Eflatun Saygılı, İslâm âlemi ile Hıristiyan dünyası arasında tarihte müsamaha ve diyaloğun ötesinde ilişkilerin yaşandığını ifade etti.
Tarihte farklı inançlar arasında diyalog geliştirebilen toplumlarda barış ve huzurun hâkim olduğuna dikkat çeken Saygılı, terörün hiçbir semavî kitapta yerinin bulunmadığını kaydetti. “İslâm denince akla kan gelmez.” diye konuşan Saygılı, şunları anlattı: “Hz Muhammed’in iştirak ettiği bütün savaşlarda karşıdan ölenlerin sayısı 150 kişidir. Müslümanlardan ise 120 kişi bu savaşlarda ölmüştür. İslâm’ın ilk yıllarında kendi ve arkadaşlarına inanılmaz işkenceler edenleri Peygamberimiz af etmiştir. Tarihte böyle af görülmemiştir.” Hıristiyanlığın, Hıristiyanların yaptıklarıyla, Müslümanlığın da Müslümanların yaptığıyla değerlendirilemeyeceğine dikkat çeken Saygılı, hiçbir dinin kitabında terörün yer almadığını ifade etti. Protestan Baptist Kilisesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Çevik ise esnafla başlatılan diyaloğun önemine dikkat çekti. Osmanlı Sultanı Abdülaziz’in Padişahlığı döneminde İzmir’e yaptığı bir gezi sırasında Protestan Baptist Kilisesi’ni ziyaret ederek onarması için ferman yazdığını anlatan Çevik, aynı fermanın kilisenin duvarında asılı durduğuna dikkat çekti.
BUCA’DA KAHVALTI, DİYALOĞA DÖNÜŞTÜ
İzmİr’İn Buca ilçesinde bir grup esnafın başlattığı kahvaltı geleneği dinler arasında diyalog toplantılarına dönüştü. Kahvaltılarda buluşan Müslüman ile Hıristiyanlar, inancın kaynaştırıcılığının en güzel örneklerini sergiliyor. Kahvaltı sonrasında Hz. Muhammed ve Hz İsa’nın hayatını anlatan sohbetler yapılıyor. Semavî dinlerin birleştiriciliğine ve hoşgörüsüne vurgu yapılıyor. Protestan Baptist Kilisesi’nde geçtiğimiz Perşembe günü verilen ikinci kahvaltıya katılım ilkine göre daha yüksek oldu. Kahvaltıdan sonra İslâm âlemi ile Hıristiyan dünyası arasında tarihte geçen diyaloglar anlatıldı. Hiçbir dinin kitabında terörün ve insana eziyetin bulunmadığı vurgulandı. Katılımcılardan Ali Özcan, Hz. Muhammed’in peygamberlik döneminde Hıristiyan alemiyle kurduğu diyalogları anlattı. Kendisine ilk vahi geldiğinde konuyu eşi Hz. Hatice’ye açtığını, Hz. Hatice’nin onu Hıristiyan âleminin önemli din adamlarından Varaka bin Nevfel’e götürerek konuyu anlattığını kaydetti. Varaka’nın Hz. Muhammed’i dinledikten sonra “Sana gelen melek Hz. İsa’ya gelen melektir. Memleketinden çıkarıldığın zaman yanında olmak isterdim” dediğini anlattı. Habeşistan’a hicret edenlerin adil bir kralla karşılaştığını hatırlatan Özcan, “İslâm Peygamberi ehli kitap Hıristiyanlarla sürekli diyalog halinde olmuştur.” dedi. Sohbetin konuları arasında, Hz. Ömer’in Kudüs’ü fethederken gösterdiği hoşgörü de yer aldı. Halife Hz. Ömer, Kudüs’ü aldıktan sonra namaz kılmak için yer ararken kendisine kilise gösterilir. Nazikçe ret ederek sebebini şöyle açıklar: “Eğer ben burada namaz kılsaydım, benden sonra ‘Ömer burada namaz kıldı’ denilerek kiliseyi camiye çevirmeye çalışırlar olabilir.”
|