Güncel |
İnançsızlığa karşı işbirliği yapmalıyız |
Almanya’nın Münih kentindeki Diyanet İşleri Türk İslam Merkezine (DİTİM) bağlı Mehmet Akif Camii derneğinin verdiği iftar yemeği farklı dinlerin temsilcilerini bir araya getirdi. Münih ve Freising Katolik Başpiskoposluğu adına iftar yemeğine katılan Rahip Josef Moser yaptığı konuşmada, davetten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, barış için ve inançsızlığa karşı mücadelede tüm dinlerin işbirliği yapması gerektiğini söyledi. |
15.09.2009 |
BİR SOSYAL YARDIMLAŞMA SİSTEMİ |
Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, zekâtın, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet hislerini geliştiren bir ibadet olduğunu belirterek, zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlığın ortadan kalktığını ifade etti. Gündüz, “Allah'ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir” dedi. ZEKÂT MALI AZALTMAZ, ÇOĞALTIR
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) “Mallarınızı zekât ile koruyunuz” dediğini hatırlatan Gündüz, “Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur. Zekât malı azaltmaz, aksine çoğaltır” dedi. Gündüz, zekâtla toplumdaki birlik, kardeşlik ve dayanışmanın kuvvet bulacağını vurguladı.
Ramazan’In son günlerinde din adamları vatandaşlara ‘Zekâtınızı unutmayın’ uyarısında bulundu. Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, zekâtın kalbi cimrilik hastalığından koruduğunu söyledi. Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, gücü yeten her Müslüman’ın zekât vermesi gerektiğini hatırlattı. “Zekâtı, dinî ölçülere göre zengin olan Müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan Müslümanlara vermesi” olarak özetleyen Gündüz, zekâtın, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadet olduğunu vurguladı. Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlığın ortadan kalktığını ifade eden Bursa Müftüsü, “Fakirlerin kalbinde, kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur. İslâm dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. Allah’ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: ‘Mallarınızı zekât ile koruyunuz.’ Zekât malı azaltmaz aksine çoğaltır” dedi.
ZEKÂT KİMLERE FARZDIR?
ZekÂtIn Müslüman, erginlik çağına gelmiş, akıllı, hür ve dinen zengin sayılan kimselere farz olduğunu anlatan Mahmut Gündüz, dinen zengin sayılanların ise borcundan ve aslî ihtiyaçlarından başka ‘nisap miktarı’ malı olan kimseler olduğunu belirtti. Günümüzde yaklaşık 3 bin 700 TL’ye tekabül eden 81 gram altını, 561 gram gümüşü veya bu miktarlar karşılığı parası olan kişinin, malının kırkta birini zekât olarak vermesi gerektiğini kaydeden Müftü Gündüz, “Bu malın üzerinden bir yıl geçme şartı. Oturulan ev, giyim eşyası, binek arabası, ticaret için olmayan kitaplar, sanatın icrası için gerekli aletler ve ailenin bir yıllık nafakasıdır. Asli ihtiyaçtan başka bu miktarlarda mala sahip olduktan sona tam bir yıl geçince zekât farz olur” diye konuştu
ZEKÂT KİMLERE VERİLİR?
Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz, zekât verilebilecek kişileri de şöyle açıkladı: “Fakirler, hiçbir şeyi olmayanlar, borçlular, yolcular, ihtiyaç sahibi öğrenciler, Allah yolundakilere (Bunlar cihat veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir) zekât verilebilir. Zekatın öncelikle fakir olan yakın akrabaya, komşulara, hemşerilere verilmesi daha sevaplıdır. Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara, oğluna, oğlunun çocuklarına, kızına, kızının çocuklarına ve bunlardan doğan çocuklara, zenginlere, Müslüman olmayanlara, karı-koca birbirlerine zekât veremez. Paranın her 40 liradan bir lirası zekât olarak verilecektir. Canlı hayvanların zekâtı nev’ine göre değişir. Koyunda kırkta bir; devede beş devede bir koyun, sığırda otuzda bir danadır. Peygamberimiz (asm) ‘Veren el, alan elden üstündür’ buyurmuştur. Vermenin hazzına ulaşmak gerekir. Dünyada en güzel şey vermektir.” |
15.09.2009 |
Sigorta şirketleri sınıfta kaldı |
MÜSİAD Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Coşkun Topaloğlu, sigorta şirketlerinin hasar tesbiti amacıyla yaptıkları ekspertiz çalışmalarında, firmalara daha işin başında ‘’çıkardıkları zorluklar ile’’ kara gün dostu olmadıklarını gösterip ‘’sınıfta kaldıklarını’’ söyledi. MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Hizmet Sektör Kurulu Başkanı Coşkun Topaloğlu, sigorta şirketlerinin hasar tespiti amacıyla yaptıkları ekspertiz çalışmalarında, firmalara daha işin başında ‘’çıkardıkları zorluklar ile’’ kara gün dostu olmadıklarını gösterip ‘’sınıfta kaldıklarını’’ söyledi. Topaloğlu, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Marmara bölgesinde yaşanan sel baskını sonucunda onlarca vatandaşın hayatını kaybettiğini, iş yerleri, araçlarda ve konutlarda ciddi hasarların oluştuğunu ve İstanbul’daki işletmelerde 100’lerce milyon lirayı aşan bir zararın olduğunu belirtti. Özel sigorta şirketlerince sigortalı olan işletmelerin, hızlı ve eksiksiz hizmet alma beklentisi taşıdıklarına dikkati çeken Topaloğlu, şunları kaydetti: ‘’Beklenen hizmeti çok hızlı veren şirketler olmakla birlikte hasar tespiti için ekspertize gönderilen eksperlerin, işletmeleri ve vatandaşları sorgularcasına ve şüpheli gözle yaklaşımları zaten canı yanan işletme sahiplerini ve vatandaşlarımızı daha çok yaralamıştır. Mevcut küresel mali krizle birlikte zor günler geçiren bölgedeki işletmelere ikinci bir darbe olan bu afetin yaralarının sarılması noktasında en büyük görevin düştüğü sigorta şirketleri, hasar tespiti amacıyla yaptıkları ekspertiz çalışmalarında firmalara daha işin başında çıkardıkları zorluklar ile kara gün dostu olmadıklarını gösterip sınıfta kalmıştır. Bu tür katastrofik hasarların ülkemizde her zaman olmadığı gerçeğinden hareketle, sigorta şirketlerinin sigortalılarını rehabilite etmesi, işletmelerin zararlarının karşılanması noktasında daha duyarlı olması gerektiğini düşünmekteyiz. Sigortalı olup mağdur olan üyelerimiz için MÜSİAD içerisindeki oluşturduğumuz hizmet birimi ile bu konuda zorluk çıkaran sigorta şirketlerin çok yakından takipçisi olacağız.’’ |
15.09.2009 |
İstanbul’da sanayiye yeni planlama geliyor |
SANAYİ ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, sanayinin il dışına çıkarılması konusunda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir çalışması olduğunu belirterek, “İstanbul’dan Trakya istikametine, Çanakkale-Balıkesir istikametine, Bursa-Bilecik istikametine, Kocaeli-Sakarya-Düzce-Kastamonu istikametine yeni bir planlamayla bir değerlendirme içinde olunacak” dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Murat Yalçıntaş ve beraberindeki yönetim kurulu üyeleri, Bakan Ergün’ü ziyaret ederek, şehirde meydana gelen selden doğan zarara ilişkin bir rapor sundu. Ergün, burada yaptığı konuşmada, felaketle ortaya çıkan tablonun sadece İstanbul için değil tüm bölgeler için “birçok şeyin yeniden düşünülmesi gerektiğini” gösterdiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Bakan Ergün, İstanbul’da sanayinin il dışına çıkarılmasıyla ilgili soruya karşılık olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bu konuda bir çalışması olduğunu ifade etti. Hangi tür sanayilerin İstanbul içinde ve yakın çevresinde yer alması, hangi tür sanayilerin havza bazında değerlendirilmesi gerektiği üzerinde durulduğunu anlatan Ergün, “İstanbul’dan Trakya istikametine, Çanakkale-Balıkesir istikametine, Bursa-Bilecik istikametine, Kocaeli-Sakarya-Düzce-Kastamonu istikametine yeni bir planlamayla bir değerlendirme içinde olunacak” dedi. Çalışmanın henüz netleşmediğini ancak genel kanaatin İstanbul’a taşıyamayacağı kadar yük yüklendiği yönünde olduğunu belirten Ergün, “Bu yükler dağıtılmalı, paylaşılmalı ve bu yine İstanbulla entegre bir yapı olmalı. Bir havza planlaması düşünülüyor” diye konuştu. |
15.09.2009 |
İçeride sevinç dışarıda tepki |
MİLLİ Eğitim Bakanlığı 11 bin sözleşmeli, 15 bin 800 öğretmen atadı. Bakanlıkta atama yapılırken, atanamayan öğretmenler ise bina dışında eylemdeydi. Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki törende, 42 bin 88 başvuru arasından 15 bin 800 öğretmen atandı. En fazla atama, 5356 kişi ile okul öncesi öğretmenliğine yapıldı. Kura ile atama yapılırken, salondan sevinç çığlıkları yükseldi. Aynı anda bina dışındaki protesto eyleminde, öğretmenler bakanlıktan kadro istedi. Bilgisayar kurası sonucunda ilk atama yoluyla 3 bin 901’i kadrolu 8 bin 813’ü sözleşmeli, kurumlararası, açıktan ve milli sporcu kontenjanından da olmak üzere toplam 15 bin 655 öğretmenin ataması yapıldı. Atananlar sonuçları Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘’http://personel.meb.gov.tr’’ internet adresinden öğrenebilecekler.
200 BİNDEN FAZLA İŞSİZ ÖĞRETMEN VAR Eğitim Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik ise, öğretmen atamalarının Türkiye’nin ihtiyacı olan öğretmen sayısının çok altında olduğunu savundu. İşsiz öğretmen sayısının 200 binin üzerinde olduğunu öne süren Bozgeyik, ‘’Öğretmen açığını kapatacak yeterli atamanın yapılmamasının eğitimin niteliğini düşürürken, aynı zamanda binlerce öğretmen adayını işsizliğe, umutsuzluğa ya da düşük ücretle, iş güvencesinden yoksun olarak çalışmaya ittiğini’’ ifade etti. |
15.09.2009 |
AİHM’in kayıp Rum kararı 18 Eylül'de |
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) temyiz niteliğindeki büyük dairesi, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kaybolduğu iddia edilen 18 Kıbrıslı Rum’un yakınları tarafından açılan davaya ilişkin kararını 18 Eylül Cuma günü verecek. AİHM’nin 10 Ocak 2008 tarihinde aldığı kararda insan hakları ihlalinde bulunulduğuna hükmetmesi üzerine Türkiye, 28 Mart 2008 tarihinde davanın temyiz niteliğindeki büyük dairede görüşülmesini istemişti. Büyük dairede 19 Kasım 2008 tarihinde yapılan duruşmada tarafların görüşleri bir kez daha dinlenmişti. AİHM’nin ilgili dairesinin 10 Ocak 2008 tarihinde aldığı kararda, Türkiye’nin söz konusu davayla ilgili etkili soruşturma yapmadığı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2, 3 ve 5’inci maddelerini ihlal ettiği görüşüne varılmış ve Türkiye’nin mahkeme masrafı olarak her bir başvuru sahibine 4’er bin Avro ödemesine karar verilmişti.Başvuru sahipleri, 1974 Barış Harekatı sırasında esir alındığı ileri sürülen ve o zamandan beri kendilerinden haber alınamayan 9 kişinin yakınları ile harekat sırasında kaybolduğu iddia edilen 9 kişinin yakınlarından oluşuyor. AİHM’den çıkacak karar, mahkemenin Rumların kayıp iddialarıyla ilgili vereceği ilk hüküm olması ve ileride benzer davalara emsal teşkil etmesi bakımından önem taşıyor. |
15.09.2009 |
Bakanlıktan füze açıklaması |
MİLLİ Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi’ne ilişkin teklife çağrı dosyasının Çin, Rusya ve ABD’li firmalara, ilgili talep mektubunun ise ABD hükümetine 8 Nisan 2009 tarihinde yayımlandığı ve ihale sürecinin başladığı belirtildi. Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreterliği’nden yapılan açıklamada, Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Projesi’nin Türk Silahlı Kuvvetlerinin 10 yıllık tedarik planı çerçevesinde ve Savunma Sanayi İcra komitesinin 30 Haziran 2006 tarihli kararı uyarınca başlatıldığı hatırlatıldı. Projenin, Milli Savunma Bakanlığı Sanayi Müsteşarlığınca yürütüldüğü ifade edilen açıklamada, şunlara yer verildi: ‘’Projeye ilişkin teklife çağrı dosyası, Cpmiec/Çin Halk Cumhuriyeti, Rosoboronexport/Rusya Federasyonu, Raytheon/ABD ve Lockheed Martin/ABD firmalarına ve kuruluşlarına, ilgili talep mektubu ise ABD hükümetine 8 Nisan 2009 tarihinde yayımlanmış ve ihale süreci başlamıştır. Aday firmalar/kuruluşlar tarafından teklif verilebilmesi için ilgili devletlerin ‘ön izinlerini almış bulunmaları’ teklife çağrı dosyasının bir gereğidir. ABD Savunma Bakanlığının 9 Eylül 2009 tarihli basın açıklaması, verilecek teklif için ABD Kongresi onayını alabilmek üzere yaptığı başvuruya ilişkindir. Tekliflerin Savunma Sanayi Müsteşarlığınca kurulacak Teklif Değerlendirme Heyeti tarafından değerlendirilmeleri rekabet ortamında gerçekleştirilecektir. Teklif değerlendirme sürecinin tamamlanmasını müteakip projeye ilişkin nihai karar Savunma Sanayi İcra Komitesi tarafından verilecektir.’’ |
15.09.2009 |
Topraktan mühimmat fışkırıyor |
Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı turistik Titreyengöl bölgesindeki bir arazide, bir ihbar üzerine yapılan kazıda 80 adet savunma tipi el bombası bulundu. Topraktan bomba fışkırdı
ANTALYA’NIN Manavgat ilçesine bağlı turistik Titreyengöl bölgesindeki bir arazide, ihbar üzerine yapılan kazıda 80 adet savunma tipi el bombası bulundu. Bulunan mühimmat incelenmek üzere emniyete götürülürken olayla ilgili inceleme başlatıldı. İstanbul Başakşehir’de toplu konutların bulunduğu alandaki bir çöp konteynerinde ise, belediyenin temizlik görevlileri bir silah buldu. Silah bulunduğu emniyet birimlerine bildirilirken, olay yerine gelen ekiplerin yaptığı incelemede, silahın üzerindeki menşesinin kazınmış olduğu ve paslanmaya yüz tuttuğu belirlendi. Şarjörü de üzerinde olmayan silah, incelenmek üzere emniyete götürülürken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. |
15.09.2009 |
Çukurca’da bir şehit daha |
Hakkarİ’nİn Çukurca ilçesinde sürdürülen operasyonda, 1 uzman onbaşı şehit oldu. Alınan bilgiye göre, Kavşak köyü Kazan Vadisi’nde terör örgütü PKK üyelerine karşı sürdürülen operasyonlarda, Ordu nüfusuna kayıtlı Uzman Onbaşı Mustafa Güler (23) şehit oldu. Şehit askerin cenazesi, helikopterle Fatih Kışlası’na getirildikten sonra ambulansla Hakkari Askeri Hastanesi’ne gönderildi. Kazan Vadisi’ndeki operasyonların devam ettiği bildirildi. Öte yandan, ilçeye bağlı Kavşak köyü Kazan Vadisi’nde terör örgütü PKK mensuplarına karşı sürdürülen operasyonlarda 3 terörist daha silahlarıyla birlikte ölü ele geçirildi. 4 günden bu yana sürdürülen operasyonlarda ölü ele geçirilen terörist sayısı 8’e yükseldi. Kazan Vadisi’ndeki operasyonların devam ettiği bildirildi. |
15.09.2009 |
“Kapalı oturuma” açık tehdit |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “AKP’nin Meclis’in kapalı oturum yapmasındaki ısrarını sürdürmesi halinde, oturum sonrası ne cereyan ettiğini Türk milletine açıklayacaklarını” bildirdi. Bahçeli, yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “Kapalı kapılar arkasında İmralı ve Kandil’deki çetelerle dolaylı temas kanalları kuranların kendilerini temize çıkarmak için sloganlar arkasında sahte hamaset yapmalarının gerçek niyet ve hüviyetlerini saklayamayacaktır. Gerçekleri Türk milletinden gizlemek için TBMM’nin bu konuyu gizli oturumda ele almasını isteyenlerin neden utandıklarını Türk milleti çok iyi değerlendirecektir. AKP’nin Meclis’in kapalı oturum yapmasındaki ısrarını sürdürmesi halinde, oturum sonrası ne cereyan ettiğini Türk milletine bizzat açıklayacağımızı şimdiden ilan ediyorum. Türkiye’nin milli birliğini ve kardeşliğini korumayı, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunmayı statükoculuk olarak gören Başbakan’la bizim konuşacağımız hiçbir şey yoktur.” |
15.09.2009 |
Alkolizm afetini durduralım |
Türkiye’de bu yılın ilk yarısında, 2008 yılının aynı dönemine göre 4,5 milyon litre daha fazla içki satıldı. TAPDK’nın verilerine göre, 2008 yılının ilk altı ayında 531 milyon 769 bin 663 litre olan alkol tüketimi, bu yılın ilk yarısında 536 milyon 276 bin 249 litreye çıktı. Alkol tüketimi artıyor
Alkollü içki tüketimi artıyor. Türkiye’de bu yılın ilk yarısında, 2008 yılının aynı dönemine göre 4,5 milyon litre daha fazla içki satıldı. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumundan (TAPDK) edinile bilgiye göre, 2006 yılının ilk 6 aylık döneminde 453 milyon 345 bin 363 litre olan alkollü içki satışı, 2007 yılının aynı döneminde 465 milyon 971 bin 71 litreye, 2008 yılında ise 531 milyon 769 bin 663 litreye yükseldi. Söz konusu rakam, bu yılın ilk yarısında ise 536 milyon 276 bin 249 litre olarak gerçekleşti. Bu şekilde 4 yıllık dönemde yurt içindeki toplam alkollü içki satışı, 1 milyar 987 milyon 362 bin 346 litreye ulaştı. Verilere göre, 6 aylık dönemde geçen yılın aynı dönemine göre ülkemizde satılan alkollü içki miktarı da, 4 milyon 506 bin 586 litre artış gösterdi. Bu arada 2006 yılının ilk yarısında 43 milyon 553 bin 277 litre, 2007 yılında 34 milyon 501 bin 52 litre, 2008 yılında ise 36 milyon 969 bin 122 litre olan alkollü içki ihracatı, bu yıl aynı dönemde 53 milyon 152 bin 84 litreye yükseldi. Türkiye’de alkollü içki satışları büyük şehirler ve tatil yörelerinde yoğunlaşıyor. Bu açıdan turist sayısındaki artış da önem taşıyor. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği verilerine göre, 2006 yılında 19 milyon 819 bin olan turist sayısı bu dönemde yüzde 32,9 oranında, 6 milyon 518 bin kişi arttı. |
e.jpg 15.09.2009 |
24 saatte trenle Mekke |
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka, Hicaz Demiryolu Projesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek, “Proje tamamlandığında İstanbul’dan yola çıkan bir tren, 24 saatte Mekke’de olacak’’ dedi. Aka, çalışmaların 2012’de tamamlanmış olacağını sözlerine ekledi. TREN İLE İSTANBUL MEKKE ARASI 24 SAAT OLACAK
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar yardımcısı Suat Hayri Aka, Hicaz Demiryolu Projesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek, ''Proje tamamlandığında İstanbul'dan yola çıkan bir tren, 24 saatte Mekke'de olacak'' dedi. Aka, Türk Amerikan İşadamları Derneği'nin (TABA/AmCham) düzenlediği iftara katıldı. Yemekten sonra konuşma yapan Aka, Hicaz Demiryolu Projesi'ni anlattı. Hicaz Demiryolu'nun, 1. Dünya Savaşında ve sonrasında tahrip edildiğini, 1918 yılında ise Medine'nin bağlantısının tamamen kesildiğini anlatan Aka, şunları kaydetti: ''Hicaz Demiryolu'nun yeniden hayata geçirilmesi için Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan'ın, bu hattın yapılmasına müştereken karar vermesi gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) Genel Müdürlüğü, bu anlamda gerekli girişimleri sürdürmektedir. Hicaz Demiryolu'nun tekrar canlandırılması için ülkemizde İstanbul-Ankara-Konya yüksek hızlı demir yolu hattı inşası devam etmekte olup, Konya-Karaman-Adana sınır rehabilitasyon projesinin yapımına da kısa süre içerisinde başlanacaktır. Yapılmakta olan Marmaray Projesi'nin yanı sıra programa aldığımız diğer proje olan İstanbul-Edirne Hızlı Tren Projesi de tamamlandığında Suudi Arabistan yarımadası ile Avrupa, Türkiye üzerinden modern bir demir yolu ile bağlanmış olacaktır.'' Konuşmasının ardından soruları da cevaplayan Aka, projenin ne zaman başlayacağına ilişkin şu bilgiyi verdi: ''Projeye, Türkiye olarak hızlı tren istasyonlarıyla başlamış durumdayız. Suriye ve Ürdün, çalışmalarına 2010 yılında başlayacaklar. Suudi Arabistan'da ise çalışmalar 2012 yılında tamamlanmış olacak. Hicaz Demiryolu Projesi için çalışmalar devam ediyor. Proje tamamlandığında İstanbul'dan yola çıkan bir tren, 24 saatte Mekke'de olacak.'' |
15.09.2009 |
Şefkatli devlet olamaz mıyız? |
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ‘’Türkiye, Türk’ü, Kürt’ü, Türkmen’i, Alevi’yi, Sünni’yi, Müslüman’ı, Hristiyan’ı kucaklayan şefkatli, merhametli, adaletli bir devlet olamaz mı? Biz, bunu yapmaya çalışıyoruz’’ dedi. Günay, AKP Eskişehir İl Teşkilatı tarafından Gar Düğün Salonu’nda verilen iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, Ramazan ayının halkın dayanışma ve paylaşma duygusunu güçlendirdiğini belirtti. Günay, ‘’Komşu açken tok yatan benden değildir’’ anlayışını benimseyen bir toplumun mensupları olarak bu anlayışı gelecek kuşaklara aktarmak istediklerini dile getirdi. Türkiye’yi dayanışmanın, barışın, kardeşliğin, dostluğun ve birlikteliğin yaşandığı bir ülke haline getirmek istediklerini ifade eden Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bu niyet ve kararlılıkta Allah bizi muvaffak etsin. Gelecek hafta da bayramımızı kutlayacağız. Bayram, ilginç tartışmaların yaşandığı günlerin ardından bir vaha gibi bizi bekliyor. Bayrama giden süreçte milletimizin içindeki kırgınlıklar, dargınlıklar sona ersin, nifak tohumları artık yeşermesin. Barış, bereket ve birlik tohumlarının yeşermesi için seferberlik, açılım ve girişim sergilemeye çalıştık. Bu niyetimizi ve gayretimizi karartmaya, insanların aklını karıştırmaya çalışanlar oldu. Osman Gazi ile birlikte gazi unvanını alan ilk kişi bir Rum tekfuruydu. Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi yola çıkarken, topraklarda yaşayan herkesle dayanışma kurdu. Aynı toprakları paylaştığı insanları, (Rum, Türk, Kürt, Ermeni, Alevi, Sünni) diye ayırmadan bir aşiretten bir cihan devlet kurdular. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nde bu topraklarda yaşayan herkesi bir ekip ve kardeş sayamaz mıyız? Türkiye, Türk’ü, Kürt’ü, Türkmen’i, Alevi’yi, Sünni’yi, Müslüman’ı, Hristiyan’ı kucaklayan şefkatli, merhametli, adaletli bir devlet olamaz mı? Biz, bunu yapmaya çalışıyoruz. Bazıların aklı 1980-1990’da kalmış, soğuk savaş döneminde. Artık, ayrımlar üzerinde siyaset yaptırmayacağız. Kavga politikası değil, hizmet politikası yapıyoruz.’’
‘’ARTIK ÇOCUKLARIMIZ ŞEHİT OLMASIN’’ ‘’Hükümetin önüne şehitlerin çıkartıldığını’’ söyleyen Günay, ‘’Bunları unutmamız mümkün mü? Onlar, yakınlarımızın çocukları. Onların anası, babası gibi yüreğimiz acıyor. Artık çocuklarımız şehit olmasın. Kan, çatışma ve kavga artık dursun. Kimsenin anası ağlamasın’’ diye konuştu. Anaların göz yaşlarının ideolojisinin olmadığını, onların evladının neden öldüğünü bilmediğini ifade eden Bakan Günay, ‘’O, evladı öldü bilir. Hiçbir vatan evladı ölmesin, artık. Türkiye, kaynağını silahlanmaya, birbirini yok etmeye, çatışmaya değil, fabrika kurmaya harcasın’’ diye konuştu. |
15.09.2009 |
Büyük uyuşturucu operasyonu |
İstanbul Valisi Muammer Güler, Tuzla ve Pendik’te 3 ayrı uyuşturucu imalathanesine yönelik operasyonlarda, uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin ile 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini, olayla ilgili yakalanan 11 kişiden 9’unun tutuklandığını bildirdi. Vali Güler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile Tuzla ve Pendik’te 3 ayrı uyuşturucu madde imalathanesine yönelik operasyonla ilgili basın açıklamasına katıldı. Güler, operasyonlarda, sentetik uyuşturucu hap imalatında kullanılan 400 kilogram amfetamin, 3 ton amfetamin maddesi üretilebilecek 36 ton kimyasal madde ele geçirildiğini bildirdi. Güler, ‘’ele geçirilen madde miktarının Türkiye’de bugüne kadar ele geçirilen toplam amfetamin miktarının 4 katı olduğunu’’ ifade etti. Olayla ilgili gözaltına alınan ve aralarında ‘’suç örgütünün elebaşı’’ olduğu belirtilen H.K. ile eski öğretim görevlisi yüksek kimya mühendisi H.R.I’nın aralarında bulunduğu 11 kişiden 9’unun tutuklandığı bildirildi. |
15.09.2009 |
Bayramda cezaevlerinde açık görüş yapılacak |
Tutuklu ve hükümlüler, Ramazan Bayramı dolayısıyla açık görüş yapacak. Adalet Bakanlığınca Cumhuriyet Başsavcılıklarına gönderilen genelgeye göre, Adana E Tipi, Ankara 1 ve 2 Nolu L Tipi, Alanya L Tipi, Antalya E ve L Tipi, Aydın E Tipi, Bursa E Tipi, Çorum L Tipi, Denizli D Tipi, Diyarbakır E Tipi, Gaziantep E Tipi, Hatay E Tipi, İzmir Buca Kapalı, Maltepe 1, 2 ve 3 No’lu L Tipi, Mersin E Tipi, Muğla E Tipi, Metris 1 ve 2 No’lu T Tipi, Ümraniye E ve T Tipi, Silivri 3, 4, 5, 6, 7, ve 8 No’lu L Tipi kapalı ceza infaz kurumlarındaki hükümlü ve tutuklular, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27 Eylül günlerinde 7 gün boyunca açık görüşten yararlandırılacak. Diğer bütün ağır ceza merkezi ve müdürü bulunan bağlı ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutuklulara 21, 22, 23, 24 ve 25 Eylül’de 5 gün açık görüş yaptırılacak. Müdürü bulunmayan bağlı ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutuklulara ise 21, 22 ve 23 Eylülde 3 gün açık görüş yaptırılacak. Kınama cezası dışında disiplin cezası alan ve cezaları kaldırılmayan hükümlü ve tutuklular açık görüşten yararlandırılmayacak. Hükümlü ve tutuklular, belgelendirilmek suretiyle sadece anne, baba, eş, çocuk, torun, büyük anne, büyük baba ve kardeşleriyle görüştürülecek. |
15.09.2009 |
Hurmadan biyoyakıt üretilecek |
Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Birleşik Arap Emirlikleri’nden bir şirketin, Irak topraklarında hurmadan biyoyakıt üretme projesini onayladı. Irak hükümetinden yapılan yazılı açıklamada, bu projenin, çiftçileri hurma çiftliklerini genişletmeleri konusunda cesaretlendirerek, ekonomiye destek sağlayacağı belirtildi. Hurma ağaçlarıyla ilgili ulusal bir komitenin başkanı olan Farun Ahmed Hüseyin de BAE şirketinin çürümeye başladığı için ihraç edilemeyen hurmalardan biyoetanol üreteceğini, bunun da önce ülke içinde kullanılacağını, daha sonra ihraç edileceğini söyledi. |
15.09.2009 |
Nüfus cüzdanını kaybedene ceza |
Eskİşehİr’de 20 Nisan’dan sonra nüfus cüzdanını kaybeden 4 bin 613 kişiye yaklaşık 250 bin TL ceza kesildi. Nisan ayında yürürlüğe giren 5490 sayılı kanuna göre, nüfus cüzdanı kaybı, yanlış adres beyanı, doğum olayını geç bildirme ve adres beyanında bulunmayan kişilere yönelik para cezası uygulanmaya başladı. Uygulamanın devreye girdiği Nisan ayından bu yana Eskişehir’de 4 bin 613 kişi nüfus cüzdanını kaybetti. 62 lira cezası olan ve 15 gün içerisinde nakit ödenmesi halinde 46,5 TL’ye düşen cezalar, Mal Müdürlüğü’ne ödendi. 646 TL ile en yüksek ceza olan “Yanlış adres beyanı”ndan ise şu ana kadar ceza alan olmadı. Kanuna göre, doğum olayını geç bildirmek 62, adres beyanında bulunmamak 322, yanlış adres beyan etmek 646 ve nüfus cüzdanını kaybetmek 62 TL ceza gerektiriyor. Kamu görevlilerinin bildirim süresi gecikmelerinin de 30 TL ile belirlendiği kanun kapsamında bugüne kadar Eskişehir’de 4 bin 613 kişi nüfus cüzdanını kaybetti ve yaklaşık 250 bin TL parayı ceza olarak devlete ödedi. |
15.09.2009 |
Avrupalı gençlere turşu kurma eğitimi |
Ankara’nIn Çubuk ilçesinde 24-27 Eylül tarihlerinde başlayacak 5. Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Festivali’ne katılacak yabancı öğrenciler, turşu kurmayı öğrendi. Çubuk Belediyesinin katkıları ve Gençlik Eğitim Topluluğu tarafından gerçekleştirilen ‘’Avrupalı Gençler Ahilik Kültürünü Öğreniyor’’ adlı Avrupa Birliği (AB) gençlik değişim projesi kapsamında Polonya, Bulgaristan, Romanya, Finlandiya ve Türkiye’deki üniversitelerden ilçeye gelen gençler, belediye başkanı Lokman Özden ile birlikte ilçe yakınlarındaki bir tarladan organik salata topladı. Yaşları 18 ile 26 arasında değişen öğrencilere daha sonra 12 yıllık turşu ustası Haceli Koç ve Belediye Başkanı Lokman Özden tarafından pratik ve teorik ‘’turşu kurma eğitimi’’ verildi. |
15.09.2009 |
Sinevizyonlu vaaz cemaati arttırdı |
Ermenek ilçesi, Güneyyurt beldesinde görev yapan imam-hatip Abdullah Yılmaz, vaazlarında teknolojiyi aktif şekilde kullanarak cami cemaatini arttırdı. Oda Mahallesi Camii’nde kürsüye kitap yerine dizüstü bilgisayar koyan, vaazını projeksiyon cihazıyla mihrap üzerine yerleştirilen perdeye yansıtarak yazılı ve görsel olarak da cemaatine sunan Abdullah Yılmaz, vaazlarının daha kolay anlaşılıp yorumlanabilmesini sağlıyor. Normal vakitlerde yaklaşık 80 kişinin saf tuttuğu 700 kişi kapasiteli cami, sinevizyon eşliğinde vaazların yapılmaya başlamasından sonra dolmaya başladı. Cami cemaatinde çok önemli bir artış olduğunu belirten vatandaşlar, “Abdullah Hoca’mızın sinevizyon cihazını kurduğu haberini alan mahalle sakinleri camimizi doldurmaya başladı. Önceleri teravih namazlarında 80-100 kişi saf oluştururken, şimdi 200-250 kişi ile saf oluşturmaktayız. Diğer yandan bayan cemaatimizin sayısında da büyük artış oldu. Bu vaaz sistemini çok beğendik” diye konuştu. |
15.09.2009 |
Vatandaşın derdine ‘Alo Yetiş’ |
Evren Belediyesi, vatandaşların sağlık ocağı başta olmak üzere kamu kurumlarındaki işlerini görmeleri için özel araba tahsis etti. Belediye aracı, vatandaşları evlerinden alıyor, işleri bitince tekrar evlerine bırakıyor. ‘Alo Yetiş’ uygulamasından vatandaşlar da son derece memnun. Evren Belediye Başkanı Nedim Keskin, ilçelerinde genelde yaşlı insanların yaşadığını söyledi. Sağlık ocağına gelecekler, tansiyon ölçtürecekler, iğne vurduracaklar veya bankada, resmi dairelerde işi olanların 24 saat belediyeyi arayabildiğini dile getiren Keskin, gündüz ‘Alo Yetiş’e belediye çalışanlarının, gece ise itfaiye ekiplerinin baktığını belirtti. Hattın 24 saat açık olduğunu anlatan Keskin, “Telefon açıldığı zaman araç gidip vatandaşı evinden alıyor, işi bitince de tekrar evine teslim ediyor. Pazardan alışveriş yapılacağı zaman dahi kullanılıyor. Bu 24 saat halka verilen bir hizmet. İlgi çok, günlük ortalama 15-20 arasında ‘Alo Yetiş’ten yardım isteniyor. Rahatsız olanlar, yürümekte güçlük çekenler başta olmak üzere 50 yaşın üzerindekilere hizmet veriliyor” dedi. |
15.09.2009 |
Afrika’da tehlikeli yeni bir virüs bulundu |
Afrİka’nIn güneyinde, Ebola virüsüne benzeyen ve bulaştığı kişilerin yüzde 80’inin ölümüne yol açtığı saptanan tehlikeli bir virüs keşfedildi. Güney Afrikalı doktor Nivesh Sewlall tarafından ABD’nin San Francisco şehrinde düzenlenen yıllık tıp konferansında sunulan çalışmada, kökeni bilinmeyen virüsün 2008’de Güney Afrika’da görüldüğü belirtildi. Dr. Sewlall, kanamalı ateşe neden olan virüsten ilk etkilenen kişinin Zambiya’nın başkenti Lusaka’da turist rehberliği yapan bir kadın olduğunu, bu kişinin uçakla Johannesburg’daki bir hastaneye getirildiğini anlattı. Bu hastanın yanı sıra tedavisiyle ilgilenen 3 kişinin öldüğünü belirten Dr. Sewlall, ‘’Lujo’’ adı verilen virüsün bir hemşireye de bulaştığını ve Hepatit C ve B için kullanılan bir ilacın da bulunduğu bir ‘’şok tedavi’’ sayesinde iyileştiğini kaydetti. Hemşirenin iyileşmesinin bir yılı bulduğunu kaydeden doktor, hastalığın ilk semptomlarını yüksek ateş, kas ağrıları, şiddetli ishali takip eden deri lezyonları ve başta karaciğer olmak üzere organların iflası olarak sıraladı. |
15.09.2009 |
Üzerinden hızlı tren geçti, ölmedi, ama uyanmadı da |
Fransa’nIn batısındaki Vannes şehri yakınlarında, bir TGV (yüksek hızlı tren-train à grande vitesse), raylar arasında yatan bir gencin üzerinden geçti, gencin burnu dahi kanamadı. Bölge jandarmasının verdiği bilgiye göre, dün sabah Quimper-Paris seferini yapmakta olan TGV’nin makinisti Vannes kentine 10 kilometre kala, demir yolunda raylara paralel olarak yüzüstü uzanmış genci farketti, ancak treni durdurmayı başaramadı. 800 metre ileride durabilen trenden inen makinist, gencin burnunun dahi kanamadığını görünce çok sevindi, ancak derin uykudaki genci uyandırmayı başaramadı. Olay yerine gelen itfaiye, genç adamı Vannes hastanesine götürdü ve kendine geldikten sonra yaşadığı olay anlatıldı. |
15.09.2009 |