01 Ekim 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Anayasada korkumuz 367

Devlet Bakanı Bülent Arınç ‘’Sivil demokrat bir anayasaya ihtiyaç olduğu düşüncemizden bir milim bile sapmış değiliz. Değişiklik için en azından nitelikli çoğunluğa ihtiyaç var. O da 367 oydur. AK Parti’nin 330-340 seviyesindeki milletvekilinin üzerine başka partiler destek vermediği sürece en basit bir anayasa değişikliğini geçirmek mümkün değil. Bizim anayasa değişikliklerini gündeme getiremeyişimizin tek sebebi nitelikli çoğunluğa ulaşamama korkusudur” diye konuştu.

Anayasada korkumuz 367

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sivil demokrat bir Anayasa’ya ihtiyaç olduğu düşüncelerinden bir milim bile sapmadıklarını ifade ederek, “Seçimden sonra değiştirilmesi mümkün olmayan maddeler dışında tamamen değiştirilmesine yönelik çalışma yaptık. En azından nitelikli çoğunluğa ihtiyaç var. O da 367 oydur” dedi. Arınç, NTV’de katıldığı programda demokratik açılım süreciyle ilgili TBMM’de yapılacak oturum konusunda, ‘’Böyle bir şeyin çirkin bir istismara yol açacak şekilde ülke gündemine oturmasından fevkalade rahatsısız. Ben, açık oturum yapma ihtimalini daha yüksek görüyorum’’ dedi. Arınç, Anayasa değişikliği konusundaki soru üzerine şunları söyledi: ‘’Sivil demokrat bir Anayasa’ya ihtiyaç olduğu düşüncemizden bir milim bile sapmış değiliz. 1982 Anayasasıyla Türkiye’nin yönetilmesi, Anayasa’nın hala bir darbe anayasası ürünü olmanın bize yüklediği büyük bir acı ve sancı olduğunu söylemeliyim. Bunun için değişiklik çalışmaları yaptık. Seçimden sonra değiştirilmesi mümkün olmayan maddeler dışında tamamen değiştirilmesine yönelik çalışma yaptık. En azından nitelikli çoğunluğa ihtiyaç var. O da 367 oydur. AK Parti’nin 330-340 seviyesindeki milletvekilinin üzerine başka partiler destek vermediği sürece en basit bir Anayasa değişikliğini geçirmek mümkün değil. Eğer bizim 380-390 milletvekilimiz olsaydı, bunu bir başkasına ihtiyaç duymadan kendi irademiz ve inisiyatifimizle yapma gücümüz vardı. Ama şu andaki milletvekili sayımız ve Anayasa değişikliklerinin tabii nosyonu, mutabakatla çıkmasıdır çünkü Anayasalar büyük belgelerdir. Milletin toplamını, ortalamasını düşüncesini ifade eden temel belgelerdir. Bu temel belgelerin en azından siyasi mutabakatla parlamento içinde, bir de toplumsal mutabakatla kabul ediliyor olması lazım. Bizim Anayasa değişikliklerini gündeme getiremeyişimizin tek sebebi nitelikli çoğunluğa ulaşamama korkusudur. Eğer diğer partiler öncülük yaparsa ya da AK Parti’ye destek olacaklarını söylerlerse bütün teklifler elimizin altında hazır.’’

HER ŞEYE RAĞMEN İFADE VERMELİLER

DTP’lİ milletvekillerinin durumu protesto edebileceklerini anlatan Arınç, “Ben de onlarla birlikte protesto edebilirim, onlara katılabilirim ama Türkiye’de yeni bir gerginliğe, bir tartışmaya yol açmamak, TBMM’yi tartışmalı bir kurum haline getirmemek için milletvekili arkadaşlarımız her şeye rağmen giderek ifadelerini vereceklerdir sonra zaten serbest bırakılacaklardır, yargı süreci devam edip gidecektir. Böyle bir jest yaparlarsa çok daha iyisini yapmış olurlar ama ‘gidelim, kavga edelim, gitmemekte direnelim’ diyebilirler. Bence çok doğru olmayacaktır” diye konuştu. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, “meseleye çözüm bulmak açısından milletvekillerinin belirlenen tarihte gidebilmesinin mümkün olduğunu” söyledi.

01.10.2009


 

HAKSIZ İHRAÇLAR AİHM’DEN DÖNDÜ

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi kararıyla TSK'dan ve askerî okullardan ihraç edilen 21 kişi tarafından açılan dâvâlarda Türkiye’nin âdil yargılanma hakkını ihlâl ettiği gerekçesiyle 120 bin euro tazminata hükmetti. AİHM, ihlâlin, MSB tarafından ihraçlarla ilgili olarak AYİM'e iletilen belgelerin dâvâcılara açık tutulmaması sebebiyle gerçekleştiğine karar verdi.

DİN ÖZGÜRLÜĞÜ, İBADETİ DE KAPSAR

Berlin İdare Mahkemesi, 16 yaşındaki bir Türk öğrencinin isteğini kabul ederek, okulda günde bir kez namaz kılmasına izin verdi. Kararda, Alman Anayasasının din özgürlüğünü kabul ettiği, bunun sadece inanmaya yönelik olmadığı, inancını göstermeye de yönelik olduğu, bu sebeple ders akışını etkilemediği sürece öğrencinin dinî inançlarını yerine getirmeye hakkı olduğu ifade edildi. İŞTE ADALET BUDUR Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) ya da askeri okullardan ihraç edilen 20 kişi tarafından açılan davalarda Türkiye’nin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine karar verdi. İhlalin temelinde ise ihraç gerekçelerinin yer aldığı belgelerin davacılara iletilmemesi yatıyor. İhraçlar davacılar hakkında yapılan güvenlik soruşturmalarının sonucuna dayanıyor. Davacılar, 2004 ve 2005’te AİHM’ye yaptıkları başvurularda savunmalarını, “Kendileri hakkındaki suçlamaların dayanağını bilmedikleri için savunma haklarının ellerinden alındığı” tezi üzerine kurmuşlardı. Konuyla ilgili savunması istenen Türkiye’nin “Belge saklanmadı” tezi ise AİHM tarafından ikna edici bulunmadı. İhraçla ilgili dava sürecinde Milli Savunma Bakanlığı tarafından Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne iletilen belgelerin davacılara açık tutulmaması ve savcının yazılı görüşünün davacılara iletilmemesi AİHM tarafından ihlal olarak değerlendirildi. AİHM, 2006’da benzer nitelikli davalarda aldığı kararlar paralelinde hareket ederek Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını garanti altına alan 6. maddesine uygun davranmadığına hükmetti. Mahkeme, davacıların AİHS’nin özel hayatın ve aile hayatının korunmasını garanti altına alan 8., düşünce, din ve vicdan özgürlüğünü düzenleyen 9., ifade özgürlüğünü koruma altına alan 10. ve dernek kurma ve toplantı özgürlüğüyle ilgili 11. maddelerinin ihlal edildiği yönündeki iddialarını ise kabul etmedi. Türkiye, AİHM kararı gereği davacılara mahkeme masrafları da dahil olmak üzere 116 bin euro ödeme yapacak. DİN ÖZGÜRLÜĞÜ, İBADETİ DE KAPSAR Berlin İdare Mahkemesi aldığı bir kararla okulda namaz kılınmasına izin verdi. Annesi Türk, babası da İslamiyet’i seçen bir Alman olan 16 yaşındaki Yunus isimli lise öğrencisinin açtığı dava, Berlin İdare Mahkemesi 3. Dairesi’nde görüldü. Mahkeme, öğrencinin ders saatleri dışında, günde en az bir kez okulda namaz kılabilmesi için öğrenciye gerekli imkânların sunulmasına hükmetti. Mahkeme, 10 Mart 2008’de aldığı ihtiyati tedbir kararında, dava sonuçlanıncaya kadar Yunus’un okulda namaz kılabileceğine karar vermiş, okul yönetimi de namaz için bir oda tahsis etmişti.

01.10.2009


 

“Norşin” kararı valilikte

Bitlis’in Güroymak Belediye Meclisi, Güroymak isminin ‘’Norşin’’ olarak değiştirilmesine oy birliğiyle karar verdi. Güroymak Belediye Başkanı Mehmet Emin Özkan, ilçenin eski ismine kavuşması için bir araya gelerek meclis kararı aldıklarını ve alınan kararın ise Bitlis Valiliği ile Güroymak Kaymakamlığına bildirildiğini söyledi.

NORŞİN KARARI VALİLİKTE

Bİtlİs’İn Güroymak Belediye Meclisi, Güroymak isminin ‘’Norşin’’ olarak değiştirilmesine oy birliğiyle karar verdi. Güroymak Belediye Başkanı Mehmet Emin Özkan, yaptığı açıklamada, ilçenin eski ismine kavuşması için bir araya gelen belediye encümenlerinin, meclis kararı aldıklarını, alınan kararın ise Bitlis Valiliğine ile Güroymak Kaymakamlığına bildirildiğini söyledi. Belediye meclisi tarafından Güroymak isminin, ilçenin eski ismi olan ‘’Norşin’’ olarak değiştirilmesi kararını oy birliğiyle aldıklarını ifade eden Özkan, şöyle konuştu: ‘’Güroymak adının Norşin olarak değiştirilmesini istiyoruz. İlçemizin esas adı Norşin’dir. Türkiye Ekonomi Coğrafi haritasında ise ilçenin adı ‘Çukur’ olarak geçiyor. Biz bu isimleri benimsemiyoruz. Norşin, özellikle yöremizde, halk arasında daha kolay anımsanıp, söylenebiliyor. Bu isim dile ve kulağa daha sevimli geliyor. İlçenin tarihle bağlantısını gösteren Norşin adının kaldırılmak, yurdumuzda, bölgemizde ve dolayısıyla ilçemizde mevcut binlerce tarihsel kalıntıyı yok etmek anlamına geliyor. Tarihsel bir ilçe adının yok edilmesi, halk arasında tepkilere de yol açıyor.’’ İlçenin adının yakın geçmişe kadar ‘’Norşin’’ olduğunu ifade eden Özkan, ilçeyi kimsenin Güroymak olarak bilmediğini de söyledi. İlçe sakinleri ise belediye meclisi tarafından alınan kararı desteklediklerini kaydetti.

01.10.2009


 

25 ülkenin 50 kanaat önderi İstanbul’u anlatacak

TarİhÎ mekânlarda, geziden vapurda geleneksel Türk kahvaltısına, Nişantaşı’nda alışverişten Türk hamamı sefasına, 5 gün boyunca ‘’Yaşayan İstanbul’’u tadacak 25 ülkenin 50 önemli kanaat önderi, ülkelerinde İstanbul’u tanıtacak.

Edinilen edindiği bilgiye göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul’un bütün güzelliklerini göstermek için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, TURSAB, TUROB, TUREB, IKSV, İstanbul Modern Sanat Müzesi ve Aksanat işbirliğinde, ‘’Living İstanbul’’ projesini başlattı. Proje kapsamında, aralarında Almanya, İngiltere, Hollanda, Rusya, Polonya, Amerika, İspanya, Fransa, İsrail, Çin, Japonya, Hindistan ve İran’ın yer aldığı 25 ülkeden 50 kanaat önderi, 21-25 Ekim tarihleri arasında İstanbul’da buluşacak. Dünyada en çok takip edilen dergi, gazete ve televizyonların üst düzey mensuplarından oluşacak heyet, 5 gün boyunca, edebiyattan modaya, sanattan mutfağa İstanbul’un tüm güzelliklerini görecek. Topkapı, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Sultan Ahmet Camii Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı’nı gezecek misafirlere, deniz kenarında ve vapurda, canlı müzik eşliğinde, Türk Kahvesi içimi ve fal bakımının da olduğu geleneksel Türk kahvaltısı yaptırılacak, ud ve kanun eşliğinde kebap ikram edilecek. Eminönü eski tren garında sema gösterisi izleyecek olan kanaat önderleri, İstanbul’un modern mekanlarından Nişantaşı’nda alış verişe çıkabilecek. Kanaat önderleri, İstanbul’u doya doya yaşadıkları 5 günün sonundaki izlenimlerini, kendi ülkelerinde anlatacak. Projeyle, İstanbul’un yaşayan halinin birçok ülkenin medyasında aynı dönemde yansımasının, Türkiye için önemli bir tanıtım sağlayacağı belirtildi.

01.10.2009


 

Sınır ötesi tezkere Meclis’te

Türk Silâhlı Kuvvetlerinin (TSK) Irak’ın kuzeyinden Türkiye’ye yönelik terör tehdidinin ve saldırılarının bertaraf edilmesi amacıyla Hükümete verilen sürenin, 17 Ekim 2009 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılmasını öngören Başbakanlık Tezkeresi, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Bu arada Meclis Genel Kurulu, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in başkanlığında bugün saat 15.00’te özel gündemle toplanacak. Şahin’in sunuş konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü Genel Kurula takdim edecek. Cumhurbaşkanı Gül, İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından yasama yılının açış konuşmasını yapacak. Genel Kurulda, Cumhurbaşkanı Gül’ün konuşmasının ardından başka konular görüşülmeyecek. TBMM Başkanı Şahin, yasama yılının açılışı dolayısıyla saat 18.00’de TBMM Tören Salonunda kokteyl verecek.

01.10.2009


 

Hacı adaylarına, hac eğitimi verilecek

Ankara Müftüsü Mustafa Hakkı Özer, bu yıl Ankara’dan kutsal topraklara gidecek 6 bin hacı adayı için 18 Ekim tarihine kadar hafta sonları 3’er saat hac konusunda eğitim verileceğini bildirdi.

Ankara’nın Çubuk ilçesinde İl Müftüsü Özer başkanlığında 25 ilçe müftüsü ile Çubuk Kaymakamı Meftun Dallı ve Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden’in de katılımıyla bir toplantı düzenlendi. Toplantıda, hacı adaylarına verilecek eğitim ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda yapılacak etkinlikler karara bağlandı. Ankara Müftüsü Özer, yaptığı açıklamada, bu yıl Ankara’dan yaklaşık 6 bin hacı adayının Kutsal Topraklar’a gideceğini belirterek, ek kontenjanın gelmesi halinde bu sayının artacağını söyledi. Müftü Mustafa Hakkı Özer ‘’Hacı adaylarımıza bu haftadan itibaren Kocatepe Camisi’nde 18 Ekime kadar hafta sonları günde 3 saat eğitim verilecek. Buradan gidişlerinden buraya gelişlerine kadar her konuda özellikle de beşeri ilişkilere yönelik hacı adaylarımıza uygulamalı eğitimler verilecektir’’ dedi.

01.10.2009


 

Rektörden ev sahiplerine “insaflı olun” çağrısı

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Atilla Kılıç, ‘’Üniversite öğrencilerine yüksek fiyatla daire kiralayan ev sahiplerini insafa davet ediyorum’’ dedi.

Bolu’ya gelen öğrencilerin devlet ve özel yurtların yanı sıra kiraladıkları evlerde kaldıklarını belirten Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi: ‘’Öğrencilerimiz, üniversitemizi bağlı, YURTKUR’a ait ve özel yurtların yanı sıra kiralık evlerde kalıyor. Üniversitemize yeni kayıt yaptıran öğrencilerimizin aileleri tarafından en fazla talep, devlet yurtlarına oluyor. Birinci haftadan sonra her şey dengeye bulur. Bolu halkının öğrencimize sahip çıkması gerek. Yüksek fiyatlara öğrencilerimize ev kiralamayalım. Bu öğrenciler ülkemizin geleceği. Sahip çıkmamız lazım. Çok yüksek fiyata ev kiralamak, daire kiralamak doğru değil. Daha anlayışlı olmalarını bekliyoruz. Öğrencimiz velinimetimiz, her şeyimiz. Daire sahipleri, ev sahipleri öğrenciye yerlerini verirken insaflı olması gerek. Biz ev sahiplerini insaflı olmaya davet ediyoruz.’’ Prof. Dr. Kılıç, bu yıl öğrenci sayılarının 21 bini aştığını ifade ederek, ‘’Üniversitemiz öğrenciler tarafından yoğun ilgi gördü. Beklediğimiz kadar öğrenci bizi tercih etti’’ diye konuştu.

01.10.2009


 

Ermenistan ile protokol maçtan önce

DIşİşlerİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ermenistan ile ilişkileri normalleştirmeye dönük protokolün iki ülke futbol takımları arasında yapılacak maçtan önce imzalanacağını söyledi.

Maç sırasında iki ülke sınırının bir günlüğüne açılıp açılmayacağı sorusuna Davutoğlu, “Ermenistan ile aramızdaki protokoller bir bütündür ve sınırın açılmasında da sürece bakmak lazım” cevabını verdi. Diyarbakırspor ile Bursaspor arasında Bursa’da yapılan maçtan sonra çıkan olayların Ermenistan ile millî maç hakkında kaygı oluşturup oluşturmadığına dair bir soru üzerine Davutoğlu, “Futbol maçları kardeşlik ve sevgi çerçevesinde cereyan etmesi gereken müsabakalardır. Böyle bir kaygımız yoktur” dedi. Davutoğlu, Dağlık Karabağ’a giden gazeteciler hakkında Dışişleri Bakanlığının yaptığı açıklamaya ilişkin olarak da söz konusu kişilerin Türkiye Cumhuriyeti pasaportu üzerinde Dağlık Karabağ vizesi yer almasının yasa dışı olduğunu, ama Türkiye’de habercilik faaliyetinin kısıtlanamayacağını vurguladı. Almanya’da yapılan seçimlerle ilgili sorular üzerine de, “Alman halkının hür iradesini sergileyen, hepimizin saygı duyması gereken seçimlerdir” diyen Davutoğlu, “Türk-Alman ilişkileri o kadar köklüdür ki, bir seçim sonucuyla radikal değişikliğe uğramaz. Türkiye-AB ilişkileri bağlamında ise Türkiye-AB ilişkileri herkesin saygı göstermesi gereken uluslar arası taahhütlere dayalı ilişkilerdir, bu taahhütlerin herhangi bir seçim sonucuyla etkilenmeyeceğini düşünüyoruz.”

01.10.2009


 

Domuz gribi aşısı ay sonu geliyor

SağlIk Bakanı Recep Akdağ, 35-40 milyon doz domuz gribi aşısı almayı planladıklarını, aşısının ilk partisinin Ekim ayının 3. haftasında Türkiye’ye getirileceğini söyledi.

Gazetecilerin sorularını cevaplayan Akdağ, şu anda 3 aşı firmasıyla görüşme yaptıklarını, yaklaşık 35-40 milyon doz arası domuz gribi aşısı almayı planladıklarını bildirdi. Sağlık çalışanları başta olmak üzere bütün risk gruplarına, stratejik çalışma alanlarında görev yapanlara, çocuklar ve gençlere aşı yapılacağını söyleyen Akdağ, şöyle konuştu: “Hem Dünya Sağlık Örgütünün hem gelişmiş ülkelerin hastalık kontrol merkezlerinin öncelikli aşı grupları bunlar. Türkiye’deki bilim heyetimiz de bu gruplara aşı yapılmasının uygun olacağını ve salgını önemli ölçüde kontrol altına alacağımızı düşünüyor. Bu şekilde hazırlıklarımız devam ediyor. Biz aşıyı tahmin ediyorum ekim ayının 3. haftasında aşının ilk partisini Türkiye’ye getirmiş olacağız. Ancak bu aşıların uluslar arası anlamda ruhsat almasını bekliyoruz. Özellikle Avrupa Hastalık Kontrol Merkezinden ruhsat almaları gerekiyor. Ön yeterlilik diyebileceğimiz veya ön görüş olarak uygunluk belgelerini aldılar ama kesin ruhsatı da almaları gerekiyor.” Akdağ, aşının öncelikle uygulanacağı gruplar arasında sağlık çalışanları ve hamilelerin bulunduğunu, özellikle sağlık çalışanlarının bu hastalarla karşılaşabilecekleri için ayakta kalmalarının önemli olduğunu ifade etti.

TÜRKİYE’DE 504 VAK’A

Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti Grip Çalışma Grubu tarafından İstanbul Tıp Fakültesi Temel Bilimler Binası’nda düzenlenen ‘’3. Grip Günü’’ basın bilgilendirme toplantısında konuşan İstanbul Tıp Fakültesi Ulusal Grip Referans Laboratuvarı Direktörü Prof. Dr. Selim Badur Türkiye’de bugüne kadar 2 bin 665 örneğin incelendiğini ve bunlardan 504’ünde domuz gribine rastlandığını bildirdi.

01.10.2009


 

Mevlânâ, 802 yaşında

Bugün Afganistan sınırları içinde yer alan Belh şehrinde 30 Eylül 1207’de dünyaya gelen ve kendisine Muhammed ismi konulan Mevlâna 802 yaşında.

Dedesinin lâkabı da Celâleddin olduğu için Mevlânâ Celâleddin denilmeye başlandı. Dönemin en büyük âlimlerinden olan Bahaeddin (Sultan) Veled’in oğlu olan Mevlânâ ve ailesi, Belh şehrinde siyasî istikrarın ortadan kalkması ve Moğol istilâsı tehlikesi üzerine göç ederek, dönemin ilim ve san'at merkezi konumunda olan Bağdat’a geldi. Oradan Kutsal Topraklar’a geçip hac görevini yerine getiren aile, daha sonra Şam, Malatya ve Erzincan üzerinden eski adı Larende olan Karaman’a ulaştı. Baba Bahaeddin Veled, 1225 yılında, 17 yaşında olan oğlu Muhammed Celâleddin’i (Mevlânâ), kafilenin üyelerinden Semerkantlı Lala Şerafeddin’in kızı Gevher Hatun ile evlendirdi. Bahaeddin Veled, o dönemde Selçuklu devletinin başşehri olan ve ilim irfan sahiplerine kucak açmasıyla bilinen Konya’ya, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından dâvet edildi. 7 yıl Karaman’da kalan aile, 5 Mayıs 1228’de Konya’ya gelerek ovanın ortasındaki bu başşehre kalıcı olarak yerleşti. Doğumu Allah’ın huzurundan ayrılma, ölümünü ise düğün gecesi (Şeb-i Arus) olarak gören ünlü düşünür ve mutasavvıf Mevlânâ, 7 asırdan bu yana insanlığın önünü aydınlatmaya devam ediyor. İnsanların, bir alfabenin harfleri gibi farklı farklı olduğunu ancak bir kelime yazabilmek için bütün harflere ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Mevlânâ, bütün insanları ‘aynı ağacın dalları, aynı geminin yolcuları’ olarak kabul ediyor. Mevlânâ’nın düşünceleri ve eserleri, bugün sadece Türkiye’de değil ABD başta olmak üzere dünyanın her yerinde büyük ilgi görüyor.

01.10.2009


 

İnsansız hava aracı düştü

Sİnop’un Erfelek ilçesinde bir hava aracı düştü. Aracın ne olduğunu tanımlayamayan yetkililer, insansız hava aracı olabileceği ihtimalini değerlendiriyor.

Edinilen bilgiye göre, ilçenin Toplu Mahallesi Kayaaltı yöresinde bir cismin düştüğü yolundaki ihbar üzerine olay yerine giden ekipler, yaklaşık 4 metre boyunda ve keşif uçağı görümündeki cismin, araştırma amaçlı insansız hava aracı olduğunu ifade etti. İçinde çeşitli elektronik malzemeler bulunan aracın kırılan bir parçasının üzerinde ise ‘’...AR-ÇALDIRAN’’ ibarelerinin yer aldığı gözlendi. Yetkililer, düşen hava aracıyla ilgili çalışma başlatıldığını belirtti.

01.10.2009


 

Makul kazanca, makul vergi

Malİye Bakanı Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde, makul düzeyde gelir elde eden herkesten makul vergi toplamaya çalışacaklarını söyledi.

Belçika’nın başşehri Brüksel’de “Türkiye-Belçika: İş ve Yatırım İmkânları Toplantısı”na katılan Şimşek, doktor, avukat ve eczacıların 1 Ekim’den itibaren geniş kapsamlı vergi denetimine alınmasıyla ilgili bir soru üzerine, OECD verilerine göre, Türkiye’de toplanan gelir ve kurumlar vergisinin millî gelire oranının yüzde 5,7 olduğunu söyledi. Bu oranın son derece düşük kaldığına dikkati çeken Şimşek, “Yüzde 5,7’lik oranla ülke çapında toplanan gelir ve kurumlar vergisinin millî gelire oranında neredeyse OECD’de sonuncu sıradayız” diye konuştu. Ekonomide harcamaların sağlıklı gelirlerle finanse edilmesi gerektiğini de vurgulayan Maliye Bakanı Şimşek, sağlıklı bir ekonomi için bunun çok önemli olduğunun altını çizdi. Vergi gelirlerinin arttırılması için vergi denetimlerinin etkin hale getirilmesi zorunluluğu bulunduğunu da ifade eden Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Önümüzdeki dönemde makul düzeyde kazancı olan herkesten makul vergi toplamaya çalışacağız. Vergi tabanını genişletmeye çalışacağız. Sadece kümestekilere değil, kayıt dışı kesimlere de ulaşmaya çalışacağız. 1 Ekim’deki vergi denetimlerini de bu çabanın bir parçası olarak değerlendirmek lâzım.” Şimşek, “Sadece kümestekilere değil, kayıt dışı kesimlere de ulaşmaya çalışacağız. Denetimleri de bu çabanın bir parçası olarak değerlendirmek lâzım” dedi.

01.10.2009


 

Fırat’ın cenazesi Erzurum’a gönderildi

Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) Onursal Genel Başkanı ve eski milletvekili Abdülmelik Fırat’ın cenazesi, toprağa verilmek üzere doğum yeri olan Erzurum’un Hınıs İlçesi Kolhisar Köyü’ne gönderildi.

Partililer ve akrabaları, Fırat’ın cenazesini almak için dün sabah saatlerinde Güven Hastanesi önünde bir araya geldi. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Güven Hastanesi önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘’halkının mücadelesini ruhunda hisseden Fırat’a karşı herkesin insanî ve ahlâkî borcu olduğunu’’ söyledi. İnsanların bugün onu uğurlarken hastane önünde toplanmasının Fırat’ın kendi halkıyla ne kadar doğru bir ilişki kurduğunun göstergesi olduğunu ifade eden Türk, şöyle konuştu: ‘’Mazlûmların mücadelesini yapmak kutsal bir görevdir. Mazlûm halkının mücadelesi için zindanları, sürgünleri yaşayan bir insandı. Hepimiz halkımızın onurlu mücadelesinin arkasında olacağız. Halkımızın taleplerinin gerçekleşmesi için mücadele edeceğiz. Bu mücadelemizde çok değerli büyüklerimizi hep rehber olarak alacağız.’’ Fırat’ın oğlu Abdülkadir Fırat da ‘’halkını hiçbir zaman yalnız bırakmayan’’ babası için Allah’tan rahmet dileğinde bulundu. Fırat’ın cenazesi yapılan duânın ardından cenaze arabasına konularak toprağa verilmek üzere doğum yeri olan Erzurum’un Hınıs İlçesi Kolhisar Köyü’ne götürüldü. Cenazesinin hastaneden alınması sırasında Abdülmelik Fırat’ın diğer oğlu Abidin Fırat, yakınları, DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ve çok sayıda partili de bulundu.

01.10.2009


 

Milletvekillerinin zorla mahkemeye götürülmesi yanlış

TarIm ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, ‘’DTP’lilerin zorla mahkemeye getirilmesi kararı ile ilgili olarak, kişisel olarak mahkeme kararını yanlış gördüğünü’’ söyledi.

Eker, AKP Milletvekilleri Dengir Mir Mehmet Fırat, Kutbettin Arzu ve Ali İhsan Merdanoğlu ile Vali Hüseyin Avni Mutlu’yu makamında ziyaret etti.

Daha sonra Dağkapı Burcu Güzel Sanatlar Galerisi’nde Diyarbakırspor’un 40 yıllık tarihini yansıtan ‘’Yeşil Kırmızı Şarkın Yıldızı’’ konulu fotoğraf sergisinin açılışını yapan Eker ve beraberindekiler, fotoğrafları derleyen NTV kameramanı İbrahim Ateşoğlu’dan fotoğraflar hakkında bilgi aldı.

-’’MAHKEME KARARIDIR’’

Bakan Eker, gazetecilerin bazı DTP’li milletvekillerinin talimatla ifadelerinin alınması için mahkemeye zorla getirilmesine ilişkin karar konusundaki sorularına şu cevabı verdi: ‘’Benim kişisel kanaattim, bu benim benim Anayasa ile ilgili yorumum, dileğimdir. Eğer dokunulmazlık varsa herkes için her şartta uygulanması gerekiyor. Ama neticede bir mahkeme kararıdır. Mahkeme kararını bu mânâda değerlendirmek buna karşı çıkmak, benim söyleyeceğim bir şey değil. Ancak ben doğru görmüyorum. Ben kararı kişisel olarak yanlış görüyorum. Çünkü milletvekili dokunulmazlığı Anayasa’da tarif edilmiş, dolasıyla bunu dışındaki bir şey takdir. Tabii, mahkeme kararı, mahkeme kararı olduğu için onun hakkında da konuşmak doğru

değildir.’’

BURSASPOR-DİYARBAKIRSPOR MAÇI

Eker, Bursaspor-Diyarbakırspor maçında çıkan olayları ‘’şiddetle kınadığını’’ ifade ederek, ‘’nereden, ne zaman ve kim tarafından ne şekilde olursa olsun sportif faaliyetlerde yapılan siyasi içerikli protestoları, sloganları, gösterileri ve eylemleri’’ tasvip etmediğini söyledi.

Bunu Diyarbakır’da da olsa aynı şekilde şiddetle kınadıklarını ifade eden Eker, şöyle konuştu: ‘’Kesinlikle doğru bulmuyoruz. Kesinlikle Türkiye’nin birlik ve beraberliğine dönük bir saldırı olarak bunu görüyoruz. Dileğimiz tüm yöneticilerimizin, illerde emniyet müdürlerimizin ve valilerimizin bu konularla ilgili hassas olması, gerekli tedbirleri önceden almasıdır. Örneğin büyük pankartlar stadyuma nasıl giriyor. Böyle bir şey olabilir mi, denetimi yok mu, kontrolü yok mu? Bunları televizyonda gördük, gazetelerde okuduk. Diyarbakır’da da yaşanan olaylar bizi çok üzdü. Fenerbahçe maçındaki olaylar bizi çok üzdü. Bu ne kadar yanlışsa ona ne kadar üzüldüysek, Bursa’da Diyarbakırspor’a yapılan da bizi aynı şekilde üzdü. Dileğimiz bir daha bu işlerin bu şekilde olmaması. Sportif yarışların centilmence, uygar bir şekilde, medeni bir üslupla yapılması bizim dileğimiz. Çünkü spor barıştır, kardeşliktir, sağlıktır. Bir maçı, kalkıp siyasi bir gösteriye siyasi bir ihtilafa veya başka bir şekilde ki duyguların öfke seline dönüştürmenin hiç bir sağlıklı tarafı yoktur. Hiç bir şekilde bunu tasvip etmek mümkün değildir.’’

’GEREKLİ ÖNLEMLER’

Bazı bazı kötü niyetlilerin bu işi gerçekten sabote etmeye çalışabileceğini, bu nedenle dikkatli olunmasını gerektiğini ifade eden Eker, bunun Türkiye’nin her yerinde olabileceğini kaydetti.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu konuda ben gerekli kararları alacağını ümit ettiğini belirten Eker, şöyle konuştu: ‘’Bu şekilde düşünüyorum. Çünkü hiç kimseye hiçbir fayda sağlamayacak Türkiye’ye. Bundan sonraki süreçte de benzeri olayların olamaması için ben federasyonun gerekli tedbirleri alacağını düşünüyorum. Ama doğrusu ligden çekilmeyi de ben şahsen doğru görmüyorum. Doğru bir yaklaşım olarak bulmuyorum. Bu ülkede bir Futbol Federasyonu var mı? Var... Bir otorite mi, otorite; kararlar alıyor mu, alıyor... Onlar gerekli tedbirleri alır. Devlet gerekli tedbirleri alır. Dolayısıyla biri böyle bir yanlışı yaptı diye ligden çekilmek de çözüm değildir; doğru da değildir. Aksine Türkiye’de bu meseleleri başka amaçla kullanmaya kalkışan kötü niyetlilerin de ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Bu nedenle onu bir anda tepkiyle söylenmiş duygusal bir tepki olarak değerlendiriyorum.

Benim şahsi kanaatim, tepki o şekilde ortaya konmamalı. Aksine makul, rasyonel Türkiye’nin birlik ve beraberliğine hizmet edecek tarzda hangi tedbirler alınması gerekiyorsa, o tedbirleri almaktır. Futbol Federasyonu eminim bunu değerlendirecektir. Nitekim, Federasyon kulüp başkanları ile değerlendirme yaptı.

01.10.2009


 

Kayıp çocuklar için Gül devrede

Kayserİ’de Ramazan Bayramı’nın 2. günü kaybolan çocukları arama çalışmaları sürüyor.

Cumhurbaşkanlığı yetkilileri, Basın Halkla İlişkiler Başkanlığının bayramın 2. günü kaybolan çocuklardan 11 yaşındaki Türkan Ay’ın babası İbrahim Ay ile telefonda görüştüğünü ve konuyla yakından ilgilenildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, Kayseri Valisi Mevlüt Bilici’ye kayıp çocukları arama faaliyetlerinin yoğunlaştırılması yönünde talimat verdiği de kaydedildi. Baba İbrahim Ay, kızının ve diğer kaybolan 2 kardeşin bulunması için yoğun çaba harcayan polis ekiplerine teşekkür etti. Kendisini dün sabah Cumhurbaşkanlığı makamından aradıklarını bildiren Ay, “Konuyla yakından ilgilendiklerini bildirdiler. Cumhurbaşkanımıza ve arama çalışmalarına katılan herkese minnet borçluyuz. İnşallah çocuklarımız bulunur” dedi. Çocukları kaybolan Tekin ve Ay aileleri, bazı basın kuruluşlarında yer alan aileleriyle ilgili haberlere tepki gösterdi.

01.10.2009


 

Ek yerleştirme başvuruları, 5-9 Ekim’de

Ünİversİteye yerleşemeyen adaylar, boş kontenjanlara ek yerleştirmede şanslarını yeniden deneyebilecek.

Ek yerleştirme başvuruları, 5-9 Ekim 2009 tarihleri arasında alınacak. 2009-ÖSS sonuçlarına göre üniversitelere yapılan merkezi yerleştirme ile üniversitelere kayıtlardan sonra boş kalan kontenjanlara ve üniversitelerde yeni açılan bölümlere, 2009-ÖSYS sonuçlarına göre öğrenci yerleştirilecek. Ek yerleştirme kılavuzu ÖSYM sınav merkezi yöneticiliklerinden 3 TL karşılığında alınabileceği gibi ÖSYM’nin “www.osym.gov.tr” internet adresinden de görülebilecek. Adaylardan, kılavuz ücreti ve tercihlerini başvuru merkezi aracılığıyla yaptıklarında ödeyecekleri 3 TL tutarındaki hizmet ücreti dışında başka bir ücret alınmayacak. Tercih formları başvuru merkezleri aracılığıyla veya kişisel olarak internet üzerinden ÖSYM’ye ulaştırılabilecek. Postayla merkeze gönderilen tercih formları işleme konulmayacak.

01.10.2009


 

Kredi borcunu ödemeyene haciz

Ünİversİte öğrenimleri sırasında YURT-KUR’dan aldıkları öğrenim veya katkı kredisi borcunu ödemeyenlere, kanunla sağlanan “indirim ve taksit” imkânından yararlanmak için başvuru süresi 12 Ekim’de sona eriyor.

YURTK-KUR Genel Müdürü Hasan Albayrak, borç ödemede “indirim ve taksit” imkânı sağlayan kanun kapsamına giren 1 milyon 41 kişiden, sadece 154 bininin borç ödeme başvurusunda bulunduğunu bildirerek, “Borcu bulunanların hepsini TC kimlik numaralarıyla tesbit ettik. Hangi sosyal kurumla ilişkili oldukları biliniyor. Ödeme yapmayanlara haciz işlemi başlatılacak” uyarısında bulundu.

01.10.2009


 

DTP’li Sebahat Tuncel de zorla getirilecek

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, DTP’li Sebahat Tuncel hakkında, “suçu ve suçluyu övme” gerekçesiyle yargılandığı dâvâda, ifadesinin alınması için mahkemeye zorla getirilmesine karar verdi.

DTP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel’in de aralarında bulunduğu DTP Kadın Meclisi üyesi 23 kişinin “suçu ve suçluyu övme” gerekçesiyle yargılanmalarına devam edildi. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dâvânın dünkü duruşmasına, sanıklar Tarık Yıldırım ile Meryem Demir katıldı. Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, TBMM Başkanlığı’na sanık Sebahat Tuncel ile ilgili yazılan yazının sekreterinin almaktan imtina etmesi sebebi ile tebliğ edilemediğini, buna ilişkin hazırlanan tutanağın mahkemeye gönderildiğini kaydetti. Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, sanık Tuncel’in ifadesinin alınmasını talep etti.

Duruşmaya katılan sanıklar Yıldırım ve Demir ise avukatlarının davadan çekildiğini belirterek, barodan kendilerine avukat tayin edilmesini istedi. Mahkeme Başkanı Şatır, iddianame içeriği, isnat edilen suçun vasfı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bu yöndeki içtihatları ve yapılan tebliğe rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi karşısında, CMK’nın 146. ve 199. maddeleri uyarınca duruşma günü savunmasının alınabilmesi amacıyla sanık Sebahat Tuncel hakkında zorla getirme müzekkeresi düzenlenmesine karar verildiğini açıkladı. Sanıklar Tarık Yıldırım ve Meryem Demir’e avukat tayin edilmesi hususunda Ankara Barosu Başkanlığı’na müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 30 Aralık 2009 tarihine erteledi.

01.10.2009


 

Sosyal yardıma tavan gelecek

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), sosyal yardımlara tavan getiremeye hazırlanıyor. Kurum, yardıma erişim imkânlarını yeniden düzenleyen, haksız yardım almayı engellemeyi amaçlayan, bazı sosyal yaptırımlar öngören bir çalışma başlattı.

SGK Primsiz Ödemeler Genel Müdürü Yadigar Gökalp, Sosyal Güvenlik dergisinin son sayısında Sosyal Güvenlik Reformu’nun temel ayaklarından biri olan Primsiz Ödemeler Kanunu’na yönelik hazırlık çalışmalarında gelinen noktaya ilişkin bilgiler verdi.

Türkiye’de sosyal yardım alanındaki programların çeşitliliği ve birçok kurumun farklı uygulamalarının bulunması dolayısıyla yoksul ve muhtaç kesimlere ulaşılabildiğine işaret eden Gökalp, ancak bu çeşitliliğin, standart uygulamaların olmaması ve başka sıkıntılara yol açabildiğine dikkati çekti. Gökalp, şunları kaydetti: ’’Her başvuran her yardımdan yararlanmayabiliyor. Başvurduğu yerde alınan karara göre bu değişebiliyor. Yardımı alamadığında bunu hukuki zeminde sorgulayamıyor. Sosyal yardımların hak olarak görülmesinden bunu kast ediyoruz. Sosyal yardımlar, vatandaşın işsiz, yoksul, muhtaç olduğu dönemde, koşulları, kriterleri uygunsa alması gereken bir yardımdır. Vatandaş bunu alamadığı zaman sorgulayabilmelidir. ‘Bu benim hakkımdı, bunu almam gerekiyordu’ diyebilmelidir.

Gerektiğinde hukukî süreçlere başvurabilmelidir. Bu aynı zamanda hak etmeyenin de artık bu sisteme başvurmasını, haksız yardım almasını engelleyecektir. Taslaktaki önemli düzenlemelerden birisi bu. Kurumlardaki muhtaçlık kriterleri, yardım alacak kişi tanımları, yardımların tanımları farklılıklar gösteriyor. Taslaktaki temel hedeflerimizden biri, sosyal yardım alanında ortak norm ve standartları getirmektir’’

SİSTEMİ BİLMEYEN YARDIM ALAMIYOR

Sosyal yardımlar konusunda en sık karşılaşılan problemlerden birinin mükerrer yardımlar olduğunu belirten Gökalp, şu bilgileri verdi: ’’Bazı vatandaşlarımız birçok yerden yardım alıyor, bazıları bakıyorsunuz hiçbir yerden yardım almıyor. Aynı kişi bizden engellilik aylığı ya da yaşlılık aylığı alıyor, öbür taraftan sosyal yardımlaşmadan gıda yardımı alıyor, yakacak yardımı alıyor. Yeşil kartı var, belediyeye gidiyor belediyeden tekrar gıda yardımı alıyor, kırtasiye yardımı alıyor, eğitim yardımı alıyor, burs alıyor... Sistemi çok çözememiş, keşfedememiş olan bazı vatandaşlarımız da çok muhtaç durumda olduğu halde hiçbir yardıma erişemiyor. Taslakta bu konuda da bir yenilik getiriyoruz, tavan uygulaması. Vatandaşımız, hanedeki bireylerin durumuna göre, yaşlısı, genç işsizi, okula giden çocuğu, engelli bireylerin olup olmamasına göre öngörülen yardımlardan yararlanacak ama belli bir rakamı geçemeyecek. Yani vatandaşın aldığı tüm yardımlar sistem üzerinden kontrol edilecek ve o tavanı geçemeyecek. O tavanın da asgarî ücretten daha düşük olması gerekiyor. Çünkü hükümet politikası olarak yaptığımız en önemli çalışmalardan biri, kayıt dışı istihdamın önlenmesi, insanların istihdama teşvik edilmesi, üretim süreçlerine dahil edilmesi; temel hedef bu. Sosyal yardımlar da zaten bir vatandaşın yaşamının sonuna kadar alması öngörülen ya da uygun görülen bir şey değil.’’

MÜKERRER YARDIMLAR ÖNLENECEK

YADİGAR Gökalp, mükerrerliği önleme konusunda ‘’ortak veri tabanı’’ uygulamasını önemsediklerini belirterek, “Bizim kontrol edeceğimiz, gelir durumuna bakacağımız, verilen bilgileri kontrol edeceğimiz ayrı bir sistem olsun. Biz, vatandaşımıza, şu kurumdan şu belgeyi getir, şu kurumdan bu bilgiyi getir demeyelim. Zaten yoksul vatandaşlarımız için bu da ayrı bir sıkıntı.’’ Gökalp, ağırlıklı olarak tüketim harcamalarından yola çıkılarak bir muhtaçlık tesbiti düşündüklerini ve burada hedefin, hiç kimsenin dışarıda kalmaması olduğunu vurguladı. Gökalp, sistemin işleyişinde vatandaşlarımızın elinden gelebilecek sosyal amaçlı, toplumsal amaçlı bir takım yaptırımlar olacağını belirterek, şunları sböyledi: ”Orada şart, evet ben sana belli bir nakit yardımında bulunuyorum ama sen de çocuğunu okula göndereceksin, başarısını takip edeceksin ya da işte 0-6 yaş grubundaysa çocuğun aşılarını düzenli yaptıracaksın gibi.’’

01.10.2009


 

İstanbul’da ‘Tesettür Fuarı’ açılıyor

İSTANBUL’DA “İslâmî Moda ve Aksesuarları İhtisas Fuarı” açılıyor. Bugün açılacak olan fuarda, 2010 yılı tesettür moda eğilimleri sergilenecek.

Fuarı düzenleyen Demos Fuarcılık Organizasyon Firmasının Genel Müdürü Hüseyin Arslan, yaptığı açıklamada, dünyanın ilk İslâmî moda fuarının İstanbul’da düzenleneceğini belirterek, tekstil sektörünün krizden tesettür fuarıyla çıkacağını savundu. Hazırlıkların tüm hızıyla sürdüğü fuarın, İstanbul Fuar Merkezi’nde bugün açılacağını ve 4 Ekim’e kadar devam edeceğini bildiren Arslan, fuarın, yurt içi ve yurt dışındaki tesettür ürünleri üreticilerinden yoğun ilgi gördüğünü kaydetti. Fuarda, 2010 İslâmî moda trendlerinin sergileneceğini ifade eden Arslan, tesettür ürünleri üreticileri, perakendeci ve toptancılar ile yurt dışındaki İslâmî kıyafet ithalatçılarının fuarda bir araya geleceklerini belirtti. Tesettür fuarının, ülkenin tekstil ihracatına yeni bir açılım getirmesini beklediklerini anlatan Arslan, fuarın, yurt dışı tanıtım çalışmalarıyla 3 bin yabancı profesyonel ziyaretçiyi ve yurt içi tanıtım çalışmalarıyla da 12 bin yerli ziyaretçiyi ağırlayacağını bildirdi. Arslan, fuara katılacak yerli üreticilerin ciddî ihracat bağlantıları yapacağı etkinlikte, gelecek profesyonel ziyaretçilerin, 2010 yılının sezon ürünlerini seçme imkânı bulacaklarını kaydetti. Katılımcı firmalar ve modacıların yeni sezon kreasyonlarını, standların yanı sıra defileler ile de tanıtma imkânı bulacaklarını ifade eden Arslan, tasarımcılar ve firmaların 2010 şal, eşarp, pardösü ve manto tasarımlarıyla yarışmalara katılabileceklerini belirtti. Arslan, tesettür kıyafetlerin yanı sıra konsepte uygun olan pantolondan gelinliğe, gece kıyafetlerine ve çocuk kıyafetlerine kadar her türlü ürünün sergileneceği fuarın, yurt dışı tanıtımlarının, İran, Suriye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Libya, Fas, Türk cumhuriyetleri, Lübnan, Mısır, Ürdün, Malezya, Endonezya, ABD, Fransa, Kanada ve Almanya`da yapıldığını bildirdi.

01.10.2009


 

Her ilâca bir kimlik numarası

HER ilâca bir kimlik numarası verilerek sahte ilâçların önlenmesi amacıyla uygulamaya konulan iki boyutlu barkod sistemi ‘’Karekod’’, 1 Ocak 2010’dan itibaren üretilen bütün ürünler üzerine konulacak.

Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, iki boyutlu barkod sistemi ‘’Karekod’’, ilâç ambalajlarında hem izleme hem de geri ödeme amacıyla kullanılacak. Karekod ifadesi, bu Yönetmelik ve bu Yönetmeliğe atfen hazırlanan diğer mevzuatta yer alan ‘’kupür’’ ya da ‘’kupür ve barkod’’ ifadelerini de karşılayacak. Yönetmeliğe göre, 1 Ocak 2010’dan itibaren üretilen bütün ürünler üzerine, ruhsat/izin sahipleri tarafından karekod konulacak. Bu tarihten önce üretilmiş ürünlerin piyasada satılma süresi, 31 Aralık 2009’dan 1 Ocak 2011’e uzatıldı.

01.10.2009


 

Sözleşmeli öğretmene kadrolu atama isteği

TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, sözleşmeli öğretmen sayısının son atamalarla 70 bine yükseldiğini belirterek, bütün sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınmasını istediklerini bildirdi.

Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun, sözleşmeli öğretmen alımı yapılmayacağı yönünde açıklamada bulunmasına rağmen, 14 Eylülde 10 bin, 25 Eylülde de okul öncesi için 10 bin sözleşmeli öğretmen atandığını kaydetti. Bu atamalarla sözleşmeli öğretmen sayısının 70 bine yükseldiğini belirten Koncuk, ‘’Türk Eğitim-Sen olarak şu anda görev yapan tüm sözleşmeli öğretmenlerin herhangi bir şarta bağlı olmaksızın kadrolu öğretmen olarak atanmasını istiyoruz. Böyle bir atama sonucunda bütçeye herhangi bir yeni yük gelmeyeceğini de biliyoruz’’ dedi. Millî Eğitim Bakanlığının 2010 yılı için 40 bin öğretmen alımı yapacağının basına yansıdığını ifade eden Koncuk, bu rakamın 150 bin olan öğretmen ihtiyacını karşılamayacağını kaydetti. Koncuk, OECD ülkelerinde öğretmen başına ilköğretimde 16, ortaöğretimde 13 öğrenci düştüğünü, Türkiye’de ise bu sayının ilköğretimde 23, ortaöğretimde 19 olduğunu belirtti.

01.10.2009


 

Servis kalitelerini veliler belirlesin

KARAYOLU Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Ramazan Güleç, okul servis araçlarında modernliği ve can güvenliğini sağlayabilmek için velilerin kalite belirlemede yetkili olması gerektiğini bildirdi.

Güleç, yaptığı açıklamada, servis araçlarıyla milyonlarca öğrencinin, ev ve okul arasında 8 aylık eğitim süresince taşındığını hatırlattı. Bu hizmet verilirken can güvenliği ve kalite bakımından araçların teknik donanımından sürücü ve öğrencilerin inip binmesine yardımcı olacak rehber personelin eğitimlerine kadar şartların özel olarak belirlendiğini anlatan Güleç, şöyle konuştu: ‘’Yılda 10 bin insanın trafik kazasında öldüğü ve her 7 kişiden birinin trafik mağduru olduğu ülkemizde, Ulaştırma ve Millî Eğitim Bakanlığı çocuklarımızın güvenle taşınmasında daha titiz olmak zorundadır.” Güleç, okul servislerinde kalitenin belirlenmesinde velilerin söz sahibi olması gerektiğinin altını çizdi.

01.10.2009


 

Diyanet’ten, TV yayını provası

DİYANET İşleri Başkanlığı, Camiler ve Din Görevlileri Haftası açılış törenini, tahsis edilen frekanstan canlı yayınlayacak.

Alınan bilgiye göre, vatandaşlara İslâm dininin doğru bilgisini verecek bir TV kanalı kurmayı hedefleyen, Diyanet TV’nin alt yapısını oluşturmaya çalışan ve gerekli ekipmanları tahsis eden Başkanlık, canlı yayın provası için Camiler ve Din Görevlileri haftasını seçti. Devlet Bakanı Faruk Çelik ile Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun katılımıyla, Türkiye Diyanet Vakfı Kocatepe Konferans Salonu’nda gerçekleştirilecek açılış töreni izleyicilere naklen ulaştırılacak. ‘’Hafızlık’’, ‘’Kur’ân-ı Kerim’i ve ezanı güzel okuma’’, ‘’Hutbe ve şiir yazma’’ yarışmalarında dereceye giren kadın ve erkek din görevlilerine ödüllerinin verileceği, Türk Tasavvuf Musikîsi dinletisinin sunulacağı program, TÜRKSAT üzerinden yayınlanacak. Yaklaşık 3 saat sürecek yayın, ‘’11181 Vertical (dikey), SR 2960 FBC 5/6’’ frekansından izlenebilecek. Yayın, ulusal ve yerel televizyonlarca da kullanılabilecek.

01.10.2009


 

Belediye ile TEİAŞ karşı karşıya

ÇORUM Sungurlu Belediyesinin, ilçede yapımı tamamlanan Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) iletim hattı çeken Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) çalışmalarını mühürlediği bildirildi. Alınan bilgiye göre, ilçede geçen yıl yapımı tamamlanan ve ilk arsa tahsisi yapılan Ankara kara yolu üzerindeki Sungurlu OSB’nin elektrik ihtiyacının karşılanması amacıyla TEİAŞ tarafından çalışma yapıldı.

Alaca ilçesindeki trafodan OSB’ye çekilecek iletim hattının ilçe sınırları içerisindeki güzergâhını belirlemek amacıyla dönemin Sungurlu Belediye Başkanı Ahmet Karacif ile görüşen yetkililer, belediye yönetiminden olumlu cevap aldıktan sonra hattı, Karşıyaka Mahallesi’ndeki Manastır Tepesi’nin önündeki bölgeden geçirmeye karar verdi. İletim hattının güzergâhının belirlenmesinin ardından TEİAŞ tarafından ihale yapıldı. İhaleyi kazanan firma da, geçen hafta ilçede çalışmalara başladı.

Yaklaşık 80 işçi ve iş makineleriyle Manastır Tepesi’nin önündeki bölgeye, 3 adet yüksek gerilim potansiyeline sahip büyük direk dikmek için çalışma başlatıldı.

Bölgede çalışma yapıldığını fark eden belediye ekipleri de konuyu Belediye Başkanı Selahattin Uzunkaya’ya bildirdi. Konuyu inceleyen Başkan Uzunkaya, direklerin dikildiği bölgenin belediyenin mücavir alan sınırları içerisinde olduğunu ve söz konusu alanda çalışma yapılabilmesi için meclis kararı gerektiğini firma yetkililerine bildirdi. Uzunkaya, ayrıca TEİAŞ’ın Sungurlu Belediyesi ile herhangi bir konuda sözleşme yapmadığı, ayrıca belediye meclisinin de bölgede çalışma yapılması için herhangi bir karar almadığını ifade ettiği belirtildi. Firma yetkililerine, söz konusu bölgenin şehrin gelişme yönünde olduğunu ve iletim hattının Manastır Tepesi’nin arkasından geçmesi gerektiğini ileten Uzunkaya, çalışmaların durdurulması için firma yetkililerine uyarıda bulundu. Ancak firma yetkililerinin, çalışmalarını sürdürmesi üzerine zabıta ekiplerince iş makineleri mühürlendi. Bu sırada ekiplerle firma yetkilileri arasında gerginlik yaşandığı öğrenildi. Gelişmelerin ardından Vali Mustafa Toprak’ın da konuyla ilgili Başkan Uzunkaya’dan bilgi aldığı öğrenildi.

‘’ÖNCEKİ BELEDİYE İLE SÖZLÜ

OLARAK GÖRÜŞME YAPILMIŞ’’

Sungurlu Kaymakamı Hulusi Şahin, yaptığı açıklamada, önceki belediye başkanı Karacif ile TEİAŞ yetkilileri arasında iletim hattının Manastır Tepesi önünden geçmesi için ‘’sözlü görüşme yapıldığını’’ ancak meclisten karar alınmadığını söyledi. TEİAŞ’ın da çalışmaları ihale ettiğini ve firmanın da direk dikme işlemlerine başladığını belirten Şahin, ‘’Bunun üzerine de belediye başkanı, zabıtayla birlikte söz konusu bölgeye giderek çalışmaları durdurarak, elektrik direkleriyle ile makinelerini mühürlemiş’’ diye konuştu. Yaşananlar üzerine TEİAŞ Genel Müdürlüğünden bazı yetkililerin 5 Ekimde Sungurlu’ya gelerek, istişare toplantısı yapacaklarını bildiren Kaymakam Şahin, ‘’Sorunun kısa sürede çözüleceğine inanıyorum. Aksi takdirde süreç uzarsa OSB için bir facia olur’’ dedi. İletim hattı için monte edilen direklerin bir tanesinin maliyetinin 40 bin dolar olduğu, projenin değişmesi halinde maliyetin 600 bin dolar artacağı kaydedildi. Bu arada şehir dışında olan Belediye Başkanı Uzunkaya’nın, hafta içerisinde konuyla ilgili basın açıklaması yapacağı bildirildi.

01.10.2009


 

Susuzluk göç ettirdi

VAN’IN Edremit ilçesi Çayırbaşı Köyünde 6 yıldır yaşanan tarımsal sulama sorunu nedeniyle hane sayısı 80’den 30’a düştü.

Devlet Su İşleri’nin (DSİ) tarımsal sulamada kullandığı, Urartular döneminden kalma 3 bin yıllık Şamran kanalından su akmadığı için, bölge halkının tek geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılık yapılamıyor, meyve ağaçları kuruyor. Köy muhtarı Hamit Çiçek, ilgili kurumlara dilekçeyle müracaat ettiğini belirterek, hiçbir gelişmenin yaşanmadığını, bu sebeple 80 hane olan köyün 30 haneye düştüğünü söyledi. Arazilerini sulayamayan yöre halkının köyden göç etmeye başladığını ifade eden Çiçek şunları söyledi: ’’Bölgenin en güzel sebze, meyve ve tahıl ürünlerinin yetiştirildiği köyümüzde susuzluk nedeniyle tarım bitme noktasına gelmiş durumda. Şamran kanalı tarafından köyümüze su veriliyordu. Ancak kanalın tahrip olmasının ardından artık sular akmıyor. Van Valiliğine, DSİ Bölge Müdürlüğü yetkililerine dilekçe ile müracaat ettik. Hiçbir sonuç alamadık. Çevremizdeki tüm köylere su veriliyor hem de fazlasıyla... Bizim köye neden su verilemediği anlayamıyorum. Herkes susuzluk nedeniyle göç ediyor. Su olmadığı gibi bizler akmayan suyun parasını sulama birliklerine ödüyoruz. Muhtar olarak vicdan azabı çekiyorum. Köyde atalarımızdan kalma tarım alanları ile meyve ağaçları kuruyor.’’

01.10.2009


 

Bayburt’ta hurda mühimmat bulundu

BAYBURT Valisi Kerem Al, ‘’boş bir dükkânda güncel olmayan, çok eskiden kalma bazı mühimmatın bulunmasıyla ilgili 4 kişinin ifadesinin alındığını’’ söyledi.

Vali Al, yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Camiikebir Mahallesi Ulu Cami Caddesi’nde bir polis memurunun, hurdacılık yapan bir kişinin el arabasında gördüğü mühimmatın dikkatini çekmesi üzerine inceleme başlatıldığını belirtti.

Hurdacının mühimmatı aldığı boş dükkânda polis ve diğer yetkililerce inceleme yapıldığını ifade eden Vali Al, ‘’Dükkânın yıllar önce hurdacılık yapan bir kişiye ait olduğu, bu kişinin vefatının ardından dükkânın oğluna kaldığı belirlendi. Dükkân sahibinin oğlunun isteği üzerine, hurdacılar tarafından dükkândaki malzemeler boşaltılmış. Bu malzemeler, yapılan temizlik sırasında ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan malzemeler çok eski, güncelliğini kaybetmiş adeta hurda niteliğinde. Çok eskiden kalma bu mühimmatın bulunmasıyla ilgili emniyette 4 kişinin ifadesi alınıyor’’ dedi. Vali Al, bulunan mühimmat arasında roket mermisi bulunup bulunmadığına ilişkin ise ‘’Henüz bulunan malzemenin roket mermisi olup olmadığı belli değil. Gerekli incelemenin yapılmasının ardından belirlenecek’’ diye konuştu.

01.10.2009


 

Tosya’da eğitim seferberliği başlatıldı

YURT genelinde ilköğretim ve Lise Dengi okulların açılması ile veliler kadar yöneticilerde heyecanlı, 550 öğretmenin görev aldığı Tosya köyleri ve tüm halkı ile eğitim seferberliği başlattı.

Tosya İlçesinde 27 ilköğretim okulunda okuyan 4400 öğrenci ile 8 Lisede orta eğitimde okuyan 2250 öğrenci ve çıraklık eğitimde okuyacak 100 öğrenci ile 400 civarında okul öncesi eğitim gören çocuklar ders başı yaptı. Tosya İmam Hatip Lisesinin güçlendirmeye alınması ile okul birinci dönemi Tosya Çıraklık Eğitim Merkezinde sürdürecek, Tosya YBO un tüm binalarının çürük raporu verilmesi ile 350 öğrenci çeşitli yatılı okula dağıtıldı.

01.10.2009


 

Hastaneye anne oteli

ERZURUM’DAKİ Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören bebeklerin anneleri için otel hizmeti veriliyor.

Hastane Başhekimi Doç. Dr. Fazlı Erdoğan, yaptığı açıklamada, geçen yıl hizmete giren hastanelerinde bölgede ilk olan birçok hizmeti başlattıklarını söyledi. Erdoğan, bölgedeki en yeni hizmetlerden birinin de ‘’anne oteli’’ hizmeti olduğunu ifade etti. Hasta refakatçilerinin daha önce hastanelerde çok mağdur olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: “Refakatçiler yatacak yer bulamadığı için hastane koridorlarında geceyi geçirmek durumunda kalıyorlardı. Koridorlara serdikleri kartonlar üzerinde yatan refakatçilere herkes şahit olmuştur. Bu durumdan özellikle bebekleri tedavi gören anneler mağdur olurdu. Yeni hastanemizde böyle bir sıkıntı yaşanmaması için annelere otel hizmeti sunuyoruz. Diğer hasta refakatçilerine de gece yatak olarak kullanılabilen koltuklar tahsis ediliyor.’’

01.10.2009


 

Belediyeden, başarılı öğrencilere bisiklet

KOCAELİ Büyükşehir Belediyesi Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) il genelinde dereceye giren 300 öğrenciye bisiklet hediye etti.

Sekapark Spor Tesislerinde düzenlenen ödül töreni, Akçakoca Bilgi Merkezi ‘’Akçakoca Ateşi Gurubu’’ üyelerinin ‘’kolbastı’’ oyunuyla başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, ödül töreninde yaptığı konuşmada, hiçbir başarının tesadüf olmadığını, düzenli, inançlı ve isteyerek çalışmanın başarıyı beraberinde getirdiğini söyledi. Çalışan ve çalışmayan öğrencinin bir tutulamayacağını ifade eden Karaosmanoğlu, ‘’Çocuklarımızı ödüllendirdiğimizde geride kalan çocuklar, ‘Ben de çalışarak seneye dereceye gireyim, benim de bisikletim olsun’ diyecek. Bisiklet vermek çok büyük bir şey değil ama öğrencilerimizin hayatında unutmayacağı anlamlı bir hediyedir’’ dedi.

01.10.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.