Dünya |
Türkiye'den dünyaya yardım eli |
KİMSE Yok Mu Derneği, Kurban Bayramı dolayısıyla Nijerya’da 5 bin yoksul aileye yardımda bulundu. Afrika kıtasının 156 milyon nüfusa sahip en kalabalık ülkesi Nijerya’da Kurban Bayramı dolayısıyla yardım organizasyonu düzenleyen Kimse Yok Mu Derneği üyeleri ve gönüllülerince, Nijerya Türk Koleji yerleşkesinde et dağıtımı yapıldı. Kesilen 200 büyükbaş kurbanın eti, 1 milyon 500 bin kişinin yaşadığı Abuja ve köyleri ile Lagos, Kaduna ve Kano eyaletlerinde önceden belirlenen 5 bin yoksul aileye dağıtıldı. Abuja kent merkezinde yaşayan aileler, kurban eti almak için ellerindeki yardım fişleriyle sabah erken saatlerde Türk Koleji bahçesinde uzun kuyruklar oluşturdu. Kadın, erkek, yaşlı ve çocukların yanı sıra bedensel engellilerin de aralarında bulunduğu kişilere paketler halinde kurban eti veren dernek yönetici ve gönüllüleri, daha sonra köylerde yaşayan yoksul ailelere kurban eti dağıttı. Kimse Yok Mu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özcan, Dernek olarak Kurban Bayramı dolayısıyla 44 ülkede yaşayan yoksul insanlara ulaşmaya çalıştıklarını anlattı. Abuja / aa |
30.11.2009 |
YYD, yoksullukla mücadeleyi öğretiyor |
DEMOKRATİK Kongo Cumhuriyeti’nin Katanga eyaletine bağlı Lubumbashi kentinde bulunan Lumata köyünde 2008’den beri Yeryüzü Doktorları (YYD) ile Çok Yönlü Gelişim için Araştırma ve Uygulama Derneği’nin (RADEM) ortaklaşa yürüttüğü yoksullukla mücadele programı çerçevesinde yoksul aileler için tarımsal destek projesi uygulanıyor. YYD Kongo Temsilcisi Jibrill Kasongo, ülkede vatandaşların yüzde 90’ının kırsal kesimde yaşadığını ifade ederek, şöyle konuştu: ‘’Savaşın ardından tarımla geçinenler tohum ve tarım ilaçları bulmakta zorlanıyordu. Kırsal kesimde yaşayanlar günde 1 ABD Doları ile geçiniyordu. Kırsal kesimde yaşayan insanların hayat standartlarını yükseltmek için tarımsal destek projesini hayata geçirdik. YYD’nin katkılarıyla Lumata’da 50 hektarlık bir tarım arazisi satın aldık. Bu araziyi, bölgede yaşayan 50 aileye bölüştürdük. Onlara özel tohumlar ve tarım ilaçları sağladık. Lumata’da iyi sonuçlar elde edersek projeyi ülke geneline yaymayı düşünüyoruz.’’ Kasongo, projeyle kırsal kesimde yaşayanların sürekli bir gelire sahip olmasının amaçlandığını belirtti. Lubumbashi
İNSANİ Yardım Vakfı’na (İHH) bağışlanan kurbanlardan 490 tanesinin kesilerek, Çeçen mülteci ve yoksul Azerilere dağıtıldığı belirtildi. İHH’den yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’deki hayırsever vatandaşların vakfa bağışladığı 490 kurbanın, Azerbaycan’da kesilerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldığı bildirildi. Kurbanların 140’ının Azerbaycan’ın yoksul kesimlerine, 350’sinin de bu ülkede mülteci durumunda bulunan Çeçenlere dağıtıldığı belirtildi. Bu arada, İHH ekiplerinin Fas’ta da kurbanlar keserek ihtiyaç sahiplerine dağıttığı kaydedildi. Vakıf, Lübnan’ın Ketemerya şehrindeki ihtiyaç sahiplerine yardımlarını ulaştırdı |
30.11.2009 |
Sarkisyan: Türkiye ile ilişkilerde buzları kırdık |
ERMENİSTAN Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesini öngören protokolün imzalanması ile birlikte ileriye doğru önemli adımlar atıldığını söyledi. İktidarda bulunan Cumhuriyet Partisi’nin 13. Kongresi’nde konuşan Sarkisyan, Türkiye ve Azerbaycan’a uyarılarda bulunmayı da ihmal etmedi. Türkiye’nin protokolün onaylanma sürecini ertelemesi durumunda, Erivan’ın da benzer bir tutum takınacağını kaydeden Sarkisyan, Bakü’nün Karabağ’a yönelik iddialarına da en sert şekilde karşılık verebileceklerini söyledi. Ekim ayında Türkiye -Ermenistan dışişleri bakanları tarafından imzalanan protokolle ilgili değerlendirmelerde bulunan Ermeni lider, “Ankara ile ilişkilerde buzları kırarak, ileriye doğru önemli adımlar atmayı başardık. Bu adımlar hem iki ülkenin siyasi ve ekonomik kalkınmasına, hem de bölgesel barış, istikrar ve işbirliğinin gelişmesine katkı sağlayacak. Şimdi protokolü onaylanma aşamasındayız. Burada tarafların sözlerinin güvenirliliğini ve sorumluluk hisleri ile hareket etmeleri çok önemli. Mantıklı bir süreç gündemde. Ancak, Türkiye onay sürecini uzatırsa, Ermenistan da uluslar arası normlara uygun olarak aynı adımlar atacaktır” değerlendirmesinde bulundu. Moskova / cihan |
30.11.2009 |
Hac ve umre Suudi Arabistan'a 30 milyar dolar kazandırıyor |
SUUDİ Arabistan’da hac ve umre ibadetine bağlı olarak gerçekleştirilen aktivitelerin parasal değerinin 30 milyar doları aştığı bildirildi. Açıklanan rakamlara göre, 30 milyarın içinde seyahat, konaklama ve diğer gerekli harcamalar ve kurbanlık hayvanların masrafları da bulunuyor. Suudi hükümeti tarafından yapılan çalışmada kurbanlık hayvanların değeri hacı başına 130 dolar olarak hesaplandı. Diğer masraflar arasında da alınan hediyeler ve iletişim harcamaları sayıldı. İstatistiklere göre harcanan her bir riyalin ekonomiye yaklaşık dört riyal getiri sağladığı ve toplam harcanan miktarın Suudi Arabistan’ın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 7’sini oluşturduğu ifade edildi. Hac ve umrenin gerçek ekonomik katkısının petrol fiyatlarından da etkilendiği ve 2008’de Suudi gayri safi yurtiçi hasılasının artan petrol fiyatları neticesinde yüzde 22 büyüdüğü hatırlatıldı. Hac ibadetinden ekonomik olarak en çok ülkenin batısındaki Mekke, Medine, Cidde ve Taif şehirlerinin faydalandığı belirtiliyor. 2011 yılına gelindiğinde ise Mekke’deki üç kritik nokta arasındaki hacı ulaşımında önemli değişiklikler olacağı belirtiliyor. Geçen yılın Şubat ayında Çin Demiryolu İnşaat Şirketi, Mina, Arafat ve Müzdelife’yi birbirine bağlayacak 18 kilometrelik metro inşaatı ihalesini aldı. El Meşair El Mukaddese adlı metronun 2011’de hizmete girmesi ve hac boyunca saatte 72 bin hacı taşıması hedefleniyor. Dubai / cihan |
30.11.2009 |
ABD ordusu Bin Ladin'i bile bile yakalamamış |
ABD ordusunun 2001 yılında Afganistan’da dağlık Tora Bora bölgesinde bulunan terörist Usame bin Ladin’e erişim imkanının bulunduğunun tartışmasız olduğu, ancak yapılacak operasyon konusunda, sonradan çok pahalıya patlayacak bir karar alındığı bildirildi. ABD Senatosunda hazırlanan bir rapora göre dönemin savunma bakanı Donald Rumsfeld ve komutanlar, kritik bir karar alarak, Ladin’e karşı kitlesel askeri birliklerin kullanılmamasını tercih etti. Rapora göre Bin Ladin’in, vurulmaya en açık olduğu Aralık 2001’de öldürülememesi veya ele geçirilememesi, o dönemde kaçmayı başarması, “bugün Afganistan’da direnişin yeniden canlanmasına, tehlikenin Pakistan topraklarına da sıçrama tehlikesi yaratmasına” temel oluşturdu. Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı Senatör John Kerry’nin isteğiyle, komitenin Demokrat Partili çoğunluk üyelerince hazırlanan raporda, Başkan Barack Obama’nın Afganistan’da asker sayısının artırılması politikasına hâlâ karşı çıkıldığına dikkat çekildi. 2004 başkanlık seçiminde George W. Bush’un rakibi olan senatör Kerry, Bush yönetiminin Bin Ladin’i elinden kaçırdığını sık sık dile getiriyordu. Raporda özetle şu görüşlere yer verildi: “El Kaide liderinin 7 yıl önce cepheden bertaraf edilmesi tüm dünyadaki aşırıcılık tehdidini ortadan kaldırmaya yetmeyecekti. Ancak Bin Ladin’in Pakistan’a kaçmasına yol açacak yanlış kararlar verilmesi, Bin Ladin’in parasal kaynakları ve tüm dünyadaki fanatiklerin ilgisini çeken sembolik bir kişi haline gelmesine yol açtı. İşin bitirilememesi kaçırılmış bir fırsattır ve Afganistan’daki çatışmanın gidişatını, uluslararası terörizmin geleceğini değiştirmiştir.” Washington / aa |
30.11.2009 |
FED'i sınırlandırmak ekonomik istikrarı zayıflatır |
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke, Fed’in bankacılık sistemini denetleme yetkisini kontrol altına almanın ve bağımsızlığına dokunmanın, ABD’de ekonomik istikrarı ‘’ciddî biçimde zayıflatacağı’’ uyarısında bulundu. Bernanke, Washington Post gazetesinde yazdığı makalede, ‘’bazı yasa tekliflerinin Fed’in ana fonksiyonlarını yerine getirme kapasitesini önemli oranda azaltacağını, bu önlemlerin ABD’de ekonomik ve finansal istikrarı görünümü ciddî biçimde zayıflatacağını’’ belirtti. Temsilciler Meclisi ve Senato’da, Fed’in denetim güçlerini sınırlandıran ve faiz oranlarının belirlenmesinde daha fazla siyasî gözetime yol açan yasa tekliflerine ilişkin ilk kapsamlı değerlendirmesini yaptığı makalede Bernanke, ‘’Fed’in, banka denetiminde devam eden rolü için güçlü bir durum bulunduğunu, çünkü para politikasını belirlemedeki rolünde, Fed’in bankaların gözetimi için benzersiz ekonomik ve finansal uzmanlık getirdiğini’’ ifade etti. Washington / aa |
30.11.2009 |
Yoksulluğun adı: Afganistan |
İŞGAL ve iç savaşın pençesindeki Afganistan’da halk, açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veriyor. Afganistan’ın başkenti Kabil’de işgal ve iç savaş nedeniyle mülteci olarak yaşamını sürdürmeye çalışan Afganlılar, zor şartlar altında hayatta kalmaya çalışıyor. Kabil’de taksicilik yapan Muhammed Cavit, Afganistan’da halkın çok zor durumda olduğunu söylüyor. 4 çocuğuna bakabilmek için çok çalışması gerektiğini ifade eden Cavit, ‘’Çocuklarım için ayakta kalmak zorundayım’’ diyor. ‘’Biz Afgan halkı olarak ülkede istikrarın sağlanmasını istiyoruz’’ diyen Cavit, şöyle devam ediyor: ‘’Yönetime kim gelirse gelsin, bizim için çok şey fark etmiyor. Çünkü bütün halkın tek amacı var, o da hayatta kalabilmek. Çalışsanız da çalışmasanız da Afganistan’da hayat koşulları aynı.’’ Gelir düzeyinin çok düşük olması nedeniyle sokakların dilencilerle dolu olduğu Kabil’de halk, ülkede istikrarın sağlanmasını istiyor. Elektriğin, suyun, yolun ve iletişimin sınırlı olduğu ülkede yaşamaya çalışan Afganlıların tek isteği, çocuklarının karnını doyurabilmek. Sokaklarının büyük bölümü çöplerle kaplı olan Kabil’de halkın bir kısmı, bu çöplerde yiyecek ve satabilecekleri eşya arıyor. Kabil’deki 12 farklı bölgede bulunan ve 500-1500 kişinin kaldığı derme çatma çadırların kurulduğu kamplarda yaşamaya çalışan Afganlılar, sağlıksız koşullarda dengesiz beslendikleri için sağlık problemleriyle karşı karşıya bulunuyor. Mülteci kamplarında, ayakları ve elleri soğuktan donmuş çocuklar sefalet içinde yaşamaya çalışıyor. Kabil / aa |
30.11.2009 |