Kültür-Sanat

“Cemil Meriç”i tartıştılar

KEÇİÖREN Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Keçiören Buluşmaları’nın ilkinde, ünlü yazar ve düşünür Cemil Meriç hayatı ve düşünceleri ile tartışıldı.

Huzurevi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak Cemil Meriç’in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, edebiyatçı Doç. Dr. Alaattin Karaca, siyaset bilimci Göksal Çetin ve tarihçi Mustafa Armağan katıldı. Panelin açış konuşmasını yapan Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, göreve geldikleri günden bu yana düşünce ve san'at tarihinde iz bırakmış, eserleriyle topluma yön göstermiş değerlerle Keçiörenlileri buluşturduklarını belirterek, “Keçiören Buluşmaları olarak başlattığımız bu yeni çalışmada hareket noktamız; farklılıkları zenginlik olarak kabul etmek, bu ülke için çalışmakta birleşmek, bu ülke için çalışanları birleştirmektir. Bu ülke ortak paydasında öne çıkmış düşünür, yazar ve san'atçılarımızı, görüşleri birbirinden ne kadar ayrı olursa olsun bu ülkenin zihinsel birikimi olarak görmek, dar, tek kültürlü, seçeneksiz, çözüm üretemeyen bir dünya değil, geniş, çok boyutlu, çok kültürlü, birden fazla seçenek sunan, hakikî ve dahice çözüm yolları öneren bir toplumun önünü açmaktır” dedi.

MERİÇ’İN DOĞDUĞU DÖNEM

Açış konuşmasının ardından panelin ilk konuşmacısı Doç. Dr. Alaattin Karaca, Cemil Meriç’in yetiştiği şartlara değindi. Yaşadığı çağın sosyal ve kültürel yapısı, coğrafya ve biyolojik kaderinin Cemil Meriç’in hayatında büyük etkiler bıraktığını belirten Karaca, “Enkaz halindeki Osmanlı Devleti’nin son döneminde dünyaya gelen Meriç’in doğduğu dönemde aydınlar arasında Avrupa hayranlığı almış yürümüş durumdadır. Onun söylemlerinde anti Avrupa yaklaşımı vardır, ama kendisi Avrupa karşıtı değildir. Maziden kopmaya tepki gösterir, köke bağlılık ve devamlılığı önerir” dedi.

Siyaset bilimci Göksal Çetin ise, Cemil Meriç’in sağ ve sol karşısında aldığı tavırları anlattığı konuşmasında, muhafazakâr kesimin uzun yıllar ötekileştirildiği için Cemil Meriç’e yakın durduğunu, Cemil Meriç’in bir özelliğinin de Hint kültürünü Türkiye’ye tanıtması olduğunu söyledi.

Tarihçi Mustafa Armağan da, Meriç’in yaşadığı ortamın fikirlerine etkisine değindi. Konulara yabancı bakışıyla baktığını, bunda Hatay’da yaşadığı ortamın büyük rol oynadığını ifade eden Armağan, Meriç’in dönemindeki aydınlardan farklı bir bakış açısının bulunduğunu ifade etti. Cemil Meriç’in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç ise, gözlerini kaybetmesinin ardından asistanlığını yaptığı babasıyla ilgili hatıralarını anlattı. Babasının hayatındaki kadınlardan da söz eden Ümit Meriç, annesi Fevziye Hanım’ın Cemil Meriç’in kitaplarını yazabilmesi için büyük fedakârlıklar yaptığını belirtti.

Başkan Mustafa Ak ve panelistler, Estergon Türk Kültür Merkezi’nde Cemil Meriç’in hayatından kesitler sunan resim sergisini de gezdiler.

28.01.2010

El halı dokuma san'atını yaşatıyorlar

Malatya’da Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı kursa katılan kadınlar hem el dokuma halısı san'atını öğreniyorlar, hem de yaptıkları halıları satarak ekonomik katkı sağlıyorlar.

Malatya Millî Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Halk Eğitim Merkezi’nin Özel İdare İş Merkezi’nde açtığı Halı Dokuma Kursu sayesinde el dokuma halısı san'atı yaşatılıyor. Kursa gelen bayanlar, el dokuma halısının yapılışını öğreniyorlar. Bayanlar, yaptıkları el dokuma halılarını satarak aile bütçelerine ek gelir sağlıyorlar. Halı Dokuma Kursu Öğreticisi Narin Narin, kursun Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı kursa herkesin katılabildiğini belirterek, kursa katılanların yaptıkları halı veya eserlerini de sattığını ifade etti. İlginin yoğun olduğunu belirten Narin, kursa dışarıdan da sipariş geldiğini belirterek, Almanya’dan da sipariş aldıklarını kaydetti. Narin, eğitim sezonu boyunca kursun açık kaldığını söyledi.

28.01.2010

Elsiz ressam, resim sergisi açtı

BİR iş kazasında 5 yıl önce ellerini kaybeden ressam Adem İnce, ilk kişisel resim sergisini açtı.

İnce’nin 28 resimden oluşan kara kalem, sulu boya ve kuru boya çalışmaları Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Onat Kutlar Sergi Salonu’nda sergilenecek. Adem İnce’nin seriye sunduğu resimlerin birçoğu 3-4 yıllık birikimlerimden oluşuyor. Taslakları hazırlanan resimler ve yeni resimleri yaklaşık 50 gün içinde çizerek sergiye hazırlayan usta ressam, “Resimlerin bazılarının taslakları vardı, çoğunu o taslaklar üzerinden çalıştım. Çoğu da yeni çalışmam. Yaklaşık 50 gün sürem vardı. Bu süre içinde bayağı hızlı çalıştım. Beni diğer ressamlardan ayıran özelliğim sadece bir parmağım olması. San'atta engel yoktur; resim beyin işidir. Ele pek ihtiyaç yoktur, istediğiniz organı kullanabilirsiniz” dedi. Birçok engellinin evinden dışarıya çıkmadığını hatırlatan İnce, “Bu sergimle umarım onlara bir mesaj vermiş olurum. Aslında bu problemler cahillikten kaynaklanıyor. İnşallah bunları aşarız” ifadelerini kullandı.

28.01.2010

İstanbul Aşığı Bir Edebiyatçı: Ziya Osman Saba

CUMHURİYET dönemi Türk edebiyatının önemli isimlerinden, İstanbul’a dair eserleriyle tanınan şair ve hikâyeci Ziya Osman Saba, doğumunun 100. yılında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde düzenlenen özel bir faaliyetle anılacak.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından organize edilen “İstanbul Aşığı Bir Edebiyatçı: Ziya Osman Saba” başlıklı anma toplantısı, 30 Ocak 2010 Cumartesi günü saat 14.00’te gerçekleştirilecek. ‘Sebil ve Güvercinler’, ‘Geçen Zaman’, ‘Beyaz Ev’, ‘Sessizlik’, ‘Çocukluğum’, ‘Kim Bilir’ ve ‘Bir Ölünün Arkasından’ gibi ölümsüz şiirlerin şairi Ziya Osman Saba’yı, Selim İleri, Tahsin Yıldırım ve Prof. Dr. Abdullah Uçman anlatacak. Program sonunda katılımcılar Ziya Osman Saba’nın fotoğraflarından, kitaplarından ve hakkında yazılan yazılardan oluşan sergiyi gezilebilecek. Öte yandan Ziya Osman Saba’nın şiirleri aynı günün akşamında (30 Ocak Cumartesi saat 19.00) Yerebatan Sarnıcı’nın mistik atmosferinde okunacak. Yazar Mehmet Lütfi Şen’in hazırlayıp sunduğu dinletide, tiyatro san'atçıları Hümay Güldağ ve Hüseyin Köroğlu, ünlü şairin sevilen şiirlerini seslendirecek.

28.01.2010