Dünya |
ABD, İsrail’i körü körüne korumasın |
İsraİl’İn Gazze’de savaş suçu işlediğini ortaya koyan BM İnsan Hakları Raporu’nu hazırlayan Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone, ABD’nin artık İsrail’i körü körüne savunmaktan vazgeçmesi çağrısında bulundu. İsrail Haaretz gazetesine röportaj veren Goldstone, ABD’nin raporun BM Güvenlik Konseyi’nden geçmesini engelleyeceğini de belirterek, “Ancak ABD raporu eleştirirken, gerekçelerini daha iyi hazırlamalı. Bir ülke başka bir ülkeyi körü körüne korumamalı.” diye konuştu. Rapordan dolayı kendisine “cüce” diyen İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e bu sözlerin yakışmadığını da ifade eden Goldstone, kendisine yönelik yapılan yakışıksız saldırılar karşısında şaşkına döndüğünü eleştirilerin kendisinden çok rapora olması gerektiğinin altını çizdi. Kendisini Yahudi asıllı olmasının raporu İsrail açısından daha içinden çıkılmaz hale getirdiği yönündeki iddialara da katılmadığını belirten Goldstone, uluslararası insan hakları ve hukukuna yönelik ciddî ihlâller konusundaki çalışmalarından dolayı bu raporu hazırlama görevinin kendisine verildiğini de ifade etti. İsrail ordusunun yaptığı ihlalleri soruşturduğu yönündeki açıklamalara da katılmadığını vurgulayan Goldstone, “Ordunun kendi kendini soruşturması yeterli değildir. Bu tür soruşturmalar özellikle de kurbanları tatmin etmez.” dedi. İsrail’in kendini savunma hakkını inkâr etmediklerini de söyleyen Goldstone; ancak bu yapılırken izlenen yol meşru mu değil mi ona baktıklarını ifade etti. Son olarak İsrail’e önerilerde de bulunan Goldstone, “İsrail bu kadar çok sayıda sivilin ölümü ve yaralanmasını değil alt yapının imha edilmesiyle Gazze’ye uygulanan toplu cezalandırmayı da artık çok ciddî bir şekilde oturup araştırmalıdır.” şeklinde kaydetti. |
14.11.2009 |
Arap Birliği’nden yerleşimler dursun çağrısı |
Arap Birliği, İsrail’in, Yahudi yerleşim birimleri inşaatlarını tümüyle dondurmadığı sürece bu ülkeyle barış görüşmeleri olamayacağını yineledi. Arap Birliği dışişleri bakanlarının Mısır’ın başşehri Kahire’deki toplantısının ardından yapılan açıklamada, ABD Başkanı Barack Obama’nın, iki devletli çözüm temelinde yükselen Ortadoğu barışı yaklaşımının desteklendiği kaydedildi. Bakanların açıklamasında, İsrail’in, Filistinliler’in gelecekte bir devlet kurma umudu taşıdıkları yerlerdeki inşaatlarına son verinceye dek bu ülkeyle barış görüşmelerine yeniden başlanmayacağını bildirildi. Arap Birliği dışişleri bakanları, ayrıca 1967 savaşında işgal ettiği topraklardan çekilmesi karşılığında İsrail’in tanınmasını öngören Arap barış inisiyatifine olan desteklerini de bir kez daha vurguladılar. |
14.11.2009 |
İsrail’de, halk Hamas’la masaya oturulmasını istiyor |
AşIrI sağcı bir hükümetin iktidarda olduğu İsrail’de halkın yarıdan fazlasının Hamas’la masaya oturulmasını istediği ortaya çıktı. İsrail gazetesi Haaretz tarafından yapılan kamuoyu araştırmasına göre halkın yüzde 57’si geçtiğimiz günlerde liberal görüşlü Kadima Partisi milletvekillerinden Şaul Mofaz tarafından ortaya konan ve belli şartlarda Hamas’la masaya oturulması planına destek veriyor. Kamuoyu araştırmasının İsraillilerin daha fazla sağa kaydığı bir dönemde yapılması da dikkat çekici olarak. Gazetenin haberine göre 9 ay önce iktidara gelen Likud Partisi önderliğindeki sağ ve aşırı sağcı partiler oy oranlarını daha fazla artırırken, sol ve merkez partiler ise iyice eriyor. 120 sandalyeli İsrail Parlamentosu Knesset’te sağcı partiler 65, sol ve merkez partiler ise 55 milletvekiline sahip. Ancak bugün seçim olsa dengelerin 72’ye 48 şeklinde İsrail tarihinde görülmemiş bir şekilde sağcı partilerin daha da lehine değişeceği öne sürülüyor. En fazla oyu ise İsrail’in en köklü partilerinden İşçi Partisi’nin kaybettiği ve gittikçe eridiği belirtiliyor. Araştırmaya göre en soldaki parti olarak kabul edilen İşçi Partisi tabanını merkezdeki Kadima’ya, Kadima daha sağdaki Likud’a ve Likud da en sağdaki partilere oy kaptırıyor ve İsrail toplumu gittikçe daha sağa kayıyor. |
14.11.2009 |
ABD’de Müslüman vakıf ve camilere baskı |
ABD’de federal savcılar, İran hükümeti tarafından gizlice kontrol edildiğinden şüphelendiği bir vakfın, aralarında 4 cami ve New York’taki bir gökdelenin de bulunduğu malvarlığına el konulması için harekete geçti. Amerikan basınında çıkan haberlere göre savcılar, 500 milyon doları aşan değere sahip malvarlığına el konulması istemiyle federal mahkemeye dâvâ dilekçesi sundu. Olayın, Amerikan tarihinin terörizmle mücadele kapsamındaki en büyük hacizlerinden birini oluşturabileceği belirtiliyor. El konulması istenen malvarlığı arasında banka hesapları, New York, Maryland, California ve Houston’daki okul ve camilerden oluşan İslâm merkezleri, Virginia’da 100 dönümlük arazi ve New York’ta 36 katlı bir gökdelen işhanının bulunduğu bildirildi. “Alavi Vakfı’nın, işhanını İran hükümetinin adına işlettiğini ve Assa Corp. adlı paravan şirketle birlikte çalışarak, milyonlarca dolarlık kira gelirini yasadışı olarak İran devlet bankası Bank Mellat’a transfer ettiğini” belirten savcılar, “Vakfın işlerinin 20 yıldır, Amerikan yasalarının ihlâlini oluşturacak biçimde, aralarında İran’ın BM büyükelçilerinin de yer aldığı çeşitli İranlı yetkililerce idare edildiğini” söyledi. ABD, İran’ın nükleer programına destek sağlamakla suçladığı Bank Mellat ile iş yapılmasını yasadışı olarak kabul ediyor. Amerikalı Müslümanların en büyük insan hakları örgütlerinden Amerikan-İslâm İlişkileri Konseyi (CAIR) sözcüsü İbrahim Hooper, “İbadet evlerine el konulmasının tüm dinlere mensup vatandaşların dinî özgürlüklerine şok etkisi yapabileceği ve dünya genelindeki Müslümanlara olumsuz mesaj gönderebileceğinden endişe ettiklerini” ifade etti. Alavi Vakfının avukatı John Winter da, gelişmeden duyduğu hayal kırıklığını dile getirirken, dâvâ açmayı planladıklarını ve kazanacaklarından umutlu olduklarını bildirdi. Bu arada binaların mahkeme süresince açık kalacağı ve kullanıcılarına karşı herhangi bir suçlamanın yöneltilmediği ifade edildi. |
14.11.2009 |