Kültür-Sanat |
Mutluluğun kaynağı, Kur’ân ve sünnet ışığında evlilik yapmaktır |
GAZETEMİZ yazarlarından Ali Ferşadoğlu, Gölcük Çağrı Vakfı konferans salonunda ‘Mutlu Evlilik, Mutlu Aile’ adlı bir seminer verdi. Ferşadoğlu, katılımcılara mutlu bir evlilik yapmanın ve ailede mutlu olmanın yollarını anlattı. Herkesin huzurlu bir aile hayatı sürmeyi hayal ettiğini belirten Ferşadoğlu, “Mutluluk, Kur’ân ve sünnet ışığında evlilik yapmaktır. İnsan, bir nev'i cennet hayatı olan aileden başka bir yerde gerçek anlamda mutlu olamaz. Bediüzzaman eserlerinde temsilât-ı Kur’âniye sırrıyla bir çok sosyal problemin yanında ailede mutlu olmanın anahtarını da göstermiştir. Sorunları teşhis etmekle kalmamış, tedâvi edip nasıl yaşamamız gerektiğini öğretmiştir” diye konuştu. Ailenin en eski ve mukaddes müessese olduğunun altını çizen Ferşadoğlu, bireyler için de daha sağlam bir sığınak yerinin olmadığını kaydetti. Ferşadoğlu, yuva kurma ile ilgili çok sayıda âyet ve hadis olduğunu hatırlatarak, “Allah için sevmek, evlenmek nasıl olur? O’nun emirlerine uyup, nehyettiklerinden sakınmalıyız. Meşrû olmayan bir hayatın ise temeli sağlam olmaz, toplumu çökertir. Serbest hayat toplumu tarumar eder, hasta eder. Avrupadaki ailelerin dağılması ve yaşanan toplumsal çöküntü bunun göstergesidir” dedi.
EVLENİLECEK KİŞİDEKİ ÖZELLİKLER Ferşadoğlu, “Cahil, yalancı, ahmak, karamsar ve ümitsiz kişilerle evlenmeyin. Çünkü ümitsiz insanlar hayatta başarılı olamazlar. Ümidini kaybeden herşeyini kaybetmiştir” dedi. Yazar, korkak, fasık, günahkâr, bencil ve egoist kişilerle evlenilmemesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: “Kindar değil dindar kişilerle evlenin. Riyakâr, merak duygusunu yanlış yerlerde kullanan, cimri, kibirli, malı mülküyle övünen, inatçı, müsrif, sihir ve büyüye inanan, müfteri, hilebaz ve kumarbaz insanlarla da evlenilmemeli.” Ferşadoğlu, evlenebilecek kişinin özelliklerini sayarken, “faziletli, fedakâr, hayalı, iffetli, hoşgörülü, sabırlı, hak ve sorumluluklarını bilen, mütevazi, iyiliksever, cömert, inançlı ve imanlı birini seçin” ifadelerini kullandı. Herkeste olumsuz duygular olabileceğinin altını çizen Ferşadoğlu, bunları karakter, huy ve hayat felsefesi haline getirmeyen kişilerle evlenilmesi gerektiğini kaydetti. “Saydıklarım gibi yüzde 100 olumlu duyguları olan birini bulmak mümkün değil. Bu oran yüzde 60-70 olabilir. Yüzde 51 iyi huylara sahip kişiyle de evlenilebilir” dedi.
RİSÂLE-İ NUR VE AİLE Yazar, günümüzde ailede mutlu bir hayatın yaşanabilmesi için neler yapılması gerektiğini şöyle özetledi: “Duygularımızı terbiye etmeliyiz. Sevgi ve şefkat gibi duygularımızı doğru yönde doğru oranda yönlendirmeliyiz. Eşlerin birbirine tatlı dilli olması gerekir. Erkek de kadın da birbirini hayat arkadaşı ve sonsuz eşi olarak görmeli. Zamanı iyi kullanmalı, ailede okumaya da vakit ayırmalıyız. Bir de ‘eşitlik’ deniyor. Lezzet, huzur ve güzellik farklılıktadır. Eşitlikte değil. Anne, baba ve çocuk ne biyolojik olarak ne de üstlendikleri rol açısından eşit olamaz. Bu yüzden medyada sık sık gündeme getirilen eşitlik konusuna fazla kulak asmayalım” dedi. Ferşadoğlu, sohbet havasında geçen ve kısa fıkra ve nüktelerle süslediği konuşmasının ardından, soruları cevapladı. Yazar, Risâle-i Nur’un insanı Kur’ân’la başbaşa bıraktığını, hayatın ve yaratılışın gayesini öğrettiğini belirterek, “Onun için Risâle-i Nur okunan bir aile ortamı ile hiç Risâlelerin girmediği bir ailedeki ortam arasında kıyaslanamayacak kadar fark vardır” diyerek sözlerini noktaladı. |
11.02.2010 |