Kültür-Sanat

Aborjinler, Türk Halk Müziği albümünde!

AVUSTRALYA yerlileri Aborjinler, Türk Halk Müziği ile Dijiridu aracılığı ile tanıştı. Türk Halk Müziği Sanatçısı Özgür Akdemir, ilk solo albümü olan “Leyle”de geniş enstrüman yelpazesinde Dijiridu’yu da kullandı.

Gaziantep’ten Fethiye’ye, Erzurum’dan Hacıbektaş’a Türkiye’nin dört bir yanından seçme türkülerin yer aldığı albüm geçtiğimiz günlerde müzik severlerle buluştu. Aranjörlüğünü Tanju Okan ve Funda Arar gibi isimlerle de çalışan Prof. Dr. Adnan Koç’un yaptığı albümün prodüksiyon ve yönetmenliğini ise Yrd. Doç. Cihan Yurtçu yaptı. Albümün dikkat çekici özelliklerinden biri de kullanılan zengin enstrüman yelpazesi. Özgür Akdemir’in büyük emek vererek ortaya çıkardığı albümde Batı enstrümanlarının yanı sıra Avustralya yerlilerinin (Aborjinler) yerel enstrümanı “dijiridu”dan, Asya halk çalgılarından “kaval”a kadar birçok enstrüman, zengin bir çeşitliliği oluşturacak şekilde kullanıldı. Albüm, bu yapısıyla son yılların en dikkat çekici halk müziği albümlerinden olmaya da aday.

31.03.2010

Özdabak’a BRT’den “Yılın En İyileri” ödülü

BALIKESİR Basın Radyo Televizyon Yayın Merkezinin (BRT) her yıl geleneksel hale getirdiği “Yılın En İyileri ve En Ünlüleri” ödül töreni geçtiğimiz Cumartesi günü Balıkesir Salih Tozan Toplantı ve Gösteri Merkezinde yapıldı. Radyo BRT’nin anket çalışmaları yaparak belirdiği Yılın En İyilerinden Karikatür Sanatçısı dalında gazetemiz çizeri İbrahim Özdabak ödül aldı.

Özdabak, ödülünü BRT Yönetim Kurulu Başkanı Av. Turgut İnal’dan aldı. Törende kısa bir konuşma yapan Özdabak, mahallî basının önemine vurgu yaparak, “Buram buram memleket kokan, kendi komşunuzdan, kendi sokağınızdan, kaldırımlarından, okulunuzdan, örencilerinizden, dertlerinizden, başarılarınızdan en iyi haberdar edecek olan mahallî basınınızdır. Varsın sayfası az, boyutu küçük, rengi soluk olsun. Radyo BRT’nin şahsında bütün Anadolu’da yayın yapan mahallî basının yaşatılması ve sahip çıkılması için çağrıda bulunuyorum” dedi. Özdabak, zaman zaman Anadolu’dan yerel gazetelerden kendisini aradıklarını ve karikatürlerimi yayınlamak için izin istediklerini ifade ederek, “Kaynak göstererek yayınlamalarından memnuniyet duyacağımı belirtirim. Bazen de okuyucularımızdan arayanlar olur ‘Burada bir gazete var, karikatürlerini kullanıyor’ derler. ‘Gidin o gazeteyi tebrik edin’ diye cevap veriririm” diye konuştu. BRT’nin Yılın En İyileri ödülleri, siyasetçiler, bürokratlar, medya dünyası, eğitimciler, sivil toplum örgütleri, iş adamlarını kuşatan bir yelpaze içerisinde geleneksel olarak verilmeye devam etmektedir. Bu yıl ödül verilen 71 kişi arasında 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’den TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’e, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’den Millî Eğitim bakanı Nimet Çubukçu’ya, Mehmet Ali Birand’dan, Fatih Altaylı’ya, Müjdat Gezen’den, radyo programcısı Mansur El Sabah’a kadar pek çok kişi yer aldı.

31.03.2010

Bitlisliler Bediüzzaman’ı andı

BİTLİS Dernekler Federasyonu BİDEF, Said Nursî Hazretleri’nin vefatının 50. Yıldönümü dolayısıyla anma günü düzenledi. Geçen Pazar günü İstanbul Bağcılar Olimpik Spor Salonunda düzenlenen programa, çok sayıda dâvetli katıldı. Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin dâvâsının ve hizmetlerinin anlatıldığı program, Kur’ân-ı Kerim’in okunmasıyla başladı.

Hayatı çile ve ıztırapla geçen Bediüzzaman Said Nursî’nin anlatıldığı sinevizyon gösterisi izleyicilerden yoğun ilgi gördü. Programa konuşmacı olarak gazetemiz yazarı M. Latif Salihoğlu, Doç. Dr. Şadi Eren, araştırmacı-yazar Muhyettin Kaya, Sabri Okur, Altan Tan Bediüzzaman Said Nursî’nin görüşleri ile alâkalı konuşma yaptılar. Programda bir konuşma yapan BİDEF Başkanı Kerem Koçyiğit; yüzyılımızın en büyük âlimlerinden Bediüzzaman Hazretlerini anmanın ve böyle bir geceyi düzenlemenin kendilerini son derece mutlu ettiklerini belirti. Gecenin düzenlemesinde katkı sağlayan Bitlis Genç İş Adamları Derneği (BİGİAD) Başkanı Zeki Peker de bir konuşma yaparak böyle büyük bir değerin anılmasına katkı sunmanın kendilerini mutlu ettiklerini belirtti.

31.03.2010

Öyküler ‘Deniz’den ikinci defa ‘Ses’lendi

DENİZ Kültür tarafından, Sesli Edebiyat Dizisi altbaşlığı ile yayınlanan “Öyküler Sesleniyor” dizisinin ikinci seti tamamlandı.

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan DenizBank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, “Türk edebiyatının usta kalemlerinden çıkan benzersiz öyküleri, yorum güçlerine inandığımız değerli tiyatro san'atçılarımızın sesleri ile buluşturduğumuz “Sesli Edebiyat” serisinin 2’ncisini de hayata geçirdik” dedi. Bu çalışmayla, hikâyelerin lezzetini geniş kitlelere taşımayı ve geleceğe kalıcı bir miras bırakmayı hedeflediklerini ifade eden Hakan Ateş, 1844 –1952 yılları arasında doğmuş 100 yazarın öykülerinden oluşan ve büyük beğeni toplayan serinin 1’inci setinin ardından, 1952 yılından sonra doğmuş öykücülerin eserleri ile 2’nci seti oluşturduklarını ve böylece öykücülüğün Türkiye’deki gelişim çizgisini belgeleyen “Öyküler ‘SES’leniyor” serisini tamamladıklarını kaydetti.

31.03.2010

BEDİÜZZAMAN ÇAĞLARA REÇETE YAZDI

Risale-i Nur Enstitüsü ve Adıyaman Yeni Asya Temsilciliğinin düzenlediği “Bediüzzaman ve Demokratik Açılım” konulu konferansta konuşan yazar Halil Uslu, “Biz konferanslarımızla Ahmet’e, Ayşe’ye reçete yazarken, Bediüzzaman çağlara reçete yazmış” dedi.

BEDİÜZZAMAN Haftası Etkinlikleri kapsamında Risale-i Nur Enstitüsü ve Adıyaman Yeni Asya Temsilciğinin birlikte düzenlediği “Bediüzzaman ve Demokratik Açılım” konulu konferans Adıyaman Halk Eğitim Salonunda gerçekleştirildi. Aziz Yusufoğlu Hocanın Kur’ân-ı Kerim tilâveti ile başlayan programın açış konuşmasını Av. Hasan Demir yaptı. Bilal Nacir’in takdimciliğini gerçekleştirdiği anma toplantısında Araştırmacı-yazar Halil Uslu tarafından “Bediüzzaman ve Demokratik Açılım” konferansı verildi.

İlginin büyük olduğu anma toplantısında açış konuşmasını yapan Demir, Üstadın, her şeyden önce bütün inananların imanlarında hep sebat etmelerini istediğini belirterek, ‘ümit var olunuz diyerek’ Müslümanlara; ümit, sebat ve sadakat etmelerini istediğini ifade etti. Bediüzzaman’ın talebeleriyle zehirlenmelere, sürgünlere, eza ve cefaya karşı büyük sabır ve ümit beslediğini vurgulayan Demir, “O günleri bugünlere kıyaslayarak Bediüzzaman’ın ne kadar haklı ve ileri görüşlü olduğunu anlamaktayız. Bediüzzaman Hazretleri yıkan değil, tamir eden, yeis değil ümit aşılayan, nefret değil sevgi besleme amacı gütmüştür” dedi. Açış konuşması bitiminin ardından kürsüye gelen Halil Uslu, “Bediüzzaman Hazretleri ile aramızda ki fark; biz Ahmet’i, Mehmet’i kucaklıyoruz, Bediüzzaman çağ ve çağları kucaklıyor. Biz bu konferanslarımızla Ahmet’e, Ayşe’ye reçete yazarken, Bediüzzaman çağlara reçete yazmış” dedi. “Sadece 15 YTL'xlik mülkü olan, 24 bin kilometre karelik alanda bir toprağı bile olmayan böyle bir zatın eserlerinden istifade ediyoruz” diyen Uslu, hadis-i şeriflerden sonra dünyada en çok farklı dillere çevrilen eserin Risâle-i Nur Külliyatı olduğunu kaydetti. Uslu ayrıca şunları söyledi:

“Bediüzzaman bir milletvekili değil, bir partinin genel başkanı da değil, bir bakan da değil, ama 22 Kasım 1922 senesinde TBMM’ye dâvet edilir. Ankara’ya intikal eder. Kendisine TBMM’de hoşamedi töreniyle karşılanır. Bugün 2010. TBMM’de ancak devlet reislerine tören yapılıyor. 80 küsûr senede Bediüzzaman’dan başka bir âlim o kürsüye çıkmamıştır. Eğer Üstadın dedikleri olsaydı, bu kavga patırtı şimdi olmayacaktı. Bediüzzaman bütün Türkiye’nin amcazadesidir. Bediüzzaman bu yörelerin insanıdır, araştırınız bu yörede tek söz sahibi Hazret-i Bediüzzamandır. Bediüzzaman’ın açılım paketi Münâzarât eseridir. Tam 100 sene önce bu reçete önümüze konulmuştur. Siyahı beyazı, Arabı Kürdü, şu veya bu… Hepsi veleddâllîn’den sonra ‘âmin’ demiyorlar mı? İşte size bir ilâhî açılım paketi… Ayrıca Bediüzzaman Medresetü’z-Zehra’nın olması gerektiğini Emirdağ Lâhikası’nda açıklar. Orada Kürdistan, Türkistan, Arabistan ve çeşitli kavimlerin olduğunu, bu kavimleri bir araya getirecek ve pozitif ilimlerle dinî ilimleri barıştıracak olan üniversitenin mutlaka olmasını dile getirir. İşte bu, açılımın en büyük paketlerinden birisidir.” Halil Uslu, katılımın yoğun olduğu programda konuşmasını ‘’Dünyada medeniyet çatışmasını önleyecek olan tek eser Risâle-i Nur eseridir’’ sözleriyle bitirdi.

Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
www.sentezhaber.com

31.03.2010