Güncel |
Halk, hiç anayasa yapmadı |
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Türk halkının şimdiye kadar kendi anayasasını yapmadığını belirterek ‘’Türk siyasal ve toplumsal hayatının en önemli yasalarına baktığımız zaman, yüzde 80’i demokratik platformun ürünü değildir, darbelerin ürünüdür’’ dedi. Yasalarımız darbe ürünü
Anayasa Mahkemesi Raportörü Doç. Dr. Osman Can, ‘’Türk siyasal ve toplumsal hayatının en önemli yasalarına baktığımız zaman, yüzde 80’i demokratik platformun ürünü değildir, darbelerin ürünüdür’’ dedi. Can, Ahenk Hukuk Derneği tarafından Örnekli Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘’Sivil Anayasa Oluşumu Süresince Yargı Reformu’’ konulu seminerde, Türkiye’nin tarihsel, düşünsel, hukuksal ve siyasal yapının temellerini oluşturan referans değerlerin değiştiği tarihî bir süreçten geçtiğini kaydetti. Türkiye’de toplumun artık kendi siyasetini belirleme noktasına geldiğini ifade eden Can, son zamanlarda tartışılan sivil anayasa konusuna değinerek, Türkiye’de sivil anayasadan söz edilecekse anayasanın ne olduğu bugüne kadar nasıl üretildiğinin de çok iyi bilinmesi gerektiğini dile getirdi. Can, 1921, 1924, 1961, 1982 anayasalarının oluşum süreçleriyle ilgili bilgi vererek, Türkiye’de 27 Mayısla süreciyle birlikte darbe sistemine geçiş yapıldığını kaydetti.Anayasa’ya göre yargı yetkisini Türk milleti adına bağımsız mahkemelerin kullandığının söylendiğini hatırlatan Can, 1961 Anayasasıyla birlikte Türkiye’de yargı ile toplum arasındaki ilişkinin neredeyse bütünüyle koparıldığını, 1980 darbesiyle de hakimler ve yargıçlarla toplum arasındaki ilişkinin mutlak suretle kapatıldığını vurguladı. Doç. Dr. Can, Türk halkının şimdiye kadar kendi anayasasını yapmadığını belirterek şöyle devam etti: ‘’1961 Anayasası’nı bu halk yapmadı, 1971 değişikliklerini halk yapmadı. 1980 darbesiyle Danışma Meclisi oluşturuldu. Millî Güvenlik Konseyinde kaç tane önemli zevat olduğunu hepimiz iyi biliriz. 1982 Anayasası’nı yapanlar beş kişiydi. Bu beş kişi nasıl istediyse, anayasa öyle oldu. Beş kişi bu anayasanın nasıl yürürlüğe girmesini istediyse, o şekilde girdi. Bu beş kişinin iradesi altında biz hâlâ biz hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Anayasa bunun üzerine kurulu. Yasalarımız bunun üzerine kurulu. Danıştay, Yargıtay, Askerî Yüksek Yargı Mahkemesi Yasası, Askerî Yargıtay Yasası, Hakimler ve Savcılar Yasası, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası... Bütün bunların hepsi, darbecilerin yani beş generalin onayladıkları yasalardır. İçinde iyi şeylerin olup olmaması ayrı bir tartışmadır. Türk siyasal ve toplumsal hayatının en önemli yasalarına baktığımız zaman, yüzde 80’i demokratik platformun ürünü değildir, darbelerin ürünüdür. Şu an darbelerin ürünü olan bir hukuk sistemi içerisinde, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokrasi tartışması yapıyoruz. Bu kadar çok tartıştık, ama belli ölçülerde bizim irademizin ürünü olmayan hukuk sisteminden kaynaklandığını görüyoruz. Bu nedenle zaman geçirmeden Türk toplumu kendi anayasasını yapmak zorunda.’’ Doç. Dr. Can, konuşmasında HSYK’nın özel yetkili savcıları görevden almasına da değinerek, ‘’HSYK yetki aşımı değil, suç işledi’’ görüşünü dile getirdi.
“PARTİLER, CHP TÜZÜĞÜNE AYKIRILIKTAN KAPATILDI”
SİYASİ parti kapatma dâvâlarına da değinen Can, bugüne kadar hiçbir siyasî parti kapatma dâvâsının demokrasiye hizmet etmediğini ve Türkiye’de bugüne kadar hiçbir parti kapatma iddianamesinin demokrasiyi koruma adına hazırlanmadığını dile getirdi. Can, ‘’Demokrasi ve özgürlüklerle çatışan partiler hakkında bugüne kadar herhangi bir dâvâ açılmış değildir. Bunun altını çizelim. Türkiye’de kapatılan tüm siyasî partiler 1935 CHP tüzüğüne aykırılıktan kapatılmıştır. Bunu kimse bilmez. Kapatma kararını verenler de bu düşüncede değildir. Ama tarihi okumakta yarar vardır. Yoksa Anayasa’da yer alan demokrasi, insan hakları, hukuk devletine aykırılıktan kapatılma hiç yaşanmadı’’ diye konuştu.
|
21.03.2010 |