Uzak Doğu’dan kaynaklanan ve hâlâ ölümlere sebep olan kuş gribi salgının ardından önce Meksika’da görülen ve birçok ülkeye de yayılan domuz gribi salgını büyük korkuya yol açarken, sıtma, veba, frengi, cüzzam ve grip gibi bulaşıcı ve salgın hastalıkların, tarihî süreçte toplumların bile ortadan kalkmasına sebep olduğu ve savaşlardan daha yıkıcı etki gösterdiği belirtildi.
SALGINLAR DÜNYA TARİHİNDE HEP VAR
OLDU
SItma, veba, frengi gibi bulaşıcı ve salgın hastalıkların geçmişte büyük acıların yaşanmasına sebep olduğu biliniyor. Çeşitli kaynaklardan yapılan derlemeye göre, tarih boyunca milyonlarca insanın ölümüne yol açan sıtma parazitlerinin insanlık tarihinin başladığı zamandan beri var olduğu biliniyor. Sıtma, çok eski yıllardan beri bilinen ve birçok düşünür tarafından insanlıkla birlikte var olduğuna inanılan bir hastalık olarak nitelendirilirken antik Mısır, Çin ve Hindistan el yazmalarının birçoğunda bu hastalıktan bahsediliyor olması dikkati çekiyor. Birçok orduyu etkileyen sıtma hastalığının tarihin büyük komutanlarından İskender’in de ölümüne sebep olduğu ifade ediliyor.
Salgın, savaştan daha yıkıcı
Uzak Doğu’dan kaynaklanan ve hâlâ ölümlere sebep olan kuş gribi salgınının ardından, önce Meksika’da görülen ve bazı ülkelere de yayılan domuz gribi salgını büyük korkuya yol açarken, salgın hastalıkların, tarihî süreçte toplumların bile ortadan kalkmasına sebep olduğu bildirildi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Çiğdem, yaptığı açıklamada, yazılı belgelerde Anadolu’daki yer alan en eski salgının Hitit Krallığı’nda yaşandığını ifade etti. Hitit Kralı 1. Şuppililuma’nın Babil seferinden dönerken beraberinde veba hastalığına yakalanmış esirleri de krallığın başşehri Hattuşa’ya getirdiğini anlatan Çiğdem, şunları söyledi: ‘’Bir müddet sonra krallıkta veba salgını yaygınlaşmıştır. Kral 1. Şuppililuma salgından dolayı ölmüş yerine 2. Murşili geçmiştir. Kral 2. Murşili ölümlere yol açan salgına karşı ‘Babamdan yana olan prensler, komutanlar, binbaşılar, subaylar, onlar da o sebeple öldüler. Hatti ülkesi de o konudan dolayı ölmeye başladı. Hatti ülkesi öte yana (felâkete) sürüklendi. Artık şimdi salgın o kadar güçlendi ki, Hatti ülkesi salgından çok baskı altında kaldı. Ben kulunuz Murşili yüreğimdeki sıkıntıları yenemiyorum. İçimdeki korkuya hakim olamıyorum. Duâlarımı işit, yardıma gel’ şeklinde duâ ettiği yazılı kaynaklarda yer almaktadır.’’
Salgın hastalıkların toplu ölümlere yol açtığını anlatan Doç. Dr. Çiğdem, ‘’salgın hastalıklar en erken tarihlerde bile toplu ölümlere yol açtığı için insan topluluklarının ortadan kalkmasına sebep olmuş, insanlar için en büyük korkuların başında gelmiştir’’ şeklinde konuştu.
CÜZZAM KORKUSU
Cüzzam hastalığının ilk kez ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak belirlenmezken hastalığın teşhisi ile ilgili ilk yazılı kayıtların MÖ 600’lü yıllara ait olduğu belirtiliyor. Cüzzam hastalığının, Hindistan’dan Avrupa’ya Büyük İskender’in ve Roma askerleri tarafından taşındığı öne sürülürken, salgın hastalığın Haçlı seferleri sırasında oldukça yaygın bir hâl aldığı biliniyor. Hastalık yaygınlaşmaya başladıkça cüzzamlılar adeta lânetlenmiş kimseler olarak kabul edilip toplumdan dışlanmışlar. Tedavisinin bilinmediği dönemlerde cüzzamlılar yerleşim birimlerinden uzak yerlere hatta özel adalara sürülerek, buralarda kendi kaderlerine terk edilmiş. Çiçek hastalığının Amerika’da milyonlarca yerlinin ölümüne sebep olduğu tarihî kaynaklarda yer alırken, tifo hastalığının da tarihin çeşitli dönemlerinde büyük yıkımlara yol açtığı kaydedilmiş. Gribin ise tarihi insanlık tarihi kadar eski olduğu, MÖ 415 senesinde Sicilya’da Atina ordusunda bir grip salgını yaşandığı Hipokrat tarafından not edilmiş. Grip tarihin yakın dönemlerinde de milyonlarca kişinin ölmesine sebep oldu. Çin’de 1918’de başlayan ve dünyaya yayılan İspanyol gribi 40 milyon, Asya gribi (1957) 70 bin, Hong Kong gribi (1968) 700 bin, İngiliz gribi ise 30 bin kişinin ölümüne yol açtı.
|