Sanayiciden de tepki |
YÖK'ün katsayıyı önce kaldırıp sonra azaltan iki kararının İstanbul Barosunca yapılan başvurular üzerine Danıştay'a takılması, sanayi şehri Denizli’de de yoğun tepkiyle karşılandı. Denizli Ticaret Odası Başkanı Necdet Özer ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri bu kararların sanayiciye darbe vuracağı görüşünde birleşti. Kaybeden Türkiye oluyor
İSTANBUL Barosu’nun Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’nun üniversiteye girişteki katsayı uygulamasını yeniden yargıya taşımasından sonra Danıştay’ın YÖK’ün farklı katsayı uygulanma kararının yürütmesini durdurmasına bir tepki de Denizlili sanayicilerden geldi. Denizli Ticaret Odası (DTO) Başkanı Necdet Özer’in ardından çeşitli sivil toplum kuruluşları da bu dâvânın sanayiciye darbe vuracağı görüşünde birleşti. Denizli Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (DETKİB) Başkanı Hüseyin Memişoğlu, “Bu konu siyasî bir hale getirildi. Bizim kalifiye eleman ihtiyacımızı, meslek lisesi mezunlarıyla karşılamamız gerekiyor. Katsayı eşitsizliğinden hem öğrenciler hem sanayici sıkıntı çekiyor. Bunun artık çözülmesi gerekiyor. Düşük katsayı uygulanan okullara ilgi azalıyor, öğrencinin kalitesi daha alt seviyeye düşüyor. Katsayının eşitlenmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Denizli Şube Başkanı Ayhan Doğruyol da katsayı eşitsizliğinden dolayı iyi öğrenciler gitmediği için meslek liselerinin cazibesinin azaldığına dikkat çekti. Doğruyol, “Barodaki arkadaşlar bu işi YÖK’ten daha iyi biliyorsa, söyleyebilecek bir şeyim yok. Sanayici olarak görüşümüz, bu öğrenciler diğerlerinden daha çok çalışıp problemleri çözüyorsa neden üniversitede okuyamasınlar? Ben de meslek lisesinde okudum. Ortaokulda 12 ders varken düz ortaokul öğrencileri 7 ders görüyordu. Ortaokuldan sonra liseye geçmek zorunda kaldım. ABD’de üniversitelerde lisene değil, sınavdaki başarına bakıyorlar.” şeklinde konuştu.
İSTANBUL BAROSU, YÖK’TEN DAHA MI İYİ BİLİYOR? Denizli Genç Tüccarlar ve İşadamları Derneği (GETİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Aydın ise Türkiye’de işsizlik oranı yüksek olmasına rağmen kalifiye işçi bulamamalarını katsayı adaletsizliğine bağladı. Öğrenciler meslek lisesine gitmediği için istedikleri nitelikte eleman yetişmediğini anlatan Erdem, “İdeolojik düşüncelerle sanayiciye büyük darbe vuruluyor. Kaybeden Türkiye oluyor.” ifadelerini kullandı. Bir baronun, eşit hale getirilen uygulamaya karşı dâvâ açarak eşitsizliği savunmasını anlamakta güçlük çektiği ifade eden Erdem, “Meslek lisesi öğrencileri, çalışarak düz lise öğrencilerinden daha başarılı oluyorsa, ‘Sen nasıl oluyor da problemi çözebiliyorsun? Bunları çözememen lâzım.’ demek anlamına geliyor. Hem mesleğini öğrenen hem de diğer derslerde başarılı olan kişiyi cezalandırmak değil, ödüllendirmek gerekir” dedi. Denizli Emel Hukuk Derneği (EHUDER) Başkanı Avukat Hüdayi Kayhan ise davayı Millî Eğitim camiasından bir dernek veya kurumun açması halinde anlayacaklarını ancak İstanbul Barosu’nun, avukatların ve hukukun meseleleri dururken bunlarla ilgilenmesinin normal görünmediğini ifade etti. Kayhan, “Burada ideolojik düşünceler aranıyor. Baronun bu şekilde halkın gözünde kendini rencide ettirmesi hoş değildir. Halkın gözünde güvenilirliğini yitirmesi, biz hukukçuların hiç istemediği bir şeydir” diye konuştu. Toplumda, “Belli bir kesim mahkemeye gider, mahkemeler de o doğrultuda karar verir” şeklinde kanaat olduğuna dikkat çeken Kayhan, şunları kaydetti: “Bu intiba çok yanlış. Bazı mahkemelerin benzeri konularda farklı karar vermesi, bunun perçinlemesine sebep oluyor. Taksim’de pankart asılmasına yol açılması bizi çok üzüyor. İstanbul Barosu’na kayıtlı ciddi sayıda avukat var. Bunu mutlaka değerlendirmeleri gerekir. Denizli’de böyle bir şey olursa tepkimizi koyarız.”
|
11.02.2010 |