02 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dizi Yazı

Katsayının hedefi, kast sistemi

ÖNDER Başkanı Korkut, Danıştay'ın katsayı için verdiği haksız kararları “Biz bir planlama yaptık. Bazı kesimleri sınırlamak istiyoruz. Hukuk okumasınlar, siyasal, mühendislik okumasınlar, toplumda inisiyatif sahibi olmasınlar” anlayışının ürünü olarak, “28 Şubat sonrası yapılan ön çalışmalarda bir kast sistemi öngörülüyor gibi” şeklinde yorumladı.

28 Şubat’ta toplum mühendıslığı yapildi

Üniversiteye giriş hakkı eline verilip, sonra geri alınan meslek liseli öğrenciler… 28 Şubat sürecinin ürünü olan katsayı mağduriyeti, tüm düzenleme çalışmalarına rağmen sürüyor.

Toplum, katsayı eşitsizliğindeki temel gerekçeyi (yaygın olarak), ‘İmam Hatip’li öğrenciler üniversiteye giremesinler, inançlı kesim toplumda söz sahibi olamasın’ diye algılıyor. Oysa İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (ÖNDER) Başkanı Hüseyin Korkut’un farklı bir tezi var. Korkut, katsayı mağduriyetiyle “kast sistemi” oluşturulmaya çalışıldığını söylüyor. ÖNDER Başkanı, sadece İmam Hatip okuyanların değil, ‘kenar mahalle’ diye tabir edilen belli toplum kesiminin çocukları, üniversite okuyup, inisiyatif sahibi olmasın diye engelleme yapıldığını öne sürüyor.

Kırklareli Üniversitesinde öğretim üyeliği yapan Hüseyin Korkut’la, 28 Şubat'ı ve yüz binlerce öğrenciyi, çözüme kavuştu diye umutlandıran ve Danıştay’ın iptaliyle tekrar hayal kırıklığına uğratan katsayı meselesini konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1967 Erzurum İspir doğumluyum. İlkokulu İspir’de okudum. O zaman imam hatip liselerine giriş sınavlaydı. İstanbul’da imam hatip sınavını kazanarak liseyi orada okudum. Sonra Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünden mezun oldum. Aynı fakültede Siyasal Bilgiler dalında yüksek lisans yaptım. Mezun olduktan sonra yüksek lisans döneminde 6 yıl imam Hatiplik yaptım. Bu belki birçok arkadaşımıza göre bizim bir avantajımızdı. 94 ve 98 yılları arasında Marmara Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalıştım. 28 Şubat sürecinin yoğun yaşandığı dönemlerde üniversiteden ayrıldım. Sonraki dönemlerde bir dershanede şube müdürlüğü ve genel müdürlük yaptım. 1999’da Kırklareli Üniversitesinde tekrar öğretim üyeliğine dönmüş oldum. Halen Kırklareli Üniversitesi Meslek Yüksek okulunda İktisadî İdari İlimler programı başlığındaki derslere giriyorum.

1986’dan bugüne kadar ÖNDER ile tanışıklığımız vardı. Değişik kademelerde hizmet etme imkânımız oldu. Kasım ayında yapılan kongrede arkadaşlarımız ÖNDER’in Başkanlık görevini bize verdiler.

Göreviniz hayırlı olsun. Bugün yüz binlerce meslek liseli öğrenciyi etkileyen, katsayı süreci nasıl başladı?

Türkiye’de öteden beri üniversiteye giriş sisteminde çok ciddi değişiklikler oldu. En uzun uygulanan, 1980’li yıllarda başlayıp neredeyse 20 yıl uygulanan sistemdi. O dönem, ortaöğretim başarı puanı, üniversite puanına ekleniyordu, ama herkesinki eşit katsayıda çarpılıyordu. Kim nerden mezun olursa olsun, yeter ki sınavda başarılı olsun. Başarısını öne çıkararak üniversiteye gidiyordu. Biz de imam hatip mezunu olarak alanımız sosyal bilimler olsa da, Siyasal Bilgilerde okuduk. Birçok arkadaşımız Tıp, Mühendislik, Hukuk fakültelerinde okudular. Bütün meslekler için böyleydi. 28 Şubat dediğimiz o süreçte bazı hesaplamalar, ön görüler çerçevesinde düzenlemeler yapıldı. O dönemde birtakım projeksiyonlar yapılıyordu. “İmam hatipte okuyan öğrenciler bu şekilde devam ederlerse, şu okullara giderlerse bir zaman sonra şöyle gelişmeler ve yansımalar olur" diye yersiz, haksız, toplumun temel değerlerinden kopuk, bir takım ön görülerdi. Sonradan dönüp geriye baktığımızda anladığımız, olağanüstü dönemin ve bir takım çevrelerin dayatmaları sonrasında bir takım düzenlemeler yapıldığıdır. Yapılanlar, aslında yalnızca imam hatip liselilerin değil, meslekî teknik eğitimi de baltalayan, sıkıntıya sokan ve o zemini verimsiz kılan düzenlemelerdi.

Önce, 0.3, 0.5 katsayıları öngörüldü. Sonra bunun aşılabildiği hissedilince fark 0.8’e çıkarıldı. Yine buna benzer müfredatta, alanlarda, hangi fakültelerin hangi puanlarla alacağı hususunda, aynı korkuya yönelik bir takım ek düzenlemeler yapıldı. Ciddî bir sistematik çalışma yapıldı. Bu çalışma sonrasında imam hatip liselerinin üniversitelere girişi nasıl engellenebileceği tamamlandı. Sadece üniversiteye giriş değil, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim çerçevesinde, imam hatiplerin orta kısımları kapatılmış oldu. Dolayısıyla katsayı meselesine gelirken bütün bu süreci arka planda görmek lâzım.

Adım adım sistematik bir düzenlemeyle bizim de şimdilerde sistematik zulüm dediğimiz süreç işleye geldi. Tâ ki Temmuz ayında YÖK “Bu haksızlığı ortadan kaldıralım” dedi. Toplamda sınav sisteminin mantalitesiyle ilgili bir düzenleme yaptı. Üniversiteye girişteki zorlukların giderilebileceği, farklı sınavların seçilebileceği, öğrenciler için daha iyi bir sınav sistemi ön görüldü. Bu çerçevede katsayı problemi de düzeltilmiş oldu. Özellikle İstanbul Barosu’nun başvurusuyla Danıştay yürütmeyi durdurdu. Yine YÖK itiraz etti ve itirazı reddedildi. O ilk düzenleme ortadan kalkmış oldu. Bizim o süreçte hem YÖK, hem hükümet hem de Millî Eğitim Bakanlığı nezdinde çabalarımız oldu. Danıştay’ın direnişine rağmen haksızlığın giderilmesi hususunda gayret göstermelerini istedik.

Çeşitli toplum kuruluşlarıyla birlikte katsayı çözülsün diye kampanya başlatmıştınız

Evet. Gerek ÖNDER’in teşkilâtlanması gerek Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfının üyelerinden oluşan, toplamda 400’ü aşkın kurumu temsilen ciddî bir zemin oluştu. Basın toplantıları ziyaretler yapıldı. YÖK çözüm üretmek için Aralık ayında yeni bir düzenleme yaptı. Bu düzenleme ile katsayı, alanında tercih yapanlara 0.15, alan dışına çıkanlar için 0.13 olsun denildi. Maalesef İstanbul Barosu, sanki bu hususla görevliymiş gibi yine takip etti ve başvurdu. Başkaları da başvurdu tabiî. Danıştay adeta “Bu haksızlık azdır, daha çok haksızlık etmelisiniz” vurgusuyla yürütmeyi durdurdu.

Danıştay, “eşitsizlik olduğu” gerekçesiyle

yürütmeyi durdurdu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

“Meslek liselerinde okuyanlarla düz lisede okuyanlar arasında bir eşitsizlik vardır. Bunu gideremezsiniz” anlamında karar verildi. Halbuki biz biliyoruz ki dünyada tüm gelişmiş ülkelerde hem 8 yıllık kesintisiz eğitim diye bir şey yok, hem de üniversite adayının önünde mutlak olarak bir engel yok. Tamam, yönlendirme var. Meslek liselerinde okuyanların, üniversiteye girebileceklerin yürüdüğü yollar, farklı uygulamalar var, ama bizde olduğu gibi mutlak bir kulvar yok. Bir takım sınavlar var bunları aşabiliyorsanız buyurun gelin deniyor.

28 Şubat sonrasında oluşan 10-12 yıl süren mağduriyet sürecinde bizim de çabalarımızla değişik çıkış yolları aranıyor. Meselâ meslek liseliler Açık Liseden fark dersleri vesin öyle üniversiteye gitsinler diye çabamız oldu. Bunu da iptal ettiler. Hatta Anayasa Mahkemesinden döndü.

Fark dersleri verilerek eşitlik sağlanmıyor mu? Anayasa Mahkemesinin bu hususta iptal gerekçesi neydi?

Gerekçe aynı. Biz bir planlama yaptık. Bazı kesimleri sınırlamak istiyoruz. Üniversiteye girmesinler, hukuk okumasınlar, siyasal, mühendislik okumasınlar, toplumda inisiyatif sahibi olmasınlar diye..

Bu engelleme öteden beri imam hatipleri engelliyormuş gibi gözüküyor, ama birçok sosyolog bu konuda hemfikir. Aslında sadece imam hatipler değil. 28 Şubat sonrası yapılan ön çalışmalarda bir kast sistemi ön görülür gibi. Meslekî teknik eğitimde olan kesimin, oraya öğrenci gönderen insanların, velilerin, toplum yapısının önünü kesmek maksadı taşıyor. Biliyorsunuz, meslek lisesine öğrenci gönderenler daha dar gelirli, Anadolu kökenli, belli kesimlerin çevre-kenar dedikleri insanlar. Buradan baktığımızda bu uygulamanın belli bir toplum kesiminin önünü kesmek amacında olduğunu görüyoruz.

Elif Nur Kurtoğlu

[email protected] YARIN: BİR NESİL, ZORUNLU HİCRET YAŞADI

02.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri


Önceki Dizi Yazı

  (28.02.2010) - Türkiye’nin kalbine saplanan postmodern darbe

  (14.02.2010) - Yakın istikbalin hür ülkesi Türkıye’ye hoşgeldınız

  (13.02.2010) - İslâm, her türlü kolaylığı tanır

  (12.02.2010) - ‘Yeni Asyabizim için çok önemli’

  (11.02.2010) - Din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı yok

  (10.02.2010) - YAŞAYAN FOSİLLER ÜLKESİ

  (09.02.2010) - Devlet vatandaşın ayağına gidiyor

  (08.02.2010) - İslâm derneklerinden büyük hizmet

  (07.02.2010) - İnanç özgürlüğü işliyor

  (06.02.2010) - Hür olduğu kadar adil ülke

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl