Güncel |
Zemin değil, bina çürük |
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi ve ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, İstanbul Avrupa yakasında deprem riski yüksek Zeytinburnu, Fatih, Küçükçekmece, Bahçelievler, Bayrampaşa ve Güngören ilçelerinde ‘’bina inceleme’’ çalışması gerçekleştirdi. 5 yılda tamamlanan çalışma kapsamında 6 ilçede toplam sayısı 125 bini bulan bütün konut ve işyeri binaları tek tek incelendi. Çalışmanın koordinatörlüğünü üstlenen Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu’nun verdiği bilgiye göre, çalışmayla, İstanbul depreminde yıkılması veya önemli derecede hasar görmesi beklenen binaların tesbiti amaçlandı. Söz konusu 125 bin binanın depremin doğrudan etkisi (yer sarsıntısı) altındaki durumu incelendi. Sıvılaşma, heyelan, tsunami gibi depremin dolaylı etkileri göz önüne alınmadı. İki ayrı senaryo belirlendi. ‘’En kötü senaryo’’da, Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içinde kalan ve 1766’dan beri kırılmayan kısmının tamamen kırılması ve 7,5 büyüklüğünde deprem oluşturması hesaplandı. İkinci senaryoda ise kısmî kırılma olması ve deprem büyüklüğünün 7,2’de kalması esas alındı. İncelenen yapıların 101 bin adedi betonarme, 24 bin adedi de yığma taşıyıcı sisteme sahip binalardan oluştu. Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, inceleme sonuçlarına ilişkin bilgi verirken, yığma binalarda önemli bir tehlike bulunmadığını ifade ederek, 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre önemli derecede hasar beklenen yığma bina sayısının sadece 1.500 olduğunu belirtti. Sucuoğlu, ‘’Kaldı ki çoğunluğu 2-3 katlı bu binaların yıkılması durumunda bile can kaybına neden olma olasılığı düşük’’ dedi. Şehirdeki esas tehlikenin beklendiği gibi ‘’5-8 katlı betonarme binalar’’ olduğunu belirten Sucuoğlu, İstanbul’da 7,2 büyüklüğünde deprem olması durumunda incelenen 100.665 betonarme binanın 24.190’ının çökmesi veya ağır hasar görmesinin beklendiğini, 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre ise sayısının 43 bin 270’i bulduğunu bildirdi.
“ZEMİN TARTIŞMASI, SADECE ŞEHİR EFSANESİ’’
AraştIrma sonucunda yapılan tesbitlerden zeminle ilgili olan kısım şöyle: “Çürük zemin-sağlam zemin tartışması İstanbul için sadece bir şehir efsanesi. Avrupa yakasında zeminin çok zayıf veya çürük olduğu bölgeler, dere yatakları ve kıyılardaki kısmen dar alanlarda yer alıyor ve zaten bu alanlarda yapılaşma yoğunluğu çok düşük. Bir başka yanlış beklenti ise depremin en fazla kıyı bölgelerini vuracağı. Yer sarsıntısı açısından depremin şiddeti en fazla kıyıda hissedilecek belki, ama kıyının faya en yakın noktası Zeytinburnu’nda 11 kilometre iken içerideki Bayrampaşa’da 15 kilometre mesafede. Bu fark deprem etkisinin faydan uzaklaştıkça azalımı açısından önemsiz. Depremin iç kısımlardaki etkisi kıyıdan farklı değil. İstanbul depreminin gerek 7,2 gerekse 7,5 olması durumlarında ağır hasar görecek veya yıkılacak binaların sadece bir tane belirgin ortak özelliği var; ‘binaların kendi yapısal zayıflıkları’. Yıkılma riski çok yüksek olan betonarme binaların neredeyse tamamı 5-8 katlı, hiç perde duvarı olmayan ve zemin katlarını ‘yumuşak kat’ olarak tanımladığımız yapım kalitesi düşük betonarme binalar.” |
17.03.2010 |