Güncel |
ÇAĞDAŞ DEMOKRASİLERDE KORUNAN MADDE YOK |
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, yeni anayasalar yapılırken, değiştirilemez hükümlerin her zaman tartışma konusu olduğunu ifade ederek, ‘’Yeni anayasalarda değiştirilmez maddeleri korumak çağdaş demokrasilerle bağdaşmaz. Hakim görüş, Cumhuriyet ilkesi dışında diğer hükümlerin değiştirileceği yönündedir. Bir çok ülkede değiştirilemez hükümler bağlayıcı olmaktan ziyade, dönemsel ihtiyaçlar nedeniyle anayasalara konulmuştur’’ dedi. DEĞİŞİKLİKLERDE YÜZDE YÜZ MUTABAKAT OLMAZ
Özbudun, şöyle konuştu. ‘’Mecliste bu çaplı bir konsensüs toplumda da büyük ölçüde uzlaşının var olduğu anlamına gelir. Bir toplumda yüzde 100 mutabakatı sağlamak mümkün değil. Bunu aradığınız takdirde normal bir yasa bile yapamazsınız. Temel hakların daraltılmasına yönelik referandumlar tam demokratik bir yöntem değildir, referandumlar parlamentolara ek olarak başvurulması halinde demokratik ve meşrudur.
Değişmez maddelerle ÇAĞDAŞLIK OLMAZ
BİLKENT Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun, yeni anayasalar yapılırken, değiştirilmez hükümlerin her zaman tartışma konusu olduğunu ifade ederek, ‘’Yeni anayasalarda değiştirilmez maddeleri korumak çağdaş demokrasilerle bağdaşmaz. Hakim görüş, Cumhuriyet ilkesi dışında diğer hükümlerin değiştirileceği yönündedir’’ dedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından düzenlenen ‘’Anayasa Yapımı ve Anayasal Değişim’’ konulu uluslararası sempozyumun ‘’Anayasaları Değiştirmek’’ başlıklı oturumunda konuşan Prof. Dr. Özbudun, anayasaların insan eseri olduğunu belirterek, bu yüzden kusurlarının bulunmasının doğal olduğunu söyledi. Yapıldıkları dönemin en mükemmel özelliklerini barındırsa dahi her anayasanın değişime muhtaç olduğunu, değişen siyasi görüş, sosyal hayat ve inançların anayasaları da değişime zorladığını ifade eden Özbudun, anayasaları değiştirme çalışmalarında ‘’ne zaman, kim tarafından ve nasıl değiştirileceği’’ konularının her zaman tartışma unsuru olduğunu söyledi. Anayasaları değiştirmek için ‘’hukuk boşluğu ya da kesintisi doğuran, iç savaş, ihtilâl ya da işgal’’ olmasının beklenmeyeceğini, bir çok ülkede anayasa değişikliklerinin normal dönemlerde yapıldığını dile getiren Özbudun, İspanya’da hukuk boşluğu yaşanmadan yeni bir anayasa yapıldığını, Türkiye’nin de 1924 Anayasası’nı hukuk boşluğu olmadan 1921 Anayasası yürürlükteyken yapıldığını anlattı. Bir görüşün, toplumların normal şartlar altında güçlü bir konsensüs oluşturduğu takdirde tümüyle yeni bir anayasa yapabileceği, bir görüşün de tam sükunet dönemlerinde yapılan anayasaların daha iyi sonuçlar doğuracağı yönünde olduğunu belirten Özbudun, anayasaları yapmak için ise özel kurucu meclislere gerek olmadığını, seçilmiş yasama meclisinin anayasa yapabileceğini kaydetti.
“YÜZDE 100 MUTABAKATI SAĞLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”
ÖZBUDUN, Türkiye’nin yeni anayasaya ihtiyacı olduğunun 1982 Anayasası’nın kabulünün hemen ardından dile getirildiğini ve değişik zamanlarda TÜSİAD, TOBB ve TBB’nin anayasa taslakları hazırladığını söyledi. TBMM’nin 139 oyla normal bir yasayı kabul edebildiğini, anayasa değişikliği için ise asgari 330 oya ihtiyaç bulunduğunu ancak bu zamanda referanduma gidildiğini, referanduma gerek kalmadan ise 367 kabul oyunun gerektiğini anlatan Özbudun, şöyle konuştu. ‘’Mecliste bu çaplı bir konsensüs toplumda da büyük ölçüde uzlaşının var olduğu anlamına gelir. Bir toplumda yüzde 100 mutabakatı sağlamak mümkün değil. Bunu aradığınız takdirde normal bir yasa bile yapamazsınız. Temel hakların daraltılmasına yönelik referandumlar tam demokratik bir yöntem değildir, referandumlar parlamentolara ek olarak başvurulması halinde demokratik ve meşrudur. Referandumların eksiklikleri de vardır, ‘evet’ ve ‘hayır’ cevabı verilen referandumların eksik kalır.’’
|
21.03.2010 |