Haberler |
DEVLET, HÜR ORTAMI SAĞLAMALI |
“Kadının başörtüsü takmayı ya da takmamayı seçme hakkı vardır. Devletin sorumluluğu, kadına ne giyeceğini seçme konusunda bir düzenlemeye gitmek değil, ona, bu seçimini herhangi bir zorlama veya şiddete maruz kalmadan yapabileceği ortamı sağlamaktır. Kadınları başörtüsü takmaya veya takmamaya zorlayan yasalara karşıyız.” İRAN'DAKİ DE YANLIŞ, TÜRKİYE'DEKİ DE
“Kadınları başörtüsü takmaya veya Suudi Arabistan ve İran'da olduğu gibi örtünmeye zorlamak ne kadar yanlışsa, onlardan, Türkiye'deki kurumlarda ya da Fransa'daki okullarda olduğu gibi başörtüsü takmamalarını istemek de bir o kadar yanlış. Uluslararası Af Örgütünde de başörtüsü takanlar var, takmayanlar var.”
DEMOKRASİDE 301'İN YERİ YOK
“Özgürlük ancak özgürlüğe kısıtlama getirerek korunabilir diyemezsiniz. Farklı fikirlere hoşgörü göstermek önemli. İşte bu sebeple TCK'nın 301. maddesinin, değişikliğe gidilmiş olsa bile, modern bir demokratik devlette yeri yok. Türkiye'de ciddî reformlar yapıldı, ama bunların uygulanması önemli. Adlî sistemde de reform şart.”
UluslararasI Af Örgütü Genel Sekreteri Irene Han, bir kadının başörtüsü takma ya da takmasının onun kendi seçim hakkı olduğunu belirterek, “Devletin sorumluluğu, bir kadına ne giyeceğini seçmesi konusunda bir düzenlemeye gitmek değil, ona, bu seçimini herhangi bir zorlama ya da şiddete maruz kalmadan yapabileceği bir ortamı sağlamaktır” diye konuştu. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfında (SETA) konferans veren Han, Uluslararası Af Örgütünün başörtüsü konusundaki tutumunun çok açık olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bu bir ifade özgürlüğü meselesi. Bir kadının başörtüsü takmayı ya da takmamayı seçme hakkı vardır. Devletin sorumluluğu, kadına ne giyeceğini seçmesi konusunda bir düzenlemeye gitmek değil, ona, bu seçimini herhangi bir zorlama ya da şiddete maruz kalmadan yapabileceği bir ortamı sağlamaktır. Bu hem benim, hem de temsil ettiğim kurumun görüşü. Kadınları başörtüsü takmaya veya Suudi Arabistan ve İran’da olduğu gibi vücutlarını örtmeye zorlamak ne kadar yanlışsa, onlardan, Türkiye’deki kurumlarda ya da Fransa’daki okullarda giymemelerini istemek de bir o kadar yanlış. Uluslararası Af Örgütü’nde de başörtüsü takanlar var, takmayanlar var. Kadınları başörtüsü takmaya ya da takmamaya zorlayan yasalara katılmıyoruz.” Konuşmasında terörle mücadele konusuna da değinen Han, 11 Eylül saldırılarının, AB ve ABD gibi insan haklarının en büyük savunucularının bile, kendi iç güvenlikleri söz konusu olduğunda bu hakların temel prensiplerini baltalayıcı siyasetler yürütmekte tereddüt etmediklerini açıkça ortaya koyduğunu belirtti.
“KÜRT SORUNU, SOSYAL VE EKONOMİK NEDENLERE BAKMADAN ÇÖZÜLEMEZ” Han, “Kürt sorununun” çözümünün de, sosyal ve ekonomik nedenlere bakılmadan sağlanamayacağını kaydetti. İfade özgürlüğü konusunda da, insanlara görüşlerini dile getirebilmeleri için imkân oluşturulmasının önemini vurgulayarak, bu imkânlara kısıtlama getirdikçe gerginlik ve şiddet ihtimalinin de da artacağını ifade eden Han, “Bu nedenle Uluslararası Af Örgütü, Türkiye’de ifade özgürlüğüne getirilen kısıtlamaların azaltılması ve insanlara, Türkiye’nin hayata geçirmeyi düşündüğü reformları tartışma imkânı verilmesini şiddetle tavsiye ediyor” diye konuştu.
Ankara / aa
“301. MADDENİN MODERN BİR DEVLETTE Y ERİ YOK”
“(Özgürlük ancak özgürlüğe kısıtlama getirerek korunabilir) diyemezsiniz” ifadesini kullanan Han, farklı fikirlere hoşgörü göstermenin önemini dile getirerek, “İşte bu sebeple TCK’nın 301.maddesinin, değişikliğe gidilmiş olsa bile, modern bir demokratik devlette yeri yok” dedi. Han, Türkiye’de önemli ilerlemeler ve reformların da hayata geçirildiğini, ancak bu reformların siyasetteki yansıması ve uygulamaya geçirilmesinin önemli olduğunu, adlî sistem ve kamu düzeni alanlarında kurumsal reformlara ihtiyaç duyulduğunu bildirdi. Han, Türkiye’nin hayata geçirdiği reformları, özellikle çoğulculuk, ifade özgürlüğü ve yargının bağımsızlığı alanlarında devam ettirmesi gerektiğini belirtti. AB’nin de Türkiye’deki reformları cesaretlendirmesi gerektiğini ifade eden Han, AB sürecinde her iki tarafın da “karamsar” olmaması ve süreci olumlu yönde kullanması ihtiyacını dile getirdi. |
05.08.2009 |
YAŞ’ta sürpriz yok |
Yüksek Askerî Şûrâ’da, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit’in, Hava Kuvvetleri Komutanlığına Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay’ın, Birinci Ordu Komutanlığına Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın, Genelkurmay İkinci Başkanlığına Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Aslan Güner’in atanması kararlaştırıldı. Şûrâda, üç personelin TSK'dan ihracına oy çokluğuyla karar verilirken, Erdoğan ve Gönül karara yine şerh koydular. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) yeni komuta kademesini belirlemek üzere 1 Ağustos’ta toplanan Yüksek Askeri Şura’da alınan kararlar açıklandı. Yüksek Askerî Şûrâ’da, 30 Ağustos 2009 itibarıyla emekliye ayrılacak Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç’ın yerine Donanma Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu’nun yerine Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay atandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık ise bulundukları görevleri bir yıl daha sürdürecek. Kara Kuvvetleri’nde, 30 Ağustos itibarıyla emekli olacak Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Ergin Saygun’un yerine Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız getirildi. Orgeneral Iğsız’dan boşalan Genelkurmay İkinci Başkanlığı’na Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Orgeneral Aslan Güner atandı. Şûrâ’da bir üst rütbeye terfi eden ve orgeneral olan 7. Kolordu Komutanı Bekir Kalyoncu Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı’na, Genelkurmay Başkanlığı Genel Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler Harp Akademileri Komutanlığı’na, oramiral olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Emin Murat Bilgel Donanma Komutanlığı’na, orgeneral olan 1. Hava Kuvveti ve 6. Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi Komutanı Korgeneral Bilgin Balanlı da Genelkurmay 2. Başkan Yardımcılığı’na atandı. İrticai faaliyet iddiasıyla 3 personele ihraç kararı Şûrâ kararlarına göre, 30 Ağustos 2009 tarihinden geçerli olmak üzere Türk Silâhlı Kuvvetleri’nde (TSK) 34 general ve amiral bir üst rütbeye, 46 albay ise general ve amiralliğe yükseldi. 54 general ve amiralin görev süreleri bir yıl uzatıldı. Şûrâ’da, ayrıca ‘’tutum ve davranışları ile irticai görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu anlaşılan’’ 3 personelin Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ayrılmasına oy çokluğuyla karar verildi. Ergenekon soruşturması kapsamında ismi geçen Kurmay Albay Dursun Çiçek tuğamiralliğe terfi ettirilmedi. TSK boş amirallik kadrosu olmadığı için Albay Çiçek’e atama yapılmadığını açıkladı. Ergenekon soruşturması kapsamında ifade veren Levent Görgeç ise, Tuğamiralliğe terfi ettirildi. |
05.08.2009 |
Borsadaki sun’î yükselişin sanayiye faydası yok |
Krizin zaman zaman düzelme emareleri gösterse de devam ettiğini ifade eden Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, ‘’Özellikle yabancıların risk alma iştahları ve kazanç hırsları nedeniyle borsa coştukça coşuyor. Ama bunun sanayiciye ve istihdama bir faydası yok’’ dedi. Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, ‘’Özellikle yabancıların risk alma iştahları ve kazanç hırsları sebebiyle borsa coştukça coşuyor ama bunun sanayiciye ve istihdama bir faydası yok’’ dedi. Özer, Temmuz ayı fiyat artışlarını değerlendirdiği yazılı açıklamasında, Merkez Bankasının 29 Temmuz’da hazırladığı raporda, enflasyonun yıl sonunda 4,9- 6,9 aralığına oturacağının öngörüldüğünü hatırlatarak, krizin etkisiyle temel ham madde fiyatları ve alım gücünün azalması doğrultusunda küçülen enflasyonun bugünlerde iş adamlarının gündeminden düştüğünü belirti. Krizin zaman zaman düzelme emareleri gösterse de devam ettiğini, kısa zamanda normale dönülmeyeceğini artık herkesin bildiğini ifade eden Özer, ‘’Özellikle yabancıların risk alma iştahları ve kazanç hırsları nedeniyle borsa coştukça coşuyor, ama bunun sanayiciye ve istihdama bir faydası yok’’ dedi. Özer, borsaya değil, ekonomik göstergelere bakmak gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’Yani üretim ve istihdama bakmak lazım. The Economist’in verilerine göre, Nisan 2009’da Türkiye yüzde 14,9’luk işsizlik oranı ile küresel piyasalarda adı geçen 39 ülke içinde en yüksek işsizlik oranına sahip dördüncü ülkedir. Bu bile durumun vahametini anlatan önemli bir kriter. Bir başka kriter de ihracat. Temmuz ayı ihracatı geçen yılın aynı ayına nazaran yüzde 27 oranında düştü. Yıl sonunda ihracatımız 100 milyar doları bile bulamayacak.’’ Bursa / aa Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneği (ANASİAD) Başkanı Eyüp Kutlucan, Temmuz ayı enflasyon rakamlarının, piyasadaki ciddî daralmanın ciddî göstergesi olduğunu bildirdi. Kutlucan, yaptığı yazılı açıklamada, uzun yıllar yüksek enflasyon yüzünden sıkıntı çeken reel sektörün şimdi de daha farklı sıkıntılar içinde olduğunu belirtti. İş dünyasının üretim ve tüketimdeki daralmadan olumsuz yönde etkilendiğini dile getiren Kutlucan, ‘’Bu, sanayicinin ürettiğini satamadığını gösteriyor. Maalesef piyasada ciddî bir daralma var’’ dedi. İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Metin Anıl da piyasalarda çok ciddî talep daralması olduğunu belirterek, bunun en önemli nedeninin küresel kriz olduğunu vurguladı. Yaşanan daralma dolayısıyla bütün sektörlerin sıkıntı çektiğine değinen Anıl, şunları kaydetti: ‘’Sadece bizde değil bütün dünyada çok ciddî bir talep daralması var. Bu daralma nedeniyle hem ihracatımız düşüyor hem de iç piyasaya mal satılmıyor. Bize göre enflasyondan daha önemli olan piyasalarda yaşanan bu durgunluktur. Bu nedenle ekonomi yönetiminin iç talebi arttıracak yeni önlemler almasını bekliyoruz.’’ Bursa / aa |
05.08.2009 |
Haziran’da işsize 335 TL ödendi |
İşsİzlİk Sigortası Fonu’ndan Haziran ayında işsiz başına 335 TL ödendi. Türk-İş Araştırma Müdür Yardımcısı Enis Bağdadioğlu, Demiryol-İş Dergisi’nde de yayımlanan çalışmasında, İşsizlik Sigortası Fonu’na ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de hayat şartlarının gün geçtikçe çalışanlar için ağırlaştığı görüşünü dile getiren Bağdadioğlu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre sigortalı işçilerin yarıya yakınının prime esas kazancının asgarî ücret düzeyinde olduğuna dikkati çekti. Bağdadioğlu, şunları kaydetti: ‘’İşsizlik ödeneği alanların sayısı Haziran 2009’da 313 bin 860 kişiye ulaşmıştır. Net asgarî ücretin 527,13 lira olduğu Haziran ayında işsiz başına ödenen tutar sadece 335 lira düzeyindedir. İşsizlikle mücadelede önemli bir sosyal politika olan işsizlik sigortası, sefaleti ve ücretlerin düşmesini önlemek doğrultusunda önemli bir araçtır. Ancak işsizlik sigortası uygulamasının erişim, süre ve ödeme tutarı açısından yeniden düzenlenerek iyileştirilmesi gerekmektedir. Ülkede sosyal barışın, sosyal adaletin sağlanması yolunda işsizlik sigortası sisteminin etkin kullanımı olumlu etki yapacaktır.’’ Ankara / aa |
05.08.2009 |
Şahin’den “Atatürklü” start |
TBMM Başkanlığına aday gösterilen eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, “Bu makam, cumhuriyetimizi kuran, kurtuluş savaşımızın başkomutanı Atatürk’ün de makamıdır” diyerek “yerine ısındığı” sinyali verdi. TBMM Başkanı adayı AKP Antalya Milletvekili Mehmet Ali Şahin, TBMM Başkanlığı’nın Atatürk’ün makamı olduğunu söyledi. Şahin, önceki gün TBMM Başkanı adaylığına ilişkin başvuru dilekçesini, TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca’ya teslim etti. Gazetecilere açıklama yapan Şahin, bu görevin, bir hizmet yarışı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ‘’TBMM, milletimizin iradesinin tecelli ettiği yerdir. Çok onurlu bir görevdir. Çünkü bu makam, Cumhuriyetimizi kuran, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk’ün de makamıdır; dolayısıyla şu andan itibaren omuzlarımda çok ağır bir sorumluluk ve yükün olduğunu hissediyorum. Tabiî ki şu anda 4 aday arkadaşız. Kimin Meclis Başkanı olacağına TBMM Genel Kurulu karar verecektir. Tabiî ki sonuçta bu sorumluluk benim omuzlarımda kalırsa, Anayasa ve İçtüzük çerçevesinde tarafsızlıkla görev yapacağıma dair düşüncemi sizlerle paylaşmak istiyorum.’’ Ankara / aa |
05.08.2009 |
Kürtlerin temsilcisi DTP ve PKK değil |
KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi, DPT ve PKK’nın Kürtlerin ancak çok az bir kısmını temsil edebileceğini vurgulayarak, “Sorunun çözümünde PKK’yı ve bunun yörüngesindeki parti ve çevreleri hesaba katmak lâzım. Ama bunlar tek başına Kürtleri temsil edemez” dedi. Sadece Kürtleri memnun eden bir formülün de yeterli olmayacağını söyleyen Elçi, “Bu formülü aynı zamanda Türklerin de benimsemesi gerek. Onun için toplumun geniş kesiminin mutabakatının alınması gerekir. Bu konuda zaman ve sabır lâzımdır” diye konuştu.
KatIlImcI Demokrasi Partisi (KADEP) Genel Başkanı Şerafettin Elçi, DTP ve PKK’nın Kürtlerin ancak çok az bir kısmını temsil edebileceğini vurgulayarak, “Sorunun çözümünde PKK’nın ve bunun yörüngesindeki parti ve çevreleri hesaba katmak lazım. Ama bunlar tek başına Kürtleri temsil edemez” dedi. KADEP Genel Başkanı Elçi, Kürt sorununun toplumsal mutabakatı gerektiren ulusal bir problem olduğunu işaret ederek, bu konuda herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Kürt sorununda tarihi bir fırsatın yakalandığını, ancak bunun için öncelikle çatışmalı ortamın sona ermesi gerektiğinin altını çizen Elçi, PKK’nın silâhı ve eylem yapmayı bırakması gerektiğini, devletin de çatışmalar durduktan sonra PKK nasıl temelli silâh bırakabilir, bunun için makul formüller bulması gerektiğine işaret etti. Muhatap olarak sadece PKK ve DTP’nin adres gösterilmesinin konuyu çözümsüzlükte bırakacağını ifade eden Kürt siyasetçi, “Kürt tarafı denilince PKK’nın ve bunun yörüngesindeki partileri ve çevreleri de hesaba katmak lâzım. Ama bunlar tek başına Kürtleri temsil etmez. Büyük bir sessiz çoğunluk var. Bunların ağırlığı önemli ama bütün Kürtlerin hem şu anki hem de gelecekteki ihtiyaçlarını dikkate alarak bir çözüm formülünün bulunması lâzım. Çünkü PKK ve onun yörüngesinin dışında faaliyet gösteren bir dizi Kürt kurumu var. Bazı kurumlar var. Önemli kanaat önderleri var. Onlar da toplum üzerinde etkili olabilecek kişilerdir. Kürt toplumunun önemli bir bölümünü oluşturur. Kürtlerin tüm kesimlerinin hassasiyetleri dikkate alınarak bir çözüm formülü üretilmesi lâzımdır.” diye konuştu. Elçi, sadece Kürtlerin muhatap alınmasının da yeterli olmayacağını söyledi. Tüm Türkiye kamuoyunun hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini düşünen Elçi, bu konuda herkesin empati yapması gerektiğini kaydetti. Elçi, şöyle konuştu: “Sadece Kürtleri memnun eden bir formül yeterli olmaz. Bu formülün aynı zamanda Türk kesimini de benimsemesi gerek. Çünkü bu konu, yalnızca Kürtleri ilgilendiren bir sorun değil. Devleti de Türk kesimini de ilgilendiren bir sorundur. Onun için toplumun geniş kesiminin mutabakatı alınması gerekir. Bu konuda zaman ve sabır lâzımdır. Günü kurtarmak için ortaya konan formüller çözüm getirmez. Herkes empati yaparsa sorunun çözümü kolaylaşır.” ‘Kürt açılımı’nda muhalefetin tavrını da eleştiren Elçi, MHP’nin tavrını bir ölçüde anladığını, ancak CHP’nin yaklaşımını anlamakta güçlük çektiğini ifade etti. Ankara / cihan |
05.08.2009 |
Kutsal ‘barış’ yolculuğu |
Kutsal topraklara gitmek üzere Kazakistan’ın Astana şehrinden yaya olarak yola çıkan 35 kişilik kafile Türkiye’ye geldi. Aralarında bir Özbek, bir Tatar, bir Rus ve 32 Kazakistan uyruklunun bulunduğu 35 kişilik kafile, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi Gürbulak Sınır Kapısı’ndan giriş yaparak Diyadin ilçesine ulaştı. 2 çocuk, 8 kadın ve 25 erkeğin bulunduğu kafile ‘’Türkiye’’ sloganları atarak kamp alanlarına geçtiler. Ellerindeki bayraklarla yürüyen kafile İpekgeçidi mevkiinde dinlendi. Kafilenin en yaşlısı 81, en genci ise 14 yaşında olan ekip üyelerinin Türkiye’ye 2 ayda ulaştığı bildirildi. Her gün ortalama 30 kilometre yürüyen kafile, Kurban Bayramı’na doğru Mekke’ye ulaşmayı hedefliyor. Gençlik döneminde yine yaya olarak Kâbe’ye gittiğini belirten 81 yaşındaki Salgarayev Seitkazi, kutsal topraklara ikinci kez yaya olarak gitmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Gittikleri yerlerde kendilerine destek beklediklerini belirten Seitkazi ‘’Bizim amacımız dünya barışına katkı sağlamaktır. Bu bağlamda Türk kardeşlerimizin de ekibimize katılmasını bekliyoruz’’ dedi. Bütün dünya insanlarını dostluğa çağırmak için yollara düştüklerini dile getiren Kafile Başkanı Abdullin Ruslan ise, yürüyüşe herkesin katılabileceğini söyledi. Herkesin kendilerini görebilmeleri ve insanlarla konuşabilmeleri amacıyla yolculuğa yaya olarak çıktıklarını vurgulayan Ruslan, ‘’Biz bütün inananları dostluğa çağırıyoruz. Yaya olarak gitmemizin sebebi herkesle yüz yüze görüşmek ve gayemizi anlatmaktır. Gittiğimiz yollar bizim atalarımızın yürüdüğü yollardır. 2 aydır yollardayız. Rusya, Dağıstan, Azerbaycan ve İran’dan geçtik. Şimdi Türkiye’deyiz. Bir ayda Türkiye’den geçeceğiz’’ diye konuştu. Ağrı / aa |
05.08.2009 |
DİJİTAL TESBİH TAVSİYESİ |
Çanakkalelİ emekli radyo tamircisi İsmail Yılmaz, camiler için “dijital tespih’’ adını verdiği bir sistem geliştirdi. Yılmaz (72), dijital tesbihi yaklaşık bir aylık çalışmayla yaptığını söyledi. Bir CD’ye, kendi imkânlarıyla Kur’ân-ı Kerim’den bazı âyetler ile sesli olarak duâlar koydurduğunu anlatan Yılmaz, sistemin işleyişinin oldukça basit olduğunu belirtti. Yılmaz, dijital tesbihin camilere son derece kolay adapte edilebileceğini belirterek şöyle dedi: “Bilindiği gibi, camilerde çoğu zaman cemaat tesbih bulmakta zorlanıyor. Günde onlarca değişik kişi bir tesbihi eline alıp çekiyor. Böyle bir durumda ellerde bulunan çeşitli virüsler tesbih yardımıyla değişik kişilere geçebiliyor. Hem hijyenin sağlanması, hem de teknolojik gelişimin takip edilmesi anlamında, sistemin oldukça iyi olduğunu savunuyorum.’’ Sinevizyona ya da elektronik bir cihaza yerleştirilip, uygun bir yere yansıtılacak görüntü sayesinde tesbih çekiminin kolaylaşacağını belirten Yılmaz, ‘’CD’nin içinde çeşitli duâlar ve âyetler sesli olarak dinlenip, görülebiliyor. Namazını tamamlayan kişi, tamamı yaklaşık 5 dakika süren görüntüdeki rakamlara bakarak tesbih çekim işini sona erdirecek’’ dedi. Yılmaz, bir süre önce bu sistemi gösteren CD ile bilgilerin yer aldığı dilekçesini Diyanet İşleri Başkanlığı’na gönderdiğini ifade etti. Başkanlıktan gelen cevapta, tasarımının “maddî külfet getireceği’’ gerekçesiyle uygulanır bulunmadığını anlatan Yılmaz, yine de sisteminin Çanakkale’deki bazı camilerde kullanılması için çaba göstereceğini kaydetti. Çanakkale / aa |
05.08.2009 |
Halk internetten “ucuz tatil” arıyor |
Türkİye’de vatandaşlar, tatil araştırmasını daha çok internet üzerinden birçok siteyi dolaşıp, karşılaştırarak yapıyor ama krizin etkisiyle aramalarının başına ‘’ucuz’’ kelimesini de ekliyor. Alınan bilgiye göre, tatil planı yapanlar gidilecek destinasyon, otel fiyatları, ulaşım imkânları gibi bilgileri internet üzerinden araştırıyor. Böylece hem vakitten kazanç sağlıyor hem de birçok alternatif arasında karşılaştırma yapılabiliyor. Avrupa Interaktif Reklamcılık Birliği’ne göre Avrupa’da bütün sektörler içerisinde en çok online satın alınan iki ürün, seyahat biletleri ve tatil. Google Türkiye Turizm Sektörü Müdürü Ali Yılmaz, yaptırdıkları araştırma sonucunda bu yıl küresel krizin etkisiyle internetten tatil aramalarında düşüş olmadığını, ancak aramaların başına ‘’ucuz’’ kelimesinin eklendiğini söyledi. Yılmaz, turizm sektöründeki ürünlerin yüzde 20’sinin internet üzerinden satın alındığına dikkati çekerek, ‘’İnternet kullananların yüzde 80’i turizmle ilgili şeyleri arama motorlarında arıyor, bunların da yüzde 99’u Google’ı kullanıyor. 26,5 milyon internet kullanıcı olduğu dikkate alındığında bu ciddî bir rakam anlamına geliyor’’ dedi. Ankara / aa |
05.08.2009 |
Biri okyanusu geçti, öteki Himalayalara tırmandı |
İngİlİz kadın kürekçi Sarah Outen, Hint okyanusunu 124 günde geçti. Güney Koreli dağcı Oh Eun Sun ise Himalaya Dağları’nın zirvesine tırmandı. 24 yaşındaki İngiliz biyolog Sarah Outen bu başarısıyla Hint okyanusunu tek başına kürek çekerek geçen ilk kadın oldu. Outen Avustralya’nın batı sahillerinden geçen Nisanda başlattığı macerasını, önceki akşam Mauritius adasında tamamladı. Outen 6 bin kilometrelik mesafeyi yaklaşık 100 günde tamamlamayı planlıyordu. Güney Koreli dağcı Oh Eun Sun’un ise Himalaya Dağlarında 8000 metreden yüksek 14 zirveden 13’üne ulaşan ilk kadın dağcı olduğu bildirildi. Explorersweb adlı internet sitesinde yer alan açıklamada, 43 yaşındaki Oh Eun Sun’un oksijen tüpü olmaksızın 8068 metre yüksekliğindeki Gasherbrum-I dağının zirvesine dün ulaştığı belirtildi. İstanbul / aa |
05.08.2009 |
4 bin yıllık insan beyni bulundu |
Kütahya’nIn Seyitömer beldesi yakınlarındaki höyükte sürdürülen kurtarma kazısında bulunan 6 insan iskeletine ait kafa taslarının içinde şekli bozulmamış beyinler bulundu. Kazı grubu başkanlığını da yürüten Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nejat Bilgen, höyükte 2006 yılında başladıkları kazıları her yıl 6’şar aylık dönemlerde devam ettirdiklerini bildirdi. Prof. Dr. Bilgen, höyüğün Orta Tunç Çağı’na ait tabakasında kazılara devam ederken 6 insan iskeletiyle karşılaştıklarını söyledi. Bunlardan ikisinin çocuklara ait olduğunu tahmin ettiklerini kaydeden Bilgen, şöyle konuştu: ‘’Geçen yıl MÖ 1800’lü yıllarda diye tarihlediğimiz Orta Tunç Çağı’ndaki bir deprem olgusuyla çatıların yıkıldığını, ahşapların yandığını gözlemlemiştik. Bulunan eserlerin yanında 6 insan iskeletiyle karşılaştık. Bunları fotoğraflayıp antropoloji laboratuvarında incelemek için paketlemeye hazırlarken de kafatasının içinde kavrulmuş, yanmış ancak şekli bozulmamış beyin kalıntılarına rastladık. İnsan beyni, arkeolojide çok bilinen yaygın buluntular arasında olmadığı için çok heyecanlandık. İskeletlerin yaklaşık 4 bin yıllık olduğunu tahmin ediyoruz.’’ Prof. Dr. Bilgen, kafataslarındaki beyinlerin yanarak karbonlaştığından bugüne kadar geldiğini düşündüklerini söyledi. |
05.08.2009 |
Camiye asansör yaptırdı |
Denİzlİ’nİn Acıyapam ilçesi Dedebağı beldesindeki caminin merdivenlerini çıkmakta zorlanan 92 yaşındaki Hasan Ali Baylan, çareyi camiye asansör yaptırmakta buldu. Baylan, 92 yaşında olduğunu, ayaklarındaki yürüme zorluğu dışında sağlığının yerinde olduğunu anlattı. Ortopedik rahatsızlığı yüzünden yürüme güçlüğü çektiğini, özellikle merdiven inme ve çıkma konusunda sıkıntı yaşadığını dile getiren Baylan, şunları söyledi: ‘’Çok sayıda ortopedi doktoruna gittim. Kemiklerimin erimiş olduğunu ve tedavisi bulunmadığını söylüyorlar. ‘Bunun hapı, ilâcı yok’ diyorlar. Eşim 3 sene önce öldü, 8 çocuğum var. Camiye gitmekte, merdivenlerini çıkmakta zorlanıyordum. Aklıma asansör yaptırmak geldi. Konuyu çocuklarıma açtım. İzin alınması gerektiğini söylediler. Caminin imamına söyledim, müftüden izin aldı ve asansör yaptırma işine başladım. Asansör tamamlandı, şimdi her istediğim zaman rahatlıkla camiye gidebiliyorum. Benim gibi yürüme zorluğu olanlar da asansörü kullanıyor. Arkamda bir eser bırakayım, benim gibi merdiven çıkamayanlar faydalansın diye yaptırdım asansörü.’’ Denizli / aa |
05.08.2009 |
Çöp atana lânet, atmayana servet |
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde belediyenin, şehrin giriş ve çıkışlarına yerleştirdiği tabelâlar ve binalara yazdırdığı yazılarla çevre temizliği başta olmak üzere, ahlâk ve geleneğe ilişkin çeşitli mesajlar veriyor. Bozkurt Belediyesi, şehrin giriş ve çıkış noktalarına ‘’Yola-yere çöp atana lânet, atmayana Allah’tan sağlık-servet’’ yazılı tabelâlar yerleştirdi. İlçe merkezindeki bazı binaların duvarlarında ise ‘’Azı değerlendiriniz ki çoğu bulasınız’’, ‘’En kolay temizlik kirletmemektir’’, ‘’İyiliğe karşı iyilik adalettir, iyiliğe karşı kötülük cinayettir’’, ‘’İstediğini söyleyen, istemediğini işitir’’, ‘’Güzel bakan güzel görür’’, ‘’Umut, en keskin ilâçtan daha keskindir’’, ‘’Sokakları evin bil, temiz tut, sürekli gül’’ mesajları yazıldı. Vatandaşlar, belediyenin bu uygulamasını destekliyor. Bozkurt Belediye Başkanı Engin Canbaz, yaptığı açıklamada, ilçedeki boş duvarlara çeşitli mesajlar içeren yazılar yazıldığını ve bunların başta temizlik olmak üzere ahlâk ve geleneklerle ilgili olduğunu belirtti. Yıllardır temizliğe ve çevreye önem verdiklerini ifade eden Canbaz, şöyle konuştu: “İlçenin iki giriş ve çıkış noktasına ‘Yola-yere çöp atana lânet, atmayana Allah’tan sağlık-servet’ yazısı yazdırarak, vatandaşlarımızı hem ikaz ediyoruz hem de etrafı
temiz tuttukları için duâ ediyoruz.’’ Bozkurt / aa |
05.08.2009 |
ERDOĞAN DTP İLE BUGÜN GÖRÜŞECEK |
Başbakan Erdoğan, DTP’yle yapması planlanan görüşmenin bugün saat 12.00’de gerçekleşeceği açıklandı. Başbakan Erdoğan DTP yöneticileriyle görüşmesini Meclis’teki makamında yapacak. Görüşmede DTP’yi Genel başkan Ahmet Türk ve Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş temsil edecek. Randevu talebi Başbakan Erdoğan’dan geldi. Görüşmede son günlerde gündemde bulunan Kürt açılımı değerlendirilecek. DTP lideri Ahmet Türk basın mensuplarına yaptığı açıklamada “Sürecin hassasiyetini biliyoruz. 72 milyon insanın hassasiyetini gözönünde tuturyoruz. Olabildiğince mesafe almak için neler yapabiliriz, bu konuda görüşümüzü ortaya koyacağız. Bu sorun için ilgili ve etkili her kesimin düşünceleri önemli. Hazır projelerle, kalın çizgilerle yola çıkmak süreci tıkar. Bunu yapmadan süreci değerlendireceğiz” dedi. |
05.08.2009 |
Toptan’dan Erdoğan’a veda ziyareti |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a veda ziyaretinde bulundu. TBMM Başkanı Toptan ile Başbakanlık Merkez Bina’da yaptığı görüşmenin başında konuşan Başbakan Erdoğan, Toptan’ın, 2 yıllık görev süresinde Parlamento’yu birlik ve beraberlik içinde yönettiğini kaydetti. Toptan’ın tekrar aday olmayacağını belirten Erdoğan, “Ağustos ayının 9’u itibarıyla artık partimizin İnşallah aktif bir mensubu olarak çalışmalarına devam edecek” dedi. Toptan ise bu gibi makamlarda önemli olanın “hoş bir sada bırakmaya çalışmak” olduğunu ifade etti. TBMM Başkanlığı gibi çok önemli bir makamda 2 sene boyunca bunu yapmaya çalıştığını anlatan Toptan, “Sizin de işaret ettiğiniz gibi zor bir dönemdi. Önümüzde de çok önemli ve zor geçeceği bilinen bir süreç var” diye konuştu. Ankara / aa |
05.08.2009 |
İslâm, Türkleri ve Kürtleri birleştirdi |
Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, dindaşlık faktörünün Türkleri ve Kürtleri birleştirdiğini belirtti. Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, Kürtler ve Türklerin dindaşlık faktörü gibi sebeplerden tarihte derin birliktelikler kurduğunu söyledi. Kürtlerin bugünkü coğrafyaya yerleşmelerinde Selçukluların Bizans’ı geri çekilmeye mecbur etmesinin büyük payı olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, “Bölgede kurulan Türk Beylikleri, Kürtleri kendilerinden ayrı görmüyor ve kardeş olarak tanımlıyorlardı. Birbirlerine hiçbir zaman rakip olmamaları, dindaşlık faktörü bir an için ayrı ırklar oldukları düşünülse bile Türkleri ve Kürtleri hiçbir zaman karşı kaşıya getirmemiş aksine derin bir birliktelik sağlamıştır. Nüfus yoğunluğuna ve yaşam tarzına göre zaman zaman bazı Kürt aşiretleri Türkleşmiş, bazı Türk obaları da Kürtleşmiştir” diye konuştu. Sorunun çözümü noktasında dikkatli olunması gerektiğini dile getiren Eğilmez, farklı noktalarda çözüm aranmasının çözülmesi gereken düğümü kördüğüm haline getirebileceği uyarısında bulundu. Ankara / cihan |
05.08.2009 |
Aytaç Durak hakkında suç duyurusu |
CHP Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ümit Özgümüş, Aytaç Durak hakkında Cumhuriyet Savcılığı ile İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusunda bulundu. Özgümüş, Çatalan Barajı’nda şişeleme tesisi kurarak görevini kötüye kullanmak ve kamuyu zarara uğratmak iddiasıyla Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Durak hakkında Cumhuriyet Savcılığı ile İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusunda bulundu. Özgümüş, Sağlık Bakanlığı’nın olumsuz raporuna karşın, Çatalan Barajı’nda şişeleme tesisi kurduğu iddiasıyla bulunduğu suç duyurusunda, Büyükşehir Belediye Başkanı Durak’ın, ‘’Görevi kötüye kullanmak ve kamuyu zarara uğratmak’’ suçundan cezalandırılmasını talep etti. Özgümüş, ‘’1,5 milyon dolara mal olan tesisteki kamu zararının Durak’ın şahsî mal varlığından tahsil edilmesini’’ istedi. (aa) |
05.08.2009 |
ABD basını: Putin nükleerde imza atacak |
Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Perşembe günü Türkiye’ye yapacağı ziyaret sırasında Ankara’ya nükleer santral projesi için teşvik edici bazı tekliflerde bulunması beklentileri artıyor. ABD medyası da, “Putin’in, Ankara’da Türk nükleer santral projesi konusunda Ankara’ya teşvikler önermesi beklendiği”ni belirtirken Rus yetkililerine dayanarak bir ihtimalin Karadeniz’deki enerji kaynaklarının geliştirilmesinde işbirliğinin olduğunu da kaydetti. Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti sırasında büyük bir ihtimalle bir nükleer santral yapımına zemin hazırlayacak bir nükleer işbirliği anlaşmasını imzalayacağına dikkat çekiliyor. World Tribune, Moskova kaynaklı haberinde Rus yetkililerinin Ankara’da imzalanacak anlaşmanın Türkiye’deki ilk nükleer santral inşa edilmesine ilişkin planları içereceğini kaydettiklerini belirterek, “Bir yetkili, anlaşmanın nükleer enerji kontratı için zemin hazırlayacağını söyledi” diye yazdı. Haberde “Putin’in, Türkiye ile ham petrol, gaz ve nükleer enerjideki işbirliği konusunda bir mutabakat zaptını imzalaması bekleniyor. Rus Başbakanı, Ankara’ya savunma ürünleri ihracatının geliştirilmesi için de çaba gösteriyor” denildi. |
05.08.2009 |
Yaz Kur’ân kursları büyük ilgi görüyor |
MERSİN’İN Erdemli ilçesinde de her yıl yaz Kur’ân kurslarına gelen öğrenci sayısında artış olduğu ve bu yıl rekor sayıda öğrencinin Kur’ân-ı Kerim öğrendiği belirtiliyor. Erdemli Müftüsü Mustafa Topal, köy, belde ve merkezde 136 ayrı noktada yaz Kur’ân kursu açarak yaklaşık 6 binin üzerinde genç çocuk ve yetişkinlere Kur’ân-ı Kerim öğreniminin yanı sıra dinî bilgiler verdiklerini bildirdi. Geçen yıl açtıkları 117 yaz Kur’ân kursuna 5 bin 449 talebenin katılarak eğitim aldığını belirten Topal, kurs ve talebe sayısında her yıl artış sağlanmasının sevindirici olduğunu söyledi. Yaz Kur’ân kursunda okuyan 6 binin üstünde talebeye yaklaşık 180 görevlinin yardımcı olduğunu belirten Topal, yaz kurslarının da Millî Eğitim Bakanlığı denetiminde gerçekleştirildiğini ifade etti. Topal, kursa katılan çocukların sosyal gelişimini sağlamak amacı ile dinî bilgilerin yanında masa tenisi, basketbol, voleybol gibi değişik sportif faaliyetlere katılmalarının sağlandığını kaydetti. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye’nin dört bir yanına din hizmeti götürdüğünü hatırlanan Topal, “Müftülükler anayasa ile kendisine verilen, halkımızı İslâm dininin inanç, ibadet ve ahlâk konularında aydınlatma görevini yapıyor. Aynı zamanda bu konuda isteyen vatandaşlarımıza ve çocuklarına, mevzuat çerçevesinde din eğitim ve öğretimi hizmeti de yerine getiriyoruz. Cami hizmetleri çerçevesinde irşad çalışmalarını sürdürürken, açılan Kur’ân Kursları ile de Kur’ân-ı Kerim’i okuma ve anlama, dini bilgiler bakımından halkımızı aydınlatma hizmeti sunmaktayız.” dedi. Yaz Kur’ân kursları öncesinde bu kurslara öğretici olarak katılacak bütün personelin mahallinde bir haftalık seminere alındığını kaydeden Topal, onlara öğretim usulleri pedagojik yönleriyle birlikte verilmekte ve böylece personel öğretime hazırlanmakta olduğunu belirtti. Yaz Kur’ân Kursları’nda okutulacak kitapların çok titiz bir çalışma sonrasında tamamen yaz kurslarına yönelik olarak hazırlandığını ifade eden Topal, 2 ay olarak ön görülen kursların verimini arttıracak her türlü tedbir düşünüldüğünü vurguladı. Mersin / cihan |
05.08.2009 |
THY’den Ramazan kampanyası |
TÜRK Hava Yolları (THY), uçak biletlerinde Ramazan ayına özel bir kampanya düzenledi. THY’den yapılan yazılı açıklamaya göre, 21 Ağustos 2009 tarihinden itibaren yapılan bilet satışlarında, iç hat uçuşlarına özel, tüm vergi ve harçlar dahil tek yönde 79 TL’den başlayan fiyatlarla seyahat etme imkânı sunulacak. Kampanya, Hopa ve Ercan Havaalanları haricinde bütün iç hat uçuşlarında uygulanacak ve yolcular 17 Eylül 2009 tarihine kadar kampanyadan faydalanabilecekler. THY’nin internet sitesi ‘’www.thy.com’’ aracılığıyla yapılacak bilet alımlarında da ayrıca promosyon uygulanacak ve bütün vergilerle harçlar dahil tek yönde 74 TL’den başlayan fiyatlarla seyahat edilebilecek. Açıklamada, kampanyanın AnadoluJet ve SunExpress ortak uçuşlarını (codeshare) kapsamayacağı, ayrıntılı bilgilere 444 0 849 numaralı Çağrı Merkezinden, ‘’www.thy.com’’ adresinden veya satış ofislerinden ulaşılabileceği bildirildi. İstanbul /aa |
05.08.2009 |
DİYANET’İN RAMAZAN HAZIRLIKLARI BAŞLADI |
DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı İzzet Er, Ramazan ayı için ihtisas eğitim merkezlerindeki 189 öğrencinin yurt içinde, 135 din görevlisinin de yurt dışında görevlendirildiğini bildirdi. Er, yaptığı açıklamada, Ramazan ayı hazırlıklarına üç ayların girmesiyle birlikte başladıklarını belirterek, bu aya özel geniş kapsamlı irşad programları hazırladıklarını, bu programları önceki yıllarda ulaşamadıkları yerlere kadar götürmeye çalıştıklarını söyledi. Er, bu çerçevede teşkilâtta hizmet eden, ilâhiyat fakülteleri ya da imam hatip liselerinden emekli olan, irşad hizmetleri konusunda kendilerine destek olabilecek kişileri de programa dahil ettiklerini kaydetti. Ramazan hazırlıklarıyla ilgili müftülüklere gönderdikleri genelgede, vaazların ezanla birlikte son bulmasını istediklerini vurgulayan Er, vatandaşların iş hayatları ve dinlenme saatleri olduğunu, vaazların bu süreye dahil olmayacak şekilde yapılması gerektiğini vurguladı. İzzet Er, yerel radyo ve televizyonlarda irşad programlarına yer vermeleri konusunda müftülüklere yetki verdiklerini belirtti. Çocukların camiye alışmaları konusuna da oldukça önem verdiklerine dikkati çeken Er, ‘’Çocuklar yaşları gereği camilerde oyun oynayabiliyor, çocuksu hareketlerde bulunabiliyor. Büyüklerin olgunluk göstererek çocukların camiye alışmaları konusunda dikkatli olmalarını ve çocuklara iyi muamele etmelerini istiyoruz’’ dedi. Er, müftülüklere, kadınlara camilerde özel mekânlar hazırlanmasını tavsiye ettiklerini, hem kadınların, hem de engelli vatandaşların kullanacakları yerlere kolay ulaşmalarının sağlanmasının önemine değindiklerini belirtti. Teravih namazının, ‘’Tadil-i Erkân’’a uygun şekilde kıldırılması konusunda da uyarılarda bulunduklarını ifade eden Er, bazı yerlerde namaz kılmayı insanların bir ‘’yarış’’ haline getirmeye çalıştıklarını, bunun dinen uygun olmadığını vurguladı. İzzet Er, müftülüklerce belirlenecek bazı camilerin, yapılan programlar ve Kadir Gecesi dolayısıyla sabaha kadar açık olacağını hatırlatan Er, bu camilerin de Ramazandan bir hafta önce Diyanet İşleri Başkanlığının ‘’www.diyanet.gov.tr’’ adlı internet sitesinden duyurulacağını bildirdi. Ankara /aa |
05.08.2009 |
3 dilde Berat programı |
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, ‘’Kandil geceleri, Rabbimize, kendimize ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlatır, bu görevlerimizi ihmal edip etmediğimizi sorgulayıp hata ve günahlarımızdan tövbe ederek uzaklaşma imkânı sağlar’’ dedi. Bardakoğlu, Berat Kandili dolayısıyla mesaj yayımladı. Bu gece Berat Kandili’nin idrak edileceğini hatırlatan Bardakoğlu, ‘’kurtuluş, af ve arınma anlamlarına gelen, ayrıca mübarek Ramazan ayının da bir müjdecisi olan Berat Gecesi’nin, inananlara, kulluk bilinci ve hesap verme şuuruyla suç ve yanlışlardan kaçınmaları, günahlardan arınmaları ve Yüce Yaratıcı’nın sonsuz rahmet ve merhametine iltica etmeleri gerektiğini bir kez daha hatırlattığını’’ ifade etti. Kandil olarak adlandırılan bu gecelerin, insanlara, hızlı bir şekilde geçen hayatta durup düşünme, öze dönme ve günahlarla kirlenen gönül dünyasını temizleme fırsatı sunduğunu vurgulayan Bardakoğlu, mesajında şunları kaydetti: ‘’Bu geceler, Rabbimize, kendimize ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlatır, bu görevlerimizi ihmal edip etmediğimizi sorgulayıp hata ve günahlarımızdan tövbe ederek uzaklaşma imkanı sağlar. Berat gecesini değerlendirme imkânını bulan herkes, Yüce Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’deki ‘De ki ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir’ müjdesinin farkına vararak, ümitlerini canlı tutmalı, bağışlama ve bağışlanma duygularını güçlendirmelidir.’’ Mübarek gün ve gecelerin Kur’ân’la buluşma, Hz. Peygamber’in eskimez öğütlerine kulak verme ve O’nun sünneti ile hayat bulma fırsatı olduğunu kaydeden Bardakoğlu, mesajında şunları ifade etti: ‘’Bu gece, Kur’ân’ın bizlere öğrettiği ‘Rabbimiz, biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz’ gibi duâlarla ve Peygamberimizin bu gece bolca yaptığı ‘Allah’ım azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana iltica ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana lâyık bir surette hamd etmekten acizim’ duâsıyla Yüce Rabbimiz’e yakarma zamanıdır. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletimizin ve yurt dışında yaşayan vatandaş ve soydaşlarımızla birlikte bütün İslâm âleminin Berat Kandili’ni kutlar ve bu gecede yaptığımız ibadet, duâ ve yakarışların bizleri istikamet sahibi yapmasını ve insanlığa barış ve huzur getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim.’’ |
05.08.2009 |
Kandili ekran başında geçirmeyin |
Samsun Çarşamba Müftüsü Şemsettin Yediyıldız, vatandaşlardan Berat Kandili’ni ekran başında geçirmemelerini istedi. Müftü Şemsettin Yediyıldız, yaptığı açıklamada, Berat Kandili’ni televizyonda kandil programlarını izleyerek eda etmenin faziletli bir davranış olmadığını ifade ederek, bu gecenin kişinin ailesi ile birlikte Kur’an okuyup, kaza namazları kılarak, tövbe ve istiğfar çekerek ifa edilmesinin daha faziletli ve hayırlı olacağını söyledi. Bu tür mübarek geceleri ekran karşısında kandil programlarını takip ederek eda etmenin sonradan yaygınlaştığını belirten Müftü Yediyıldız, bu geceleri eda etmenin en güzel örneklerinin Peygamber Efendimiz’in hayatından öğrenebileceğimizin altını çizdi. Tövbe kapısının sonuna kadar açılacağı bu gecenin bol bol tövbe ve istiğfar çekilerek geçirilmesi gerektiğine değinen Yediyıldız, “Bu geceleri fırsat bilip Peygamber Efendimiz’e salavatlar getirelim. Geçmiş olan bir yılımızın veya ömrümüzün muhasebesini yaparak hayatımızı tekrar gözden geçirelim. Hatta o günü eve tatlı alıp o geceyi bir bayram havası içinde ailemiz ve çocuklarımız ile birlikte güzel bir şekilde geçirelim.” Samsun / cihan |
05.08.2009 |
Piliç etine yüzde 20 zam |
Pİlİç eti fiyatlarına ortalama yüzde 20 oranında zam yapıldı. Poşette satılan bütün pilicin kilosu 6 TL, piliç pirzolanın kilosu 11 TL ve kanatın kilosu ise 13 TL oldu. Önde gelen piliç eti üreticilerinden Banvit, kilosu 5,10 TL’den sattığı poşetti pilicin kilosunu 6,10 TL’ye, kilosu 8,5 TL’den sattığı piliç pirzolanın kilosunu 11,35 TL’ye, 9,70 TL’den sattığı kanadın kilosunu ise 13,15 TL’ye yükseltti. Şeker Piliç ise kilosu 4,90 TL’den satılan bütün pilicin kilosunu 5,81 TL’ye çıkarttı. Sektörde faaliyet gösteren firmaların büyük çoğunluğu da fiyatlarına ortalama yüzde 20 oranında zam yaptı. İşlenmiş piliç ürünlerinden olan köfte, hamburger köfte, pişmiş döner, piliç sucuk, piliç jambon, piliç salam, piliç sosis gibi ürünlerin fiyatları da ortalama yüzde 20-22 oranında arttı. |
05.08.2009 |
İthalatının çoğunu 6 ülkeden yapıyoruz |
TÜRKİYE ilk 6 ayda, 62,3 milyar dolarlık ithalatının yüzde 49,4’ünü, 6 ülkeden yaptı. Altı ülkeden ithalat toplamı 30,8 milyar doları buldu. Türkiye’nin ithalatında geleneksel pazarlar ağırlığını korurken, Rusya, Almanya ve Çin ilk 3 sırada yer aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye Ocak-Haziran döneminde Rusya’dan 8,8 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirirken, Almanya’dan 6,2 milyar dolarlık, Çin’den 5,5 milyar dolarlık ithalat yaptı. Türkiye söz konusu dönemde ABD’den 4 milyar dolarlık, İtalya’dan 3,3 milyar dolarlık, Fransa’dan 3,1 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. Türkiye’nin ithalatında ilk 10 sırada yer alan ülkelerden Ocak-Haziran döneminde 37,1 milyar dolarlık ithalat yapıldı. |
05.08.2009 |
TÜDEF’ten zamları boykot çağrısı |
Tüketİcİ Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Ali Çetin, başta akaryakıt ürünlerinden alınan ÖTV ve öğrenci harçları olmak üzere pek çok alanda “fahiş zam” yapıldığını savunarak, “Tüm zamlara karşı tüketimden gelen tüketmeme hakkımızı kullanalım. 4-6 Eylül’de akaryakıt almayalım” dedi. Düzenlediği basın toplantısında konuşan Çetin, 95 oktan kurşunsuz benzinin yapılan ÖTV zammı ile 1,6915 ile mazotun ise 1,1545 lira olduğunu belirten Çetin, 1 litre benzinin rafineri çıkış fiyatının 0,83 lira, pompa litre fiyatının ise 3,20 lira olduğuna dikkati çekti. Çetin, her sene yılbaşında yeniden değerleme oranında arttırılan değerli kağıt bedellerinin yıl ortasında yüzde 50 zamlandığını, öğrenci harçlarına, şekere ve suya da zam geldiğini ifade eden Çetin, akaryakıt zammının sebze ve meyve fiyatlarından tekstile kadar petrol türevlerinin kullanıldığı her mal ve hizmete zam anlamına geldiğini vurguladı. Zamların devam edeceğini belirten Çetin şunları kaydetti: “Tüketicilere tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz; Gelin soyguna daha fazla seyirci kalmayalım. Adaletli bir gelir dağılımı için başta akaryakıt zamları olmak üzere tüm zamlara karşı tüketimden gelen tüketmeme hakkımızı kullanalım. 4-6 Eylül’de akaryakıt almayalım. Toplu taşım araçlarını, bisikleti tercih edelim.” |
05.08.2009 |