MARDİN'DE gerçekleşen silahlı saldırı sonucu 45 kişinin hayatını kaybetmesi, Türkiye’nin kanayan yarası kan davalarını yeniden gündeme taşıdı. Şiddetin insanın doğasında varolan temel dürtülerden birisi olduğuna dikkat çeken Dicle Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mazhar Bağlı, asıl erdemin bu şiddeti yapmamak olduğunu belirterek, Güneydoğu’da insanlar arasında hukukun güvenirliliğinin sağlanması gerektiğini söyledi. Kan davasının içinde kindarlığı barındırdığını vurgulayan Bağlı, bu yüzden olayların ‘İnek yüzünden kan davası çıktı. İnsanlar birbirini öldürdü’ şeklinde değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti. “Hukukun, insanların kafalarında çok ciddi meşruluğunu ve mağduriyetini giderebileceğine dair düşünceyi güçlendirecek bir yol bulmak lazım. Bu konuda bir çalışma yapmak gerekiyor” diyen Bağlı, şunları kaydetti: “Ben kişisel olarak söylüyorum; bu olayı Ergenekon’un faili meçhullerinden farklı düşünmemek gerekiyor. Kan davası gütme ile devletin hukuksuz uygulamaları arasında paralel bir ideoloji var. Bunu farketmemiz gerekiyor. ‘Bu bizim dışımızda hiçbir toplumun istemeyeceği birşeymiş’ gibi bakarsak; bu konuyu anlayamayız. Evet, toplumda şiddet eğilimli bir ruh var. Ama önemli olan nedir? Bütün insanlarda şiddet vardır; erdem bu şiddeti yapmamaktır, bunu engelleyebilmektir. İnsanoğlunun en büyük özelliği de budur zaten. Değer ölçümüne çok büyük önem vermek lazım. Batı toplumlarında başka türlü bir şiddet var, bizde de başka türlü şiddet var. Güvenlik tedbirleriyle alınacak bir iş değil. Herkesin başına bir jandarma dikemeyiz. Hukukun insanlar arasında güvenilirliğinin sağlanması gerekiyor. Kanunlara ve hukuka insanların güvenmeleri gerekiyor. Hukukun meşruiyet krizinin ortadan kaldırılması gerekiyor” dedi. Ankara / cihan
|