Kültür-Sanat

Kahvehaneler, okuma köşelerini ihmal ediyor

DENİZLİ İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Korkmaz, kahvehane çalıştıranların ruhsat alırken yaptırdığı okuma köşesinin daha sonra ne hale geldiğinin takip edilmediğini söyledi.

Türkiye genelinde 400 binden fazla kahvehane olduğunu ifade eden Korkmaz, Denizli merkezde yaklaşık 600 tane bulunduğunu belirtti. Mevzuat gereği okuma köşesi zorunluluğunu hatırlatan Korkmaz, ruhsat alındıktan sonra o köşelerin durup durmadığının belediyeler tarafından takip edilmemesinden yakındı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Korkmaz, “Vatandaşlar kahvehane açmak için belediyeye başvuruyor. Belediye de ilgili kurum olarak bize gönderiyor. Memurumuz okuma köşesine bakıyor, varsa uygun rapor veriyor, ancak o kahvehaneyi işleten kişi devam ettiriyor mu bilemiyoruz. Bu, insanların kendi vicdanlarına bağlı” dedi. Yurt dışındaki insanların kitap okumasına imrendiğini vurgulayan Mehmet Korkmaz, “Uçakta bakıyorum okuyor. Beklerken ayakta okuyor. Otobüste, trende hep kitap okurken görüyorum. Bu şuurun, bu alışkanlığın insanlarımıza verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

05.04.2010

Zübeyir Gündüzalp rahmetle yad edildi

ZÜBEYİR Gündüzalp’in vefatının 39. yılı münasebetiyle, Bediüzzaman Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı tarafından bir anma programı düzenlendi. Programda, “Zübeyir Gündüzalp” kitabının yazarı İbrahim Kaygusuz, Yeni Asya okuyucuları ile buluşarak sohbet etti.

“Zübeyir Ağabey gök kubbe de hoş bir seda bırakmış” diyen Kaygusuz, kitabından çeşitli bölümleri anlattı. Bediüzzaman Said Nursî’nin, Gündüzalp için çeşitli tabirler kullandığını ifade eden Kaygusuz, “En dikkat çekenler; ‘Nur Talebelerinin kumandanı’ ve ‘Nur kurmayı’dır. 1951’de Ankara konferansını, Üstadımızla beraber Emirdağ’da hazırlıyor. ‘Üstad Zübeyir sen ne ile meşgul oluyorsun?’ diye soruyor. Zübeyir Ağabey ise ‘Üstadım, Nurun bir talebesi bir şey yazmış onu düzeltiyorum’ diyor. Üstad da hiç görmediği halde, ‘Hayır onu yazan Nurun kurmayıdır, afferim’ diyor diye konuştu.

Kaygusuz, Bediüzzaman’ın Zübeyir Ağabeyi neden yanında bulundurduğunu da şöyle ifade ettiğini söyledi: “O değil dünyasını, ahiretini bile iman hizmeti için feda etmiştir.”

Bir gün Üstad onu odasına çağırmıştı. Kendisinden önce mi yoksa sonra mı ölmesini sormuştu. Üstadına duygularını ifade ederek: ‘Üstad’ım, siz olmadan dünyada yaşayamam, sizden önce ölmek isterim’ demiş. Ama Bediüzzaman ‘Ya öyle mi? Erkenden kabre yatıp rahat etmek istiyorsun! Hayır, ölümün benden sonraya kalacak’ demesi de dikkat çekicidir.” Bediüzzaman’ın ‘Zübeyir gelince komünistler artık beni mağlûp edemez’ sözleriyle de Gündüzalp’ten memnun olduğunu kaydeden Kaygusuz, Zübeyir Ağabeyi, Zübeyir yapan iki tane hakikat olduğuna dikkat çekerek, “O iki hakikat Bediüzzaman Hazretleri ve Risâle-i Nurdur. Fakat çekirdekte bir şey olmazsa neşv-u nema bulması da mümkün değil. Çünkü üç yaşında manen himayesine aldığını da Üstad bizzat bahsediyor” şeklinde konuştu. O güne özel Yeni Asya Neşriyat’ta basılan Zübeyir Gündüzalp’in Hayat-ı Mefkûresi kitabı da 5 TL olarak satışa sunuldu.

05.04.2010

Tarım emektarlarının fotoğraf sergisi

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Yayın Dairesi Başkanlığı’nca düzenlenen 1. Tarım ve İnsan Fotoğraf Yarışması sergisi Bursa’da izlenime sunuldu.

Tarımın Türk toplum hayatındaki önemini anlatmak amacıyla düzenlenen fotoğraf yarışmasında dereceye giren ve sergilenmeye uygun görülen eserler izlenime sunuldu. Bu yıl ilki gerçekleştirilen ‘Tarım ve İnsan’ konulu 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması’nın 100 eseri 10 gün boyunca sanatseverlerle buluşacak. Devlet Bakanı Faruk Çelik ve Vali Şahabettin Harput ile milletvekillerinin katılımı ile Büyükşehir Belediyesi Cemal Nadir Güler Sanat Galerisi’nde açılan fotoğraf sergisi büyük ilgi gördü. Açılışta konuşan Bakan Çelik, tarımın Türk toplumu açısından büyük önem taşıdığının altını çizerek, açılışı yapılan resim sergisinin bunu en ince ayrıntısına kadar gösterdiğini söyledi.

05.04.2010

Müzebüs, Türkiye’yi karış karış geziyor

TÜRKİYE’NİN ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi’nin başlattığı gezici müze projesi Müzebüs, Arçelik sponsorluğunda öğrencilerle buluşmaya devam ediyor.

Arçelik ve Rahmi M. Koç Müzesi’nin birlikte yürüttüğü ‘Müzebüs’ projesi; okullardaki eğitim ve öğretimi ‘müze eğitimi’ ile desteklemeyi amaçlıyor. Anadolu’nun en uç bölgelerindeki okullara giderek, müzeleri ziyaret etme imkânı olmayan çok sayıda ilköğretim öğrencisinin kişisel ve sosyal alandaki gelişimlerine yardımcı olacak şekilde hayata geçirilen proje, Türkiye’de oluşturulan ilk girişim olma özelliğini taşıyor. Anadolu turuna başlayan Müzebüs, 05-09 Nisan tarihlerinde Sivas’ta, 12–16 Nisan tarihleri arasında Erzincan ve 19–21 Nisan tarihleri arasında Erzurum’da öğrencilerle buluşacak. 2003 Eylül ayından bugüne kadar 80 il ve KKTC’deki 1000 ilköğretim okulunun 146.119 öğrencisiyle buluşan Müzebüs’te, ilköğretim öğrencilerinin derslerine destek olacak müze objeleri tanıtılıyor.

05.04.2010

100 öğrenci sokakta beraber kitap okudu

KÜTÜPHANELER Haftası kapsamında “Okuyan Bir Türkiye İstiyoruz” sloganıyla yola çıkan Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğrencileri, kordonda gezen vatandaşların dikkatini çekmek ve mesajlarını iletmek için kitap okuma eylemi yaptı.

Yaz gününü andıran hafta sonunu kordonda gezinti yaparak geçiren vatandaşlar, Truva Atı’nın sergilendiği Morabbin Parkı’nda ellerinde kitaplar olan yaklaşık 100 öğrenciyi, kaldırımlara ve banklara dizilmiş görünce şaşırdı. Amaçlarının kordonda gezen Çanakkalelilere kitap okuma mesajı vermek olduğunu kaydeden ÇOMÜ Halkla İlişkiler Topluluğu Başkanı Çağatay Değirmenci, “Türk toplumuna kitap okumanın önemini hatırlatmak istedik” dedi. Değirmenci, kordonda gezen vatandaşların dikkatini çekmeyi başardıklarını kaydetti.

05.04.2010

Tarihî Üftade Tekkesi restore ediliyor

BURSA Büyükşehir Belediyesi, tarihî mirasın ayağa kaldırılmasına yönelik çalışmaları çerçevesinde, Üftade Tekkesi’nin restorasyonuna başladı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, restorasyonun başlaması dolayısıyla düzenlenen törende, Üftade Mehmed Muhiddin tarafından 16. yüzyılın sonlarına doğru yaptırılan cami ve tekkenin, büyük ölçüde özelliklerini yitirerek günümüze geldiğini dile getirerek, şunları kaydetti: ‘’Toplam 2 bin 500 metrekarelik alana yayılan yapıda, zemin ve birinci kattan oluşan 630 metrekarelik tekke bölümü ile 135 metrekareden oluşan cami ve semahane bulunmaktadır. Tekke bölümünde çok amaçlı salon, arşiv, çilehane, külhan, sofa, hamam, mutfak, soğukluk ve 9 adet oda bulunmaktadır. Cami bölümünde ise cami ve semahane bulunmaktadır. Semahane, günümüzde son cemaat yeri olarak kullanılmaktadır. Semahanenin kuzeyinde bulunması gereken selâmlık, günümüze gelememiştir. Çilehane, iki katlı, kare planlı ve ahşap tavanlı basit bir yapıdır. Çilehane içinde Üftade’nin çok sayıda özel eşyası ile sema için kullanılan defler bulunmaktadır. Mekânda, Üftade Hazretleri’nin restorasyona tabi tutulacak olan özel eşyaları ve tekke malzemelerinin sergileneceği bir müze bölümünün de oluşturulmasını hedefliyoruz.’’

05.04.2010