Haberler |
YOKSULUN EVİNDE KAVGA BİTMEZ |
Bakan Ertuğrul Günay , Türkiye’nin iki tane düşmanı olduğunu vurgulayarak, yoksulluk ve cahilliğin önüne geçilmesi halinde kavgaların biteceğini söyledi. “Halkın bir sözü var: ‘Yoksulun evinde kavga bitmez’” diyen Günay, “Kardeşin kardeşin yediğinde, giydiğinde gözü vardır. Yoksul evde herkes mutsuzdur, sinirlidir, öfkelidir, gergindir. Yapmamız gereken bu kardeş kavgasını ortadan kaldırıp bereketi çoğaltmaktır, yoksulluğu gidermeye çalışmaktır” dedi. EKMEĞİ, ADALETİ ÇOĞALTMALIYIZ
Yoksulluğun ve cahilliğin yenildiği, Türkiye’nin bereketini, ekmeğini, adaletini çoğalttığı zaman barış, birlik ve kardeşlik içinde yaşayacağını ifade eden Bakan Günay, “Birlik, barış, esenlik içinde beraberce yaşayalım. Son zamanlarda yapmaya çalıştığımıza çeşitli isimler veriliyor; şu açılımı, bu açılımı... Buna eğer bir isim koyacaksak, bunu adı; Barış açılımı, kardeşlik açılımı, birlik açılımı, esenlik açılımı, bütünlük açılımıdır” diye konuştu.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye’nin iki tane düşmanı olduğunu vurgulayarak, yoksulluk ve cahilliğin önüne geçilmesi halinde kavgaların biteceğini söyledi. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın çevre düzenlemesi kapsamında uygulamaya konulan istimlak kararı çerçevesinde yapılacak ilk yıkım programına katılan Günay, ‘’Divriği bir hazineye sahip, bir mücevhere sahip, yeteri kadar farkına varmadığımız bir mücevhere sahip’’ dedi. Anadolu’da ‘’Dünya Kültür Mirası Listesinde’’ yer alan 9 eserin olduğunu anlatan Günay, ‘’9 anıt içerisinde belki bizim kendi mimarimizi, bizim kendi uygarlığımızı görkemli bir şekilde, ihtişamlı bir şekilde dünyaya anlatabileceğimiz bir ikincisi yok’’ diye konuştu.
‘’İKİ DÜŞMANIMIZ VAR, YOKSULLUK VE CAHİLLİK’’ Günay, ‘’Son yıllarda Türkiye’de ekmek yetersiz olduğu için, geçim yetersiz olduğu için, gelir yetersiz olduğu için, bin yıllardır barış içerisinde yaşayan insanlar arasında gerginlikler oldu, tatsızlıklar oldu’’ dedi. ‘’Yoksul evde kavga bitmez’’ sözünü bildiğini söyleyen Günay, ‘’Yoksul evde çünkü kardeşin kardeşin yediğinde, kardeşin kardeşin giydiğinde gözü vardır. Yoksul evde herkes mutsuzdur, herkes sinirlidir, öfkelidir, gergindir. O zaman yapmamız gereken ne? Yapmamız gereken bu kardeş tartışmasını ortadan kaldırıp, bereketi çoğaltmaya çalışmaktır, ekmeği büyütmeye çalışmaktır, yoksulluğu gidermeye çalışmaktır. İki tane düşmanımız vardır, yoksulluk ve cahillik’’ diye konuştu. Bu gerginliğin temel nedeninin yoksulluk olduğunu, cahilliğin de bu temel sebebi görmeden yapay gerekçelerle yeni tartışmalara, yeni çatışmalara yönelttiğini anlatan Günay, şunları söyledi: ‘’Yoksulluğu ve cahilliği geride bırakırsak, Türkiye’nin bolluğunu, bereketini, ekmeğini, adaletini, özgürlüğünü çoğaltırsak öyle zannediyorum ki sadece Sivas’ta, Divriği’de, sadece Tokat’ta, Zile’de değil, Türkiye’nin her tarafında bu esenlik ve güzellik ortamı, bu barış ve bereket ortamı bütün insanlarımızın birlik ve kardeşlik içerisinde yaşamasını sağlayacaktır. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz.’’ Bakan Günay, Türkiye’nin artık içinde çatışan değil, barışan bir ülke olmasını istediklerini belirterek, ‘’Çeşitli isimler veriliyor, şu açılımı, bu açılımı... Hayır eğer bir isim vereceksek bu, barış açılımı, kardeşlik açılımı, esenlik açılımı, birlik açılımı, bütünlük açılımıdır. Buna ihtiyacımız var’’ dedi. Divriği / aa |
06.09.2009 |
İsraftan kurtulalım |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin özellikle israf sorununu çözmek zorunda olduğunu belirterek, “Biz israf ekonomisini çözüp de verim ekonomisine geçtiğimiz gün inanın şu anda bulunduğumuz noktanın çok daha ötesinde oluruz, ama israf ekonomisinden kurtulacağız’’ dedi. BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Biz israf ekonomisini çözüp de verim ekonomisine geçtiğimiz gün inanın şu anda bulunduğumuz noktanın çok daha ötesinde oluruz, Ama israf ekonomisinden kurtulacağız’’ dedi. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin WOW Otel’de verdiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bir ‘’dayanışma ve paylaşma’’ ruhuyla yaşadığı ve yaşattığı Ramazan ayının İstanbul’da çok farklı ve heyecanlı bir atmosferde kutlandığını ifade ederek, şehir ve Ramazanın adeta kaynaştığını ve bütünleştiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin özellikle bir sorunu çözmek zorunda olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’O da şu; biz israf ekonomisini çözüp de verim ekonomisine geçtiğimiz gün inanın şu anda bulunduğumuz noktanın çok daha ötesinde oluruz, ama israf ekonomisinden kurtulacağız. Şu anda israf ekonomisinin geçerli olmadığı ev yok. Her evde var. Fakirinde de var, onu da söyleyeyim. Zengini zaten almış başını gidiyor, israftan onun hiç bir zaman çıktığı yok. Kendimizi bu noktada imtihana çekmemiz lazım, hepimizin istisnasız... Eğer burada kendimizi imtihana çekersek ülkemizde fakir fukara, garip gureba kalmaz, bir başka olur o zaman bizim ülkemiz. O zaman bu ülkede sevgi ve rahmet dalgaları çok daha farklı esmeye başlar. O zaman bu ülkede kavgayı, anarşiyi, terörü göremezsiniz, çünkü barınacak yer bulamaz. Bu güzel şehrin güzelliğini hep birlikte paylaşıyoruz. Bu güzel şehri daha da güzelleştirmek için hep birlikte çalışıyoruz. Bana göre inşa edilen bir gecekondu israf ekonomisinin en güzel örneğidir. Herkes zanneder ki başını sokmak için bir yer yaptı, hayır, tam manasıyla israf ekonomisinin bir gereği olarak bunu inşa etti. Verim ekonomisinin içinde olan onu inşa etmez gider kirada oturur.’’ Toplu konutları israf ekonomisini yıkmak için yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, çok da olumlu sonuçlar aldıklarını söyledi. |
06.09.2009 |
Baykal: Biz yokuz |
Başbakan Erdoğan’ın CHP için “Onlar bize gelmezse, biz onlara gideriz” sözüne CHP lideri Baykal dün cevap verdi. Baykal, ‘’Arkasında kim var bilmediğimiz, nereye varacağını görmediğimiz, Türkiye’ye hangi zararları vereceğini şimdiden gözlemlediğimiz bu sürecin hiçbir şekilde parçası olmayacağımızı Sayın Başbakan’ın bilgisine sunmak istiyorum’’ dedi. |
06.09.2009 |
Elektrik Zammına Mumlu protesto |
Elektriğe yapılan yüzde 21’lik zamma tepkiler sürüyor. Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası ile Tüketici Hakları Derneği üyeleri, dün Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı önünde toplanarak, zammı mum yakarak protesto ettiler. THD Genel Başkanı Turhan Çakar, elektrik zamlarından zarar gören tüm kesimlerle birlikte bir kampanya başlatacaklarını duyurdu. |
06.09.2009 |
2. Ergenekon dâvâsı yarın başlıyor |
Emekli Orgeneraller Mehmet Şener Eruygur ile Hurşit Tolon’un da aralarında bulunduğu 56 sanıklı ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsının 3. duruşması yarın yapılacak. Aynı duruşmada, dosyaları bu dâvâyla birleştirilen eski MGK Genel Sekreteri Emekli Orgeneral Tuncer Kılınç, eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz, Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Gazeteci-Yazar Yalçın Küçük’ün de aralarında bulunduğu 3. ‘’Ergenekon’’ dâvâsının 52 sanığı da ilk kez hâkim karşısına çıkacak.
EMEKLİ Orgeneraller Mehmet Şener Eruygur ile Hurşit Tolon’un da aralarında bulunduğu 56 sanıklı ikinci ‘’Ergenekon’’ davasının 3. duruşması 7 Eylül Pazartesi günü yapılacak. Aynı duruşmada, dosyaları bu davayla birleştirilen üçüncü ‘’Ergenekon’’ iddianamesinin 52 sanığı da ilk kez hakim karşısına çıkacak. 56 sanıklı ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsının ilk duruşması, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda 20 Temmuzda yapıldı. Bu duruşmada, sanıklardan Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, eski İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Adil Serdar Saçan, eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ın da aralarında bulunduğu 16 tutuklu sanık ile emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt ve diğer 30 tutuksuz sanığın kimlik tespiti tamamlandı. Mahkeme heyeti, 6 Ağustosta yapılan 2. duruşmada da savcılığın Eruygur ve Tolon’un Adlî Tıp Kurumuna sevkleri, Aygün ve Temiz’in de tutuklama taleplerini reddetti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, aynı duruşmada ikinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsı ile iddianamesi 5 Ağustosta kabul edilen 35’i tutuklu 52 sanıklı üçüncü ‘’Ergenekon’’ davalarının birleştirilmesini kararlaştırarak, duruşmayı 7 Eylüle bıraktı. İstanbul / aa |
06.09.2009 |
Deprem için erken uyarı sistemi |
İTÜ tarafından geliştirilen depremi önceden belirleme sistemi, birinci derece deprem kuşağında bulunan Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesine de kurulacak. Fay hattındaki hareketlerle, toprak, su ve havadaki hareketleri sürekli izleyerek bölgenin deprem haritasını oluşturan sistem, depremi 4 gün önce haber veriyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, ‘’Fay hattındaki hareketlerle, toprak, su ve havadaki hareketleri sürekli izleyerek bölgenin deprem haritasını oluşturan sistem, depremi 4 gün önce haber veriyor’’ dedi. Gündoğdu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) tarafından geliştirilen Depremi Önceden Belirleme sistemi’nin birinci derece deprem kuşağında bulunan Tekirdağ’ın Marmara Ereğlisi ilçesinde kurulmasıyla ilgili görüşmede bulunmak üzere Tekirdağ’a geldi. Gündoğdu, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem gerçeğini kabul etmesine rağmen, 17 Ağustos büyük Marmara depreminin ardından önemli adımların atılmadığını iddia etti. Bu konuda önemli çalışmalar yapan İTÜ’nün Depremi Önceden Belirleme Sistemi’ni geliştirdiğini ve son derece ciddî sonuçlar aldıklarını ifade eden Gündoğdu, bunun yaygınlaştırılması çalışmalarının ise amatör biçimde devam ettiğini bildirdi. Sistemin, bağlı bulunduğu bilgisayara yer, hava ve toprak hareketi verilerini aktararak çalıştığını, hareketlerin üniversitedeki merkezden 24 saat süreyle aralıksız izlendiğini anlatan Gündoğdu, şöyle konuştu: "Fay hattındaki hareketlerle, toprak, su ve havadaki hareketleri sürekli izleyerek bölgenin deprem haritasını oluşturan bu sistem, depremi 4 gün önce haber veriyor. Bu sistem Türkiye’de ilk başta bazı bilim adamları tarafından ciddîye alınmadı. Sistem hakkında bilgi verdiğimiz insanlar, (Japonlar bile depremi önceden tesbit edemiyor) dediler. Ancak, Türkiye’de meydana gelen depremler ‘sığ’ olarak adlandırdığımız, 50-60 kilometre derinde olan hareketler. Bunun için tesbitler yapabilmek mümkün. Japonya’daki depremler ise yerin 300-400 kilometre altından geliyor.’’ Sistemle ilgili Çanakkale, Bursa ve Nilüfer ilçesi ile Bakırköy ve Çınarcık’ta istasyonlar kurulduğunu bildiren Gündoğdu, hareketliliğin, İstanbul’daki merkezden izlendiğini ve 4 gün sonra olacak depremin şiddetini burada belirleyerek, ilgili birimlere haber verildiğini kaydetti. Bu sistemi birinci derece deprem kuşağındaki Marmara Ereğlisi ilçesine de kurmak istediklerini kaydeden Gündoğdu, ‘’Konuyla ilgili belediye başkanıyla görüştük. Başkan, halkın güvenliği açısından sistemin kurulması gerektiğini belirterek, bize olumlu cevap verdi’’ dedi. Gündoğdu, bir çok Avrupa ülkesinin, Türkiye’de kullanılan deprem uyarı sistemini örnek aldığını bildirdi. Tekirdağ / aa
NASA, MARMARA’YI İZLİYOR
Gündoğdu, Türkiye’de sistemin kurulu olduğu bölgelerdeki hareketliliğin aralıksız izlendiğini hatırlatarak, 10 dakikada bir güncellenen tüm verilerin ‘’www.yerdurumu.com’’ internet adresinden açık olarak yayınladığını belirtti. Sitenin, günlük bin 200 kez tıklandığını ve Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Araşırmaları Merkezi (NASA) tarafından günlük olarak takip edildiğini bildiren Gündoğdu, şunları kaydetti: ’’Marmara’nın deprem hareketliliğiyle NASA çok yakından ilgileniyor. İnternet üzerinden buradaki tüm hareketler dikkatlice izleniyor. Hayatî önem taşıyan bu sistemin ülkemizde de önemsenmesi gerekiyor. Depremin 4 gün önceden fark edildiği bir ülkede, insanlar daha bilinçli hale gelecektir. Türkiye’de depremi 5-6 saniye öncesinden haber veren bir sistem kullanılıyor. Bu sistemdeki amaç, can kurtarmaya yönelik olmasa da gaz ve elektriklerin kesilmesi için yeterli görülüyor. Bunun için 4 milyon dolar para harcandı.’’ Deprem ve tabiat hareketliliğinin yabancı ülkelerdeki bilim adamları tarafından da titizlikle takip edildiğini anlatan Gündoğdu, Sapanca’da meydana gelen bir sıvılaşma olayı üzerine yüzlerce yabancı bilim adamının gelip incelemelerde bulunduğunu ve kendince tedbirler aldığını söyledi. |
06.09.2009 |
Türkiyesiz AB güçsüz olur |
İSVEÇ'İN en önemli gazetelerinden Dagens Nyheter’in tartışma sayfasında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun kaleme aldığı bir yazı yayımlandı. Gazete, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Türkiye’nin AB için önemini anlatan görüşlerini aktardığı yazısını, Davutoğlu’nun ifadesine atfen, “Türkiye ne zaman AB’ye girerse Avrupa o zaman güçlenecek” başlığıyla kullandı. Davutoğlu, yazısında, İsveç’in Türkiye’nin AB’ye üyeliği için verdiği desteğin önemli olduğuna işaret ederken, Türkiye’nin son yıllarda sessiz devrimler olarak nitelediği çok önemli reformlar yaptığını ve tabuların yıkıldığını kaydetti. Türkiye’nin dışarıda kalması halinde AB’nin güçlü olamayacağını ifade eden Davutoğlu, İsveç ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok köklü olduğunu anlattı. AB’ye girişinin hızlandırılmasının Türkiye’ye olduğu kadar AB’ye de sinerji katacağını belirten Davutoğlu, AB’ye üye olmasıyla birlikte Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgeye barış ve istikrar geleceğine dikkati çekti. AB üyeliğinin Türkiye için çok önemli olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Avrupa ile aynı kıtadayız, ortak tarihimiz ve geleceğimiz var. Geçmişteki anlaşmazlıkları geride bırakmak lazım. Küreselleşen dünyada Türkiye, çok yönlü ve aktif bir dış politika izliyor. Enerjinin genel şekilde yayılması için Türkiye, bu bölgede aktif bir rol üstleniyor” diye yazdı. Stockholm / aa |
06.09.2009 |
Mahyalar teknolojiye uydu |
OsmanlI döneminde yağ kandilleri, günümüzde elektrik ampulleriyle yapılan mahyalar, yerini değiştirilebilir yazılı elektronik mahyalara bırakmaya başladı. Denizli’de mahya yerinden sökülmeden, yazıları otomatik olarak değiştirilen bir sistem geliştirildi. Yeni mahyada beş farklı yazı bulunabiliyor. Akgün Elektrik Mühendislik’ten otomasyon sorumlusu Mustafa Atar, Türkiye’de yapılan bütün mahyaların sabit olduğunu vurgulayan Atar şu bilgileri verdi: “Bizim projemizde beş farklı yazı var. Bunlar ‘Hoşgeldin Ya Şehri Ramazan’, ‘Elveda Ya Şehri Ramazan’, ‘Oruç Tut Sıhhat Bul’, ‘La İlahe İllallah’ ve ‘Nam az Dinin Direğidir’. Bu yazılar, 3 dakika aralıklarla otomatik olarak değişebiliyor. Kontrol sistemiyle, istenen yazı mahyada sabit kalabiliyor.” Denizli / cihan |
06.09.2009 |
İş makinelerine bombalı saldırı |
HakkÂrİ’nİn Şemdinli ilçesi Çatalca Köyü ile Yüksekova ilçesine bağlı Çobanpınar Köyü arasında yol çalışması yapan 2 iş makinesine bombalı saldırı düzenlendi. Alınan bilgiye göre, Şemdinli ilçesine bağlı Çatalca Köyü ile Yüksekova’ya bağlı İran sınırında bulunan Çobanpınar köyleri arasında yeni yapılan yolda çalışan 2 iş makinesine, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce bombalı saldırı düzenlendi. Saldırıda ölen ya da yaralanan olmazken, bomba isabet eden 2 iş makinesi büyük hasar gördü. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. Yüksekova / aa |
06.09.2009 |
Okul güvenliği veli polislerden sorulacak |
Antalya’nIn Manavgat İlçesi’nde okul güvenliğine sivil kıyafet giymiş öğrenci velisi polisler bakacak. Manavgat İlçe Emniyet Müdürü Alper Tunga Gündoğmuş, yaklaşan eğitim sezonu öncesinde okul güvenliği için bir dizi önlemler aldıklarını söyledi. Gündoğmuş, yeni eğitim ve öğretim yılında okullarda güvenliği öğrenci velisi polislerin sağlayacağını belirtti. Bu yöntemle öğrencilerle rahat bir şekilde irtibata geçileceğini anlatan Gündoğmuş, "Okul içi güvenliği öğrenci velisi polislerle sağlayacağız. Öğrencilerin rahat olması için görevli polisler sivil kıyafetle dolaşacak.” diye konuştu. Manavgat / cihan |
06.09.2009 |
Krizde bile büyük evden vazgeçmedik |
Geleneksel geniş aile yapısı sebebiyle büyük evlere alışan Türk insanı, bu alışkanlığını ekonomik krizde bile değiştirmedi. Yapılan araştırmaya göre, geçen yıl bu dönemde kilogramı 2 lirayı bulan demirin fiyatı, bu yılın aynı döneminde 80 kuruşa kadar düştü, inşaat maliyetleri genel olarak azaldı. Ancak ekonomik kriz dolayısıyla talep azalmasına bağlı olarak inşaat sektörü yeni bina yapımına ara verirken, bu durgunluk süresi içerisinde firmalar ellerindeki konut stoklarını eritmeye çalıştı. Geleneksel geniş aile yapısı dolayısıyla büyük evlere alışık olan Türk insanının, bu alışkanlığını ekonomik krizde bile değiştirmediğine dikkati çeken İnşaat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ali Çınar, Türkiye'nin hemen her yerinde olduğu gibi, Konya'da da büyük dairelerin tercih edildiğini söyledi. Çınar, şunları kaydetti: “Biz misafir ağırlamaktan, ferah, geniş mekânlarda bulunmaktan büyük keyif alıyoruz. Son dönemde kredi faizlerinin düşmesiyle hareketlenen inşaat sektöründe en çok, yine 150-230 metre karelik geniş daireler tercih edilmeye başlandı. Maddî gücü olan ya da uzun vadeli de olsa ödeyebileceğini düşünen büyük bir kesim, geniş ve ferah daireleri tercih ediyor. İnşaat sektörünün uzun süredir içinde bulunduğu derin durgunluk bile, kimseyi büyük evde oturma tutkusundan vazgeçiremedi. Genelde müstakil binalar yerine daire tercihi ön plana çıkıyor." Konya / aa |
06.09.2009 |
İSMEK kayıtları başlıyor |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (İSMEK)’in, 2009-2010 Eğitim Dönemi kayıtları, 07 Eylül 2009 – Pazartesi günü başlıyor. Geçtiğimiz yıl 123 branşta 230 bin İstanbullu’ya sanat ve meslek eğitimi veren İSMEK’te eğitimler ise 01 Ekim 2009 tarihinde başlayacak. Bazı branşlarda kayıtlar ilk günden itibaren dolduğunu hatırlatan yetkililer İSMEK’in eğitimlerinden faydalanmak isteyenlerin acele etmesini istedi. Yeni eğitim döneminde, İstanbul’un dört bir yanında meslekî ve teknik eğitimler, el sanatları, Türk-İslâm san'atları, çağın gereklerinden olan bilgisayar teknolojileri ve dil eğitimleri, sağlıklı yaşam için spor eğitimleri, müzik, sosyal ve kültürel eğitimler gibi oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan İSMEK, toplam 123 branşta eğitim hizmeti sunacak. İSMEK’e ilköğretim yaşını tamamlayan herkes yaş sınırı olmaksızın kayıt yaptırabiliyor. İSMEK’in eğitimlerinden faydalanmak isteyenlerin başvuru sırasında, T.C. kimlik numaralı nüfus kâğıtlarının fotokopisini yanlarında bulundurmaları yeterli oluyor. Spor Eğitim Merkezleri’nde Salon Sporları Eğitimi’ne katılacak olan kursiyerlerden ise ayrıca sağlık raporu isteniyor. İSMEK’e geçtiğimiz yıl 395 bin İstanbullu ön kayıt yaptırmış, bunlardan 230 bini İSMEK’ten eğitim almıştı. Bugüne kadar İSMEK’ten eğitim alan toplam kursiyer sayısı 810 bine ulaştı. İstanbul / Yeni Asya |
06.09.2009 |
Şehit ve gazi yakınlarına “bayram” hassasiyeti |
İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, vali ve kaymakamların koordinesinde şehit yakınları ve gazilerin ihtiyaçlarının karşılanması, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmeleri için azami hassasiyetin gösterilmesi amacıyla genelge yayımladı. İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Atalay imzasıyla valiliklere gönderilen genelgede, şunlar kaydedildi: ‘’Vatanımızın bağımsızlığı, devletimizin ve milletimizin bekası, millî birlik ve bütünlüğümüzün temini için, canlarını feda eden aziz şehitlerimizin yakınları ile yine bu uğurda mücadele etmiş gazilerimizin sorunlarının giderilmesi ve ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Bu doğrultuda, vali ve kaymakamlarımızın yakın ilgi ve koordinesiyle kutsal Ramazan ayında ve Ramazan Bayramı’nda, devletimizin her zaman yanlarında olduğunun hissettirilmesi, şehit yakınları ve gazilerimizin ihtiyaçlarının karşılanması, huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmeleri için azami hassasiyetin ve özenin gösterilmesi, önemle rica ederim.’’ Genelgede ayrıca 2009-2010 eğitim öğretim yılının başlangıcında, şehit ve gazi çocuklarının eğitim ihtiyaçlarının süratle karşılanması istendi. Ankara / aa |
06.09.2009 |