17 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

İslâm dünyasında çok ciddî sıkıntılar var

İslÂm Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) İnsan İşleri İdaresi Mısır ve Gazze Sorumlusu Dr. Ahmed Hüseyin, Cansuyu Genel Merkezi’ni ziyaret etti.

Cansuyu Genel Başkanı Mustafa Köylü ve yönetim kurulu üyeleri ile görüşen Hüseyin, İKÖ ve insanî yardım kuruluşlarının arasındaki ilişkilerin arttırılması için Türkiye’yi ziyaret ettiğini belirterek, “İslâm dünyasında çok ciddî sıkıntılar var. Bunun yanında bölgeye yardım eden yardım kuruluşlarının da yaşadığı çok ciddî sıkıntılar var. Bu sıkıntıların aşılması için çalışıyoruz” diye konuştu. İslâm dünyasında yaşanan sorunların giderilmesi için Cansuyu’na ortak proje teklifinde bulunan Hüseyin, İKÖ Gazze’deki savaştan sonra yeni bir proje geliştirdiğini belirterek, Türkiye’deki yardım kuruluşları ile görüşüp öncelikli ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalar yapmak istediklerini ifade etti. Bölgede, sağlık, eğitim, ziraat, su kuyuları, üretim, gençlik, kadınlar ve barınaklar alanlarında çalışmalara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Hüseyin, “İnsanlara sadece para yardımı değil, balık tutmayı da öğretmek gerek” diye konuştu. Ziyaretten dolayı duyduğu memnuniyeti belirten Cansuyu Genel Başkanı Mustafa Köylü ise, Cansuyu’nun faaliyetleri hakkında bilgi vererek, ortak projelerde çalışmaktan memnuniyet duyacaklarını söyledi.

17.03.2010


 

SİVİL BİR ANAYASA YAPILMALI

Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, Türkiye'de sivil bir anayasa yapılması gerektiğini belirterek, ''Anayasamız darbe anayasası, yargıya ilişkin bütün yasalar darbe yasası. Hukuk sistemimiz böyle oluşturulmuş; sistem bunun üzerine kurulmuşken hukukun üstünlüğünü, adaleti ve özgürlüğü ifade etmez'' şeklinde konuştu.

YARGIYA AB STANDARTLARI ŞART

Türkiye'de hukuk sistemini toplumun kurmadığını ifade eden Can, ''Türkiye sivil anayasa yapmalı. Siyasîler bu tabloyu çok net ortaya koymalı. Aksi takdirde bundan sadece iktidar partisi değil, tüm partiler zarar görür. Siyaset yargıyı Avrupa standartlarına yerleştiremediği sürece Türkiye çok büyük zarar görür. Sivil anayasa şart'' dedi.

Darbe yasası ıle hukuk olmaz

Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, Türkiye’de sivil bir anayasa yapılması gerektiğini belirterek, ‘’Anayasamız darbe anayasası, yargıya ilişkin tüm yasalar darbe yasası. Hukuk sistemimiz böyle oluşturulmuş. Sistem bunun üzerine kurulmuşken hukukun üstünlüğünü, adaleti ve özgürlüğü ifade etmez’’ dedi.

Anadolu Fikir Platformunca, İhtiyaç Akademi Kocatepe Şubesi’nde düzenlenen söyleşide konuşan Can, adalet ve hukuk hakkında konuşmak için hukukçu olmanın gerekmediğini, herkesin bu konularda görüşünü söyleyebileceğini kaydetti. ABD ve İngiltere olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinde adaleti vatandaşların sağladığını örneklerle anlatan Can, ‘’Avrupa’da çoğu ülkede yargıçlar siyasi parti üyesi olabiliyor. Siyasi partilere mensup hakimler daha iyi kararlar veriyor. Türkiye’de böyle bir duruma yargının siyasallaşması diyorlar. Bizde her şey ters. Orada adaleti mümkün kılacak mekanizmalar, Türkiye’de adaletsizliği kılıyor’’ dedi.

Türkiye’nin henüz ‘’bir anayasası olmadığını’’ savunan Can, şunları söyledi:

‘’Darbe anayasaları vardır. Bir tek 1921 Anayasamız vardı toplumun ürettiği. Türkiye’nin temel, hayatî bir sorununa bu anayasayla çözüm bulunabilir. Ama şimdiki anayasa ile toplumun en ufak bir sorunu bile çözülemez. Bütün diktatörlüklerde anayasa, hukuk sistemi vardır. Bir anayasanın, hukuk düzeninin var olması özgürlüğün garantisi değildir. Anayasal düzen bütün unsurlarıyla halk tarafından yapılmalı. Özgürlük halkın talebidir. Biz sistemi bu şekilde kurmadığımız zaman hukuk sistemi bir anlam ifade etmiyor. Anayasamız darbe anayasası, yargıya ilişkin tüm yasalar darbe yasası. Hukuk sistemimiz böyle oluşturulmuş. Yargı sistemiyle ilgili ne kadar yasa varsa darbeyle yapılmış. Sistem bunun üzerine kurulmuşken hukukun üstünlüğünü, adaleti ve özgürlüğü ifade etmez. Türkiye’nin insan hakları ihlali nereden geliyor?

Hukukun üstünlüğü bize kötü şeyler ifade eder. Hukuk kavramları içine yerleşmiş bir darbe ideolojisidir. Hukukun içine gizlenmiş ulusal irade, özgürlük talebi değildir. Türk yargı tarihinde özgürlükleri göremezsiniz. Siyasî partilerin kapatılmasına bakın. Partiler, demokrasiye ve insan haklarına aykırılık nedeniyle kapatılmamış.’’

Türkiye’de hukuk sistemini toplumun oluşturmadığını ifade eden Can, ‘’Türkiye sivil anayasa yapmalı. Siyasiler bu tabloyu çok net ortaya koymalı. Aksi takdirde bundan sadece iktidar partisi değil, bütün partiler zarar görür. Siyaset yargıyı Avrupa standartlarına yerleştiremediği sürece Türkiye çok büyük zarar görür. Sivil anayasa şart, bizim anayasamız yok’’ dedi.

Can, dinleyicilerden birinin ‘’AK Parti’ye kapatma dâvâsı açılabilir mi? Beklentiniz nedir?’’ sorusuna, ‘’Siyasî parti kapatma dâvâlarının demokrasi, insan hakları, özgürlükle ilgisi yok. Bu politik bir savaştır ve Türkiye iyice giriyor. Hukuk, politik savaşın bir aracı haline dönüştürülmeye çalışılıyor’’ cevabını verdi.




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

17.03.2010


 

Bağış: AB’nin en saygın üyelerinden biri olacağız

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Türkiye’nin eninde sonunda AB’nin en saygın üyelerinden biri olacağını” söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Londra’daki temasları çerçevesinde İngiltere’de bulunan Bağış, İngiltere’nin AB İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Chris Bryant ile Hilton Otelinde kahvaltıda bir araya geldi.

Görüşmenin başında kısa bir açıklama yapan Bağış, Bryant’a AB müzakerelerinde gösterdikleri destekten dolayı teşekkür ederek, müzakerelerdeki çevre başlığından bahsederek, çevre konusunda İngiltere’nin tecrübelerinden yararlanmak istediklerini bildirdi. İki ülkenin ve yetkililerinin “iyi geçindiğini” kaydeden Bağış, İngiltere’nin Türkiye’nin AB üyeliğinin destekçisi olduğunu ve daha birlikte yapılacak çok şey bulunduğunu ifade etti. Türkiye’nin AB sürecine ilişkin bir soru üzerine Bağış, şunları söyledi: “Türkiye’nin AB üyeliği sadece Türkiye için değil, AB için de son derece önemli ve Avrupalılar da bunun farkına varmaya başladı. Türkiye’nin üyeliğiyle ilgili bazı olumsuz söylemleri dile getirenler bile, 12 faslın açılışında Türkiye’ye destek verdiler. Bundan sonra da destek vereceklerine inanıyorum çünkü yaptığımız iş, Türkiye ile AB’nin yakınlaşmasından çok dünyanın küresel sorunlarını çözme konusunda önemli bir adım atmadır. Biz el ele verdikçe, bütün sorunlar aşılacaktır, hiçbir şüphem yok. Eninde sonunda Türkiye AB’nin en saygın üyelerinden biri olacaktır.”

17.03.2010


 

Gül: Türk izi var, ama sömürge izi yok

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Afrika’nın doğusunda Tanzanya, batısında Mali’ye kadar Türk izleri olduğunu, ancak bu izlerde sömürgeciliğin görülemeyeceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Gül, resmî ziyaret için bulunduğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde temaslarını izleyen gazetecilerle sohbet toplantısı yaptı; Afrika açılımı, IMF ile ilişkiler ve Irak seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Afrika’nın doğusunda Tanzanya, batısında Mali’ye kadar Türk izleri olduğunu, ancak bu izlerde sömürgeciliğin görülemeyeceğinin altını çizen Gül, Türkiye’nin kıt'aya insanî sorumlulukla yaklaştığını kaydetti. Türkiye’nin geçen günlerde Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne 35 ton tıbbî malzeme yardımı gönderdiğini anlatan Gül, kendisinin de beraberinde yardım malzemeleriyle geldiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, kuzey ülkelerinin zenginlik içinde yaşarken Afrika halklarının sefalet çektiğine işaret ederek, ‘’Büyük devletsen bunları düşüneceksin. Büyük devletsen sadece kendi ülkenle değil, iklimle, açlıkla ve dünyanın diğer konularıyla ilgileneceksin’’ diye konuştu.

17.03.2010


 

Karadeniz’de petrol ve doğal gaz umudu

Türkİye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Mehmet Uysal, Karadeniz’de Türkiye’nin 40 yıllık ihtiyacını karşılayacak petrol ve doğal gaz potansiyelinin var olduğunu düşündüklerini bildirdi.

ITE Group Türkiye Ofisi, Türkiye Petrol Jeologları Derneği ile Jeofizik Mühendisleri Odası’nın ortak organizatörlüğünde düzenlenen 9. Türkiye Uluslararası Petrol ve Gaz Konferansı ve Sergisi (TUROGE 2010) Ankara Sheraton Otelinde gerçekleştirildi. Konferansın açılışında konuşan TPAO Genel Müdürü Uysal, sondaj safhasına geçilen Karadeniz’de Türkiye’nin 40 yıllık ihtiyacını karşılayacak petrol ve doğal gaz potansiyelinin var olduğunun düşünüldüğünü belirtirken, “Bu potansiyelin yapılacak sondajlarla ispatlanması ile Türkiye petrol arama ve üretiminde özlenen yeni bir sayfa açılacaktır” dedi.

17.03.2010


 

1 asker daha intihar etti

Karabük’ün Safranbolu ilçesinde bir uzman çavuş, beylik tabancasıyla intihar etti. Alınan bilgiye göre, 125. Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığında görevli Uzman Çavuş Erdem Acar, Emek Mahallesi’ndeki evlerinde kimsenin olmadığı sırada henüz belirlenemeyen sebeple başına dayadığı tabancayı ateşleyerek intihar etti.

Olayın bildirilmesi üzerine emniyet ekiplerinin yanı sıra 125. Er Eğitim Alay Komutanı Jandarma Albay Ahmet Adnan Şimşiroğlu da Acar’ın evine gelerek incelemelerde bulundu. Evli ve bir çocuk babası olduğu öğrenilen Acar’ın cenazesi, yapılan incelemenin ardından Safranbolu Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.

17.03.2010


 

Siirt’te KCK operasyonu

Edinilen bilgiye göre, Sİİrt’te terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik düzenlenen operasyonda, aralarında BDP İl Başkanı Sıddık Taş ile İHD Şube Başkanı Vetha Aydın’ın da bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı.

Siirt Emniyet Müdürlüğü ekiplerince dün sabah erken saatlerde terör örgütü PKK’nın şehir yapılanması KCK’ya yönelik operasyonda, aralarında BDP İl Başkanı Sıddık Taş, İHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, İl Genel Meclisi üyesi Belkıza Epözdemir, Tüm Bel-Sen Şube Başkanı Ferit Epözdemir, bazı sendikacı ve dernek yöneticilerinin de bulunduğu 14 kişi gözaltına alındı. Zanlıların evlerinde örgütsel doküman, hard disk ve yasak yayınlar ele geçirildiği bildirildi.

17.03.2010


 

İsrail, İzmir’e fahri konsolosluk açacak

İsraİl Başkonsolosu Moshe Kamhi, İzmir’e fahri konsolosluk açmak için çalıştıklarını söyledi.

Kamhi, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu makamında ziyaret etti. İstanbul doğumlu olan Başkonsolos ile Türkçe sohbet eden Başkan Kocaoğlu, 2009 Eylül ayında görevine başlayan Kamhi’ye başarılar diledi. İzmir’de bulunmaktan mutlu olduğunu söyleyen Kamhi de “İzmir, Ege’nin incisi olarak bizim de çok önem verdiğimiz bir kenttir. Ekonomik, kültürel ve akademik alanlarda işbirliği yapmak istediğimiz İzmir’de bir fahri konsolosluk açmak için çalışmalarımız sürüyor. Yakın bir zamanda, sizin de tanıdığınız bir arkadaş fahri konsolos olacak” dedi. Moshe Kamhi, işbirliğinin önemine değinerek, “Benim amacım pratik olmak, yüksek çözünürlükte projeler bulup hayata geçirebilmek”diye konuştu.

17.03.2010


 

Meclisin yetkisi kâğıt üzerinde

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, anayasa değişikliğine ilişkin, ‘’Anayasa değiştirme konusu Meclisin elinde hukuken var, ama fiilen yok’’ diyerek, Meclisin yetkilerinin kâğıt üzerinde kaldığına işaret etti.

Meclis’in yetkisi kâğıt üzerinde

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Anayasa değişikliğine ilişkin, ‘’Anayasa değiştirme konusu Meclis’in elinde hukuken var, ama fiilen yok’’ dedi.

Kuzu, İstanbul Aydın Üniversitesi Florya yerleşkesinde ‘’Türkiye’in Anayasa Değiştirme Sorunu’’ konulu bir konuşma yaptı. Bugüne kadar yapılan anayasaların yapım süreçlerinde milletin olmadığını hatırlatan Kuzu, sadece Cumhuriyetin ilk dönemindeki anayasaların Kuvayi Milliye ruhuyla yapılmış olduğunu anlattı. 1961 ve 1982 anayasalarının ‘’darbe’’ anayasası olduğunu vurgulayan Kuzu, Türkiye’de anayasaların hep olağanüstü hallerde yapıldığını ve şu anda olağanüstü haller olsa da yeni Anayasa yapmak konusunda ısrarcı olunması gerektiğini dile getirerek, günümüzde yeni bir anayasa meselesinin var olduğunu, bunun için de konsensüs gerektiğini ancak buna ulaşılamadığını ve muhalefetin sürekli masadan kaçtığını belirtti.

Kuzu, ellerinde TÜSİAD, TOBB gibi sivil toplum kuruluşlarının hazırladığı anayasa metinleri bulunduğunu da hatırlatarak, geniş bir katılımla anayasa yapmanın mümkün olduğunu söyledi.




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

17.03.2010


 

MHP’de Aytaç Durak krizi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘’Bize herhangi bir şekilde disiplin soruşturmasına sebebiyet verdirmeden Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı (Aytaç Durak) ve Belediye Meclis üyesi partimizden istifa etmelidir”dedi.

MHP’de Aytaç Durak krizi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘’Bize herhangi bir şekilde disiplin soruşturmasına sebebiyet verdirmeden Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı (Aytaç Durak) ve Belediye Meclis üyesi partimizden istifa etmelidir.

Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Durak hakkındaki iddialara da değinerek, 29 Mart 2009’da yapılan seçimlerde Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığını MHP’nin adayı Aytaç Durak’ın kazandığını hatırlattı. Bu seçimin ardından geçen bir yıllık süreden sonra Durak ile yakın çalışma arkadaşları arasında birbirlerini ‘’yolsuzluk yapmakla’’ suçlayan, ağır iddialara kadar varan tartışmanın kamuoyuna yansıdığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi: ‘’Son derece hassas olduğumuz alana giren bu konuda adı geçen ve birbirlerine suç isnat eden şahıslar aklanıncaya, yolsuzluk iddiaları son buluncaya kadar bu kişilerin MHP tüzüğü gereğince üyelik ilişkilerine ara vermek üzere disiplin hükümleri başlatılacaktır. Konunun bütün yönleriyle aydınlatılmasıyla oluşacak gelişmelere göre bu şahısların üyeliğe kabul durumları talepleri halinde yeniden gözden geçirilecektir. Temennimiz odur ki, bize herhangi bir şekilde disiplin soruşturmasına sebebiyet verdirmeden, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyesi partimizden istifa etmelidir.’

AYTAÇ DURAK: BAHÇELİ’YLE GÖRÜŞMEDEN

KARAR VERMEM

ADANA Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Bahçeli’nin istifasını istemesiyle ilgili olarak, ‘’Sayın Bahçeli’yle görüşmeden bir şeye karar vermem. Yüzyüze konuşurum... Sayın Bahçeli ne diyorsa doğrudur. Bu kadar iftira atılırsa sayın Genel Başkan onları söyler. İstifa o kadar önemli değil” dedi. Durak, gazetecilerin soruları üzerine, hakkındaki iddialarla ilgili Adana Başsavcılığına kendisini ihbar edeceğini belirtti. Durak, gayrimenkul zengini olduğu iddialarını da yalanladı.

SAVCILIK, İNCELEME BAŞLATTI

ADANA Cumhuriyet Savcılığı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak ile bazı belediye meclis üyeleri hakkında bir süredir basında çıkan haberler ve iddialar sebebiyle inceleme başlattı. Söz konusu iddialardan bazıları hakkında soruşturma yapıldığı, bazıları hakkında da süren dâvâlar olduğu, ancak daha önce soruşturulmayan iddiaların belirlenmesi için çalışma sürdürüldüğü belirtildi.

DENİZ DALGALANMADAN DURULMAZ

ADANA Valisi İlhan Atış, ‘’Adana Büyükşehir Belediyesindeki olayların yüzde 99’u ile ilgili adlî süreç başladığını’’ belirterek, ‘’Deniz dalgalanmadan durulmaz, sonucun çok iyi olacağını tahmin ediyorum’’ dedi.




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

17.03.2010


 

Basına askerî yargı tehdidi

Askerî Ceza Kanununun 95. maddesinin ast-üst ilişkilerini zedelemeye ilişkin olduğunu belirterek, ‘’Verdiğiniz beyanatlar, konuşmalar vesaire eğer Silâhlı Kuvvetlerdeki ast-üst ilişkilerini zedelemeye yönelik olursa kovuşturma açılabilir. Şimdiye kadar suç duyurusunda bulunmadık, ama bundan sonra belli olmaz’’ diyen Başbuğ, bir gazetecinin ‘’O zaman çok kişi hakkında kovuşturma açılabilir’’ sözüne ‘’Mahkeme karar verir, ben bilmem’’ diye karşılık verdi.

Başbuğ’dan, basına askerî yargı tehdidi

GENELKURMAY Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Askerî Ceza Kanunu’nun 95. maddesinin ast-üst ilişkilerini zedelemeye ilişkin olduğuna dikkati çekerek, ‘’Verdiğiniz beyanatlar, konuşmalar vesaire eğer bu Silâhlı Kuvvetler’deki ast-üst ilişkilerini zedelemeye yönelik olursa kovuşturma açılabilir’’ diye konuştu.

Orgeneral Başbuğ, Küresel Terörizm ve Uluslarası İşbirliği Sempozyumunun Merkez Orduevinde yapılan resepsiyonunda gazetecilerin sorularını cevapladı

Orgeneral Başbuğ, Askerî Ceza Kanunu’nun 95. maddesinin ast-üst ilişkilerini zedelemeye ilişkin olduğuna dikkati çekerek, ‘’Verdiğiniz beyanatlar, konuşmalar vesaire eğer bu Silâhlı Kuvvetler’deki ast-üst ilişkilerini zedelemeye yönelik olursa kovuşturma açılabilir’’ diye konuştu. Bir gazetecinin ‘’O zaman çok kişi hakkında kovuşturma açılabilir’’ demesi üzerine Orgeneral Başbuğ, ‘’Mahkeme karar verir, ben bilmem’’ dedi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, ‘’Benim emekli personele karşı da sorumluluğum var, muvazzafa karşı da sorumluluğum var, yani askersiniz 15 yaşından beri. Emekli personele, muvazzaflara karşı sorumluluğumuz var, aileleri var. ‘Emekli personelle muvazzafı ayıracağız’ böyle bir şey olmaz. ‘Muvazzaf personel içinde sınıf ayrımı yapacağız’ böyle bir şey olmaz, ‘Görev ayrımı yapacağız’ böyle bir şey olmaz. Eğer bunu siz ima ederseniz siz 95’e girersiniz’’ diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, 95. Madde’nin kapsamı ile ilgili benzer sorular üzerine verilen beyanların ast-üst ilişkilerini zedelememesi gerektiğini yineledi.

“TSK’NIN EN DİSİPLİNLİ OLDUĞU DÖNEM’’

BİR gazetecinin ‘’Aşağıdan bir şey var mı? Homurtu’’ şeklindeki sorusuna ‘’Madem sordunuz bir yerde de söyledim. Şimdi de söyleyeyim. Tabiî ben kendi dönemimle ilgili... Belki bazı açılardan Silâhlı Kuvvetler olarak tabiî zor bir dönemden geçiyoruz, bunlar tartışmasız. Ama madem sordunuz iftiharla söylüyorum Silâhlı Kuvvetler’in en disiplinli olduğu dönem de bu dönem. Silâhlı Kuvvetler’in en disiplinli olduğu, birlik bütünlük içinde olduğu dönem de bu dönem’’ cevabını verdi.

17.03.2010


 

Kafes iddianamesi mahkemede

Poyrazköy dâvâsıyla birleştirme talebiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen Kafes iddianamesi, mahkeme tarafından incelenmeye başlandı. 3 tutuklu 33 şüphelinin yer aldığı iddianamenin bir numaralı şüphelisi emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü. 65 sayfadan oluşan ve 6 ek klasörü bulunan iddianamede yer alan amiraller ‘örgüt üyeliği’ ile suçlanıyor.

“Kafes” iddianamesinde karar, 19 Mart'ta

POYRAZKÖY davasıyla birleştirme talebiyle İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen Kafes iddianamesi, mahkeme tarafından incelenmeye başlandı. 3 tutuklu 33 şüphelinin yer aldığı iddianamenin bir numaralı şüphelisi emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü. 65 sayfadan oluşan ve 6 ek klasörü bulunan iddianamede yer alan amiraller ‘örgüt üyeliği’ ile suçlanıyor. Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Emekli Binbaşı Levent Bektaş’ın ofisinde ele geçirilen bir CD’den çıktığı iddia edilen ‘Kafes Eylem Planı’na ilişkin iddianame mahkeme tarafından incelenmeye başlandı. 3’ü tutuklu 33 şüphelinin yer aldığı iddianamenin 6 delil klasörü bulunuyor. Albay Mücahit Erakyol, Albay Levent Gülman ve Yarbay Halil Özsaraç’ın tutuklu olarak yer aldığı iddianamede Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü bir numaralı şüpheli, Güney Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç iki, İzmir Foça Çıkarma Filosu Komutanlığı’ndan Tuğamiral Mehmet Ilgar da üçüncü şüpheli olarak sıralanıyor. 65 sayfadan oluşan ve 6 ek delil klasörü bulunan iddianamenin kabulü veya reddine 19 Mart’ta karar verilmesi bekleniyor. Şüphelilerin ‘terör örgütü üyeliği’ ile suçlandığı iddianamede 7 ilin barolarına kayıtlı bazı avukatlar müşteki olarak yer aldı.

17.03.2010


 

“MUHALEFET DESTEK VERMİYOR, REFERANDUMA GİDİLECEK’’

‘’Gönlümüzden geçen sıfırdan yeni bir Anayasa yapmaktır’’ diyen Kuzu, değiştirmekten anayasanın ‘’yamalı bohça’’ ya döndüğünü ifade etti.

Yeni bir anayasa yapılamıyorsa değiştirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Kuzu, 2007 yılında sıfırdan bir anayasa yaptıklarını ancak gelen tepkiler dolayısıyla gerginliği tırmandırmamak için geri adım attıklarını anlattı. Kuzu, Anayasa’da 177 madde içinde 16 kez değişiklik yapılarak 89 maddenin değiştirildiğini hatırlatarak, değişim yapmanın da bazen tek başına yetmediğini, uygulanmasında da sıkıntılar yaşanabildiğini söyledi. Kuzu, ‘’egemenlik milletindir’’ sözüne atıfta bulunarak, şunları söyledi: “İtiraf ediyorum, egemenlik milletindir. Ama nasıl kullanılıyor? Yetkili organlar eliyle... Bunlar kimdir? Yasama, yürütme ve yargı. Türkiye’deki tablo ise öncelikle bu yetkiyi yargı, askerî ve sivil bürokrasi, basın ve üniversiteler kullanıyordu. Kalanını da vekiller... Biz bu çarpık yapıyı değiştirmeye çalışıyoruz. Anayasa değiştirme konusu Meclis’in elinde hukuken var ama fiilen yok. Anayasa ile ilgili 10-12 maddelik bir paket düşünülüyor, muhalefet destek vermiyor. O zaman referanduma gidilecek. Değişiklik referanduma gitse de Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabi. Bu durumda yapacağımız paketin de akıbeti hayrola.’’

17.03.2010


 

Ayrımcılığa karşı 500 bin TL’ye kadar ceza

“DEMOKRATİK açılım’’ sürecinde kurulacak ‘’Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu’’na ilişkin kanun tasarısı taslağı hazırlandı. Görüşleri alınmak üzere çeşitli kurumlara gönderilen 21 maddelik taslak, ‘’cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, etnik köken, cinsel kimlik, felsefi ve siyasi görüş, sosyal statü, medeni hal, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellere dayalı ayrımcılığın yasaklanmasını’’ öngörüyor.

Herkesin hukuk önünde eşit olduğuna atıf yapılan taslakta, ayrımcılık yasağının yasama, yürütme ve yargı organları ile bütün gerçek ve tüzel kişileri bağladığı belirtiliyor. Taslağa göre, oluşturulacak kurulun 15 üyesi bulunacak. Milletler arası hukuk ya da kanunlarla yasaklanan her türlü ayrımcılıkla mücadele, kurulun yetki alanında olacak. Ayrımcılık iddiasında bulunan herkes kurula başvurabilecek, ancak kurul, gerektiğinde resen de harekete geçebilecek. Gerekli araştırmaları yaptıktan sonra başvurunun reddine ya da haklılığına karar verecek kurul, ayrımcı uygulamanın etki ve sonuçlarının ağırlığı oranında bin TL’den 500 bin TL’ye kadar idarî para cezası uygulayacak. Kurul, gerektiğinde suç duyurusunda da bulunabilecek. Ayrımcılık iddiasıyla kurula, adli veya idarî yargı organlarına yapılan başvurulara ilişkin idarî ve yargısal usullerin uygulanmasında ispat yükü, iddianın açıkça dayanaktan yoksun bulunduğu veya başvuru hakkının kötüye kullanıldığı haller dışında, ayrımcılık yaptığı iddia edilen tarafa ait olacak.

17.03.2010


 

Filistin’e bu kez denizden ulaşacaklar

İNSAN Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanî Yardım Derneği, İsrail işgali altındaki Filistin’e 20 gemiden oluşan yardım malzemesini deniz yoluyla ulaştırmak için ‘’Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük’’ filosu oluşturdu.

İHH İnsanî Yardım Derneği Kayseri Şubesi Müdürü Ergün Sezer, düzenlediği basın toplantısıyla ‘’Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük’’ projesini tanıttı. Filistin topraklarında özellikle Gazze’nin İsrail’in uyguladığı ekonomik ambargodan fazlasıyla etkilendiğini, İsrail’in Ocak 2009’da gerçekleştirdiği saldırılarda da bölgede büyük can kayıplarının yaşandığını ve Gazze’nin ağır bir yıkımla karşı karşıya kaldığını ifade eden Sezer, şöyle devam etti: ‘’Filistin’e Özgürlük Konvoyu ile Gazze’ye uygulanan ambargoyu delen İHH İnsani Yardım Vakfı ve Free Gazze Grubu, şimdi de deniz yoluyla ambargoyu delecektir. 20 Nisan 2010 tarihinde düzenlenmesi planlanan organizasyona ‘Rotamız Filistin, Yükümüz Özgürlük’ adı verildi. Organizasyonun içerisinde İngiltere’deki Free Gazze Grubuyla, Amerika, Yunanistan, Fransa, İtalya, Almanya, Malezya ve Venezuella’dan katılım olması bekleniyor. Filistin’e Özgürlük Filosu’nun 20 gemiden oluşması planlanıyor. Filoda yük gemileri de bulunacak. Bu gemilere, ilâç, tıbbî malzeme gibi sağlık malzemeleri ile demir, çimento ve inşaat malzemeleri yüklenecektir.’’

17.03.2010


 

“Taş atan çocuklar” yarın görüşülecek

KAMUOYUNDA “Taş atan çocuklar” ile ilgili düzenleme olarak bilinen yasa tasarısı, yarın TBMM Adalet Komisyonunda görüşülecek. Komisyon, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile 5 ayrı teklifi, yarın ele alacak. Tasarı, TMK’da yer alan ve çocuklar aleyhinde sonuç doğuran bazı istisnai hükümleri kaldırıyor.

Yaş ayırımı yapılmaksızın, terör suçu işleyen tüm çocuklar, çocuklar için kurulan mahkemelerde yargılanacak. Ayrıca tasarı, çocuklar hakkında verilen hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına çevrilmesine, bunların meslek ve san'at edindirme kurslarına katılmasına veya kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına imkân tanıyor. Aralık ayında Komisyon tarafından gündeme alınan tasarının görüşmeleri iptal edilmişti.

17.03.2010


 

Ankara Temsilciliğine 41. yıl ziyareti

Yeni Asya Medya Grup Genel Müdürü Recep Taşcı, gazetenin kuruluşunun 41. yılı dolayısıyla Ankara temsilciliğini ziyaret ederek, çalışanlara özel bir yemek verdi.

Taşcı, burada yaptığı konuşmada gazeteye verdikleri emek ve gösterdikleri yüksek performans sebebiyle Ankara Temsilciliği personeline bu hizmetlerinden ve fedakârlıklarından dolayı teşekkür etti. Temsilcilik çalışanlarını bir araya getiren yemek ve Genel Müdürmüzün Ankara ziyareti için teşekkür eden Ankara Temsilcisi Mehmet Kara bugüne kadar elde edilen muvaffakiyetlerin devamını temenni etti. Yemek, çalışanlara günün hatırasına verilen hediyelerin takdim edilmesiyle son buldu.

17.03.2010


 

Zemin değil, bina çürük

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi ve ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, İstanbul Avrupa yakasında deprem riski yüksek Zeytinburnu, Fatih, Küçükçekmece, Bahçelievler, Bayrampaşa ve Güngören ilçelerinde ‘’bina inceleme’’ çalışması gerçekleştirdi. 5 yılda tamamlanan çalışma kapsamında 6 ilçede toplam sayısı 125 bini bulan bütün konut ve işyeri binaları tek tek incelendi. Çalışmanın koordinatörlüğünü üstlenen Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu’nun verdiği bilgiye göre, çalışmayla, İstanbul depreminde yıkılması veya önemli derecede hasar görmesi beklenen binaların tesbiti amaçlandı.

Söz konusu 125 bin binanın depremin doğrudan etkisi (yer sarsıntısı) altındaki durumu incelendi. Sıvılaşma, heyelan, tsunami gibi depremin dolaylı etkileri göz önüne alınmadı. İki ayrı senaryo belirlendi. ‘’En kötü senaryo’’da, Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi içinde kalan ve 1766’dan beri kırılmayan kısmının tamamen kırılması ve 7,5 büyüklüğünde deprem oluşturması hesaplandı. İkinci senaryoda ise kısmî kırılma olması ve deprem büyüklüğünün 7,2’de kalması esas alındı.

İncelenen yapıların 101 bin adedi betonarme, 24 bin adedi de yığma taşıyıcı sisteme sahip binalardan oluştu. Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, inceleme sonuçlarına ilişkin bilgi verirken, yığma binalarda önemli bir tehlike bulunmadığını ifade ederek, 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre önemli derecede hasar beklenen yığma bina sayısının sadece 1.500 olduğunu belirtti. Sucuoğlu, ‘’Kaldı ki çoğunluğu 2-3 katlı bu binaların yıkılması durumunda bile can kaybına neden olma olasılığı düşük’’ dedi.

Şehirdeki esas tehlikenin beklendiği gibi ‘’5-8 katlı betonarme binalar’’ olduğunu belirten Sucuoğlu, İstanbul’da 7,2 büyüklüğünde deprem olması durumunda incelenen 100.665 betonarme binanın 24.190’ının çökmesi veya ağır hasar görmesinin beklendiğini, 7,5 büyüklüğündeki deprem senaryosuna göre ise sayısının 43 bin 270’i bulduğunu bildirdi.

“ZEMİN TARTIŞMASI, SADECE ŞEHİR EFSANESİ’’

AraştIrma sonucunda yapılan tesbitlerden zeminle ilgili olan kısım şöyle: “Çürük zemin-sağlam zemin tartışması İstanbul için sadece bir şehir efsanesi. Avrupa yakasında zeminin çok zayıf veya çürük olduğu bölgeler, dere yatakları ve kıyılardaki kısmen dar alanlarda yer alıyor ve zaten bu alanlarda yapılaşma yoğunluğu çok düşük. Bir başka yanlış beklenti ise depremin en fazla kıyı bölgelerini vuracağı. Yer sarsıntısı açısından depremin şiddeti en fazla kıyıda hissedilecek belki, ama kıyının faya en yakın noktası Zeytinburnu’nda 11 kilometre iken içerideki Bayrampaşa’da 15 kilometre mesafede. Bu fark deprem etkisinin faydan uzaklaştıkça azalımı açısından önemsiz. Depremin iç kısımlardaki etkisi kıyıdan farklı değil. İstanbul depreminin gerek 7,2 gerekse 7,5 olması durumlarında ağır hasar görecek veya yıkılacak binaların sadece bir tane belirgin ortak özelliği var; ‘binaların kendi yapısal zayıflıkları’. Yıkılma riski çok yüksek olan betonarme binaların neredeyse tamamı 5-8 katlı, hiç perde duvarı olmayan ve zemin katlarını ‘yumuşak kat’ olarak tanımladığımız yapım kalitesi düşük betonarme binalar.”

17.03.2010


 

Yenilenebilir enerji dersleri geliyor

ALMANYA’NIN yenilenebilir enerji konusunda örnek gösterilen eğitim sistemi, AB projesi kapsamında Danimarka, İspanya ve Belçika ile Türkiye’ye de taşınacak. Proje kapsamında, meslek lisesi düzeyinde Türkiye’nin ilk ‘’Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı’’ İzmir’de, proje ortağı okulda kurulacak. Okul, Millî Eğitim Bakanlığı’ndan, yenilenebilir enerjinin meslek liselerinde dal olarak okutulması talebinde bulunacak. Almanya koordinatörlüğünde, Ekim 2009’da başlayan projenin Türkiye’deki ortağı Buca Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Bilgisayar Öğretmeni ve Proje Koordinatörü Buray Tüzün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AIRE (Yenilenebilir Enerji Alanının Meslekî ve Teknik Eğitime Adaptasyonu) projesinin ‘’yenilik transferi’’ olduğunu belirtti. Tüzün, güneş enerjisiyle ilgili çalışmalarının ardından, rüzgâr enerjisine yöneleceklerini, okula küçük boyutlarda bir rüzgâr tribünü oluşturacaklarını belirterek, yenilenebilir enerji ile ilgili öğrencilere uygulamalı eğitim vereceklerini sözlerine ekledi.

17.03.2010


 

Mezarın da sahtesi oldu

BÜYÜKŞEHİR Belediyesi sınırlarına bir süre önce dahil olan Adana’nın merkez Sarıçam ilçesine bağlı İncirlik beldesinde, mezarlık yerinin artık para karşılığı satılacağı duyulunca ‘’cesetsiz mezarlar’’ türemeye baladı. Alınan bilgiye göre, eski adıyla belde, yeni adıyla İncirlik Mahallesinde, ‘’Aile mezarlığı’’ yazılı tabelâları kapıp mezarlığın yolunu tutanlar yer kapma yarışına girince mezarlıkta neredeyse adım atacak yer kalmadı. Yakınlarının mezarını ziyaret etmek isteyenler demir parmaklıklara tırmanarak geçmek zorunda kalırken, yaşlılar mezar ziyaretinden tamamen mahrum kalıyor. Etrafını çevirdiği mezarlığa başka cenazelerin gömülmesini engellemek isteyenler sahte mezar da yapmaya başladı. Mezar kapma yarışını abartanlar, dışarıdan getirdikleri toprakları, etrafını çevirdikleri yerlere dökerek mezar görüntüsü vermeye çalışırken, bu duruma mezarlık bekçisinin engel olamadığı bildirildi.

17.03.2010


 

Yedikleri pastadan zehirlendiler

KAHRAMANMARAŞ’TA 75. Yıl İlköğretim Okulu’nda 14 öğrenci, yedikleri pastadan zehirlenerek hastaneye kaldırıldı. Alınan bilgiye göre, 75. Yıl İlköğretim Okulu 3/C sınıfı öğrencileri tarafından düzenlenen eğlence programında, ikram edilen pastadan yiyen ve rahatsızlanan 14 öğrenci, Kahramanmaraş Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldı. Gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastanede tedavi altına alınan öğrencilerin sağlık durumlarının iyi olduğu bildirildi.

17.03.2010


 

103 kaçak küçükbaş hayvan ele geçirildi

HATAY’IN Yayladağı ilçesinde, Türkiye’ye yasa dışı yollardan getirildiği belirlenen 103 küçükbaş hayvan ele geçirildiği bildirildi. Alınan bilgiye göre, devriye görevi yapan İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Suriye sınırı yakınlarında Yeditepe beldesi kırsalında 103 küçükbaş hayvan ele geçirildi. Yetkililer, olayla ilgisi bulunan G.Y’nin gözaltına alındığı ve soruşturma başlatıldığını bildirdi.

17.03.2010


 

Ayrı bayraklar altında yaşayan tek milletiz

1992-95 arasındaki Bosna savaşında Sırplara karşı savaşan Bosnalı gaziler, 18 Mart Çanakkale zaferinin 95. yıldönümü faaliyetlerine katılmak için Türkiye’ye geldi. Çanakkale Savaşı ile Bosna Savaşı’nın büyük benzerlik gösterdiğine dikkat çeken Bosnalı subaylar, Türk ve Boşnak halkının ayrı bayraklar altında yaşayan tek millet olduğunu vurguladı. En üstün askerî savaş nişanı ‘Altın Zambak’ sahibi üçü general, 53 Bosnalı subayı, Türkiye’de yaşayan Boşnak kökenli vatandaşlar karşıladı.

Türkler ve Boşnaklar açısından Çanakkale Savaşı’nın çok önemli olduğunu belirten Bosna Hersek emekli Kolordu Komutanı Şerif Patkoviç, “Bosna savaşı, Çanakkale Savaşı’na çok benziyor. 1915 yılında 15 bin civarında Boşnak askeri de Çanakkale’de Türklerle omuz omuza savaşmıştır. Biz, Çanakkale Şehitlerini anmak için Türkiye’ye geldik. Şehitlerin savaşta ölerek unutulmayacağını, ancak unutularak öleceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı. Bosna halkının savaşın ne demek olduğunu çok iyi bildiğini ifade eden Bosnalı subaylar, Çanakkale’de şehadet şerbetini içmiş askerlerin asla akıllarından gitmeyeceğini dile getirdi. Türk halkına selâm gönderen Boşnak askerler, Türkiye’ye gelmekle iki savaşın da asla unutulmayacağı mesajını verdiklerini açıkladı. Çanakkale’deki şehitliği ziyaret etme fikrinin Bosnalı gazilerden geldiğini belirten organizatör Rıdvan Sancaklı, Bosnalıların Çanakkale Savaşı’nı kendi savaşı gibi gördüğünü ve gazilerin şehitleri ziyaret etmek için Türkiye’de bulunduğunu kaydetti.

Yaklaşık bir hafta Türkiye’de kalacak olan Bosnalı gaziler, İstanbul’da Sultanahmet Camii, Eyüp Sultan Camii, Topkapı Sarayı gibi tarihî ve turistik mekânları gezdikten sonra 18-19 Mart’ta Çanakale’ye gidecek. Gaziler daha sonra memleketlerine geri dönecek.

17.03.2010


 

Konya’ya gelen artık Şems’i de arıyor

Son popüler romanlar ‘’Aşk’’ ve ‘’Bab-ı Esrar’’ı okuyarak Konya’ya gelenler artık Mevlânâ Müzesi’nin yanı sıra Şems-i Tebrizi’nin Türbesini de ziyaret etmek istiyor. Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, günümüzden yüzlerce yıl önce yaşamış Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin, aradan geçen zamana rağmen bugün de insanlara yol göstermeye devam ettiğini söyledi. Mevlânâ’nın evrensel mesajlarının yurt dışında, özellikle de ABD’de büyük ilgi gördüğünü belirten Çıpan, Mevlânâ ve eserlerine olan ilginin Türkiye’de de son yıllarda arttığına işaret etti. Elif Şafak’ın ‘’Aşk’’, Ahmet Ümit’in ise ‘’Bab-ı Esrar’’ isimli romanlarının önemli satış rakamlarına ulaştığını dile getiren Çıpan, ‘’Her iki romanda da Mevlânâ Celâleddin-i Rumî ile bir anlamda hocası olan derviş Şems-i Tebrizi’nin, düşünceleri ve hayat hikâyelerine yer veriliyor, Mevlânâ ve Şems, günümüzdeki karakterlerle birlikte anlatılıyor’’ dedi.

17.03.2010


 

Servet-i Fünun Latin harflerine çevriliyor

İstanbul Üniversitesi Araştırmalar Merkezi ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı işbirliğinde yürütülen proje kapsamında, Osmanlı Türkçesiyle yazılan Türk edebiyatının önemli yapı taşlarından Servet-i Fünun dergisi, çeviri programı kullanılarak Latin harflerine aktarılıyor. İÜ 2010 İstanbul Projeleri Kurulu Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Kala, ‘’Osmanlıca matbu eserlerin, Latin harfli Türkçe’ye çevrilmesi için iki boyutlu görüntü işleme yöntemlerini içeren, gerçek zamanlı özgün programı ile veri bankasının geliştirilerek, İstanbul müzelerinde yer alan hat sanatı örneklerinin yapay sınır ağı tabanlı yaklaşımlarla sınıflandırılması’’ projesi hakkında bilgi verdi. Çok sayıda Osmanlıca eserin matbu olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kala, ancak matbu Osmanlıcayı Latin harfli Türkçe’ye aktarmanın zor olduğunu ifade etti. Kala, bu çalışmanın aslında 4 yıl önce İÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Nuri Uçan ile başlattıkları bir çalışmanın devamı olduğunu anlatarak, projenin İstanbul’daki hat örnekleri ve hangi hattatlara ait olduğunun belirlenmesi ve Servet-i Fünun dergisinin Latin harfli Türkçe’ye çevrilmesi ayaklarının olduğunu kaydetti.

17.03.2010


 

Parmak ucundaki bakteri suçluyu yakalatıyor

Parmak izi ve DNA örneklerinden sonra dedektiflerin bir gün, suçluların kimliğini parmak ucundaki bakterilerden tesbit edebileceği öne sürüldü. ABD’de yayınlanan bir araştırmada bilim adamları, 3 kişisel bilgisayarın tuşlarındaki bakterileri inceledi ve bunların bilgisayar sahiplerinin parmak uçlarından alınanlarla aynı olduğunu gördü. Parmaklardaki mikropların kişiye özel olduğu sonucuna varan araştırmacılardan Noah Fierer, “Gün boyunca hepimiz bize özel ip uçları bırakıyoruz. Bunlar adlî tıp için önemli bir ipucu olabilir” dedi.

17.03.2010


 

En kısa adam öldü

DünyanIn en kısa adamı öldü. Guinness Dünya Rekorları Kitabı’nın yayımcısı Craig Glenday, 21 yaşındaki Çinli Hı Pingping’in Roma’da öldüğünü belirtti. Glenday, bir televizyon programına katıldığı sırada göğsünde ağrı hisseden ve hastaneye kaldırılan Hı’nın, hafta sonu öldüğünü açıkladı. Kemik hastalığı dolayısıyla gelişemeyen ve uzamayan Hı, 74,61 santimetre boyundaydı. Hı, Guinness Rekorlar Kitabı’na “Dünyanın en kısa adamı” olarak girmişti.

17.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl