Spor

Centilmen olalım..

Türk atleti Elvan Abeylegesse'ye verilen Dünya Fair Play Büyük Ödülü sütunlar içinde kaybolup gitti. Nedense bu tür haberleri büyük vermekten kaçınıyoruz.

Halbuki Elvan'ın hareketi sporun centilmenliği ön planda tutup, yardımlaşma duygusunu harekete geçirdiğini göstermesi açısından örnek alınıp, kamuoyuna daha geniş sunulmalıydı. Elvan Abeylegesse, ne yaptı da bu ödüle sahip oldu? Berlin’de yapılan son Dünya Atletizm Şampiyonası’nda, 15 Ağustos 2009 tarihinde koşulan bayanlar 10 bin metre yarışı öncesi, ayakkabılarını otelde unutan ve kendisi gibi yarışın favorilerinden olan Etiyopyalı Meselech Melkamu’ya yedek ayakkabılarını vererek yarışmasını sağladı. Elvan’ın, sakatlığı nedeniyle son 7 tura girerken terk ettiği yarışta, Meselech Melkamu 2. oldu ve ülkesine gümüş madalya kazandırdı. Elvan bu şık hareketi ile Türk sporuna madalya getirmedi ama ondan daha değerli bir ödülü Türkiye'ye kazandırmış oldu.

nnn

Süper Lig takımlarımızdan İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un başarılı teknik direktörü Abdullah Avcı'yı Genç Milli Takımımızı çalıştırdığı dönemden bu yana takip ediyorum. Her sezon başında küme düşer denilen Büyükşehir'in sezonu orta sıralarda tamamlama başarısını sağlıyor. Ayrıca genç oyunculara görev vererek onları onere ediyor ve kolluyor. Hem çağdaş, hem bilgili. Konulara hakim olarak konuşuyor. Centilmenlikten asla taviz vermiyor. Tribünlerdeki olayların futbolun çirkin oynanmasından kaynaklandığını, medyanın da bu konuda sorumluluğu olduğunu söylüyor. Bu konuda bize şu örneği anlattı: ''Bu sezon Kayserispor maçında öne geçtik, iki oyuncumuz sakatlıktan yerde kaldı. Bizim altyapıdan genç top toplayıcı oyuncumuz topu hemen sahaya attı biz de gol yedik. Futbolu yeni bırakmış, büyük gazetelerden birinde yazı yazan bir arkadaşımız, ''Yenik durumdayken topu sahaya erken atmayın'' diyemediniz mi diye yazdı. Bu beni çok rahatsız etti. Ben fairplay ödülü alan bir teknik adamım. 10 yaşındaki altyapıdaki sporcumuza böyle bir sözü nasıl söyleriz. Bu beni çok üzdü. Kazanmak için her yol mübah mantığı doğru değil.''

nnn

Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız Faruk Özak'ı Trabzonspor forması giydiği dönemde birkaç defa izledim. Takım kaptanı ve orta saha oyuncusuydu. Futbolu teknik oynayan bir stili vardı. Futbolculuğu döneminde de bugünkü gibi centilmendi. Rakip futbolcular tarafından da saygı duyulan bir kaptandı. Centilmenliğini bize şöyle açıkladı: "1978 yılında futbolu bıraktıktan sonra Türk futbolunun efsanevi isimlerinden Gündüz Kılıç Hürriyet gazetesinde spor yazarlığı yapmam için davet etti. Önce şaşırdım, ben mühendistim. Yazı yazmak kolay bir iş değildi. Israr edince 1984'e kadar Trabzonspor maçları ile ilgili yorumlar yazdım. Köşe yazarlığında hiçbir zaman taraf olmadım. Trabzonspor yenildiğinde bile rakipler için "Tebrikler" diye yazı başlıkları kullandım. Bunun için çok tepki aldım ama doğru olanı yaptım. Bugün spor bakanıyım. 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı Türkiye alabilmek için çalışıyoruz. Aday şehirler listesine Trabzon'u almadığımız için kendi şehrimden bile tepki alıyorum. Ama önce almak önemli. Yumruk gibi olmamız lazım."

EROL DOYRAN [email protected]

28.01.2010