Güncel |
14 YAŞINDAKİ CEYLAN'I KİM, NEDEN VE NASIL ÖLDÜRDÜ? |
Diyarbakır Lice İlçesi Şenlik köyüne bağlı Hambas mezrasında meydana gelen ve 14 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümüyle sonuçlanan olay sonrasında resmî makamların sergilediği yaklaşımı “ciddiyetsiz”le eleştiren Mazlum-Der, savcının ancak üçüncü gün helikopterle olay yerine gitmesi ve iddiaya göre köy muhtarını tehdit etmesinin etkin bir soruşturma yürütüleceği konusunda kuşku uyandırdığını bildirdi.. Genelkurmay'ın “O saatte havan topu atılmadı” açıklaması ise, “O zaman Ceylan nasıl ve neden öldü?” sorusunu gündeme getirdi. ŞÜPHELİ ÖLÜMLER ÖRTBAS EDİLMESİN
ŞIRNAK'TA görev yaptığı karakolda silahın kazayla ateş alması sonucu hayatını kaybetiği açıklanan 24 yaşındaki uzman çavuş Ahmet Solgun, doğum yeri olan Adana’da düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Ölen askerin annesi Fatma Solgun ile babaannesi Hatice Solgun, camideki törene gelen askerlere, “Oğlumuzu 2 ayda yediniz, gelmeyin” diye tepki gösterdi. Cizre İlçesi’ne bağlı Düzova Köyü’ndeki Jandarma Karakol Komutanlığı’nda, 30 Eylül gecesi 1 jandarma onbaşının da ağır yaralandığı olayda hayatını kaybeden uzman çavuş Ahmet Solgun’un cenazesi, Adana Asker Hastanesi’nden alınarak Sabancı Merkez Camii’ne götürüldü. Törene Adana Vali Yardımcısı İbrahim Avcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Mehmet Özer Güneş, askeri yetkililer ile yaklaşık bin kişi katıldı. Tören için gelen Solgun’un yakınları, gözyaşlarına boğuldu. 4 çocuk annesi Fatma Solgun, törende yakınlarının desteğiyle ayakta durabildi. Cenazenin getirilmesini beklerken ağıt yakan anne Solgun, törene gelen askerlere tepki gösterdi. Acılı anne, ağıtlar yakarak şöyle konuştu: ”Doğu’ya gönderdim, iki ayda yediniz oğlumu. Gidin, gelmeyin buraya. Ben oğlumu size nasıl verdiysem öyle istiyorum. Koç gibi delikanlım gitti. Telefon açtık, ‘Beni sıkıştırıyorlar, beni kurtarın’ dedi. 2 ay bile Doğu’da duramadan gitti yavrum. Oğlum çatışmada ölseydi başım gözüm üstüne derdim. Kaza süsü verdiler. Yanlış neyse düzeltilsin. Gerçekler ortaya çıkarılsın istiyorum. Seni sağ beklerken cansız bedenin geldi. Bu acıya nasıl dayanacağım.” Askerin babaannesi Hatice Solgun da, ağıt yakarken törendeki askerlere bağırarak yanlarına gitmek istedi. Yakınları tarafından güçlükle engellenen babaanne, “Ölmeden 2 saat önce telefon açtı, 2 saat sonra vurmuşlar. Oğlum söz verdiydi sizi koruyacaktı, ne oldu torunuma. Gelmeyin, gidin” diye bağırdı. Ablası Latife Solgun da, “Güçlü olacağım, ağlamayacağım. Ayakta duracağım. Kardeşimi ayakta karşılayacağım” dedi. 1 yıldır Mardin’de hemşirelik yapan nişanlısı Serap Aşar da, “Ahmet’im, beni bırakıp nereye gittin? Bayramda düğünümüzü yapacaktık” diye gözyaşı döktü. Cenazenin tören alanına gelmesiyle birlikte, ağıtlar daha da yükseldi. Tabuta dokunmak isteyen Solgun’un yakınları izdihama neden oldu. Ahmet Solgun’un cenazesi, törenin ardından Kabasakal Mezarlığı’ndaki şehitlikte toprağa verildi. Adana-Ankara
Ya görev ihmali, ya da delil karartma
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Diyarbakır’ın Lice İlçesine bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrasında, Ceylan Önkol isimli küçük kız çocuğunun ölümüyle sonuçlanan olay sonrasında resmi makamların yaklaşımlarının, masum bir çocuğun hayatının kaybı karşısında olmaması gerektiği kadar ciddiyetsizlikler içermesinin, olayın kapatılmak istendiği izlenimi uyandırdığını kaydetti. Ünsal, Ceylan’nın sadece karın bölgesinde tahribat olmasının, kol ve bacaklarının sağlam olması ayrıca olayın olduğu yerde patlamadan mütevellit bir çukur açılmamış olmasının, olayın yerde bulunmuş bir bombanın oynanması veya bir mayının patlaması sebebiyle değil, ateş açılması sonucu olduğu şeklindeki intibaları güçlendirdiğini kaydetti. Açıldığı tahmin edilen ateşin, olay yerine kuş uçuşu 3 km mesafedeki Tapantepe Karakolu’ndan veya daha yakındaki civar tepelerden olma ihtimalinin bulunduğunu ifade eden MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, çaklamasında şunları kaydetti: “Lice Cumhuriyet Savcısı, olay günü güvenlik gerekçesini ileri sürerek olay mahalline gitmemiştir. Merhume’nin yakılarının beyanlarına göre Cumhuriyet Savcısı olayın meydana geldiği gün müdahale etmekte de isteksiz davranmış ve ölüm olayının meydana gelmesinden yaklaşık 7 saat sonra otopsi yapılmak üzere yakınlarda bulunan Abalı Karakolu’na götürülen cesedin başına kendi yerine bir imamı göndermek istemiş ama tepkiler üzerine otopsiye adeta zorla girmiştir. Bu lakaydi davranışları insan hayatının ciddiye alınmamasından kaynaklı bir görev ihmali ya da delil karartma kuşkularını uyandırmaktadır.” Ünsal, MAZLUMDER olarak, bir an önce olayın aydınlatılmasını ve failin kim olursa olsun cezalandırılmasının hukuk devletinin gereği olduğuna inandığını kaydetti.
Ceylan, Meclis gündeminde
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Diyarbakır’ın Lice İlçesine bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrasında, kız çocuğunun patlama sonucu olay yerinde öldüğü iddiasıyla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. İnsan Hakları Komisyonundan yapılan yazılı açıklamada, Komisyon Başkanlığınca; Önkol’un, Diyarbakır’ın Lice’ye bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrası Cemaltepe Mevkiinde patlama sonucu olay yerinde ölmesiyle ilgili yapılan çalışmalar hakkında, Lice Kaymakamlığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile 28 Eylül tarihinde bir telefon görüşmesi yapılarak, olaydan sonra gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi alındığı kaydedildi. Olayla ilgili gelişmelerin komisyonca hassasiyetle takip edildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi: “Ne şekilde meydana gelirse gelsin, ölüm olayından haberdar olan devlet, etkin ve resmi soruşturma yapmak zorundadır. AİHS’e göre, herkesin yaşam hakkı devletin koruması altındadır.’’ Ankara / aa |
04.10.2009 |