Haberler |
ÖCALAN'LA İLGİLİ SÖYLENENLER DOĞRU MU, BİLMİYORUM |
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ''Öcalan'ın yol haritasına ilişkin basına yansıyan haberler var. Sizin görüşleriniz nedir?'' sorusunu cevaplarken, “Bu süreç hassasiyetler taşır. Herkes bu süreçle ilgili önleyici, provokatif düşünce ve tavırlardan kaçınmalı. O çalışmalar, söylenenler doğru mu, yanlış mı, nerelerden kaynaklanıyor, birşey söylemiyorum. Onu bilemiyorum şu anda. Biz kendi çalışmamızı yürütüyoruz. Muhatabımız da millettir. Bu, devletin bir projesidir ve kendi rayında yürütmektedir” ifadelerini kullandı. GÖRÜŞMELERİMİZ CUMA GÜNÜ TAMAMLANACAK
''DTP'nin yeterli hassasiyeti göstermediğini düşünüyor musunuz?'' sorusuna da ''O konuda şimdi değerlendirme yapmıyorum. Herkesi hassasiyete davet ediyorum'' karşılığını veren Atalay, bu haftanın sonuna kadar görüşmelerinin büyük oranda tamamlanmış olacağını, Cuma günü şimdiye kadar görüşemedikleri bazı sivil toplum ve meslek kuruluşları ve sendikalarla görüşeceklerini anlatarak, “Ondan sonra da çalışmamız devam edecek” şeklinde konuştu.
İÇİŞLERİBakanı Beşir Atalay, ‘’Demokratik Açılım’’ çalışması kapsamında Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaret etti. Beşir Atalay, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ve diğer parti yöneticileriyle parti genel merkezinde bir araya geldi. Atalay, yaklaşık 45 dakika süren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ‘’demokratik açılım’’ çalışması kapsamında Saadet Partisini ziyaret ettiğini belirterek, görüşmede şu ana kadar yürütülen çalışmayı kısaca anlattığını söyledi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir gazetecinin, ‘’Öcalan’ın yol haritasına ilişkin basına yansıyan haberler var. Sizin görüşleriniz nedir?’’ sorusu üzerine, şunları kaydetti:’’Ben en başta söyledim. Sizler sordunuz. Daha ilk basın toplantımızda bunu açıkladım. Bu devletin bir çalışmasıdır, Türkiye Cumhuriyeti’nin. Muhatap millettir. Biz kendi çalışmamızı ve sürecimizi yürütüyoruz. Ama en başta da söyledim, bu süreç hassasiyetler taşır. Herkes bu süreçle ilgili önleyici, provokatif düşünce ve tavırlardan kaçınmalı. O çalışmalar, söylenenler doğru mu, yanlış mı, nerelerden kaynaklanıyor, bir şey söylemiyorum. Onu bilemiyorum şu anda, ama benim söyleyeceğim budur, bu konuda. Biz kendi çalışmamızı yürütüyoruz. Muhatabımız da bizim millettir. Bu devletin bir projesidir ve kendi rayında yürütmektedir.’’ Siyasi partilerin konuyla ilgili katkılarını almayı istediklerini ve geniş mutabakat hedeflediklerini dile getiren Atalay, ‘’Bunun, mutlaka Meclis çatısı altında olgunlaşması gereğini burada da ifade ettim. Kendileri de bu konuda büyük bir samimiyetle ve bu konuyu pek çok boyutuyla çalışmış olarak bize çok değerli görüşler verdiler’’ dedi. Bakan Atalay, görüşmeden çok faydalandıklarını, Saadet Partisinin konuyla ilgili çalışma, görüş ve yaklaşımlarını özetleyen bir dosyanın kendilerine verildiğini, bunu değerlendireceklerini belirtti. Sürecin ilerleyen safhalarında gelişmelerle ilgili bilgi vermek ve görüş almak üzere yeniden bir araya geleceklerini kaydeden Atalay, Kurtulmuş ve partisinin bu konuya gerçekten özel bir önem verdiğini gördüğünü ifade etti. Atalay, ‘’Bundan sonraki çalışmalar ve çabalarda da ciddi şekilde katkı ve desteklerini alacağımı umuyorum’’ diye konuştu.
GÖRÜŞMELER SÜRECEK Basın mensuplarının sorularını da cevaplandıran Atalay, ‘’Somut gelişmeler var mı, buna ilişkin bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz?’’ sorusuna karşılık, şunları söyledi: ’’Bunlar, şu görüşmelerimiz, çok somut gelişmeler. Çok önemli noktalar üzerinde arkadaşların görüşlerini alıyoruz. Siyasi partilerimizin, sivil toplum kuruluşlarının yani giderek biz de doğrusu zenginleşiyoruz. Bütün bu görüşlerle bizim bu çalışmamız giderek boyutlar kazanıyor. Zaten hedefimiz bu. Daha önce söyledim, bu haftanın sonuna kadar görüşmelerimiz büyük oranda tamamlanmış olacak. Cuma günü son olarak görüşemediğimiz bazı sivil toplum kuruluşlarımız, meslek kuruluşlarımız var. Sendikalarımız ağırlıklı... Onlarla da görüşeceğiz. Ondan sonra da çalışmamız devam edecek. O somutluklara geçtiğinde zaten bir şekilde açıklanır.’’ Atalay, bir gazetecinin, ‘’Sayın Deniz Baykal, ‘Muhatabım Sayın Başbakan’dır. Başbakan bana ne söylerse sır olarak saklarım’ diyor’’ sözleri üzerine, ‘’Sayın Başbakanımız herhalde onu değerlendiriyordur’’ dedi. Ankara / aa |
18.08.2009 |
Barış için önce silâhlar susmalı |
SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da, Bakan Atalay’ın ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, ziyarette İçişleri Bakanı Atalay’a titiz bir çalışma sonucu hazırladıkları ‘’Barış ve Kardeşlik İçin Gönüllü Birliktelik’’ adını verdikleri projeyi takdim ettiklerini söyledi. Bundan sonraki süreçlerde de Saadet Partisi olarak konunun çözümüne ilişkin her türlü görüşlerini milletle ve ilgili kuruluşlarla paylaşacaklarını ifade eden Kurtulmuş, ‘’Bu, Türkiye’nin son zamanlarda belki de bütün olarak karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan biridir. Bu sorunun Türkiye’nin gündemine oturmuş olması, hangi gerekçeyle olmuş olursa olsun, milletimizin büyük çoğunluğu tarafından dikkatle, ilgiyle takip edilmektedir. Binlerce insanın can kaybına neden olan, milyarlarca liralık hasara yol açan bu sorunun ortadan kaldırılması noktasında beklentiler oluşmuştur’’ dedi. ‘’Herkesin, eteklerindeki taşları dökmesi’’ gerektiğini belirten Kurtulmuş, görüşlerin çok açık ve net bir şekilde ifade edilmesini istedi. Kurtulmuş, sürecin sulandırılmaması, herkesin süreci gerginleştirmede yardımcı olması gerektiğini söyledi. Numan Kurtulmuş, partisinin konuya olan ilgisinin kapsamlı bir şekilde sürdüğünü bildirdi. Partisinin sorunun çözümüne ilişkin önerileri olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye’de siyasi ve hukuki reform sürecinin mutlaka başlaması gerektiğini ifade etti. Kurtulmuş, ‘’Bu anlamda mesele sadece Kürtlerin, Alevilerin, dindarların, gayrimüslim azınlıkların değil, Türkiye’de demokratikleşme ve özgürleşmenin esas başlangıcı millet tarafından seçilmiş insanlar eliyle yapılan sivil, demokratik anayasa yapımı süreciyle, siyasi ve hukuki reform sürecinin başlatılmasıdır’’ dedi. Numan Kurtulmuş, terörün sona erdirilmesine ilişkin de şu önerilerde bulundu:’’Terörün sona erdirilmesi için Türkiye Cumhuriyeti devletinin büyük bir kararlılıkla meselenin üzerine gitmesi gerekiyor. Burada devlet öncelikli olarak operasyonlarını durdurmalıdır. Silahlı terör örgütü de koşulsuz olarak silah bıraktığını ilan etmelidir. Bu kapsamda, uzun süredir kandırılan ve bir türlü terörün aleti haline getirilen gençleri kurtarmak için beyaz sayfa açılmalıdır. Bunun için teröre bulaşanları, ‘planlayanlar’ ve ‘kullanılanlar’ diye ikiye ayırmanın zorunlu olduğunu düşünüyoruz. Göçün engellenmesi ve geriye dönüşün başlatılması da önemli.’’ Ankara / aa |
18.08.2009 |
Deprem şehitleri duâlarla anıldı |
17 Ağustos Marmara Depreminde hayatını kaybedenler dualarla anıldı. Adapazarı’nda depremin anlatıldığı sinevizyon gösterisinin ardından Sakarya Müftülüğü din görevlilerince, depremde hayatını kaybedenler için Kur’ân-ı Kerim ve dua okundu. 17 Ağustos Deprem Şehitliğine sabahın ilk saatlerinden itibaren gelen Yalovalılar da, depremde kaybettikleri yakınlarının kabirleri başında dua etti. Yalova Belediyesi tarafından düzenlenen program kapsamında, depremde hayatlarını kaybedenler için Kur’ân-ı Kerim okutuldu. 17 AĞUSTOS 1999 Marmara depreminde vefat edenler, depremin merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi başta olmak üzere depremden etkilenen Yalova, Sakarya İzmit gibi diğer merkezlerde düzenlenen törenle anıldı. Yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremde resmî verilere göre vefat eden 17 bin 480 kişi için, bir bölümü depremin ardından sular altında kalan Kavaklı sahilindeki Deprem Anıtı önünde tören düzenlendi. Törene, Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, depremzedeler, bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Meşalelerin yakıldığı törende Mehmet Ellibeş ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri Deprem Anıtı önüne çelenk bıraktı. Mehmet Ellibeş, burada yaptığı konuşmada, Marmara depreminden gereken dersi herkesin çıkarması gerektiğini söyledi. Törende, depremin meydana geldiği saat 03.02’de sirenler eşliğinde bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada törene katılan bazı vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı görüldü. YALOVA’DA ANMA TÖRENİ YAPILDI Marmara Depremi’nde vefat edenler Yalova’da düzenlenen törenle de anıldı. Yıkılan binaların enkazı üzerine kurulan Deprem Anıtı’nı ziyaret eden vatandaşlar, vefat edenlerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara çiçek bıraktı. Anıt içinde bulunan fotoğraf sergisini de gezen vatandaşlar, Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği, Sivil Savunma Müdürlüğü ve İzcilik il temsilciliğine ait çadırları da ziyaret etti. Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği üyesi bir grup da meşalelerle Gazipaşa Caddesi’nden Deprem Anıtı’na yürüdü. Grup, anıta geldiğinde ‘’Sesimizi duyan var mı?’’ diye bağırdı. Törende, Yalova İl Müftülüğü görevlileri de duâlar okuyarak ilâhî söyledi. Törene Yalova Valisi Mehmet Ersoy ve Belediye Başkanı Yakup Koçal da katıldı. Yalova’da 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde vefat edenlerin yakınları sabah erken saatlerden itibaren şehir mezarlığını doldurdu. Mezarlıktaki 17 Ağustos Deprem Şehitliği bölümüne sabahın ilk saatlerinden itibaren gelen Yalovalılar, depremde ölen yakınlarının kabirleri başında duâ etti. Bazı vatandaşların zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadığı gözlenirken, mezarlıkta Yalova Belediyesi tarafından bir program düzenlendi. Program kapsamında, depremde vefat edenler için Kur’ân-ı Kerim okutuldu. Vatandaşlar mezarlıktaki anıta da çiçekler bıraktı. SAKARYA SAAT 03.02’DE AYAKTAYDI Depremde vefat edenler, Adapazarı’nda da, felâketin yaşandığı saat 03.02’de anıldı. Şehir Meydanı’nda toplanan vatandaşlar saat 03.02’de depremde vefat edenler anısına saygı duruşunda bulunarak İstiklâl Marşı okudu. Düzce’den gelen Pİ Alternatif Sanat Atölyesi oyuncuları ‘’Deprem Oratoryosu’’ adını verdikleri oyunu sundu. Dans, müzik, resim ve tiyatroyu bir arada barındıran oyunda sanatçılar 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde yaşanan acıları canlandırdı. Tatangaların sözcüsü Murat Ercan, burada yaptığı konuşmada depremin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen yaşanan acıları unutmadıklarını ve asla da unutmayacaklarını söyledi. Sinevizyon gösterisinin ardından Sakarya Müftülüğü din görevlilerince Kur’ân-ı Kerim ve depremde vefat edenler için duâ okundu. Gölcük-Yalova-Sakarya / aa |
18.08.2009 |
İşsizlik hâlâ yüksek |
Türkiye’de, Mayıs ayında işsizlik, Nisan ayına göre düşerken, geçen yılın Mayıs ayına göre yükseldi. Bu yılın Nisan ayında yüzde 14,9 olan işsizlik oranı, Mayıs’ta yüzde 13,6’ya gerilerken, geçen yılın Mayıs ayına göre 4,4 puan arttı. TÜRKİYE'DE, Mayıs ayında işsizlik, Nisan ayına göre düşerken, geçen yılın Mayıs ayına göre yükseldi. Bu yılın Nisan ayında yüzde 14,9 olan işsizlik oranı, Mayıs’ta yüzde 13,6’ya gerilerken, geçen yılın Mayıs ayına göre 4,4 puan arttı. Geçen yılın Mayıs ayında, işsizlik oranı yüzde 9,2 düzeyindeydi. Mart ayında yüzde 15,8 düzeyinde bulunan işsizlik oranı, Mart-Mayıs döneminde 2,2 puan azalmış oldu. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) üçer aylık dönemler itibarıyla her ay açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketinin, ‘’Nisan-Mayıs-Haziran 2009’’ dönemini kapsayan, ‘’Mayıs’’ sonuçlarına göre, bu dönemde iş gücüne katılım oranı ise yüzde 48,2 olarak hesaplandı. Bu oran Nisan’da yüzde 47,2, geçen yılın Mayıs ayında ise yüzde 47,4 düzeyinde bulunuyordu. İşsizlik oranı kentlerde yüzde 16,5, kırsal kesimde yüzde 7,8 olarak belirlendi. 2005 yılından itibaren Hanehalkı İşgücü Anketinin tahminleri, hareketli üçer aylık dönem ortalamaları esas alınmak kaydıyla aylık olarak yayınlanıyor. Bu seride ilgili üç aylık dönemin ağırlıkları, dönem ortası aya ilişkin nüfus projeksiyonları esas alınarak hesaplanırken, ifade kolaylığı açısından tahminler de dönem ortası ay adıyla ifade ediliyor. Ankara / aa |
18.08.2009 |
İyileşme zamlarla sabote edilmesin |
Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ceyhun Özüm, önümüzdeki günlerde doğalgaz ve elektriğe zam yapılacağı yönündeki haberlerin üreticileri zor durumda bıraktığını belirtti. Başkan Ceyhun Özüm, “Tam hızımızı almışken yapılacak yeni zamlar tekrar bir duraksama dönemi yaşamamıza neden olacaktır’’ dedi. DEMİRTAŞ Organize Sanayi Bölgesi Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) Başkanı Ceyhun Özüm, ‘’Tam hızımızı almışken yapılacak yeni zamlar tekrar bir duraksama dönemi yaşamamıza neden olacaktır’’ dedi. Ceyhun Özüm, yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde kulislerde dolaşan zam haberlerinin sanayiciyi sıkıntıya soktuğunu ifade etti. Önümüzdeki günlerde doğal gaz ve elektriğe zam yapılacağı yönünde çıkan haberlerin üreticileri zor durumda bıraktığını belirten Özüm, ekonomik krizden yeni çıkan sanayici ve iş adamları aldıkları yaraları tam sarmaya başlamışken, piyasalarda zam haberlerinin dolaşmaya başlamasının maalesef çok üzücü bir durum olduğunu kaydetti. Özüm, kriz döneminde en dibi gördüklerini, ancak şimdi durumun değiştiğini ve kötü bulutların dağılarak, yavaş yavaş önlerini gör-meye başladıklarını bildirdi. Bu bahar havasının devam etmesini istediklerini ifade eden Özüm, şunları kaydetti: ’’Tam hızımızı almışken yapılacak yeni zamlar tekrar bir duraksama dönemi yaşamamıza neden olacaktır. Sanayicinin hükümetten tek ricası olağan bir zammın ertelenmesi olacaktır. Girdi maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle sıkıntılar yaşayan iş dünyası, üzerine birde yeni zamların eklenmesi halinde üretim yapmakta zorlanacaktır. Yeni dönemde hızlı dönmeye başlayan çarkların yeniden yavaşlamaması için hükümet yet-kililerinin daha gayretli çalışmasını istiyoruz.’’ Bursa / aa |
18.08.2009 |
Satın alma gücü düştü |
Tüketici Güven Endeksi, Temmuz'da bir önceki aya göre yüzde 3,40 oranında azalarak 82,37 oldu. Mevcut dönemde satın alma gücü endeksi ise Haziran'a göre azalarak 74,20’den 73,32’ye düştü, gelecek dönem satın alma gücü endeksi de 80,39’dan 78,56’ya geriledi. c, Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 3,40 oranında azalarak 82,37 oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüketicilerin harcama, davranış ve beklentilerinin değerlendirildiği ‘’Tüketici Eğilim Anketi’’nin 2009 Temmuz ayı sonuçları açıklandı. Endeksin alt kalemleri ve değişim oranlarına bakıldığında, mevcut dönemde satın alma gücü endeksi Haziran ayına göre azalarak 74,20’den 73,32’ye düştü, gelecek dönem satın alma gücü endeksi de 80,39’dan 78,56’ya geriledi. Gelecek dönem genel ekonomik durum da 79,44’den 77,13’e, gelecek dönem iş bulma imkânları endeksi 76,23’den 72,96’ya düştü. Mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu endeksi ise 116,09’dan 109,88’e geriledi. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor. Ankara / aa |
18.08.2009 |
İşsiz para bekliyor, fon bütçeye gidiyor |
Demokrat Parti Ar-Ge Başkanı Prof. Dr. Cem Kılıç, hükümetin İşsizlik Sigortası Fonu’nu amaç dışı kullandığını belirterek, “İşsizlik Sigortası Fonu’nda 42 milyar 215 milyon TL para birikti. Ancak hükümet, bu parayı İşsizlik Ödeneği şeklinde ve işsizlikle mücadelede kullanacağına, ekonomik olarak sıkıştığı alanlarda kullanıyor” dedi. DP Ar-Ge Başkanı Prof. Dr. Kılıç, Fon’un, işçi, işveren ve devletin katkısıyla oluştuğunu belirterek, bu Fon’un katılımcılarından meydana gelen bir kurul tarafından yönetilmesi gerektiğini, ancak hükümetin, işçi ve işveren temsilcilerine danışmadan, biriken paraları istediği alanlarda kullanmaya yöneldiğini ifade etti. Kılıç konuyla ilgili yaptığı açıklamada, İşçi ve işverenlerin bu Fon’a Temmuz 2009 itibariyle 14 milyar 850 milyon TL katkıda bulunurken, devletin Fon’a katkısının ise, 5 milyar 32 milyon TL olduğunu belirtti. Kılıç, “Fon’un, şu andaki toplam büyüklüğü 42 milyar 215 milyon TL’dir. İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken büyüklük, maalesef hükümetin iştahını kabartmıştır. 2008 yılının Mayıs ayında açıklanan İstihdamı Teşvik Paketi’nde 3 milyar TL’lik kısım, GAP yatırımları için ayrılmıştır” dedi. Prof. Dr. Cem Kılıç, Fon’da birikin paraların işsizlerin eğitiminde kullanılması için harcanması gerektiğini kaydetti. Ankara / AHMET TERZİ |
18.08.2009 |
Spor yap, stresten kurtul |
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emin Ergen, günlük hayattaki stresle baş etmenin etkili yollarından birinin spor yapmak olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ergen, kasları çalıştıran, terlemeyi, dolaşımı ve solunumu arttıran sporun, vücuda tatlı bir rehavet hissi veren endorfin hormonunun salgılanmasını sağladığını bildirdi. Uzmanlar, gelişen teknolojiyle birlikte kendi tabiatından uzaklaşıp, gitgide hareketsizleşen insanın “bazı hormonlarının salgılanmasının unutulduğunu” belirttiler. Prof. Dr. Emin Ergen, “Biz, modern çağ insanları, bu hormonal eksikliği kapatmak için çeşitli yollar arıyoruz. ‘fitness’ programları geliştirip, yoğun egzersizlere katılım için kampanyalar düzenliyoruz” dedi. İnsanın tabi ihtiyacı olan hareketi yerine getirememesi sonucunda, kilo artışı, eklemlerde bozulmalar ve farklı kronik hastalıkların ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Ergen, “Zaten bu sağlık problemleri de insanda stres oluşturuyor. Koruyucu yönüyle egzersiz yapmak, ileride oluşabilecek strese karşı bir sigorta diye de düşünülebilir. Spor, rahatlatıcı olan başarı duygusunun yanı sıra terlemeyi, dolaşım ve solunumun artmasını, kasların çalışmasını, en önemlisi de vücuda tatlı bir rehavet hissi veren endorfin hormonunun salgılanmasını sağlıyor. Egzersizden sonra hissettiğimiz rahatlama, bununla açıklanıyor” diye konuştu.
KENDİNE GÜVENİ DE SAĞLIYOR Ergen, uzun süre yapılan egzersizle birlikte, kas kitlelerinin yanı sıra vücut direncinin, dayanıklılığının ve kuvvetinin de arttığını vurgulayarak, egzersiz yapıldığında vücudun kondisyonu üst seviyeye çıktığı için kişinin, zorlu işlerin üstesinden daha kolay geldiğini kaydetti. Sporun, günlük yorgunlukları da azalttığını söyleyen Prof. Dr. Ergen, “Egzersizler, uykuyu ve beslenmeyi düzene sokuyor, iştahı açıyor. Özellikle vücuduyla ilgili estetik kaygı duyan insanların, sporla birlikte biraz kilo verince, kendilerine olan güvenleri artıyor. Bu mutluluk hissi de stresin azalması sağlıyor” dedi. |
18.08.2009 |
YAPRAKLI SEBZELER, ‘ALZHEİMER’ RİSKİNİ YÜZDE 50 AZALTIYOR |
İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Hikmet Boyacıoğlu, ıspanak gibi ‘folik asit’ ihtiva eden yapraklı sebzelerin, yaşlılarda görülen ‘Alzheimer’ riskini yüzde 50 azalttığını söyledi. Boyacıoğlu, son yıllarda yaşlıların korkulu rüyası haline gelen Alzheimer hastalığı (unutkanlık) ile ilgili olarak, başyazarlığını Kolombiya Üniversitesi Tıp Merkezi, New York ve ABD’den Jose Luchsinger’in yaptığı araştırma hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Boyacıoğlu, 965 kişi üzerinde yapılan araştırmaya göre, yaşlılarda folik asit kullanımının, hastalığın gelişim riskini yarı yarıya düşürdüğünü vurguladı. Boyacıoğlu, özellikle 35 yaş ve üzerindekilerin, folik asit içeren ürünleri daha fazla tüketmesi gerektiğine işaret etti. Ispanak gibi yapraklı sebzeler, karaciğer, kalp, böbrek, kavun, portakal suyu, enginar, pancar, brokoli, bamya ve kuru baklagillerin yüksek miktarda folik asit içerdiğinin altını çizen Boyacıoğlu, folik asitin vücuttaki bütün biyolojik olaylar, alyuvar oluşumu, amino asit metabolizması, hücre büyümesi ve yenilenmesi için zorunlu olan bir vitamin olduğunu kaydetti. Alzheimer’in erken bunamanın en genel şekli olduğunu belirten Boyacıoğlu, hastalığın dünya genelinde 13 milyondan fazla kişiyi etkilediğinin altını çizdi. Antalya / cihan |
18.08.2009 |
Cepte, 4G’ye doğru |
DünyanIn önde gelen telekomünikasyon şirketlerinden Verizon Wireless, 4G ya da bir başka deyişle Dördüncü Nesil (LTE-Long Term Evolution) testi yaptı. Şirket, ABD’nin Boston ve Seattle şehirleri arasındaki testi başarıyla tamamladı. Test sırasında video, dosya indirme ve yükleme, internette gezinti denendi. Test sırasında ses transferi, Voice over Internet Protocol (VoIP) ile LTE 4G üzerinden denenmiş oldu. Verizon ilk ticari 4G ağını gelecek yılın başlarında, 100 milyon abonesine açmayı hedefliyor. Hizmetin bütün ABD’yi yayılması ise 2013 yılını bulacak. |
18.08.2009 |
İntiharlardan şikâyetçiler |
Belçİka’da tren önüne atlayarak intihar edenlerin sayısında artış olduğu, bu durumun demir yollarında sıkıntı ve rötarlara yol açtığı bildirildi. Avrupa’da, Finlandiya ile birlikte en yüksek intihar oranının kaydedildiği Belçika’da her yıl 20 binden fazla insan intihar girişiminde bulunuyor, bunların 2 bin 500 kadarı ölüyor. Belçika Ulusal İstatistik Enstitüsü (INS), intihar edenlerin sayısının giderek arttığını bildirirken, 15-24 yaş grubundaki intihar girişimlerindeki artışın endişe verdiğini ifade ediyor. INS’in elindeki verilere göre, intihar sonucu ölenlerin yüzde 70’ini erkekler oluşturuyor. Belçika demir yolları polisi, son bir yılda 181 kişinin kendini tren altına attığını, bunların 121’inin öldüğünü bildirdi. Demir yollarındaki intihar girişimlerinin trafiği geniş ölçüde aksattığını belirten İçişleri Bakanı Guido De Padt, bunun, genel ortalamada her tren için günde iki saatlik trafik aksaması anlamına geldiğini anlattı. Bakan, bu intiharlar nedeniyle yılda bin kadar tren seferinin iptal edildiğini duyurdu. Brüksel / aa |
18.08.2009 |
3 bin metreden atladı, ölmedi |
İngİltere’de bir paraşütçü, 3 bin metreden atladıktan sonra paraşütünün açılmamasına karşın mu'cize eseri sağ olarak kurtuldu. Daily Mail gazetesinin haberine göre, 40 yaşındaki Paul Lewis, diğer paraşütçülerin filmini çekmek üzere uçaktan atladı ve yere 300 metre kala paraşütünü açmak istedi. Paraşütü açılmayan Lewis, bu kez yere 150 metre kala yedek paraşütü denedi, ancak o da açılmadı. Bir uçak hangarının çatısına düşen Lewis, hangarın çatısının esnek olması sayesinde kurtuldu. Düştükten sonra bu kez hangarın çatısından kenara yuvarlanarak ikinci bir tehlike atlatan deneyimli paraşütçü, burnu kanamadan hayatta kalmayı başardı. |
18.08.2009 |
Antarktika, 4 kat hızla eriyor |
Antarktİka’dakİ buzulların, 10 yıl öncesine oranla dört kat hızlı eridiği açıklandı. Leeds Üniversitesinden bir grup bilim adamının “Geophysical Research Letters” isimli bilim dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, en belirgin erime Batı Antarktika’daki en büyük buzullardan Pine Island’da gözlemleniyor. Bu buzul 10 yıl önce yılda 16 metre incelirken, bu rakam şimdi 90 metreye kadar yükseldi. Pine Island buzulunun 175 bin kilometre kare genişliği ve tipik özellikleri dolayısıyla uyduyla en iyi izlenen buzul olduğuna işaret eden araştırmacılar, erimenin bu hızla devam etmesi halinde devasa buzdağının 100 yıl içinde yok olacağı tahmininde bulundu. Bilim adamları daha önce bu süreyi 600 yıl olarak öngörüyorlardı. Araştırma ekibinden Profesör Andrew Shepherd, Kanada’nın Newfoundland ve New Brunswick eyaletleri büyüklüğünde olan Pine Island buzulunun erimesinin, sadece bölgedeki değil, dünyadaki bütün denizlerin seviyesini yükselteceğini belirterek, ‘’Çünkü bu buzulda, mevcut denizlerdeki su miktarını bir kat arttıracak kadar buz var. Bu da ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu anlamak için yeterli bir veridir’’ dedi. Toronto / aa |
18.08.2009 |
SMS yoluyla, 32 milyon metreküp su kazanıldı |
İzmİr Büyükşehir Belediyesi, “Su kayıplarını en aza indirme” hedefinde önemli mesafeler kaydetti. Su arızalarına ve kayıplarına anında müdahale edebilmek için son teknoloji cihazlar alan ve ekip sayısını arttıran İzmir Büyükşehir Belediyesi, izole sayaç bölgelerindeki verileri günlük olarak alıp değerlendirmek ve su kaçaklarına anında müdahale edebilmek amacıyla bu yıl başında start verdiği ‘SMS yoluyla uzaktan okuma sistemi’ni 375 adet izole sayaç bölgesinde uygulamaya başladı. Uygulanan yeni sistem sayesinde 2009 yılının ilk 7 ayında 32 milyon 261 bin metreküp su kazancı sağlandı. Uygulanan “Su Kaçakları Projesi” ile 2008 yılının ilk 7 ayında 25 milyon 691 bin metreküp su kazancı sağlanırken, SMS yoluyla uzaktan okuma sisteminin devreye girmesi ile birlikte, 2008 yılının aynı dönemine göre 6 milyon 569 bin metreküp fazla su kazancı elde edildi. İzmir / cihan |
18.08.2009 |
Kiraz şeklinde, altın renkli domates |
Surİyelİ bir çiftçi, kimyasal madde kullanmadan, meyve ve sebzeleri farklı renk ve ağırlıkta üretiyor. Resmî haber ajansı SANA’nın haberine göre, Dar’a şehrine bağlı Tafas Köyünde yaşayan Ahmet Süleyman kiraz şeklinde, altın rengi ve 2 gram ağırlığında domates yetiştirdi. Süleyman, bir dizi deneyden sonra çalışmasını farklı meyve ve sebzeler üzerinde gerçekleştirdiğini belirterek, “Ortadoğu’da ilk kez bu üretimin yapıldığını” söyledi. Mısır, Tunus, Irak, Ürdün, Lübnan ve Körfez ülkelerinden çok sayıda öğrenci ve araştırmacının çiftliğini ziyaret ettiğini anlatan Süleyman, 3 yıllık çalışmanın sonunda üretime geçtiğini kaydetti. Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı’nın (JICA) meyve ve sebzeler üzerinde bir dizi bilimsel inceleme yaptığını belirten Süleyman, “üretim sırasında kimyasal madde kullanılmadığının” belirlendiğine dikkati çekti. Şam / aa |
18.08.2009 |
Onun gazetesinde sadece iyi haberler var |
ABD’nİn güneyindeki Florida’da yaşayan 12 yaşındaki Kanadalı çocuk, ‘’genel yayın yönetmenliğini’’ yaptığı gazetesinde sadece iyi haberlere yer veriyor. Kendini gazeteci çırağı olarak tanıtan Maw Jones’un internetteki ‘’Weekend News Today’’ isimli haber sitesinde, ‘’İyilik, henüz ulaşılmamış bir hedef’’ yazıyor. Gazetesinde sadece iyi haberlere yer veren Jones’un sitesine, şimdiden günde 5 bin kişi giriyor. Dünyanın dört bir yanından insanlarla bir redaksiyon ekibi kuran çırak gazeteci, ‘’Bir insanın yavaş yavaş dünyada gerçekten farklılık oluşturabileceğine inanıyorum. Gazeteci olunca insanın o kadar çok fırsatı oluyor ki. Şimdiden başlamak istiyorum, bir şeyleri birilerinden önce yapmayı seviyorum’’ diyor. İnternetten gazetecilikle ilgili dersleri takip eden Jones’un şimdilik reklâm geliri yok. |
18.08.2009 |
nMarketlerde, “kasiyersiz kasa” dönemi |
Türkİye’de perakende mağazacılık sektöründe bir ilk olarak bu yıl başında başlatılan ve müşterilerin alış verişlerini kasiyersiz ortamda kendi kendilerine tamamlamalarına imkân veren “jet kasa” uygulaması kısa sürede benimsendi. Ağustos ayı itibariyle ülke genelindeki 5 ilde toplam 20 mağazada faaliyete geçirilen “jet kasa” uygulaması, alış veriş sonrası kasada bekleme süresini azaltması bakımından müşteriler tarafından da olumlu karşılanıyor. Okut-paketle-öde şeklinde çalışan sistemde, müşteri barkodları tek tek kasa üzerindeki bölüme göstererek okutuyor ve yandaki poşetleme bölümündeki torbanın içine bırakıyor. Bütün ürünleri kasada barkodlarını okutarak poşetleyen müşteri, daha sonra ekran üzerinde beliren ‘alış verişi tamamla’ tuşuna basıyor ve sonrasında kullandığı ister normal banka kartını, ister kredi kartını pos cihazına takıp şifresini girerek ödemesini yapıyor ve alış verişini tamamlamış oluyor. |
18.08.2009 |
Üniversiteli sayısı yüzde 15,4 çoğaldı |
ÜNİVERSİTELERDE 2008-2009 akademik yılında öğrenci sayısı bir önceki yıla göre yüzde 15,4, öğretim elemanı sayısı yüzde 1,7 arttı. Öğretim elemanı başına 29 öğrencinin düştüğü üniversitelerde edebiyat, diş hekimliği, eczacılık gibi programlarda kızların sayısı daha fazla; mühendislik, veterinerlik gibi programları erkekler daha çok tercih ediyor. Türkiye’de 94’ü devlet, 45’i vakıf olmak üzere toplam 139 üniversite bulunuyor. Vakıf üniversitelerinden 34’ü halen öğretim hizmetini sürdürürken, diğerleri eğitim-öğretim hazırlıklarına devam ediyor. Üniversitelerin 3’te 1’inden fazlası üç büyük ilde toplanıyor. Türkiye’de en fazla üniversitenin bulunduğu il İstanbul. Bu ilde toplam 28 üniversite mevcut. 12 üniversitenin faaliyet gösterdiği Ankara’da ayrıca Turgut Özal Üniversitesi ve TED Üniversitesi adıyla iki yeni vakıf üniversitesi daha kuruldu. İzmir’de de 6 üniversite hizmet veriyor.
ÖĞRENCİ SAYISI ARTTI Türkiye’de, üniversiteye giden öğrenci sayısı, üniversitelerin ve dolayısıyla kontenjanların yükselmesi sebebiyle arttı. Yükseköğretimde okullaşma oranı lisansüstü eğitim hariç geçen yıl yüzde 38.18 olarak gerçekleşti. Bu oran, bir önceki yıl yüzde 36 olarak belirlenmişti. ÖSYM’nin verilerine göre, Türkiye’deki bütün yükseköğretim kurumlarında 2007-2008 akademik yılında 1 milyon 90 bin 900’ü kız olmak üzere toplam 2 milyon 532 bin 622 olan üniversite öğrencisi sayısı 2008-2009 akademik yılda 1 milyon 274 bin 618’i kız toplam 2 milyon 924 bin 281’e yükseldi.
ÖĞRETİM ELEMANI BAŞINA, 29 ÖĞRENCİ Üniversitelerde görev yapan öğretim elemanı sayısı da bir önceki akademik yıla göre yüzde 1,7 artarak 2008-2009 akademik yılında 100 bin 504 olarak belirlendi. Profesör sayısı 13 bin 494’den 13 bin 662’ye, doçent sayısı 6 bin 867’den 7 bin 360’a, yardımcı doçent sayısı 18 bin 74’den 18 bin 538’e, öğretim görevlisi 15 bin 292’den 15 bin 752’ye, okutman 7 bin 92’den 7 bin 320’ye, araştırma görevlisi 34 bin 784’den 34 bin 792’ye yükseldi. Üniversitelerde, (askerî yükseköğretim kurumları ile Polis Akademisi hariç) öğretim elemanı başına 29 öğrenci düşüyor. Fakültelere göre bakıldığında en fazla öğretim elemanı tıp fakültelerinde görev alıyor.
KIZLAR EDEBİYAT SEVİYOR Üniversitelere bağlı toplam 696 fakülte bulunuyor. Bazı fakültelerde kızların sayısı öne çıkarken, bazı bölümleri erkekler daha çok tercih ediyor. Dişhekimliği, eczacılık, fen-edebiyat, eğitim, ilahiyat, açıköğretim, edebiyat fakültelerinde daha çok kız öğrenciler eğitim görürken mühendislik, veteriner, tıp, iletişim, teknik eğitim gibi fakülteleri daha çok erkekler tercih ediyor. Ankara / aa |
18.08.2009 |
Ramazanda harcamalar artıyor |
MasterIndex Araştırmasına göre, Ramazan ayı boyunca Türk halkının yüzde 47’sinin harcamaları artarken, yüzde 6’sının harcamaları azalıyor, yüzde 47’sinin ise sabit kalıyor. MasterCard tarafından Türkiye’nin kentsel nüfusunu temsil eden 11 il merkezinde bin kişi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına yer verilen açıklamaya göre, Ramazan ayında süpermarket ve bakkal harcamalarında yüzde 51, giyim mağazalarındaki harcamalarda yüzde 22, akaryakıt ve ulaşım harcamalarında yüzde 11, lokanta ve restoranlarda yüzde 7 ve cep telefonunda yüzde 7 artış yaşanıyor. Ramazan ayında düşüş yaşanan harcama kalemleri ise yüzde 9 ile beyaz eşya, elektronik eşya ve mobilya, yüzde 6 ile sinema, konser ve eğlence, yüzde 6 ile otel ve konaklama, yüzde 4 ile kitap ve kırtasiye, yüzde 3 ile hastane ve sağlık harcamaları olarak öne çıkıyor. Araştırmaya katılan kadınların yüzde 51,7’si Ramazan ayında harcamalarında bir değişiklik olmadığını, erkeklerin yüzde 49,1’i harcamalarının arttığını belirtiyor. 15-24 ve 65 üzeri yaş gruplarının Ramazan ayında harcamaları diğer yaş gruplarına göre azalırken, bu ayda harcaması en fazla artan yaş grubu yüzde 54,3 ile 35–44 yaş grubu oluyor. Sosyo-ekonomik seviyeye bakıldığında, A ve B sosyo-ekonomik seviyelerinde yer alanların harcamaları diğer gruplara göre azalıyor. Araştırma sonuçları bölgesel olarak incelendiğinde ise, Ege ve Karadeniz Bölgesi halkının harcamaları Ramazan ayında diğer bölgelere göre azalırken, yüzde 70,1 ile en fazla İç Anadolu Bölgesi halkının harcamaları artıyor. İstanbul / aa |
18.08.2009 |
Kur’ân bülbülleri yarıştı |
DİYANET İşleri Başkanlığınca bu yıl altıncısı düzenlenen Türkiye Hafızlık Final Yarışması, Rize’de yapıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Bekaroğlu, Sahil Camisi’nde yarışmanın açılışında yaptığı konuşmada, Kur'ân’ın insanların hayatına değer katan ve derinlik kazandıran, gayriahlâkî yoldan kurtaran ve hak yoluna ulaştıran bir kitap olduğunu söyledi. İlk hafızın Hz. Muhammed (a.s.m) olduğunu, her konuda olduğu gibi hafızlık konusunda da önderlerinin Hz. Muhammed (a.s.m) olduğunu ifade eden Bekaroğlu, şöyle dedi: ‘’Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 6 yıldan bu yana erkek Kur’ân kursu öğreticileri, imam hatipler ve müezzin kayyımlar arasında hafızlık, Kur’ân-ı Kerimi güzel okuma ve ezanı güzel okuma yarışmaları düzenliyoruz. Bunda amaç, görevlilerin yetişmesine katkıda bulunma, teşvik etme ve eksikliklerin giderilmesini sağlamaktır.’’ Bekaroğlu, gelen istek üzerine kadın din görevlileri arasında da bu yıl ilk kez bu yarışmaları düzenlediklerini kaydetti. Rize İl Müftüsü İlyas Serenli ise yarışmanın hafızlığın en iyi örneklerinin sergilenmesi için yapıldığını belirterek, geçmişteki tecrübe ve yarışmalardaki heyecanın, bu yolda önemli mesafe alındığını gösterdiğini söyledi. Kur’ân-ı Kerim’in ilk nazil olduğu çağdaki gibi tazeliğini koruduğunu ifade eden Serenli, ‘’Kur'ân, toplumsal gelişmeye öncülük etme ve insanlığı aydınlatmaya devam ediyor. İnsanlığın çağlar süren mânâ arayışına ondan başka son verecek olan bir kaynak yoktur’’ diye konuştu. Konuşmaların ardından bölge yarışmalarında birinci olarak yarışmaya katılmaya hak kazanan Diyarbakır, Rize, Hatay, Bayburt, Konya, Sakarya, Muğla, Bartın, Siirt ve İstanbul illerinin temsilcilerine 3’er soru soruldu. Yarışmacı sırası ve sorularının kur'ayla belirlendiği yarışmada, 5 kişilik jüri değerlendirme yaptı. Yarışmacılardan, Kur’ân-ı Kerim’in değişik sûrelerini ezbere okumaları istendi. Yarışma sonunda, Sakarya Hendek’teki Orta Camii imam hatibi ve Kocaeli bölge finalisti Muharrem Dağ birinci, Diyarbakır Dağlar’daki Kaynartepe Camii müezzini ve Diyarbakır bölge finalisti Süleyman Recep Mergen ikinci, Konya Meram’daki Aydoğdu Büyük Cami müezzini ve Konya bölge finalisti Mahmut Tahir Koçak üçüncü seçildi. Yarışmada dereceye girenlere, çeşitli hediyeler verildi. Rize / aa |
18.08.2009 |
Türkiye'nin gürültü haritası çıkarılacak |
NÜFUSU 100 bini aşan yerleşim merkezlerindeki eğlence yerleri, sanayi alanları, limanlar, karayolları, havaalanları ve demiryolları için gürültü haritası hazırlanacak. Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, ülke genelinde gürültünün önlenmesine yönelik eylem planı hazırlanması amacıyla harekete geçildi. Çalışma kapsamında, nüfusu 100 binin üzerinde olan yerleşim alanlarıyla buralarda bulunan limanlar, sanayi alanları, eğlence yerleri, karayolları, havaalanları, demiryollarının gürültü haritası çıkarılacak. Haritaların çıkarılmasının ardından söz konusu alanlar için hazırlanacak eylem planları ile gürültünün kontrolü ve önlenmesi sağlanacak. Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça tarafından Ulaştırma Bakanlığı’na gönderilen konuya ilişkin yazıda, 250 binden fazla yerleşik nüfusu olan yerleşim alanları, çok sık kullanılan karayolları, demir yolları ve havayollarında gürültü listelerinin belirlenmesinin 30 Haziran 2011, gürültü haritalarının çıkarılmasının 30 Haziran 2013, eylem planlarının hazırlanmasının da 18 Temmuz 2014’e kadar tamamlanması istendi. Ankara / aa |
18.08.2009 |
Aradığı huzuru kabristanda buluyor |
AĞRI şehir mezarlığında görev yapan Ali Asker Bozan, en büyük huzuru kabristanda buluyor. Bozan, 16 yıldır mezarcılık yaptığını ve baba mesleği olan işini çocuklarının da yapmasını istediğini ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Benim babam bu işi 35 yıl yaptı. Babam, bu işte çalışırken beni yanında gezdirirdi. İleride bu işi bana bırakacağını söylerdi. Haklı da çıktı. Ben de 10 yaşında olan çocuğum Hüseyin Bozan’a, bu kutsal görevi bırakacağıma inanıyorum.’’ Kabristanın bakımından ve bütün işlerinden sorumlu olduğunu bildirdi. En büyük sıkıntıyı kış mevsiminde yaşadığını ifade eden Bozan, ‘’Kış mevsiminde ilimiz eksi 40 dereceleri görüyor. Ben de yazın boş vakitlerimde mezar kazarak, kışa hazırlık yapıyorum. Bu şekilde kış ayında fazla zorluk çekmiyorum’’ şeklinde konuştu. Gününün büyük bölümünü mezarlıkta geçirdiğini, sadece alış veriş yapmak için ayrıldığını anlatan Bozan, ‘’İşimi bitirir bitirmez hemen mezarlığa geri dönüyorum. Çünkü mutluluğu burada buluyorum. Gittiğim her yerde dedikodu yapıldığını görüyorum. O tür ortamlardan kaçarak, buraya geliyorum. Huzuru burada buluyorum’’ dedi. ‘’Zaman zaman ölülerle dertleştiğini’’ de belirten Bozan, ‘’Sonuçta dünyada hangi mevki ve makamda olursak olalım, geleceğimiz yer burasıdır. Ölen kişinin defnedilmesi sırasında kabristan, yakınlarıyla dolup taşıyor. Defin işleminin ardından herkes gidiyor. Sadece ben kalıyorum. Bende gidip ölüyle dertleşiyorum” dedi. Ağrı / aa |
18.08.2009 |
14 kaçak yakalandı |
iZMİR'İN Çeşme ilçesinde, yurt dışına kaçmak için tekneyle denize açılan 14 Filistin uyruklu, sahil güvenlik ekibi tarafından yakalandı. Alınan bilgiye göre, Çeşme açıklarında devriye görevi yapan Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı ekipleri, Çiftlikköy mevkiinde 5 metre uzunluğundaki teknede bulunan 14 yabancı uyrukluyu yakaladı. Sahil güvenlik ekibi tarafından karaya çıkarılan kaçakların Filistin uyruklu oldukları belirlendi. Çeşme İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne teslim edilen 2’si çocuk 14 kaçağın yasa dışı yollardan yurt dışına gitmeye çalıştıkları belirlendi. İzmir Emniyet Müdürlüğü Yabancılar Şubesi’ne teslim edilen kaçakların sınır dışı edileceği, bu kişilere yardım edenlerin yakalanması için çalışmaların sürdürüldüğü bildirildi. İzmir / aa |
18.08.2009 |