İNGİLTERE'DE yayımlanan Financial Times gazetesinde yer alan bir makalede, bütün dünyada küreselleşmenin ilk kriziyle mücadele sürerken, “Kafkaslar’ın hala büyük güçlerin çatıştığı 1914 öncesi döneme saplanıp kaldığı” öne sürüldü. Kafkasya uzmanı Thomas de Waal’in yazdığı makalede, her şeye rağmen Mayıs ayının bölge açısından parlak bir dönem olabileceği kaydedildi ve “Bu şanssız bölgede çıkarları bulunan Rusya, ABD, AB ve Türkiye’nin oluşturduğu güçler takımının kısmen de olsa uzlaşmış göründüğü, bu ülkelerin, pek farkında olunmayan ancak bölge ve enerji hatları açısından en tehlikeli sorun olan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununu çözme fırsatına sahip oldukları” belirtildi. Makalede, bu fırsatın, Türkiye ve Ermenistan’ın büyük güçlerin de desteğiyle ilişkilerini yeniden inşa etme planlarını açıklamalarıyla ortaya çıktığı, planın iki ülke arasındaki sınırın yeniden açılması ve 1915 olaylarının araştırılması için bir komisyonun oluşturulması gibi unsurlar içerdiği de kaydedildi. Bunların yapılabilmesinin büyük başarı olacağı, ancak bu yolda bir engelin bulunduğu savunulan makalede, “eski Sovyetlerin ilk etnik-toprak çatışması olan Dağlık Karabağ sorununun, başladığı 1988 yılından bu yana, aralarında Mihail Gorbaçov’un da bulunduğu pek çok arabulucuyu pes ettirdiği” ifade edildi ve sorunun tarihi hakkında bilgi verildi. Bu sorun sürerken bir yandan da yanı başında büyük enerji hattı Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının geliştiği ifade edilen makalede, yeni gelirlerle zenginleşen Azerbaycan’ın dünyada en hızla büyüyen askerî bütçeye sahip ülke durumunda olduğu, silâh alımı için, Ermenistan’ın bütün devlet bütçesi kadar para harcadığı yazıldı. Makalede, bazı Azerilerin ordudan Dağlık Karabağ’ı geri almasını istediği, bunun, “bölgeye savaş hayaletlerini yeniden çağırmak anlamına geldiği ve bütün bölge için bir kâbus olabileceği” ifadesine yer verildi. Makalede, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin Perşembe günü Prag’da yapacakları görüşmenin önemine de işaret edilerek, “her iki liderin de zor fedakârlıklarda bulunması gerekeceği” vurgulandı. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki barışın maliyetinin yüksek olabileceği, ancak muhtemel bir barışın getirilerinin de sadece Ermeniler ve Azeriler için değil, bölgede çıkarı bulunan BP’den AB’ye ve İran’a kadar herkes için çok büyük olacağı ifade edilen makalede, istikrarlı bir barışın NABUCCO gaz boru hattının yapılması planlarını da güçlendireceği kaydedildi. “Barışın sadece Ermenistan ve Azerbaycan’ın milliyetçi düşmanlık dolu söylemlerinden vazgeçmeleriyle yaşatılabileceği” belirtilen makalede, “Ortak geçmişleri çok daha travmatik olan Ermenistan ve Türkiye, izlenecek yolu gösterdiler. Bu iki ülke birbirlerini kucaklayabiliyorsa uzlaşma Ermeniler ve Azerilerin de elinde demektir” ifadesi kullanıldı.
|