|
|
|
Acil tedbir alınsın |
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, “Türkiye’ye giriş yapanlara gümrük kapılarında domuz gribi virüsü testi uygulanmalı” dedi.
Acil tedbir alınmalı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Leblebicioğlu, ‘’Türkiye’ye giriş yapanlara gümrük kapılarında domuz gribi virüsü testi uygulanmalı’’ dedi. Leblebicioğlu, Meksika’da ortaya çıkan ve yaklaşık 100 kişinin ölümüne sebep olan, ABD’de de 10 kadar vak'aya rastlanılan domuz gribiyle ilgili Türkiye’nin acil tedbir alması gerektiğini belirtti. Normal gribal enfeksiyonların sebep olduğu sendromları bulunan hastalığa karşı Türkiye’de tedbir amaçlı tedbirlerin alınmasının önemli olduğunu belirten Leblebicioğlu, Türkiye’nin birinci derece tehlike altında olmadığını, ancak tedbiri de elden bırakmamak gerektiğini vurguladı.
Domuz gribi virüsünün görüldüğü ülkelere gidecek olan insanların dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Leblebicioğlu, şunları kaydetti:
‘’Domuz gribi virüsünün insandan insana bulaşarak yayılmasından endişe edilmektedir. Bu nedenle, özellikle bu virüsün görüldüğü ülkelere giden insanlarımız kalabalık ortamlara girmemelidirler. Eğer girmeleri gerekiyorsa da mutlaka maske takmalıdırlar. Ellerini sürekli yıkamaları ve hijyen kurallarına uymaları gerekir. Ayrıca Türkiye’ye giriş yapan insanlara gümrük kapılarında domuz gribi virüsü testi uygulanmalıdır. Uluslar arası havaalanlarında ve gümrük kapılarında oluşturulacak sağlık üniteleriyle domuz gribi virüsü semptomlarının olup olmadığına dair testler ve sağlık kontrolleri yapılmalıdır.’’
Leblebicioğlu, domuz gribi virüsünün normal gribal enfeksiyon gibi seyrettiğini, bu sebeple de insanların hastalığa yakalanıp yakalanmadığını anlamada güçlük çekebileceklerini, böylesi şüpheli durumlarda mutlaka bir hekime gidilmesi gerektiğini belirtti. Hastalığın şu ana kadar çeşitli ülkelerde görülmüş olması ve çok sayıda ölüme yol açması sebebiyle tedbirlerin titizlikle yerine getirilmesi gerektiğini de vurgulayan Leblebicioğlu, ihtiyatlı davranılmasının muhtemel vak'aların da önüne geçilmesini sağlayacağını bildirdi.
HAVAALANLARINDA DOMUZ GRİBİ ALARMI
Meksİka’da başlayan ve ABD’den sonra Avrupa ülkelerinde de görülen domuz gribi vak'aları ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığı çalışma başlattı. Bakanlık, hava-yolu şirketlerine yazı göndererek, yüksek ateş, halsizlik gibi belirtisi olan yolcuların, havalimanlarındaki Hudutlar ve Sahiller Sağlık Müdürlüğü ekiplerine bildirmesini istedi. Atatürk Havalimanı Hudutlar ve Sahiller Sağlık Denetleme Müdürlüğü ekipleri ise” Domuz Gribi” ile ilgili çalışma başlattı. Ancak yetkililer Meksika’dan Türkiye’ye direkt uçuş olmadığı ve buralardan gelecek yolcuların başka havayolu şirketleri ile aktarmalı gelebileceğini düşünerek, bu havayolu şirketlerine uyarıda bulunarak herhangi bir şüpheli durumda kendilerine bilgi vermelerini istedi. Müdürlük, riskli bölgelerden gelen uçaklardaki yolcuları gerekli taramalar yapıldıktan sonra içeri alacak.
|
29.04.2009
|
|
|
SALGINLAR SAVAŞLARDAN YIKICI |
Uzak Doğu’dan kaynaklanan ve hâlâ ölümlere sebep olan kuş gribi salgının ardından önce Meksika’da görülen ve birçok ülkeye de yayılan domuz gribi salgını büyük korkuya yol açarken, sıtma, veba, frengi, cüzzam ve grip gibi bulaşıcı ve salgın hastalıkların, tarihî süreçte toplumların bile ortadan kalkmasına sebep olduğu ve savaşlardan daha yıkıcı etki gösterdiği belirtildi.
SALGINLAR DÜNYA TARİHİNDE HEP VAR
OLDU
SItma, veba, frengi gibi bulaşıcı ve salgın hastalıkların geçmişte büyük acıların yaşanmasına sebep olduğu biliniyor. Çeşitli kaynaklardan yapılan derlemeye göre, tarih boyunca milyonlarca insanın ölümüne yol açan sıtma parazitlerinin insanlık tarihinin başladığı zamandan beri var olduğu biliniyor. Sıtma, çok eski yıllardan beri bilinen ve birçok düşünür tarafından insanlıkla birlikte var olduğuna inanılan bir hastalık olarak nitelendirilirken antik Mısır, Çin ve Hindistan el yazmalarının birçoğunda bu hastalıktan bahsediliyor olması dikkati çekiyor. Birçok orduyu etkileyen sıtma hastalığının tarihin büyük komutanlarından İskender’in de ölümüne sebep olduğu ifade ediliyor.
Salgın, savaştan daha yıkıcı
Uzak Doğu’dan kaynaklanan ve hâlâ ölümlere sebep olan kuş gribi salgınının ardından, önce Meksika’da görülen ve bazı ülkelere de yayılan domuz gribi salgını büyük korkuya yol açarken, salgın hastalıkların, tarihî süreçte toplumların bile ortadan kalkmasına sebep olduğu bildirildi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Çiğdem, yaptığı açıklamada, yazılı belgelerde Anadolu’daki yer alan en eski salgının Hitit Krallığı’nda yaşandığını ifade etti. Hitit Kralı 1. Şuppililuma’nın Babil seferinden dönerken beraberinde veba hastalığına yakalanmış esirleri de krallığın başşehri Hattuşa’ya getirdiğini anlatan Çiğdem, şunları söyledi: ‘’Bir müddet sonra krallıkta veba salgını yaygınlaşmıştır. Kral 1. Şuppililuma salgından dolayı ölmüş yerine 2. Murşili geçmiştir. Kral 2. Murşili ölümlere yol açan salgına karşı ‘Babamdan yana olan prensler, komutanlar, binbaşılar, subaylar, onlar da o sebeple öldüler. Hatti ülkesi de o konudan dolayı ölmeye başladı. Hatti ülkesi öte yana (felâkete) sürüklendi. Artık şimdi salgın o kadar güçlendi ki, Hatti ülkesi salgından çok baskı altında kaldı. Ben kulunuz Murşili yüreğimdeki sıkıntıları yenemiyorum. İçimdeki korkuya hakim olamıyorum. Duâlarımı işit, yardıma gel’ şeklinde duâ ettiği yazılı kaynaklarda yer almaktadır.’’
Salgın hastalıkların toplu ölümlere yol açtığını anlatan Doç. Dr. Çiğdem, ‘’salgın hastalıklar en erken tarihlerde bile toplu ölümlere yol açtığı için insan topluluklarının ortadan kalkmasına sebep olmuş, insanlar için en büyük korkuların başında gelmiştir’’ şeklinde konuştu.
CÜZZAM KORKUSU
Cüzzam hastalığının ilk kez ne zaman ortaya çıktığı kesin olarak belirlenmezken hastalığın teşhisi ile ilgili ilk yazılı kayıtların MÖ 600’lü yıllara ait olduğu belirtiliyor. Cüzzam hastalığının, Hindistan’dan Avrupa’ya Büyük İskender’in ve Roma askerleri tarafından taşındığı öne sürülürken, salgın hastalığın Haçlı seferleri sırasında oldukça yaygın bir hâl aldığı biliniyor. Hastalık yaygınlaşmaya başladıkça cüzzamlılar adeta lânetlenmiş kimseler olarak kabul edilip toplumdan dışlanmışlar. Tedavisinin bilinmediği dönemlerde cüzzamlılar yerleşim birimlerinden uzak yerlere hatta özel adalara sürülerek, buralarda kendi kaderlerine terk edilmiş. Çiçek hastalığının Amerika’da milyonlarca yerlinin ölümüne sebep olduğu tarihî kaynaklarda yer alırken, tifo hastalığının da tarihin çeşitli dönemlerinde büyük yıkımlara yol açtığı kaydedilmiş. Gribin ise tarihi insanlık tarihi kadar eski olduğu, MÖ 415 senesinde Sicilya’da Atina ordusunda bir grip salgını yaşandığı Hipokrat tarafından not edilmiş. Grip tarihin yakın dönemlerinde de milyonlarca kişinin ölmesine sebep oldu. Çin’de 1918’de başlayan ve dünyaya yayılan İspanyol gribi 40 milyon, Asya gribi (1957) 70 bin, Hong Kong gribi (1968) 700 bin, İngiliz gribi ise 30 bin kişinin ölümüne yol açtı.
|
29.04.2009
|
|
|
Şehit polise ağlatan tören |
Bostancı’daki operasyon sırasında şehit olan Emniyet Amiri Semih Balaban için İstanbul Emniyet Müdürlüğünde düzenlenen törene katılanlar gözyaşlarını tutamadılar. Balaban’ın cenazesi, Fatih Camiinde kılınan cenaze namazını müteakiben Edirnekapı Şehitliğinde defnedildi.
Şehit polis duâlarla
BostancI’dakİ operasyon sırasında şehit olan Emniyet Amiri Semih Balaban (34) için İstanbul Emniyet Müdürlüğünün Vatan Caddesi’ndeki yerleşkesinde tören düzenlendi. Şehit Emniyet Amiri Semih Balaban’ın Türk bayrağına sarılı naaşının katafalka konulmasının ardından, Balaban’ın eşi Filiz Balaban, kızları 2 yaşındaki Elif ve 4 yaşındaki Şevval’i kucağına alarak tabutun yanına geldi. Kendisi de polis memuru olan Filiz Balaban’ın eşiyle vedalaşırken metanetini koruduğu gözlendi. Törene, şehit Emniyet Amiri Balaban’ın annesi Fatma Balaban ve yakınlarının yanı sıra Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ergin Saygun, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ‘’Ergenekon’’ soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, CHP’li Gürsel Tekin, Mehmet Ağar ile emniyet teşkilatı mensupları katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ile başlayan törende, Balaban’ın öz geçmişi okundu. Törende Devlet Bakanı Egemen Bağış, “Gördüğümüz metin ve kararlı gözler, bu ülkenin birlik, beraberlik ve kardeşliğine hiç kimsenin halel getirmeyeceğini, zarar veremeyeceğini bir kez daha gösterdi’’ dedi. Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal ise ‘’Türk Polis Teşkilatı, güvenlik kuvvetleriyle birlikte her zaman teröre geçit vermeyen, terör nerede olursa olsun, onun başını ezmek için dimdik ayakta duran bir teşkilattır’’ diye konuştu. İstanbul Valisi Muammer Güler de yapılan değerlendirmelerde güvenlik güçlerinin moral ve motivasyonlarını etkileyebilecek beyan ve davranışlardan kaçınılmasını istedi. ‘’Şimdi şehidimize ağlamanın, yaraları sarmanın zamanıdır’’ diyen Güler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü uğrunda asker, polis, korucu ve milletle topyekun mücadele verildiğini ifade etti. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ise Türk polisinin silahını ve telsizini namusu bildiğini teröriste kaptırmadığını kaydederek, “Teröristin anons ettiği telsiz kendisine ait olan telsizdir. Benim şehidimin telsizi ve silahı arkadaşları tarafından şehit olduğu noktada yanında bulunmuştur’’ diye konuştu. Şehit Emniyet Amiri Semih Balaban’ın cenazesi, Eyüp İlçe Müftüsü İsa Gürler’in okuduğu duanın ardından omuzlara alınarak Polis Bandosu eşliğinde cenaze aracına taşındı. Tören boyunca Emniyet Müdürlüğü binasında bulunan Balaban’ın çocukları Elif ve Şevval Balaban’ın, cenaze taşınırken camdan el sallayarak babalarını uğurladıkları görüldü.
Balaban’ın cenazesi, daha sonra Fatih Cami’ne götürüldü. Şehit Emniyet Amiri Balaban’ın cenaze namazını, İstanbul Müftüsü Mustafa
Çağrıcı kıldırdı. Balaban’ın naaşı cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Bu arada, törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de çelenk gönderdiği görüldü.
Mazlum’un cenazesi Diyarbakır’a gönderildi
Bostancı’daki hücre evine yönelik polisin operasyonu sırasında, teröristin açtığı ateş sonucu vefat eden Mazlum Şeker’in cenazesi toprağa verilmek üzere memleketine gönderildi.
Adlî Tıp Kurumu’ndan ailesi tarafından alınan Şeker’in cenazesi, önce Kartal Soğanlık’taki evine getirildi. Burada resmî plakalı bir otobüse konulan cenaze, daha sonra aile fertleriyle birlikte Diyarbakır’a hareket etti. Görüntü almak isteyen basın mensuplarına aile üyeleri tepki gösterdi.
Emanet Sokak polis gözetiminde
Kadıköy’de önceki gün silahlı çatışmaya sahne olan apartmanın bulunduğu Bostancı Emanet Sokak’a giriş ve çıkışlar dün polis gözetiminde yapıldı. Alınan bilgiye göre, Bostancı Emanet Sokak’ta polis ekiplerinin güvenlik önlemleri gece boyunca sürdü. Belediyenin temizlik görevlileri, çatışmanın yaşandığı sokağa sabah saatlerinde gelerek temizlik çalışmalarına başladı. Polislere ateş açılan dairenin, yapılan incelemelerin ardından polis ekiplerince mühürlendiği öğrenildi.
|
29.04.2009
|
|
|
Ankara’da Ergenekon kazısı |
Ankara’nın iki farklı noktasında Ergenekon soruşturması kapsamında kazı çalışması yapıldığı iddia edildi. Ayrıca, Eymir Gölü kenarında, bir avukata ait olduğu belirtilen villada arama gerçekleştirildi.
Avukatın villasında Ergenekon araması
‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında, bir avukata ait Eymir Gölü kenarındaki 2 katlı villada arama yapıldı. Polise gelen bir ihbar mektubu üzerine ‘’Ergenekon’’ soruşturmasını yürüten savcıların talebi ve mahkemenin verdiği kararla, bir avukata ait villada Ankara Emniyet Müdürlüğü terörle mücadele ekipleri arama başlattı. Jandarma ekiplerinin çevre güvenliğini aldığı ve yaklaşık 3 saat süren arama sırasında villa ve bahçesiyle müştemilatların yanı sıra villanın bahçesi yakınlarındaki tek katlı bir barakayla bu civardaki çöp ve moloz yığınları arasında bir kısmı yanmış halde klasörler halinde çok sayıda evrak bulundu. Bulunan evraklardan bazıları, tutanak düzenlenerek sivil polis araçlarına konuldu ve Ankara Emniyet Müdürlüğüne gönderildi. Söz konusu evrakların soruşturma kapsamında İstanbul’a gönderileceği ve incelemenin orada yapılacağı belirtildi. Eski DYP Milletvekili ve Zübeyde Hanım Şehit Anaları Vakfı Başkanı Salih Çelen, aramalar sırasında bir açıklama yaparak, söz konusu evrakların vakfa ait olduğunu söyledi. Bu arada, “Ergenekon” soruşturması kapsamında Çorlu’da Atatürk Düşünce Derneği (ADD), Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Memleket Sevdalıları Derneği şubelerinde arama yapıldı.
|
29.04.2009
|
|
|
Mersin’de 36 kilo patlayıcı ele geçirildi |
Mersİn’de, ‘’dur’’ ihtarına ateşle karşılık veren terör örgütü üyeleriyle polis arasında çıkan çatışma sonrasında yapılan operasyonda 156 ayrı paket halinde toplam 35 kilo 880 gram A4 tipi patlayıcının ele geçirildiği bildirildi.
Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, İl Emniyet Müdürü Süleyman Ekizer ile düzenlediği basın toplantısında, 24 Nisan’da terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen operasyonu değerlendirdi. Operasyonda 35 kilo 880 gram A4 tipi patlayıcı ele geçirildiğini bildiren Aksoy, ‘’örgüt üyesi iki kişiden birisinin, Mersin’de 2 bombalama olayına, diğerinin ise Hatay’ın İskenderun ilçesinde 2 polis memurunun şehit edilmesi olayına karıştığını’’ kaydetti. Vali Aksoy, ‘’Patlayıcının ayrı ayrı hazırlanması, olayın sadece Mersin ile sınırlı kalmayacağı şeklinde değerlendirilebilir’’ dedi. Zanlıların eylem için belirli bir bölge seçip seçmedikleri yönündeki bir soruyu, Vali Aksoy, ‘’Bölgemize gelerek ilk önce keşif yapacakları, sonra eylem yapma isteğinde oldukları tespit edildi. O nedenle net bir nokta yok’’ diye cevapladı.
|
29.04.2009
|
|
|
Terör örgütünden 3 büyük şehirde saldırı planı |
Sürdürülen operasyonlarda büyük darbe yiyen terör örgütü PKK/KONGRA-GEL’in ‘’hain planı’’ ortaya çıkarıldı. Alınan bilgiye göre, Emniyet Genel Müdürlüğünden, terör örgütüyle ilgili il emniyet müdürlüklerine bir ‘’teleks emri’’ gönderildi.
Yazıda ‘’terör örgütü PKK’nın, Güney Doğu’da faaliyet gösteren 3 kişiyi büyük şehirlere yolladığı’’ kaydedildi. Bu kişilerin ‘’canlı bomba’’ olarak terör eylemi gerçekleştirebileceği belirtilen yazıda şüphelilerle ilgili bilgilere de yer verildi. Yazıda, istihbari faaliyetlerin artırılması, teröristlerle ilgili tespitler doğrultusunda uygulamalarda bulunularak, bu kişilerin yakalanması için çalışmaların artırılması talimatı verildi. ‘’Terör örgütü PKK’nın büyük şehirlerde provokatif eylemlere girişebileceğini’’ belirten yetkililer, vatandaşların şüpheli durumlarla ilgili ihbarları güvenlik birimlerine iletmesini istediler.
|
29.04.2009
|
|
|
Korsanlarla mücadele komutası Türkiye’ye geçiyor |
Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Erdem Caner Bener, Aden Körfezi’nde deniz haydutlarıyla mücadele eden gücün komutasını ABD’li kadın Tuğamiral Michelle Howard’dan Bahreyn’in Manama Limanı’nda 3 Mayısta düzenlenecek törenle devralacak.
Deniz haydutluğuyla mücadele kapsamında oluşturulan “Birleşik Görev Kuvveti-151” adlı gücün komutasını 3 Mayıstan itibaren devralacak Türk donanmasının bu görevi 15 Ağustosa kadar yürütmesi öngörülüyor. Görev Kuvveti’nde yer alan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait “TCG Giresun” firkateyni, Aden Körfezi’nde görev yapan uluslararası deniz gücüne Şubat ayında katılmıştı. Giresun firkateyninde, 32 subay, 150 astsubay, 9 uzman erbaş ve 72 erbaş-er olmak üzere toplam 263 personel görev yapıyor. Gemide, 2 adet helikopter bulunuyor. Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu 24 devlet ve 5 uluslararası kuruluşun da katılımıyla teşkil edilen temas grubu, deniz haydutluğuyla mücadele kapsamında Görev Kuvveti-151 olarak adlandırılan Birleşik Görev Kuvveti’ni kurmuş, görev kuvveti 13 Ocak’ta faaliyete girmişti. Görev Kuvveti’nin bulunduğu Aden Körfezi’nde geçen yıl 130’dan fazla ticaret gemisi Somalili haydutların saldırısına uğramıştı.
|
29.04.2009
|
|
|
Şişli’de otoparkta patlama |
Şİşlİ’de bir otoparkta meydana gelen patlamada maddi hasar oluştu.
Alınan bilgiye göre, Eski Büyükdere Caddesi ve Ayazağa yolunda bulunan özel bir otoparkta patlama meydana geldi. Olay yerine gelen polis, çevrede güvenlik önlemi alarak incelemelerde bulundu.Patlama nedeniyle maddi hasar gören bir otomobil de incelenmek üzere emniyete götürüldü. Otopark sahibi olduğu belirtilen bir kişiyi ifadesine başvurulmak üzere emniyete götüren polis, olayla ilgili başlattığı soruşturmayı sürdürüyor.
|
29.04.2009
|
|
|
Doğal gazda indirim ay sonunda |
Enerjİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, doğal gazda indirime ilişkin, ‘’Ay sonunda rakam netleşecek, bir indirim yapacağız’’ dedi.
Harp Akademileri Komutanlığınca düzenlenen ‘’Enerji Güvenliğinde Ortak Çözüm Arayışları’’ konulu sempozyumun açılışında konuşan Güler, doğalgazda indirimin ay sonu netleşeceğini, oranın dolar paritesiyle yakından ilgili olacağını belirtti. Bakan Güler, Azerbaycan’ın Türkiye’ye sattığı gaza zam yaptığına ilişkin iddialar üzerine de bunun doğru olmadığını vurguladı. Azerbaycan ile görüşmelerin devam ettiğini bildiren Güler, ‘’Biz aşağı yukarı yüzde 70 anlaştık. Azerbaycan ile ilişkilerimiz fevkalade güzel. Fiyatın detaylandırılması var ancak prensipte anlaştık’’ diye konuştu.
|
29.04.2009
|
|
|
İşsizler belediye kapısını aşındırıyor |
Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Altan Raşit Civan, göreve geldiği 1,5 aylık sürede 6 binden fazla kişinin iş başvurusunda bulunduğunu belirterek, ‘’ Devlet olarak bu soruna bir çözüm bulmalıyız’’ dedi.
Civan, yaptığı açıklamada, genel sekreterlik görevini 12 Martta devraldığını, bu tarihten itibaren belediye personeli ve bürokratlarla sık sık bir araya gelerek sorunlarını dinlediğini, isteklerini ilettiğini söyledi. Diğer taraftan vatandaşlarla da görüşmeler yaptığını belirten Civan, görev yaptığı 1,5 aylık sürede en çok iş talepleriyle karşılaştığını kaydetti. Civan, her gün 200 kişinin belediyeye gelerek iş başvurusu yaptığını bildirdi. Civan, bugüne kadar iş talebinde bulunanların 6 bini aştığına dikkati çekerek, devletin bu soruna bir çözüm bulması gerektiğini vurguladı.
|
29.04.2009
|
|
|
Sözleşmeliye aile ve çocuk yardımı için dâvâ |
Türk Sağlık-Sen, sözleşmeli personele aile ve çocuk yardımı yapılmamasını mahkemeye taşıdı.
Sendikadan yapılan yazılı açıklamaya göre, Bitlis’te görevli bir sendika üyesinin, İl Sağlık Müdürlüğüne aile ve çocuk yardımından faydalanma talebiyle yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine dava açıldı. Van Nöbetçi İdare Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, evli devlet memurlarına aile ve çocuk yardımı ödeneği verildiği belirtilerek, devlet memurlarının geçimini sağladığı üvey çocukları için bile çocuk yardımı aldığına dikkat çekildi. Kadrolu memurlar bu haktan yararlanırken, sözleşmeli personelin yoksun bırakılmasının hukuka aykırı olduğu savunulan dilekçede, sözleşmeli personelin bu haktan yararlandırılmamasının Anayasa’nın 2. maddesinde ifade bulan “sosyal devlet” ilkesine de uymadığı öne sürüldü.
|
29.04.2009
|
|
|
Çekler tam üyeliğimizi istiyor |
AB dönem başkanı Çek Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Eva Filipi, ülkesinde yaşanan hükümet krizinin Türkiye’nin AB müzakere sürecini etkilemeyeceğini söyleyerek, “Çünkü ülkemdeki bütün siyasi partiler, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini destekliyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bugün Çek Cumhuriyeti’ne yapacağı resmi ziyaret dolayısıyla başkent Prag’da bulunan Büyükelçi Filipi, ülkesindeki hükümet krizi ve bu krizin, yürüttükleri AB dönem başkanlığı ile Türkiye’nin AB müzakere sürecine etkileri konularında telefonda soruları cevapladı. Ülkesindeki hükümetin, geçen ay Temsilciler Meclisinden güvensizlik oyu alarak, düşmesinden “hiç mutlu olmadığını” dile getiren Filipi, bu durumun Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakere sürecini etkilemeyeceğini kaydetti. Filipi, “Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakereleri etkilemeyecektir. Çünkü ülkemdeki bütün siyasi partiler Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğini destekliyor. Bütün ülke olarak Türkiye’nin üyeliğini destekliyoruz, dolayısıyla bu etkilemeyecektir” diye konuştu.
Türkiye’nin tüm kurumlarıyla çalışarak AB müzakere sürecini devam ettirdiğini vurgulayan Büyükelçi Filipi, Çek hükümetinde yaşanan sıkıntının bu süreç için problem oluşturmayacağı görüşünü dile getirdi. Çek Cumhuriyeti, AB dönem başkanlığı sona ermeden Türkiye ile iki faslı açmak istiyor. Çek Cumhuriyeti’nde hükümetin düşmesiyle, ülkeyi ekim ayında düzenlenecek erken seçimlere hazırlamak üzere 8 Mayısta teknokrat bir hükümet göreve başlayacak. Çek Cumhuriyeti’nin dönem başkanlığında yapılacak AB zirvelerine ise yeni Başbakan seçilene kadar, Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus ev sahipliği yapacak. AB karşıtı görüşleriyle bilinen Cumhurbaşkanı Klaus konusunda ise Büyükelçi Filipi, “Biz onu AB konusunda şüpheci olarak nitelendiriyoruz, ama o AB konusunda kendini gerçekçi olarak tanımlıyor” dedi. Filipi, Cumhurbaşkanı Klaus’un bazı düşüncelerinin çok doğru olduğunu belirterek, Klaus’un AB’deki bazı zayıf ve olumsuz yönlere kimi zaman dikkati çektiğini belirtti.
Hükümet krizi dolayısıyla, geçen hafta başkent Prag’da düzenlenen Bayıdırlık Bakanları toplantısına 27 üyeli birliğin sadece 7 bakanının katılmasını da değerlendiren Büyükelçi Filipi, “Bu toplantıya katılınması gerekiyordu. AB, kibar bir davranış sergilememiştir” dedi. Çek Cumhuriyeti AB dönem başkanlığını, Temmuz başında İsveç’e devredecek.
GÜL, ÇEK CUMHURİYETİ’NE GİDECEK
Bu arada, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, iki günlük resmi ziyaret için bugün Çek Cumhuriyeti’ne gidecek. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Gül ile Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus arasında bugün yapılacak görüşmelerde, iki ülke arasındaki ikili siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkiler ayrıntılı biçimde ele alınacak; bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunulacak.
STRATEJİK ROLÜMÜZÜ VE ÖNEMİMİZİ İYİ
BİLİYORLAR
TÜRK diplomatik kaynaklar ise, Çek Cumhuriyetinin Türkiye’nin stratejik rolü ve önemini iyi bilen ülkelerden biri olduğuna dikkati çekerek, AB’nin Türkiye’yi de içine alacak şekilde genişlemesinden yana bir tutum ortaya koyduğuna işaret ediyorlar. Çek Cumhuriyeti AB dönem başkanlığı sona ermeden Türkiye ile iki faslı açmak istiyor. Teknokrat bir hükümet görevde olsa da kaynaklar, ülkenin AB programının aynı şekilde devam edeceğini ve Türkiye’yi olumsuz etkileyecek bir durumun olmadığını vurguluyorlar.
|
29.04.2009
|
|
|
Türkiye, Avrupa ile Müslüman dünyası arasında bir köprü |
Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Türkiye’nin “Hristiyan Avrupa ile Müslüman dünyası arasında gerekli olan bir köprü olduğunu” söyledi.
İspanyol El Mundo gazetesinde yayımlanan röportajında Kouchner, “Her zaman Türkiye’nin çok büyük ilerlemeler yaptığını düşündüm. Kadınlara oy hakkı, din ve devlet işlerinin ayrılması gibi, ilerlemelerin bir çoğu da bizden önce yapıldı. Türkiye bana göre, Hristiyan Avrupa ile Müslüman dünyası arasında gerekli olan bir köprü. Çok önemli bir bağ” dedi.
Türkiye’nin AB üyeliğine Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’ye oranla daha az şüpheci baktığını ve “Türkiye’nin, ilerlemelerin talep edildiği bir katılım sürecinde olduğunu” ifade eden Fransa Dışişleri Bakanı, “Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin, Türkiye’nin AB’ye girişine daha az hazır olduğu, farklı bir vizyona sahip olduğu bir gerçek. Ben, daha az şüphe duyuyorum ama son NATO zirvesi bazı hayal kırıklıklarını da beraberinde getirdi” şeklinde konuştu.
|
29.04.2009
|
|
|
AP, son gelişmeleri tartışacak |
AVRUPA Parlamentosunun (AP) 7 Mayıs’ta Strasburg’daki genel kurulunda “Türkiye’deki demokratik süreç” tartışılacak.
AB Haber’e göre, AB Komisyonunun da Türkiye’deki son gelişmelerle ilgili bilgi vereceği toplantıda son yerel seçimler, “Ergenekon” davası ve terör örgütüne yönelik gözaltıların gündeme gelmesi bekleniyor. Bu arada AP’deki Türkiye tartışmasıyla ilgili aşırı sol gruptan yapılan açıklamada, “terör örgütüne yönelik soruşturma” kapsamındaki gözaltılar, Demokratik Toplum Partisinin (DTP) yerel seçimde Güneydoğu’da aldığı sonuçlarla ilişkilendirildi ve DTP’nin bu şekilde cezalandırıldığı iddia edildi.
|
29.04.2009
|
|
|
Türklere kapıyı çarpmamak gerek |
İSPANYA’DA ana muhalefette bulunan Halk Partisi’nin (PP), 7 Haziranda yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde liste başı adayı olan Jaime Mayor Oreja, Türkiye’nin AB’ye girişinin bazı sorunlar doğuracağını savunsa da, “Türklere kapıyı çarpmamak gerekir” dedi.
Madrid’de düzenlenen bir forumda konuşan Oreja, AB’nin Türkiye ile müzakerelerini bir “ortaklık” olarak yürütebileceğini ileri sürerek, “Müzakereler, Türkiye’nin Avrupa medeniyeti, değeri ve kültürü ile bağdaşmasını sağlamalı” diye konuştu. AP seçimlerinde Oreja’nın rakibi olan iktidardaki Sosyalist İşçi Partisi’nin (PSOE) liste başı adayı Juan Fernando Lopez Aguilar ise geçen haftalarda yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin AB üyeliği stratejik hedefimiz” diyerek, AB’ye giriş müzakerelerinde Türkiye’ye destek verdiklerini belirtmişti.
|
29.04.2009
|
|
|
MHP’li Çalış, bedelli askerlik teklifini geri çekti |
MHP Karaman Milletvekili Hasan Çalış, bedelli askerlikle ilgili TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifini, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin talimatıyla geri çektiğini açıkladı.
Çalış, TBMM’de yaptığı yazılı açıklamada, ‘’Talepler üzerine kriz ortamında Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve ekonomiye katkısı olur amacıyla TBMM Başkanlığına sunduğumuz ‘Bedelli Askerlik’ konusundaki kanun teklifimizi, Sayın Genel Başkanım Devlet Bahçeli’nin talimatları doğrultusunda geri çekiyorum’’ ifadesine yer verdi. Hasan Çalış ve 4 arkadaşının imzasıyla TBMM Başkanlığına önceki gün sunulan kanun teklifi, 1 Ocak 1983 tarihinden önce doğan yükümlülerin, 7 bin 500 dolar ödemesi halinde Genelkurmay Başkanlığınca belirlenecek birlik ve kurumlarda temel askerlik eğitimlerini yapmaları şartıyla askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılmalarını öngörüyordu.
|
29.04.2009
|
|
|
TESK, liderler turuna çıkıyor |
TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) tarafından düzenlenen Esnaf ve Sanatkarları Federasyonları ve Meslek Kuruluşları Ortak Akıl Toplantısı’nın üçüncüsü Antalya’da yapıldı.
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, yerel yönetimlerin esnafa rakip olmaması gerektiğini belirterek, yerel yönetimlerin esnafı eğitici, yol gösterici olması gerektiğini vurguladı. Palandöken, şöyle devam etti: ‘’Esnafa hem eğitici, öğretici olacaksınız, hem bir taraftan denetleyeceksiniz, hem de aynı işi siz yapacaksınız. Bu olmaz. Bu durumu siyasi parti liderlerine anlatacağım. Önümüzdeki hafta TBMM’de yapacağım lider turunda, hem kazanan belediyelerin genel başkanlarını kutlayacağım, hem de sorunlarımızı aktaracağım. Liderlerin belediye başkanlarına gerekli talimatları vermesi için görüşmeler yapacağım. ’’
|
29.04.2009
|
|
|
Gül, Taksim için devrede |
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama taleplerinin düşünülmesi gerektiğini söylediğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu ve TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı’yı, Çankaya Köşkü’nde kabul ederek, bir süre görüştü. Başlangıcında gazetecilerin görüntü almasına izin verilen ve yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından gazetecilerin, 1 Mayıs’ı Taksim Meydanı’nda kutlama taleplerini Gül’ün nasıl karşıladığına ilişkin soruları üzerine Çelebi, ‘’Taleplerimizi, genelde objektif olarak değerlendirdi, düşünülmesi gereken bir talep olduğunu söyledi’’ dedi. Gül’ün, Cumhurbaşkanı seçilmeden önce de bu yönde iradesi olduğunu ifade eden Çelebi, ‘’Cumhurbaşkanı bu konuyu Milli Güvenlik Kurulu (MGK) gündemine getirecek mi?’’ sorusunu, ‘’İlgililerle görüşeceğini söyledi’’ diye cevapladı.
|
29.04.2009
|
|
|
1 Mayıs 1977’nin 3 yabancı şahidi İstanbul’a gelecek |
1 MAYIS Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları, 1 Mayıs 1977’nin yabancı tanıklarını yeniden buluşturacak.
32 yıl önce Taksim Meydanı’ndaki 1 Mayıs kutlamalarına katılan Filistinli, Fransız ve Yunan 3 sendikacı, DİSK’in davetlisi olarak 1 Mayıs’ı “Taksim’de kutlamak” için İstanbul’a gelecek. DİSK’in Ocak ayından beri “Taksim yasağının kaldırılması”, “1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi”, “1 Mayıs 1977 katliamının faillerinin yargılanması” ve “sendika yasalarının değişmesi” gibi taleplerle uluslararası alanda yürüttüğü kampanyaya destek veren çeşitli kesimlerin temsilcileri 1 Mayıs kutlamaları için İstanbul’da olacak. 1 Mayıs kutlamalarına yurt dışından sendika temsilcileri ve milletvekillerinin aralarında bulunduğu yaklaşık 100 kişilik bir heyetin katılması bekleniyor. Heyette yer alan ve 1 Mayıs 1977’de 36 kişinin hayatını kaybettiği Taksim Meydanı’ndaki kutlamalara da katılan bazı yabancı sendikacıların 32 yıl sonra tekrar 1 Mayıs’ta Taksim’de bir araya gelmesi planlanıyor. 1 Mayıs 1977’nin tanıklarından Uluslararası Arap Sendikaları Konfederasyonu (ICATU) Genel Sekreter Yardımcısı Filistinli sendikacı Muhammed Bardan, Fransa Genel İşçi Konfederasyonundan (CGT) François Lançon ve Yunanistan Diktatörlüğe Karşı Sendikal Hareketten (ESAK) Dimitris Sahiminis 32 yıl sonra 1 Mayıs kutlamaları için İstanbul’da buluşacak.
|
29.04.2009
|
|
|
Bahçeli’den hükümete “Ermenistan” çıkışı |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümü için kurulan Minsk grubunun tıkandığını söyledi.
Hükümetin, Ermenistan politikasını Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda gözden geçirmesi gerektiğini belirten Bahçeli, özetle şunları kaydetti: ‘’Hükümet, 24 Nisan öncesi Ermenistan’la ilişkiler konusunda giriştiği manevraların bir sonuç vermediğini görmeli ve Ermenistan politikasını Türkiye’nin çıkarları doğrultusunda gözden geçirmelidir. Mademki tarihi gerçekleri bilmediğini iddia ediyorsunuz; o halde Obama’yı İstanbul’da gezdireceğinize, Iğdır’a götürüp Ermeniler tarafından katledilenlerin anısına yapılmış anıtı ve toplu katliamların acılarını gösteren müzeyi gezdirseydiniz. Obama’nın yanında belki siz de acı gerçeklerle uyanırdınız. Bu kafa ile gidilmesi halinde, daha çok yanaklar okşanarak, daha çok sırtlar sıvazlanarak, daha çok tıpışlanarak, daha nice pozitif enerjiler yüklenerek milli meselelerde yeni hezimetler karşımıza çıkacaktır. Türk milleti haklı davanızda her zaman Azerbaycan’ın yanında ve arkasında olmuştur, bundan sonra da Azerbaycanlı kardeşlerini yalnız bırakmayacaktır.”
|
29.04.2009
|
|
|
Şahin: Dosyanın hem Almancası, hem Türkçesi var |
ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, Almanya’daki “Deniz Feneri Davası”na ilişkin Cuma günü Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğinin Adalet Bakanlığına getirdiği dosyanın hem Almancası hem de Türkçesinin bulunduğunu bildirdi.
Şahin, bakanlıktan ayrılırken gazetecilerin Almanya’daki “Deniz Feneri Davası”na ilişkin sorularını cevapladı. Bakan Şahin, bir soru üzerine, Almanya’nın Ankara Büyükelçiliğinin Cuma günü davaya ilişkin bir başka dosya daha getirdiğini belirterek, şunları söyledi: “Adli yardım talebi içeren bir dosya. Şu anda bu dosya değerlendiriliyor. Eğer bir eksiklik varsa karşı tarafa bildirilir, yoksa Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir. Biz Adalet Bakanlığı olarak içeriğiyle ilgilenmiyoruz. Bizim görev alanımız değil. Cuma günü gelen dosyanın hem Almancası var hem Türkçesi var. Cuma günü bana geldiğinde arkadaşlarımız içeriğiyle ilgili bana bilgi vermemişlerdi. Dün bilgi aldım, ayrıca bu dosyanın Türkçesini de göndermişler. Arkadaşlarımız anlaşma bağlamında bir eksik olup olmadığını inceliyorlar.” Şahin, “16 kişi hakkında bilgi ve belge istendiğine” ilişkin iddiaların bulunduğunun hatırlatılması üzerine, “Ne sayı ne şahıslar ne neyle itham ediliyorlar... Bu konu tamamen Adalet Bakanlığı olarak bizim görevimizin dışındadır. Biz bunlarla hiç ilgilenmiyoruz. Bunlarla ilgili dosyayı gönderdiğimizde Cumhuriyet Savcılıkları ilgilenecek” dedi.
|
29.04.2009
|
|
|
Güleçyüz’ün annesi duâlarla… |
Önceki gün vefat eden, gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’ün annesi Fahriye Güleçyüz, dün Kütahya Ulucami’de kılınan öğle namazının ardından Ahi Erbasan kabristanında duâlarla toprağa verildi. Cenaze namazına aile efradı ve çok sayıda Yeni Asya okuyucusu katıldı.
|
29.04.2009
|
|
|
YÖK’ten Türkiye’ye dönün çağrısı |
Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Türkiye’de üniversitelerde öğretim üyesi sağlanmasında ciddî sorunlar bulunduğunu belirterek, yurtdışında master ve doktora yapan öğrencileri, öğrenimlerini tamamlamalarından sonra hemen Türkiye’ye dönmeye çağırdı.
Temaslarda bulunmak üzere geldiği İngiltere’nin başşehri Londra’da, Türk öğrenciler tarafından kurulan Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin, Westminister Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği söyleşiye katılan Yusuf Ziya Özcan ve beraberindeki YÖK heyeti, çoğu İngiltere’deki türlü üniversitelerde master ve doktora yapan kalabalık bir öğrenci topluluğu ve Türk öğretim üyeleri tarafından karşılandı.
YÖK üyeleri Prof. Dr. Atilla Eriş ve Prof. Dr. Durmuş Günay ile birlikte kürsüye çıkan Özcan, göreve geldiklerinden beri, üniversite kapılarındaki birikimi azaltmak için kontenjanları arttırmak, bunun sonucunda ortaya çıkan Öğretim üyesi açığını azaltmak için de yeni öğretim üyeleri yetiştirmek üzere yurtdışına öğrenci göndermek gibi adımlar attıklarını söyledi. Öğretim üyesi açığının kapatılması için ayrıca üniversiteler dışında bürokraside çalışan 487 kişiye de ulaşıldığını belirten Özcan, bu kişilere üniversiteye dönmeleri için teklif götürmeye hazırlandıklarını bildirdi. Yurtdışında eğitim gören Türk bilim adamlarına ülkenin gerçekten ihtiyacı bulunduğunun altını çizen Özcan, bu durumda olup Türkiye’ye dönen hiç kimseyi sevseler de sevmeseler de geri çevirmeyeceklerini de belirtti ve ‘’Kimseye hayır diyecek durumda değiliz, memleketin hepinize ihtiyacı var. Sizden ülkenize bu yardımı yapmanızı bekliyoruz’’ diye konuştu.
|
29.04.2009
|
|
|
YURTKUR’dan mezunlara icra şoku |
YURTKUR, kredi alan ama mezun olduktan sonra borcunu ödemeyen 220 bin üniversiteliye icra takibi başlattı. 600 bin mezun da yakın takibe alındı.
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR), mezun olan 220 bin üniversiteli için icra yolunu seçti. SSK, Bağ- Kur ve Emekli Sandığı nezdinde geniş çaplı bir araştıra başlatan YURTKUR, özellikle çalışır durumda olan ancak borcunu ödemeyen gençleri tesbit etti. Bu tesbitin ardından yüz binlerce kredi borçlusu öğrencinin maaşları üzerinden bu borç tahsil edilmeye başladı. İcra takibi başlatılmayan 600 bin üniversite mezunu için de yakın takip başladı. Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, ‘öğrenim’ ve ‘katkı’ olmak üzere öğrencilere iki tür kredi veriyor.. Ve her bir gencin ortalama borcu 2 ile 8 bin lira arasında değişiyor. Ancak kredi borcu bulunanlar konusunda af çıkarılıp çıkarılmayacağı konusunda ise herhangi bir açıklama yapılmıyor. “Mevcut durumun değiştirilmesine yönelik şu an itibariyle yürütülen herhangi bir çalışma bulunmamaktadır” diyen yetkililer bu konuda kendilerine hergün yüzlerce faks geldiği bilgisini de veriyor. Borç, okulun normal bitim süresinden başlayarak iki yıl içerisinde ve kredi aldığın sürenin yarısı kadar sürede üçer aylık taksitler halinde ödeniyor. Bu plan dahilinde ödenemediği takdirde de kişiye haciz geliyor.
|
29.04.2009
|
|
|
Peygamberimizin (asm) tesbitleri TIP’a ışık tutuyor |
Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Musa Zorlu, “Hz. Muhammed’in tesbitleri bugün bile insan sağlığına ve tıp bilimine ışık tutuyor” dedi.
Doktorlar tarafından kurulan Çorum Anadolu Tıbbiyeliler Derneği (ANATIPDER) tarafından Kutlu Doğum Haftası nedeniyle Devlet Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilen ve “Tıbb-ı Nebevi” isimli konferansta, Hazreti Muhammed’in (asm) asırları aşan sağlıkla ilgili öneri ve uygulamaları konu alındı. Programın açılış konuşmasını yapan Dernek Başkanı Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Musa Zorlu, “O’nun kutlu beyanları içinde 14 asır evvel söylediği beyanlarının 21 asırda tıbbın geldiği noktada doğruluğunu ve isabetliliğini gördükçe hayretimiz artmakta, sevgimiz ziyadeleşmektedir. Efendimiz’in tesbitleri bugün bile insan sağlığına ve tıp bilimine ışık tutuyor” dedi.
|
29.04.2009
|
|
|
Nar suyu prostat kanserini yavaşlatıyor |
AmerİkalI bilim adamları, prostat kanserine karşı etkili olduğu düşünülen nar suyunun prostat kanserinin yeniden ortaya çıkma sürecini yavaşlattığını ispatladı.
Amerika’nın California ve Los Angeles Üniversitelerinden ve İsrail’in Rambam Tıp Merkezi’nden uzmanlar, 6 yıl boyunca iki etaplı olmak üzere radyasyon veya prostat ameliyatından sonra prostata yol ajan antijen değerlerinde yükselme olan 48 denek üzerinde araştırma yaptı. Deneklerden bazılarına her gün yaklaşık 250 gram nar suyu içmeleri söylendi. Altı yılın sonunda ise nar suyu içenlerle içmeyenlerin değerleri karşılaştırıldı. Nar suyu içenlerde prostat PSP (Prostata Spesifik Protein) oranındaki düşüşün, içmeyenlere oranla daha fazla olduğu görüldü.
|
29.04.2009
|
|
|
Üniversitelere yeni yüksekokul ve fakülte |
Hİtİt Üniversitesi, Ordu Üniversitesi ve Erzincan Üniversitesi’ne yeni fakülte ve yüksekokul kurulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayınlandı.
Yayınlanan Bakanları Kurulu Kararı’na göre, Hitit Üniversitesine bağlı Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Ordu’da, diş hekimliği ve güzel sanatlar fakülteleri, Erzincan’da da sivil havacılık yüksekokulu kurulacak.
|
29.04.2009
|
|
|
Ulubat Gölü yok oluyor |
UluslararasI Ramsar sözleşmesi kapsamında bulunan Uluabat Gölü’nün endüstriyel ve evsel atık sularla kirlendiği, kendini yenileyemediği, su kalitesinin giderek bozulduğu bildirildi.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Feza Karaer, Bursa’nın Karacabey ilçesi sınırlarında yer alan Uluabat Gölü’nün her yıl yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yaptığını belirtti. Karaer, gölün korunmasına yönelik yıllardır çalışmalar yaptığını belirterek, son olarak TÜBİTAK destekli, Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy ile BUSKİ ve DSİ 1. Bölge Müdürlüğünün katkıları ile birlikte gölün su kalitesinin korunmasına yönelik bir proje başlattıklarını bildirdi. Projenin, 2011 yılına kadar devam edeceğini belirten Karaer, gölün su kalitesini düzeltmeye amaçladıklarını vurguladı.
|
29.04.2009
|
|
|
Sütü sağlıklı tüketin |
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal, ‘’Bilimsel çalışmalar, süt kaynatıldığında içindeki vitaminlerin yüzde 100’ünün diğer besinlerin de yüzde 60’ının kaybedildiğini ortaya koydu’’ dedi.
Ünal, şu bilgileri verdi: ‘’Süt, insanlar için ne kadar besleyiciyse mikroplar için de besleyici. Daha sütü sağarken, hayvanda hastalık yoksa bile insanın elinden, hayvanın memesinden sütün içine mikrop düşebilir. Çok besleyici olduğundan bir de oda ısısında tutulduysa, mikroplar hızla çoğalır. Sütün mikroptan arındırılması şart. Bunun en basit yöntemi de sütü kaynatmaktır. Ancak bilimsel çalışmalar, süt kaynatıldığında içindeki vitaminlerin yüzde 100’ünün diğer besinlerin de yüzde 60’ının kaybedildiğini ortaya koydu. Süt, fabrikalarda 140 dereceye kadar ısıtılıp, hemen soğutulduğunda ise içindeki mikroplar ölüyor, ancak besin değerleri korunuyor. UHT ambalajlar da 4 aya kadar rafta saklanabiliyor.’’
|
29.04.2009
|
|
|
Trafikte gizli tehlike: Teknoloji farkı |
Gelİşen teknolojileriyle çok sayıda yeniliği bünyesinde barındıran ve kaza riskini azaltan otomobiller ile gerekli donanımdan yoksun araçların aynı trafikte bulunmasının ciddî bir tehlike oluşturduğu bildirildi.
Metal yorgunluğu sebebiyle yolcu güvenliğini, elektronik aksamdan yoksunluğu ile trafiği tehlikeye sokan araçların ayrıca, emisyon hacimleriyle de yeni teknolojiye göre 10 kat fazla çevre kirliliğine yol açtığı belirtiliyor. Güvenli Sürüş Teknikleri Eğitmeni Mehmet Özcan, ‘’Düşük model araçların en büyük handikapları fren sistemlerinin eski olması. Yeni model araçlarda uyarıcı elektronik aksamlar sürücü becerisini ön plana çıkarmıyor, araç sizin yerinize bir takım problemleri çözüyor ve tehlikelerden daha kolay kurtulabiliyorsunuz. Trafikte arka arkaya giden araçlardan ani fren darbesi ile duran yeni model bir araç ile donanımsız eski model aracın kaza yapma ihtimali artıyor.’’
|
29.04.2009
|
|
|
Sınırlara yüksek teknoloji koruması |
Hacettepe Üniversitesi Teknoparkı bünyesinde, görüntüleme sektöründe tecrübeli genç araştırmacıların kurduğu InfoDif firması, ‘’Sınır ihlalleri ve medikal görüntüleme’’ projelerinde geliştirdiği yeni nesil çözümlerle göz dolduruyor.
Firmanın geliştirdiği yapay zekalı yeni yazılım, çok uzak mesafeden tehdidi algılamayı mümkün kılarken, kamufle olmuş ve neredeyse hareketsiz tehditleri bile algılayabilme özelliği gösteriyor. Yazılım, saniyede 100 çerçeve işleyebilen, kar, sis gibi tabiat olaylarını görüntüden temizleme özelliğiyle yurt dışındaki rakiplerine üstünlük sağlıyor. İşlemci teknolojilerinin önde gelen firmalarından Intel’in desteklediği InfoDif, medikal görüntülemede dünyanın en büyük firmalarıyla da rekabete hazırlanıyor. InfoDif firması Genel Müdürü Kerem Çalışkan, iki yıl önce kurulan firmalarının medikal görüntüleme ve savunma sektörü için gözetleme ve gözlemleme alanlarında faaliyetler yürüttüğünü anlattı.
|
29.04.2009
|
|
|
Genetiği değiştirilmiş tohum tehdidi |
YIldIz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şeminur Topal, ‘’genetiği değiştirilmiş tohum kullanımının inanılmaz derecede artığını’’, bunun da sıkıntılara yol açtığını belirtti.
Topal, MKÜ Tayfur Sökmen Yerleşkesi Atatürk Konferans Salonun’da düzenlenen ‘’Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar’’ konferansında yaptığı konuşmada, genetik yapıdaki değişimlerin ürünün özünde bulunan proteini de etkilediğini söyledi. Transgenik tohumların tüm dünyada ciddî bir rant halini aldığını ifade eden Topal, şöyle devam etti: ‘’Genetiği değiştirilmiş tohum kullanımı son yıllarda inanılmaz derecede arttı. Şu an ABD, Kanada, Brezilya, Arjantin gibi birçok ülkede yaklaşık 120 milyon hektar alanda genetiği değiştirilmiş tohum yetiştiriliyor. Tarım ve Köyişleri Bakanlığına göre ülkemize bu tür tohumların girişi yasak. Ancak bu konuda gümrük kapılarımızda gerekli kontroller yapılmıyor.’’ Topal, genetiği değiştirilmiş tohumların sağlık ve ekolojik risklerinin de bulunduğunu söyledi. Konferansa öğretim üyeleri, öğrenciler ve çiftçiler katıldı.
|
29.04.2009
|
|
|
Mustafa Topaloğlu ABD’yi de güldürdü |
Mustafa Topaloğlu’nun ABD Başkanı Barack Obama için bestelediği şarkı, Amerikan televizyonlarına da konu oldu.
ABC’de yayınlanan Jimmy Kimmel Live adlı programda gösterilen klip, izleyenleri de güldürdü. Programın sunucusu Jimmy Kimmel, klipten kısa bir parça da gösterdi. Mustafa Topaloğlu’nun ismini telâffuz etmekte güçlük çeken ve “Muhtemelen sahne ismi” esprisi yapan Kimmel, klibi gösterdikten sonra ise “Bu da onların Madonnası. Ancak belki de dünyayı birleştirmek sanıldığı kadar iyi bir düşünce değil.” diye konuştu.
|
29.04.2009
|
|
|
Bahar alerjisine dikkat |
Avrupa Acil Tıp Birliği Başkan Vekili uzman doktor Ülkümen Rodoplu, ilkbahar aylarında artan polenler sebebiyle alerjik astım hastalarının dikkatli olmaları gerektiğini bildirdi.
Dr. Rodoplu, yaptığı açıklamada, ilkbahar aylarında saman nezlesinde artış olduğunu belirtti. Saman nezlesi, bahar alerjisi ya da yaz gribi olarak isimlendirilen alerjik rinitin, kişilerin duyarlı oldukları alerjen maddeler ile temastan sonra ortaya çıkan ve çok sayıda kişiyi etkileyen bir hastalık olduğunu kaydeden Dr. Rodoplu, alerjik rinitin başlıca belirtilerinin, burunda kaşıntı, tıkanıklık, akıntı, hapşırma, kuru öksürük ve boğaz kaşıntısı olduğunu söyledi. Başta polenler olmak üzere, küf mantarları, çeşitli gıdalar (yumurta, çilek, balık gibi), ev tozu, kedi ve köpek gibi hayvan tüyleri ve çeşitli kimyasallar da hastalığa sebep olabildiğini anlatan Dr. Rodoplu, alerjik riniti olan kişilerde, sinüzit, kulak hastalıkları ve geniz eti gelişiminin de sıklıkla görüldüğünü ifade etti.
|
29.04.2009
|
|
|
|