur. Ancak ben ilgili tüm arkadaşlarımıza bu uzun çalışmadan dolayı teşekkür ediyorum. Tabiî insanız, uzun mesai içerisinde başta ben olmak üzere bu yorgunluğun etkisiyle bazen ağzımızdan normalde çıkmaması gereken cümleler dökülebiliyor; benim de olmuş olabilir. Artık bunları hoş görmek durumundayız. Aynı millî formayı giyen futbolcular rakip takımlar olarak karşılaştıklarında zaman zaman birbirlerine sert girdikleri oluyor, ama maç bittikten sonra sarmaş dolay soyunma odasına gidebiliyorlar. Bu centilmenliği siyasetçiler olarak gösterebilmeliyiz ve gösterdik. Yarım saat önce birbirleriyle kavga eden milletvekilleri daha sonra kucaklaştılar.’’

Şahin, referandum süresi ile ilgili tartışmaların hatırlatılması üzerine de ‘’süreyi 60 güne indiren yasal düzenlemenin yapıldığını ve yürürlüğe girdiğini’’ belirterek, ‘’Bu tartışmayı gereksiz görüyorum’’ dedi.

09.05.2010

Medvedev’in ziyaretinde 12 anlaşma imzalanacak

Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev’in 11-12 Mayısta yapacağı resmî Türkiye ziyareti sırasında 12 anlaşma imzalanmasının öngörüldüğünü söyledi. Büyükelçi Akıncı, Medvedev’in Türkiye ziyareti öncesinde verdiği demeçte, Medvedev’in ziyaretinin ön hazırlığının Ankara’da Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Rusya Başbakan Yardımcısı İgor Seçin başkanlığındaki heyetin katıldığı Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısında yapıldığını belirterek, bütün meselelerin bu toplantıda ele alındığını söyledi.

Mevcut programa göre Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Medvedev’in iki kez başbaşa görüşmesinin öngörüldüğünü ifade eden Akıncı, “Bir de heyetler arası görüşme olacak. Arkasından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile beraber Üst Düzey İstişare Konseyinin kurulduğu açıklanacak ve konsey ilk toplantısını yapacak. Bu konsey, iki taraftan da çok sayıda bakanın katıldığı, Türkiye tarafından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Rusya tarafından da Devlet Başkanının başkanlık edeceği, yılda bir toplanması öngörülen bir toplantı” dedi. Akıncı, Üst Düzey Yüksek İstişare Konseyine bağlı başka kurulların da bulunduğu ve bağlı kurulların daha sonra bir araya geleceğini kaydetti. Medvedev’in ziyareti sırasında enerji anlaşmalarının yanı sıra denizcilik ve hava ulaştırma anlaşmalarının da imzalanacağını belirten Akıncı, “12 tane anlaşmanın imzalanması öngörülüyor” dedi.

09.05.2010

Tanzimat’tan beri halk anayasasını yapamıyor

Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş,Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, anayasanın Tanzimat’tan beri elitler tarafından yapıldığını ve elitlerin halka anayasayı üretme izni vermediğini söyledi Kanal 5 Televizyon’unda “Gündem Türkiye” programına katılan Saadet Partisi Genel Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasa için yapılacak referandumda partisinin yeni anayasaya destek vereceklerini ifade etti.

Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, anayasanın Tanzimat’tan beri elitler tarafından yapıldığını ve elitlerin halka anayasayı üretme izni vermediğini aktardı.

09.05.2010

Susurluk Raporu incelenecek

İkinci ‘’Ergenekon’’ davasında mahkeme heyeti, Susurluk Raporu’nun aslının, Başbakanlık’tan ve eski Başbakan Mesut Yılmaz’dan, incelenmek üzere istenmesine karar verdi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada sanık ve avukatların taleplerine ilişkin mahkeme heyeti tarafından alınan kararlar, Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu tarafından açıklandı. Mahkeme heyeti, sanık Tuncay Özkan’a ait olduğu belirtilen 2008/1100 sayılı emanetin birinci sırasında yer alan, 18 ve 19 sayılarıyla numaralandırılmış, üzerinde ‘’Susurluk Raporu’’ ve ‘’Susurluk Raporu Ekler Dosyası’’ yazılı, sayfaları üzerinde kırmızı mürekkepli mühür bulunan ve renkli kalemle belirleme ve işaretleme yapılmış, bazı ifade altları mavi renkli tükenmez kalemle imzalı, içerisinde faks çıktıları olan belgelerin asıl belgeler olup olmadığının kontrolü gerektiğinden, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz’da bulunan ve tek nüsha olarak dağıtımı yapıldığı belirtilen Susurluk Raporu’nun aslının incelenmek üzere yeniden istenmesine karar verdi. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığında bulunduğu bilinen ‘’Susurluk Raporu’’ ve ‘’Susurluk Raporu Ekler Dosyası’’nın aslı üzerinde inceleme yapılacağından Başbakanlık’tan istenmesine karar veren mahkeme heyeti, bir kısım sanıklar ve avukatların diğer taleplerine ilişkin celse arasında karar verilmesine hükmetti. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.00’a erteledi.

09.05.2010

Eğitim dünyayı değiştirir

VAN’DA Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu önünde bekleyen ve çevreye rahatsızlık veren gençler, okulda açılan internet merkezi sayesinde eğitimin parçası haline getirildi.

Okul Müdürü Tahir Arslan, okulda bin 400 öğrenciye eğitim verildiğini belirterek, sık sık okul dışındaki internet kafelere giden öğrencilerin kötü alışkanlık edindiğinin belirlendiğini söyledi. Bunun üzerine polisin söz konusu internet kafelere baskın yaptığını, ancak öğrencilerin bir süre sonra yeniden bu kafelere gitmeye devam ettiğini anlatan Arslan, bu sorunun çözümü için bilişim teknolojileri öğretmeni Sevilay Durdu ile okulda bir internet merkezi kurmayı kararlaştırdıklarını ifade etti. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Güdücüoğlu’nun katkısıyla alınan 11 bilgisayarla okulda internet merkezi kurduklarını bildiren Arslan, öğrencilerin yanı sıra, velilerin ve okul önünde bekleyen gençlerin de bu merkezden yararlandığını vurguladı. Okul önlerinde bekleyen, çevreye, öğrencilere ve idarecilere rahatsızlık veren gençlerin de bu merkeze büyük ilgi gösterdiğini vurgulayan Arslan, şöyle devam etti: ‘’Biz onları dışarıda kovalayacağımıza, internet merkezimize alıyoruz, mesajımızı veriyor ve ilgileniyoruz. Bu şekilde bizim kontrolümüzde oluyorlar. Eğitimin dünyayı değiştirecek gücüne inanıyoruz. Eğitimin bu misyonu yerine getirmesi lâzım. Okulların misyonu, dışarıdaki çocukları kovalamak değil, onları eğitim sürecinin içine katmaktır. Okulun bir başka görevi de mahalleyi geliştirmek ve kalkındırmaktır. Biz kırsal mahalle okuluyuz. Birçok imkandan yoksunuz. Ama istediğimiz takdirde en merkezi okul, biz olabilir, çekim alanı oluşturabiliriz.’’ Bilişim Öğretmeni Sevilay Durdu, ders saatleri dışında internet merkezinde okul dışından gelen gençlere eğitim verdiğini belirterek, ‘’Eğitim sistemine dahil olmayan çocukların ve gençlerin bu merkez sayesinde eğitime dahil olması, bizim açımızdan büyük bir başarıdır. Onların da bu merkezden birşeyler öğrenmelerini sağlıyoruz. Onlar da okulun bireyi oluyor ve okulu benimsiyorlar’’ dedi.

GENÇLER DE MUTLU

DAHA önceleri okul önünde bekleyerek kötü alışkanlıklar edindiğini ifade eden gençlerden Mehmet Akman, şöyle konuştu: ‘’Zamanında okula gitmediğim için çok pişmanım. Müdürümüz sayesinde internet kafeye geliyoruz. İşsiz olduğumuz için okul önünde bekliyorduk. Bizi burada hor görüyorlar. Burada öğretilenler sayesinde bir meslek sahibi olup, hayatıma devam edeceğim.’’ Gençlerden Ferhat Akbay da, zamanının büyük bölümünü okulun internet merkezinde geçirdiğini anlatarak, ‘’Ailemin maddî durumu kötü olduğu için okulu bırakmıştım. Şimdi çok pişmanım. Artık okuyup iş sahibi olacağım. Buradaki öğrencilerle kardeş gibiyiz. Onlar için canımı bile feda ederim’’ dedi.

09.05.2010

Kayıt parası problemi bitecek

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Salih Çelik, “Millî Eğitim’e yeni idare şekli geliyor.

Müdür yardımcılığı kaldırılıyor. Yeni kanunla kayıt parası problemi de bitecek” dedi. Ege Bölgesi’nde kurulan Eğitimciler Platformu, 2. Eğitim Yöneticisi Gelişim Semineri düzenledi. İzmir’in Çeşme ilçesindeki seminerin açılış konuşmasını yapan Eğitimciler Platformu sözcüsü Osman Biğeç, her bilginin değerli fakat hepsinin geçerli olmadığını söylerek, bu gibi organizasyonlara devam edeceklerini kaydetti. Daha sonra yeni Millî Eğitim Kanunu ile ilgili bilgi veren Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Çelik, “İllere doğrudan para aktarılacak bir sistem geliyor. İl müdürlüklerinden yardımcılar kaldırılıyor. Şube müdürlükleri, eğitim ve malî olarak ikiye ayrlırken yönetim ve eğitim reorganize ediliyor” dedi. Yeni kanunla kayıt parası probleminin de biteceğini kaydeden Çelik, Yatılı İlköğretim Bölge Okulları (YİBO)’nda da , 1 ile 5. sınıf arasının taşımalı sisteme geçirileceğini açıkladı. Müdürlerle öğretmeler arasında ciddî maaş farkları olacağını, performans sistemi geleceğini, kendini geliştirenlerin çıktıkları derece veya tayin oldukları ilin seviyesinden aşağıya düşürülmeyeceğini de kaydetti.

09.05.2010

Kız öğrenci sayısı 7’den 5 bine çıktı

BİTLİS’İN Güroymak ilçesinde, kız çocuklarının okula kazandırılması için yapılan çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. 2000 yılında sadece 7 kız öğrencinin liseye devam ettiği ilçede, Kaymakamlık ve Millî Eğitim Müdürlüğü’nün çalışmaları ve halkın bilinçlenmesiyle, artık ilköğretim ve lisede olmak üzere 5 893 kız öğrenci, eğitimine devam edebiliyor.

Güroymak Kaymakamı Nurettin Dayan, Göroymak Kız Meslek Lisesi’nin açılmasının, kız çocuklarının okullaşmasına büyük katkı sağladığını ifade etti. Okul olmayan köylerdeki çocukları yatılı ilköğretim bölge okullarına (YİBO) yönlendirdiklerini belirten Dayan, YİBO’lara gelen bütün öğrencilerin ihtiyaçlarını karşıladıklarını kaydetti. Çocuğunu okula göndermeyen veliler için ceza uygulamayı istemediklerini kaydeden Dayan, vatandaşları cezayla korkutmak istemediklerini, fakat gerekli görülen durumlarda idarî para cezası uygulayabileceklerini ifade etti. Güroymak İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü yetkilileri ise, ilçede 2009-2010 eğitim öğretim yılında yapılan çalışmaları sonucu, 60 kız ve 120 erkek öğrencinin okula kazandırıldığını bildirdi. İlçede lise ve ilköğretim okullarına, 6 bin 900 erkek ve 5 bin 893 kız öğrenci devam ediyor.

09.05.2010

Kutuplar biyolojik tür zengini

TÜRK bilim adamının da bulunduğu bir ekip, Norveç’in kuzeyindeki Svalbard adasında yaptığı çalışmada, bdelloid rotiferlere ait 52 tür tespit ederken, bu çalışmayla kutupların bilinenin aksine mikroskobik açıdan tür zengini olduğu belirtildi.

Aksaray Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Murat Kaya, Antwerp Üniversitesi’nden Prof. Dr. Willem H. De Smet, Swedish Museum of Natural History’den Dr. Diego Fontaneto ile birlikte Norveç’in kuzeyinde yer alan Svalbard adasında yaşayan bdelloid rotiferleri belirlemek üzere bilimsel bir çalışma yaptıklarını söyledi. Yaptıkları bilimsel çalışmada önemli bulgulara ulaştıklarını belirten Kaya, ‘’Norveç’in kuzeyindeki Svalbard adasında yaşayan bdelloid rotiferleri belirlemek için yaptığımız bilimsel çalışmada 52 tür tesbit ettik. Bu türlerden 13 tanesi teşhisi yapılamadığından bunların dünya için yeni türler olacağını tahmin ediyoruz’’ dedi.

Kutupların biyolojik çeşitlilik bakımından fakir olduğunun bilindiğini vurgulayan Kaya, şu bilgileri verdi: ‘’Kutupların biyolojik çeşitlilik bakımından fakir olduğu biliniyordu. Kutuplar bilinenin aksine mikroskobik açıdan tür zenginidir. Yaptığımız çalışma beklenenin aksine bdelloid rotifer tür zenginliğinin fazla olduğunu ortaya çıkardı. Bdelloid rotiferler kara yosunu, liken, toprak, ağaç kabuğu ve sucul ortamlarda yaşayan ve eşeysiz üreyen mikroskobik (genellikle 1mm’den daha küçük) hayvanlar olup, dünya genelinde yaklaşık 450 türünün yaşadığı bilinmektedir. Svalbard adası yılın 11 ayı boyunca kar ve buzul altındadır. Adanın en sıcak olduğu 21-30 Temmuz 2008 yılında örnekleri topladık. Dünya genelinde 450 türün yaşadığı göz önüne alınırsa, yılın 11 ayı boyunca kar altında bulunan adadan 52 türün çıkması oldukça fazladır. Bu sonuç biyolojik çeşitlilik açısından oldukça önemlidir.’’

09.05.2010

Gelişmişlik anneleri de etkiliyor

DÜNYA bugün Anneler Günü’nü kutlarken, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2009 raporu, kadınların ülkeler arası eşitsizliğini ortaya koyuyor.

Gelişmekte olan ülkelerde annelikle ilgili sebepler yüzünden ölme riski 76’da 1 iken, gelişmiş ülkelerde bu oran 8 binde 1. En az gelişmiş ülkelerde yaşayan kadınların doğum sırasında veya gebelikle ilgili komplikasyonlar yüzünden ölme riski, başka ülkelerdekine göre 300 kat daha büyük. Gelişmekte olan ülkelerden birinde dünyaya gelen çocuğun, ilk bir ay içinde ölme ihtimali, gelişmiş bir ülkede dünyaya gelen çocuğa göre 14 kat daha yüksek.

09.05.2010

Ellerini yıka, vicdanın rahatlasın!

AMERİKA’DA yapılan bir araştırmaya göre el yıkamak hayatta temiz bir sayfa açma hissi uyandırıyor. Michigan Üniversitesi psikologlarına göre vicdanı rahatlatmak için suya sabuna dokunmak yeterli.

Spike Lee adlı bilim adamı, “Elleri yıkamak zihindeki kuşkuları, tereddütleri de yıkıyor. Beden temizliği manevî temizlik duygusu uyandırıyor” diye konuştu. Norbert Schwarz adlı bilim adamı ise üniversite öğrencileriyle yaptığı incelemenin sonucunda geçmişteki hataların en çok suyla temas sırasında sorgulandığını belirtiyor. Schwarz, “Tercihim doğru mu? Yanındakini değil de bunu almakla doğru mu yaptım? Bu sorular içinizi kemiriyor. kafanızı toplayamıyorsanız en yakın lavaboya gidin ve ellerinizi yıkayın” diyor.

09.05.2010

Hastalar müzikle sakinleşecek

DANİMARKA’DA yeni başlatılacak bir uygulamada, ambülânslarda hastalara müzik dinletilecek.

Dinletilecek slov müziklerle özellikle kalp rahatsızlığı olan hastalara yardımcı olunması bekleniyor. Danimarkalı doktorlar ile Falck isimli ambulâns şirketinin işbirliği ile yapılacak olan projede yer alan Ålborg Hastanesi Başhekim Per Thorgaard, “Stres, kalp rahatsızlıklarında adeta bir zehirdir. Bu yüzden de ambülânslardan gelen gürültüleri en aza indirmek önemlidir” dedi. İlk araştırmalarında ambülâns siren seslerinin hastaları daha çok strese soktuğunu ve bunu aza indirgemek için hastaların kulaklarına yakın hopörler koyduklarını ve çeşitli sesler verdiklerini söyleyen Başhekim Thorgaard, hastalara en iyi gelen sesin insan sesi olduğunu gördüklerini aktardı.

09.05.2010

Silâha hayır, kitaba evet

BALÇOVA Belediyesi bireysel silâhlanmaya karşı bilinçlendirme kampanyası başlattı.

Belediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, önceki hafta ilçede işlenen iki cinayetin ardından başlatılan ‘’silâha hayır, kitaba evet’’ kampanyasında Balçovalı çocuklar oyuncak silâhlarını, Cumhuriyet meydanına konulan kutuya atarak yerine kitap aldı. Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, silâhlanmanın ulaştığı boyutların ürkütücü olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Bizler insanların sokaklarda ya da evlerinin balkonunda öldürülmesini istemiyoruz. Uzmanlar silâh merakının çocuk yaşta başladığını ifade ediyor. Bu yüzden işe çocuklarımızla başladık. Balçovalı 285 çocuğumuz bu çağrımıza kulak vererek büyüklerine anlamlı bir ders verdi. Bu kampanyaların ülke çapında yapılmasını arzuluyoruz.’’

09.05.2010

Yaşlılar için camiye asansör

RİZE’DEKİ üç katlı bir camide, yaşlıların rahat inip çıkması için vatandaşların yardımlarıyla asansör sistemi yapıldı. Rize merkeze bağlı Çaykent Beldesi Çaykent Camii’nde, vatandaşların yardımlarıyla inşa edilen asansör sistemi ile yaşlılar rahatlıkla ibadetlerini yapıyor.

Asansör yapılmadan önce 3 kat yukarıya yürüyerek çıkmak zorunda kaldıklarını belirten yaşlı vatandaşlar, “Daha önce çok zorlanıyorduk. Şimdi asansör sisteminin gelmesiyle yukarıya ve aşağıya çok rahat inip çıkıyoruz. Allah bu kolaylığı bizlere sağlayanlardan razı olsun’’ dedi. Asansörün yaşlıların rahatlığı düşünülerek yapıldığını söyleyen Çaykent sakinleri ise “Tamamen belde sakinleri ve diğer vatandaşların yardımlarıyla yapılan bu asansör sistemi ile yaşlılarımız rahatlıkla ibadetlerini yapıyor. İnşallah yapılan bu çalışma, buna benzer camilerimizde de uygulanır’’ diye konuştu.

09.05.2010

Safranbolu atölye gibi

KARABÜK’ÜN Safranbolu ilçesinde öğrencileriyle karma resim sergisi açan İranlı ressam Nasır Dashti, ilçenin tarihî ve kültürel havasının ressamlar için bulunmaz bir tabiî atölye olduğunu söyledi. 26 yıldır İstanbul’daki atölyesinde sanatsal faaliyetlerini sürdüren İranlı ressam Nasır Dashti Safranbolu eski çarşı bölgesinde bulunan 349 yıllık Yemenciler Arastası’nda öğrencileriyle ilk defa karma resim sergisi açtı.

Öğrencisi Serap Büyükbektaş’ın ısrarı üzerine sergiyi açtıklarını belirten Nasır, “25 yıldır İstanbul’da san'atımı icra ediyorum. Bugüne kadar yurtiçi ve dışı olmak üzere birçok yerde kendim veya öğrencilerim sergi açtık. Öğrencim Serap Hanım’ın ısrarı üzerine ilk defa Safranbolu’da sergi açtık. İyi ki açmışız. Şimdiye kadar buraya gelmemem benim için büyük bir eksiklik. Tarih kokan ve insana huzur veren böyle güzel bir yerde bulunmak ve sergi açmak, insanı başka dünyalara götürüyor” dedi. Ressamlara seslenen Nasır, “Diğer illerdeki ressam arkadaşlara sesleniyorum. Buraya gelsinler, burada çok güzel resimler yapacaklar, çünkü burası doğal bir tuval. Biz ressamlara çok ilhamlar veriyor” açıklamasında bulundu.

09.05.2010