TÜRKİYE'DE 2007 yılında 28 bin 134 şüphelinin yakalandığı 13 bin 692 operasyonda, 32 ton esrar, 13 ton eroin ile 7.5 milyon adet captagon ve 1 milyon adet ecstasy ele geçirildi.
Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (TUBİM) tarafından hazırlanan, ‘’Bağımlılık Yapıcı Maddeler ve Bağımlılık ile Mücadele Türkiye Raporu’’nda, Türkiye’nin bağımlılık yapıcı maddelerin doğudan batıya ve batıdan doğuya geçişlerinde transit konumda olduğu belirtildi. Türkiye’nin transit konumda olmasına rağmen 2007 yılında uyuşturucu madde yakalamalarında önemli artış kaydedildiği belirtilen rapora göre, bu artışa birimler arasındaki uyum, teknik kapasitenin güçlendirilmesi, madde satıcılarıyla kararlı mücadele, uluslar arası boyutta gerçekleştirilen operasyonlar ve bu operasyonlara verilen siyasî destek önemli etken oldu. Avrupa ve Asya arasında köprü konumunda olan Türkiye’nin uyuşturucu madde geçişlerinde, Afganistan, Pakistan, İran gibi özellikle afyon ve türevlerinin yoğun üretildiği ülkelere yakın olmasının risk unsurunu arttırdığı ifade edildi.
Afyon ve türevlerinin doğudan batıya, amfetamin ve türevlerinin batıdan doğuya bir rotada kaçırıldığına değinilen raporda, kaçakçıların yakalama yapılan güzergâhları takip ederek zaman zaman sevkiyat rotalarını değişikliğe gittiğinin tesbit edildiği de vurgulandı.
Buna göre, Balkan rotasındaki yoğun yakalamalar, Kuzey Karadeniz rotasının kullanımının artmasına sebep oldu. Bunda, Türkiye ve Bulgaristan’ın sınır kontrollerini daha da güçlendirmesinin etkisi büyük rol oynadı. Güvenlik güçlerine verilen eğitimin de uyuşturucu madde yakalamada etkili olduğuna değinilen raporda, esrar maddesinin yakalanma oranının 2004’ten 2007’ye kadar artış gösterdiği kaydedildi.
2004’te 9 ton 382 kilogram, 2007’de ise 32 ton 550 kilogram esrar maddesi yakalandığı belirtilen raporda, Avrupa’da ve Türkiye’de en yaygın kullanımı olan uyuşturucu maddenin esrar olduğuna işaret edildi.
Türkiye’nin dünya afyon üretiminin yüzde 97’sini gerçekleştiren Afganistan ile Avrupa arasındaki en kısa güzergâh olduğu hatırlatılan raporda, bu ülkedeki afyon üretiminin 2006’da 165 bin hektardan 2007’de 295 bin hektara çıktığı, bunun sonucu olarak Türkiye’de düzenlenen operasyonların, yakalanan şahıs sayısının, ele geçirilen afyon ve türevlerinin de arttığına değinildi. Raporda, yakalanan eroin miktarında da artış yaşandığı, bunda Afganistan’daki afyon üretiminin artmasının yanı sıra güvenlik güçlerinin mücadele kapasitelerini arttırmalarının da etkili olduğu kaydedildi. 2004’te 8 ton 847 kilogram, 2007 ise 13 ton 228 kilogram eroin ele geçirildiği belirtildi.
Kokain’in afyon ve türevlerine göre daha düşük miktarlarda yakalandığı ifade edilen raporda, 2004’te 125, 2007’de ise 115,8 kilogram ele geçirildiği bildirildi.
Kokainin anavatanının Güney Amerika olduğu anlatılan raporda, yakalamaların özellikle yaz aylarında ve kaçakçılığın da havalimanlarından yapılmasının dikkat çekici olduğuna işaret edildi.
Buna göre, 2007’deki yakalamaların yüzde 67,5’inin havalimanlarında Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleştiği, yakalanan 65 yabancı şahıstan 35’inin Afrika kökenli olmasının ise dikkat çekici bir başka unsur olduğu ifade edildi.
TÜRKİYE’DE YAKALANAN EROİN AB
ÜLKELERİNDEN FAZLA
TÜRKİYE'DE yakalanan eroin miktarının bütün AB ülkelerinde yakalanandan fazla olduğu belirtilen raporda, esrar maddesinde de yükseliş yaşandığı kaydedildi. Ecstasy ve captagon maddelerinin yakalamalarında düşüş olduğu vurgulanırken, bu düşüşe bireylerin bu maddelerin zararları karşısındaki bilinç düzeyinde yaşanan artışın sebep olabileceği bildirildi. Raporda, 2007 yılında bazı uyuşturucu maddelerin yakalama istatistiklerine de yer verildi. Buna göre, 22 bin 400 şüphelinin yakalandığı 11 bin 95 operasyonda, 32 ton 550 kilogram esrar, 2 bin 915 şüphelinin yakalandığı bin 100 operasyonda 13 ton 228 kilogram eroin, 9 şüphelinin yakalandığı 5 operasyonda, 169 kilogram baz morfin, 103 şüphelinin yakalandığı 65 operasyonda 765 kilogram afyon, bin 8 kişinin yakalandığı 418 operasyonda 115,8 kilogram kokain, 137 şüphelinin yakalandığı 32 operasyonda 7 milyon 609 bin 327 captagon, bin 856 şüphelinin yakalandığı 783 operasyonda 1 milyon 102 bin 559 ecstasy, 293 şüphelinin yakalandığı 189 operasyonda sentetik ecza, 13 şüphelinin yakalandığı 5 operasyonda ise 13 bin 523 litre asetik anhidrit ele geçirildi.
ULUSLAR ARASI İŞBİRLİĞİ
Uluslar arası iş birliğine de önem verildiği belirtilen raporda, polis bölgesinde 370 yabancı şahsın, yurt dışında ise 389 Türk vatandaşının yakalandığı belirtildi. Türkiye’de yakalanan yabancılar sıralamasında İran, Gürcistan ve Türkmenistan uyrukluların ilk sırada yer aldığı kaydedildi. Raporda, ABD, Almanya, Belçika, Bulgaristan, Hollanda, İngiltere, İspanya, İran, Kazakistan, Macaristan, Makedonya, Norveç, Polonya, Romanya, Sırbistan, Slovenya, Suudi Arabistan ve Ukrayna ile Türkiye arasında 47 projeli operasyon düzenlendiği, gerçekleştirilen 17 operasyonda 125 kişinin gözaltına alındığı, 958 kilogram eroin, 2 milyon 680 bin captagon, 250 bin ecstasy ele geçirildiği vurgulandı. Türkiye’de gerçekleştirilen uluslar arası 30 projeli operasyonda da bin 121 kilogram eroin, 17 kilogram kokain, 34 gram afyon, 4 milyon 718 bin 765 captagon, 214 bin 715 ecstasy, 216 kilogram amfetamin, 12 bin 960 litre asetik anhidrit ile 188 kişinin yakalandığına işaret edildi.
146 YILDIR YOKSUL ÖĞRENCİLERİN YANINDA
Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Başkanvekili Beşir Özmen, Darüşşafaka Eğitim Kurumunda şu an itibariyle ilköğretim 4. sınıftan lise son sınıfa kadar 310’u kız, 510’u erkek olmak üzere 820 öğrencinin eğitim gördüğünü bildirdi. Özmen, Darüşşafaka’nın Türkiye’de eğitim amacıyla kurulan ilk sivil toplum kuruluşu olduğunu söyledi. Özmen, Darüşşafaka’nın, 30 Mart 1863’te Cemiyet-i Tedrisiyye-i İslâmiye adı ile babası ölmüş ve maddî durumu yetersiz öğrencilere karşılıksız eğitim verilmesi amacıyla Maliye Nazırı Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Vidinli Tevfik Paşa, Hariciye Nazırı Sakızlı Esad Paşa ve Trabzonlu Ali Naki Efendi öncülüğünde kurulduğunu anlattı. Darüşşafaka’nın Kapalıçarşı’da 1865 yılında açılan ilk okulunda esnaf çıraklarına boş zamanlarında eğitim verildiğini belirten Özmen, yetim çocuklara eğitim yardımı yapmayı amaçlayan Darüşşafaka Okullarında Namık Kemal, Ressam Agâh Efendi, Ahmet Mithat gibi dönemin en önemli isimlerinin öğretmenlik yaptığını ifade etti.
|