Güncel |
14 YAŞINDAKİ CEYLAN'I KİM, NEDEN VE NASIL ÖLDÜRDÜ? |
Diyarbakır Lice İlçesi Şenlik köyüne bağlı Hambas mezrasında meydana gelen ve 14 yaşındaki Ceylan Önkol’un ölümüyle sonuçlanan olay sonrasında resmî makamların sergilediği yaklaşımı “ciddiyetsiz”le eleştiren Mazlum-Der, savcının ancak üçüncü gün helikopterle olay yerine gitmesi ve iddiaya göre köy muhtarını tehdit etmesinin etkin bir soruşturma yürütüleceği konusunda kuşku uyandırdığını bildirdi.. Genelkurmay'ın “O saatte havan topu atılmadı” açıklaması ise, “O zaman Ceylan nasıl ve neden öldü?” sorusunu gündeme getirdi. ŞÜPHELİ ÖLÜMLER ÖRTBAS EDİLMESİN
ŞIRNAK'TA görev yaptığı karakolda silahın kazayla ateş alması sonucu hayatını kaybetiği açıklanan 24 yaşındaki uzman çavuş Ahmet Solgun, doğum yeri olan Adana’da düzenlenen törenin ardından toprağa verildi. Ölen askerin annesi Fatma Solgun ile babaannesi Hatice Solgun, camideki törene gelen askerlere, “Oğlumuzu 2 ayda yediniz, gelmeyin” diye tepki gösterdi. Cizre İlçesi’ne bağlı Düzova Köyü’ndeki Jandarma Karakol Komutanlığı’nda, 30 Eylül gecesi 1 jandarma onbaşının da ağır yaralandığı olayda hayatını kaybeden uzman çavuş Ahmet Solgun’un cenazesi, Adana Asker Hastanesi’nden alınarak Sabancı Merkez Camii’ne götürüldü. Törene Adana Vali Yardımcısı İbrahim Avcı, Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Mehmet Özer Güneş, askeri yetkililer ile yaklaşık bin kişi katıldı. Tören için gelen Solgun’un yakınları, gözyaşlarına boğuldu. 4 çocuk annesi Fatma Solgun, törende yakınlarının desteğiyle ayakta durabildi. Cenazenin getirilmesini beklerken ağıt yakan anne Solgun, törene gelen askerlere tepki gösterdi. Acılı anne, ağıtlar yakarak şöyle konuştu: ”Doğu’ya gönderdim, iki ayda yediniz oğlumu. Gidin, gelmeyin buraya. Ben oğlumu size nasıl verdiysem öyle istiyorum. Koç gibi delikanlım gitti. Telefon açtık, ‘Beni sıkıştırıyorlar, beni kurtarın’ dedi. 2 ay bile Doğu’da duramadan gitti yavrum. Oğlum çatışmada ölseydi başım gözüm üstüne derdim. Kaza süsü verdiler. Yanlış neyse düzeltilsin. Gerçekler ortaya çıkarılsın istiyorum. Seni sağ beklerken cansız bedenin geldi. Bu acıya nasıl dayanacağım.” Askerin babaannesi Hatice Solgun da, ağıt yakarken törendeki askerlere bağırarak yanlarına gitmek istedi. Yakınları tarafından güçlükle engellenen babaanne, “Ölmeden 2 saat önce telefon açtı, 2 saat sonra vurmuşlar. Oğlum söz verdiydi sizi koruyacaktı, ne oldu torunuma. Gelmeyin, gidin” diye bağırdı. Ablası Latife Solgun da, “Güçlü olacağım, ağlamayacağım. Ayakta duracağım. Kardeşimi ayakta karşılayacağım” dedi. 1 yıldır Mardin’de hemşirelik yapan nişanlısı Serap Aşar da, “Ahmet’im, beni bırakıp nereye gittin? Bayramda düğünümüzü yapacaktık” diye gözyaşı döktü. Cenazenin tören alanına gelmesiyle birlikte, ağıtlar daha da yükseldi. Tabuta dokunmak isteyen Solgun’un yakınları izdihama neden oldu. Ahmet Solgun’un cenazesi, törenin ardından Kabasakal Mezarlığı’ndaki şehitlikte toprağa verildi. Adana-Ankara
Ya görev ihmali, ya da delil karartma
MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, Diyarbakır’ın Lice İlçesine bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrasında, Ceylan Önkol isimli küçük kız çocuğunun ölümüyle sonuçlanan olay sonrasında resmi makamların yaklaşımlarının, masum bir çocuğun hayatının kaybı karşısında olmaması gerektiği kadar ciddiyetsizlikler içermesinin, olayın kapatılmak istendiği izlenimi uyandırdığını kaydetti. Ünsal, Ceylan’nın sadece karın bölgesinde tahribat olmasının, kol ve bacaklarının sağlam olması ayrıca olayın olduğu yerde patlamadan mütevellit bir çukur açılmamış olmasının, olayın yerde bulunmuş bir bombanın oynanması veya bir mayının patlaması sebebiyle değil, ateş açılması sonucu olduğu şeklindeki intibaları güçlendirdiğini kaydetti. Açıldığı tahmin edilen ateşin, olay yerine kuş uçuşu 3 km mesafedeki Tapantepe Karakolu’ndan veya daha yakındaki civar tepelerden olma ihtimalinin bulunduğunu ifade eden MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal, çaklamasında şunları kaydetti: “Lice Cumhuriyet Savcısı, olay günü güvenlik gerekçesini ileri sürerek olay mahalline gitmemiştir. Merhume’nin yakılarının beyanlarına göre Cumhuriyet Savcısı olayın meydana geldiği gün müdahale etmekte de isteksiz davranmış ve ölüm olayının meydana gelmesinden yaklaşık 7 saat sonra otopsi yapılmak üzere yakınlarda bulunan Abalı Karakolu’na götürülen cesedin başına kendi yerine bir imamı göndermek istemiş ama tepkiler üzerine otopsiye adeta zorla girmiştir. Bu lakaydi davranışları insan hayatının ciddiye alınmamasından kaynaklı bir görev ihmali ya da delil karartma kuşkularını uyandırmaktadır.” Ünsal, MAZLUMDER olarak, bir an önce olayın aydınlatılmasını ve failin kim olursa olsun cezalandırılmasının hukuk devletinin gereği olduğuna inandığını kaydetti.
Ceylan, Meclis gündeminde
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Diyarbakır’ın Lice İlçesine bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrasında, kız çocuğunun patlama sonucu olay yerinde öldüğü iddiasıyla ilgili gelişmeleri yakından takip ediyor. İnsan Hakları Komisyonundan yapılan yazılı açıklamada, Komisyon Başkanlığınca; Önkol’un, Diyarbakır’ın Lice’ye bağlı Şenlik Köyü Paşaçiya Mezrası Cemaltepe Mevkiinde patlama sonucu olay yerinde ölmesiyle ilgili yapılan çalışmalar hakkında, Lice Kaymakamlığı ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ile 28 Eylül tarihinde bir telefon görüşmesi yapılarak, olaydan sonra gerçekleştirilen çalışmalar hakkında bilgi alındığı kaydedildi. Olayla ilgili gelişmelerin komisyonca hassasiyetle takip edildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi: “Ne şekilde meydana gelirse gelsin, ölüm olayından haberdar olan devlet, etkin ve resmi soruşturma yapmak zorundadır. AİHS’e göre, herkesin yaşam hakkı devletin koruması altındadır.’’ Ankara / aa |
04.10.2009 |
Ortak ATM’de tuzağa dikkat |
Ortak ATM uygulamasına geçilmesiyle birlikte, bankacılık sektörü ‘paradan para kazanma’ yolunda yeni bir kazanç kapısı daha açtı. Bankalar para çekmeden en az 3 lira ek ücret alırken, bakiye sorgulama bile paralı oldu. ORTAK ATM uygulamasına geçilmesiyle birlikte, bankacılık sektörü ‘paradan para kazanma’ yolunda yeni bir kazanç kapısı daha açtı. Bankalar, ‘Ortak ATM’lerden para çekenden 3 lira ücret alırken, bakiye sorgulama bile paralı oldu. Türkiye’de ATM hizmeti veren bütün bankalar, 1 Ekim tarihi itibariyle “Ortak ATM” uygulamasını başlatarak, Avrupa’da bir ilke imza attı. 1 EKİM’DE BAŞLADI ATM hizmeti veren tüm bankaları kapsayan ‘Ortak ATM Sistemi’ 1 Ekim’de başladı. Sistemin şu andaki eksiği ise bankaların bu işlem karşılığında alacağı ücretlerin birbirinden farklı olmasında görülüyor. Tüketici hangi bankaya ait olursa olsun en yakın ATM’den para çekebilecek. Ancak hesap bakiyesi sorma bile ücrete tabi olunca tartışma yaşanmaya başlandı. İstanbul / YENİ ASYA |
04.10.2009 |
SAİD NURSî’SİZ VE NAZIM HİKMET’SİZ TÜRKİYE EKSİK KALIR |
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bitlisli Said Nursî’siz bir Türkiye’nin maneviyatının noksan kalacağını söyledi. AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin 3. Olağan Büyük Kongresi’nin yapıldığı ASKİ Spor Salonu’nda partililere seslendi. Erdoğan, büyük Türkiye’de herkese yer olduğunu belirterek, “Büyük Türkiye’de insanımızın yüreği geniş, ufku geniş, vizyonu büyüktür’’ dedi. Partilerinin kurulduğu günden beri yeni bir slogan belirlediğini ifaden Başbakan Erduğan, şöyle devam etti: “Biz birlikte Türkiye’yiz. Biz bu toprakları omuz omuza savunduk. Biz şehitlerimizle Türkiye’yiz, ortak kaderimiz ile Türkiye’yiz. Ortak geleceğimiz ile Türkiye’yiz. 72 milyon vatandaşın her biri bu ülkenin aslı unsurudur... Her biri birinci sınıf vatandaştır. Yunus’a, Hacı Bektaş’a, Hacı Bayram Veli’ye, Pir Sultan’a Ahmet Kaya’ya Sebahat Akkiraz’a Nazım Hikmet’siz bir Türkiye’de eksik kalır. Seversiniz sevmezseniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz, görüşlerini kabl edersiniz etmezsiniz... Ahmet Hani’siz, Bitlisli Said Nursî’siz bir Türkiye’nin maneviyatı noksan kalır. Biz bu adabı terbiyeyi ‘Yaratılanı severiz Yaratan’dan ötürü’ diyen Yunus’tan aldık. Bu ülkenin hamurunda ötekileştirmek yoktur... Bu topraklar Anadolu’dur, anaçtır. Bu topraklar herkese merhametle kolunu açar. Bu topraklarda kimsenin diğerini yok sayma durumu olamaz. Biz binlerce yıldır bu toprakta birlikte yaşamayı benimsiyoruz. 780 bin kilometrekarenin tamamı bizim için aynı statüde vatandır. Unutlamayalım ki mutlak özgürlük herkesin emniyette olması ile mümkündür... Bugüne kadar dinsel, etnik ayrım yapmadık yapmayacağız...” Ankara / YENİ ASYA |
04.10.2009 |
Karabağ’daki işgal sona ermeli |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, ‘’Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne çok önem veriyoruz ve işgal altındaki topraklarındaki işgalin bir an önce sona ermesi gerektiğine de çok inanıyoruz. Bunun için de artık zamanın geldiğine inanıyoruz’’ dedi. 9. Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi Nahçıvan’da başladı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in ev sahipliği yaptığı zirve toplantısına Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yanı sıra Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Kurmanbek Bakiyev ve Türkmenistan Devlet Başkanı Yardımcısı Hıdır Saparliyev katıldı. Cumhurbaşkanı Gül, zirve toplantısında yaptığı konuşmada, Türk dış politikasına değindi. Türkiye’nin bölgesinde bir barış ve istikrar unsuru olmayı hedeflediğini belirten Cumhurbaşkanı Gül, bölgedeki ülkelerle yapıcı ilişkiler içinde bulunmaya yönelik yaklaşımı sayesinde Türkiye’nin, son 7 yılda komşularıyla sorunlarını çözüm yoluna koyduğunu, ilişkileri iyi noktaya getirdiğini dile getirdi. Türkiye’nin bölgesinde izlediği yapıcı ve barışçı politikanın sadece bölgeye değil aynı zamanda küresel barışa da hizmet ettiğine inandığını kaydeden Gül, şöyle devam etti: ‘’Biz bu anlayışla hareket ederek ülkemizi doğrudan ya da dolaylı etkileyen tüm sorunların çözümüne aktif ve yapıcı şekilde katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Pasif iyi komşuluk ilişkisinden aktif dostluk ve işbirliği ilişkisine geçmeyi hedefliyoruz. Bunun bölge ve dünya barışına yaptığı katkı, doğulu ve batılı bütün dostlarımız tarafından da takdir edilmektedir. Komşumuz Yunanistan ile devam eden diyalog süreci bu durumun çok müşahhas örneğidir. Keza, son dönemde hız kazanan komşumuz Ermenistan ile ilişkilerimizi normalleştirmeye yönelik gayretlerimiz iyi niyetimizi bütün dünyaya göstermektedir. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ihtilâf başta olmak üzere Güney Kafkasya’daki diğer ihtilâfların da bölge ülkelerinin toprak bütünlüklerinin korunması temelinde kalıcı çözüme kavuşmasının zamanı gelmiştir. Özellikle Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne çok önem veriyoruz ve Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarındaki işgalin bir an önce sona ermesi gerektiğine de çok inanıyoruz. Bunun için de artık zamanın geldiğine inanıyoruz. Arzu ediyoruz ki, Karabağ sorunu diyalog yoluyla, konuşarak, diplomasiyle çözülür ve bu şekilde bütün Kafkaslar’da barış hakim olur. Ama bunun şüphesiz ki adımı da işgalin sona ermesiyle gerçekleşecektir.’’ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘’Ermeni diasporasının uzaklarda durup bölgenin problemlerinin çözülmesine engel olmamaları lâzım. Eğer Ermenistan’ın geleceğini düşünüyorlarsa işbirliğine destek vermelidirler’’ dedi. Devlet Başkanları Zirvesinde katılımcı devletler arasında işbirliğinin kurumsallaşmasını öngören Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi kurulmasına dair Nahçıvan Anlaşması imzalandı. Nahçıvan / aa
ALİYEV: ERMENİSTAN İLE MÜZAKERELERDE SON AŞAMAYA GELİNDİ
Zİrve konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Azerbaycan’ın Ermenistan ile ilişkilerine değindi Aliyev, ‘’Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki müzakere sürecinde son aşamaya gelindi. Görüşmeler, sorunun toprak bütünlüğü esasında çözümünü sağlayacak’’ dedi. Ermenistan’ın uluslar arası yaptırımlara rağmen Dağlık Karabağ toprağını işgal altında tuttuğunu anlatan Aliyev, Azerbaycan’ın temel politikasının, sorunun yalnızca toprak bütünlüğü esasında çözülmesi olduğunu vurguladı. Aliyev, ‘’Dağlık Karabağ sorunu bütün bölgede oluşturulabilecek işbirliği önünde engel teşkil ediyor. Bölgede çok büyük imkânlar var. Sorunun çözümü halinde bütün yollar ve iletişim hatları açılabilecektir. Ancak, Azeri topraklarındaki işgal sona ermeden Ermenistan ile Azerbaycan arasında işbirliği hiçbir zaman mümkün değildir’’ diye konuştu.
İMZA AÇIKLAMASI YARIN
Türkİye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik protokollerin imza tarihiyle ilgili resmî açıklama, yarın İsviçre’nin Bern şehrinde yapılacak. Edinilen bilgiye göre, iki ülke arasındaki protokollerin imza tarihi, yarın Türkiye ve Ermenistan tarafından yapılacak yazılı açıklamayla duyurulacak. Protokollerin 10 Ekimde imzalanması bekleniyor, ancak bu konuda henüz resmî bilgi bulunmuyor. Protokollerin, İsviçre’nin Zürih şehrinde yapılması öngörülen imza törenine, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan’ın katılması bekleniyor. Ankara / aa |
04.10.2009 |
BAĞIŞ: BANA KALSA RUHBAN OKULU SORUNU ÇÖZÜLÜRDÜ |
FRANSIZ La Croix gazetesine mülakat veren Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 1971’de kapatılan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasıyla ilgili bir soru üzerine “Bana bağlı bir konu olsaydı çoktan çözümlenmiş olurdu” dedi. Hükümetin, ruhban okulunun açılması konusundaki yasal incelemeleri sürdürdüğünü belirten Bağış, Yunanistan’daki Müslüman azınlığın durumu sebebiyle ruhban okulunun açılmasının Türkiye’de oldukça hassas bir konu olduğuna dikkat çekti. Başmüzakereci Bağış, “Bunlar, Yunan hükümetinin çözmesi gereken sorunlardır. Mütekabiliyetten söz etmiyorum. Ancak Yunan hükümetinin atacağı adımlar bize yardımcı olacaktır.” dedi. Fransa’nın Türkiye’nin üyeliği konusunu referanduma götürme planının sorulması üzerine Bağış, “Bu görüş açısını kabul ediyorum. İstenmeyeceğim bir Birliğin üyesi olmak istemem” cevabını verdi. Paris / cihan |
04.10.2009 |
BALIKLAR ÖLDÜ, SUÇLU ARANIYOR |
Güzelhİsar Çayı’ndaki toplu balık ölümleri dolayısıyla İzmir Çevre ve Orman Müdürlüğü, Tarım İlçe Müdürlüğü, Sahil Güvenlik, zabıta ve emniyet ekipleri bölgede faaliyet gösteren kâğıt fabrikasında gece yarısı denetim yaparak fabrika atıklarından numune aldı. İzmir Çevre ve Orman Müdür Vekili Işın Özdemir firmayı denetlemek için geldiklerini belirterek, ‘’Fabrika atıklarından aldığımız numunelerin sonuçları ile Güzelhisar Çayı’ndaki kirliliğin ve balık ölümlerinin nedeni ortaya çıkacaktır. Yapılanan incelemenin ardından ortaya çıkan sonuç kamuoyu ile paylaşılacak’’ dedi. Denetim sırasında basın mensupları fabrikaya alınmazken çıkışta açıklama yapan Aliağa Belediye Başkanı Ömer Turgut Oğuz, Güzelhisar Çayı’nda yaşanan toplu balık ölümlerinin katliâma dönüştüğünü söyledi. Oğuz, ‘’Gördüğümüz manzara resmen bir katliâm. Bu normal bir kirlilik değil. Ufak çapta çaya boşaltılan bir atık kirliliğine benzemiyor. Bunu yapanların en ağır bir şekilde cezalandırılacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın. Güzelhisar Çayı’nda ekolojik dengeyi bozacak ve toplu balık ölümlerine sebep verecek kirliliğin ne olduğunu biz de merak ediyoruz’’ diye konuştu. Toplu balık ölümlerinin 10 Eylül tarihinden bu yana aralıklarla devam ettiği öğrenildi. Aliağa / aa |
04.10.2009 |
İki hakimin ataması iptal edildi |
Adlİ yargı yaz kararnamesi kapsamında atamaları yapılan iki hakimin atamaları iptal edildi. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığının 21 Temmuz 2009 tarihinde kararname ile atamaları yapılan adlî yargı hakimlerinden bazılarının atamalarının iptali ile başka yere atanmalarına ilişkin kararı Resmî Gazete’de yayımlandı. Buna göre, İstanbul Hakimliğinden Bakırköy Hakimliğine atanan Hazal Zengingül ile İstanbul Hakimliğinden Tuzla Hakimliğine atanan Mehmet Demirel’in atamaları iptal edildi; Demirel Büyükçekmece Hakimliğine atandı. Ankara / aa |
04.10.2009 |
Askerî araç devrildi: 1 şehit, 8 yaralı |
Sİvas’ta askeri aracın devrilmesi sonucu 1 asker şehit oldu, 8 asker yaralandı. Görevden dönen İl Jandarma Komutanlığına bağlı askerleri taşıyan araç, Sivas-Ankara kara yolu üzerinde bulunan Sivasspor Tesisleri karşısında, yolun ortasındaki refüje çarptıktan sonra devrildi. Kazada, Malatya nüfusuna kayıtlı er Şükrü Ulutaş (20) şehit oldu, 8 asker yaralandı. Yaralı askerler ambulanslarla Numune Hastanesi ile Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine kaldırıldı. Garnizon Komutanı Tuğgeneral Muammer Bayram ile Jandarma Komutanı Kıdemli Kurmay Albay Murat Aslan kaza yerinde incelemelerde bulundu. Sivas / aa |
04.10.2009 |
Kamyonet, TIR ile çarpıştı: 4 ölü |
ÇankIrI’da meydana gelen trafik kazasında 4 kişi öldü, 1 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Çankırı’nın Kurşunlu ilçesinden Ilgaz ilçesine giden, sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 34 VK 8452 plakalı kamyonet, TOKİ konutları yakınında karşı yönden gelen Kayhan B.(50) idaresindeki 81 BG 686 plakalı TIR’la çarpıştı. Kazada TIR’ın ikinci şoförü Ziya Atasever (54) ile kamyonette bulunan kimlikleri henüz tesbit edilemeyen 3 kişi öldü. Yaralanan TIR şoförü Kayhan B, Çankırı Devlet Hastanesine kaldırıldı. Çankırı / aa |
04.10.2009 |
Başakşehir ve Sultangazi’ye Salı günü 16 saat su yok |
İstanbul’un Başakşehir ve Sultangazi ilçelerinde bazı semtlerde, 6 Ekim Salı günü 16 saat su kesintisi uygulanacak. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresinden (İSKİ) yapılan açıklamada, ‘’Otogar-Bağcılar raylı toplu taşıma sistemi’’ işi kapsamında Fatih Sultan Mehmet Han-Başakşehir Ana İsale Hattı’nda deplase bağlantı çalışması yapılacağı bildirildi. Bu çalışma çerçevesinde, 6 Ekim Salı günü 08.00-24.00 saatleri arasında Başakşehir’in İkitelli Organize Sanayi bölgesinin tamamına, Başakşehir 1, 2, 4 ve 5. etaplarına, Deprem ve Oyak konutlarına, Sultangazi’nin Malkoçoğlu, İsmetpaşa, Cebeci, Habipler, Yayla ve Pirinçci mahalleleri ile Fenertepe askeri bölgesine su verilemeyeceği belirtildi. İstanbul / aa |
04.10.2009 |
“Anafor” dâvâsında 29 kişiye tahliye kararı |
İzmİr’de organize suç örgütüne yönelik “Anafor” operasyonu kapsamında 43’ü tutuklu 176 sanığın yargılandığı dâvânın 28 Eylülde başlayan ilk duruşması tamamlandı. Tutuklu sanıklardan 29’unun tahliyesine karar verildi. İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki oturumun son bölümünde avukatlar, tahliye taleplerini mahkeme heyetine iletti. Duruşma sonunda mahkeme heyeti eski Göztepe Kulübü Başkanı Mustafa Kocaoğlu, emekli polis müdürü Haluk Ercan’ın da aralarında bulunduğu 29 sanığın tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi. Yayın yasağı talebini ise mahkeme heyeti, davanın geldiği aşamada yayın yasağının öneminin bulunmayacağı kanaatine vararak reddetti. Duruşma 26-29 Ocak 2010 tarihine bırakıldı. İzmir / aa |
04.10.2009 |
Organ ticaretine 7 tutuklama |
Antalya polisinin 6 ilde düzenlediği operasyonda, suç örgütü oluşturarak organ ticaretine aracılık yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 9 zanlıdan 7’si tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Antalya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından Antalya, İstanbul, Tekirdağ, Çanakkale, Afyonkarahisar ve Eskişehir’de düzenlenen operasyonla organ ticareti yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan zanlıların adliyedeki işlemleri tamamlandı. Zanlılardan suç örgütünün lideri olduğu öne sürülen Mehmet G ile Halil Ö, Mehmet Y, İsmail G, Ahmet Ö, Halil İbrahim T, ve Hasan T. nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı. Zanlılardan A. Ö. ve M. D. savcılık tarafından serbest bırakıldı. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Malî Büro Amirliği ekiplerinin, son dört aydır etik kurul onayı alınarak bir üniversite hastanesi ve özel bir hastanede yapılan bazı böbrek nakillerinin, organ satışıyla gerçekleştiğini tesbit etmesi üzerine soruşturma başlatılmış ve 6 ilde 39 noktaya eş zamanlı operasyonlar gerçekleştirilmişti. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 9 kişi, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ve “Doku ve organ ticareti yakmak” suçlamalarıyla adliyeye sevk edilmişti. Ankara / aa |
04.10.2009 |
Ülkeyi kana bulayacaklardı |
İstanbul ve 4 ayrı ilde düzenlenen operasyonlarda yakalanan örgüt üyesi ve örgütle irtibatlı 17 kişinin, ‘’sansasyonel eylem’’ hazırlığı içinde oldukları bildirildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünden yapılan açıklamada, İstihbarat Şube Müdürlüğü ile koordineli olarak, İstanbul, Ankara, Aydın, Denizli ve Diyarbakır’da sol bir terör örgütüne yönelik operasyon başlatıldığı belirtildi. Operasyonlarda, örgüt üyesi ve örgütle irtibatlı olduğu belirlenen 17 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi. Gözaltına alınan kişilerin üstlerinde ve kaldıkları yerlerde yapılan aramalarda, bol miktarda dijital malzeme, örgütsel doküman ve yayın ele geçirildiği bildirildi. Ele geçirilen örgütsel malzeme ve yayınların incelenmesi sonucu sol örgütün, ‘’lüks araçların benzin dökülüp yakılması, İstanbul ve İzmir’de lüks yatların yakılarak ‘demokratik açılım’ sürecinin sabote edilmesi, ulusal bir yayın kuruluşunun kamyonlarının ve depolarının yakılması, uçak kaçırma ve eski bir siyasi parti başkanı ile iş adamlarına yönelik suikast düzenlemek gibi sansasyonel eylem hazırlığı’’ içinde olduklarının anlaşıldığı açıklandı.‘’Devrimci Karargah’’ örgütü üyesi oldukları bildirilen 17 kişi, şubedeki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine sevk edildi. İstanbul / aa |
04.10.2009 |
Indermit Gill: Yoksulluk, Türkiye’de de artacak |
Dünya Bankası Başekonomisti Indermit Gill, yoksulluğun her yerde artacağını belirterek, ‘’Aynı şey Rusya ve Türkiye’yi de etkileyecek. Türkiye’de işsizlik iki katına çıkmış durumda...’’ dedi. IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında düzenlenen ‘’Avrupa ve Orta Asya Ekonomik Güncelleştirmesi’’ konulu basın toplantısında konuşan Gill, kriz tam bitiyor diye düşünmediklerini, Avrupa ve Orta Asya bölgesinde toparlanmanın prematüre durumda olduğunu söyledi. Bölgede 350 milyardan fazla dış borcun vadesinin geldiğine dikkati çeken Gill, 2010 yılında bütün bunların nasıl finanse edileceğinin daha belli olmadığını belirtti. Gill, şunları kaydetti: ‘’Her sene orta sınıfta büyüme vardı bu sene durum tersine dönüyor. Yoksul olan insan sayısı 15 milyona çıkacak. Bu bölgede 145 milyon fakir insan var. Yoksulluk her yerde artacak aynı şey Rusya ve Türkiye’yi de etkileyecek. Orta sınıf da yoksulluktan etkileniyor. İşsizlik her yerde yükselmiş durumda. En fazla Baltık ülkeleri, Türkiye, Ukrayna’da... Türkiye’de işsizlik iki katına çıkmış durumda...’’ İstanbul / aa |
04.10.2009 |
"Avşar’ın sözleri, eleştirme özgürlüğü'' |
SANATÇI Hülya Avşar hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararının, sözlerinin ‘’düşünce açıklamak ve eleştiri getirme özgürlüğü’’ kapsamında kaldığı gerekçesiyle verildiği öğrenildi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, bir röportajında, ‘’demokratik açılım çalışmalarıyla ilgili sözleri’’ sebebiyle Avşar hakkında açtığı soruşturma tamamlandı. Alınan bilgiye göre, soruşturmayı yürüten Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ali Çakır, takipsizlik kararının gerekçesinde şu hususlara yer verdi: ‘’Şüphelinin alınan ifadesinde ortaya koyduğu öngörüleri ve samimi tavrının tarihsel gerçeklerle ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasal hükümleriyle çelişmediği, güncel bir konunun düşünce özgürlüğü kapsamında ele alınarak görüş ve düşüncesini açıkladığı sonucuna varıldığı, demokratik ülkelerde basının denetim, uyarma, eleştirme ve gerçekleri açıklama hürriyetini kullanırken düşüncelerin sert bir üslupla açıklanabileceği gibi, alışılmışın dışında yayın yapılabileceğinin AİHS hükümleri ile AİHM kararlarında güvence altına alındığı, anılan nedenlerden ötürü şüphelinin kabul gören savunması ile söyleşide ele alınan konular bir bütün olarak değerlendirildiğinde, düşünce açıklamak ve eleştiri getirme özgürlüğü kapsamında kaldığının anlaşılması ile atılı suçun yasal ve hukuki unsurlarının oluşmadığı yönünde vicdani kanaat oluşmakla, şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.’’ İstanbul / aa |
04.10.2009 |
Askerî birlikte yine silâh kazası: 1 şehit |
ŞIRNAK'TA askeri birlikte meydana gelen silah kazası sonucu 1 asker şehit oldu, 1 asker yaralandı. Şırnak Valiliğinden yapılan açıklamada, merkez Görmeç ve Güneyce köyleri arasındaki bölgede konuşlu askeri birlikte, silah kazası meydana geldiği belirtildi. Kaza sonucu kimlikleri açıklanmayan 1 piyade erin şehit olduğu, 1 piyade erin de yaralandığı bildirildi. Yaralı askerin Şırnak Asker Hastanesinde tedavi altına alındığı, olayla ilgili olarak askeri savcının talimatı ile Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma başlattığı kaydedildi. Şırnak / aa |
04.10.2009 |
Elektrik zammına dâvâ |
TÜKETİCİ Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, elektriğe yapılan zammın iptali talebiyle yargıya başvurduklarını bildirdi. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), TÜDEF ve Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM) üyeleri, elektrik zammını protesto etmek için Yüksel Caddesi’nde toplandı. “Elektrik zammına hayır”, “Enerji yaşamdır, sermayenin kar hırsına teslim edilemez”, “Elektrik zamları enerji politikalarının iflasıdır” yazılı dövizler taşıyan gruptakiler, “Zam, zam, ucuzluk ne zaman?”sloganı attı. TÜDEF Genel Başkanı Ali Çetin, 2 yıllık dönemde asgari ücrete yüzde 30.4 oranında, elektriğe de yüzde 70’i aşan oranda zam yapıldığını savunarak, “Asgari ücretli bir aile, gelirinin yüzde 11.4’ünü elektrik faturasına aktarmak zorunda kalmaktadır” dedi. Çetin, şunları kaydetti: “Meslek örgütleri, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri olarak elektrikte fahiş fiyatların artık katlanamaz boyutlara geldiğini belirtiyor, bu adaletsiz zamların geri alınması gerektiği konusunda hükümeti uyarıyoruz. Elektriğe yapılan zammının iptali istemiyle dün TÜDEF tarafından yargıya başvurulmuştur. Ancak 2008 yılında yapılan zamma ilişkin yine TÜDEF tarafından açılmış olan dava henüz sonuçlanmadığı gibi yürütmeyi durdurma konusunda da karar verilmemiştir. Zamlara karşı mücadelenin yalnızca yargı yoluyla sağlanamayacağı açıktır. Bu nedenle tüketicileri zamlara karşı tepkilerini ortaya koymaya davet ediyoruz.” Ankara / aa |
04.10.2009 |
Üniversite için ikinci şans |
ÜNİVERSİTELERDEKİ boş kontenjanlara yapılacak ek yerleştirme için başvurular 5 Ekim Pazartesi (yarın) günü başlayacak. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), ÖSS merkezi yerleştirme ve kayıtlar sonucunda boş kalan kontenjanlar ile üniversitelere yeni tahsis edilen kontenjanlara ek yerleştirme yapacak. Adaylar, ek yerleştirme için hazırlanan kılavuza, ÖSYM’nin ‘’www.osym.gov.tr’’ internet adresinden ulaşabilecek. Kılavuz ayrıca Pazartesi gününden itibaren sınav merkezlerinden de alınabilecek. Ek yerleştirmeye başvurabilmek için 2009 ÖSS’ye başvurmuş olmak gerekiyor. Ek yerleştirmeye, merkezi yerleştirmede bir yükseköğretim programına yerleştirilmiş olan adaylar (Açıköğretim Fakültesinin kontenjansız programlarına yerleşenler hariç) başvuramayacaklar. Ek yerleştirmede tercih yapabilmek için hiçbir yere yerleştirilmemiş veya Açıköğretim Fakültesinin kontenjansız programlarına yerleştirilmiş olmak gerekiyor. 2009’da özel yetenek sınavı ile bir yükseköğretim programına yerleştirilmiş olan adaylar da ek yerleştirmeye başvurabilecek. 2009-ÖSS’ye girmeyerek sadece sınavsız geçiş için başvuran, 2009-ÖSYS’de sınava girmek için başvurduğu halde sınava girmeyen veya 2009-ÖSYS’de sınava girerek 145’in altında ÖSS puanı alan meslek lisesi mezunları, sadece Tablo-3A’dan kendi alanlarındaki yükseköğretim programlarını tercih edebilecekler.
161 BİN BOŞ KONTENJAN VAR Devlet ve vakıf üniversiteleri ile KKTC’deki ve yurt dışındaki üniversitelerde 50 bin 990’ı lisans, 110 bin 475’i ön lisans olmak üzere toplam boş kontenjan sayısı 161 bin 465 olarak belirlendi. Devlet üniversitelerinin lisans programlarında 23 bin 409, ön lisans programlarında 83 bin 481 olmak üzere toplam 106 bin 890 boş kontenjan mevcut. vakıf üniversitelerinde 14 bin 651 lisans, 25 bin 388 ön lisans; KKTC’deki üniversitelerde 12 bin 234 lisans, bin 474 ön lisans; yurt dışındaki üniversitelerde de 696 lisans, 132 ön lisans program boş bulunuyor. Ek yerleştirme ile üniversitelere girmeye hak kazanan adaylar 19-21 Ekimde kayıt yaptıracak. Ankara /aa |
04.10.2009 |
Aşıların güvenliği ‘soğuk zincir’e bağlı |
SAĞLIK Bakanlığı tarafından temin edilen aşıların korunması için soğuk zincirin bozulmaması gerektiği bildirildi. Samsun’da ise bu güvenlik, özel depolarda iki jeneratörle sağlanıyor. Samsun İl Sağlık Müdür Yardımcısı, Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Erdinç Özoğlu, yaptığı açıklamada, Bakanlığın, özellikle 0 yaşındaki bebeklere güvenli aşı temin etmekle yükümlü olduğuna işaret etti. Bakanlığın bugün dünyada hangi aşılar kullanılıyorsa temin ederek, Türkiye’de uyguladığını söyleyen Özoğlu, son derece kaliteli aşıların vatandaşlara ücretsiz yapıldığını belirtti. Geçmiş yıllarda yapılmayan ve piyasa fiyatı 110 TL olan pnömokok aşısının da artık ücretsiz yapıldığını kaydeden Özoğlu, aşıların güvenliğinde önemli olanın ‘’soğuk zincirin’’ bozulmaması olduğunu vurguladı. Soğuk zincir bozulduğunda aşıların muhakkak imha edilmesi gerektiğinin altını çizen Özoğlu, İl Sağlık Müdürlüğü olarak bu konuda çok titiz çalıştıklarını ifade etti. Samsun / aa |
04.10.2009 |
İlk matbaacılık lisesi kapatılıyor |
TÜRKİYE’NİN ilk matbaacılık okulu İbrahim Müteferrika Matbaacılık Meslek Lisesi, ani bir kararla kapatılıyor. İki yıl içerisinde kademeli olarak boşaltılması karar alınan okul, 10. ve 11. sınıfları mezun ederek tahliye edilecekti. Zaman’dan Burak Kılıç’ın haberine göre Millî Eğitim ile Kültür bakanlıklarından okulların açılmasına birkaç gün kala çıkan ani karar, hem öğrenci ve velileri hem de öğretmenleri şoke etti. Meslek liselerine yönelik büyük bir atılımın başlatıldığı dönemde, matbaacılık sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılayan kurumun apar topar kapatılması tepkiyle karşılandı. Ani kapatma ve okulun boşaltılması kararına karşı dâvâ açan veliler ise duruma tepkili. 1946’da kurulan lise, Türkiye’deki iki matbaacılık okulundan biriydi. İstanbul / Yeni Asya |
04.10.2009 |
Yetiştirme yurdu yangını 'kibrit oyunu'ndan çıkmış |
SAKARYA’NIN Adapazarı ilçesinde 4,5 ay önce kız yetiştirme yurdunda çıkan ve 2 kızın ölümüyle sonuçlanan yangını çıkardıkları iddiasıyla yurtta kalan 2 kız tutuklandı. Alınan bilgiye göre, Hızırtepe Mahallesi’nde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna (SHÇEK) bağlı Murat Soğancıoğlu Kız Yetiştirme Yurdu’nun çatı katında 17 Mayısta çıkan ve yurtta kalan 17 yaşındaki Mine Gün ve 14 yaşındaki Fatma Karaoğlu’nun ölümüne sebep olan yangını çıkardıkları iddiasıyla, aynı yurtta kalan S.T (16) ve C.U (17) tutuklandı. Yangının ardından yurttaki arkadaşlarıyla birlikte Arifiye ilçesindeki Şefkat Çocuk Yuvası’na yerleştirilen S.T ve C.U’nun görevlilere yangını kendilerinin çıkardıklarını söyledikleri öğrenildi. Yurt görevlilerinin durumu soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısına bildirmesi üzerine, S.T ve C.U, savcıya ifade verdi. İki kız çocuğunun, ifadelerinde, çatı katındaki odada ‘’kibrit yakma oyunu’’ oynadıkları sırada yanan kibritin yatağı tutuşturduğunu, korkudan kaçtıklarını ve arkadaşlarının ölümüne neden oldukları için pişman olduklarını söyledikleri öğrenildi. S.T ve C.U çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak Ferizli Cezaevine konuldu. Sakarya / aa |
04.10.2009 |
Hastanelerde muayene katılım payı kargaşası |
HASTANELERDE hastalardan alınan muayene katılım paylarında büyük bir kargaşa yaşanıyor. Danıştay’ın katılım paylarını 3 - 4 - 6 - 10 liradan 2 liraya düşürmesinin ardından Sosyal Güvenlik Kurumu sistemlerini yenilemedi. Bu nedenle Haziran ayından itibaren hastanelere giden hastalara eczanelerdeki Medula’da muayene katılım payları çıkmadı. Son 4 aydır biriken katılım ücretleri önceki günden itibaren ilaç almak için eczanelere başvuran vatandaşların karşısına çıktı. Ankara’da bir hastadan 114 lira katılım ücreti istendi. 1 Ekim 2009 itibariyle zamlı olarak alınmaya başlayan katılım paylarında geriye dönük tahsilat başladı. 4 aydır hastaneye gitse de muayene katılım ücreti istenmeyen vatandaşlardan birikmiş borçlar talep edilince hastalarla eczacılar karşı karşıya geldi. 1 Ekim’den sonra hastaneye gidenler ilaç yazdırdıysa sağlı ocağı için 3 lira, devlet hastaneleri için 8 lira, özel hastaneler için 15 lira ödemeye başladı. Bunun yanında Haziran ayından bu yana hastaneye gidenlerden de biriken 2 liralık eski katılım payları isteniyor. Birçok hastadan gittiği sağlık kurumuna göre ortalama 40-50 lira istenmesi vatandaşı çileden çıkarıyor. Ankara’da Emraz Eczanesi sahibi Kenan Karademir yaşanan karmaşanın kendilerine mal edildiğini ifade etti. Önceki gün itibariyle ilaç almaya gelen bir hastaya 114 lira katılım payı çıktığını söyleyen Karademir, “Hastalar biriken katılım paylarını bizim aldığımızı zannediyor. ‘Bu ne parası kardeşim. 4 ay öncesinin parası şimdi mi alınır.’ tepkisiyle karşılaşıyoruz” dedi. Karademir, “2 liraları her gidişte alsaydık vatandaşa dokunmazdı ama şimdi birikince hastalar vermekte zorlanıyor” şeklinde konuştu. Zonguldak’taki Canan Eczanesi’nde de benzer sorunlar yaşandı. Ocak ayından kalma muayene katılım payı karşılarına çıkan vatandaşlar eczacılarla tartıştı. 41 lira muayene ücretini ödemek istemeyen vatandaşlar Sosyal Güvenlik Merkezlerine akın etti. Yaşananın karmaşa olmadığını savunan Sosyal Güvenlik Kurumu yetkilileri, kayıtların yenilenmesinin ardından geçmişe dönük tahsilatın başladığına işaret ediyor. SGK’dan üst düzey bir yetkili, “2008 yılında 850 milyon lira katılım payı geliri hedeflemiştik. Buna göre ilk 5 ayda 365 milyon lira katılım payı toplanması gerekirken 130 milyon lira çıktı. Bunun üzerine bilgi işleme konuyu sorduk. Danıştay’ın kararının ardından sistemi yenilememişler. 4 ay gecikmeli olarak sistem düzeltildi. Bu arada biriken 2 liralık katılım payları eczanelerde çıkmaya başladı.” şeklinde konuştu. İlk olarak 1 Ekim 2008’de yürürlüğe giren uygulamaya göre vatandaşlar özel sağlık kuruluşlarına 10, üniversite hastanelerine 6, eğitim araştırma hastanelerine 4, devlet hastanelerine ise 3 TL katılım payı ödüyordu. Sağlık ocakları ücretsizdi. Danıştay 23 Nisan 2009 tarihinde verdiği kararla farklı oranlardaki katılım payının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek yürütmesini durdurdu. Danıştay’ın 3 - 4 - 6 - 10 lira katılım payını durdurmasının ardından Sosyal Güvenlik Kurumu 2 Haziran 2009’da tebliği yayınladı. Katılım paylarını 2 lirada eşitledi. Maliye Bakanlığı’nın 18 Eylül 2009’da yayımlanan Tedavi Uygulama Tebliği ile katılım payları yeniden belirlendi. 1 Ekim 209 tarihinden itibaren 3 lira reçete parası getirildi. Devlet ve üniversite hastanelerindeki muayenelerde 8 lira özel hastanelerde 15 lira alınmaya başlandı. Ankara / cihan |
04.10.2009 |
Deniz fenerleri halkla buluşuyor |
KIYI Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı, hazırladıkları proje kapsamında deniz fenerlerini kiraya verdiklerini belirterek, bu güne kadar 18 fenerin kiralandığını söyledi. Orakcı, yaptığı açıklamada, deniz fenerlerinin yine gemileri yönlendirme noktasında görevlerine devam ettiğini, Türkiye kıyılarındaki toplam 428 fenerini kendilerinin işlettiğini, bütün fenerlerin faal durumda olduğunu ifade etti. Salih Orakcı,’’Kiraya verdiğimiz fenerlerden bir kısmı sosyal içerikli, bir kısmı restoran içerikli, bir kısmı da ev olarak kullanılıyor. Daha doğrusu hayalinde yaşatıp etrafı kapalı olan fenerlerin içine şimdi insanlar giriyor. Toplamda 18 fenerimizi bugüne kadar kiraya verdik. Proje kapsamında halkımızı fenerlerle denizlerle buluşturduğumuz gibi aynı zamanda gelir elde ettik. Yılda yaklaşık 1 milyon TL’nin üzerinde bir gelirimiz var” diye konuştu. Çanakkale / aa |
04.10.2009 |
Evcil hayvan alırken ‘bir kez daha düşünün’ |
SEMPATİK tavırlarıyla dikkati çeken evcil hayvanların, önemli bir kısmının heves veya evdeki küçük çocukların mutlu olmasını sağlamak amacıyla sahiplenildiği, ancak bir süre sonra sokağa atıldığı bildirildi. Mersin Hayvan Dostları Derneği Başkanı Nilgün Derviş, 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Günü öncesi yaptığı açıklamada, Türkiye’deki bir çok kişinin hayvan haklarından haberdar olmadığını öne sürdü. Derneğe her gün onlarca hayvanın darp ve kaza gibi çeşitli sebeplerle getirildiğini dile getiren Derviş, ‘’Eminim ki, bizim elimize ulaşan minik dostlarımızdan daha fazlası geçirdikleri kaza sonrasında ölüyor’’ dedi. Evde bakılmaya alışan hayvanların sokağa terk edilmesi halinde travma yaşadığını dile getiren Derviş, hayvan sahibi olmak isteyenleri ‘’bir kez daha düşünmeye’’ çağırdı. Mersin/aa |
04.10.2009 |
Tokat’ta, 5 kilo esrar ele geçirildi |
TOKAT’IN Pazar ilçesinde düzenlenen operasyonda 5 kilogram esrar ele geçirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan zanlı, tutuklandı. Tokat Valiliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, ilçeye bağlı Üzümören beldesinde ikamet eden H. D’nin ektiği kenevir bitkilerinden elde ettiği esrarı satmak için müşteri aradığı tesbit etti. Polis, zanlının kullandığı aracı Tokat-Turhal karayolunun Pazar ilçesi kavşağında durdurarak, narkotik detektör köpeği ‘’Dark’’ ile yapılan aramada çuval içerisinde 5 kilogram esrar ele geçirildi. Gözaltına alınan H.D, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Tokat / aa |
04.10.2009 |
SGK, reçete takibinde |
Aİle hekimliği uygulamasıyla birlikte hizmete ulaşmanın kolaylaşmasının, tedavi ve ilâaç giderlerini arttırdığı, ancak Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), bilgisayar teknolojisinin son yeniliklerini kullanarak, suistimalleri önlediği bildirildi. SGK Adana İl Müdürü Muhammet Gerçek, yaptığı açıklamada, ‘’Sağlık hizmeti veren kuruluşların, genel sağlık sigortası kapsamında olan hastalarının provizyon, ücretlendirme ve tahakkuk işlemlerinin SGK ile entegre ve eş zamanlı olarak gerçekleştirmesini sağlayan medula sistemi sayesinde, anlaşmalı sağlık kuruluşlarını yakından takip ettiklerini’’ belirtti. Hiç kimse ve kurumu potansiyel suistimalci olarak görmediklerini ancak, takibi de çok iyi yapma zorunluluğunun bulunduğunu ifade eden Gerçek, ‘’en küçük suistimal şüphesini bile yerinde ve zamanında değerlendiriyoruz’’ dedi. Sağlık kuruluşlarının hangi hastayı muayene ettiklerini, hangi tetkiklerin yapıldığını, hangi ilâçların yazıldığını eş zamanlı görebildiklerini, ancak eczaneleri 1 Eylül 2009 tarihinden itibaren devreye giren sistemle takip etmeye başladıklarını belirten Gerçek, şunları söyledi: ’’SGK’da sadece ilgili birimlerin birinci derecedeki yetkililerinin gördüğü ve ‘iş zekâsı’ diye bilinen özel bir sayfamız var. Bu sayfada, hangi hastane, hangi tetkiki daha çok yapmış, hangi branştan hastaya daha çok bakılmış, hangi eczane ve hangi doktor daha çok hangi ilâçları yazmış sapmaları ve yüzdeleriyle birlikte görebiliyoruz. Örnek vermek gerekirse ‘x’ adlı kalp ilâcı il genelinde bir ayda bin adet satılmışsa, bunun satışının eczanelere dağılımını yüzdeleriyle görebiliyoruz. Eğer, bin ilâcın, 800 ya da 900’ünü aynı eczane satmışsa şüphe duyuyoruz. Belki bu eczane kalp hastanesi yanındadır elbette bunu da dikkate alıyoruz.’’ Aile hekimlerinin yazdıkları reçeteleri de hekimlerin ismiyle olmasa da toplu olarak görebildiklerini vurgulayan Gerçek,, ‘’Ancak, SGK Genel Başkanlığından, hangi ilâçları hangi aile hekiminin yazdığını listeletebiliyoruz. Burada yazılan ilâçların yüzdelerinde dikkat çekici bir unsur olduğunda incelemeye alıyoruz’’ diye konuştu. Bir kişinin sosyal güvencesinin bulunmasının önemine de dikkati çeken Gerçek, şöyle devam etti: ’’Artık, her doğan birey 18 yaşını dolduruncaya kadar sağlık yönünden devletin güvencesi altında. Bunun yanı sıra ücretsiz sağlık hizmeti alan binlerce yeşil kartlı var. Bunlar Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal devlet olmasının güzellikleri. Ancak, bu güzelliklere suistimallerle gölge düşürmemek için her bireyin otokontrol mekanizmasını çok iyi çalıştırmasını, gördükleri suistimaller konusunda kurumumuzu bilgilendirmesini bekliyoruz. Çünkü, haksız yere ödenen her kuruşta tüyü bitmemiş yetimlerin, her vatandaşımızın hakkı olduğu unutulmamalı.’’ Ankara / aa |
04.10.2009 |
KAYSERİ SUCUĞU GUİNNESS’E ADAY |
Kayserİ’de düzenlenen 1. Uluslararası Pastırma, Sucuk ve Mantı (PASUMA) Festivali kapsamında Guinness Rekorlar Kitabı için rekor denemesi yapılacak. Alınan göre, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Ticaret Odası tarafından pastırma, sucuk ve mantı gibi Kayseri değerlerinin tanıtımı için düzenlenen festival, bir de rekor denemesine ev sahipliği yapacak. Önceki gün kortej yürüyüşü ile başlayan festival faaliyetleri kapsamında, yarın Kayseri sucuğunun ‘’Dünyanın en ağır sucuğu’’ olarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmesi için deneme yapılacak. Bin 313 kilo ağırlığındaki sucuk ile Almanya’ya ait olan ‘’Dünyanın en ağır sucuğu’’ rekorunun kırılması için bin 314 kilodan daha fazla ağırlıkta sucuk üretiliyor. Yapımını Kayseri Ticaret Odası Başkanı Hasan Ali Kilci’nin üstlendiği sucuk, Karpuzatan bölgesindeki sucuk üretim merkezinde hazırlanıyor. Rekor denemesi için en az bin 314 kilo ağırlıkta olması hedeflenen sucuk, festival faaliyetleri kapsamında yarın görücüye çıkacak. Yetkililer ve şahitlerin huzurunda rekorluk sucuk dev kantarda tartılacak. Rekorun tescillenmesinin ardından özel olarak hazırlanan yaklaşık 550 metre uzunluktaki mangalda yaklaşık 250 kişilik ekip tarafından pişirilecek olan sucuk vatandaşlara ikram edilecek. Bunun için Kurşunlu Camii’nin önünden geçen cadde trafiğe kapatılacak. Festivale katılan vatandaşlara ikram edilen sucuğun bir kısmı da Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağlı yurt ve yuvalara gönderilecek. Rekor başvurusu bir şahıs adına yapılması gerektiği için rekor gerçekleşirse, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin adına tescillenecek. Kayseri / aa |
04.10.2009 |
İzmirliler vapurlara yeni ad seçiyor |
İzmir’deki 7 denizcilik sivil toplum örgütünün bir araya gelerek kurduğu İzmir İçin Denizcilik Kültürü ve Düşünce Platformu (İZDEM) tarafından, körfezde yolcu taşıyan 14 geminin isminin değiştirilmesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılacak 10 şehir hatları vapurunun isminin belirlenmesi amacıyla kampanya başlatıldığı bildirildi. Platform üyesi Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Erginer, yaptığı açıklamada, ‘’İZDEM Platformu olarak yıllardır bindiğimiz Turyol yolcu motorlarının isimlerinin İzmirliler tarafından belirlenmesi gerektiğini düşündük’’ dedi. Erginer, gerekli izinler alındıktan sonra ‘www.izmirlivapurunuseciyor.com’ sitesini hazırladıklarını belirterek oy verme işleminin 31 Aralık tarihine kadar süreceğini, 1 Ocak 2010’da sonuçların açıklanacağını söyledi. İzmirlilerin körfezde yolcu taşıyan 14 tekne ismiyle İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılacak 10 adet şehir hatları vapurunun da ismini belirleyeceğini belirtti. Emrah Erginer, duyarlı bütün İzmirlileri bu kampanyaya katılmaya çağırdı. İzmir / aa |
04.10.2009 |
Kızılay, Pazar’a huzurevi kuracak |
Rİze’nİn Pazar ilçesinde Kızılay’ın Sosyal Hizmet Binası için talepte bulunduğu arsa, ilçe kaymakamlığında yapılan protokolle 29 yıllığına kuruma tahsis edildi. Pazar Kızılay Şubesi’nin sosyal hizmet binası kurulmak için 25 yıldır ısrarla istediği şehir merkezindeki arsa bir dönem NATO’ya hizmet verdi. Millî Savunma Bakanlığı’na bağlı atıl vaziyetteki hizmet binasının da içinde bulunduğu 250 metrekarelik arsa, yapılan protokolle devredildi. Arsanın irtifak hakkının Kızılay’a devri protokolü, önceki gün Pazar Kaymakamlığında gerçekleştirilen törenle imzalandı. Pazar Kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, Kızılay Derneği Pazar İlçe Başkanı Esat Balta ile Pazar Mal Müdürü Abdurrahman Karadeniz’in imzaladığı protokol gereği 250 metrekare arsa, Kızılay’ın hizmetlerine uygun şekilde kullanılmak üzere bu kuruma 29 yıllığına tahsis edilmiş oldu. İmza töreninde konuşan Pazar kaymakamı Ümit Hüseyin Güney, kamu yararına çalışan Kızılay’ın ilçede yapacağı bu hizmetin hayırlı olmasını diledi. Kızılay Derneği Pazar İlçe Başkanı Esat Balta da yaptığı konuşmada 1984 yılında bu arsanın tahsisi için çalışma başlattıklarını belirterek, “NATO’ya ait bir yer olduğu için bir türlü hava kuvvetlerinden gerekli izni alamamıştık. Daha sonra yaptığımız mücadele neticesinde bugün 25 yılın ardından tahsis gerçekleşti. Ben 400 bin TL (400 milyar) para biriktirdim. Bu birçok ilde dahi bulunmayacak bir miktardır. Modern bir bina yapmak kaydıyla sanıyorum maliyet 2 milyon TL’yi (2 trilyon) bulacaktır. Bazı kurum ve kuruluşlar bizlere inşaat aşamasında yardım sözleri verdiler. İnşallah sayın kaymakamımızla birlikte temelini attıktan sonra kurulacak olan binada bir modern huzurevi, yaşlılarımız için bakımevi düşünüyoruz. Rize’de bu yok. Sonuç itibariyle Kızılay’ın amacına uygun şekilde Pazar halkımıza en iyi hizmeti sunacak bir yapı kuracağız.” şeklinde konuştu. |
ABDULLAH UZUN / PAZAR 04.10.2009 |
Devrim, 48 yıldır benzine hasret |
Eskİşehİr’de üretimi yapılıp test edilmesi amacıyla götürüldüğü Ankara’da, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in kullandığı sırada benzini bittiği için stop eden ilk Türk yapımı otomobil ‘’Devrim’’in deposu, 48 yıldır tam doldurulmadı. Dönemin demir yolu kanunları gereği deposuna az akaryakıt konulan ‘’Devrim’’, Cumhurbaşkanı Gürsel’in test amacıyla kullandığı sırada benzini bitip stop edince, Türkiye’de ilk yerli malı otomobilin üretimi hayali ve yolculuğu da suya düştü. Yaşanan talihsiz olayın ardından trenle Ankara’dan Eskişehir’e getirilen Devrim, bir süre fabrika içinde kullanıldı. Yaklaşık 10 yıldır imal edildiği fabrikanın bahçesinde sergilenen ve adına belgesel film yapılan Devrim’e, muhtemel yangın veya hırsızlık olaylarına karşı periyodik bakımının yapıldığı gün benzin konuluyor. Üç ayda bir bakımı yapılan Devrim’e bakım günü sadece 1 litre benzin konuluyor. Eskişehir / aa |
04.10.2009 |
Oltu’da, mahkûmlar kendilerini yaraladı |
Erzurum’un Oltu ilçesindeki kapalı cezaevinde kalan 3 mahkûm, koğuşları değiştirilmeyince kendilerini jiletle yaraladı. Alınan bilgiye göre, Oltu Kapalı Cezaevi’nde bulunan 3 mahkûm, koğuşlarının değiştirilmesi için cezaevi yönetimine başvurdu. Cezaevinde yer bulunmadığı için koğuşları değiştirilmeyen 3 mahkûm, bunun üzerine tıraş bıçaklarıyla kendilerini yaraladı. Gardiyanların müdahale ettiği söz konusu mahkûmların, koğuştaki battaniyeleri de yaktığı belirtildi. Oltu Devlet Hastanesi’ne kaldırılan mahkûmlardan Kazım Temur, durumunun ağır olması sebebiyle Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Erzurum / aa |
04.10.2009 |
Güvercin hırsızları suçüstü yakalandı |
Ankara’nIn Çubuk ilçesinde, kümeslerden güvercin çalan 3 kişi Çubuk Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yakalandı. Yıldırım Beyazıt Mahallesinde 3, Cumhuriyet Mahallesinde dört ayrı kümesten 83 güvercin çaldığı iddia edilen, E. K. (24), C. A. (21) ve E. E (23) polis tarafından suçüstü yakalandı. Yapılan ihbar üzerine polis tarafından son girdikleri kümeste ellerindeki güvercinlerle birlikte gözaltına alınan şüpheliler çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak ceza evine gönderildi. Yapılan soruşturma neticesinde, güvercinler sahiplerine teslim edildi. Çubuk / aa |
04.10.2009 |
Aynı bahçede ikinci kez Hint keneviri bulundu |
Konya’da, polisin iki ay önce 3 bin 500 kök Hint keneviri ele geçirdiği arazide, bu kez bin 200 kök kenevir bitkisi ele geçirildi. Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Ağustos ayında merkez Meram ilçesi Karaaslan Aybahçe Mahallesi’ndeki bir evin bahçesinde 3 bin 500 kök Hint keneviri ele geçirmişti. Aradan iki ay geçtikten sonra yine aynı arazide, kenevir bitkisi yetiştirildiği bilgisi alan polis, yaptığı baskında mısırların arasında ekili bin 200 kök Hint keneviri buldu. Sökülen kenevirler, polisler tarafından yakılarak imha edilirken, olayla ilgili Hüdaverdi E’nin gözaltına alındığı bildirildi. Konya / aa |
04.10.2009 |
Geleceğin otomobilleri Airport Outlet Center’da |
Marmara Üniversitesi Teknoloji Araştırma ve Geliştirme Kulübü tarafından üretilen geleceğin otomobilleri olarak adlandırılan Hidrojenle çalışan arabalar Uzay Haftası faaliyetleri kapsamında 3-4 Ekim 2009 tarihleri arasında İstanbul Yenibosna/Çobançeşme’deki Airport Outlet Center’da sergileniyor. Yaklaşık bir bucuk yıllık bir çalışma sonucunda Marmara Üniversitesi’nde eğitim gören 9 kişilik öğrenci gurubu tarafından üretilen araçların tamamı Türkiye’de ve Türk mühendisler tarafından üretildi. Saatteki hızı en fazla 65 km’ye çıkabilen araçların maliyeti ise 60 Bin TL, 2008 yılında Fransada Dünya 8. Olan Araçlar geliştirilerek 2010 Yılında Almamya’da yarışmalara girecek. (targek.marmara.edu.tr) |
04.10.2009 |
3 dönüm fidanlık yandı |
Ankara’nIn Güdül ilçesi Sivri Tepesi’nde, 2 hektar bozuk meşelik alan ve 3 dönüm fidanlık yandı. Başşehrin, 90 kilometre kuzeybatısında yer alan Güdül ilçesinin Sivri Tepesi’nde yangın çıktı. Rüzgârın etkisiyle kısa sürede büyüyen yangında, 2 hektar bozuk meşelik alan ve 3 dönümlük fidanlığın yandığı bildirildi. Güdül Kaymakamı Cenk Hakan Karaduman’ın da nezaret ettiği yangın söndürme çalışmalarına, İlçe Jandarma ekibi, Güdül Belediyesi İtfaiyesi, İlçe Orman Bölge Şefliği elemanları ve vatandaşlar katıldı. Kontrol altına alınan yangında soğutma çalışmaları sürdürülüyor. Yetkililer, yangında Sivri Tepesi’nde bulunan TRT’ye ait vericinin zarar görmediğini bildirildi. Yangının çıkış kaynağının, Afşar Köyü çöplüğü olduğu öne sürüldü. Güdül / aa |
04.10.2009 |
Hava trafiği tıkandı |
THY’nİn Kişinev-İstanbul uçağı, tek pistin kullanıldığı Atatürk Havalimanı’ndaki yoğunluk sebebiyle Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptı. Kişinev’den havalanan THY’nin TK 1472 sefer sayılı yolcu uçağına, hava trafiğindeki yoğunluk dolayısıyla Atatürk Havalimanı’na hemen iniş izni verilmedi. Bir süre havada bekleyen uçak, daha sonra Sabiha Gökçen Havalimanı’na indi. THY yetkilileri, şu anda rüzgâr sebebiyle iniş ve kalkışlar için tek pistin kullanılabildiği Atatürk Havalimanı’nda bu sebeple yoğunluk yaşandığını, uçakların belli bir süre havada bekletildiğini belirterek, yakıt durumu uygun olmayan uçakların da en yakın alan olan Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yaptığını kaydetti. |
04.10.2009 |
‘İklim zirvesine katılırım’ |
ABD Başkanı Barack Obama, diğer liderlerin katılması şartıyla Aralık ayında Danimarka’nın başşehri Kopenhag’da yapılacak iklim zirvesine katılabileceğini söyledi. Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, 7-18 Aralıkta Kopenhag’taki zirveye devlet ve hükümet başkanlarının katılmasının şimdilik öngörülmediğini ancak diğer liderlerin katılması halinde Obama’nın zirveye gideceğini söyledi. Washington / aa |
04.10.2009 |