Güncel |
Yine mayın tuzağı: 1 şehit 2 yaralı |
Giresun’un Dereli ilçesinde mayın patlaması sonucu bir asker şehit oldu, 2 asker yaralandı. Alınan bilgiye göre, Dereli ilçesi Tamdere köyündeki Kanlıhan köprüsünden bir askeri aracın geçişi sırasında, mayın patlaması meydana geldi. Patlama sonucu bir astsubay şehit olurken, 2 asker yaralandı. Güvenlik kuvvetlerinin, bölgede geniş çaplı operasyon başlattığı belirtildi. |
27.04.2010 |
GENÇ AKADEMİSYENLER: SİSTEM MAĞDUR EDİYOR |
Genç akademisyenler profesyonel orduya geçilmesini istiyor: Zorunlu askerlik herkesi mağdur ediyor. Bu sebeple gençler ölüyor ya da ömür boyu sakat kalıyor. Çağdaş ve modern ülkelerde zorunlu askerlik kaldırılıp profesyonel, maaşlı ve gönüllü askerlik sistemine geçildi. Bizde ise yıllardır “Profesyonel orduya geçilecek” denilmesine rağmen hâlâ ortada bir netice yok. TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE İKİ SEÇENEK VAR
sehitlerolmez.com sitesi editörü Yusuf İnan: Türkiye’nin önünde iki model askerlik seçeneği var. 1. Attığını vuran özel eğitimli asker modeli. 2. Bir şarjör mermiden hiçbirini isabet ettiremeyen eksik eğitimli asker modeli Yıllardır ikinci seçeneği uyguluyoruz. Şimdi kalıplardan çıkma zamanı. En güçlü ordu, teknolojik imkânları en iyi kullanan ordudur.
Profesyonel askerliğe geçilsin
sehitlerolmez.com sitesi editörü Yusuf İnan, Türkiye’nin önünde iki model askerlik seçeneği bulunduğunu belirterek, “1. Attığını vuran özel eğitimli asker modeli. 2. Bir şarjör mermiden hiçbirini isabet ettiremeyen eksik eğitimli asker modeli Yıllardır ikinci seçeneği uyguluyoruz. Şimdi kalıplardan çıkma zamanı. En güçlü ordu, teknolojik imkânları en iyi kullanan ordudur...” dedi. sehitlerolmez.com sitesi editörü İnan, Türkiye’de yıllardır “bedelli/paralı askerlik” tartışıldığını ifade ederek, kimi zaman kısa süreli de olsa bazı vatandaşların bu haktan yararlandığını bazılarının ise yararlanamadığını kaydetti. Aynı şartlarda, aynı eğitimi almış olmalarına rağmen, bazılarının sadece paraları olmadığı için “bedelli/paralı askerlik” yapamadığına dikkati çeken İnan, “Bir dönem birçok genç, bankalardan kredi kullanarak ‘bedelli/paralı askerlik’ hakkından yararlanmıştı. Bu durum gençler ve aileler arasında kırgınlığa ve iç burkuntusuna sebep oldu” dedi.
“ASKERLİK SİSTEMİ KÖKTEN HATALI” İnan, gençlerin bu isteklerinde haklı olduğunu kaydederek, Türkiye’de askerlik sisteminin kökten hatalı olduğunu söyledi. Şu ülkede bu şekilde, bu ülkede şu şekilde denmesinin doğru olmadığına dikkat çeken İnan, TSK’nın bu konuda radikal adımlar atarak bu sorunu çözmesi gerektiğini vurguladı. İnan, şunları kaydetti: “Öncelikle temel askerlik süresi 3 ay ile sınırlandırılmalıdır. Her Türk genci zamanı geldiğinde, durumu ve konumu ne olursa olsun, 3 ay temel askerlik eğitimi almalıdır. Üç aylık süreç başladığı tarihten itibaren devlet askerlik yapan gençlere, maaş ödemelidir. Ödenecek maaş kendisine ve ailesine yetecek miktarda olmalıdır. Şu anki sistemde genç yaşta aile sorumluluğu üstlenen gençler çaresiz bırakılıyor. Bir çoğu askerlikten kaçmak için fırsat kolluyor. Gençlerimiz vatana hizmet ederken, akılları ailelerinde kalmamalı. Mecburi olarak yapsa bile yararlı olamaz. Askere alınan gençler çok özel testlerden geçirilerek kabiliyetlerine ve aldıkları eğitime göre ayrılmalıdır. Askerlerin içinden seçilecek özel kabiliyetli ve istekli gençlerin sözleşmeli olarak profesyonel orduya geçişleri sağlanmalı, sözleşmeye imza atanlar da özel eğitimlerden sonra gerçek birer asker ve savaşçı olarak yetiştirilmelidir. Bu eğitim sistemiyle TSK daha etkili hale geleceği gibi, çağın ilerisinde bir konuma taşınır. İyi eğitilmiş askerlerden oluşan bir orduda basit hatalardan şehit verilmez. Türkiye’nin mali kaynakları ve gençleri gereksiz olarak zaman kaybına uğratılmaz. En önemlisi de ülke gençleri arasında ‘bedelli / paralı askerlik’ tartışmasından dolayı kırgınlık, burukluk ve ikilik çıkmaz. Az ve öz askerlerden oluşacak bir orduda askerin alacağı maaş da yüksek olur, başarı da...”
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDE İKİ SEÇENEK VAR
Yusuf İnan, TSK üst yönetiminin bu konuyu daha detaylı ele alması, hazırlanacak bilimsel raporlarla sistemin olgunlaşmasının sağlanması gerektiğini ifade etti. Sistem olgunlaştığında, kademeli olarak yeni sisteme geçilebilceğini kaydeden sehitlerolmez.com sitesi editörü Yusuf İnan, “Türkiye’nin önünde iki model askerlik seçeneği var. 1. Attığını vuran özel eğitimli asker modeli. 2. Bir şarjör mermiden hiçbirini isabet ettiremeyen eksik eğitimli asker modeli. Yıllardır 2. seçeneği uyguluyoruz. Şimdi kalıplardan çıkma zamanı. En güçlü ordu, teknolojik imkânları en iyi kullanan ordudur...” diye yazdı. |
27.04.2010 |
Vali Güler’den Taksim uyarısı |
1 Mayıs İşçi Bayramı yaklaşırken, Taksim’deki hazırlıklar da devam ediyor. İstanbul Valisi Muammer Güler, 1 Mayıs’ın Taksim’de bayram havasında kutlanarak bir tabunun yıkılacağına inandığını söyledi. Büyük bir sorun yaşanması halinde sendikaların Taksim’i bir daha talep edemeyeceğini, idare olarak da buna izin veremeyeceklerini kaydeden Güler, İstanbul’da aynı gün oynanacak iki maçın ise ertelenmesinin söz konusu olmadığını ifade etti. Güvenlik Komisyonu 1 Mayıs’ı değerlendirecek
İSTANBUL Valisi Güler, 1 Mayıs kutlamalarına ilişkin ‘’Çarşamba günü İstanbul İl Güvenlik Komisyonu, bir toplantı yaparak son hazırlıkları değerlendirmiş olacak’’ dedi. Güler, Avustralya Genel Valisi Quentin Bryce’ın ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. 1 Mayısta görev yapacak güvenlik güçlerinin sayısı hakkındaki bir soruya karşılık bununla ilgili önemli bir çalışma yürütüldüğünü söyleyen Güler, ‘’Çarşamba günü saat 14.00’te İstanbul İl Güvenlik Komisyonu bununla ilgili bir toplantı yaparak son hazırlıkları değerlendirmiş olacak. Alınacak tedbirleri tekrar gözden geçirmiş olacağız. Sayılara takılıp kalmıyoruz, yeterli güvenlik önlemi aldırılmış durumda’’ dedi. Güler, Emek ve Dayanışma Günü olarak resmi tatil ilan edilmiş bir günü emekçilerin şölen içinde bir kutlama havası, özgürce kendilerini ifade edebilecekleri bir ortamda kutlamaları ve 1 Mayısı geçmişte yaşanan olumsuzlukların bir daha yaşanmayacağı bir şölene dönüştürmenin önemli olduğunu ifade etti. Vali Güler, 1 Mayıs’ın Taksim’de bayram havasında kutlanarak bir tabunun yıkılacağına inandığını söyledi. Büyük bir sorun yaşanması halinde sendikaların Taksim’i bir daha talep edemeyeceğini, idare olarak da buna izin veremeyeceklerini kaydeden Güler, İstanbul’da aynı gün oynanacak 2 maçın ise ertelenmesinin söz konusu olmadığını ifade etti. |
27.04.2010 |
Watson: Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı var |
Avrupa Parlamentosu (AP) Liberal grup üyesi Graham Watson,Türkiye’nin sivil bir anayasaya ihtiyacı olduğunu söyledi.ABHaber’e Türkiye’deki Anayasa değişikliğiyle ilgili gelişmeleri değerlendiren Watson, “Türkiye’nin daha çağdaş, daha Avrupai bir ülke olması için Anayasa değişikliği şart” dedi. Anayasa değişikliği çalışmalarının siyasî çıkar gözetmeden bütün ilgili taraflarca bir şekilde kabul edibilecek bir yapıya kavuşturulması gerektiğini ifade eden Watson, şunları kaydetti: “Burada önemli olanın toplumun tüm katmanlarının katıldığı bir sivil anayasa yapılması. Anayasa değişikliğinin yapılmasının Türkiye’nin önünü daha da açacağına inanıyorum. Reformlar da momentum çok önemli. Momentumu kaybettiğinizde reform süreci aksıyor. Sonuçta anayasa tartışmalarında bütün siyasî partilerin ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla bir uzlaşıya varılması çok önemli.” |
27.04.2010 |
AKPM Başkanı: Hâlâ askerî darbe anayasası geçerli |
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı ve AKP Antalya milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, ‘’Türkiye’de demokratik ve sivil bir anayasanın gerekli olduğunu’’ söyledi. AKPM genel kurulu dün Strasbourg’da yapıldı. Çavuşoğlu, düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili bir soruya verdiği cevapta, ‘’Türkiye’de hala askerî darbe anayasasının geçerli olduğunu’’ belirtti ve ‘’bu durumun değişmesini arzu ettiklerini’’ ifade etti. Türkiye’de hükümetin anayasa reform çalışmalarını desteklediğini kaydeden Çavuşoğlu, gerektiğinde Avrupa Konseyi’nin Venedik Komisyonu’nun Türkiye’ye destek verebileceğini söyledi. AKPM genel kurul toplantılarına, TBMM heyetinin büyük bir kısmı, Türkiye’de meclis genel kurulunda devam eden anayasa paketi oylamalarına katıldığı için iştirak edemedi. |
27.04.2010 |
“Bakan’ın sözleri ahlâksız teklif” |
CHP lider Baykal, Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili olarak, “Adalet Bakanı’nın ‘CHP paketi Anayasa Mahkemesine götürmezse, hâlâ uzlaşma ihtimali var’ sözlerine karşılık, “Bu bir ahlâksız tekliftir” dedi. Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in anayasa değişikliği teklifine ilişkin bir televizyon kanalındaki değerlendirmesiyle ilgili olarak, şunları kaydetti: ‘’Adalet Bakanı’nın ‘CHP paketi Anayasa Mahkemesine götürmezse, hâlâ uzlaşma ihtimali var’ sözlerini büyük bir üzüntüyle karşılıyor ve kınıyorum. Bir Adalet Bakanı böyle bir öneriyi yüzü kızarmadan nasıl yapabilir. Bu öneriyi yanıtlarken bile çok rahatsızlık duyuyorum. Çünkü bu öneri, hükümetin hukuka saygısızlığı ile hukuk devleti anlayışını pazarlık konusu yapan, hukuki denetimden kaçan bir anlayışı yansıtmaktadır. Bu bir ahlâksız tekliftir. ‘Anayasaya aykırılığı görmezden gelin’ diyebilecek noktaya gelmişlerdir. Bizim bu ayıplı, yüz kızartıcı öneriyi dikkate almamız söz konusu bile olamaz.’’ |
27.04.2010 |
Yıldırım: Bir gece ansızın gelebilirim |
UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım, yaz boyunca yollarda, şantiyelerde olacağını belirterek, “‘Şarkıda dediği gibi ben de bir gece ansızın gelebilirim. İşinizin başında görmek istiyorum” dedi. Yıldırım, Karayolları Genel Müdürlüğünde düzenlenen, “Karayolları 60. Bölge Müdürleri Toplantısında yaptığı konuşmada, yeni yapılan yolları gören vatandaşların Karayolları çalışanlarına dua ettiğini söyledi. Toplantıya katılan bölge müdürlerine hitap eden Yıldırım, gelecek 5 ayın karayolu çalışmaları açısından hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekti. “Ajandanızda hiç boş bir gün istemiyorum” diyen Yıldırım, şöyle konuştu: “Hepsi dolu olsun günlerin. Bu 1 hafta içerisinde boş sayfa kalmayacak, hepsinin planları yapılacak. Neyi, ne zaman yapacağınızı mutlaka günlük, saatlik, haftalık programlarla belirleyin. Yaz boyunca yollarda olacağım, şantiyelerde olacağım. Haber vermeden geleceğim. Açıkça söylüyorum; ‘bir gece ansızın gelebilirim’ diyor ya şarkıda, ben de bir gece ansınız gelebilirim. Arkadaşları işin başında görmek istiyorum. Bu yıl bir destan yazmanızı istiyorum.” |
27.04.2010 |
Ermeni aileye 5 yıl oturma izni |
MOYA Moya hastası Ermeni vatandaşı Arthur Manukyan ile ailesine, Türkiye’de 5 yıl oturma izni verildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne gelen Moya Moya hastası Arthur Manukyan ile annesi Hasmik Manukyan Şube Müdürü Ali Çelen tarafından karşılandı. Manukyan ve annesi, oturma izniyle ilgili işlemlerini tamamlamalarının ardından İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile emniyet müdürlüğünün A Blok binası önünde bir araya geldi. Emniyet Müdürü Çapkın burada yaptığı açıklamada, Arthur Manukyan’ın önemli bir hastalığı olduğunu ve Türkiye’de tedavi olması gerektiğini hatırlattı. Çapkın, “Sayın Başbakanımızın ve Bakanımızın talimatlarıyla Manukyan ailesine en uzun ikamet süresi olan 5 yıllık ikamet izni veriyoruz. Ayrıca Türk vatandaşı olmak isteyip, istemedikleri de kendilerine soruldu. Kendileri, Türk vatandaşı da olmak istediler. Vatandaşlık müracaatları alındı. Bugün bunun için buraya geldiler. Biz sürekli kendileriyle yakından ilgileneceğiz” diye konuştu. |
27.04.2010 |
Bulanık’ta idarecilere suç duyurusu |
MUŞ'UN Bulanık ilçesindeki olaylı gösteride ölen Necmi Oral ve Kemal Ağcan’ın ailelerinin avukatları tarafından Vali Erdoğan Bektaş, Bulanık Kaymakamı Fatih Aksoy ile İlçe Emniyet Müdürü Oğuz Tüzün ve İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Melih Doğruel hakkındaki suç duyurusu dilekçesi Yargıtay’a gönderildi. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı yetkililerden alınan bilgiye göre, Bulanık ilçesinde 15 Aralık 2009’da meydana olaylı gösteride ölen Oral ve Ağcan’ın avukatları Vedat Şengül Baki Çelebi tarafından Vali Bektaş ve diğer görevliler hakkında verilen suç duyurusu dilekçesi, yetki dahilinde olmadığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Muş’un Bulanık ilçesinde, 15 Aralık 2009’da, DTP’nin kapatılmasını bahane eden grubun gösterisinde esnaf Turan Bilen’in ateş açması sonucu Kemal Ağcan ile Necmi Oral hayatını kaybetmiş, 10 kişi yaralanmıştı. |
27.04.2010 |
ODTÜ’lülerden AB simülasyonu |
ORTA Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) tarafından düzenlenen “EUROSİMA” AB Simülasyonu, çok sayıda yerli ve yabancı üst düzey konuğun katılımıyla 29 Nisan Perşembe günü Ankara’da başlıyor. ODTÜ Dış Politika ve Uluslararası İlişkiler Topluluğu tarafından altıncısı düzenlenen organizasyona Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İspanya Büyükelçisi Juan Clos Matheu’nun yanı sıra Türkiye ve yurt dışından 250 konuk katılacak. Türk ve yabancı katılımcıları ortak bir platformda buluşturmayı amaçlayan organizasyonda AB’nin gündemi, politikaları ve geleceği tartışılacak. AB Genel Sekreterliğinin alt birimi olan AB İletişim Stratejisi (ABİS) sponsorluğunda düzenlenecek organizasyon kapsamında yabancı konuklar, 26-27 Nisan günlerinde Kültür Bakanlığının da katkılarıyla İstanbul’da konuk edilecek. Katılımcıların Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, Çevre Komitesi gibi altı ayrı komite ve her komite başına ikişer konu olmak üzere, Avrupa Birliği ajandasından seçilen 12 konu üzerinde görüş bildireceği simülasyonda gün içerisinde 4 oturum yapılacak. Ayrıca AB üzerine yeni fikir ve politikaların üretileceği organizasyonda, “Eurosima Kriz Komitesi” tarafından hazırlanan “beklenmedik krizlerde” ülkelerin duruşlarına göre acil çözümler üretilecek. “Eurosima AB Simülasyonu” 29 Nisan-2 Mayıs arasında ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılacak. |
27.04.2010 |
Doğan, Silivri Cezaevinde |
Balyoz darbe planı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında ikinci kez tutuklanan ve Metris Cezaevine konulan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, dün Silivri Cezaevine nakledildi. Bu arada, tahliye talepleri reddedilen Doğan’ın avukatları Adalet Bakanlığına başvurarak Doğan hakkındaki tutuklama kararı için CMK’nın 309. maddesi uyarınca ‘kanun yararına bozma’ yoluna gidilmesini istediler. Çetin Doğan Silivri’de
“Balyoz planı” iddiaları soruşturması kapsamında hakkında çıkarılan yakalama emri kararı sonrasında tutuklanan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, Silivri Cezaevi’ne nakledildi. Alınan bilgiye göre, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ndeki nöbetçi mahkemede, 23 Nisan 2010’da yakalama emrinin yüzüne okunmasının ardından tutuklanan ve Metris Cezaevi’ne gönderilen emekli Orgeneral Doğan, dün Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildi. Alınan güvenlik önlemleri altında öğle saatlerinde Silivri’ye nakledilen emekli Orgeneral Doğan, Metris Cezaevi’nde üç gece kaldı.Bu arada, Çetin Doğan’ın avukatı, müvekkili hakkında mahkemelerin verdiği aleyhte kararların Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘’kanun yararına bozulması’’ talebiyle, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği aracılığıyla Adalet Bakanlığına başvuruda bulundu. |
27.04.2010 |
Üniversite hastanelerinde tıbbî malzeme sıkıntısı |
Türk Sağlık-Sen’in hazırladığı raporda, üniversite hastanelerinde bütçe yetersizliği ve geri ödemelerde aksama yaşanması sebebiyle tıbbî malzeme ve diğer mal alımlarında sıkıntı yaşandığı görüşüne yer verildi. Üniversite hastanelerindeki tedavi maliyetinin SGK’ca sağlanan tedavi yardımından daha yüksek olması nedeniyle de ekonomik zorluklar yaşanıyor. ÜNİVERSİTE HASTANELERİ SIKINTILI
Türk Sağlık-Sen’in hazırladığı raporda, üniversite hastanelerinde bütçe yetersizliği ve geri ödemelerde aksama sebebiyle tıbbi malzeme ve diğer mal alımlarında sıkıntı yaşandığı belirtildi. Türk Sağlık-Sen, üniversite hastanelerinde yaşanan sorunlarla ilgili bir rapor hazırladı. Raporda, hasta tedavi maliyetinin yüksek olması sebebiyle, üniversite hastanelerinin ekonomik olarak kayıp yaşadıkları vurgulandı. Hastane çalışanlarının sorunları ve döner sermaye ödemelerinde yaşanan sıkıntılara işaret edilen raporda, ‘’Üniversite rektörlüklerine bağlı sağlık araştırma ve uygulama merkezi olarak kurulan hastanelerin, tedavi, tanı ve benzeri sağlık hizmetleri sunmasına dair kanuni bir düzenlemelerinin bulunmadığı’’ kaydedildi. Üniversite hastanelerinde bütçe yetersizliği ve geri ödemelerde aksama yaşanması sebebiyle tıbbi malzeme ve diğer mal alımlarında sıkıntı yaşandığı görüşüne yer verilen raporda, ‘’Sosyal Güvenlik Kurumunun bazı önemli ameliyatların tamamını veya bir kısmını karşılamaması nedeniyle sağlık hizmetinde aksamalar meydana geldiği, üniversite hastanelerindeki tedavi maliyetinin Sosyal Güvenlik Kurumunca sağlanan tedavi yardımından daha yüksek olması nedeniyle ekonomik zorluklar yaşandığı’’ belirtildi. |
27.04.2010 |
Ekonomide halkın çoğu karamsar |
Türkiye İstatistik Kurumu Yaşam Memnuniyeti Araştırmasına göre, halkın yüzde 30’u ekonomik durumun ‘’daha kötü” olacağını’, yüzde 35’i ‘’aynı kalacağını’’ düşünüyor, yüzde 19’unun ise fikri yok. Vatandaşların yüzde 16’sı da bu yıl ülkedeki ekonomik durumun ‘’daha iyi” olacağına’ inanıyor. Halkın çoğu karamsar
Türkıye’de vatandaşların yüzde 30’u ekonomik durumun ‘’daha kötü olacağını’’, yüzde 35’i ‘’aynı kalacağını’’ düşünüyor. Halkın yüzde 6’sı bu yıl ülkedeki ekonomik durumun ‘’daha iyi olacağına’’ inanırken, yüzde 19’unun ise fikri yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yaşam Memnuniyeti Araştırması kapsamında bireylerin, Türkiye’nin ekonomik durumuna ilişkin 2010 yılı ve 5 yıl sonrasına yönelik beklentilerini de inceledi. Araştırma, 2009 yılı Ekim ayında 3 bin 561 örnek hanede, 7 bin 546 kişiyle yüz yüze görüşülerek gerçekleştirildi. Araştırma sonuçlarına göre, vatandaşların yüzde 15,6’sı Türkiye’nin ekonomik durumunun 2010 yılında ‘’daha iyi’’, yüzde 30,1’i ‘’daha kötü’’, yüzde 35,1’i ise ‘’aynı’’ olacağı beklentisini dile getirdi. Halkın yüzde 19,2’si ise fikir beyan etmedi. Kır-kent ayrımı açısından bakıldığında, fikri olmayanların oranı şehirde yüzde 14,7, kırda ise yüzde 29,6 oldu. Konuya ‘’kötümser’’ yaklaşanların oranı, kırda yüzde 25,8, şehirde ise yüzde 31,9 olarak belirlendi. Ülkenin ekonomik durumunun 2010’da daha iyi olacağını düşünenlerin oranı pek farklılık göstermedi, şehirde yüzde 15,7, kırda yüzde 15,3 oldu. Şehirdekilerin yüzde 37,7’si, kırdakilerin de yüzde 24,8’i ekonomik durumun aynı kalacağı yönünde görüş bildirdi.
BEKLENTİSİ OLUMSUZ OLANLARIN ORANI YÜZDE 24,1 Araştırma kapsamında, vatandaşlara, 5 yıl sonrası için ülkedeki ekonomik duruma yönelik beklentileri de soruldu. Buna göre, ekonomik durumun iyi yönde değişeceğine inananların oranı yüzde 27,6’yı buldu. Halkın yüzde 24,1’i ‘’kötü yönde’’ değişebileceğini, yüzde 29,3’ü ‘’değişim göstermeyeceğini’’ belirtti, yüzde 19’u ise fikrinin olmadığını söyledi. 5 yıl sonrasına yönelik beklentide kır-kent ayrımına bakıldığında ise ekonominin gelişeceğini düşünenlerin oranı şehirde yüzde 28, kırda yüzde 26,7 oldu. Şehirdekilen yüzde 24,8’i, kırdakilerin yüzde 22,5’i kötü yönde değişim beklediğini dile getirdi. ‘’Türkiye’de ekonomik durum değişmeyecek’’ diyenlerin oranı şehirde yüzde 31,9, kırda yüzde 23,5 olarak belirlendi. Fikri olmayanların dağılımı da sırasıyla yüzde 15,4 ve yüzde 27,3 oldu. |
27.04.2010 |
Et için ithalât izni çıktı |
Artan et fiyatlarına müdahale için ilk adım atıldı. Hükümet Et ve Balık Kurumuna canlı hayvan ve et ithalâtı yetkisi verdi. Et ve Balık Kurumu dünden itibaren canlı hayvan ve et ithalâtı yapabilecek ve piyasada düzenleyici bir rol üstlenecek. Et ithalatına izin
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Et ve Balık Kurumuna canlı hayvan ve et ithalatı yapma yetkisi verildiğini açıkladı. Çağlayan, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, et fiyatlarında son günlerde meydana gelen spekülatif fiyat artışlarının dengelenmesi amacıyla, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlarla sürdürülen çalışmalar sonucunda, Et ve Balık Kurumu’na canlı hayvan ve et ithalatı yapabilmesi için gerekli belgelerin bugün itibariyle Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından verildiğini bildirdi. |
27.04.2010 |
Otomobiller çarpıştı: 4 ölü |
Zonguldak’in Çaycuma ilçesindeki trafik kazasında 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.Alınan bilgiye göre, Zonguldak’tan Bartın’a giden Faruk Yakışık (37) yönetimindeki 74 BG 768 plakalı otomobil, benzin istasyonlarının bulunduğu Kayıkçılar mevkisinde Serkan Bal’ın kullandığı 67 DU 180 plakalı otomobille çarpıştı. Faruk Yakışık (37) ile yanındaki Zehra (36) ve Furkan Yakışık (14) ile Esma Geredeli (58) kaza yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan sürücü Bal (30), Çaycuma Devlet Hastanesine kaldırıldı.Cesetler, Çaycuma Belediyesi itfaiye ekiplerince kaza kırım aracıyla yaklaşık 1 saatte çıkarıldı. Trafiğin bir süre tek şeritten verildiği yolda ulaşım kontrollü sağlandı. |
27.04.2010 |
MGK, 29 Nisan’da toplanacak |
MıllÎ Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında 29 Nisan Perşembe günü toplanacak. Çankaya Köşkü’nde yapılacak olağan toplantı, saat 13.30’da başlayacak. Toplantıda, iç ve dış gelişmelerin ele alınması bekleniyor. |
27.04.2010 |
3. Köprü güzergâhı belirlendi |
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Boğazı’na yapılacak 3. Köprü güzergâhının belirlendiğini ifade ederek, önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın güzergâhı açıklayacağını söyledi. Topbaş, Üsküdar’daki Eminönü iskelesinde Hasköy Vapuru’nun hizmete alım töreninde gazetecilerin sorularını cevapladı. İstanbul Boğazı’na yapılacak 3. köprünün yerinin belirlenip belirlenmediğinin sorulması üzerine, Topbaş, ‘’3.köprü güzergâhı belirlendi. Önümüzdeki günlerde Ulaştırma Bakın Binali Yıldırım ile birlikte düzenleyeceğimiz basın toplantısında, bakanımız güzergâhı açıklayacak’’ dedi. Topbaş, Haliç'e İstanbul boğazından su taşımak için 5 kilometre uzunluğunda yerin 30 metre altından tünel yaptıklarını ve 2011 yılının Haziran ayında hizmete girecek sistem ile 260 bin metre küp deniz suyunun Haliç'e ulaştırılacağını kaydetti. Haliç'in bir kültür havzası olduğunu belirten Topbaş, Haliç Tersanesi'nin de Tersane Müzesi olacağını bildirdi. Bu arada HaliçÜsküdar hattında kullanılmak üzere tasarlanan ve 600 yolcu kapasiteli Hasköy gemisinin, Venedik, Amsterdam, Budapeşte gibi Avrupa kentlerinde çalışan tekneler gibi tamamen turistik amaçlı hizmet vereceği söylendi. |
27.04.2010 |
Davutoğlu: Ermenistan ilişkileri de normalleşecek |
Dışışlerı Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Türkiye-Ermenistan ilişkileri diğer komşu ülkelerle olduğu gibi normalleşecek” dedi. Davutoğlu, TBMM Genel Kurulunda verdiği bilgide, gelecek ay yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyi mekanizmasını Yunanistan ve Rusya ile kurulacağını bildirdi. Davutoğlu, “önümüzdeki dönemde aynı anda gerçekleştirmek istedikleri hedefleri” şöyle sıraladı: “Türkiye-Ermenistan ilişkileri diğer komşu ülkelerle olduğu gibi normalleşecek. Bir şekilde bunun gerçekleşmesini istiyoruz. Buna paralel olarak, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarında, işgalin bitmesi de dahil olmak üzere, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafı çözülecek... Ve Türkiye-Ermenistan sınırı açıldığı gibi Azerbaycan-Ermenistan sınır da açılacak. Bu şu demektir: Erzurum’dan Orta Asya’ya doğru bir koridor açılacak. Bu konunun artık Türkiye-Amerika ilişkileri başta olmak üzere, herhangi bir başka ilişkimizin gölgesinde veya o ilişkiye gölgede bırakacak şekilde gelişmesine izin vermeyeceğiz. Türklerle ve Ermeniler, asırlarca bir arada yaşayan bu iki millet, dünyanın neresinde olduklarında karşılaştıklarında sadece acıları değil, ortak tarihleri de paylaşmayı da öğrenecekler; birlikte yaşayacaklar, bundan sonra da birlikte olacaktır.” |
27.04.2010 |
Başbakan Erdoğan’dan Obama’ya mektup |
Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı Obama’ya gönderdiği mektupta ikinci Girişimcilik Zirvesi’nin Türkiye’de yapılmasını teklif etti. Obama’nın, Müslüman dünyasıyla daha yakın işbirliği yapmak istediklerine yönelik geçen yıl Mısır’ın başkenti Kahire’de yaptığı konuşmanın ardından ilk adım atılıyor. Washinton’un ev sahipliğinde, dün başlayan, 150 ülkenin katıldığı Girişimcilik Zirvesi, iki gün sürecek. Başbakan Erdoğan’ın bu zirveye çok önem verdiğini belirten Altuntaş, “Anayasa görüşmeleri dolayısıyla çok yoğun programı olmasına rağmen, bu programının içinde dahi girişimcilik konusunda Başkan Obama’ya bir mektup iletilmesini arzu etti ve bizzat mektup yazdı. Başbakan Erdoğan, gelecek zirvenin Türkiye’de düzenlenmesini istiyor. Bu da Türk ve bölge girişimcileri için çok güzel bir haber” dedi. Öte yandan, zirvede, ikili temaslarda da bulunacaklarını da belirten Altuntaş, amacın gelecek zirvenin Türkiye’de yapılması konusunda fikir alış verişinde bulunmanın yanı sıra, acaba Orta Doğu’da bir girişimcilik enstitüsü kurulması olduğunu söyledi. |
27.04.2010 |
Hak-iş’ten “1 Mayıs hatıra pulu” teklifi |
Hak-İş’ın teklifi üzerine PTT Genel Müdürlüğünün ‘’1 Mayıs Hatıra Pulu’’ çıkarılması için çalışma başlattığı bildirildi. Konfederasyondan yapılan yazılı açıklamada, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu’nun, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün toplumda yerleşmesi, kavga, kan ve hüzün günü olmaktan çıkarılmasına katkı sağlamak amacıyla Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’a ‘’1 Mayıs Hatıra Pulu’’ çıkarılması yönünde teklifte bulunduğu belirtildi. Bakan Yıldırım’ın bu öneriye sıcak bakması üzerine, PTT Genel Müdürü Osman Tural ile görüşüldüğü ve ‘’1 Mayıs Hatıra Pulu’’ çıkarılmasına ilişkin çalışma başlatıldığı bildirilen açıklamada, ‘’1 Mayıs Hatıra Pulu çıkarılması, 1 Mayısın toplumsal meşruiyetine katkı sağlanması; tabuların, tartışmaların, ön yargıların kırılması açısından önemli bir adımdır’’ denildi. |
27.04.2010 |
Meslekİ eğİtİme önem verİlmelİ |
Gazİantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer, işsizliğin yüksek olduğu bir ortamda, kalifiye eleman eksikliği de önemli bir sorun olduğunu belirterek, mesleki eğitime önem verilmesi gerektiğini kaydetti. GSO Nisan ayı olağan meclis toplantısında konuşan Koçer, Türkiye’nin büyümeye kilitlenmesi gerektiğini belirterek, ‘’Büyümenin miktarı ve hangi alanlarda olacağı önem arz ediyor. Çünkü büyüme olmazsa istihdamı arttırmak zorlaşır’’ dedi. Meslek okullarının sorunlarının çözülmesi ve üniversiteye girişte haksızlığın ortadan kaldırılmasını isteyen Koçer, bugün sanayinin en önemli sorunlarından biri kalifiye eleman eksikliği olduğunu dile getirdi. Koçer, ‘’İşsizliğin yüksek olduğu bir ortamda, kalifiye eleman eksikliği de önemli bir sorundur’’ dedi. Koçer, ekonomik iyileşmenin yavaş da olsa rakamlara yansımaya başladığını, büyüme rakamları ile ilgili yapılan ekonomik analizler Türkiye’nin 2010 yılında büyüme konusunda geçen yıla göre daha iyi olacağını gösterdiğini söyledi. Koçer, şöyle konuştu:’’Ancak büyümenin miktarı ve hangi alanlarda olacağı önem arz ediyor. Çünkü büyüme olmazsa istihdamı arttırmak zorlaşır. Şu anda yapacağımız en önemli şey, istihdam ambarı olan sektörlerdeki kapasite kullanım oranlarını ve üretim miktarlarını yakın plana alıp, bu sektörlerin sorunlarına eğilmek olmalıdır. temennimiz istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyümenin kalıcı olarak başlaması ve bu durumun gerek üretime gerekse istihdama pozitif bir şekilde yansımasıdır. Bunun için moral ve motivasyon çok önemlidir. Bir önemli noktada, ekonomiye önem verilmesi ve gündemde tutulmasıdır. Çünkü işsizliğe çözüm getirecek yegane şey, ekonomik faaliyetlerin arttırılması, üretim ve yatırım ortamının sağlanmasıdır.’’ ‘’5. Irak ve Komşu Ülkeler Fuarı’’nın 24-27 Haziranda Irak, İran, Lübnan, Ürdün ve Suriye’nin katılımıyla açılacağını hatırlatan Koçer, bu fuara Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın önemli bir desteği bulunduğunu söyledi. Koçer, ‘’Fuara ilginin yüksekliği nedeniyle sanayicilerimizin katılım için acele etmelerini tavsiye ediyoruz’’ diye konuştu. Gaziantep / aa |
27.04.2010 |
Kur’ân kursunun başka yere alınmasına tepki |
Yozgat’ta tarihi Çapanoğlu Büyük Cami çevre düzenlemesi projesi kapsamında yıkımına karar verilen merkez kur’ân kursunun boşaltılmasına tepki gösteren kursiyer kadınlar, kurs binasının önünde basın açıklaması yaptı. Kursiyerler, Yozgat şehir merkezinde tarihi Çapanoğlu Büyük Cami yakınındaki merkez kur’ân kursu binasında en son perşembe günü kurs gördüklerini, bu sabah geldiklerinde binanın boşaltılıp eşyalarının kaldırıldığını görünce şaşırdıklarını ileri sürdü. Yaklaşık 100 kadın, kendilerine tahsis edilen Karatepe Mahallesi’ndeki Abdülhamit Han Camisi altındaki yeni kurs binasının merkeze çok uzak olduğunu, bu yüzden birçok kadının yeni binaya gidip gelme imkânı olmadığını belirterek, merkezde bir bina tahsis edilmesini istedi. Belediye yetkilileriyle görüştüklerini söyleyen kursiyerler, kent merkezinde, eski kurs binası yakınındaki Divanlıoğlu Konağı’nın kurs için tahsis edilebileceği konusunda Belediye Başkanı Yusuf Başer’in söz verdiğini ancak müftülüğün bu binaya sıcak bakmadığını belirtti. |
27.04.2010 |
Hollanda’da kutlu doğum coşkusu |
Hollanda'da faaliyet gösteren Prisma Eğitim ve Kültür Vakfı'nın düzenlediği Kutlu Doğum Programı yoğun bir katılımla Helmond Speelhuis tiyatro salonunda gerçekleştirildi. Peygamber Gülleri adlı çocuk ilâhî grubunun sahneye çıkmasının ardından Kur'ân-ı Kerim tilaveti ile naat ve ilahilerin okunduğu programda araştırmacı yazar Halil Şahin konuşma yaptı. Helmong gibi küçük bir şehirde düzenledikleri programa gösterilen ilgiden memnun olduklarını ifade eden organizatör Mustafa Aydemir, kentteki faaliyetleri sürdüreceklerini söyledi. Programdan sonra davetlilere Hz. Peygamber'i temsil eden güller dağıtıldı. |
27.04.2010 |
Batı Trakya’da, “Kutlu Doğum Haftası” kutlandı |
BatI Trakya’da, “Kutlu Doğum Haftası” Gümülcine ve İskeçe seçilmiş Müftülükleri tarafından düzenlenen etkinliklerle kutlandı. Gümülcine ve İskeçe kentlerinde düzenlenen etkinliklere Türkiye’den çeşitli ilahiyatçılar ve bir semazen grubu katıldı. Kur’ân-ı Kerim okunmasıyla başlayan etkinliklerde, Gümülcine Seçilmiş Müftülüğü Tasavvuf Müziği Korosu ilahiler okudu ve Hz. Muhammed’in yaşamıyla ilgili konuşmalar yapıldı. Türk Azınlığın büyük ilgi gösterdiği etkinliklerde konuşan İskeçe Seçilmiş Müftüsü ve Türk Azınlığı Danışma Kurulu (BTTADK) Başkanı Ahmet Mete, “Batı Trakya Türk Toplumu’nun bulunduğu topraklarda dinine ve kökenine bağlı olarak yaşamını sürdürmesinin önemine” değindi. Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif de, “Batı Trakya’da bu yıl ikincisi düzenlenen etkinliklerin Peygamberimiz Hz. Muhammed’i anmak ve anlamak için düzenlendiğini” söyledi. Şerif, “O’nu anmak, anlamak ve O’nun yaşamını örnek alarak yaşamak kadar güzel bir şey olamaz bu dünyada” diye konuştu. |
27.04.2010 |
Sinop Kalesine ‘nükleer karşıtı’ pankart astılar |
Çevre örgütü Greenpeace üyeleri, tarihi Sinop Kalesine ‘’Sinop Nükleer İstemiyor’’ yazılı pankart astı. Gerze ilçesinde düzenlenen ‘’Termik Santral İstemiyoruz’’ konulu mitinge katılmak üzere Sinop’a gelen Greenpeace’in sancak gemisi ‘’Rainbow Warrior’’da bulunan Greenpeace üyeleri, dün Sinop Limanına demirleyen gemiden inerek bir eylem gerçekleştirdi. Gemiden bulunanlardan 4’ü tarihi Sinop Kalesinin İskele Meydanına bakan surlarından iple sarkarak kale surlarına ‘’Sinop Nükleer İstemiyor’’ yazılı pankart astı. Eylemi çevrede toplanan vatandaşlar da ilgiyle izledi. Greenpeace Akdeniz Enerji Kampanyası sorumlusu Korol Diker yaptığı açıklamada, Çernobil nükleer kazasının 24. yıl dönümünde Sinop halkının nükleer karşıtı çabalarına destek vermek için Sinop’ta bulunduklarını söyledi. |
27.04.2010 |
Güneydoğu’da doğal gaz kullanımı artıyor |
Doğal gaz şebeke yatırımlarına son iki yılda başlanan Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki 6 ilde yatırımlar yüzde 25-40 oranlarında tamamlandı. Dağıtım şirketlerinin yoğun tanıtım çalışmaları ve doğal gaz fiyatlarında son dönemde değişiklik olmamasının da etkisiyle bölgede doğal gaz kullanan abone sayısı hızla artarak 50 bine ulaştı. Bölgede yatırımların ulaştığı abone sayısı da 230 bine çıktı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş, ‘’Doğal gaz tanındıkça yaygınlaşıyor. Güneydoğudaki vatandaşlarımız doğal gaza ısınıyor’’ dedi. Alınan bilgiye göre, EPDK Başkanı ve Kurul üyeleri Güneydoğu şehirlerinde üç günlük bir inceleme gezisi yaptı. EPDK Başkanı Köktaş, inceleme gezilerine Türkiye çapında devam edeceklerini sözlerine ekledi. |
27.04.2010 |
Böyle giderse memur eti unutacak |
Türkİye KAMU-SEN’in araştırmasına göre, bir memur ailesi günlük kişi başına ortalama 3 gram kırmızı et tüketiyor. Konfederasyon Araştırma Geliştirme Merkezi, 81 ilde bin 360 kamu görevlisinin katılımıyla ‘’Gıda Tüketim Eğilimi’’ anketi gerçekleştirdi. Araştırmada, ‘’Ailenizde Kurban Bayramı dışında kişi başına aylık ortalama ne kadar kırmızı et tüketiliyor?’’ sorusuna memurların yüzde 24,3’ü, ‘’Kurban Bayramı dışında hiç kırmızı et tüketmedikleri’’ cevabını verdi. Aynı soruyu, memurların yüzde 27,9’u, ‘’Kişi başına aylık 100 gramdan az’’, yüzde 27,2’si ‘’Kişi başına aylık 100-500 gram arasında’’, yüzde 9,9’u ‘’Kişi başına aylık 500 gram-1 kilogram arasında’’, yüzde 5,9’u ‘’Kişi başına aylık 1-1,5 kilogram arasında’’, yüzde 4,8’i ise ‘’Kişi başına aylık 1,5 kilogramdan fazla’’ şeklinde cevaplandırdı. |
27.04.2010 |
EMO’dan asansör kazaları uyarısı |
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi, belediyeler, valilikler ve apartman yöneticilerini asansör kazalarına karşı yönetmelikler çerçevesinde önlem almaya çağırdı. EMO Ankara Şubesi yaptığı yazılı açıklamayla, trafik kazalarına karşı gösterilen milli seferberliğin asansör kazalarında da gösterilmesini istedi. Bilinçsizce kullanılan asansörlerin can almaya devam ettiği dile getirilen açıklamada, Yozgat’ta 21 Nisan 2010 günü meydana gelen asansör kazasında 6 kişilik asansöre 11 kişinin binmesi sonucu bir vatandaşın hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Ölümle sonuçlanan asansör kazası sayısının basına yansıyandan daha fazla olduğu ifade edilerek, belediye, valilik ve apartman yöneticileri asansör kazalarına karşı yönetmelikler çerçevesinde tedbir almaya çağrıldı. |
27.04.2010 |
Zayıflama ilâcı uyarısı |
SağlIk Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, gelişen teknolojinin insanların beslenme alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediği belirtilerek, ‘’Beslenme tarzındaki değişiklikler ve fiziksel hareket azlığı gibi bir takım olumsuz şartlar bir araya geldiğinde obezite (şişmanlık) riskinin arttığı’’ kaydedildi. Obezitenin, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırladığı ve hayat kalitesi ile süresini olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekilen açıklamada, ‘’Bu sebeple obezitenin mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu’’ belirtildi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilolu olma ve obezite sıklığının giderek arttığı ve obezitenin özellikle çocukları ve gençleri etkisi altına almaya başladığı ifadesine yer verilen açıklamada, ‘’Obezitenin bu kadar yaygınlaşması, tedavisinin uzun ve süreklilik gerektiren bir süreç olması, yaz aylarının yaklaştığı şu günlerde kısa sürede sonuç alabilmek için bireyler istenmeyen uygulamalara yönlendirilebilmektedir. Özellikle zayıflamak için bilinçsiz ilâç ile çeşitli zayıflama ürünlerinin kullanımının sağlığı son derece olumsuz yönde etkileyeceği unutulmamalıdır’’ denildi.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Obezİte tedavisinde gözönünde bulundurulması gereken hususlara da değinilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi: ‘’Obezite tedavisinde bireye özgü diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavinin temel ilkeleridir. Zayıflama sürecinde aşırı ve hızlı ağırlık kaybından mutlaka uzak durulmalı, ağırlık kaybı için bireyin cinsiyeti, yaşı, boyu ve fiziksel aktivitesi dikkate alınmalı, kişinin beslenme alışkanlıklarına uygun alınan enerji ile tüketilen enerjinin dengelendiği doktor ve diyetisyen kontrolünde bir beslenme programı uygulanmalıdır. Obezite tedavisinde kullanılan ilâçların hafif ve orta derecede ağırlık fazlalığı olan bireyler için uygun olmadığı unutulmamalıdır. Kullanılan ilâçların, sağlık yönünden güvenirliğinin saptanmış olması, obeziteye neden olan etiyolojiye uygun bir etki göstermesi, kısa ve uzun dönemde önemli yan etkisinin olmaması ve bağımlılık yapmaması büyük önem taşımaktadır. Zayıflama ilâçları asla gelişigüzel kullanılmamalıdır. Zayıflama ilâçlarını kimlerin ne kadar süre ile kullanacağı mutlaka doktor önerisi ve kontrolünde olmalıdır. Obezite tedavisinin başarılı olması için hastanın ilâç tedavisinin yanı sıra tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz tedavisini sürdürmeyi kabul etmesi ve düzenli olarak kontrollerini yaptırması gerekmektedir. Obezite ilâçlarının maliyetinin yüksek, yan etkilerinin fazla olduğu unutulmamalıdır. Tedavi süresince gebe kalınmamalı ve ilâç tedavisi gebelik ve emziklilik dönemlerinde kullanılmamalıdır. Ayrıca şeker hastaları, kalp, troid ve bunun gibi sağlık problemi olan kişilerin doktor önerisinde ilâcı kullanıp kullanmayacağına karar verilmelidir. Kullanılan ilâçların Sağlık Bakanlığı tarafından izinli olması da çok önemlidir." |
27.04.2010 |
THY’de uçan aşçı dönemi |
Türk Hava Yolları, İstanbul-New York hattında ‘’First’’ ve ‘’Business’’ yolcularının yemeğini uçaktaki aşçıların yapacağı yeni bir hizmet başlattı. THY Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, THY, ikram şirketi Turkish Do&Co ile beraber kıtalar arası uçuşlarda sunulan ikram servis sisteminde yeni bir uygulamaya geçti. THY, daha önce deneme amaçlı gerçekleştirdiği ‘’uçan aşçı’’ uygulamasını sürekli hale getirdi. Türkiye’de ilk kez ‘’uçan aşçı’’ (Flying Chef) konseptini başlattı. |
27.04.2010 |
Diz üstünün ömrü doluyor mu? |
Microsoft Dynamics Türkiye Pazarlama Müdürü Berkhan Esmer, teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediğini belirterek, ‘’Gelecek 5 yılda diz üstü bilgisayarlar ömrünü doldurabilir çünkü her şey cep telefonuna kayıyor’’ dedi. Berkhan Esmer, bilişim dünyasındaki gelişmelerin hemen her gün arttığını, diz üstü bilgisayarların boyutlarının küçüldüğünü, işlevlerinin arttığını, birçok cep telefonunun da bilgisayarlar kadar verimli kullanılabildiğini söyledi. Baş döndürücü bir hızla ilerleyen teknolojide önemli gelişmeler yaşanmaya devam edeceğini ifade eden Esmer, ‘’Önümüzdeki 5 yılda diz üstü bilgisayarlar ömrünü doldurabilir çünkü her şey cep telefonlarına kayıyor. Yakın gelecekte basit bir çipli kart sayesinde istenen her yüzey bilgisayar ekranı gibi dokunmatik olarak kullanılabilecek. Tek gazete alacağız, bu kart sayesinde gazetemizin sayfalarını güncelleyebileceğiz. Microsoft’un Surface Dynamics ürünü bu amaçla hazırlanıyor’’ diye konuştu. |
27.04.2010 |
Asya’nın en uzun sualtı mağarası |
Akdenİz Üniversitesi Su Altı Topluluğu ve Su Altı Araştırma Uygulama Merkezi’nden dört kişilik dalış ekibi, Suluin mağarasındaki kalıntıları görüntüledi. Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Gökoğlu, kendisiyle birlikte 4 kişiden oluşan dalış ekibinin Asya’nın en uzun sualtı mağarası olan Suluin Mağarası’nda dalış yaptığını bildirdi. Mağarada, 45 metre derinliğe indiklerini, kemik ve seramik kalıntılarını kamera ile görüntülediklerini ve fotoğraflarını çektiklerini kaydeden Gökoğlu, elde ettikleri görüntü ve fotoğraflarla mağara içindeki kalıntıların, arkeolojik, jeolojik ve antropolojik açıdan inceleneceğini vurguladı. Gökoğlu, ‘’Akdeniz Üniversitesi Su Altı Topluluğu ve Su Altı Araştırma Uygulama Merkezi üyelerince bu mağaraya altıncı kere dalış yapılıyor. Daha önceki dalışlarımız mağaranın keşfine yönelikti. Bu dalışımızda ise mağaradaki kalıntıları görüntülüyoruz. Hem arkeolojik, hem jeolojik, hem de antropolojik açıdan kalıntıları görüntüleyip, Finike Kaymakamlığına ve Finike halkına sunmayı hedefliyoruz. Bu görüntüler basınımıza da verilecek ve Türkiye ile paylaşılacak’’ dedi. |
27.04.2010 |