Çocuğunuzu bilgisayar başında unutmayın

ÇOCUĞUN okul yaşantısı kadar ailesiyle birlikte zaman geçirmesinin de onun sağlıklı gelişimi açısından büyük önem taşıdığı belirtildi.

Türkiye Gönüllü Eğitimciler Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erdoğan, yarıyıl tatili konusunda ailelere önemli tavsiyelerde bulundu. Çocukların yarıyıl tatilini en iyi şekilde değerlendirmeleri için anne babaların ilgi göstermesini isteyen Erdoğan, “Ailesinden bu ilgiyi göremeyen çocukların büyük bir bölümü ne yazık ki ‘bilgisayar, televizyon ve cep telefonu’ ile zamanlarını değerlendirmektedir” diye konuştu.

Özellikle, çalışan anne ve babaların, izinlerinin bir bölümünü çocuklarının tatil döneminde kullanmasını tavsiye eden Erdoğan, bunun, aile içi iletişimi arttıracağının altını çizdi. Çocuğun okul yaşantısı kadar ailesiyle birlikte zaman geçirmesinin de onun sağlıklı gelişimi açısından büyük önem taşıdığına vurgu yapan Erdoğan, “Açıkça ifade edeyim ki okulların tatil olması nedeniyle biraz daha rahat ve toleransla karşılanan çocuklar bu üç teknolojik aygıtı doğru ve zamanında kullanmadıkları sürece zamanlarını yanlış değerlendirdikleri gibi, sanal âlemden hayatın gerçeklerine dönebilmede bir bocalama yaşıyorlar, tatilin bitmesi ile birlikte derslere, arkadaşlarına ve sonuçta okula uyum sağlamada zorluklar çekebiliyorlar” şeklinde konuştu.

Karşılaşılabilecek bütün bu sorunları aşmak için ailelerin çocuklarıyla birlikte olmasını isteyen Erdoğan, beraber zaman geçirmek için fırsatlar aranması gerektiğini, çocuğa tatilin sürekli rahatlık anlamına gelmediğinin anlatılması gerektiğini söyledi. Çocuklarla ortak programlar yapılmasını isteyen Erdoğan, “Bu programın içinde akraba ziyaretleri, eğlence, kitap okuma, sinema, tiyatro gibi faaliyetlerin yanı sıra mutlaka zayıf derslerini destekleme ve tekrar için sıkıcı olmayan bir çalışma programı uygulanmalıdır” teklifinde bulundu.

28.01.2010

Kız çocukları sevgi fukarası olmasın

PSİKOTERAPİST Ayla Ketre, Türkiye’de çocukluğunda yeteri kadar ilgi ve sevgi görmeyen her 10 kadından 9’unun mutsuz bir evlilik yaptığını söyledi.

Türk toplumunda erkek çocuklarına, kız çocuklarına göre daha fazla ilgi ve sevgi gösterildiğine dikkat çeken Ayla Ketre, çocukluğunda sevgiye doyan erkeklerin, yetişkinlik döneminde sevgi açlığı gibi bir eksiklik hissetmediklerini ancak aynı durumun kızlar için pek de geçerli olmadığını vurguladı. Kız çocuklarının, sevgi yoksunluğuna bağlı olarak en küçük bir ilgi ya da iltifatı bir sevgi gösterisi olarak algıladıklarını ve algılamış olduğu bu sevgiye sıkı sıkıya bağlandıklarına dikkat çeken Ketre, bu durumun birtakım sorun ve sıkıntıları hatta kadın açısından yıkıntıları da beraberinde getirebileceği uyarısında bulundu. Ketre, “Çocuklukta anne ve babasından yeterli düzeyde sevgi alınmaması o kişinin, çevresindekileri de yeterli düzeyde sevememesine sebep oluyor. Biz bu duruma sevgi fukaralığı ya da sevgi matlığı adını veriyoruz. Bu durum ağırlıklı olarak kadınlar için geçerli. Annesinden alamadığı sevgiyi kadın karşı tarafa da aktaramıyor. Bunun yanında sevgiye ve ilgiye aç olan kadın, gördüğü en küçük ilgiye tutkuyla sarılıveriyor” dedi. Çocukluğunda yeterli düzeyde sevgi ve ilgi görmeyen kadınların, evliliklerinde eşlerine karşı çok büyük sorumluluklar yüklediklerine işaret eden Ketre, “Hanımefendi eşine müthiş bir anlam yüklüyor. İşte beni sevecek, beni sahiplenecek, şunu yapacak, bunu yapacak diye inanılmaz roller biçiyor. Beyefendi de tüm bu rollerin altında eziliyor” diye konuştu.

28.01.2010

Kışın giydiğiniz ayakkabıya dikkat!

KIŞIN gelmesiyle buzda kayıp düşerek sakatlananların sayısı her geçen gün artıyor.

Uzmanlar kayarak düşmenin ciddî sakatlıklara ve ölümlere sebep olabileceği uyarısında bulunuyor. Kar yağışı ve soğuk dolayısıyla meydana gelen buzlanmalarda kayarak düşen çok sayıda kişi hastanelerin ortopedi servislerini doldurdu. Buzlu havada yürümenin inceliklerine dikkat çeken Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Yel, kendilerine gelen düşmeye bağlı yaralanma sayılarında artış olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Mustafa Yel, kışın sert yüzünü gösterdiği şu günlerde sokakta yürürken dikkatli olunmasını istedi. Sokağa çıkacak kişilerin yüksek topuklu, kösele, plastik ve yumuşak tabanlı ayakkabıların giyilmemesi uyarısında bulunan Yel, “Karlı ve buzlu yollarda yürürken vücut dengesinin korunması için kısa ve yavaş adımlarla yürünmeli. Elleriniz kesinlikle cebinizde olmasın. Lastik, kauçuk tabanlı ayakkabıları tercih edin.” tavsiyesinde bulundu.

EN FAZLA YARALANMALAR

YAŞLILARDA MEYDANA GELİYOR

KAYARAK düşmenin ciddî sakatlıklara ve ölümlere sebep olabileceğini dile getiren Yel, özellikle yaşlılarda uzun süre iyileşmeyen kırıklar meydana gelebildiğini aktardı. Öğretim üyesi Yel, “Son günlerde bize gelen düşmeye bağlı yaralanmaların büyük kısmını yaşlılarımız oluşturuyor. Özellikle camiye giderken, evde ya da şadırvanda abdest alırken meydana gelen düşmelerde ölüme kadar giden ciddî yaralanmalar meydana geliyor. Özellikle 70 yaş üstü kişilerde kemikler zayıf olduğu için düşme sonrası ciddî kırıklar oluşuyor. Hatta bazıları ölümle sonuçlana biliyor. Mümkünse yaşlılar sokağa çıkmasın” dedi.

28.01.2010

KARLI VE BUZLU ZEMİNLERDE YAPILMASI GEREKENLER

lBuzlu ve karlı havalarda gideceğiniz yere ulaşmak için acele etmeyin.lAna caddeleri tercih edin. lMümkünse yokuştan çıkmayın. lYokuş aşağı inerken de destek alabilmek için tutunabilecek nesneler arayın. lHızlı hareket etmeyin. lKayma riski daha az olan karda yürümek de düşme ve sakatlanma ihtimalini azaltır. lVücut hareketini kısıtlayan giysiler giymeyin.

28.01.2010