18 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

Osmanlı kültürünü dünyaya tanıtıyoruz

Ben Makedonya Üsküplü Türk asıllı bir ailedenim. Tabiî müzik hayatımın ilk destekleyicisi ailemdi. Müzik hayatım boyunca da en iyi ikinci destekçim hep ailem oldu, hâlâ da öyledir.

Müzikle ilk tanışmanızda ailenizin bir etkisi oldu mu?

Ben Makedonya Üsküplü Türk asıllı bir ailedenim. Tabiî müzik hayatımın ilk destekleyicisi ailemdi. Müzik hayatım boyunca da en iyi ikinci destekçim hep ailem oldu, hâlâ da öyledir.

Neden ikinci dediniz?

San'atla çok küçük yaşta ailemin sayesinde tanıştım. Onların birikimiyle Türk-Osmanlı kültürü ve san'atı olan kaside ve ilâhilerle ilgili ilk bilgilerimi aldım. Türk doğu makamlarıyla da tanışmam o yaşlarda başladı. Sonra ilkokulda iken Üsküp ilâhi grubunun bir üyesi olarak Balkanlarda ve Türkiye’de faaliyetlerimiz oldu. Aynı zamanda lise müzik grubunda da dört yıl çalıştım ve birçok konser ve san'at faaliyetlerinde bulundum. Benim bu dönemde yapmış olduğum bütün faaliyetler bana birçok tecrübe kazandırdı diyebilirim. Ve geleceğe daha iyi adımlar atmama vesile oldu. Müzik hayatım süresincede ailem en iyi ikinci destekçim oldu çünkü, dinleyicilerimden o kadar güzel yorumlar ve eleştiriler alıyordum ki; müzik hayatımın en büyük ve en iyi destekçisi dinleyicilerimdir diyebilirim.

Müzik evrenseldir denir. Bu biraz da san'atçıya bağlı değil mi? Müziğin bu evrensel olma misyonu hakkında ne düşünüyorsunuz?

San'atı icra ederken bilinç önemlidir. Ama san'atçı ne kadar bilinçli olursa olsun; müziğin evrensel ritüelinden yararlanamazsa kendi kendini kısıtlamış olur. Aynı zamanda san'atçının bilinci san'atçının amacına da hizmet eder. Benim yaptığım müzik bir iletişimdir. Dinleyicilerimle en güzel müzik yoluyla anlaşıyorum. O kadar yorucu ve uzun uğraşlar sonunda dinleyicilerimle eserlerimi paylaşıyorum ki bazen eserlerimin o iç dokusunu, yaptığım müziğin güzelliğini dinleyicilerime yansıtabiliyor muyum diye kaygıya düştüğüm oluyor. Ama dinleyicilerimden gelen yoğun ilgi ve beğeni karşısında düştüğüm kaygının sadece kuruntu olduğunu görüyorum. Bu da beni mutlu ediyor. Müziğimin evrensel dili de burada başlıyor. Aslında evrensel olan iletişim kurmaktır. Ben de müzik yoluyla dinleyicilerimle iletişim kuruyorum. Ben san'atımı icra ederken san'atıma nakşettiğim bilinç, aynı zamanda amacıma da hizmet etmeli diye düşünüyorum. İlk albümüm bu düşüncem doğrultusunda oluştu. O dönemlerde de Avrupa’da yaşayan Müslümanlar ve gayrimüslimler için doğu ve batı tarzı çalışmalar yeni yapılanmaya başlamıştı. Bizi de doğu kültürünü Batıya nasıl en iyi şekilde tanıtabilirizin amacındaydık ve benim ilk çalışmam bu şekilde meydana geldi.

Salâvat albümünüz Türkiye'de de büyük ilgi

gördü. Albümünüzün sizden önce sınırları aşıp ülkeleri fethetmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Eserlerimin sevilmesi tabiî ki bir san'atçı olarak beni mutlu ediyor. Sizin tabirinizle sınırları aşıp ülkeleri fethetmesinden çok; beni sevindiren kulakları aşıp gönülleri fethetmesiydi. Bunu da başardığıma inanıyorum. Salâvat albümünde üç ayrı dilde seslendirdim eserlerimi. İngilizce, Türkçe bir de Arapça olunca, farklı toplumlar tarafından büyük ilgi gördü. O kadar ki albümümün korsan hali Arap dünyasında ve Türkiye’de de satılmaya başladı. Ve bu hareket bize Türkiye ve Arap dünyasının kapılarını açtı diyebilirim. Kısa zamanda “kaside-i bürde” için bir klip çektik. Piyasaya sundum ve bu şekilde dünyanın muhtelif yerlerinde tanınmaya başladım.

BEN BİR KÜLTÜR ELÇİSİYİM

Konser için gittiğiz her yerde yoğun izdiham ve sevgi seliyle karşılaşıyorsunuz. Siz konserlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bence konserler albümümün bir tür ete kemiğe bürünme biçimidir. Söyleyecek bir şeyleriniz varsa dinleyecek kimseniz yoksa ne işe yarar ki, Aksi de öyle. San'atçı eser ile dinleyici arasında bir elçidir aslında, benim müzik anlayışım işteş bir yapıdadır. Yani dinleyicilerimle benim aramda bir diyalogla gerçekleşir. Bu diyaloğun en canlı, en heyecanlı bölümünü de konserlerim oluşturur. Dünyanın birçok yerinde konserler verdim. Konserlerim dinleyicilerimin bana gösterdikleri ilgi ve sevginin bir ödülü değil de, asıl verdiğim konserlerde gösterilen sevgi, çalışmalarım karşılığında dinleyicilerimin bana verdiği en büyük ve en güzel armağan diye yorumlamak daha doğru olur.

Çalışmalarınızda Türkiye’yi ve Türk kültürünü nasıl konumlandırıyorsunuz?

Aslında Türkiye’de pek faal olmadığımı söyleyebilirim. Ama şunu da gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki; “Sevgili” albümü tamamıyla Türkiye için özel hazırlanmış bir albümdür. Türk kültürünü dünyanın muhtelif yerlerinde tanıtmak çok güzel.

Yeri gelmişken son albümünüz “Sevgili”den

bahseder misiniz?

“Sevgili” albümü benim profesyonel mânâda “Salâvat” albümünden sonra çıkarttığım ikinci albümüm ve yaklaşık bir yıldır üzerinde titizlikle çalıştığım en güzel eser diyebilirim. Çünkü bu albümü beni dinleyen ve çalışmalarımı takip eden dünyadaki bütün hayranlarım için hazırladım. Dolayısıyla albümü yine üç dilde seslendirdim. Kayıtlar esnasında birçok değerli müzisyenin tecrübelerinden yararlandım diyebilirim. Bu albümde Peygamber Efendimize (asm) yazılan naatlar dışında toplumsal konular da ele aldım ve bizi dinleyen değerli kardeşlerime güzel mesajlar sunmaya çalıştım. Aynı zamanda kendimi Osmanlı kültürünü Avrupa’ya ve Arap dünyasına tanıtan bir elçi olarak da görüyorum. Ve bunun için de yaptığım işten dolayı gurur duyuyorum..

Mesut Kurtis kimdir?

Mesut Kurtis 1981 yılında Makedonya’nın Üsküp şehrinde doğmuştur. Türk asıllı bir ailenin çocuğudur. Çok genç yaşta İngiltere’ye okumak için gelen Mesut Kurtis, çok güzel ve güçlü bir sese sahiptir. Beş dil bilen Kurtis, profesyonel anlamda ilk albümü olan Salavat’ı ünlü müzisyen Sami Yusuf direktörlüğünde çıkarmıştır.

18.09.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Başlıklar

  Toplum baskısı yakalattı

  GİDİŞ GELİŞLER DAHA DA SIKLAŞACAK

  Her ezanda Menderes’e sevap gidiyor

  Doğu isyanları DP ile bitti

  DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ DUÂLARLA ANILDI

  Medeniyetler vahdet arıyor

  Nurslular: Köyümüze ismini geri verin

  Ezandan çok etkilendim

  Son teravih, son sahur

  Kapalı misafirhane yeniden hizmete açıldı

  İsrail’den yine aynı iddia

  Kredi kartında faiz TL’de indirildi

  Karakol polisleri de trafik cezası yazıyor

  Ayasofya türbeleri açılıyor

  İslâm dünyası için duâ edelim

  Osmanlı kültürünü dünyaya tanıtıyoruz

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.